Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/414 E. 2022/385 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/414
KARAR NO : 2022/385

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2016
KARAR TARİHİ : 18/05/2022
K.YAZIM TARİHİ : 23/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalının Hollanda’dan getireceği ithalat yükünün organizasyonu için davalı yetkililerinin müvekkili şirkete 3. kişilerce ulaştıklarını ve yükleme için anlaştıklarını, anlaşmaya konu yükün 4.200 Euro karşılığında getirildiğini, daha sonrasında … isimli kişinin müvekkili şirket adına hareket ediyor izlenimi yaratarak davalıyı yanıltmak suretiyle 16.05.2015 tarihinde Ankara Gümrük Müdürlüğü’ne teslim edilen taşıma konusu yükün çekilmesine aracılık ettiğini ve davalıdan 1650 Euro’luk bir tahsilat yaptığını, davalı yanın taşıma işinden beklediği yararı elde ettiği halde müvekkili şirkete davalı tarafından herhangi bir ödemenin yapılmamış olduğunu belirterek, alacağın tahsili amacıyla; Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin haksız itiraz nedeniyle durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına alacağın tahsil tarihindeki kur üzerinden ve avans faizi işletilerek davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hüküm olunmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkilinin Hollanda’dan ithal ettiği ürünlerin taşınması için nakliye ve gümrükçüye ihtiyaç duyması sebebiyle 08.06.2015 tarihinde “… Cargo” isimli firmanın yetkilisi Halil İleri ile 3.400 Euro bedellin %50 lik kısmının malların gümrüğe gelmesi kalan %50 lik kısmın ise 15-20 gün içinde ödenecek şekilde anlaşıldığını, 1.700 Euronun nakliyeci firmanın verdiği hesap numarasına gönderildiğini, bu gelişme akabinde davacı şirketin müvekkiline 18.06.2015 tarihinde ulaşarak nakliye işini kendilerinin yaptığını söyleyerek 4.200 Euro bedelli faturayı müvekkiline mail attığını, durumun ortaya çıkması sebebiyle müvekkilinin zor durumda kalmamak için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu, müvekkili tarafından anlaşmanın 3.400 Euro olduğu belirilerek bu hususların düzeltilmesinin talep edildiğini, belirtilen dönemde yapılan işin taşıma ücretinin 3000-3500 Euro arasında olduğunu, davacı şirkete kalan 1.650 Euro tutarın kendilerine ödenebileceğinin belirtildiğini ancak davacı yan tarafından bu hususun da kabul edilmediğini, müvekkili şirketin Hollanda’dan sürekli mal ithalatı yapan bir firma olduğunu, aynı işin taşıma ücretinin o dönemlerde 3000 ila 3500 Eruro arasında değiştiğini davacı firmanın davalı şirkete 03/09/2015 tarihinde aynı iş için yapmış olduğu 3400 Euroluk bir teklifin bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER;
15/06/2015 tarih ve A018879 seri-sıra numaralı fatura,
Ankara C.Başsavcılığının … soruşturma numaralı dosyası,
Ankara Gümrük Müdürlüğü’ne yapılan başvuru,
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Gümrük Müdürlükleri tarafından yapılan taşımaya dair tutulan kayıtlar,
Taraflar arasındaki taşımaya ilişkin yazışmalar.
Ankara …İcra Müdürlüğünün … E, sayılı icra dosyasının incelenmesinde; takip alacaklısının davacı … olduğu takip borçlusunun davalı … olduğu; 4.200,00 Euro alacak için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu Cengiz Göktaş’ın 14/01/2016 tarihinde icra takibine itirazı sonucu icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Talimat yoluyla alınan 08/08/2018 tarihli bilirkişi … raporunda davalı tarafından davacıya ödenmesinden sonra; kalan tutarın davalı firma tarafından, iade faturası düzenlenerek davacı firmaya yansıtılabileceğinin mümkün olacağı, iade faturası düzenlendikten sonra, dosyada delilleri arasında bulunan, davacı firmanın davalı firmaya gönderdiği, 1.650 Euro’luk ödemeden sonra kalan tutarı, bu miktardan feragat ettiğini açıkça dile getirdiği mutabakat yazısı da göz önüne alınarak, davacı firmanın kalan tutarı daha sonra tekrar istemeye hakkının olamayacağını belirtmiştir.
Talimat yoluyla alınan 28/04/2021 tarihli bilirkişi Bülent Berki raporunda; Dava dosyası, ibraz edilen davacı ticari defterleri, yardımcı kayıt belgelerin incelenmesi neticesinde; davacı taraf davalıdan faturaya dayalı bakiye alacağı tahsil edemediği gerekçesi ile 20.11.2015 tarihinde Ankara …İcra Müdürlüğünün … dosya numarası ile 4.200,00-EUR asıl alacak üzerinden davalı aleyhine takibe geçtiği; davalının icra takibine, takip miktarına, borca, fa.iz ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiği, bu itiraz üzerine davacının davalı aleyhine yaptığı icra takibinin için huzurdaki davayı açtığı, davacı, Ankara 17.İcra Müdürlüğünün … dosyasına konu ettiği ve dava konusu faturarın üsülüne uygun olarak davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ibraz edilen ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan dava konusu fatura tutarı oları 4.200,00 EUR kadar alacağı olduğu, ( ticari deflerlerde TL olarak kayıtlı olduğu) söz konusu icra takip konusu ile faturanın ödenmesine ilişkin ticari defterlerde herhangi bir bilgi mevcut olmadığı belirtmiştir.
Bilirkişi ….’dan alınan 07/02/2022 tarihli raporda; Davacı şirketin davalıya düzenlediği ve icra takibindeki alacak miktarına konu ettiği 15.06.2015 tarih 18879 nolu, navlun içerikli, 4.200,00Euro (12.760,44.-TL) bedelli olarak düzenlenmiş faturanın; Usulünce düzenlenmekle sahibi lehine delil olma vasfına haiz olan taraflara ait ticari defterlerindeki kayıt durumunun incelenmesi neticesinde, davacı şirket ticari defterlerinde 15.06.2015 tarih 3216 yevmiye maddesi ile kayıtlı olduğu davalıya ait ticari defterlerde ise kayıtlı olmadığını, davacı şirket ticari defter ve kayıtlarında bu faturaya uygulanan kur değerleme işlemleri neticesinde 20.11.2015 olan icra takip tarihi itibariyle ticari defter ve kayıtlarında davalıdan 12.993,96.-TL alacak kaydının bulunduğunu, davalıya ait ticari defter ve kayıtlarda ise faturanın kayıtlı olmamasından ötürü davacı şirkete borç kaydının bulunmadığını, davalıya ait ticari defter ve kayıtlarda gerek davacı şirkete gerekse dava dışı 3.kişilere ve … Cargo firmasına yapılmış herhangi bir ödeme veya fatura kaydının bulunmadığını belirtmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay 19. HD.11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, 2018/2696 Esas ve 2018/3431 karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 27.06.2016 tarih, 2015/6424 Esas ve 2016/3931 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı HMK’nun 222. maddesinde ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1) (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” olarak ifade edilmiştir.
Somut olayda tüm deliller ve dosya kapsamına göre; davacı şirketin davalı şirketin Hollanda’dan getireceği ithalat yükünün işin anlaşıldığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı anlaşmaya konu yükün 4.200 Euro karşılığında anlaşma yapıldığının ileri sürüldüğü, taraflar arasında dava konusu taşımada “ başka bir firmadan destak aldığı ve bu bağlamda söz konusu taşıma işini yaptığı ve bu taşıma işinden ücret alma hakkı oluştuğu; Ankara 17.İcra Müdürlüğünün … dosyasına konu ettiği ve dava konusu faturarın üsülüne uygun olarak davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ibraz edilen ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan dava konusu fatura tutarı oları 4.200,00 Euoro kadar alacağı olduğu, davalıya ait ticari defter ve kayıtlarda ise faturanın kayıtlı olmadığı gibi davalıya ait ticari defter ve kayıtlarda gerek davacı şirkete gerekse dava dışı 3.kişilere ve … Cargo firmasına yapılmış herhangi bir ödeme veya fatura kaydının bulunmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KABULÜ ile,
Ankara …icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında asıl alacak 4.200,00 Euro ile ilgili davalının itirazının iptali ile takibin devamına,
Takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının Euro cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek döviz faizi ile birlikte uygulanmasına,
Asıl alacak olan 4.200,00 Euro’nun takip tarihi olan 20/11/2015 itibariyle Merkez Bankası Efektif Satış Kuruna göre 1 Euro’nun 3,0349 TL karşılığı 12.746,58 TL olup, İİK’nun 67/(2). ve 4 . maddesi hükmü gereğince % 20 oranında icra inkar tazminatı olan 2.549,31 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gereken 870,71 TL harçtan peşin alınan 218,90 TL’nin düşümü ile eksik 651,81 TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan toplam 252,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olanan 5.100,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti:1.800,00 TL, Davetiye Tebligat ve Müzekkere gideri: 360,38 TL olmak üzere toplam 2.160,08 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/05/2022
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]