Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/30 E. 2022/206 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/30
KARAR NO : 2022/206

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2017
KARAR TARİHİ : 21/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı taraf ile müvekkilinin sahibi olduğu … Makine Sanayi arasında imzalanmış olan sözleşme gereğine uygun ve ayrıca davalı tarafça daha sonradan istenen ve şartnamede yer almayan değişiklikler de yapılarak müvekkil tarafından sözleşmeye konu makine imalatının gerçekleştirildiği, makinenin davalı tarafa teslim edilerek davalının işyerinde kurulumunun gerçekleştirildiği, davalının çalışanlarına da gerekli eğitimin verildiği; buna karşılık, davalının kötü niyetli bir şekilde ödeme yapmaktan kaçındığını ve davalı firmaca müvekkili tarafından herhangi bir ödeme yapılamayacağının belirtildiği ve 10.11.2016 tarihinde ödenmesi gereken ilk taksitin ödenmediği iddia edilmiş olup; bundan dolayı, sözleşme bedelinin tahsili amacıyla hukuka uygun olarak Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takip dosyası ile davalı firma aleyhine gerekçe gösterilmeden yapılan icra takibine davalı firmaca itiraz edildiği ve haksız şekilde yetki itirazında da bulunulduğu ifade edilmiş olup; her türlü dava ve yasal haklarının saklı kalmak kaydıyla davalı firmaca yapılan itirazın iptali, takibin Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden devamına borçlunun borca itirazının iptaline, takibin devamına haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir,
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı yan arasında akdedilmiş olan sözleşmede öngörülen ön peşinat sözleşmesinin gerçeklilik kazanması için davacı yanın hesabına yatırıldığı, ancak sözleşme konusu edimin davacı tarafça hali hazırda müvekkilince sözleşmeye konu makinenin parçalarının temini hususunda sorunlar yaşanması sebebiyle teslim edilmediğinin bildirildiği, müvekkili tarafından davacı ile aralarındaki güven ilişkisi gereği nasılsa ileri bir tarihte de olsa teslimatın yapılacağı düşüncesi ile peşinat iadesi talebinde hali hazırda bulunmadığı, davacı tarafın iddiasındaki makinenin teslimine yönelik herhangi bir irsaliye sunmadığı ve fatura tanzim etmediği, dava dilekçesinde bu duruma ilişkin delil sunamadığı, müvekkilinin defter ve kayıtları incelendiğinde davacı tarafın herhangi bir fatura tanzim etmediği ya da tanzim edilmiş bir faturanın tebliğinin söz konusu olmadığının anlaşılacağı iddia edilmiş olup; bununla birlikte, davacı yanın davanın kaderini tanık beyanlarına bırakmak gayesi ile talep ettiği tanık dinletme talebine muvafakatlerinin olmadığı ifade edilmiş olup; davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi, huzurdaki davanın reddi ile Ankara …İcra Müdürlüğü … E. sayılı takibin iptali, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı yana yükletilmesi talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdiği deliler toplanmış; Taraflar arasında 05.09.2016 tarihinde tanzim edilen sipariş sözleşmesi, taraflara ait ticari defterler ve bağlı kağıtlar, 09.11.2016 tarih B-735237 sıra numaralı sevk irsaliyesi, Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası, taraflar arasında yapıldığı iddia edilen elektronik posta yazışmaları, davacı …’nun vefatı sebebi ile ….yevmiye nolu mirasçılık belgesi, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … Karar sayılı mirasçılık belgesi, davalı şirketin imza sirküsü, Ankara Kızılbey Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabı, Kemalpaşa Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabı, Manisa İl Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı, İzmir Sosyal Güvenlik Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevapları, davacı tanık beyanları, davalı şirket temsilcisinin isticvap beyanı dosyamız içerisine kazandırılmış ve bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır.
Manisa İl Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında davaya konu makinanın tesliminde kullanılan … plakalı aracın 25.01.2016 tarihinde … adına tescilli iken 20.02.2018 tarihli noter satışı ile … Oto .. Ltd.Şti adına satıldığı, yine noter satışı ile 26.03.2018 tarihinde …. adına satışının yapıldığı, halen … adına kayıtlı olduğunun bildirildiği görüldü.
İzmir …Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan bilirkişi talimatı ile 18.11.2018 tarihinde alınan raporda özetle; ” Davalının Bilanço usulüne tabi olduğu ve bu duruma göre de T.T.K. 64 Maddesi gereği Yevmiye defteri Envanter defteri, Kebir defteri tutmakla mükellef olduğu ve incelenen 2016 yılı ticari defterlerinin zorunlu noter açılış ve kapanış tasdikinin yapılı olduğu, İnceleme yaptığım davalı ticari defterlerine göre; davacı tarafından 14.11.2016 tarihinde 47.200,00 TL tutarlı 125’lik Bantlı Sistem Laminasyon Makinası niteliğinde davalı tarafa keşide etmiş olduğu iş bu dava konusu faturanın DAVALI kayıtlarında yer almadığı, Taraflar arasında Uyuşmazlık konusu yapılan mal/ ürün faturasının davacı tarafından davalıya T.T.K. Ve V.U.K. uyarınca davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ ettiğine dair Posta veya imzalı bir belge dosya sunulu olmadığı tespit edilmiş olup Takdirler Sayın Makamınıza bırakılmış olup, incelenen davalı ticari defterlerinde 320.02.068 … Makine san. — … alt hesabında kayıtlı olduğu, davacı tarafından davalıya 07.09.2016 tarihinde. 15.000,00 TL sipariş avans ödemesi yaptığı, davacı tarafından davalıya keşide edilen dava konusu faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı, dolayısı davacının davalıdan alacak kaydının bulunmadığı, Fakat davalının davacıya yapmış olduğu avans ödemesinden kaynaklı 15.000,00 TL alacaklı olduğu” ” bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından görevlendirilen ve davalı ticari defter ve bağlı kâğıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu 09.05.2019 tarihinde SMMM bilirkişisi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; “Taraf kayıtlarının örtüşmediği, davacı defterinde 47.200,00 TL bedelli faturadan kaynaklı alacak kaydı mevcut olup davalı tarafça yapılan 15.000,00 TL avans ödemesi kaydının bulunmadığı, davalı defterinde 15.000,00 TL avans ödemesinden kaynaklı alacak kaydı mevcut olup davacı tarafça düzenlenen 47.200,00 TL bedelli fatura kaydının bulunmadığı…” bildirilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporlarına karşı itirazları üzerine dosya yeniden SMMS ve Hesap Uzmanı bilirkişi heyetine tevdii ile rapor aldırılmasına karar verilmiş ve SMMS bilirkişisi ….tarafından düzenlenen 03.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı (ölü) … tarafından, davalı … Ambalaj Ltd. Şti aleyhine açılan satış sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasında; davacının, davalı şirkete, makine satışı konusunda 05.09.2016 tarihinde yazılı bir sözleşenin taraflar arasında imzalandığı, davacının; dava konusu makineyi 09.11.2016 tarihinde teslim ettiği, 09.11.2016 tarihinde irsaliye, 14.11.2016 tarihinde ise fatura düzenlendiği, davacı firmaya davalı şirket tarafından 07.09.2016 tarihinde 15.000,00 TL sipariş avansı ödemesi yapıldığı, davacı tarafın, takip tarihi olan 17.12.2016 itibariyle 53.100,00 TL KDV satış bedeli 15.000,00 TL ödeme, 38.100,00 TL bakiye alacağı bulunmakta ise de davacı yanın, ödeme emrinde, KDV’siz satış bedeli olan 45.000,00 TL’den 15.000,00 TL’ik ödemeyi düşmek suretiyle 30.000,00 TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığı, ayrıca 349,73 TL faiz talep edildiği , faiz oranının ise %11,50 olarak gösterildiği, buna göre davacının takip tarihi 17.12.2016 itibariyle 30.000,00 TL asıl alacak, 323,75 TL faz olmak üzere, toplam 30.323,75 TL alacağının bulunduğu, tarafların tacir olmaları nedeniyle, davacının; ticari faiz talep edebileceği, takip tarihi itibariyle % 10,50 oranındaki ticari faizin, sözleşmede belirlenen ilk taksit tarihi olan 10.11.2016’yı takip 11.11.2016 tarihinden itibaren başlayacağı, dosya kapsamı ve talebin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle, icra inkar tazminatı koşullarının (her iki tarafı açısından da) oluşmadığı kanaat ve sonucuna varıldığı…” bildirilmiştir.
Tarafların bilirkişi raporuna karşı olan itirazları da irdelenmek suretiyle bilirkişi heyetinden 16.09.2021 tarihli ek rapor aldırılmış incelenmesinde;”… kök raporda ulaşılan sonucu değiştirebilecek herhangi bir veriye rastlanılmadığı, taraflar arasında, akdedilen sözleşme gereği, 15.000-TL. davalı şirket ödemesi hususunda ihtilaf bulunmadığını, ancak, gerek fatura şekil şartları, gerekse teslim şekil şartları hususunda itirazlarını basiretli iş adamı hükümlerine göre kurmakta olan davalı tarafça teslim alınmamış bir makine için davacıya ödendiği karşı tarafça ve sözleşmeye göre de açık olan 15.000-TL. alacak kayıtları için herhangi bir girişimde/davada bulunulmaması, herhangi bir ihtarname keşide edilmemesi hayatın ve ticaretin olağan akışına uymadığını, ürünün teslim edilmediği hususunda, davalı yan beyanlarında; ürünü teslim almadığını ileri sürmüş ise de, 25/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, e-mail yazışmalarından, makinenin bir şekilde davalı şirkete ulaştırıldığı, kurulumunun yapıldığı, ancak makinenin hızının yavaş olduğunun davalı yanca tespit edilerek, bu hususun giderilmesinin, davacı üretici firmadan talep edildiği, ancak, davalı şirket tarafından ileri sürülen bu hususların tutanakla tespit edildiği, ihtarname ile talep olunduğu herhangi bir belgeye dosyada rastlanmadığı, sözü edilen (makinenin gönderilmesi ve hızının yavaş olması hususunda) e-mail yazışmalarının 09/11/2016 tarihinde gönderildiğinin davalıca da kabulü, icra takibinin açıldığı 17/12/2016 tarihine kadar, e-mail yazışması dışında başkaca yazılı bir tutanak, ihtarname v.b. bir belgenin bulunmadığı nazara alındığında, bu hususun hayatın ve ticaretin olağan akışına aykırı olduğu değerlendirildiği, dolayısıyla 09/03/2020 tarihli ilk rapordaki görüşlerini değiştirecek bir husus bulunmadığı ..” bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki elektronik posta yazışmalarının tespiti için önce davacı bilgisayarları üzerinde inceleme yapılmış ve bilgisayar Mühendisi Turan Mermer tarafından düzenlenen 25.03.2021 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına kazandırılmış, bilirkişi raporunda özetle; “…verilen görev ve dava kapsamında inceleme ve tespit yapılması amacıyla, davacı … mirascılarını işyeri olan … … Ankara adresine 12.03.2021 tarihinde saat:10.00 sularında ulaşıldığını, şirket çalışanı ve davacı avukatı … eşliğinde inceleme ve tespit yapıldığını, işyerinde bulunan bilgisayardaki internet tarayıcısından (Chrome, İnternet Explorer, Firefox) … ©hotmail.com eposta kutusunda inceleme ve tespit yapıldığını, Eposta içeriklerine Hotmail.com web sitesi üzerinden ulaşılması sebebiyle e-postalar üzerinde değişiklik veya manipülasyon yapma imkanı bulunmadığını, … makina ©hotmail.com eposta kutusunda çok miktarda eposta olması sebebiyle arama kısmına “…com.tr eposta adreslerine gönderilen ve dava dosya içeriğinde de bulunan epostalar görüntülenerek ekran görüntüleri alındığını, yazışma içerikleri ve gönderim alma tarihleri ilgili eposta ekran görüntülerinden takip edilebileceğini, 5.12.2016 tarihinde … ….©hotmail.com eposta adresine “faturayı ek şekilde gönderemiyormusunuz, Çıktısını alamıyorum.” Şeklinde eposta gönderdiğini, aynı gün saat:16:20 de …com.tr eposta adresine faturanın desambalaj.jpeg olarak gönderildiğinin görülebileceğini …”raporunda bildirmiştir.
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesine davalı bilgisayarlarında taraflar arasındaki elektronik posta yazışmalarının tespiti için bilirkişi talimatı yazılmış ve 20.01.2022 tarihli bilgisayar mühendisi Dr. …’ndan alınan raporda özetle; ” …Davalı şirkete ait 4 (dört) bilgisayarda inceleme yapılarak, davalı tarafın davacıya gönderdiği iddia olunan ve dosya içerisinde Bilgisayar Mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen 25.03.2021 tarihli raporunda tespiti yapılan e-postaların davalı şirket ve çalışanları (davalı şirket temsilcisi ….) tarafından davacıya gönderilip gönderilmediğinin tespiti hususunda, üst bölümlerde anlattığım teknik bilgilendirmeler ve yerinde inceleme ile elde edilen bulgular ışığında:
İlgili e-postaların uzantısı “…com.tr” alan adının 10.04.2013 tarihinden beri resmi olarak davalı tarafa tahsis edilmiş durumda olduğu ve bu alan adının idari yönetici, teknik ve hesap sorumluluğunun kendilerinde bulunduğu,

Tüm ilgili e-posta hesaplarında davacı tarafa ait olması olası anahtar sözcüklerle ve “…[email protected]” e-posta adresi ile arama yapılmış olsa da herhangi bir iletinin bulunmadığı,

İnceleme yapılan bilgisayarlarda tüm e-posta hesaplarının POP3 (sunucuda kopya bırakmaz ve e-postayı yerele (local’e) indirir) protokolü ile Microsoft Outlook ile kullanıldığının tespit edildiğini, Ancak, davacı tarafça kullanılan ve Microsoft sunucularında barındırılan “…[email protected]” e-posta hesabına GELEN e-postalar için manipülasyon mümkün olmamakla birlikte;
davalı tarafça kullanılan POP3 protokolü ile GİDEN e-posta hizmeti kullanımında veri silme gibi yönetimsel kapsamdaki manipülatif operasyonların teknik olarak gerçekleştirilmesi mümkündür, yedekleri de yoksa bu e-postalara ulaşılamaz ve bu tür manipülatif işlemler Microsoft Outlook gibi istemci uygulamaları üzerinden son kullanıcı tarafından kolaylıkla gerçekleştirilebileceğini,
Ayrıca, mevcutta, davalı tarafın e-posta gönderimi için sahip olunması gereken sunucuyu kendi bünyelerinde değil dışarıdan hizmet alımı yoluyla sahip olması, dava konusu olayın gerçekleştiği tarih itibariyle de benzer şekilde bunun dışarıdan hizmet alındığı ve bu süreçte herhangi bir yedekleme politikasının da yürütülmediğini” bildirmiştir.
Davalı şirket yetkilisi ….ın isticvabına karar verilmiş ve İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, talimat cevabında …’ın beyanında;”… İrsaliyeli faturada davalı şirket adına atıldığı iddia olunan imzalar bizim şirketimize veya yetkililerine ait değildir, sevk irsaliyesinde adı geçen … şirketimiz çalışanı veya yetkilisi değildir, bilirkişi raporunda bahsi geçen ve davacıya gönderildiği tespit edilen e- postaların ve bu e-posta hesaplarının bana veya şirket çalışanlarına ait olup olmadığının ve bu e-postaların davacıya gönderilip gönderilmediğini aradan 6 -7 yıllık bir süre geçtiği için tam olarak hatırlamıyorum” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tanıkları … ve … 25.01.2021 tarihli celsede dinlenilmiş, davacı tanığı … beyanında; “Ben davacı vefat eden …’nun yanında çalışırdım, matbaa makinaları üretirdik, ben montaj ustasıyım, davalı firmayı da bilirim, izmir de faaliyet gösteriyorlar, 2016 yılında çalıştığım firmadan bir selefon kaplama makinası aldılar, hatta bu makinayı aldıktan sonra bazı sebeplerle Ankara ya gelip bazı ek ilaveleri makinaya yapmamızı söylediler, bunları da yaptıktan sonra makinayı nakliye firması ile İzmir’e gönderdik, biz piyasada Ambarla gönderdik diye söylüyoruz, bu makinanın nakliyesini bizim çalıştığımız şirketle yoksa davalı şirketle mi yaptı ayrıntısını bilmiyorum, Nakliye masrafları kim tarafından karşılandı, şoförüo kim tuttu bu ayrıntıları bilemem nakliyeyi yapan aracın şoförü … isimli şahsı tanımıyorum, bizim şirket çalışanımız değildir, davalı çalışanı olup olamadığını da bilemem, yoksa sade nakliyeci mi bunu da bilemem, Zannediyorum, makina 2016 yılının 11. Ayında İzmir’e gönderildi, daha sonra biz de firmadan iki kişi İzmir e giderek bu makinanın kurulumunu davalı şirketin işletmesinde yaptık, bu makinayı ben ve … beraber kurulumunu yaptık, daha sonra burada makina hakkında bilgiler verdik, nasıl çalıştırılması gerektiğini anlattık, bu bir gün sürdü, daha sonra Ankara’ya döndük,” şeklinde beyanda bulunduğu,
Davacı asil … beyanında ise: “Ben vefat eden …’nun oğluyum, babam ile beraber Ankara’da Matbaa Ambalaj Makinaları üretiyoruz, davanın açıldığı tarihte babam hayatta idi, ancak vefatı ile ben de davaya dahil olmak durumunda kaldım, davaya konu makinayı davalı şirkete sattıktan sonra bunun nakliyesi işlemi şu şekilde olur, alacaklı gelip makinayı kontrol eder ve alır, davalı şirketin yetkilisi … bey de davaya konu makinayı Ankara’da gelip gördü, ve bu makinada 6 – 7 kadının çalışacağını söyledi ve bazı eklerinin yapılması gerektiğini söyledi, ve biz de bu ekleri ve değişiklikleri yaptık, bu değişiklikler ve eklemeler bittikten sonra bu makinada çalışacak işçilerin de gelip bu makinada eğitim almaları gerekiyor idi, fakat bu makinada çalışacak 6 – 7 kadını Ankara’ya getirmek burada eğitim vermek zor olduğu için, bizden rica etti, bu makinayı İzmir’de çalışanlara gösterirmisiniz dedi biz de kabul ettik, makinanın nakliyesini davalı şirketin talebi doğrultusunda onların vermiş olduğu telefon ederek haber verdik ve davalının anlaştığı nakliyeci kişiye makinayı teslim edip İzmir’e gönderdik, ödemesini de davalı taraf yaptı, makinanın tesliminden sonra ben ve çalışanımız ….bey ile beraber İzmir e gittik, davalı şirkettin çalışanlarına İzmir’de bir gün eğitim verdik, makinayı eksiksiz olarak teslim ettik, ancak ücretini alamadık, hatta eğitim verdikten sonra yazıhanesine geçtik, davalı ücretin yarısını teklif etti, aksi halde bunun parasını benden alamazsınız dedi, ve bizi kovdu,” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, satım sözleşmesinden kaynaklı bakiye fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davalı şirket vekili icra takibinde yetkiye itiraz etmiş ise de; dosyaya sunulan sipariş sözleşmesi ve altındaki imzayı inkar etmemesi iddia konusu alacağın para alacağı olması ve para alacaklarının götürülecek borçlardan olduğu, sipariş sözleşmesinin 6. Maddesinde “İhtilaf halinde Ankara ve icra Dairelerinin Yetkili kılındığı” şeklinde düzenleme bulunduğu anlaşıldığından davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin, davalıdan olan alacağı nedeniyle, davalı aleyhine 30.000,00 TL asıl alacak ve 349,73 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.349,73-TL alacağın tahsili için Ankara 18.İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında ilamsız haciz yolu ile icra takibine geçildiği, takip borçlusunun borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu, sonrasında eldeki davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava, takip talebine itiraz edilen alacaklının alacağının varlığını genel hükümlere dayanarak ispat suretiyle itirazın iptali istemine ilişkindir. (İİK m.67)
Davalı vekili, müvekkili aleyhine yürütülen icra takibine süresinde verdiği dilekçe ile “ müvekkil şirketin davacıya bir borcu bulunmadığını, takibe, borca ferilere ve faize itiraz ettiğini, müvekkil şirketin tebliğ adresinin İzmir olması ve Ankara Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olmayıp İzmir Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu” belirterek takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Mevcut ticari ilişkiden dolayı davacının davalıdan olan alacağının tayin ve tespiti bakımından taraflara ait ticari defterler ve bilgisayar kayıtları üzerinde bilirkişi incelemeleri yapılmış ve bilirkişi raporları alınmış ve dosya arasına kazandırılmıştır.
Takibe konu alacak fatura alacağıdır. Faturanın TTK.da tanımına yer verilmemiştir. Vergi Usul Kanunu 229.maddesinde fatura, “Satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika’ olarak tanımlanmıştır.
TTK 21/1.maddesine göre, ‘Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” TTK 21/2.maddesine göre ‘Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır’.
27.06.2003 tarihli 2001/1 E.2003/1 K.sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, ‘fatura sözleşmenin yapılmasıyla ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir…” denilmiştir.
Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.

Somut olayda; davacı fatura alacağına yönelik davacı aleyhine başlattığı takibe yönelik itirazın iptalini ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf süresinde verdiği cevap dilekçesinde, sipariş sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmede öngörülen ön peşinat tutarının davacı yanın hesabına yatırıldığını ancak sözleşme konusu edimin davacı tarafça yerine getirilmediğini, malın teslim edilmediğini iddia ederek davanın reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesi istenmiştir.
Tarafların ticari defter ve kayıtları bilirkişi marifetiyle incelenmiş olup davaya konu faturaların davacı defterinde kayıtlı olduğu ancak davalının defterinde kayıtlı olmadığı, söz konusu irsaliye fatura altında teslim alan kısmında imzası bulunan “…” isimli kişinin davalı çalışanı olmadığı, tüm araştırmalara rağmen bulunamadığı, tarafların da bu kişinin kim olduğu hususunda açıklayıcı bir beyanda bulunamadığı, davacı tarafından dosyaya sunulan elektronik posta yazışmalarının davalı şirket yetkilisi veya çalışanları tarafından davacıya gönderilip gönderilmediğinin açıkça tespit edilemediği, mal tesliminin tanıkla ispat edilemeyeceği, sonuç olarak davaya konu makinanın davacı tarafından davalıya teslim edildiği olgusunu davacının ispatlayamadığı gözetilerek davanın reddine, şartları oluşmadığından davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın reddine,
Davacı aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 368,30 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 287,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21.03.2022

Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]