Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/369 E. 2021/651 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/369
KARAR NO : 2021/651

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/05/2017
KARAR TARİHİ : 27/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/07/2016 günü, sürücü …, sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halindeyken, Karaman ili Çeltek Mahallesi mevkiine geldiğinde, müvekkili …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması neticesinde çift taraflı yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, Kazada … plakalı motosikletin sürücüsü müvekkili … ağır yaralandığını ve geçici/kalıcı işgücü kaybına uğradığını, kazaya ilişkin kovuşturma … Ceza Mahkemesi tarafından yürütüldüğünü, (… £.). Kaza sonrası düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağı’na göre kazanın oluşumu açısından … plakalı araç sürücüsü … asli kusurlu olduğunu, … plakalı araç, davalı …Ş. tarafından düzenlenmiş 0001-0210-15283918 nolu poliçe çerçevesinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasına sahip olduğunu, müvekkili kazadan sonra Karaman Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını, ilk müdahale ve tedaviler bu hastanede yapılmış olup sonrasında Özel Karaman Mümine Hatun Hastanesi, Özel Konya Selçuklu Hastanesi, Karaman Tıp Merkezi ve Konya Özel … Hastanesi’nde bir dizi operasyon geçirdiğini ve ağır tedaviler uygulandığını, müvekkili bu hastanelerdeki operasyonlara ve tedavilere rağmen eski sağlığına kavuşamadığını, Konya Numune Hastanesi’nin düzenlemiş olduğu 08/03/2017 tarihli Engelli Sağlık Kurulu Raporuna göre müvekkili kazadan kaynaklanan daimi vücut fonksiyon kaybı % 20 olduğunu, Müvekkili bu rapora istinaden Davalı … Şirketine bedeni Zararın tazmini hususunda yazılı başvuru (ihbar) yapılmış ve başvuru üzerine 2016-T 12306611 nolu hasar dosyası açıldığını, Bu aşamadan sonra davalı şirketin müvekkile bir miktar ödeme yapıldığı bilindiğini, ancak bu ödeme, ödenmesi gereken miktar göz önüne alındığında sor derece düşük olduğunu, tüm bu edenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müşterek ve müteselsil sorumluluğa ilişkin esaslar çerçevesinde; İşbu belirsiz alacak davası kapsamında, müvekkili geçici ve kalıcı işgücü kaybına denk gelen maluliyet tazminatının hesaplanması ve davalı Şirket tarafından daha önce yapılmış ödemenin mahsubu neticesinde ortaya çıkacak eksik ödenen miktarın şimdilik 100 TL tutarındaki kısmının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, müvekkili geçici olarak İş göremez olduğu döneme ilişkin hesaplanacak bakıcı giderinin hesaplanarak şimdilik 100,00 TL tutarındaki kısmının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı yanın tazminat talebi yerinde olmadığını, mesnetsiz davanın reddi gerektiğini, müvekkil sigorta şirketi tarafından konusunda uzman aktüerlerden TRH-2010 yaşam tablosuna göre alınan rapor sonucunda davacı yana 24.04.2017 tarihinde 63.407,24 TL tazminat ödemesi yapıldığını, işbu davada bakiye tazminat alacağı olduğunu iddia eden davacı yan Türk Medeni Kanunu’nun 2. Maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına da aykırı hareket ettiğini, davaya konu kazanın tarihi 30.07.2016 olup uyuşmazlığın çözümünde 01.06.2015 tarihli genel şartlar uygulanması gerektiğini, ödeme davacı yanın başvuru sırasında sunmuş olduğu belgeler esas alınarak hazırlanan rapor doğrultusunda yapıldığını, talebe konu giderlerden Sosyal Güvenlik Kurumu sorumlu olduğunu, dava konusu kaza 30.07.2017 tarihinde meydana geldiğini poliçe başlangıç tarihi 10.04.2016 olduğunu, bu nedenle dava konusu kaza 01.06.2015 tarihli genel şartlara tabi olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil sigorta şirketin sorumluluğu dava konusu taleplerden sakatlanma ve ölüm kişi başına teminat limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan ödeme ile sorumluluğu sona erdiğini, faize hükmedilmesi halinde faiz başlangıç tarihi dava tarihi olması gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebidir.
28/09/2020 tarihli celse de davacı vekiline 2 numaralı ara karar gereğince ; Dava dosyasının mahkemece resen belirlenecek kusur ve ileri sürüş tekniği uzmanı bilirkişi ile bir aktüer bilirkişiye verilerek meydana gelen olayda davacı ile davalının kusurlarının bulunup bulunmadığı, var ise oranları, buna göre davacının geçici ve daimi iş gücü kaybı nedeniyle oluşabilecek gerçek ve maddi zararlarının hesaplanmasının istenmesine, bilirkişiler için ayrı ayrı 700,00-TL’şer ücret taktirine, bilirkişi ücretleri ve tebliğ giderlerinin davacıya ait gider ve delil avansından karşılanmasına, davacıya dosyadaki mevcut gider ve delil avansı mahsup edildikten sonra gider avansında eksik kalan 1.400,00.-TL’lik delil avansı bakiyesini yatırması için İKİ HAFTALIK KESİN SÜRE verilmesine, belirtilen kesin süre içerisinde delil avansının yatırılmaması durumunda davacının bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ve dosyanın mevcut delil durumuna göre sonuçlandırılacağının ihtaratına, (ihtar edildi)bilirkişi raporu sunduğunda gün beklenmeksizin taraflarına tebliğine,” ilişkin ara kararın davacı vekiline usulüne uygun tebliğ edildiği delil avansının dosyaya yatırılmadığı anlaşılmıştır.
Davacı Vekili 27/09/2021 tarihli celsede; “Davacı vekiline 250,00 TL gider avansını yatırması için 2 haftalık kesin süre verilmesine rağmen biz bu parayı yatıramadık, çünkü müvekkil bu parayı tarafımıza vermemektedir, dosyanın mevcut delil durumuna göre karar verilmesini talep etmektedir, biz bu parayı yatıramayacağız, müvekkil dosyanın Aktüerya bilirkişisine gönderilmesini istemedi, davanın bilirkişi incelemesi olmaksızın karara çıkarılmasını istedi müvekkilimiz, dava mevcut delil durumuna göre karara çıkarılsın” şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
Davanın inceleme ve delillendirme sürecinin devam ettiği, davacı tarafça delillendirmenin ilk aşaması için verilen ihtaratlı kesin süreye rağmen bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, davacı vekilinin duruşmadaki beyanıyla da mahkemece belirlenen bilirkişi ücretinin yatılamayacağı ve müvekkillerinin dosyanın aktüerya bilirkişisine gönderilmesini istemediğini, davanın bilirkişi incelemesi olmaksızın karara çıkarılmasını beyan ettiği, bu hali ile davanın ispatlanamadığı değerlendirilmiştir. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Davanın REDDİNE,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile eksik 27,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
Davalının yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 200,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2021

Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]