Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/21 E. 2021/403 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/21 Esas
KARAR NO : 2021/403

DAVA :İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/01/2017
KARAR TARİHİ : 25/05/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 25/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacı kooperatifin üyesi olduğunu, aidat borçlarını ödemediğini, müvekkili kooperatifçe ödenmeyen aidat alacağının tahsili amacıyla … Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı nedeniyle durduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hüküm olunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kendisine ferdileştirme yolu ile tahsis edilen konutu sattıktan sonra 18/02/2016 tarihinde kooperatiften noter aracılığı ile istifa ettiğini, kooperatif ile ilgisinin kalmadığını, kooperatifin konutlara ilişkin iç imalatları tamamlamadığını, bu nedenle alacağı bulunduğunu, bu miktarın mahsubunun gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, … Dairesi’nin … esas sayılı dosyası, istifaname, tapu kaydı dosya arasına alınmış, davacı kooperatife ait genel kurul toplantı tutanakları ile ticari defterlerini sunmak üzere HMK’nun 220. Maddesi uyarınca ihtarat yapılarak süre verilmiş, sunulan defterler incelenmek üzere kooperatif bilirkişisine tevdi edilmiştir.
Kooperatif konusunda uzman bilirkişi 18/12/2017 tarihli raporunda özetle, davalının noter aracılığı ile istifaname ile kooperatiften istifa ettiği istifanın tebliği tarihinden önceki aidat borçlarından sorumlu olduğunu, konutu daha önce devretmiş ise genel gider ve altyapı giderlerine katılması gerektiğinden söz edilemeyeceğini, istifanamenin Şubat 2016 içinde tebliğ edilmiş olması halinde takip tarihi itibari ile aidat borcunun 8.447,00 TL olduğunu bildirmiştir. Tapu kaydı ile istifanamenin tebliği tarihine ilişkin evrak celbedildikten sonra alınan 14/01/2019 tarihli ek raporda kök rapordaki tespitlerini tekrar etmiştir. Hukuki nitelendirmenin doğru yapıldığı kanaati ile yapılan hesaplama yönünden rapor oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunarak hükme esas alınmıştır.
Taşınmazda ve davacı defterleri üzerinde yerinde inceleme yapılması için kooperatif, SMMM ve inşaat bilirkişisinden alınan 02/12/2020 tarihli raporda özetle, istifaname tebliğ edilmiş ise de üyelik devredilmediğinden takip tarihine kadar hesaplanan genel gider ve aidat bedeli olan 37.196,28 TL’den davacının sorumlu olacağını, taşınmazın satılması nedeni ile eksik, ayıplı iş bedelinin talep edilip edilemeyeceğinin takdirinin mahkemede olduğunu bildirmiştir. İtiraz üzerine bilirkişi heyetinden 21/04/2021 tarihli ek rapor alınmış, aidat ve genel gider hesabına ilişkin önceki tespitlerini tekrar etmiş, eksik imalatlara ilişkin olarak, konutların hangi seviyeye getirildiği, davalının konutunun diğer konutlara gire farklılık arz edip etmediği, genel olarak eksiklik söz konusu ise davalının konutunu rayicinden düşük bedelle satıp satmadığı konusunda dosyada belge bulunmadığını, dosya üzerinden davalının konutunu düşük bedelle sattığına ilişkin bir tespit yapılamadığını bildirmişlerdir.
DEĞERLENDİRME:
Dava, kooperatif aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalının davacı kooperatifin üyesi olduğu, ancak 22/02/2016 tebliğ tarihli istifanamesi ile üyelikten istifa ettiği, 12/02/2016 tarihinde kendisine isabet eden tapu kaydını devrettiği, aidat borcunun tahsili amacıyla davalı aleyhine aidat alacağı üzerinden ilamsız takip yaptığı, davalının takibe itiraz dilekçesinde borcu olmadığından bahisle borca itiraz ettiği, itirazın yasal süresinde yapılmış olmakla takibin durduğu, İİK 67. maddesi gereği 1 yıllık hak düşürücü sürede bu davanın açıldığı görülmüştür.
Toplanan delillerden; davalının davacı kooperatifin üyesi olduğu, ancak 12/02/2016 tarihinde ferdileştirme sonunda kendisine isabet eden taşınmazın tapu kaydını devrettiği ve 22/02/2016 tebliğ tarihli istifanamesi ile üyelikten istifa ettiği, davacı kooperatifin ana sözleşmesinde istifanın tazminata ya da şarta bağlandığına ilişkin iddia ve delil sunulmadığı, bu hali ile tebliğ tarihi itibari ile sonuç doğuracağı, her ne kadar bilirkişi heyeti ortaklığın devredilmemesi nedeni ile takip tarihine kadar aidat giderlerinden sorumlu olduğunu değerlendirmiş ise de aidat alacaklarından sorumluluğun istifanın tebliğ edildiği tarih itibari ile sona ereceği (Yargıtay 23. HD 2015/5593 esas 2016/5482 karar sayılı ve müstakar ilamları), yine taşınmazı istifa tarihinden önce tapuda devrettiğinden genel yönetim ve altyapı giderlerinden de devir tarihinden itibaren sonra sorumlu olmayacağı (Yargıtay 23. HD 2017/3132 esas 2020/3638 karar sayılı ilamı) değerlendirilerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının talep edebileceği aidat borcunun davacı kooperatifin defterleri ile genel kurul tutanakları doğrultusunda hesaplandığı görülmekle davacının aidat alacakları yönünden davasının kısmen sübuta erdiği değerlendirilerek bu miktar üzerinden icra takibine vaki itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı eksik imalat bedelinin mahsubunu talep etmiş ise de, iddianın ispata elverişli delillerle ispatının gerekeceği, bilirkişi heyetinde bulunan inşaat bilirkişisinin de belirttiği üzere taşınmazdaki eksikliklerin dosya üzerinden belirlenmesinin mümkün olmadığı, 2014 tarihli yönetim kurulu kararında eksiklikler belirtilmiş ise de satışın 2016 yılında yapıldığı, bu tarih itibari ile eksik imalatların tespitinin dosyadaki mevcut deliller uyarınca tespitinin mümkün olmadığı, davalının taşınmazın eksik imalat nedeni ile rayiç değerden düşük satıldığı iddiasına ilişkin ispata elverişli delil de sunmadığı görülmüştür. Tarafların sunmuş oldukları emsal kararlarda da belirtildiği üzere, 25/08/2014 tarihli yönetim kurulu kararında belirtilen eksikliklerin aidattan düşülmesine ilişkin 18/06/2017 tarihli genel kurul kararı hem davalının istifasından sonra alınmış, hem de üyenin aidat aidat borcu bulunmamasına bağlanmıştır. Bu nedenle davalının mahsup savunmasının ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere davanın kısmen kabulüne ve alacak likit olmakla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, reddedilen kısma ilişkin davacının kötüniyetli olduğuna ilişkin dosyada bir delil bulunmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
… Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 8.447,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 1.689,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kötü niyet tazminatın şartlar oluşmadığından reddine,
Alınması gereken 577,01 TL harçtan peşin alınan 449,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 127,77 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 4.080,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 4.312.39 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Yargılama sırasında yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı 5.145,00 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.168,39 TL’si ile davacı tarafça peşin olarak yatırılan 449,24 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, davalı tarafça yapılan 41,50 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 32,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının iadesine,
Karar kesinleştiğinde icra dosyasının iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/05/2021
Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]