Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/427 E. 2021/265 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/427
KARAR NO : 2021/265

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/06/2017
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
K. YAZIM TARİHİ : 31/04/2021

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesi özetle; Müvekkillerinin 26.02.2010 tarihli Anonim Şirket hisse devir sözleşmesi ile … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin tüm hisselerini devraldıklarını, sözleşme hükümlerinde açıkça belirtilmesine karşın 2.921.856,40 TL büyüklüğündeki borcun kasten ve profesyonelce davalı defter ve kayıtlarından usulsüzce gizlenerek davalıların borç bildirim yükümünü kasten ve ustalıkla ihlal etmesi neticesinde müvekkil şirketin aktifinde zarar oluşturulduğunu, müvekkilleri tarafından cari hesap defter kayıtlarında bir hata olabileceği değerlendirmesiyle “alacak” davası olarak ileri sürülen bu hususun yargılama konusu yapılarak … Ticaret Mahkemesinin … E ve … K. sayılı dosyası üzerinden görülen davadan ve özellikle dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporları içeriğinden davalı defter ve kayıtlarında kasten usulsüzlükler yapıldığının anlaşıldığını ve müddeabihin alacak davası ile değil ancak zarar-kusur araştırması çerçevesinde tazminat davasına konu edilmesi gerektiği kanaati ile iş bu davanın başlatıldığını, … Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin müvekkilleri ve alacaklarını müvekkillerine temlik edenler ile davalılar arasında 26.02.2010 tarihinde anonim şirket hisse senedi satış ve devir sözleşmesi yapılarak müvekkillerine ve alacaklarını temlik edenlere devredildiğini, müvekkillerinin bu şirketi almaktaki amacının şirketin daha önce kazandığı ihale olan Kasımlar Hes projesinin yapımını üstlenmek olduğunu, her şirket devrinde olduğu gibi basiretli bir tüccar olan müvekkillerinin şirket defter ve kayıtlarını incelediklerini ve ayrıca bir borç olmadığına dair taahhütname aldıklarını, buna rağmen davalıların mevcut olan borcu kasıtlı olarak muhasebe ve kelime oyunlarıyla gizlediklerini, davalıların kasıtlı ve profesyonelce gizledikleri borcun şuanda kapatılmış bulunan Elektrik İşleri Etüt idaresine olan hizmet bedeli borcu olup borcun temelinin 26.08.2005 yılında imzalandığı anlaşılan ve davalılarca imzalanan taahhütname olduğunu, bu taahhütname gereği toplam hizmet bedelinin % 1’i olan tutarın davalılarca 2005 yılında idareye ödendiğini, ödenen tutarın 2009 yılına kadar defter ve kayıtlardan gizlendiğini, 2009 yılında ise “verilen depozito ve teminatlar” başlığı altında defterlere yansıtıldığını, üst başlığın ise yanıltıcı şekilde “ticari alacak” olarak belirlendiğini, bilindiği üzere depozito ve teminatların şarta bağlı olarak ve ileride iade edilmek üzere ödenen tutarlar olup ödenen meblağın ise bir alacak değil borç ödemesi olduğu ve ödenmesi gereken tutarın yüzde biri olduğunu, yüzde doksan dokuz oranında borç beklediğini, kapanış tasdikleri dahi usulüne uygun yapılmayan defter ve kayıtlarda anılan borcun profesyonel olarak gizlenmeye devam edilerek kelime oyunlarıyla müvekkillerine devredildiğinin anlaşılacağını, muhasebe kayıtlarının muhasebe usul ve ilkelerine aykırı olarak yapıldığı ve bu aykırılık nedeniyle müvekkilleri tarafından borcun kalan kısmı olan (gecikme faiziyle beraber) 5.055.471,52 TL ödenmek durumunda kalındığını, ortaya çıkan bu zararın tazminat ilkeleri doğrultusunda davalılardan tahsil edilmesi gerektiğini, Ankara 8 Asliye Ticaret Mahkemesince ortaya çıkarılan usulsüzlüklerle ilgili Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığına ” Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık” ve “özel evrakta sahtecilik suçlarından” suç duyurusunda bulunulduğunu, belirterek davalıların imzalanan taahhütlerden sorumluluklarının bulunduğunun tespitine, davalıların muhasebe ilke ve usulüne uygun defter tutmadıklarının tespitine, davalıların imzaladıkları sözleşmelere aykırı tutum ve davranış sonucu ortaya çıkan zararların tazminine, tazminat ilkeleri gereği zarar sabit olduğundan davalıların kusursuzluklarını ispat yükü bulunduğunun ve bu cümleden olmak üzere müvekkili şirketçe faiziyle birlikte ödenen toplam 5.055.471,52 TL’nin HMK’ nın 109. maddesi gereği şimdilik 10.000,00 TL’sinin işleyecek faizleri ile beraber davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalılar vekili cevap dilekçesi ile; İş bu davanın … Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı dosyasında görülüp Mahkemenin … nolu ilamı ile 07.10.2015 tarihinde reddedildiğini, kararın karşı tarafça temyiz edilip dosyanın Yargıtayda olduğunu, derdestlik itirazları doğrultusunda inceleme yapılarak dava şartı noksanlığından davanın reddini talep ettiklerini, … Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasına sunulmuş olan dava dilekçesinde, davalı müvekkilleri ile yapmış oldukları hisse devir sözleşmesindeki açık hükme rağmen, davacıların dava konusu olan “hizmet bedeli” nin ödenmesinin müvekkillerinin edimi olduğunu, bu hususa ilişkin olarak şirket hissesinin devri esnasında taraflar arasında yapılmış olan “due diligence” görüşmelerinde davacı tarafın muhasebecilerinin de bulunmuş olmasına ve müvekkillerin hisse devrinden önce idare ile imzalamış olduğu sözleşmeler, taahhütnameler, ticari defterler, yapılmış olan tüm giderlerin belgeleri, davacılara teslim edilmiş ve yaptıkları incelemelerden sonra hisse devri sözleşmesinin imzalanmış olmasına rağmen, “geriye kalan hizmet bedeli” ödemesinden haberdar olmadıklarından bahisle, ödemiş oldukları bu bedelin müvekkillerden tahsili gerektiğini (alacak adı altında) iddia ettiklerini, huzurdaki davada ise yine aynı şekilde, aynı iddialarla “geriye kalan hizmet bedeli” ödemesinden haberdar olmadıklarından bahisle, ödemiş oldukları bedelin müvekkillerden tahsili gerektiğini (bu sefer tazminatı adı altında) iddia ettiklerini, davacıların Ankara …. Noterliğinin l2.l2.20l l tarihli… sayılı ihtarnamelerinden de elde etmeyi amaçladıkları hukuki menfaatleri açıkça anlaşılacağını, iş bu ihtarnamenin dahi tek başına; davacının huzurdaki davayı … Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasında elde edemediği hukuki menfaati elde etmek için kötü niyetli olarak hakkın kötüye kullanımı niteliğinde ikame ettiğini gösterdiğini, İhtarname içeriği, … Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasındaki dava dilekçesi, huzurdaki davanın dava dilekçesi ve diğer resmi bilirkişi raporları, bilimsel mütalaalar, davacıların ikrar ve beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının … Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı davası reddedilince, aynı hukuki menfaati sağlamak amacıyla, aynı maddi vakıalara dayanarak iş bu HMK 329 TMK 2 vd kapsamında kötü niyetli ve HMK 114 vd kapsamında ki mükerrer davayı açtığının açıkça görüleceğini, huzurdaki davanı belirsiz alacak davası olarak açılmayacağını, aksi halde davacının eksik harcı tamamlamasına karar verilmesini talep ettiklerini, davacı ortak …’ün ve davacı ortak … İnş. San. Turizm. Nak ve Tic. A.Ş.; ortaklığın yani Değirmenüstü Enerji Üretim Tic. ve San. A.Ş (Eski … Enerji San Tic. A.Ş ile birleşmiştir) dava neticesinde karar verilmesini istediği menfaatin kendisine de ödenmesini talep edemeyeceğini, davacı ortak …’ün ve davacı ortak … İnş. San. Turizm. Nak. ve Tic. A.Ş.’nin bu şekilde bir talepte bulunmasının hukuken mümkün olmadığını, davanın zamanaşımı süresi içerisinde ikame edilmediğini, davacıların ortada sahtecilik veya dolandırıcılık suçunun unsurları kapsamında suç teşkil eden herhangi bir eylem olmamasına rağmen, TTK’nun 18. maddesi uyarınca tacir sayılan davacı şirket ortaklarının ( Güliş Enerji …A.Ş,Herav Enerji …A.Ş, Petek Enerji ….A.Ş, Cemre Enerji ….A.Ş Nur Elektrik Üretim…A.Ş, Sur Enerji Yatırım …A.Ş, … Eletrik Enerjisi Toptan Satış A.Ş, Pro Market ltd.Şti, Çamyuva Turizm Yat. A.Ş, Petpa Akaryakıt A.Ş, Tekpa Beton SanA.Ş, GAE Enerji A.Ş, Agen Enerji A.Ş, Gülce Enerji …A.Ş, Mar-an Enerji …A.Ş, Pamir Enerji. .A.Ş,) ; tüm hisselerini devir aldıkları … Enerji San ve Tic. A.Ş.’nin bizzat kendi iştigal alanları olan enerji alanında kurulmuş olduğunu bildiklerini, davacıların … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin hisselerini Kasımlar barajı ve Hes projesi nedeniyle külliyen almış olduklarını, tüm hisseleri devir alınan bu şirketin tek aktifi ve/veya tek pasifinin; Kasımlar Barajı ve Hes projesi olduğunu, taraflar arasındaki 26.02.2010 tarihli hisse devir sözleşmesinin 4. ve 5. Maddelerinde. inşa edilecek tesisler ile ilgili Çevre ve Orman Bakanlığından “Ced Olumsuz Kararı” verilmesi halinde; Su Kullanım Anlaşmasının hükümsüz kalacağının açık olarak beyan edildiğini, ayrıca müvekkillerinin almış oldukları avansı iade edeceklerini veya hisse devir bakiye bedeli olan 5.500.000 USD’nin Çed raporu, su kullanım anlaşması ve enerji üretim lisansının alınmasından sonra davalı – satıcı müvekkillere ödeneceğinin belirlendiğini, davacı tarafın, … A.Ş’ nin tüm hisselerine sahip davalı müvekkillerinden bu şirketin tüm hisselerini satın alırken, bu hisseler karşılığı davalı müvekkillere ödeyeceği hisse devir bedellerinin ödemesini; sözleşmenin 4.1 ve 4.2 maddeleri gereği Çed raporunun alınmasına, su kullanım anlaşmasının yapılmasına, üretim lisansının alınması şartına bağlı tuttuklarını ve bu şartların yerine gelmesi halinde bu sözleşmenin hükümsüz sayılmasına karar verdiklerini, davalı müvekkillerinin ise; bu şartların yerine gelmesi halinde Çed ile yapılan anlaşmaya göre geriye kalan ödeme hariç sair borcu bulunmayacağını beyan, kabul ve taahhüt ettiklerini, davacıların iddialarının aksine devir işlemleri sırasında kimseden herhangi bir şey gizlenmediği yapılan bilirkişi incelemeleri ve sunulan bilimsel mütalaalarla kesin ve net olarak ispat edildiğini, müvekkillerinin, hisse devri ve sözleşme öncesi 2005 Haziran ayında EİEİ’ye % l .lik ödeme olan 29.2517,20 TL bedeli makbuz karşılığı yatırmış olduklarını, 2006 ve 2007 yıllarında da Kasımlar Barajına ilişkin başkaca ödemeleri de yapmış olduklarını ve davacıların iddialarının aksine bu ödeme ve kayıtları ticari defterlere işlemiş olduklarını, 2005 yılı itibariyle ise Kasımlar Barajı ve HES projesinin daha en başında olunması, EİEİ, DSİ, ERDK’dan Su Kullanım Anlaşması, ÇED raporu veya üretim lisanslarının alınıp alınamayacağının belli olmaması belki de hiç alınamama ihtimalinin olması ve bu aşamaların da uzun bir süre alacak olması gibi nedenlerle; Davalı müvekkillerince yatırıma kesin olarak devem edileceği öngörülmediğinden özellikle % 1 lik 29.517,20 TL.lik ödeme “verilen depozito ve teminat hesabına” kaydedildiğini, davacı şirket’in (… Enerji San ve Tic. A.Ş.) eski ortakları olan davalı müvekkillerinin, ilgili dönemde, ilgili tutarı “ Verilen Depozito ve Teminatlar Hesabından” İzlemeye başlayıp 2009 yılında kar – zarar hesabının tespitinde “gider” olarak dikkate aldığı ve vergilendirmede dönemsellik ilkesinden hareketle vergi matrahından düşmemek için “kanunen kabul edilmeyen giderler hesabına” aktarılarak hesabın kapatıldığını, … Ticaret Mahkemesinin 2011 /699 E sayılı dosyasında yer alan cevap dilekçesi ekindeki ve iş bu dilekçe ekinde; davacı şirkete ait 2005, 2006, 2007, 2008, 2009 yıllarına ait bilanço ve mizanlar incelendiğinde; DSİ’ye ödenen Kasımlar Barajı ve Hes Projesine ait Hizmet Bedelinin % 1 .lik ödemesi 29.517,70 TL., yine DSİ Genel Müdürlük Merkez Saymanlığına ödenen 10.318,00.TL., yine Kasımlar Barajı ve Hes Fizibilite Ücreti Olan 10.318 TL, ve diğer ödemelerin ticari defterlerde kayıtlı olduğunun görüleceğini, şarta bağlı, henüz bir edim, taahhüt aşamasına gelmemiş yani tahakkuk etmemiş ve tahakkuk edip etmeyeceği belli olmayan dava konusu %99.luk hizmet bedelinin; 31.12.2009 veya daha önceki bilançolarda gösterilmesinin yasal olarak mümkün ve/veya zorunlu olmadığını, belirterek davanın davacı ortak … İnş. San. Turizm. Nak ve Tic. A.Ş. ve davacı ortak … açısından husumet yokluğundan reddine, dava belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından hukuki yarar yokluğundan reddine, davanın … Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası göz önüne alınarak derdestlik nedeniyle reddine, davanın ayrıca zamanaşımı itirazları kapsamında reddine, davacıların TMK’nun 2. maddesi kapsamında dürüstlük kuralına aykırı, hakkın kötüye kullanımı niteliğindeki, kötü niyetli, hakka ve hukuka uygun olmayan davalarının esastan da reddine karar verilmesini istemiştir.
ÖN İNCELEME: Mahkememizde yapılan ön inceleme duruşmasında yargı hakkı, görev ve yetki hususları, dava ve taraf ehliyetleri, dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, bu yönlerde bir iddia ve itirazda bulunulmadığı gibi Mahkememizin de görevli ve yetkili olduğu ve dava şartlarının tamam olduğu anlaşılmış; tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiş; taraflar sulhe veya arabuluculuğa teşvik edilmiş, ön inceleme duruşmasında hazır bulunan taraf vekilleri sulh olmalarının mümkün olmadığını ve arabuluculuğa başvurmak istemediklerini belirtmişlerdir.
DELİLLER: Tarafların delilleri toplanmış, davacılar vekili tarafından uzman görüşü, anonim şirket hisse devir sözleşmesi, protokol, bilançolar, gelir tabloları, taahhütnameler ibraz edilmiş, davalılar vekili tarafından uzman görüşü, bilirkişi raporları, davacıların hisse devri sonrası yaptığı işlemlere ilişkin bilgi-belgeler, protokol, ödeme belgeleri ibraz edilmiştir. Mahkememizce … … A.Ş’ye ilişkin ticaret sicil kayıtları ile ana sözleşmesi, Büyükçekmece C.B’nın 2017/23207 sor.sayılı dosya sureti, Elektirk İşleri Etüt İdaresi ile DSİ kayıtları, Ankara 8. ATM’nin … Esas sayılı dosyası getirtilmiştir.
Mahkememizce SMMM, borçlar hukuku uzmanı ve hesap uzmanı bilirkişiden oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor alınmış, düzenlenen raporda sonuç olarak; Somut olayda, … …A.Ş. kayıtlarında, 25.08.2005 tarihinde ödenen 29.515,70 TL’nin “Kasımlar Barajı Depozitosu” açıklaması ile kayıtlandığını, ayrıca “ 689-Diğer Olağan Dışı Gider ve Zarar hesabı ile kaydın gelir Gider hesabına aktarılmış ve 2009 yılı bilançosunda görülmediğini, dosyada bu işlemin niçin yapıldığına dair herhangi bir belge bulunmadığını, dolayısıyla, ayrıca bir bilgilendirme olmadığı takdirde Hisse Senedi Devir Anlaşması öncesindeki 29.515,70 TL tutarlı kaydın Vergiler dahil Kasımlar Barajı hizmet Bedeli %1 e dair olduğunun anlaşılamayacağı, kaldı ki, son bilançoda(2009) bu kayıt bulunmadığı; Hisse Devri Sözleşmesi hükümleri, Taahhütnameler, Su Kullanım Anlaşması hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davalıların hisse devir sözleşmesine aykırı davrandıkları sonucuna varılamadığını, kendisi de enerji alanında faaliyet gösteren davacı tacirin, Hisse Devir Sözleşmesini imzalarken basiretli bir işadamı gibi davranması gerektiğini, bu nedenle, davacının hisse devri sırasında bazı hususları gizlediği iddiasının da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini, Kasımlar HES Barajının yapımını üstlenmek için davalı şirketi devralan davacıların, Kasımlar Barajı ve HES projesiyle ilgili “Enerji projeleri gözlem, etüt ve planlama çalışmaları yapımı”na ait hizmet bedeline ilişkin borcu da araştırması gerektiği kanaatine varıldığını, davalıların davacılar tarafından Elektrik İşleri Etüt İdaresine ödenen hizmet bedeli nedeniyle davalıların kusur ve sorumluluklarının olup olmadığı hususu ise hukuki bir sorun olup, bu hususun takdirinin Mahkemeye ait olduğunu, davalıların sorumlu olduklarının kabulü halinde davacıların talep edebileceği miktarın toplam 5.055.471,52 TL’den ibaret olduğunu belirtmişlerdir.
Davacılar vekili tarafından dava harcı yatırılarak ıslah edilmiş, ıslah dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiş, davacılardan …’ün yargılama sırasında vefatı nedeniyle veraset ilamı sunularak mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, 26.02.2010 hisse devir sözleşmesinden önce doğmasına rağmen davalılarca kasten gizlenmek suretiyle sözleşmeye aykırı davranıldığı iddiasıyla sözleşmeden sonra idareye ödenmek zorunda kalınan hizmet bedelinin davalılardan tazmini istemine ilişkin(TTK’nun 553.maddesine göre, yöneticinin sorumluluğuna dayalı) tazminat davasıdır.
Her ne kadar davalılar vekili derdestlik, zamanaşımı, hukuki yarar yokluğu ve husumet itirazlarında bulunmuş ise de; Dosyamız ile Ankara 8. ATM.’nin … Esas sayılı dosyalarının taraflarının ve dava dayanaklarının aynı olmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin derdestlik itirazının reddine; Davada ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği ve bu sürenin dava tarihi itibari ile dolmadığı anlaşılmakla davalılar vekilinin zamanaşımı itirazının reddine; Davanın kısmi dava olduğu, davacıların hukuki yararlarının bulunduğu anlaşılmakla davalının bu yöndeki itirazının reddine; taraflar arasındaki sözleşme ve protokol de dikkate alındığında davacıların aktif husumet ehliyetlerinin bulunduğu anlaşılmakla bu yöndeki itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, sözleşme ve ekleri, ibraz edilen ve getirtilin bilgi-belgeler, bilirkişi heyet raporu ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Davacılar vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili davacıların 26.02.2010 tarihli anonim şirket hisse devir sözleşmesi ile … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin tüm hisselerini devraldıklarını, sözleşme hükümlerinde açıkça belirtilmesine karşın 2.921.856,40 TL Elektrik İşleri Etüt idaresine olan hizmet bedeli borcunun kasten davalı defter ve kayıtlarında gizlenerek davacı şirketin aktifinde zarar oluşturulduğunu, davacılar tarafından cari hesap defter kayıtlarında bir hata olabileceği değerlendirmesiyle “alacak” davası olarak bu hususun yargılama konusu yapılarak … Ticaret Mahkemesinin … E ve … K. sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, ancak görülen davada ve dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporları içeriğinden davalı defter ve kayıtlarında kasten usulsüzlükler yapıldığının anlaşıldığını ve müddeabihin alacak davası ile değil ancak zarar-kusur araştırması çerçevesinde tazminat davasına konu edilmesi gerektiği kanaati ile iş bu davanın açıldığını belirterek davacı şirketçe faiziyle birlikte ödenen toplam 5.055.471,52 TL’nin HMK’nun 109. maddesi gereği şimdilik 10.000,00 TL’sinin işleyecek faizleri ile beraber davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah ile dava değeri toplamda 5.055.471,52 TL olarak artırılmıştır.
Davalılar vekili ise cevap dilekçesi ile; Eldeki davada talep edilen bedel ile ilgili açılan davanın … Ticaret Mahkemesi … E. … K. no.lu dosyası ile reddedildiğini, bu davada şirket hissesinin devri esnasında taraflar arasında davacı tarafın muhasebecilerinin de bulunmuş olmasına ve müvekkillerin hisse devrinden önce idare ile imzalamış olduğu sözleşmeler, taahhütnameler, ticari defterler, yapılmış olan tüm giderlerin belgeleri, davacılara teslim edilmiş ve yaptıkları incelemelerden sonra hisse devri sözleşmesinin imzalanmış olmasına rağmen, “geriye kalan hizmet bedeli” ödemesinden haberdar olmadıklarından bahisle, ödemiş oldukları bu bedelin müvekkillerden tahsili gerektiğini (alacak adı altında) iddia ettiklerini, huzurdaki davada ise yine aynı şekilde, aynı iddialarla “geriye kalan hizmet bedeli” ödemesinden haberdar olmadıklarından bahisle, ödemiş oldukları bedelin müvekkillerden tahsili gerektiğini (bu sefer tazminatı adı altında) iddia ettiklerini, davalı müvekkillerince yatırıma kesin olarak devem edileceği öngörülmediğinden özellikle % 1 lik 29.517,20 TL.lik ödeme “verilen depozito ve teminat hesabına” kaydedildiğini, davacı şirket’in (… Enerji San ve Tic. A.Ş.) eski ortakları olan davalı müvekkillerinin, ilgili dönemde, ilgili tutarı “ Verilen Depozito ve Teminatlar Hesabından” İzlemeye başlayıp 2009 yılında kar – zarar hesabının tespitinde “gider” olarak dikkate aldığı ve vergilendirmede dönemsellik ilkesinden hareketle vergi matrahından düşmemek için “kanunen kabul edilmeyen giderler hesabına” aktarılarak hesabın kapatıldığını, DSİ’ye ödenen Kasımlar Barajı ve Hes Projesine ait Hizmet Bedelinin % 1 lik ödemesi 29.517,70 TL., yine DSİ Genel Müdürlük Merkez Saymanlığına ödenen 10.318,00.TL., yine Kasımlar Barajı ve Hes Fizibilite Ücreti Olan 10.318 TL, ve diğer ödemelerin ticari defterlerde kayıtlı olduğunun görüleceğini, şarta bağlı, henüz bir edim, taahhüt aşamasına gelmemiş yani tahakkuk etmemiş ve tahakkuk edip etmeyeceği belli olmayan dava konusu %99.luk hizmet bedelinin; 31.12.2009 veya daha önceki bilançolarda gösterilmesinin yasal olarak mümkün ve/veya zorunlu olmadığını belirterek kötüniyetli davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında, hisse devir sözleşmesi bulunduğu ve sözleşme şartlarının yerine getirildiği konusunda anlaşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmazlık; hisse devrine konu … Enerji San. ve Tic. A.Ş yöneticileri olan davalıların, sözleşmeden önce doğmasına rağmen defter kayıtlarında kasıtlı olarak gizlemek suretiyle sözleşmeye aykırı davranıp davranmadıkları, bu bağlamda davacı yanca sözleşmeden sonra idareye ödenmek zorunda kalınan hizmet bedelinden davalıların sorumlu olup olmadıkları noktalarında toplanmaktadır.
Mahkememizce alınan SMMM, borçlar hukuku uzmanı ve hesap uzmanı bilirkişilerden oluşturulan bilirkişi heyet raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli, gerekçeli ve hüküm vermeye elverişli olduğu görülerek hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi heyet raporu tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde; İncelenen … Enerji…A.Ş. yevmiye defterlerinin açılış tasdikleri zamanında ve usule uygun olarak yaptırıldığı, ödeme belgelerinin bulunduğu yıllarda ki defterlerden 2005 yılı defterinde kapanış noter tasdiki bulunmamaktadır. 2009,2011,2012 yılları defterlerinin kapanış noter tasdiklerinin zamanında ve usule uygun olarak yaptırıldığı, 2005 yılında davalılar tarafından 25.08.2005 tarihinde banka aracılığıyla ödenen 29.515,70 TL’nin şirket kayıtlarında 126- Verilen Depozito ve Teminatlar hesabında 126.01- Kasımlar Barajı Depozitosu işl.No 00000001, … hesabında kayıtlı olduğu, 2009 yılına kadar 126 Verilen Depozito ve Teminatlar hesabında (depozito olarak) bulunan Su Kullanım Anlaşması %1 lik ödemesi 29.515,70 TL. nın 15.07.2009 tarihinde 56. Yevmiye kaydında 689-Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar hesabına (Kanunen kabul edilmeyen Gider olarak) aktarıldığı, dolayısıyla bu miktarın 2009 yılında gelir gider hesaplarına yansıyıp kayıtlardan çıktığı, ayrıca, davacılar tarafından Su Kullanım Anlaşmasına yönelik ödendiği beyan edilen 5.088.013,69 TL’lik ödemenin … Enerji…A.Ş. kayıtlarında mevcut olduğu, 23.12.2011 tarihinde 32.542,17 TL’nin iadesinden sonra Su Kullanım Anlaşması için hizmet bedeli olarak toplam 5.055.471,52 TL ödeme yapılmış olduğu tespit edilmiştir.
Davalıların hisse devrinden önce doğmuş borçları gizleyip gizlemedikleri yönünden yapılan incelemede; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın esasında, 29.515,70 TL … A.Ş. ödemesinin defterlerde doğru hesaplara kaydedilmeyip, Hisse Senedi Devir Anlaşması öncesinde kayıtlardan çıkarılmasının muhasebe hesap ve ilkelerine uygun olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmaktadır. Ödemenin ise şirket kayıtlarına 126-Verilen Depozito ve Teminatlar hesabı ile 689-Diğer Olağan dışı Gider ve Zararlar Hesaplarına kaydedildiği belirlenmiştir.
126 Verilen Depozito ve Teminatlar Hesabı: İşletme tarafından üçüncü kişilere karşı bir işin yapılmasının üstlenilmesi ya da bir sözleşmenin karşılığı olarak geri alınmak üzere verilen depozito ve teminat niteliğindeki nakit değerlerin izlendiği hesaptır. 689 Diğer Olağan Dışı Gider ve Zararlar Hesabı ise: Diğer gider hesap kalemleri dışında kalan duran varlık satışlarından ortaya çıkan zararlar gibi gider ve zararların yer aldığı hesaptır.
Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler: GVK-Md.41’de sayılmış olup, bunları; Ticari kazancın elde edilmesi ile direkt ilgisi olmayan giderler, ticari kazançla ilgisi olmakla birlikte vergisel kaygılarla kanun gereği kabul edilmeyen giderler, kamu alacağının hazineye intikalinde kamu düzenine uymak amacıyla uygulanan ceza ve gecikme zamları, genel sağlığı ilgilendiren alkollü içki ve tütün mamullerine ilişkin giderler, vergi afları ve bunun sonucu olarak getirilen vergiler olarak sınıflandırmak mümkündür.
29.515,70 TL geri alınmak üzere ödenmemiştir. Su Kullanım Anlaşma Bedelinin %1 lik kısmı olup Su Kullanım Anlaşmasının gerçekleşmesi durumunda kalan %99’luk ödeme yapılacak, gerçekleşmemesi durumunda DSİ tarafından irat kaydedilecektir. 29.515,70 TL’lik ödeme 2009 yılında Kanunen Kabul Edilmeyen Gider hesabına aktarılarak Gelir Gider hesaplarına aktarılmış ve kapatılmıştır. Depozito olarak değerlendirilmiş ise, kayda göre 2009 yılında depozito yanmamıştır. Bu tutar Su Kullanım Anlaşmasının %1’i olarak şirket adına verilmiştir ve anlaşmanın akıbeti 15.07.2009 tarihinde ve/veya 2009 dönem sonu itibariyle belli değildir. Su Kullanım Anlaşmasının kaydın 689 hesaba aktarıldığı tarihte olumsuz sonuçlandığına dair herhangi bir belge de dosyada mevcut değildir. 06.08.2010 tarihinde ise, Su Kullanım Anlaşması imzalanmıştır. Hisse senedi devir anlaşmasından sonra, 1.,2., ve 3. taksit ödemeleri 258-Yapılmakta olan Yatırımlar hesabında kayıtlıdır. (258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı, İşletme tarafından satın alınan veya imal ve inşa edilen duran varlıklara yapılan harcamalar, bu duran varlıklar kullanılmaya hazır hale gelinceye kadar bu hesapta izlenir. ilgili duran varlık kullanılmaya hazır hale gelince, bu hesapta oluşan maliyeti ilgili duran varlık hesabına devredilir.)
Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkelerine göre; Mali tabloların bu tablolardan yararlanacak kişi ve kuruluşların doğru karar vermelerine yardımcı olacak ölçüde yeterli, açık ve anlaşılır olması, ayrıca mali tablo kalemleri kapsamında yer almayan ancak alınacak kararları etkileyebilecek, gerçekleşmesi muhtemel olaylara da yer verilmesi de gerekir. TTK’nun 65/2.maddesine göre de; Defterlere yazımlar ve diğer gerekli kayıtlar, eksiksiz, doğru, zamanında ve düzenli olarak yapılır.
Somut Olayda, … …A.Ş. kayıtlarında, 25.08.2005 tarihinde ödenen 29.515,70 TL “Kasımlar Barajı Depozitosu” açıklaması ile kayıtlanmıştır. Ayrıca “ 689-Diğer Olağan Dışı Gider ve Zarar hesabı ile kaydın gelir Gider hesabına aktarılmış ve 2009 yılı bilançosunda görülmemektedir. Dosyada bu işlemin niçin yapıldığına dair herhangi bir belge bulunmamaktadır. Dolayısıyla, ayrıca bir bilgilendirme olmadığı takdirde Hisse Senedi Devir Anlaşması öncesinde ki 29.515,70 TL tutarlı kaydın Vergiler dahil Kasımlar Barajı hizmet Bedeli %1’e dair olduğunun anlaşılamayacağı kanaatine varılmıştır.
Davalıların hisse devir sözleşmesine aykırı davranıp davranmadıkları yönünden yapılan incelemede; Hisse Devir Sözleşmesi çerçevesinde verilen Taahhütname’de (25.02.2010 tarihli) … Enerji San.ve Tic.A.Ş.’nin ortakları olarak davalıların, … Enerji San.ve Tic. A.Ş.’nin bugüne kadar ki bütün işlemlerinin ve kayıtlarının düzenli ve yasalara uygun olarak tutulup yürütüldüğünü, ticari defter ve kayıtlarının yasalara uygun ve düzenli olarak mevcut olduğunu, şirketin aktifinin ve pasifinin aynen ve eksiksiz olarak bilanço ve mizanda gösterildiğini ve bunların fiilen mevcut olduğunu, Şirket’in Ek-2’de sunulan bilanço ve mizanda gösterilenler ve yukarıda sayılanlar dışında başkaca hiçbir borç ve yükümlülüğünün bulunmadığını, mali mevzuata ilişkin olarak bütün yasal işlemlerin zamanında yapılıp beyannamelerin zamanında verilmiş ve ödenmiş olduğunu veya devir tarihine kadar ödeneceğini, aksi halde devir tarihinden sonra ortaya çıkabilecek bu tür borçları ödemeyi beyan, kabul ve taahhüt etmişlerdir. Hisse Devir Sözleşmesi’nin 5.9 maddesinde de Satıcılar, şirketin devir tarihi itibariyle resmi dairelere, vergi dairelerine, SGK’ya, hiçbir borç ve vecibesinin bulunmayacağını beyan, kabul ve taahhüt etmişlerdir.
Hisse Devir Sözleşmesi’in 5.4. maddesinde ise; “Satıcılar, teminat mektupları hariç olmak üzere şirket’in devir tarihi itibariyle herhangi bir banka, özel finans kuruluşu, sair gerçek ve tüzel kişilere kredi ve sair borcu bulunmayacağını (ÇED ile yapılan anlaşmaya göre geriye kalan ödeme hariç ve bu bedel alıcılarca ödenecektir) beyan, kabul ve taahhüt ederler…” hükmü yer almaktadır.
Davacılar, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın… Sor. sayılı dosyasına sundukları dilekçe ile … dışındaki davalılar hakkındaki şikayetlerinden vazgeçtiklerini beyan etmişler, bilahare … hakkında da takipsizlik kararı verilmiştir.
Getirtilen Ankara … ATM’nin … Esas, … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; Dava ve birleşen dosyalarda davacıların … Enerji san. ve Tic. A.Ş, … İnş. … A.Ş, …, … Enerji Üretim Tic. ve San. A.Ş, … Enerji Ürt. A.Ş, davalıların …. …, …, …, …, … olduğu, davacıların … şirketinin hisse devrinden sonra ortaya çıkan Su Kullanım Anlaşması için %99’luk hizmet bedeli olan 3.282.471,50 TL alacağın tahsilini talep ettikleri, mahkemece davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Esasen bu dosya ile, davaya konu olayın ve alacağın aynı olduğu, öncesinde sözleşmeye dayalı alacak olarak talep edilmiş ise de, eldeki davada şirket yöneticilerinin sorumluluğuna dayalı alacağın talep edildiği anlaşılmaktadır.
Davacılar vekili dava dilekçesinde, “müvekkillerin bu şirketi almaktaki amacının şirketin daha önce kazandığı ihale olan Kasımlar HES projesinin yapımını üstlenmek” olduğunu belirtmiştir. Kendisi de enerji alanında faaliyet gösteren davacı tacirin, Hisse Devir Sözleşmesini imzalarken basiretli bir işadamı gibi davranması gerekir. Davacının hisse devri sırasında, davalı yanca bazı hususların gizlendiği iddiası bu çerçevede değerlendirildiğinde; Kasımlar HES Barajının yapımını üstlenmek için davalı şirketi devralan davacıların, Kasımlar Barajı ve HES projesiyle ilgili “Enerji projeleri gözlem, etüt ve planlama çalışmaları yapımı”na ait hizmet bedeline ilişkin borcu da araştırması gerekeceği kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesi ile ilgili yasa hükümleri gereğince davacılar tarafından Elektrik İşleri Etüt İdaresine ödenen hizmet bedeli nedeniyle davalıların kusur ve sorumluluklarının olup olmadığı yönünden yapılan incelemede; Davacı taraf, yönetim kurulu üyelerinin defterlerin intizamsız tutulması, Yasanın ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği vazifeleri kasden veya ihmal neticesi olarak yapmamaları durumunda sorumluluklarının bulunacağı ve 6102 sayılı TTK’nun 553. maddesi uyarınca kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete, hem pay sahiplerine, hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olacaklarının açıkça hüküm alındığını iddia etmiştir. Davalı taraf ise; davalı … A.Ş.’nin hisselerini 26.02.2010 tarihli hisse devir sözleşmesi ile devralmış ve 26.04.2010 tarihinde olağan genel kurul yaparak 2008-2009 yılları hesap dönemlerine ilişkin bilançoları ve kar/zarar hesaplarını okuyarak, müzakere ederek yaptıkları oylama sonucunda bilanço ve kar/zarar hesaplarını oybirliği ile tasdik ettiğini ve akabinde de başkan, yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin 2008-2009 yılları faaliyetlerinden dolayı ayrı ayrı ibra ettiklerini, bu durumda söz konusu kişilerin sorumluluğunun söz konusu olamayacağını belirtmiştir.
TTK’nun m.553/I’e göre, “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal ettikleri takdirde, kusurları bulunduğunu ispatlamadıkça hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar”. 30 Haziran 2012 tarih ve 28389 sayılı RG’de yayımlanan 6335 sayılı Kanun’un 41. maddesinin 16. bendi ile değişiklik yapılarak 1.fıkradaki “kusurlarının bulunmadığını ispatlamadıkça” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır. Bu maddede öngörülen, doğrudan zararın tazmini davasıdır.
Yargıtay 11.HD’nin (6762 sayılı TTK’nun yürürlüğü zamanındaki) yerleşik içtihadlarına göre, “Anonim şirketlerde yönetim ve denetim kurulu üyeleri görevleri sırasında sebep oldukları zarardan dolayı şirkete, pay sahiplerine ve üçüncü kişilere karşı sorumludurlar. Sorumluluğun doğması bakımından öncelikli koşul, şirketin zararının olmasıdır. Zarar gören, bu zararının varlığını kanıtlamalıdır. Zararın varlığı sabit ise; kusur karinesi söz konusu olduğundan yönetim ve denetim kurulu üyelerinin bu zarardan sorumlu olduğu karine olarak kabul edilir. Yönetim ve denetim kurulu üyeleri, ancak kendilerine bir kusur izafe edilemeyeceğini kanıtlayarak sorumluluktan kurtulabilirler. Başka bir deyişle, Türk Ticaret Kanunu yönetim kurulu üyeleri ve temsilciler için ispat yükü ters çevrilmiş kusur esasına dayanan bir sorumluluk öngörmüş ve yönetim kurulu üyeleri aleyhine kusur karinesini kabul etmiştir. Nitekim TTK’nın 338. maddesinde, yönetim kurulu üyelerinin kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını ispat edemedikleri takdirde zarardan sorumlu oldukları düzenlenmiştir.”
Kusur, kast ve ihmalden oluşmaktadır. Kast, hukuka aykırı sonuç istenerek yapılan eylemi, ihmal ise hukuka aykırı sonucun istenmemesine rağmen hal ve şartların gerektirdiği dikkat ve özen gösterilmeksizin yapılan eylemi ifade etmektedir. Somut olayda ise; davacı tarafça, bir taraftan şirket hisse devri sırasında şirketin bu borcunun davalılarca kasten gizlendiği iddia edilmekte diğer taraftan talep kısmında davalıların kusursuzluklarını ispat yükü bulunduğu belirtilmektedir. Kastın varlığının kabulü halinde ayrıca kusur (ihmal) değerlendirmesi söz konusu olmayacaktır. Eldeki davada, kuruma ödenen hizmet bedeli nedeniyle bir şirket zararı söz konusu değildir. Tüzel kişiliğin devamlılığı ilkesi gereği hizmet bedelinin borçlusu şirket olup bu bedeli zaten ödemesi gerekecektir. Bu durumda; davalılarca kanundan veya ana sözleşmeden doğan yükümlülüklerinin ihlal edilmesinin(kusurlu olunması) söz konusu olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Davacı tarafın basiretli bir tacir gibi davranarak Kasımlar Barajı ve HES projesiyle ilgili “Enerji projeleri gözlem, etüt ve planlama çalışmaları yapımı”na ait hizmet bedeline ilişkin borcu da araştırması gerekeceği, kuruma ödenen hizmet bedeli nedeniyle bir şirket zararının söz konusu olmadığı, tüzel kişiliğin devamlılığı ilkesi gereği hizmet bedelinin borçlusu şirket olup bu bedelin zaten ödenmesi gerekeceği, böylece, davalılarca kanundan veya ana sözleşmeden doğan yükümlülüklerinin ihlal edilmesinin(kusurlu olunması) söz konusu olmayacağı kanaatine varılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan170,78 TL harç ile 86.165,00 TL ıslah harcı toplamı 86.335,78 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 86.276,48 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 139.079,72 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/04/2021

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]