Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/245 E. 2021/771 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/245 Esas
KARAR NO : 2021/771

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/03/2017
KARAR TARİHİ : 09/11/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … parselde bulunan inşaatı tamamladığını, belediyeden iş bitirme belgesini aldığını, enerji talebini davalıya bildirdiğini, elektrik projelerinin ruhsat alımından önce davalı tarafından onaylandığını, 21/05/2014 tarihinde dağıtım, iletim sistem ve hatlarının kurulması, enerji bağlantısının yapılması, aksi halde bağlantının kendisi tarafından yapılacağını bildirdiğini, davalının ise 27/06/2014 tarihli yazısı ile bağlantıyı 2015 yılında yapabileceğini bildirdiğini, müvekkilinin bu işi yaparak 3. Kişilere 44.715,09 TL ödeme yaptığını, davalıdan bu bedelin ödenmesini 23/01/2015 tarihli başvuru ile talep ettiğini, ancak ödeme yapılmadığını, bu nedenle davalı aleyhine Ankara … Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacının 23/01/2015 tarihli ödemeye ilişkin yazısına 17/02/2015 tarihli yazı ile cevap verdiklerini, işlemlerin yapılabilmesi için tesis sözleşmesi imzalanması gerektiğini, sözleşme imzalanması için gerekli belgelerle birlikte başvurulması gerektiğini bildirdiklerini, davacının başvuru yapmadığını, tesis sözleşmesi imzalanmasının yasal mevzuat gereği olduğunu, davacının ise yasal mevzuat gereği yapılması gereken işlemleri tamamlamadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, Ankara … Dairesi’nin … esas sayılı dosyası, taraflar arasındaki yazışmalar, davalı kurum kayıtları dosya arasına alınmıştır.
Elektrik elektronik mühendisi bilirkişi ile nitelikli hesaplama bilirkişisinden oluşan heyet tarafından düzenlenen 24/12/2018 tarihli raporda özetle, davalının projenin onaylanmasından sonra değil, işin başında tesis sözleşmesi imzalaması gerektiğini, bunun için davalının davacıya davet etmesi gerektiğini, mevzuat hükümlerine uygun davranmadığından davacının haklı olduğunu, davacı tarafça sunulan faturaların rayice uygun olduğunu bildirmiştir. Davacıya ait inşaatın elektrik projesi ve sair tüm evraklar celbedildikten sonra davalı itirazları da giderilmek üzere bilirkişilerden alınan 30/11/2020 tarihli ek raporda, kök rapordaki beyanlarını tekrar etmişlerdir.
Elektrik bilirkişisinin bedele ilişkin değerlendirmesi mevzuata uygun olmadığından ek rapor alınmak istenmiş, ancak bilirkişi bilirkişilik bölge kurulu listesinden çıktığından dosya yeni bir elektrik elektronik bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 21/04/2021 tarihli raporunda, davacının mevzuata uygun olarak tesis yapım sözleşmesi akdetmemesi nedeni ile takip itibariyle muaccel bir alacağının bulunmadığını, tesis yapım bedelinin EPDK metodolojisi uyarınca 36.711,75 TL olduğu bildirilmiştir. Aşağıda açıklanacağı üzere hukuki nitelendirme Mahkememizce yapılacağından ve hesaplama EPDK mevzuatı uyarınca yapıldığından son rapor hükme esas alınmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Dava, haricen yaptırılan elektrik dağıtım tesis bedelinin ödenmemesi nedeni ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacının yapmış olduğu inşaata elektrik bağlanması için 21/05/2014 tarihinde davalıya başvurduğu, davalının 27/06/2014 tarihli cevabi yazısında bağlantı talebinin 2015 yılı içerisinde yerine getirilebileceğinin belirtildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık ve raporlar arasındaki çelişki, bundan sonra tesis yapım sözleşmesinin imzalanmasını talep etmenin kimin yükümlülüğünde olduğu konusundadır.
İlk bilirkişi heyeti raporunda, davacının başvurusundan sonra davalının projeyi onaylayarak elektrik verdiğini ancak davacıyı sözleşme imzalanması için davet etmediğini, bu nedenle davalının mevzuata uygun davranmadığını bildirmiştir. Oysa ki ikinci bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, davacı tarafından sunulan branşman hattı projesinde mühendisin isim ve imzası gibi BEDAŞ’ın da onayının bulunmadığı, geçici kabulün de davacının bağlı bulunduğu trafoya ancak başka bir tesise ait olduğu gözetildiğinde projenin onaysız olduğu ve geçici kabulünün yapılmadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki, davalının bağlantının 2015 yılında yapılabileceğine ilişkin cevabi yazısından sonra Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği’nin 12/3 maddesi uyarınca süreye itiraz etmemiş veya tesisi kendisinin yapmak istediğini ve tesis yapım sözleşmesi imzalamak istediğine ilişkin başvuruda bulunmamış, doğrudan tesisin yapımına başlamıştır. İlk rapordaki hukuki nitelendirmenin aksine davacının tesisi bedelinin davalı tarafça karşılanması karşılığında kendisince yapılacağına ilişkin başvurusunun bulunmadığı ve projenin onaylı olmadığı, bu hali ile bu aşamada davacının tesis yapım sözleşmesi imzalanması için davet edilmemesinin dvalının kusuru olmadığı değerlendirilmiştir.
Ayrıca davacının 23/01/2015 tarihli ödeme talepli başvurusuna davalının 17/02/2015 tarihli yazı ile mevzuat gereği tesis yapım sözleşmesi yapılmak için davet edilmesine rağmen davacının başvurmadığı ve böylelikle mevzuata uygun davranmadığı anlaşıldığından davacı yanın kusurlu olduğu ve davalının itirazının yerinde olduğu kanaati ile sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 537,59 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 7.224,78 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Karar kesinleştiğinde icra dosyasının iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/11/2021

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]