Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/941 E. 2021/699 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/941 Esas – 2021/699
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/941 Esas
KARAR NO : 2021/699

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2016
KARAR TARİHİ : 05/10/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 03/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sahibi olduğu … isimli işyeri tarafından davalının şubesi aracılığı ile Trabzon’a 06/08/2016 tarihi itibari ile 12.000,00 adet silah şarjörü yayı gönderildiğini, taşıma esnasında kolilerin açılarak ürünün zarar görmesi nedeni ile alıcı firma tarafından aynı kargo aracılığı ile iade edildiğini, müvekkilinin davalı şubesinde ürünün yumak hale geldiğini ve üzerine yağmur yağması nedeni ile paslandığını, telef olduğunu …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … d.iş sayılı dosyası aracılığı ile tespit ettirdiğini, bu nedenle zarara uğradığını iddia ederek müvekkilinin uğradığı zararın şimdilik 20.000,00 TL’sinin 05/08/2016 tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 02/10/2018 tarihli ıslah dilekçesinde özetle, talebini 25.810,56 TL olarak ıslah ettiğini bildirmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline zararın süresinde bildirilmemesi nedeni ile dava hakkının düştüğünü, davacının kargo içeriğini ve bedelini ispat etmesi gerektiğini, davacının ambalaj sorumluluğunu yerine getirmemesi nedeni ile kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, taşımaya ilişkin evrak, fatura, …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … d.iş sayılı dosyası dosya arasına alınmıştır.
Sigorta eksperi, taşıma uzmanı ve taşıma hukukundan anlar hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen 02/04/2018 tarihli raporda özetle, davacının 20.000,00 TL’nin tazmini talebinin yerinde olduğu bildirilmiştir. Heyete makine mühendisi bilirkişi eklenerek düzenlenen 13/09/2018 tarihli ek raporda özetle, davalının zararın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, davacının herhangi bir müterafik kusurunun bulunmadığını, hasarlı emtianın davalıda kalması halinde davacının zararının 30.456,50 TL olabileceği bildirilmiştir.
Davalı tarafın itirazları gözetilerek yeni bir heyetten rapor alınmış, makine mühendisi bilirkişi ile taşıma hukukundan anlar hesap bilirkişisinin düzenlediği 01/04/2019 tarihli raporda özetle, davalının kusurlu olduğu, ambalajlamanın gerekli ve yeterli olduğu, ambalajın yetersiz görülmesi halinde dahi davalı tarafından malın emniyetle taşınmasını sağlamak üzere gereken her türlü tedbirin alınması, işlemlere nezaret etmesi, varsa hatalı ambalaja, yükleme ve boşaltmaya karşı çıkması gerektiği, hasar ve zararın kötü istifleme-taşıma yahut depolama esnasındaki taşıyıcı hatasından kaynaklanmış olabileceği, davacının emtia hasarından kaynaklı KDV hariç 24.261,96 TL zararının olduğu bildirilmiştir.
Ambalajlama konusunda uzman bilirkişi 21/02/2020 tarihli raporunda özetle, fotoğraflar ve dosya içeriği incelendiğinde zarar gören ve kullanılmaz durumda olduğu görülen yayların karton kutular, ahşap sandık içinde veya ahşap paletlerde olduğu, kullanılan ambalajın evsaf ve ebat bilgilerinin anlaşılamadığı, ambalajın zarar görmesi, mamul ambalajının taşıma koşullarına uygun şekilde yapılmadığı gibi taşıyıcı firmanın da nakliyesini yapmayı kabul ettiği paketi koruyamadığından ve uygun koşullarda nakliye/taşımasının yapılmamasından kaynaklandığı, iki tarafın da kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Raporlar arasında çelişki bulunması nedeni ile taşıma hukukundan anlar hesap bilirkişisi ile daha önce rapor düzenleyen ambalaj konusunda uzman bilirkişiden alınan 12/05/2020 tarihli raporda özetle, dosyada taşıma senedi bulunmadığı, bu nedenle davacının TTK’nun 858/2 maddesindeki karineden yararlanıp yararlanamayacağının takdirinin mahkemede olduğu, ambalajlama usulüne uygun olmasa dahi zararın taşıma sırasında ambalajlama nedeni ile oluştuğunun ispat yükünün ihtirazi kayıt koymadan emtiayı teslim alan davalıda olduğu, eşyanın taşımadan hemen önce satılması ve faturada taşıma bedelleri yer almadığından TTK’nun 880/3 maddesi uyarınca irsaliyeyi faturada yer alan bedelin piyasa fiyatı olduğunun kabulünün gerekeceği, emtianın ağırlığının dosya kapsamından anlaşılamadığı, davalının TTK’nun 886 maddesi uyarınca sorumluluğunun sınırlandırılması hususunun takdirinin mahkemede olduğu bildirilmiştir. Davalıya yazılan müzekkere cevabı sonrasında bilirkişi heyetinin düzenlediği 30/12/2020 tarihli ek raporda özetle, kök rapordaki görüşlerinin aynen devam ettiği, ağırlığa ilişkin tespit yapılamamakla birlikte kilogram kabul edilmesi halinde yükün taşıyıcıya teslim tarihi itibari ile geçerli SDR kuru gözetildiğinde davalının sorumlu olduğu miktarın 22.712,74 TL olduğu bildirilmiştir. Davacının itirazları üzerine alınan 22/03/2021 tarihli ek raporda özetle, ikinci raporda yapılan hurda tenzilatına itibar edilmediğini, kök raporda bu yördeki takdirin mahkemeye ait olduğunun belirtildiği, kök rapordaki tespitlerinin aynen geçerli olduğunu bildirmişlerdir. 30/04/2021 tarihli ek raporda da kök rapordaki beyanlarını tekrar etmişlerdir. Diğer raporlarla arasında esasa ilişkin çelişki bulunmamakla birlikte hesaplama noktasında raporlar çelişmiş, TTK’nun 880/3 maddesi gözetildiğinde ve satış üzerine emtianın taşıyıcıya teslim edildiği gözetildiğinde hurda tenzilatı yapılmasına yer olmadığı kanaati ile malın değerine ilişkin ilk ve son raporlar hükme esas alınmış, SDR kurunun karar tarihi itibari ile dikkate alınması gerektiğinden son rapordaki sorumluluk miktarına değil, aşağıda açıklanacağı üzere mahkememizce yapılan hesaplamaya itibar edilmiştir.
DEĞERLENDİRME:
Dava, taşıma sırasında zayi olan emtianın hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasında taşıma ilişkisi bulunduğu, davacı tarafından fatura karşılığı satılarak gönderilen yayın davalı tarafça taşındığı, taşıma esnasında zararlandığı, varış noktasına ulaştığında emtianın zarar gördüğünden bahisle yine davalı aracılığı ile çıkış şubesine iade edildiği, ambalajlamanın yüke uygun olmadığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, zararın kaynağı ile davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve miktarı konusundadır.
TTK’nin 858/2 maddesi uyarınca, “İki tarafça imzalanan taşıma senedi, eşyanın ve ambalajının, eşyanın taşıyıcı tarafından teslim alındığı sırada, dış görünüşü bakımından iyi durumda bulunduğuna ve taşınan paketlerin sayısının, işaretleri ile numaralarının, taşıma senedinde yer alan kayıtlara uygun olduğuna karinedir; meğerki, taşıyıcı taşıma senedine haklı bir sebeple çekince koymuş olsun. Çekince, taşıyıcının, kayıtların doğruluğunu denetleyecek, uygun araçlara sahip olmadığı sebebine de dayandırılabilir.” Yazılı bir taşıma senedi sunulamamıştır. Bu hali ile emtianın ağırlığı, değeri, ambalajlamanın uygun olup olmadığı, zararın ambalajlamadan ya da davalının kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı başkaca delillerle ispatlanmalıdır.
Öncelikle, TTK’nun 880/3 maddesi ve satış için taşıma yapıldığı dikkate alındığında emtia değeri fatura bedeli olarak kabul edilmiştir. Davalı, taşınanın fatura içeriğinden nitelik ve nicelik bakımından farklı olduğu yönünde ispata elverişli delil de sunamamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplama ile davacının ıslah talebinde de bu miktar esas alınmıştır. Her ne kadar ikinci bilirkişi heyeti raporunda emtianın ekonomik değeri bulunduğundan hurda değeri düşülmüş ise de, maddedeki düzenleme, malın tespit dosyasında belirlenen durumu, hurda değeri bulunduğuna ilişkin tespitin ve indirim oranının objektif kriterlere dayanmadığı gözetilerek malın değerine ilişkin olarak ilk ve son raporlara itibar edilmiş, hurda bedeli indirilmemiştir.
Davalı, zararın ambalaj hatasından kaynaklandığı savunmasında bulunmuştur. Ambalajlama konusunda uzman bilirkişi raporu ile, ambalajlamanın usulüne uygun olmadığı belirlenmiştir. Ancak taşıma senedi bulunmadığı, davalının malın teslimi sırasında bu yönde bir çekince koyduğuna ilişkin ispata elverişli delil sunamadığı, tespit aşamasında malın taşındığı ahşap kutuların kırıldığı ve ambalaj bilirkişisinin emtianın uygun taşınamadığına ilişkin tespiti de gözetildiğinde ambalaj hatası nedeni ile davalının sorumluluğunun ortadan kalktığı, zarar ile illiyet bağının kesildiği yönündeki savunmasına itibar edilmemiş, zararın taşıyıcının kusuru ile ortaya çıktığı ve davalının zarardan tam olarak sorumlu olduğu ve davanın ıslahla birlikte kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalının sorumluluk miktarının belirlenmesi bakımından, karar tarihindeki SDR kurunun 12.5216 olduğu ve emtianın ağırlığı (emtianın desisine ilişkin son bilirkişi raporu uyarınca 650 kg esas alınarak) dikkate alındığında ıslah edilen dava değerinin sorumluluk sınırının altında kaldığı anlaşılmıştır (12,5216*650*8,33=67.798,20 TL).
CMR’nun 27. maddesi uyarınca temerrüt tarihinin 30/09/2016 bildirim tarihi olduğu değerlendirilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın kabulü ile,
25.810,60 TL’nin temerrüt tarihi olan 30/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 1.763,12 TL harçtan peşin alınan 341,55 TL ile 100,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.321,57 TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 4.080,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan UYAP sisteminde kayıtlı toplam 3.859,40 TL yargılama gideri ile davacı tarafça peşin olarak yatırılan 441,55 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/10/2021