Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/357 E. 2021/726 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/357
KARAR NO : 2021/726

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/05/2017
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
K. YAZIM TARİHİ : 12/11/2021

Mahkememizde görülen Alacak-İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davacı …Ş. (…) ile davalı … İnş. Ltd, Şti. ve kefilleri arasında imzalanan Kefalet Taahhütnamesi uyarınca T. … Bankası A.Ş. Sincan Şubesinden kullandıkları 750.000,00 TL krediye, … ve … Bankası A.Ş. ile imzalanan Kefalet Uygulama Esasları Çerçeve Sözleşmesi uyarınca … kefil olduğunu, davalıların T. … Bankası A.Ş. ile akdettikleri sözleşmeden doğan taahhüttelini yerine getirmediklerini, adı geçen bankanın … den kefalet tutarının tazminini talep ettiğini, bunun üzerine … nin 554.809,39 TL tutarı 09/07/2010 tarihinde ilgili banka şubesine ödediğini, ödeme yapılmadan önce davalıların T. … Bankası A.Ş. ile akdetmiş oldukları kredi geri ödeme sözleşmesindeki taahhütlerini yerine getirmediği anlaşılmakla, davalılara Ankara …Noterliği’nin 01/07/2010 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarmamesi ile kefalet tutarının depo edilmesinin talep edildiğini, davacı … tarafından tazmin ödemesi sonrasında … Parsel’de … adına kayıtlı taşınmaz üzerine tesis edilen 17/03/2009 tarih ve 385 yevmiye numaralı 1. dereceden 938.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, taşınmaz için Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile İpoteğin Paraya Çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, davalılar tarafından takibin iptali davası … aleyhine sonuçlandığını, bunun üzerine Ankara … Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibin iptali için açılan davanın da … aleyhine sonuçlanması neticesinde, işbu alacak davasının açılma zorunluluğunun doğduğunu belirterek, müvekkili Kredi … Fonu A.Ş.’nin davalılara olan kefaleti sebebiyle tazmin etmiş olduğu 554.809,39 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek 475 temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketin 1993 yılında 1993/4496 sayılı “Almanya Federal Cumhuriyeti- Türkiye Teknik İşbirliği Anlaşması Çerçevesinde akdedilen Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ) için Bir Kredi … Fonu Kurulmasına Yardım Konulu Proje Anlaşmasının Onaylanması hakkında Bakanlar Kurulu Kararı” ile kurulmuş olan kar amacı gütmeyen TOBB, KOSGEB ve Türkiye’de faaliyet gösteren 21 bankanın ortak olduğu bir özel hukuk tüzel kişisi olduğunu, ana faaliyet alanının teminat yetersizliği içerisinde olan kobilere finansmana erişimlerini kolaylaştırmak maksadı ile kredi kullanım sırasında müteselsil kefalet sağlayarak kredi kullanmalarını kolaylaştırmak olduğunu, müvekkili şirketin davalının ortağı ve yetkilisi olduğu dava dışı … İnşaat Müş.Proje Mad.San.ve Tic.Ltd.Şti ile 16/03/2009 tarihinde imzaladığı kefalet taahhütnamesi uyarınca adı geçen şirketin T…. Bankası Ankara/Sincan Şubesinden kullandığı kredinin 750.000,00 TL’na kredi … Fonunun T…. Bankası A.Ş.ile imzaladığı K.G.Fonu Uygulaması/K.G.Fonu Kefalet ve Uygulama Esasları Çerçeve Sözleşmesi uyarınca kefil olduğunu, kefalet Taahhütnamesi şirket ortakları olan … ve … tarafından da müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, borçluların taahhütlerini yerine getirmediğini, borçlarını ödemediğini, gönderdikleri ihtarnamelere cevap verilmediğini, bunun üzerine müvekkili şirketin sorumlu olduğu 554.809,39 TL’nin 09/07/2010 tarihinde … Bankası Sincan Şubesi Müdürlüğü’ne ödediğini, müvekkili şirketçe borçlular aleyhine Ankara … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, borca itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek borçlular hakkında kefalet sözleşmesine dayalı alacak davası açıldığını bu davanın açılan ilk dava olan Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyası ile irtibatı nedeni ile birleştirilmesine, borçlunun itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacının, davalılar ile arasında imzalanan Kefalet Sözleşmesine dayanak verildiğini iddia ettiği ipoteğin paraya çevrilmesi için yapılan icra takiplerinin iptal edildiğini, Ankara … Hukuk ve Ankara … İcra Hukuk Mahkemelerinin yargılaması esnasında alınan bilirkişi raporlarında, davacı tarafından hukuken geçerli bir ipoteğin tesis edilmediğinin belirtildiğini, davacı …’nin dava dışı … Bankasından alınmış olan kredi nedeniyle temerrüde düşmediğini ve davalıya çekilmiş bir ihtarname ve hesap kat ediş raporunun bulunmadığını, bu nedenle davalıyı takibe geçmekte haklı olmadığını, davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu Kefalet Taahhütnamesini … ve …’in adi kefil olarak imzaladıklarını, bu nedenle öncelikle asıl borçlunun takip yapılması gerektiğini, Kefalet Sözleşmesini …’nin imzalamadığını, taahhütnamenin çift taraflı sözleşme olduğunu, bu nedenle de davacı tarafından imzalanmamış taahhütnamenin geçersiz olduğunu, asıl borçlunun … İnş…. Ltd. Şti. olduğunu, davacının da bu krediye kefil olduğunu, bu durumda … İnş… Ltd. Şti. firmasındaki alacağını talep hakkı olabileceğini ancak davalıya karşı talep hakkı bulunmadığını, davacı Kırıkkale Aşağı Mahmutlar köyündeki taşınmazı paraya çevirdiğini bu sebeple de herhangi bir alacağının kalmadığını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen dosyada davalı vekili dava dilekçesi ile özetle; İtiraz sonrasında 1 sene içerisinde itirazın iptali için dava açılabileceği aksi takdirde hak düşürücü sürenin gerçekleşmiş olacağının düzenlendiğini, bu nedenle davanın süresinde açılmadığını, davanın işin esasına girilmeden, hak düşürücü süreden sonra açılmış olması sebebiyle ve zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, takibe konu alacağın gerçekte var olmadığı gibi, artık bu iddia olunan alacağın takibine konu edilmesinin de alacağın zamanaşımına uğraması sebebiyle davanın reddinin gerekeceğini, işin esasına girilmeden, davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, icra takibinin haksız olduğunu böyle bir alacağın var olmadığını ve davacı yanca ortaya konulan iddiaların tümünün, aksi ispatlanamayacak türden isnatlar olduğunu, takibe işletilen faiz oranının son derece fahiş ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
ÖN İNCELEME: Mahkememizde yapılan ön inceleme duruşmasında yargı hakkı, görev ve yetki hususları, dava ve taraf ehliyetleri, dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, Mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve dava şartlarının tamam olduğu anlaşılmış; tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiş; taraflar sulhe ve arabuluculuğa teşvik edilmiş, ön inceleme duruşmasında hazır bulunan taraf vekilleri sulh olmalarının mümkün olmadığını ve arabuluculuğa başvurmak istemediklerini belirtmişlerdir.
DELİLLER: Dava dışı … Bank’tan genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarnamesi, hesap ekstreleri, geri ödeme planı, faiz oranlarını gösterir kayıtlar getirtilmiştir.
Getirtilen Ankara … Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacının … İnş. … Ltd. Şti ve …, davalının Kredi … Fonu, dava konusunun icra takibine itiraz olduğu, davacıların aleyhine yapılan Ankara … Müd. … Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinin iptalini talep ettikleri, neticeten davanın kabulü ile takibin iptaline ilişkin verilen kararın Yargıtayca onanarak 19/03/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Getirtilen Ankara … Hukuk Mahkemesi’nin …. Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacının … İnş. … Ltd. Şti. ve …, davalının Kredi … Fonu, dava konusunun icra takibine itiraz olduğu, davacıların aleyhine yapılan Ankara … Müd. … Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinin iptalini talep ettikleri, neticeten davanın kabulü ile takibin iptaline ilişkin verilen karanı istinaf edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Getirtilen Ankara …İcra Müdürlüğü’nün .. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; T…. bankası A.Ş tarafından … İnş. … Ltd. Şti. aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaptığı, takibin kesinleştiği, gayrimenkulün satışının yapıldığı ve alacaklı banka adına tesciline karar verildiği anlaşılmıştır.
Getirtilen Ankara … Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı T. … Bankası A.Ş. tarafından borçlu … aleyhine 02/11/2010 tarihinde toplam 187.805,77 TL tutar üzerinden İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu İle takip başlatıldığı, takibe konu alacağın 27/08/2009 tarihli “Konut Finansmanı Sözleşmesi” nden kaynaklandığı, krediye konu …. numaralı bağımsız bölüm üzerine ipotek tesis edildiği, ipotekli gayrimenkulün 350.000,00 TL bedel ile satışa çıkarıldığı, 17/10/2011 tarihinde 238.010,00 TL bedel ile satışın gerçekleştiği, Ankara … Müdürlüğü’nce alacaklı T. … Bankası A.Ş. ve borçlu …’e …Parselini teşkil eden 22670 m2 arsa üzerindeki 62 numaralı mesken vasıflı taşınmaz 17/10/2011 tarihinde taşınmazın satışının ve tescil işleminin yapıldığının 11/07/2012 tarihli yazı ile bildirildiği anlaşılmıştır.
Birleşen davaya konu getirtilen Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas(öncesi … Esas) sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklının … A.Ş, borçluların …, …, … İnş. … Ltd. Şti. olduğu, alacaklının 16/03/2009 tarihli kefalet taahhütnamesine istinaden bankaya ödenen alacağına ilişkin olarak 554.809,39 TL asıl alacak, 20.520,35 TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 575.329,74 TL’nin asıl alacağa işleyecek %75 temerrüt faizi ile birlikte tahsili yönünde ilamsız takip yaptığı, borçlulara usulüne uygun olarak ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlu … vekilinin vekilinin süresinde verdiği itiraz dilekçesi borcun bulunmadığını belirterek borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, böylece borçlu … yönünden takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bankacı ve SMMM bilirkişi heyeti düzenlediği raporunda sonuç olarak; Davalı asıl borçlu … İnş. Müş. Pro. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin dava dışı bankadan davacı kefaleti ile 1.000.000,00 TL kredi kullandığı, 09/07/2010 tarihinde kredinin kalan tutarının %75 lik kısmı için 554 809,39 TL davacı … tarafından ödeme yapıldığı, yapılan hesaplamada davacı …’nin ödeme yaptığı tarihte dava dışı bankanın kefil olunan krediden alacağının 747.440,94 TL olduğu, bu tutarın %75’lik kısmının ise 560.580.446 TL olarak hesaplandığı, taleple bağlılık ilkesi gereği dava dışı bankanın talep ettiği 554.809,39 TL’lik tutarın dikkate alınması gerektiği, yapılan ödemenin … tarafından kefil olunan tutarın üzerinde olmadığı, davacı davalılar tarafından imzalanan “Kefalet Taahhütnamesi” ne istinaden … tarafından yapılan ödemenin davalılardan talep edilmesi kararının Mahkemeye ait olduğu, Kefalet Taahhütnamesine istinaden … tarafından yapılan ödemenin talep edilebileceği kanaatine varılırsa, taahhütnamenin 5. maddesinde temerrüt faizi talep edilebileceği, bu faiz oranının yıllık 30,96 olacağı, bu orandan dava tarihine kadar yapılan hesaplamada, 554.809,39 TL Asıl Alacak, 1.191.885 92 TL Temerrüt Faizi, 1.746.695,31 TL toplam tutarına ulaşıldığı, davalı … … tarafından davacı lehine 938.000,00 TL bedel ile tesisi edilen ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılıp yapılamayacağı kararının Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi heyeti 1.ek raporunda sonuç olarak; Kök raporda, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 13.01.2015 tarih ve E. 2014/14648 K. 2015/137 sayılı kararı, Genel Kredi Sözleşmesinin ilgili maddesi ile beraber değerlendirilerek, 554.809,39 TL Asıl Alacak, 1.191.885,92 TL temerrüt faizi (%30,96) 1.746.695,317L toplam tutarına ulaşıldığını, T.CMB. ye bildirilen faiz oranı, sözleşmesinin ilgili maddesi ile beraber değerlendirildiğinde; 554 809,39 TL Asıl Alacak, 2.887.320,53 TL temerrüt faizi (yıllık %75,00), 3.442.129,92 TL toplam tutarına ulaşıldığını belirtmişlerdir.
Bilirkişi heyeti(bankacı-hukukçu bilirkişi de eklenerek) tarafından düzenlenen 2.ek raporda sonuç olarak; Mahkemece Yargıtay İçtihadına göre karar verilmesi halinde temerrüt faizinin kefalet taahhütnamesindeki atıf hükmü gereğince banka ise müşteri arasındaki sözleşmenin 5.maddesine göre tespit edilmesi gerektiği, dava dışı bankanın krediye uyguladığı akdi faiz oranı %20,64 olup sözleşmenin 5.maddesine göre bu oranın %50 artırımı ile bulunan faiz oranı %30,96 olup hesaplamada yanlışlık bulunmadığı, bu durumda: Asıl dosyada; Mahkemece temerrüt faizinin Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 13.01.2015 tarih ve E. 2014/14648 K. 2015/137 sayılı kararı dikkate alınıp krediye uygulanan faiz oranı esas alınarak hesaplanmasının gerektiği takdir edilmesi halinde; 554.809,39 TL Asıl Alacak, 1.191.885,92 TL Temerrüt Faizi (%30,96), 1.746.695,31 TL toplam tutarına ulaşıldığı, davacının davalı şirketten dava tarihi itibari ile 554.809,39 TL Asıl Alacak, 1.191.885,92 TL işlemiş temerrüt Faizi (%30,96) olmak üzere toplam 1.746.695,31 TL alacaklı olduğu, Mahkemece temerrüt faizinin Bankanın T.C.M.B. ye bildirilen faiz oranı, oranı esas alınarak hesaplanmasının gerektiği takdir edilmesi halinde Sözleşmesinin ilgili maddesine ile beraber değerlendirildiğinde; 554.809,39 TL Asıl Alacak, 2.887.320,53 TL Temerrüt Faizi (yıllık %75,00) 3.442.129,92 TL toplam tutarına ulaşıldığı, davacının davalı şirketten dava tarihi itibari ile 554.809,39 TL Asıl Alacak, 2.887.320,53 TL TL işlemiş temerrüt faizi (%75) olmak üzere toplam 3.442.129,92 TL alacaklı olduğu; Birleşen Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/378 Esas sayılı dosyasında; Mahkemece takibin %75 temerrüt faiz oranı ile devamına karar verilmesi halinde davacı Fonun takibe itiraz eden …’den takip tarihi itibari ile 554.809,39 TL asıl alacak, 20.805,35 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 575.614,74 TL alacaklı olduğu; Mahkemece takibin %30,96 temerrüt faiz oranı ile devamına karar verilmesi halinde davacı fonun takibe itiraz eden …’den takip tarihi itibari ile 554.809,39 TL asıl alacak, 8.588,45 TL işlemiş faiz olmak üzere 563.397,84 TL toplam alacaklı olduğu, ancak dava dışı banka kayıtlarında ve tüm dosya kapsamında yapılan incelemede huzurdaki davalardaki borcun kaynağının aynı olduğu, birleşen Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/378 Esas sayılı dosyası itirazın iptali davası niteliğinde olup bu davadaki asıl alacak ile ana dosyada alacak davasındaki asıl alacak aynı akdi ilişkiden kaynaklandığı, birleşen Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı itirazın iptaline konu davada icra takibine karşı … ve … İnşaat Müş. Pro. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. itiraz etmediklerinden haklarındaki takibin kesinleştiği belirtilmiştir.
Bilirkişi heyeti 3.ek raporunda sonuç olarak; Davalıların davacıya karşı müstakil ve münhasır bir sözleşme ile taahhütte bulunduğu, sözleşmenin başlığının “kefalet taahhütnamesi” olarak adlandırıldığı, içeriğinde davalılar davacının asıl borçluya ödeme yapması halinde bu ödemeyi davacıya iade edecekleri edimini üstlendiği, taraflar arasındaki müstakil bir ödeme taahhüdüne ilişkin sözleşmenin rücua kefil veya adi kefalet gibi kabul edilmesi için kefalet taahhütnamesi” sözleşmesinin yapılmamış olması (alacaklıya ödemede bulunan ve borçludan rücu sebebiyle alacağını alamayan asıl kefilin bu alacağına güvence rücua kefil sözleşmesi olup taraflar arasında böyle bir sözleşme bulunmamaktadır), dolayısıyla taraflar arasında yapılmış ayrı bir sözleşme varken mevcut ilişkinin rücüa kefil veya kefile kefil gibi kabul edilmesinin mümkün olmadığı, (“kefalet taahhütnamesi” nin kontrgaranti sözleşmesi niteliğinin Mahkemenin takdirinde olduğu), bu çerçevede davalıların kefaletin geçerli olup olmadığı yönündeki beyanlarının geçerliliği bulunmadığı, aynı şekilde davalıların davacıya yapılan bir ödemesi olmadığına göre 2.ek raporda varılan sonucun hatalı olmadığı, açıklanan sebeplerle taraflarca sunulan itirazlarda 2.ek raporda varılan sonuç ve kanaati değiştirecek dayanak ve gerekçe gösterilmediğinden 2. ek rapordaki sonucun muhafaza edildiği belirtilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, davacı … tarafından kefalet taahhütnamesine istinaden, dava dışı bankaya ödenen meblağın, davalılardan rücuen tahsiline yönelik alacak davası; birleşen dava ise, aynı yönde alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine, davalının borca-fer’ilerine itiraz etmesi nedeniyle İ.İ.K’nun 67. maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davası olup, davanın yasal bir yıllık süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı vekilleri dava ve birleşen davada, hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de; Takip, dava tarihi itibariyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen 1 yıllık sürede davanın açıldığı anlaşılmakla hak düşürücü süre itirazının yerinde olmadığı görülmüştür. Yine sözleşmeye dayalı alacak talebinde TBK’nun 146.maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, sözleşme, takip, dava tarihi itibariyle bu sürenin dolmadığı görülmüştür. Bu nedenle davalı vekillerinin itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava dilekçesi, sözleşme ve ekleri, banka kayıtları, getirtilen dava ve icra dosyaları, bilirkişi heyeti raporu-ek raporları ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Davacı …, davalılar … İnş. Müş. Pro. Mad, San, ve Tic. Ltd. Şti. borçlu, … ve …’in müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları 16/03/2009 tarihli “Kefalet Taahhütnamesi” ne istinaden 18/03/2009 tarihinde dava dışı T. … Bankası A.Ş.’ne … İnş. Müş. Pro. Mad. San. ve Tic, Ltd. Şti. nin kullanacağı 36 ay vadeli 1.000.000,00 TL tutarlı AET kredisinin %75’lik kısmı olan 750.000,00 TL için “Kredi Geri Ödeme Kefalet Sözleşmesi” ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, davacının kefaletinin dayanağının … ile dava dışı T. … Bankası A.Ş. arasında 31/07/2007 tarihinde akdedilen “Kredi … Fonu Kefalet ve Uygulama Esasları Çerçeve Sözleşmesi” olduğu, sözleşmelerin 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte iken imzalandığı, sözleşmelerde kefalet tutarının bulunduğu, kefalet türünün “müteselsil” olarak belirtildiği, dava konusu kefil olunan kredinin 18/03/2009 tarihinde kullandırıldığı, ödeme planında borçlu ve kefiller … ve …’in imzalarının bulunduğu, 18/04/2010 tarihli 13. taksidinin 04/06/2010 tarihinde ödendiği, bu tarihten sonra ödeme yapılmadığı, dava dışı kredi kullandıran banka tarafından 18/06/2010 tarihinde bahse konu kredi ve davalı … İnş. Müş. Pro. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin kullandığı diğer krediler için ihtarname keşide edildiği ve tüm borcun 24 saat içerisinde ödenmesinin talep edildiği, ihtarnamenin muhataplara tebliğ edildiği,borçlularca ödeme yapılmadığından davacı … tarafından 09/07/2010 tarihinde kefalet tutarının bankaya ödendiği, sonrasında davacı … tarafından davalılara Ankara …Noterliği’nin 01/07/2010 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarmamesi ile dava dışı bankadan kullanılan ve müteselsil kefil oldukları 1.000.000,00 TL’lik 36 ay vadeli kredinin kefalet tutarı olan 750.000,00 TL’nin 3 gün içerisinde depo edilmesinin talep edildiği, davacının dava dışı bankanın 09/07/2010 tarihli talebi ile kefil olduğu kredinin ödenmeyen tutarının %75’lik kısmını talep ettiği, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takiplerin sonuçsuz kaldığı, davacı …’nin ise davalılardan, asıl davada ödediği kefalet tutarının rücuen tahsili yönünde alacak talebinde bulunduğu, birleşen dosyada ise aynı yönde yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında; dava dışı banka ile imzalanan kredi sözleşmesi, kefalet taahhütnamesi ve asıl borçlu şirkete kredi kullandırılması, kredinin kısmen geri ödenmemesi yönlerinden anlaşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmazlık; kefalet taahhütnamesinin geçerli olup olmadığı, davalıların davada ve birleşen davada talep edilen asıl alacak ve fer’ilerinden sorumluluklarının bulunup bulunmadığı ile miktarları hususlarında toplanmaktadır.
Davalılar davacıya karşı müstakil ve münhasır bir sözleşme ile taahhütte bulunmuşlardır. Sözleşmenin başlığı “kefalet taahhütnamesi” olarak adlandırılmış, içeriğinde davalılar davacının asıl borçluya ödeme yapması halinde bu ödemeyi davacıya iade edeceklerini üstlenmişlerdir. Taraflar arasındaki müstakil bir ödeme taahhüdüne ilişkin sözleşmenin rücua kefil veya adi kefalet gibi kabul edilmesi için “kefalet taahhütnamesi” sözleşmesinin yapılmamış olması gerekmektedir. Dolayısıyla taraflar arasında yapılmış ayrı bir sözleşme varken mevcut ilişkinin rücüa kefil veya kefile kefil gibi kabul edilmesi mümkün değildir. (“kefalet taahhütnamesi” kontrgaranti sözleşmesi niteliğindedir). Bu çerçevede davalıların kefaletinin geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyeti rapor-ek raporlarının usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli, gerekçeli, mevzuat-Yargıtay içtihatlarına uygun düzenlendiği ve hüküm vermeye elverişli olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi rapor-ek raporlarındaki hesaplamaya ve sözleşme hükümlerine göre; Asıl davada; Davacı … nin ödeme yaptığı tarihte dava dışı bankanın kefil olunan krediden alacağının 747.440,94 TL olduğu, bu tutarın %75’lik kısmının ise 560.580.446 TL olduğu, taleple bağlılık ilkesi gereği dava dışı bankanın talep ettiği 554.809,39 TL’lik tutarın dikkate alınması gerektiği, yapılan ödemenin … tarafından kefil olunan tutarın üzerinde olmadığı, davacının davalılar tarafından imzalanan Kefalet Taahhütnamesine istinaden yaptığı ödemeyi davalı asıl borçlu ve kefilden talep edilebileceği, taahhütnamenin 5. maddesinde temerrüt faizi talep edilebileceği, bu faiz oranının Yargıtay içtihatlarına göre yıllık %30,96 olacağı, bu orandan dava tarihine kadar yapılan hesaplamada, davacının 554.809,39 TL asıl alacağının bulunduğu anlaşılmakla Mahkememizin 2017/357 Esas sayılı asıl dosyasında; Davanın kabulü ile, 554.809,39 TL’nin temerrüt tarihi olan 22/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek %30,96 temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine(Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalılar hakkında aynı zamanda Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapılmış ve bu takip kesinleşmiş ve sonrasında eldeki alacak davası açılmış ise de; İlamın, ilamsız takibe göre alacağın tahsili yönünde daha kuvvetli olduğu, böylece davacının hukuki yararının bulunduğu kanaatine varılmış, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla karar verilmiştir.
Birleşen davada; Yukarıda da belirtildiği gibi, davacı … nin ödeme yaptığı tarihte dava dışı bankanın kefil olunan krediden alacağının 747.440,94 TL olduğu, bu tutarın %75’lik kısmının ise 560.580.446 TL olduğu, taleple bağlılık ilkesi gereği dava dışı bankanın talep ettiği 554.809,39 TL’lik tutarın dikkate alınması gerektiği, yapılan ödemenin … tarafından kefil olunan tutarın üzerinde olmadığı, davacının davalılar tarafından imzalanan Kefalet Taahhütnamesine istinaden yaptığı ödemeyi davalı kefilden talep edilebileceği, taahhütnamenin 5. maddesinde temerrüt faizi talep edilebileceği, bu faiz oranının Yargıtay içtihatlarına göre yıllık %30,96 olacağı, bu orandan takip tarihine kadar yapılan hesaplamada, davacının 554.809,39 TL asıl alacak, 8.588,45 TL İşlemiş %30,96 temerrüt faizi olmak üzere toplam 563.397,84 TL alacağının bulunduğu, böylece davalının itirazının kısmen haksız olduğu anlaşılmakla birleşen Ankara ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/378 Esas sayılı dosyasında davanın kısmen kabulü ile; Davalı …’in Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 554.809,39 TL asıl alacak, 8.588,45 TL İşlemiş %30,96 temerrüt faizi olmak üzere toplam 563.397,84 TL’ye yönelik itirazının iptali ile, asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren işleyecek %30,96 temerrüt faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine; Davalının likit olan borca haksız olarak itirazda bulunduğu belirlenmekle İİK’nun 67/2.maddesi gereğince, alacağın %20’si oranında 112.679,56 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; Reddedilen kısım faize yönelik olup, davacının kötüniyeti ispat edilemediğinden, şartları oluşmayan davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Mahkememizin 2017/357 Esas sayılı asıl dosyasında; Davanın KABULÜ İLE; 554.809,39 TL’nin 22/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek %30,96 temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla)
Alınması gereken 37.889,03 TL harçtan peşin alınan 9.474,76 TL harcın mahsubu ile eksik 28.424,27 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından peşin yatırılan 9.510,76 TL harç ve davacı tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 4.938,35 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 44.790,47 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Birleşen Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davanın KISMEN KABULÜ İLE; Davalı …’in Ankara … Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasında 554.809,39 TL asıl alacak, 8.588,45 TL İşlemiş %30,96 temerrüt faizi olmak üzere toplam 563.397,84 TL’ye yönelik itirazının iptali ile, asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren işleyecek %30,96 temerrüt faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
İİK’nun 67/2.maddesi gereğince alacağın %20’si oranında 112.679,56 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım faize yönelik olup, davacının kötüniyeti ispat edilemediğinden, şartları oluşmayan davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
Alınması gereken 38.485,70 TL harçtan peşin alınan 9.825,20 TL harcın mahsubu ile eksik 28.660,25 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından peşin yatırılan 9.861,20 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 45.219,89 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red edilen kısmı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2021

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]