Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/788 E. 2022/416 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/788 Esas – 2022/416
T.C.

3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/788
KARAR NO : 2022/416

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/09/2016
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
K. YAZIM TARİHİ : 24/06/2022

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketin … … çimento fabrikası bulunduğu, bu nedenle davalı şirketten elektrik enerjisi satın aldığı, davalı şirketin müvekkili şirketin aldığı elektrik enerjisinin miktarlarını ve faturalandırmaya esas bilgilerini sayaç okuyarak belirlediği, ancak bu sayaç okuma bedelinin, sayaç başına sabit bir ücret olması gerekirken, davalı şirketçe tüketilen enerji miktarı üzerinden nispi ücret olarak tahsil edildiği, Danıştay 13. Dairesinin …. K. sayılı ilamı ile “sayaç okuma ve faturalama hizmetlerine ilişkin maliyetlerin, abone grubuna ve tüketim enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı ve bu nedenle abone başına sabit ücret uygulanması gerektiği” gerekçesiyle EPDK’nın aynı mahiyetteki 875 sayılı kararının, iptaline karar verildiği, söz konusu kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca da onandığı, iptal edilen perakende satış hizmet bedelinin taraflar arasında imzalanan sözleşmenin bir unsuru olduğu, EPDK kurul kararlarının nasıl taraflar arasındaki sözleşmeye doğrudan uygulanmakta ise, Danıştay 13. Dairesinin iptal kararının da taraflar arasındaki sözleşmeye doğrudan uygulandığı, bu nedenle Danıştay iptal kararı neticesinde 875 sayılı kurul kararının “psh” uygulanmasına dayanak yaptığı kısmı iptal olmuş olduğu için ve de iptal kararı geçmişe etkili olarak karar hiç alınmamış gibi bir hukuki sonuç doğurduğu için, davalının 875 sayılı kurul kararının uygulandığı 01.09.2006 ile 31.12.2010 tarihleri arasındaki dönemde PSH uygulaması ve buna bağlı olarak TL/kWh şeklinde fazladan aldığı bedellerin hukuki dayanaktan yoksun kaldığı, bu çerçevede davalı şirketin müvekkili şirketten Eylül 2016- Aralık 2010 dönemleri arasında fazladan perakende satış hizmet bedeli tahsil edildiğinin açık olduğu, 17.06.2016 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile Enerji Piyasası Kanununa eklenen geçici 20. madde ile ”Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmü getirildiği, atıfta bulunulan 17. maddede ise “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen değerlere ilişkin olarak yapılan başvurularda açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmüne amir olduğu, görülmekte olan davada mahkemelerce, perakende satış hizmet bedellerinin düzenleyici işlemlere uygun olup olmadığının incelenmesinin öngörüldüğü, davanın konusunun, idari yargıda verilen iptal kararına istinaden perakende satış hizmet bedelinin sabit bir bedel olarak alınması gerekirken, tüketilen enerji miktarına göre hesaplanarak fazladan tahsil edilmesi olduğu, iptal edilen düzenlemenin 2006 Eylül -2010 Aralık arası dönemde uygulandığı, bu sürede PSH bedellerinin bu düzenleme gereğince tahsil edildiği, dava konusu dönemde, Danıştay’ın kesinleşen iptal kararı sebebiyle, PSH bedelinin kWh bazında tüketilen elektrik miktarına göre tahsil edilmesine dayanak kurul kararı bulunmadığı, Nitekim 6719 sayılı kanunun geçici 19. maddesinin gerekçesinde de, tarifelere ilişkin kurul kararları ve düzenleyici işlemler iptal oluncaya veya geri alınıncaya kadar bağlayıcı olduğunun belirtildiği, huzurda görülen davanın dayanağının, düzenleyici işlemin iptaline ilişkin olduğu değerlendirildiğinde de, 6719 sayılı kanunun ikame olunan bu davayı etkilemediği, bilakis huzurdaki davayı desteklediğinin her türlü her türlü tartışmadan vareste olduğu, bu nedenle fazlaya ilişkin dava haklarının saklı tutarak dava konusu her dönemde düşülmesi gereken sabit bir bedelin aynı olduğunun kabulü anlamına gelmemekle birlikte, 3612 sayılı EPDK Kurul kararında belirlenen sabit bedellerin düşümü ile, davalının müvekkil şirketin … Çimento Fabrikasındaki 10000005920 ve 10011287430 no’lu aboneliklerinden ve varsa diğer aboneliklerinden 2006 Eylül – 2010 Aralık arası dönemlerindeki faturalar ile müvekkil şirketten fazladan tahsil ettiği KDV dahil 1.148.907,90 TL PSHB’yi talep ve dava ettikleri belirtilerek, fazlaya ilişkin dava hakları saklı tutularak, müvekkili şirketin … Çimento Fabrikasında ki 10000005920 ve 10011287430 no’lu aboneliklerinden ve varsa diğer tüm aboneliklerinden PSHB olarak fazladan ödenen 2006 Eylül- 2010 Aralık arası dönemlerine ait KDV dahil 1.148.907,90 TL’nin ödeme tarihinden itibaren 6183 sayılı kanunun 1. maddesine göre işleyecek gecikme zammı, işlemiş ve işleyecek gecikme zammının KDV’si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; 4628 sayılı kanun 1. maddesinin 3. Fıkrasının 16 ncı bendinde perakende satış hizmeti “perakende satış lisansına sahip şirketlerce elektrik enerjisi ve/veya kapasite satımı dışında tüketicilere sağlanan diğer hizmetleri”, Elektrik piyasası tarifeler yönetmeliğinin işlem tarihindeki yürürlükte bulunan “Tanımlar ve Kısaltmalar” başlıklı 4. maddesine göre perakende satış hizmetinin, perakende satış lisansına sahip şirketler tarafından, elektrik enerjisi ve /veya kapasite satımı dışında, tüketicilere sağlanan sayaç okuma, faturalama gibi diğer hizmetleri ifade ettiği, 4628 sayılı kanunun geçici 9. maddesi hükmü ile ulusal tarife esaslarının düzenlendiği, bu madde hükmü gereğince … tarafından sunulan tarife tekliflerine istinaden “20 dağıtım şirketi için gelir gereksinimi hesaplaması ve tarife metodolojisi” nin 24.08.2006 tarih 875 sayılı kurul kararı ile onaylandığı, iki bölümden oluşan metodolojinin “geçiş dönemi tarife uygulamaları “ başlıklı ikinci bölümünde yer alan, geçiş dönemi süresince iletim sistemine doğrudan bağlı aboneler haricindeki bütün abone grupları için perakende satış hizmet bedelinin, geçiş döneminde tüketici tarifelerinin dengelenmesi bakımından kWh bazında belirlenmesine yönelik (B) bendinin Danıştay 13. Dairesinin kararı ile iptal edildiği, Ancak, tüketicilerden perakende satış hizmet bedelinin kWH üzerinden tahsil edilmesinin asıl dayanaklarını normlar hiyerarşisinde iptal edilen metodoloji hükmü ile aynı seviyede bulunan düzenleyici işlemler olan, elektrik tarifelerinin onaylandığı kurul kararlarının oluşturduğu, fonsuz tarifelere ilişkin kurul kararlarını 3 ayda bir alındığı, PSH bedelinin kWh üzerinden tahsil edilmesine yönelik onaylı tarifeler ile ilgili Danıştay tarafından verilmiş bir iptal kararı bulunmadığı, dava konusu edilen dönemde faturalarda yer alan diğer bedeller gibi PSH bedelinin de kurul kararları çerçevesinde tüketicilerden tahsil edildiği, idari işlemlerin idare tarafından geri alınınca ya da yargı yerleri tarafından iptal edilinceye kadar yürürlükte oldukları göz önüne alındığında davacı şirketin yürürlükteki mevzuat çerçevesinde tahsil edilen PSH bedellerinin hukuka aykırı olduğu iddiasının yerinde olmadığının görüleceği, Enerji Piyasası Düzenleme kurumunun konuya ilişkin hazırlamış olduğu ekli 25.09.2014 tarihli yazısında da belirtildiği üzere düzenleyici bir işlem iptal edilmiş ise, iptal edilen düzenleyici işleme dayanılarak, iptalden önce yapılmış olan bireysel işlemlerin bundan etkilenmeyeceği, aksi durumun kabulü halinde iptale konu kurul kararı gibi 4 yıl boyunca yaklaşık 35 milyon aboneye her ay uygulanan bir düzenleyici işlemin iptalinin idari istikrarı bozacak bir duruma neden olacağı ve yaklaşık 1 milyar 680 milyon faturanın yeniden hesaplanması gerekeceği, düzenleyici işlemin iptali halinde bazı durumlarda iptal kararının yerine getirilmesinin imkanının bulunmayabileceği ya da iptal kararının yerine getirilmesi büyük haksızlıklara yol açabileceği, dağıtım şirketlerinin söz konusu dönemde perakende satış hizmetinden aynı gelir gereksinimi elde etmesi gerektiğinden, bazı abonelerin yıllar önce ödedikleri bedeller düşerken kaçınılmaz olarak bazı abonelerin ödedikleri bedellerinde artacağı, bu durumun kazanılmış hakların da ihlali sonucu doğuracağı, ayrıca geçiş dönemi tarife uygulamaları sonrasında EPDK’nın 29.12.2010 tarihli kurulu kararı ile 01.01.2011 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilen 21 dağıtım şirketi için tarife uygulamalarına ilişkin usul ve esasların 14. Maddesinin “Perakende satış hizmeti fiyatları, abone grupları ve/veya gerilim seviyeleri bazında ayrı ayrı olmak üzere sabit ve/veya değişken bir bedel olarak belirlenir. Sayaç okumaya ilişkin perakende satış hizmeti fiyatı okuma başına uygulanır.” şeklinde değiştiren 28.12.2011 tarih 3607 sayılı kurul kararı ve sonrasında onaylanan tarifelerin, bir önceki dönemdeki tarife metodolojisinde düzenlenmiş unsurlarla değiştirilmesini istemenin de kazanılmış haklara müdahale sonucunu doğuracağı, dava konusu edilen dönemde tahsil edilen PSH bedelinin iadesi yönünde karar verilmesi halinde davacı şirketin o dönemler için hiç PSH bedeli ödememiş olacağı, iptal kararı doğrultusunda dava konusu edilen dönemde davacının serbest tüketici niteliğine haiz olup olmadığının önem arz ettiği, İşlem tarihinde yürürlükte bulunan tarifeler yönetmeliğin 10. maddesinin 1. fıkrasında “Perakende satış lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik enerjisi ve/veya kapasite satışı için hazırlanan perakende satış ve tarifesi; perakende satış fiyatı ve perakende satış hizmet fiyatı ile tarifenin uygulanmasına ilişkin ve usul ve esaslardan oluşur” Üçüncü fıkrasında ise “Tüketim miktarları serbest tüketici limitini geçmesine rağmen ikili anlaşmalar yoluyla tedarikçisini seçme hakkını kullanmayan tüketiciler, enerji ve/veya kapasite temin ettiği perakende satış lisansına sahip tüzel kişinin serbest olmayan tüketicilere uyguladığı perakende satış tarifesinden elektrik enerjisine ve/veya kapasite alımına devam eder.” hükmünün yer aldığı, davacının serbest tüketici limitini geçmiş olsa dahi tedarikçisini seçme hakkını kullanmayarak kurul onaylı perakende satış tarifesi kapsamında elektrik enerjisi temin etmeye devam ettiği, bu nedenle Danıştay kararının sadece “serbest tüketicilerle sınırlı” olarak uygulanabileceğinden düzenlemeye tabi tarifeler üzerinden enerji temin etmeye devam etmiş olan davacı şirketin bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte her ne kadar ödeme tarihinden itibaren sistem kullanım anlaşması gereğince amme alacaklarına uygulanan gecikme zammı ve işlemiş ve işleyecek gecikme zammına eklenecek KDV ile birlikte tahsili talep edilmiş ise de bu talebinin hukuka aykırı olduğundan reddi gerektiği, yine davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davadan önce müvekkil şirketin temerrüde düşürülmediğinden davacı talebinin kabulü halinde dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, belirtilerek; Öncelikle HMK madde 124 uyarınca taraf değişikliği yapılarak müvekkil şirketin iş bu davanın tarafı olmaktan çıkarılmasına ve davacı tarafa Perakende satış hizmeti sağlayan şirketin taraf olarak eklenmesine, aksi taktirde; Davanın … … Elektrik Perakende Satış A.Ş.’ye ihbar edilmesine, talebin zaman aşımına uğramış olmasından ötürü reddine, davanın husumet yokluğundan müvekkil şirket yönünden reddine, aksi durumda davanın esastan reddine, karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalının talebi uygun görülerek dava, … … Elektrik Perakende Satış A.Ş.’ye ihbar edilmiş, ihbar olunan davaya fer’i müdahale talebinde bulunmuş, usul ve yasaya uygun olan müdahale talebi kabul edilmiş, fer’i müdahil beyan dilekçesi ile davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
ÖN İNCELEME: Mahkememizde yapılan ön inceleme duruşmasında yargı hakkı, görev ve yetki hususları, dava ve taraf ehliyetleri, dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, Mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve dava şartlarının tamam olduğu anlaşılmış; tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiş; taraflar sulhe teşvik edilmiş, ön inceleme duruşmasında hazır bulunan taraf vekilleri sulh olmalarının mümkün olmadığını, arabuluculuğa başvurmak istemediklerini belirtmişlerdir.
DELİLLER: Taraf delilleri toplanmış, sözleşme ve ekleri, ödeme belgeleri getirtilmiş, bilirkişi raporları alınmıştır.
Mahkememizce ilk olarak elektrik mühendisi bilirkişiden rapor alınmış, düzenlenen raporda sonuç olarak; davanın 6719 S.Y kapsamı dışında kaldığı, davacının davasına dayanak gösterdiği konu ile ilgili verilmiş Danıştay ve Yargıtay kararlarının serbest tüketiciler için geçerli olduğu ve davacının serbest tüketici olma koşullarının sağladığı, davacının davaya konu ettiği abonelikler için alacağının KDV dahil 1.147.954,24 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce davalı vekilinin yeniden rapor alınması talebi dosya kapsamı itibariyle kabul edilmiş, ikinci olarak alınan elektrik mühendisi, enerji piyasası uzmanı ve sözleşme-hesap uzmanı üç kişilik bilirkişiden oluşturulan bilirkişi heyeti düzenledikleri rapor-ek raporlarında sonuç olarak; Davaya konu PSH bedelinin EPDK’nın 24.08.2006 tarihli 875 Sayılı Kurul Kararı doğrultusunda dönem tüketici tarifeleri kapsamında tahsil edildiği, açılan bir dava kapsamında söz konusu EPDK kararının Danıştay’ca iptal edilmiş olmasına bağlı olarak PSH bedelinin tahsilinin “Serbest Tüketiciler” açısından yasal dayanağının ortadan kalktığı, iptal kararının Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre geriye dönük etkili sonuç doğurduğu, davacının 2006 yılı başından itibaren “Serbest Tüketici” olmasına bağlı olarak Yargıtay ilamlarına göre ödemesi gereken maktu bedel dışında fazladan ödediği PSH bedelini talep edebileceği, 6446 sayılı yasanın değişik 17. maddesi (f) fıkrasına göre EPDK’ca yürürlüğe konmuş tedarikçisi seçmeyen Serbest Tüketicilerle ilgili Son Kaynak Tarifesi bulunmadığı, EPDK’nın 6051 sayılı kurul kararı ile ilk kez “ Serbest Tüketici olmasına rağmen tedarikçisini seçmeyen Serbest Tüketicilere” tüketici tarifelerinin uygulanması 2016 yılı Ocak tarifesi ile başlandığı, tedarikçisini seçmeyen serbest tüketicilerin serbest tüketici hüviyetlerini kaybedeceğine dair mevzuatta bir hüküm bulunmadığı, davacının davaya konu tüm dönemlerde serbest tüketici olduğunun sabit olmasına bağlı olarak 6446 sayılı yasanın 17. maddesi uyarınca da kendisinden verilen hizmet karşılığı olarak alınması gereken maktu bedel dışında fazladan tahsil edilen bedelleri talep hakkı olacağı, davacıya ait 2 ayrı abonelikle ilgili olarak, dava kapsamında faturalarla fazladan tahsil edilmiş olan PSH bedelinin KDV’si ile birlikte 1.189.963,13 TL olduğu, davacının davalıyı dava tarihi öncesi temerrüde düşürmemiş olmasına bağlı olarak dava tarihine kadar faiz talebinin yerinde olmayacağı belirtilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, taraflar arasındaki sözleşme ve yargı kararları uyarınca, davacı şirketin fazla ödediği enerji bedeline yönelik alacak davasıdır.
Davalı vekili her ne kadar davalının taraf ehliyeti bulunmadığı ve zamanaşımı yönünden itiraz da bulunmuş ise de; Davanın taraflar arasında imzalanan sözleşmeye dayalı olduğu ve sözleşmenin taraflarca kabul edildiği hususları dikkate alındığında davalının taraf ehliyetinin bulunduğu anlaşılmakla bu yöndeki itirazın reddine karar vermek gerekmiş; Davanın TBK’nun 146.maddesine göre 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, davacının faturalarda ödediği bedelin haksız ve hukuka aykırı olduğunu Danıştay iptal kararı ile öğrendiğini beyan ettiği, akdedilen sözleşme kapsamında talep edilen fazla ödeme tarihleri de dikkate alındığında zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla bu yöndeki itirazında reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ibraz edilen-getirtilen bilgi ve belgeler, bilirkişi heyet raporu-ek raporu ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Davacı şirket vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketin davalı şirketten elektrik enerjisi satın aldığı, davalı şirketin müvekkili şirketin aldığı elektrik enerjisinin miktarlarını ve faturalandırmaya esas bilgilerini sayaç okuyarak belirlediği, ancak bu sayaç okuma bedelinin, sayaç başına sabit bir ücret olması gerekirken, davalı şirketçe tüketilen enerji miktarı üzerinden nispi ücret olarak tahsil edildiği, Danıştay 13. Dairesinin … K. sayılı ilamı ile EPDK’nın aynı mahiyetteki 875 sayılı kararının, iptaline karar verildiği, iptal edilen perakende satış hizmet bedelinin taraflar arasında imzalanan sözleşmenin bir unsuru olduğu, buna göre davalının 875 sayılı kurul kararının uygulandığı 01.09.2006 ile 31.12.2010 tarihleri arasındaki dönemde PSH uygulaması ve buna bağlı olarak TL/kWh şeklinde fazladan aldığı bedellerin hukuki dayanaktan yoksun kaldığı iddiasıyla, müvekkili şirketin … Çimento Fabrikasındaki 10000005920 ve 10011287430 no’lu aboneliklerinden ve varsa diğer tüm aboneliklerinden PSHB olarak fazladan ödenen 2006 Eylül- 2010 Aralık arası dönemlerine ait KDV dahil 1.148.907,90 TL’nin ödeme tarihinden itibaren 6183 sayılı kanunun 1. maddesine göre işleyecek gecikme zammı, işlemiş ve işleyecek gecikme zammının KDV’si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı şirket vekili ise, cevap dilekçesi ile; Davacının iddialarının mevzuata göre yerinde olmadığı, Enerji Piyasası Düzenleme kurumunun konuya ilişkin hazırlamış olduğu ekli 25.09.2014 tarihli yazısında da belirtildiği üzere düzenleyici bir işlem iptal edilmiş ise, iptal edilen düzenleyici işleme dayanılarak, iptalden önce yapılmış olan bireysel işlemlerin bundan etkilenmeyeceği, iptal kararı doğrultusunda dava konusu edilen dönemde davacının serbest tüketici niteliğine haiz olup olmadığının önem arz ettiği, davacının serbest tüketici limitini geçmiş olsa dahi tedarikçisini seçme hakkını kullanmayarak kurul onaylı perakende satış tarifesi kapsamında elektrik enerjisi temin etmeye devam ettiği, bu nedenle Danıştay kararının sadece “serbest tüketicilerle sınırlı” olarak uygulanabileceğinden düzenlemeye tabi tarifeler üzerinden enerji temin etmeye devam etmiş olan davacı şirketin bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı, ödeme tarihlerinden itibaren faiz talep edilemeyeceği savunularak davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Somut olayda, taraflar arasında; Perakende Satış Sözleşmesi bulunduğu ve yürürlükte olduğu konusunda anlaşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmazlık; Danıştay’ın iptal kararının somut olaya uygulanıp uygulanmayacağı ve bu bağlamda davacının talep edebileceği fazla ödediği enerji bedeli olup olmadığı ile miktarı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkememizce ikinci olarak alınan bilirkişi heyete raporu-ek raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli olduğu görülerek hükme esas alınmıştır. (Dosya kapsamına göre hüküm vermeye elverişli olmayan ilk olarak alınan elektrik mühendisi bilirkişi raporuna ititbar edilmemiştir).
Bilirkişi heyet raporu-ek raporu diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasında akdedilen Perakende Satış Sözleşmelerinin 5.b. maddesinde “Aktif enerji, reaktif enerji, güç, güç aşımı, iletim ve dağıtım sistem kullanım bedelleri ile yasal olarak alınması gereken diğer bedeller yürürlükteki ilgili mevzuat hükümlerine göre faturalandırılarak müşteriden tahsil edilir” hükmü yer almaktadır.
Sözleşmede, dava konusu PSH bedelinin tahsili konusunda bir düzenleme ve kararlaştırma bulunmamakta olup, sözleşmelerde mevzuatın uygulanması öngörülmüştür. Meri E. Piyasası mevzuatına göre sözleşmelerde mevzuata aykırı bir hüküm bulunması söz konusu olmadığı gibi, mevzuatta yapılacak tüm değişiklikler geçerli ve bağlayıcıdır. Abonelik sözleşmelerinde abonelik grubu yer almasına karşılık uygulanacak tarife konusunda bir düzenleme bunmamakta olup, abone gruplarının oluşumu, tarife esasları, abonelere uygulanacak tarifeler 4628 sayılı yasa ve (bilahare yürürlüğe giren 6446 sayılı yasa) kapsamında E.P.D.K.Kararları ile belirlenmektedir.
Bu bağlamda; dava konusu uyuşmazlıkla ilgili meri mevzuat hükümleri esas ve geçerli olmakta ve meri mevzuat, Danıştay iptal kararı kapsamında değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Ülkemizde elektrik enerjisinin kullanılması ile ilgili esaslar, kuruluş yasasına göre Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yürürlüğe konan ve 01.03.2003 tarihinde yürürlükten kalkan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği ile düzenlenmiştir. Bu dönem içerisinde abonelerin sayaçlarının okunması sonucunda birbirini takip eden 2 okuma değeri farkı çerçevesinde …’ça belirlenen ve Enerji Bakanlığınca onaylanan birim satış fiyatları kullanılarak elektrik tüketim faturaları düzenlene gelmiştir. Söz faturaların tahakkukunda kullanılan birim elektrik satış fiyatları içinde, elektriğin dağıtım şirketine satış fiyatı, personel giderleri, işletme giderleri ve yatırım dahil her türlü hizmet giderleri kapsamında belirlenen kar marjı, TRT payı ve BTV bedelleri de yer almasına karşılık, bu bedeller ayrı ayrı gösterilmemiş … ile 4 ayrı görevli şirket için tek düzen ulusal tarife uygulanmış ve ülke genelinde kayıp kaçakların artması ve tahsilatların zamanında yapılamamasına bağlı olarak dağıtım, iletim ve satış şirketleri olan …, …, ın oluşan zararları Hazine tarafından karşılana gelmiştir.
Elektrik enerjisinin üretimi, iletimi, dağıtımı ve perakende satışının serbest piyasa koşullarında yapılabilmesi için 2002 yılında 4628 sayılı yasa yürürlüğe konmuş, yasa ile her türlü piyasa faaliyetlerinin belirlenmesinde ve uygulanmasında E.P.D.K. yetkili kılınmıştır. E.P.D.Kurumu 4628 sayılı yasa kapsamında bu süreçte çeşitli kurul kararlarıyla Yönetmelikler çıkarmış, üretim, iletim, dağıtım faaliyetlerinde yeni düzenlemeler yaparak lisans alınması koşulunu getirmiş, nihai tüketicilere uygulanan tarife yapısının belirli bir süreçte ayrıştırılarak maliyeti ve verimliliği esas alan bir yapıya geçme çalışmaları başlatmıştır. EPDK’ca yapılan çalışmalarda bölgesel bazlı maliyet esaslı tarifeye geçiş amaçlandığı gibi, piyasada faaliyet gösteren lisanslı tüm üretim, iletim, dağıtım, toptan satış şirketlerinin verimliliği de esas alınmıştır.
Yukarıdaki açıklandığı üzere; E.P.D.K.’ca geçiş dönemi tarifeleri uygulanmış, bu süreçte ulusal tarife aynen uygulanmaya devam edilmiş, ancak birim perakende satış fiyatı içinde önceden de yer alan Belediye Tüketim Vergisi, TRT payı ve Elektrik Enerjisi Fon bedelleri tarife dışına alınmış bilahare 2006 yılı Eylül ayı itibariyle iletim sistem kullanım bedeli, dağıtım sistem kullanım bedeli, perakende satış hizmet bedelleri de tarife dışına çıkarılmış ve bu bedeller ayrı ayrı faturalarda yer almaya başlamıştır.
Davaya konu olan ve 2006 Eylül ile 2010 yılı Aralık dönemlerinde faturalarda yer verilen Sayaç Okuma Bedelinin (PSHB) dayanağı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 24.08.2006 tarihli 875 Sayılı Kurul Kararı’dır.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 24.08.2006 tarihli Kurul Toplantısında 5496 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile 3629 Sayılı Kanununa eklenen Geçici 9. Madde doğrultusunda … tarafından Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna sunulan tarife tekliflerine istinaden kabul edilen perakende satış hizmet tarifesinin, geçiş döneminde tüketici tarifelerinin dengelenmesi bakımından kWh bazında belirlenmesine ilişkin 20 Dağıtım Şirketi için Gelir Gereksinimi Hesaplaması ve Tarife Metodolojisinin, Geçiş dönemi tarife Uygulamaları başlıklı II. Bölümünün (B) bendinde “1. Bölümde abone başına sabit ücret olarak belirlenen PSH (Perakende Satış Hizmeti) tarifesi, geçiş döneminde tüketici tarifelerinin dengelenmesi bakımından kWh bazında belirlenmiştir” denilmiştir.
Bu karar ile Kurul tarafından Elektrik Dağıtım Şirketlerinin PSH (Perakende Satış Hizmeti) karşılığı tahsil ettikleri Perakende Satış Hizmet Bedeli (PSHB)’nin abone başına belli bir maktu bedel olarak değil, müşteri tarafından tüketilen kWh üzerinden, yani müşteri tarafından tüketilen her bir kWh için belli bir birim bedel olarak tahakkuk ve tahsil edilmesi için yasal dayanak sağlanmıştır. EPDK tarafından alınan kurul kararı ve uygulamaya konulan tarifelerle, PSH bedeli içinde yer alan sayaç okuma bedeli, uygulanan metodoloji kapsamında sayaç okumalarının dağıtım şirketi tarafından okunması zorunluluğu karşısında,2011 yılı başından itibaren PSH bedelinden ayrı bir kalem olarak ve kWh bazında belirlenen birim bedel üzerinden tüm abonelerden tahsil edilmeye başlanmıştır.
Dava dışı bir şirket tarafından Danıştay 13. Dairesinde 2008 / 2695 (E) sayılı dosyası kapsamında, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 24.08.2006 tarihli 875 Sayılı Kurul Kararında yer alan … tarafından Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna sunulan tarife tekliflerine istinaden kabul edilen perakende satış hizmet tarifesinin, geçiş döneminde tüketici tarifelerinin dengelenmesi bakımından kWh bazında belirlenmesine ilişkin 20 Dağıtım Şirketi için Gelir Gereksinimi Hesaplaması ve Tarife Metodolojisinin, Geçiş dönemi tarife Uygulamaları başlıklı II. Bölümünün (B) bendinin iptali talebi ile dava açılmıştır. Danıştay 13. Dairesinin 06.04.2001 tarihli, 2008 / 2695 (E), 2011 / 1385 (K) Sayılı Kararı ile … Enerji A.Ş. tarafından açılan dava kabul edilerek; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 24.08.2006 tarihli Kurul Toplantısında 5496 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile 3629 Sayılı Kanununa eklenen Geçici 9. Madde doğrultusunda … tarafından Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna sunulan tarife tekliflerine istinaden kabul edilen perakende satış hizmet tarifesinin, geçiş döneminde tüketici tarifelerinin dengelenmesi bakımından kWh bazında belirlenmesine ilişkin 20 Dağıtım Şirketi için Gelir Gereksinimi Hesaplaması ve Tarife Metodolojisinin, Geçiş dönemi tarife Uygulamaları başlıklı II. Bölümünün (B) bendinde yer alan;”1. Bölümde abone başına sabit ücret olarak belirlenen PSH (Perakende Satış Hizmeti) tarifesi, geçiş döneminde tüketici tarifelerinin dengelenmesi bakımından kWh bazında belirlenmiştir” şeklindeki madde hükmü iptal edilmiştir. Söz konusu hükmün temyizi üzerine Danıştay Dava Daireleri Kurulunun 24.05.2012 tarih ve 2011/1901 Esas-212/798 Karar sayalı kararı ile daire kararının “Serbest Tüketicilerle sınırlı olarak uygulanacağı” belirtilerek onanmıştır. Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre ise, iptal geçmişe etkili, işlem hiç yapılmamış gibi sonuç doğurmaktadır.
Belirtilen karar ile Kurul tarafından Elektrik Dağıtım Şirketlerinin PSH (Perakende Satış Hizmeti ve sayaç okuma bedeli) karşılığı tahsil ettikleri Perakende Satış Hizmet Bedelinin abone başına belli bir maktu bedel olarak değil, müşteri tarafından tüketilen kWh üzerinden, yani müşteri tarafından tüketilen her bir kWh için belli bir birim bedel olarak tahakkuk ve tahsil edilmesi için Serbest Tüketiciler açısından yasal dayanak ortadan kalkmış bulunmaktadır.
Danıştay’ca verilen iptal kararı sonrasında düzenleyici kurum olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunca 28.12.2011 tarihli, 3607 Sayılı Kurul Kararı ile uygulama hükmünün;”Enerji Piyasası Düzenleme Kumlunu 28/12/2011 tarihli toplantısında, 29/12/2010 tarihli ve 3002 sayılı Kurul Kararı ile 1/1/2011 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilen 21 Dağıtım Şirketi İçin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esasların 14 üncü maddesinin “Perakende satış hizmeti fiyatları, abone grupları ve/veya gerilim seviyeleri bazında ayrı ayrı olmak üzere sabit ve/veya değişken bir bedel olarak belirlenir. Sayaç okumaya ilişkin perakende satış hizmeti fiyatı okuma başına uygulanır.” şeklinde değiştirilmesine karar verilmiş olup, EPDK’nın 3607 sayılı kararı da yürürlüktedir. Ancak, söz konusu değişiklik davaya konu dönemler sonrasına aittir. 
Aynı zamanda; Yargıtay’ın benzer davalarda, Serbest Tüketicilerden verilen hizmet karşılığı alınması gereken maktu bedel dışında fazladan tahsil edilen PSH bedellerinin iade edilmesi yönünde verdiği kararlarda istikrar kazanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar ve Yargıtay ilamları doğrultusunda, PSH bedeli alınmasının dayanağını oluşturan EPDK kararının Danıştay’ca iptaline karar verilmesi sonucunda, Serbest Tüketici niteliğindeki abonelerden tahsil edilen maktu bedel dışında fazladan tahsil edilen PSH bedelinin iade edilmesi gerekeceği kanaatine varılmıştır.
Diğer yandan, E.P. Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair 6719 sayılı kanun TBMM ce kabul edilerek resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Söz konusu kanunun 21. Maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü, dördüncü fıkraları ile altıncı fıkranın (a),(ç),(d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve bir fıkra eklenmiştir. Söz konusu değişiklikler sonrasında, dağıtım sistemi yatırım harcamaları, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme-bağlama hizmet maliyeti, sayaç okuma maliyeti, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedeller 17. madde a bendi çerçevesinde dağıtım tarifesi olarak tanımlanmış, tarifelerin kurulca belirlenen usul ve esaslara göre faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içerecek şekilde hazırlanarak onaya sunulması ve EPDK ca onaylanan tarifelerin tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı öngörülmüştür. 17. maddenin değişik (d) bendinde ” Perakende satış tarifeleri: Serbest tüketici niteliğini haiz olmayan tüketiciler için, eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Serbest tüketici niteliğini haiz olmayan tüketicilere uygulanacak perakende satış tarifeleri, görevli tedarik şirketi tarafından önerilir ve Kurul tarafından incelenerek onaylanır. Tedarik lisansı sahibi şirketin lisansında, elektrik enerjisi tüketim miktarlarına göre değişen tipte tarifelerin veya fiyat aralıklarının uygulanmasına ilişkin yükümlülükler yer alabilir ve buna ilişkin hususlar Kurul tarafından düzenlenir. Perakende satış tarifeleri, aktif enerji maliyeti, faturalama ve müşteri hizmetleri maliyeti, perakende satış hizmet maliyeti gibi perakende satış faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur.” ve (f) bendinde ise; Son kaynak tedarik tarifesi: Serbest tüketici niteliğini haiz olduğu hâlde elektrik enerjisini, son kaynak tedarikçisi olarak yetkilendirilen tedarik lisansı sahibi şirket dışında bir tedarikçiden temin etmeyen tüketicilerin rekabetçi piyasaya geçmesini teşvik edecek ve son kaynak tedarikçisinin makul kâr etmesine imkân verecek düzeyde, yürürlükteki perakende satış tarifeleri ile piyasa fiyatları dikkate alınarak hazırlanır. Ancak, bu sınırlamalarla bağlı olmaksızın; Kurulca sosyal ve ekonomik durumlar gözetilerek belirlenecek bir miktarın altında elektrik enerjisi tüketen tüketiciler için ayrı tarife yapılabilir. Son kaynak tedarik yükümlülüğü kapsamında uygulanması öngörülen tarifeler tedarik lisansı sahiplerince ayrıca teklif edilir. Son kaynak tedarik tarifesi, aktif enerji maliyeti, faturalama ve müşteri hizmetleri maliyeti, perakende satış hizmet maliyeti gibi son kaynak tedariği kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur.” hükmüne yer verilmiştir.
Yine eklenen (10) fıkra ile, “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” düzenlemesi getirilmiştir. Ancak, söz konusu hüküm Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.
6719 sayılı kanunla yapılan değişiklikle 6446 sayılı E.P.Kanuna eklenen Geçici 19. maddesinde “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” Geçici 20. maddesi ile; ” Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır” hükmü getirilmiştir.
6446 sayılı yasa kapsamında yapılan değişiklikler Serbest Tüketiciler için PSH açısından farklılık arz etmemektedir. Söz konusu değişiklikler kapsamında, 17. Maddenin d bendinde Perakende Satış Tarifeleri tanımlanmış ve dava konusu perakende satış hizmetleri de perakende satış tarifesi içine alınmış olmakla birlikte, bu hükümler serbest tüketici olmayan aboneler için geçerli ve bağlayıcı niteliktedir. 6446 sayılı kanun kapsamında düzenleyici kurum olan EPDK’nın PSH (sayaç okuma dahil) bedelinin tahsili yönündeki kurul kararı idari yargıca davacının da aynı nitelikte olduğu Serbest Tüketiciler için iptal edilmiş olup, serbest tüketiciler için davaya konu 2006 Eylül-2010 Aralık dönemleri içinde PSH bedeli ve sayaç okuma bedelinin tahsiline olanak tanıyan bir kurul kararı bulunmadığı gibi söz konusu dönemde “Tedarikçisini Seçmeyen Serbest Tüketiciler” için yürürlüğe konmuş bir son kaynak tarifesi de bulunmamaktadır. 6719 sayılı yasa ile değişiklik yapılmadan önceki tarihlerde dahi Serbest Tüketiciler diledikleri perakende satış şirketinden enerji temin etmek, PSH bedeli de dahil perakende satış bedelini pazarlık etme hakkına sahip olup, EPDK tarafından davaya konu dönemlerde yürürlüğe konmuş olan tarifelerde yer alan PSH birim bedelinin serbest olmayan tüketiciler için geçerli olduğunun sabit olması, davacının Serbest Tüketici olmasına bağlı olarak geçici 19. madde hükmüne göre EPDK nın söz konusu dönemdeki kararlarının PSH bedeli tahsiline olanak tanımamakta olması dikkate alındığında; 6719 sayılı yasa ile değişik 6446 sayılı yasanın 17. maddesine göre talep hakkını ortadan kaldırmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu dönemde geçerli olan 4628 sayılı Kanunun 1. madde 19. fıkrasında “ Serbest tüketici: Kurul tarafından belirlenen elektrik enerjisi miktarından daha fazla tüketimde bulunması veya iletim sistemine doğrudan bağlı olması nedeniyle tedarikçisini seçme serbestisine sahip gerçek veya tüzel kişiyi,” tanımlaması mevcut olup, düzenleyici kurum olan EPDK tarafından her yıl için Serbest Tüketici limitleri ( her yıl azalacak şekilde) belirlenmiş ve uygulanmıştır. Buna göre; EPDK’nın aldığı kararlar çerçevesinde Serbest Tüketici Limitleri; 2006 yılında 6.000.000 kWh, 2007 yılında 3.000.000 kWh, 2008 yılında 1.200.000 kWh, 2009 yılında 480.000 kWh ve 2010 yılında ise 100.000 kWh’ tir. Dosyada mevcut davaya konu dönem faturalarının incelenmesi sonucunda; -2006 yılı Eylül-Aralık dönem tüketim miktarlarının 10000005920 nolu abonelikte 23.886,075 kWh ve 10011287430 nolu abonelikte 20.436.075 kWh olduğu, -2007 yılı tüketim miktarlarının 10000005920 nolu abonelikte 69.890,100 kWh ve 10011287430 nolu abonelikte 56.157.030 kWh olduğu, -2008 yılı tüketim miktarlarının 10000005920 nolu abonelikte 61.794,330 kWh ve 10011287430 nolu abonelikte 60.864.555 kWh olduğu, -2009 yılı tüketim miktarlarının 10000005920 nolu abonelikte 53.871.060 kWh ve 10011287430 nolu abonelikte 51.061,380 kWh olduğu, -2010 yılı tüketim miktarlarının 10000005920 nolu abonelikte 64.994,550 kWh ve 10011287430 nolu abonelikte 62.481,225 kWh olduğu belirlenmiş olup, bu tüketim değerlerine göre davacının her iki aboneliğinin de davaya konu dönemlerde Serbest Tüketici olduğu sabittir.
Davacı dava konusu ettiği tüm dönemlerde serbest tüketici olup, mevzuata göre davalı dağıtım şirketi ile bir pazarlık yapmamış ve sözleşme yenilememiş olmakla birlikte, davalı dağıtım şirketi de davacıya serbest tüketici olduğu yönünde her hangi bir bildirim yapmamış, davacının Serbest Tüketici kaydını yapmamış, EPDK tarifelerini esas alarak faturaları düzenlemiştir. Yasal hiyerarşik düzen kapsamında kanunlar EPDK kararlarının önüne geçtiğinden 6719 sayılı yasa ile değişik 6446 sayılı yasanın 17. Maddesi d fıkrasının dava açısından tek başına dikkate alınması halinde, davalının uyguladığı tarifelerde yer alan PSH birim bedelinin ve sayaç okuma bedelinin Serbest Tüketiciler açısından uygulama kabiliyetinin olmadığı, tarifelerde yer alan PSH bedelinin Serbest olmayan tüketicilere uygulanabileceği sabittir. 6719 sayılı yasa ile değişiklik yapılmadan önceki dönem için Dava konusu PSH bedelinin ve sayaç okuma bedelinin dayanağının EPDK Kurul kararının Danıştay’ca iptal edilmesi sonucunda ortadan kalmış olduğu, dikkate alındığında, davacının hizmet karşılığı alınması gereken bedel kapsamında fazladan ödediği bedelleri talep etme hakkı olacağı ve 6719 sayılı yasa ile değişik 6446 sayılı yasanın 17 d maddesine göre dahi davacının fazladan ödediği PSH bedelini ve sayaç okuma bedelini talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafça, davacının serbest tüketici hakkını kullanmaması ve tüketici tarifelerinden enerji almış olması nedeniyle, dava konusu dönemlerde EPDK tarafından uygulamaya konulan tüm tarifelerin iptal kararına konu mevzuat gibi EPDK kararlarına dayalı olduğunu ve EPDK kararlarının iptal edilmediği, bu nedenle talepte bulunamayacağı savunulmuş ise de; Serbest Tüketici kavramı kanunla getirilmiş olup, bir serbest tüketicinin tedarikçisini seçmemesi halinde Serbest Tüketici hüviyetini kaybedeceğine dair mevzuatta bir hüküm bulunmamaktadır. Yine, EPDK tarafından kurul kararları ile yürürlüğe konan tüm tarifeler Serbest olmayan tüketici tarifeleri olup, bu tarifelerde yer alan PSH bedelinin tahsilinin dayanağını da Danıştay’ca iptal edilen kurul kararı oluşturmaktadır.
Diğer yandan yukarıda belirtildiği gibi; Düzenleyici kurum EPDK tarafından 6446 sayılı yasanın değişik 17. maddesi (f) ) bendi kapsamında “Serbest tüketici niteliğini haiz olduğu hâlde elektrik enerjisini, son kaynak tedarikçisi olarak yetkilendirilen tedarik lisansı sahibi şirket dışında bir tedarikçiden temin etmeyen tüketiciler” için uygulamaya konulan bir “Son kaynak tarifesi” bulunmadığı gibi, EPDK’nın 6051 sayılı aşağıya çıkarılan kurul kararı ile ilk kez “ Serbest Tüketici olmasına rağmen tedarikçisini seçmeyen Serbest Tüketicilere” tüketici tarifelerinin uygulanması 2016 yılı Ocak tarifesi ile başlatılmıştır.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 31/12/2015 tarihli toplantısında; a) Dağıtım şirketleri tarafından dağıtım sistemi kullanıcılarına ve görevli tedarik şirketleri tarafından serbest olmayan tüketiciler ile serbest tüketici olmasına rağmen tedarikçisini seçmeyen tüketicilere 1/1/2016 tarihinden itibaren uygulanmak üzere Ek-1 ve Ek-2’de yer alan tarife tablolarının onaylanmasına; b) 1/1/2016 tarihinden itibaren uygulanacak tarifelere ilişkin hesaplamalarda Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğin 17 nci maddesinde yer alan k1 ve k2 katsayılarının, aktarılan tutar etkisinden arındırılmış Ω4 tutarlarının toplam gerçekleşen enerji alım maliyetine oranı 21 görevli tedarik şirketinin ortalamasının üzerinde olan şirketler için 0,05 olarak uygulanmasına devam edilmesine, karar verilmiştir.
Belirtilen tespit ve açıklamalara göre; davalı vekilinin iptal edilen kararla aynı düzeyde olan tarifelerin uygulanması sonucunda, davacının talep hakkı olmayacağı savunmasının mevcut mevzuata uygun bulunmadığı belirlenmiştir.
EPDK tarafından 2011 yılı içinde Danıştay İptal kararı öncesi tarifede ,PSH bedeli kWh başına nispi olarak 0,362 TL/kWh, sayaç okuma bedeli ise 0,104 kWh/TL olarak belirlenmiş ve uygulanmıştır. Bilahare Danıştay iptal kararı sonrası yapılan değişiklik kapsamında sayaç okuma bedeli OG abonesi başına maktu olarak 4,16 TL olarak belirlenmiş olup, uygulanmış olan 2011 yılı tarifeleri kapsamında sayaç okuma bedeli dışındaki diğer PSH hizmet bedelleri, sayaç okuma bedelinin 0,362/0,104= 3,48 katı olmaktadır. Buna göre 2011 yılı PSH bedeli 4,16 x 3,48 = 14,48 TL/fatura, ve sayaç okuma bedeli dahil toplam PSH bedeli ise (4,16 x 3.48)+4,16= 18.64 TL olmaktadır. EPDK tarafından 2011 yılında yapılan ayrıştırma kapsamında belirlenen sayaç okuma bedeli ve PSH bedeli toplamı göz önüne alınarak ve DİE TÜFE endekslerine göre davaya konu dönemlere indirgenerek davacının sorumlu olması gerekecek maktu PSH bedelleri hesaplanmış olup, davacıya ait 2 ayrı abonelikle ilgili olarak, dava kapsamında faturalarla fazladan tahsil edilmiş olan PSH bedelinin KDV’si ile birlikte 1.189.963,13 TL olduğu hesaplanmıştır.
Davacı 6183 sayılı yasadaki kuruluşlardan olmadığından, bu yasaya göre davacının faiz talebinin yerinde olmadığı, taraflar tacir olmakla avans faizi uygulanması gerektiği; ayrıca davacının faturaları ihtirazi kayıt koymaksızın ödediği ve sözleşmeye göre bildirim de yapmadığı, davadan önce davalının temerrüde düşürülmediği görülmekle dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Davaya konu PSH bedelinin EPDK’nın 24.08.2006 tarihli 875 Sayılı Kurul Kararı doğrultusunda dönem tüketici tarifeleri kapsamında tahsil edildiği, açılan bir dava kapsamında söz konusu EPDK kararının Danıştay’ca iptal edilmiş olmasına bağlı olarak PSH bedelinin tahsilinin “Serbest Tüketiciler” açısından yasal dayanağının ortadan kalktığı, iptal kararının Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre geriye dönük etkili sonuç doğurduğu, davacının 2006 yılı başından itibaren “Serbest Tüketici” olmasına bağlı olarak Yargıtay ilamlarına göre ödemesi gereken maktu bedel dışında fazladan ödediği PSH bedelini talep edebileceği; 6446 sayılı yasanın değişik 17. maddesi (f) fıkrasına göre EPDK’ca yürürlüğe konmuş tedarikçisi seçmeyen Serbest Tüketicilerle ilgili Son Kaynak Tarifesi bulunmadığı, EPDK’nın 6051 sayılı kurul kararı ile ilk kez “ Serbest Tüketici olmasına rağmen tedarikçisini seçmeyen Serbest Tüketicilere” tüketici tarifelerinin uygulanması 2016 yılı Ocak tarifesi ile başlandığı, tedarikçisini seçmeyen serbest tüketicilerin serbest tüketici hüviyetlerini kaybedeceğine dair mevzuatta bir hüküm bulunmadığı, davacının davaya konu tüm dönemlerde serbest tüketici olduğunun sabit olmasına bağlı olarak 6446 sayılı yasanın 17. maddesi uyarınca da kendisinden verilen hizmet karşılığı olarak alınması gereken maktu bedel dışında fazladan tahsil edilen bedelleri talep hakkı olacağı, davacıya ait 2 ayrı abonelikle ilgili olarak, dava kapsamında faturalarla fazladan tahsil edilmiş olan PSH bedelinin KDV’si ile birlikte 1.189.963,13 TL olduğu, davacının davalıyı dava tarihi öncesi temerrüde düşürmemiş olduğundan dava tarihinden itibaren avans faizi talebinde bulunabileceği anlaşıldığından, taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile; 1.148.907,90 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın KABULÜ İLE,
1.148.907,90 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 78.481,89 TL harçtan peşin alınan 19.620,48 TL harcın mahsubu ile eksik 58.831,41‬TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 19.653,98 TL harç ve davacı tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 3.514,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 72.906,78 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; Tarafların yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/05/2022