Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/519 E. 2021/530 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/519 Esas – 2021/530
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/519
KARAR NO : 2021/530

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/07/2017
KARAR TARİHİ : 05/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26.07.2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … (54 yaş) kardeşi müteveffa … 23.03.2015 tarihinde (44 yaşında) …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı araçla müteveffaya çarpması sonucu hayatını kaybettiğini, Söz konusu bu ölümlü trafik kazası nedeni ile … Ceza Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile dava açıldığını, ancak söz konusu bu davada taraflarına kabulü mümkün olmayacak şekilde sanığın kusursuz olduğundan bahisle beraat ine karar verildiğini, mahkemece oluşturularak bilirkişilerce kaza ve oluş şekline göre oluşturulan raporda birçok eksikliklerin tespit edileceği tartışmasız olduğunu, zira oluşturulan kusur raporunda tespitini yapabildikleri eksiklikler; olduğunu, sürücülerin her an yola yaya ya da başka bir şeyin çıkabileceği ihtimaline göre aracı sevk ve idare etmesi gerekirken kaza tutanağında bu hususun göz ardı ediliğini, yargılama sürecinde bir çok usulü eksiklikler olmuş hüküm vermeye elverişli olmayan kusur raporları ile sanığa beraat hükmü verildiğini,
Yargılama sırasında söz konusu bu araç davalı sigorta şirketine sigortalı olduğu tespit edilmiş ve bu ölümlü trafik kazası nedeni ile müvekkili tarafından 08.04.2015 tarihinde davalı sigorta şirketine tazminat talepli bildirimde bulunulduğunu, ancak davalı sigorta şirketi bu güne değin ne ödeme yapmış nede bir cevap vermediğini,

Bu itibarla müvekkil adına davalı sigorta şirketine iş bu davayı yöneltmek gerekmiştir. Zira müvekkili davacı bayan (olay esansında 51 yaşında) kardeşi müteveffanın bakımı ve desteği ile yaşantısını sürdürmekte olduğu kardeşinin ölümü ile kendisini hem madden hem manen destekten yoksun kaldığını, davacı müvekkili hayatındaki tek destekçisini kaybetmenin acısının yanında bunca yoklukta birde kardeşinin defin ve cenaze işleri ile uğraşmak zorunda kalmış ve bunlar içinde masraf yapmak zorunda kaldığını, İş bu masrafların da davalı sigorta şirketinden tahsili gerektiğini, tüm bu nedenlerle fazlaya dair dava ve ıslah hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile tahsiline, Fazlaya dair dava ve ıslah hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500 TL cenaze ve defin giderinin kaza tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte toplamda şimdilik fazlaya dair dava ve ıslah hakları saklı kalması kaydı ile 1000 TL’nin kaza tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsiline yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılamanın devamı sırasında mahkememize vermiş olduğu ıslah dilekçesinde, müvekkili tarafından fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı tutarak davalı aleyhine açılan tazminat davasında, Mahkemenizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda yapılan hesaplamada aleyhe olan hususları kabul etmediklerinim, dava dilekçesinde talep ettikleri alacaklarından farklı olarak müvekkilin; 38.175,54 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 500,00 TL cenaze ve defin gideri, olmak üzere toplam 38.675,54 TL alacağının olduğunu, Bu itibarla; bilirkişi raporu doğrultusunda dava değerinin cenaze ve defin giderinin 500,00 TL Destekten yoksun kalma tazminatının 37.675,54 TL olmak üzere toplam 38.675,54 TL olarak kaza tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi talebi ile ıslahını talep ettiklerini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen 23.03.2015 tarihi kazaya karıştığı belirtilen … plakalı araç, müvekkili şirkete 25.07.2014 – 25.07.2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 85896381 numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 290.000,00 TL olduğunu, Trafik sigortacısı şirket üçüncü kişilerin uğramış oldukları beden zararlardan sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusur oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa işletene düşen bir sorumluluğunun bulunmayacağını, tüm bu nedenlerle müvekkili temerrüde düşmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, ZMMS kapsamında maddi destekten yoksunluk tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların göstermiş oldukları delilleri toplanılmış, Trafik Tespit Tutanağı örneği, Hasar dosyası örneği, Sigorta Poliçe örneği, Ceza dosyası örneği, davacılara kaza nedeni ile ödeme yapılmasına ilişkin SGK yazı cevabı, mirasçılık belgesi, Sosyal ve ekonomik durum tespit formu, dosya içerisine kazandırılmış, aktüerya ve kusur bilirkişilerinden rapor aldırılıp dosyamız arasına alınmıştır.
… Ceza Mahkemesinin … K, sayılı dosyası incelenmiş; Ceza Mahkemesi dosyasının 16/02/2016 tarihinde karara bağlandığı ve dava dışı sürücü ( sanık ) …’ın taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan cezalandırılması istenmiş ise de; sanığın olayda kusuru bulunmadığından CMK 232/2-c maddesinden beraatine karar verildiği, yerel mahkeme kararının temyiz edildiği halen yargıtay aşmasında olduğu UYAP sisteminden yapılan sorgulamadan anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; 23/03/2015 tarihinde davalı dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacının kardeşi …’e çarpması sonucunda vefatına sebep olduğu, dava dışı sürücü hakkında “taksirle ölüme neden olma” suçlaması ile açılan davanın … Ceza Mahkemesinde görülüp beraat ile sonuçlandığı, ceza dosyanın halen yargıtay aşamasında olup kesinleşmediği, davacının kardeşin vefatı sebebiyle, davalı sigorta şirketinden, destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze- defin giderlerini talep ettiği, davalı sigorta şirketin ise davanın reddine talep ettiği davada yapılan yargılama sonucunda; destekten yoksun kalma tazminatı desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK. md. 53/1-3.maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Mahkememiz tarafından Aktüerya ve kusur bilirkişisinden alınan 18/09/2018 tarihli raporlarında; gerçekleşen trafik kazası sonucunda davalı sürücü …’ın %40 oranında , müteveffa yaya …’ün ise %60 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, davacının müteveffanın kardeşi olduğu, kaza ölüm tarihinde birlikte yaşadıkları, destekte birlikte oturmanın ve bekar olmanın tek başına destekten yoksun kalma tazminatı isteme hakkını doğurmayacağı, davacının çalışmasını engelleyici özrünün veya sağlık sorunun olduğu konusunda somut kanıtının bulunması gerektiği, çalışmasına engel sürekli bir sakatlığının olmadığı, en son 201/2.dönemde çalışmasının bulunduğu ve kira gelirinin olduğu, müteveffanın ise asgari ücretle çalışmasının bulunduğu, davacının kardeşinden destek olmadan yaşamının sürdürebileceğinin değerlendirildiği ancak mahkemece aksi kanaattin hasıl olması halinde davacı kardeşinin destekten yoksun kalmasından kaynaklı tazminat edebileceğinin kabulü halinde ise 23.222,06-TL tazminat talep edebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığına sunulmak üzere Trafik kazası bilirkişisi Aytekin Kara tarafından düzenlenmiş bilirkişi raporunda; olayda sanık sürücü …’ın kusursuz olduğu , müteveffa yaya …’ün ise asli kusurlu olduğunun belirtildiği,
… Ceza Mahkmesine sunulmak üzere Trafik kazası bilirkişisi …. tarafından 24/10/2015 tarihinde düzenlenmiş bilirkişi raporunda; olayda davalı sürücü …’ın kusursuz olduğu, müteveffa yaya …’ün ise asli kusurlu olduğunun belirtildiği,
Dosyamızda aldırılan kusur raporu ile dosya içerisinde bulunan ceza dosyaları arasındaki kusur raporları arasında çelişki bulunması ve taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda, kusur raporlarına itirazının değerlendirilmesi için, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından 06/03/2019 Tarihli bilirkişi raporu aldırılmış raporda özetle; olayda dava dışı sürücü …’ın kusursuz olduğu, müteveffa yaya …’ün ise %100 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği,
Davacı vekilinin itirazı üzerine bu sefer; İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından 23/10/2019 Tarihli bilirkişi raporu aldırılmış raporda özetle; olayda dava dışı sürücü …’ın kusursuz olduğu, müteveffa yaya …’ün ise %100 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği,

Davacı vekilinin tekrarlayan itirazları üzerine bu sefer; İTÜ Trafik Kürsüsü’nden oluşturulan heyetten rapor aldırılmasına karar verilmiş, İstanbul Teknik Üniversitesinden seçilen 3 kişilik bilirkişi kurulundan alınan 07/10/2020 tarihli raporda; olayda dava dışı sürücü …’ın kusursuz olduğu, müteveffa yaya …’ün ise %100 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, aynı olaya ilişkin alınan kusur raporlarının bir biriyle uyumlu olduğu da değerlendirildiğinden son alınan rapora itibar edilmiştir.
Dosya kapsamına göre; dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı dava dışı araç sürücüsü …’ın kusursuz olduğu, davacının desteği olan yaya …’ÜN olayda %100 kusurlu olduğu, dosyada bulunan bilirkişi kurulu raporları ile anlaşıldığı, davalının sigortacısı olduğu araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığı dikkate alındığında, (Emsal Yargıtay 17.HD 26/11/2020 gün ve 2019/6235 E, 2020/7763 K sayılı ilamı ) açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Davanın REDDİNE,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harç ile tamamlanan 161,00 TL harçların mahsubu ile fazla alınan 133,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.801.33 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05.07.2021