Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/721 E. 2022/190 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/721 Esas
KARAR NO : 2022/190

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/08/2016
KARAR TARİHİ : 15/03/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 21/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/01/2016 tarihinde müvekkilinin … plakalı araç ile … sevk ve idaresindeki maliki … olan … nezdinde sigortalı … plakalı araç arasında sıkıştığını ve yaralandığını, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, davalı sigortanın kusurlu yanın ZMMS sigortacısı olduğunu, zararının giderilmediğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru dava şartının usulüne uygun yerine getirilmediğini, dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesinin bulunduğunu, kusur incelemesi yapılması gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle kusurlu yanın sigortacısı aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin davaya bakmaya yetkili ve görevli olduğu, başvuru dava şartına ilişkin savunmasının usule uygun olmadığı iddia edilen evrak yargılama aşamasında tamamlanabileceğinden (Yargıtay 4. HD 2021/3042 esas 2021/1562 karar) yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …soruşturma sayılı dosyası UYAP sisteminden dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı nezdinde düzenlenen sigorta poliçesi ve hasar dosyası, davacının ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tedaviye ilişkin tüm evrak, davacıya kaza nedeni ile ödeme yapılmasına ilişkin SGK yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 17/04/2018 tarihli maluliyete ilişkin raporda, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının kaza nedeni ile %15,2 oranında kalıcı iş göremezliğinin bulunduğu, tedavi süresinin 4 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir. Alınan 06/07/2018 tarihli ek raporda, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmeliğine göre davacının kaza nedeni ile %10 oranında kalıcı iş göremezliğinin bulunduğu, tedavi süresinin 4 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir. Ek raporun kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan yönetmelik uyarınca düzenlendiği gözetilerek (Yargıtay 4. HD 2021/4651 esas 2021/8345 karar) oluşa uygun görülerek karar vermeye yeterli bulunmakla mahkememizce itibar edilmiştir.
Kusur oranının tespiti için rapor tanzimi talep edilmiş, Ankara Adli Tıp Kurumu’nun 18/05/2017 tarihli raporunda, tarafların kusurları ile kusur oranları değerlendirilmiş, davalının sigortalısının tam kusurlu olduğuna ilişkin kanaat bildirilmiştir. Raporun oluşa uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilerek mahkememizce itibar edilmiş, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu değerlendirilmiştir.
Mahkememizce aktüer bilirkişi raporları alınarak davacının maddi zararı hesaplanmış, davacı bu miktar üzerinden bedel arttırım dilekçesi ibraz etmiştir.
Davacının 26/02/2022 tarihli dilekçesi ile dosyaya sunmuş olduğu sulh protokolü uyarınca davalı … ile maddi tazminat yönünden anlaştıkları ve sulh doğrultusunda karar verilmesini talep etmiş oldukları anlaşılmıştır.
HMK’nun 313 ve devamı maddelerinde sulh düzenlenmiş olup, sulh görülmekte olan bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yapmış oldukları sözleşme olarak tarif edilmiş ve hükmün kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği öngörülmüştür. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuçlar doğurur. Mahkemece taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse sulh sözleşmesine göre, sulhe göre karar verilmesini istemezler ise karar verilmesine yer olmadığına karar verileceği belirtilmiştir.
Eldeki davanın niteliği gereği tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalardan olduğu anlaşılmıştır. Davacı ile davalı sigortalı mahkeme dışı sulh olduklarını beyan ettiklerinden ve sulhe göre de karar verilmesini istemediklerinden maddi tazminata ilişkin açılan dava ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Davacı lehine sulh protokolünde hüküm bulunduğu değerlendirilmekle lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Manevi tazminata ilişkin talebin değerlendirilmesinde ise, TBK’nun 56. Maddesi gözetildiğinde davaya konu kazanın davacının manevi acı ve ızdırap duymasına neden olduğu, bu hali ile davacının manevi tazminat talebinin yerinde olduğu, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirebilecek ve var olan durumda elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktarının her olayın şartlarına göre değerlendirilmesinin gerekeceği; davacının maluliyet oranı, olay tarihi, oluş biçimi, olayın özellikleri, ekonomik ve sosyal olgular ile olaydaki kusur durumu ve davacının iki aracın arasında sıkışmış olduğu dikkate alındığında davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Maddi tazminata ilişkin açılan davada sulh nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına,
2-Manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın 10/01/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Maddi tazminata ilişkin 492 sayılı yasanın 22. maddesi dikkate alınarak sulh olunan miktar (128.657,52 TL) üzerinden hesaplanan 8.788,60 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 29,20 TL ile sonradan yatırılan 154,61 TL’nin mahsubu ile bakiye 8.604,79 TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye irat KAYDINA,
Manevi tazminata ilişkin alınması gereken 1.366,20 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 145,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.221,20 TL harcın davalı … ve Hazni Deniz’den alınarak Hazineye irat KAYDINA,
Maddi tazminata ilişkin davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Manevi tazminata ilişkin davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafça iş bu yargılama neticesinde yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı 2.165,50 TL, 210,00 TL ATK masrafının toplamı 2.375,50 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 493,52 TL’si ile davacı tarafça yatırılan 225,70 TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek halinde iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2022

Katip … Hakim …
¸¸ ¸¸