Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/491 E. 2023/151 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/491 Esas
KARAR NO : 2023/151

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2016
KARAR TARİHİ : 28/02/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 08/03/2023

Mahkememizde görülen davanın açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi bulunduğunu, bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan Ankara 26. İcra Dairesi’nin 2016/8155 esas sayılı takibine davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek davalının takibe vaki itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki hizmet sözleşmesine göre müvekkilinin tüm edimlerini ifa ettiğini, davacının sözleşmeye aykırı davranarak müvekkilinin zarara uğramasına sebep olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, Ankara 26. İcra Dairesi’nin 2016/8155 esas sayılı dosyası, sözleşme, … ve banka cevabi yazıları, BA-BS formları dosya arasına alınmış, taraflara ticari defterlerini sunmak üzere HMK’nun 220. ve devamı maddeleri uyarınca ihtarat yapılarak süre verilmiş, sunulan defterler incelenmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Talimat mahkemesi aracılığı ile davacı defterleri üzerinde inceleme yapan mali müşavir bilirkişi 14/05/2018 tarihli raporunda özetle, 2015/2016 yıllarına ait davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, defter kayıtlarına göre taraflar arasındaki ticari ilişkinin 01/02/2015 – 18/03/2016 tarihleri arasında olduğu, davacının son faturayı kestiği tarihten sonra davalı yanca 15/04/2016 tarihinde 29.559,00 TL’lik bir ödemenin yapıldığını, dava dilekçesinde bildirilen 22/04/2016 tarihli 24.000,00 TL bedelli ödemenin kayıtlarda bulunmadığını, davacının defter kayıtlarına göre 241.990,32 TL alacaklı olduğunu, takip miktarının 199.597,20 TL olduğunu, takip miktarından yapıldığı bildirilen ödemeler düşüldüğünde davacının 146.038,00 TL alacaklı olduğunu, … tarafından kesilen 13.621,50 TL tutarındaki faturanın davalı hesabından düşülmesine mahkemece karar yerilmesi durumunda davacının davalıdan 132.416,50 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir. Davalı defterleri incelendikten sonra davacı defterleri üzerinde inceleme yapan bilirkişiden alınan 06/05/2019 tarihli ek raporda, defterlerin karşılaştırılması ve taraflarca sunulan belgelerin incelenmesi neticesinde davacının 44.212,37 Tl alacaklı olabileceği bildirilmiştir.
Mahkememiz aracılığı ile davalı defterleri üzerinde inceleme yapan mali müşavir bilirkişi 09/11/2018 tarihli raporunda özetle, davalının 2015 defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, 2016 defterlerinin vergi incelemesinde olması nedeni ile incelenemediğini, yalnız muavin defter dökümlerinin incelendiğini, davalı defter kayıtlarına göre davalının 18.422,15 TL borçlu olduğunu, taraf defterlerinin fatura ve ödemeler bazında birbirini doğrulamadığını, davalı kayıtlarında 83.520,11 TL miktarlı faturaların bulunmadığını, davacı defterinde bulunmayan davalı ödemelerinin 151.078,30 TL olduğunu, belgeli ödemelerin 95.952,07 TL olduğunu, davalı ödemelerinin düşülmesi halinde bu faturalara konu işlemlerin ispatı ile birlikte davacının 146.038,23 TL alacaklı olacağı, … tarafından düzenlenen ve davalı tarafça sunulan 13,621,50 TL bedelli faturanın değerlendirmesinin Mahkemenin takdirinde olduğunu bildirmiştir. Taraf itirazları üzerine bilirkişiden alınan 13/02/2019 tarihli ek raporda, defterlerin karşılaştırılması ve sunulan evrak neticesinde davacının dava tarihi itibari ile 24.456,26 TL alacaklı olduğunu, üçüncü kişilere talimatla ödeme yapılmasına ilişkin 5.986,00 TL’lik belgenin dayanağının ispat edilmesi halinde bu miktarın da davacının alacağından düşülmesi gerektiğini, 83.520,11 TL bedelli faturaya konu hizmetin verildiğinin ispatlanması halinde bu miktarın da davacı alacağına eklenmesi gerekeceğini, … faturalarının hesaptan düşülüp düşülmeyeceğinin takdirinin Mahkemede olduğunu bildirmiştir. Talimat mahkemesinden alınan heyet raporu döndükten sonra bilirkişiden alınan 27/10/2021 tarihli ek raporda, davacının dava tarihi itibari ile 22.444,26 TL alacaklı olduğunu, … faturalarına ilişkin değerlendirmenin Mahkemenin takdirinde olduğunu bildirmiştir.
Taraf itirazları üzerine talimat mahkemesi aracılığı ile davacı defterleri üzerinde inceleme yapan 3 mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 24/02/2020 tarihli raporda özetle, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulup sahibi lehine delil teşkil ettiğini, dosyada mevcut evrak gözetildiğinde takip tarihi itibari ile davacı alacağının 112,697,21 TL olduğunu, dava tarihi itibari ile 59.138,21 TL alacaklı olduğunu, 73.428,30 TL ödemenin davalı tarafından ispatı gerektiğini, … tarafından düzenlenen faturaların davacı alacağından düşülmesi gerektiğini, nihai takdirin Mahkemede olduğunu bildirmişlerdir.
Taraf itirazları üzerine davalı defterleri ile tüm dosya kapsamı uyarınca inceleme yapan 3 mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 01/07/2022 tarihli raporda, taraflar arasındaki takibin 18 adet faturaya davayı yapıldığını, takipten sonra yapılan ödeme düşülerek kısmi itirazın iptalinin talep edildiği, taraf defterlerindeki borç miktarı arasındaki farkın takip talebinde talep edilen miktar olduğu, taraf defterlerinde karşılıklı bulunmayan kayıtlara ilişkin dayanak evrakın sunulması halinde değerlendirme yapılabileceği bildirilmiştir. Taraflara, raporlarda belirtilen ispata muhtaç kayıtlara ilişkin delillerini sunmak aksi takdirde dosyanın mevcut hali ile karara bağlanacağına dair ihtaratlı kesin süre verilmiş, talep edilen evrak toplandıktan sonra bilirkişi heyetinden alınan son ek raporda, BA-BS formlarının birbirini doğrulamadığı, davalı tarafça sunulan ödeme belgelerinden 10.000,00 TL’si dışındakilerin davacının kaşe ve imzası bulunan antetli yazılara istinaden yapılmış olması nedeni ile 93.300,88 TL’nin davalının borcundan mahsup edilebileceğini ancak takdirin mahkemede olduğunu bildirmişlerdir.
DEĞERLENDİRME:
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 01/02/2015 yürürlük tarihli hizmet sözleşmesi imzalandığı ve cari hesap ilişkisi bulunduğu, davalının takipten sonra 15/04/2016 tarihinde 29.559,00 TL, 22/04/2016 tarihinde 24.000,00 TL ödeme bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi kapsamında alacak borç bulunup bulunmadığı ve davalının sözleşme gereği taraflarınca …’na fatura karşılığı ödenen bedelin borçtan mahsubu gerekip gerekmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
İcra takibi fatura bedeli üzerinden yapılmış, bilirkişiler değerlendirmelerini cari hesap ilişkisini baz alarak yapmışlar, taraf defterleri arasında fatura ve ödeme kayıtları ile davalı tarafça davacı talimatı ile yapılan ödemelerin davacı alacağından mahsup edilip edilmeyeceği yönünde uyuşmazlık da bulunduğundan raporlar arasında çelişki oluşmuştur. Son heyet kök ve ek raporunun taraflara raporlarda ispata muhtaç olduğu bildirilen kayıtlara ilişkin delillerini sunmak aksi takdirde dosya kapsamı üzerinden inceleme yapılacağı ihtaratı yapıldıktan sonra mevcut delillere göre düzenlendiğinden itibar edilerek hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi raporlarında belirlendiği üzere davacı takibe konu fatura bedellerinin değil cari hesap alacağına ilişkin miktar üzerinden takip başlatıldığından alacağın cari hesap ilişkisi kapsamında ve takip talebi üzerinden değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı kayıtlarına göre, ticari ilişki kapsamında davacının davalıya 1.059.315,74 TL bedelli fatura düzenlediği, davacı kayıtlarında bulunup davalı kayıtlarında bulunmayan takibe konu ve takibe konu edilmeyen 8 adet fatura bedelinin 92.853,80 TL, takibe konu 4 adet fatura bedelinin 39.976,90 TL olduğu, taraf defterleri bu hususta birbirini doğrulamadığından ispata muhtaç olduğu, davacı tarafça bu faturalara konu hizmetin verildiğine dair ispata elverişli delil sunulamadığı gibi BA-BS form bildirimleri, sözleşme ve dosya kapsamındaki evraktan da bu hususun sübutuna ilişkin kanaat edinilemediğinden bu miktarın davalı borcundan düşülmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Yine taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacı tarafça komisyon ödenmesi gerektiği ve bu hususta davacı tarafından davalıya yapılan ödemelerden 8.419,00 TL’sinin davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, sunulan evrakın incelenmesinde “kira” açıklaması içerdiği ve davalı şirket sahibine yapılmış olmakla taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi kapsamında yapıldığı hususunun sübut bulmadığı ve hesaba dahil edilmemesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalı faturaları konusunda taraf defterleri arasında uyuşmazlık bulunmadığı, ödemelere ilişkin kayıtların da birbirini doğrulamadığı, davalı tarafından davacının talimatı ile dava dışı kişilere borçlarının mail order aracılığı ile ödendiği, ödeme belgelerinin davacının kaşesi ve imzasını taşıması, davacının da bu yönde itirazı bulunmayıp yalnız süresinden sonra sunulmasına muvafakat etmediği, ancak ödemenin borcu söndürmekle yargılamanın her aşamasında ileri sürebileceği değerlendirilerek, davalı kayıtlarında bulunup davacı kayıtlarında yer almayan ve imzalı kaşeli evraka dayanan 93.300,88 TL bedelli ödemelerinin davacı alacağından düşülmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Açıklanan gerekçelerle davacı kayıtlarında takip tarihi itibari ile takip miktarı 199.597,20 TL’den davacının ispat edilemeyen ve takibe konu 39.976,90 TL bedelli faturasının, 8.419,00 TL ödemesinin düşülmesi ile 151.201,30 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından yapılan ve defter kayıtlarında bulunmayan ve yukarıda açıklandığı üzere hükme esas alınan ek raporda belirtilen 93.300,88 TL ödemenin mahsubu halinde davacının takip tarihi itibari ile 57.900,42 TL alacaklı olduğu değerlendirilmiştir.
Sözleşmenin 7.9 maddesinde “Yüklenici firmaya ait araçların herhangi bir nedenden dolayı … hizmetlerine 15 dakika geç kalması halinde yüklenici işverene ivedilikle konu hakkında bilgi verecektir ve gerekli özelliklere sahip başka bir araç temin edilecek, yüklenici araç temin edemezse hizmetin yerine getirilmesi için … tarafından dışarıdan temin edilen aracın bedeli yüklenicinin hak edişinden kesilecektir,” hükmünün bulunduğu, faturaların … tarafından sözleşme süresi içinde düzenlenmiş olması gözetilerek 13,621,50 TL fatura ödemesinden de davacının sorumlu olduğu ve davalının mahsup talebinin yerinde olduğu, bu miktarın da davalı borcundan düşülmesi gerektiği, bu hali ile davacının takip tarihi itibari ile 57.900,42-13,621,50=44.278,92 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Davalının takipten sonra yaptığı ödemelerin de infaz aşamasında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, alacak bilirkişi incelemesi neticesinde belirlendiğinden likit olmadığı, yine davacının kötü niyetli takip yaptığına ilişkin delil bulunmadığından taraflar aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığı kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
Ankara 26. İcra Dairesi’nin 2016/8155 esas sayılı takibine davalının vaki itirazının kısmen iptali ile takibin 44.278,92 TL üzerinden devamına, takipten sonra 15/04/2016 tarihinde 29.559,00 TL, 22/04/2016 tarihinde 24.000,00 TL ödemenin infaz aşamasında dikkate alınmasına, bakiye talebin reddine,
Davacı ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
Alınması gereken 3.024,69 TL harçtan peşin alınan 2.493,97 TL’nin mahsubu ile bakiye 530,72 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 16.23,86 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 10.362,55 TL’nin kabul red oranına göre hesaplanan 3.141,94 TL’si ile davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.493,97 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 74,00 TL’nin kabul red oranına göre hesaplanan 222,44 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde icra dosyasının iadesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/02/2023
Katip … Hakim …
¸¸ ¸¸