Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/392 E. 2021/142 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : 2021/142

DAVA TARİHİ : 21/04/2016
DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
DAVA TARİHİ : 05/03/2019
KARAR TARİHİ : 25/02/2021
K. YAZIM TARİHİ : 15/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali-Koop.Üyeliğinin Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı asil dava dilekçesi ile özetle; Davalı kooperatifin 45 yıllık üyesi olduğunu, ferdi münasebet sonrası seneler öncesi tam hisse ile mülkiyet hakkı kazandığı konutu 07.07.2014 tarihinde tapudan sattığını, ancak ortaklık haklarını devir etmediğini kooperatife taahhütlü mektupla bildirdiğini, buna rağmen kooperatifin ortaklıktan çıkarılmasına, ortaklık payının 3. kişiye devrine karar verdiğini, … Ticaret Mahkemesinde … E. sayılı dosyada devam etmekte olan ortaklığın tespiti ve genel kurul kararlarının iptali davası açtığını, bilirkişi incelemesi neticesinde ortak olduğu, genel kurula ortaklık vasfı bulunmayan kişilerin katıldığı, yapılan seçimlerin geçersiz olduğuna dair rapor verildiğini, üç kişilik yönetim kurulunun başkan ve bir üyesinin ortak olmadıklarının tespit edildiğini, Kooperatifler Kanunu’nun 55. maddesi uyarınca yönetime seçilecek olanların ortak olma mecburiyeti bulunduğunu, bu durumda 27.03.2016 da yapılan genel kurulun ortaklık vasfı bulunmayan kooperatifi temsil etmemeleri gereken kanunen yetkisiz kişiler tarafından hazırlandığını, genel kurul ve hazırlık işlemlerinin tamamının ortak olmayan bu nedenle de yönetim kurulu üyeliğini haiz olmayan kişiler tarafından gerçekleştirildiğinden işlemlerin tamamının yok hükmünde olduğunu, ortaklığının tescil edilmiş olmasına rağmen genel kurula davet edilmediği ve davet edilmeyeceğinin söylendiğini, bakanlık temsilcisinin kabulü ile genel kurula katılabildiğini, ortaklık haklarına sahip olmayan kişilerin genel kurula katıldığını belirterek davalı kooperatifin 27.03.2016 tarihli genel kurul toplantısı ve alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dosyamız ile birleşen … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Merkezi Ankara, taşınmazlarının bulunduğu yer … Körfezi …, … olan S.S. … Evleri … Turizm Kooperatifi aracılığı ile edendiği arsa ve üzerinde inşaa ettiği konutunu 07/07/2014 yılında davalıya devrettiğini, kooperatife bu hususta bilgi verdiğini, davalının kooperatife ortaklık talebinde bulunduğunu, fakat kooperatif ortaklığını devretmediğini, kooperatif tarafından ise mülkünü devir edenin üyeliği mülkün yeni sahibine geçer şeklinde karar verildiğini, bu hususta … Ticaret Mahkemesine … Esas sayılı dosyası ile iptal dava açıldığını, bu davada kooperatifin ortağı olduğunun tespitine ilişkin talebi kabul ettiğini beyan ettiğini, süregelen davanın verilen kararında eksiklik olduğundan bahisle istinaf yoluna gittiğini, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 21/09/2018 tarih …. Karar sayılı ilamıyla verilen kararın kaldırılarak dava dışı olan … hakkında dava açmak üzere tarafına süre verildiğini, aynı mahiyette … Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında da … Ticaret Mahkemesi dosyasının akıbetinin beklendiğini, … Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının 21/02/2019 tarihli duruşmasında ise davacıya …’ın davaya dahil edilmesi için tarafına süre verildiğini, birleştirme talepli olarak iş bu davayı açtığını belirterek, kendisinin koop. ortağı olduğunun tespitine, davalının ise koop. ortağı olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacının işbu davada taraf ehliyeti bulunmadığını, dava dilekçesinde ortaklıktan çıkarıldığını ve hissesinin üçüncü kişiye devrine yönelik karar verildiğini beyan ettiğini, … Ticaret mahkemesinin … E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunu delil göstererek dava açtığını, bilirkişi raporunun takdiri delil olup bağlayıcılığı olmadığı gibi kesin hüküm teşkil etmesinin söz konusu olmadığını, öncelikle davacının taraf ehliyetinin incelenmesi gerektiğini, davacının iddia ettiği gibi yönetim kurulundaki kişilerin kooperatif ortağı olmadığına yönelik tespit niteliğinde kesinleşmiş bir mahkeme ilamının mavcut bulunmadığını, yönetim kurulu üyesi …’ın 11.08.2008 tarihinde taşınmaz ile birlikte kooperatif hak ve yükümlülüklerini de …’ndan devraldığına dair belgeyi ve kooperatife çektiği ihtarnameyi ve aynı şekilde …’in …- …’ndan devraldığına dair hisse devir belgesini ve ihtarname örneğini sunduklarını, davacının ithamlarının asılsız olduğunu belirterek davacının dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddini, mahkeme aksi kanaatte ise … Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını veya birleştirilmesini istemiştir.
Dosyamız ile birleşen … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacının iddialarının yerinde olmadığını, davalının kooperatif üyesi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER: Mahkememizce davalı kooperatif genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, ana sözleşme getirtilmiş, bilirkişiden rapor alınmıştır.
Getirtilen … Ticaret Mahkemesi’nin 09.05.2019 tarih ve … E. … K. sayılı kararının incelenmesinde; Asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile, davacı …’ın davalı kooperatife ortak olduğunun tespitine, davalı kooperatifin 22.03.2015 tarihli genel kurul toplantısında 8. ve 9. gündem maddeleri ile alınan kararların iptaline, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir. Bu kararın istinaf edilmesi üzerine; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 09.07.2020 tarih ve 2019/1995 E. 2020/897 K. sayılı ilamı ile; Asıl davanın kısmen kabulü ile davacı (…’ın) davalı kooperatifin ortak olduğunun tespitine, davalı kooperatifin 22.03.2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan 8. Ve 9. Gündem maddeleri ile alınan kararların iptaline, 22.03.2015 tarihli genel kurul toplantısında gündemin 7. Maddesinde alınan aidatlarını zamanında ödemeyen ortaklar hakkında %3 gecikme cezası uygulanması kararında %3 kısmının yok hükmünde olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin isteminin reddine, birleşen davanın kabulü ile …’ın davalı kooperatifin ortağı olmadığının tespitine karar verilmiştir. Karar temyiz edilmeksizin 01/09/2020 tarihinde kesinleşmiştir.
Kooperatif uzmanı bilirkişi düzenlediği raporunda; Davacının 27.03.2016 tarihli genel kurul gündeminin 3, 4, bileşik 5-6, 7 ve 9 maddelerinde alınan kararlara karşı muhalefet şerhi yazdırması nedeniyle 1163 Sayılı Kanunun 53. maddesi uyarınca bu kararlar yönünden dava açma hakkının bulunduğu, yapılan incelemede; Gündemin 7. maddesinde; “Ankara Ticaret İl Müdürlüğü’nün 10.09.2015 tarihli ve 04 sayılı yazısı ekinde yer alan inceleme raporunun 3. Maddesinde bahsi geçen 4.481,00.TL’nin kooperatifçe karşılanmasına” davacının red oyuna karşılık 23 kabul oyuyla oyçokluğuyla karar verildiği, esasında bakanlıkça kesilen bu idari para cezasının yönetim kurulunun sorumluluğunda bulunduğu, ancak kooperatif genel kurulunca ‘açık ibra niteliğinde sayılabilecek’ bu kararla kooperatife kesilen idari para cezasının kooperatifçe karşılanmasına karar verilmiş olması karşısında; Davacının payına düşen miktarı ödemesi durumunda ibra kararına ve bu karara red oyu verip muhalefet şerhi yazdırdığından ilgili yönetim kurulu üyelerinden rücu etme hakkı bulunduğundan, genel kurul iradesine üstünlük tanınarak genel kurul kararında iptal nedeni bulunmadığı, yahut bu kararın ‘iptalinin’ gerekip gerekmeyeceği hususunun Sayın Mahkemenin takdirinde bulunduğu, davacının muhalefet şerhi verdiği diğer gündem maddelerinde alınan kararlarda mevcut dosya kapsamına nazaran yasa, anasözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı bir yön tespit edilemediği, yine alınan kararlarda batıl bir yön tespit edilemediği belirtilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, davalı kooperatif genel kurul kararının iptali; birleşen dava, davacının kooperatif üyeliğinin tespiti(davalının da üye olmadığının tespiti)ne ilişkindir.
Asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede; Davacı asil dava dilekçesi ile özetle, davalı kooperatifin 27.03.2016 tarihli genel kurul toplantısı ve alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili ise cevap dilekçesi ile özetle, genel kurulda alınan kararların yasaya ve ana sözleşmeye uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı kooperatifçe davacının ortaklık sıfatına ilişkin itirazda bulunulmuş ise de; Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği gibi, davalı kooperatifçe … Ticaret Mahkemesinde davacı tarafından açılan davada davacının ortaklık sıfatının kabul edilmesi ve Mahkemece de kabul edilmesi, … Ticaret Mahkemesi’nin 09.05.2019 tarih ve … E. … K. Sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 23. Hukuk Dairesi’nin 09.07.2020 tarih ve 2019/1995 E. 2020/897 K. sayılı kararı ile asıl davanın kısmen kabulü ile davacı (…’ın) davalı kooperatifin ortak olduğunun tespitine, birleşen davanın kabulü ile …’ın davalı kooperatifin ortağı olmadığının tespitine karar verilmesi ve kararın 01/09/2020 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle davacının ortaklık sıfatının da kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki anlaşmazlık; davaya konu 27.03.2016 tarihli genel kurul kararlarının, iptallerinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce alınan kooperatif uzmanı bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli, gerekçeli ve hüküm vermeye elverişli olduğu görülerek hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi raporu tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesinde; “Aşağıda yazılı kimseler kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile Genel Kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler. / 1. Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri; / 2. Yönetim Kurulu; / 3. Kararların yerine getirilmesi Yönetim Kurulu üyeleri ile denetçilerin şahsi sorumluluklarını mucip olduğu takdirde bunların her biri; / Bozma davasının açıldığı ve duruşmanın yapılacağı gün, Yönetim Kurulu tarafından usulen ilan olunur. / Birinci fıkrada yazılı bir aylık hak düşüren sürenin sona ermesinden önce duruşmaya başlanılamaz. Birden fazla bozma davası açıldığı takdirde, davalar birleştirilerek görülür. / Mahkeme, kooperatifin isteği üzerine muhtemel zararlarına karşı davacıların teminat göstermesine karar verebilir. Teminatın mahiyet ve miktarını belirtmek mahkemeye aittir. / Bir kararın bozulması bütün ortaklar için hüküm ifade eder.” hükmü düzenlenmiştir.
Eldeki davada; Davanın 1163 sayılı yasanın 53.maddesine göre hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı; eğer dava süresinde açılmış ise davacının dava açma hakkı bulunup bulunmadığı (genel kurula katılması halinde alınan karara ret oyu kullanıp muhalefet şerhi yazdırıp yazdırmadığı, genel kurula katılamaması halinde ise çağrıdaki usulsüzlük, gündemin gereği gibi ilan ve tebliğ edilip edilmediği iddiası gibi 1163 Sayılı Yasanın 53/I/1-2-3 maddesi hükümlerinde sayılan diğer hallerin bulunup bulunmadığı); Dava açma hakkı bulunması halinde de alınan kararın esas yönünden bir başka deyişle yasa, ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadığı hususları incelenmiştir.
Süre yönünden; 1163 Sayılı Kooperatifler Yasası’nın 53. maddesi uyarınca iptal davasının genel kurulu kovalayan günden itibaren 1 ay içerisinde açılması gerekmektedir. Eldeki davada, 27.03.2016 tarihli genel kurulunda alınan kararların iptali istenildiğinden, dava da 21.04.2016 tarihinde açıldığından süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Şekil ve usul yönünden; İptale konu 27.03.2016 tarihli genel kurul tutanağının incelenmesinde, gündem maddelerini içeren genel kurula çağrının ortaklar listesine kayıtlı 62 ortağa 26.02.2016 tarihinde Kavaklıdere/Ankara PTT şubesinden taahhütlü mektupla yapıldığı, davacıya çağrı yapılmadığı, ancak hazirun cetvelinin sonuna tükenmez kalemle isminin eklendiği görülmüştür. Ortağa genel kurula çağrı yapılmaması çağrıda bir usulsüzlük olsa da bu durum genel kurul kararlarının doğrudan iptali sonucunu doğurmamakta, yalnızca çağrı yapılmayan ortağa dava açma hakkı vermektedir. Genel kurul toplantısının davacı ile birlikte 63 ortaktan 13 ortağın asaleten ve 11 ortağın vekaleten olmak üzere toplam 24 ortağın ve de bakanlık temsilcisinin katılımı ile yapıldığı anlaşılmakla genel kurul toplantı nisabında ana sözleşmeye aykırı bir durum bulunmamaktadır.
Kural olarak, bir ortağın genel kurulda alınan kararın iptalini talep edebilmesi için, 1163 sayılı Kooperatifler Yasasının 53/I-1. maddesi hükmü uyarınca karara karşı ret oyu kullanıp muhalefet şerhini tutanağa yazdırması gerekmektedir. Yani ret oyu vermesi yeterli olmayıp ayrıca oylama sonucunda alınan karara karşı muhalefet şerhi yazdırması gerekmektedir. Bu husus dava ön şartı olup re’sen dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıca oylama öncesi yapılan görüşme sırasında sonradan alınacak karara esas olması muhtemel bir hususa karşı olunduğunun belirtilmesi yahut eleştiri yapılması alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımamaktadır. Dolayısıyla peşin muhalefet kabul edilmemektedir. Muhalefetin görüşülen konuya değil, oylama sonunda alınan karara karşı yapılması gerekmektedir. 1163 Sayılı Yasanın 53. maddesinde belirtilen kararlar iptali kabil kararlar olup, batıl kararlara karşı muhalefet şerhi söz konusu olmaksızın her zaman dava açılabilir.
Hazirun cetveli incelendiğinde davacının isminin hazirun listesinin sonuna tükenmez kalemle eklendiği ve bu durumun gerekçesinin de tutanağa dercedildiği, bu şekilde davacının genel kurula katıldığı anlaşılmıştır.
Bakanlık temsilcisinin katılımı ile yapılan 27.03.2016 tarihli genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde davacının; Gündemin 3. maddesinde, yönetim kurulu ve denetim kurulunun ibrasına, bilanço ve gelir gider tabloların kabulüne ilişkin kararlara; Gündemin 4. maddesinde, orta alanın toprak ve çakılla doldurulması, direnajının yapılması ve üstüne herhangi bir tesis yapılmaması kararına; Gündemin bileşik 5-6 maddesinde, aidatların 01.04.2016 tarihinden geçerli olmak üzere Nisan, Mayıs, Haziran aylarında ayrı ayrı ortak başına 400,00 TL, temmuz ayında 300,00 TL olmak üzere toplam 1.500,00 TL olması ve tahmini bütçenin kabulüne ilişkin karara; Gündemin 7. maddesinde, Ankara Ticaret İl Müdürlüğü’nün 10.09.2015 tarihli ve 04 sayılı yazısı ekinde yer alan inceleme raporunun 3. Maddesinde bahsi geçen 4.481,00 TL’nin kooperatifçe karşılanması kararına; Gündemin 9. maddesinde, elektrik hatlarının yer altına alınması ve bu hususta komisyon oluşturulması konusunda ihtiyaç halinde yönetim kurulunca 1.000,00 TL toplanması kararına, ret oyu vererek muhalefet şerhini yazdırdığı tespit edilmekle davacının bu gündem maddelerinde alınan kararlar yönünden dava açma hakkı bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Esas yönünden; Davacının muhalefet şerhi yazdırdığından dava açma hakkı bulunan genel kurul gündeminin 3, 4, bileşik 5-6, 7 ve 9. maddelerinde alınan kararların yasa, anas özleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadıkları yönünden incelenmiştir.
Gündemin 3. maddesinde; Yönetim kurulu ve denetim kurulunun ibrasına, bilanço ve gelir gider tabloların kabulüne, davacının ret oyuna karşılık 23 kabul oyu ile karar verilmiştir. Dava dilekçesinde, ibra kararlarının yerinde olmadığına yönelik, yönetim kurulunun kooperatifi zarara uğrattığına veya bilançodaki hangi kalemlerin gerçeği yansıtmadığına ilişkin somut bir iddia ileri sürülmemiştir. Sadece genel kurula çağrı yapan yönetim kurulu üyelerinin gerçekte kooperatif ortağı olmadıkları, yetkisiz oldukları, dolayısıyla yetkisiz kişilerce genel kurula çağrı vs. işlemlerin tamamının geçersiz olması nedeniyle genel kurulun ve alınan kararların yok hükmünde olduğu iddia edilmiştir. Yine bu kapsamda ortak olmayan kişilerin genel kurula katıldığı iddia edilmiştir.
Bir önceki 22.03.2015 tarihli genel kurul gündeminin 4. maddesinde, …, … ve …’in yönetim kurulu asil üyeliklerine seçildiği belirlenmiştir. Dolayısıyla iptale konu genel kurul bu yönetim kurulu tarafından yapılmıştır. Yukarıda ayrıntılı belirtilen … Ticaret Mahkemesi’nin 09.05.2019 tarih ve … E. … K. Sayılı kararı ve dosya içeriği; Söz konusu Mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde verilen, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 09.07.2020 tarih ve 2019/1995 E. 2020/897 K. sayılı kararı da dikkate alındıgğında; Dava dışı …, ….’ün kooperatif ortağı oldukları mahkeme kararıyla da kabul edildiğinden, 22.03.2015 tarihli genel kurulda …, … ve …’in yönetim kurulu asil üyeliklerine seçilmesinde ve bu yönetim kurulu tarafından genel kurula çağrı yapılarak genel kurul yapılmasında yasa ve ana sözleşmeye aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Yine mevcut Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi kararına göre, genel kurula ortak olmayan kişilerin katılması gibi bir durum da söz konusu olmayacaktır. Sonuç olarak ibra kararlarında, toplantı ve karar nisabı yönünden yasa ve ana sözleşmeye bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Gündemin 4. maddesinde; Orta alanın toprak ve çakılla doldurulması, direnajının yapılması ve üstüne herhangi bir tesis yapılmamasına davacının ret oyuna karşılık 23 kabul oyuyla oyçokluğuyla karar verilmiştir. Bu kararda yasa, ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
Gündemin bileşik 5-6 maddesinde; Aidatların 01.04.2016 tarihinden geçerli olmak üzere Nisan, Mayıs, Haziran aylarında ayrı ayrı ortak başına 400,00 TL, temmuz ayında 300,00 TL olmak üzere toplam 1.500,00 TL olması ve tahmini bütçenin kabulüne, yönetim kuruluna bütçedeki rakamlarda fasıllar arasında aktarma yetkisi verilmesine ayrı ayrı davacının ret oyuna karşılık 23 kabul oyuyla oyçokluğuyla karar verilmiştir. Kabul edilen yıllık üye başına toplam 1.500,00 TL aidatın fahiş olmadığı, genel kurulca toplanan paraların avans niteliğinde olduğu, yönetim kurulunun toplanan paraların hesabını genel kurula verecek olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, bu gündem maddesinde alınan kararda da yasa, ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
Gündemin 7. maddesinde ; Ankara Ticaret İl Müdürlüğü’nün 10.09.2015 tarihli ve 04 sayılı yazısı ekinde yer alan inceleme raporunun 3. maddesinde bahsi geçen 4.481,00 TL’nin kooperatifçe karşılanmasına, davacının red oyuna karşılık 23 kabul oyuyla oyçokluğuyla karar verilmiştir. Davacı ise bakanlık incelemesinde tahakkuk ettirilen 4.481,00 TL para cezasının kooperatif yöneticilerince ödenmesi gerektiğini belirterek muhalefet şerhi koymuştur.
Dosya kapsamına göre, Bakanlık incelemesi neticesinde TTK 562. Maddesinin, 1. Fıkra, c bendi uyarınca kooperatife 4.481,00 TL para cezası kesildiği anlaşılmaktadır. Sevk maddesinden defter tasdikleriyle ilgili ceza kesildiği anlaşılmaktadır. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62. Maddesine göre, kooperatif defterlerinin tutulmasından doğan sorumluluk yönetim kuruluna ait olup, yönetim kurulunun bu sorumluluğu yerine getirmemesi nedeniyle, bakanlıkça kooperatife kesilen idari para cezasının sorumluluğu da yönetim kuruluna ait olduğundan, para cezasının yönetim kurulunca ödenmesi gerekmektedir.
Belirtilen nedenlerle, gündemin 7. maddesinin yasaya ve ana sözleşmeye aykırı olduğu ve iptali gerektiği kanaatine varılmıştır.
Gündemin 9. maddesinde; Elektrik hatlarının yer altına alınması ve bu hususta komisyon oluşturulması konusunda ihtiyaç halinde yönetim kurulunca 1.000,00 TL toplanmasına, davacının ret oyuna karşılık 23 kabul oyuyla oyçokluğuyla karar verilmiştir. Ancak bu hususta komisyon oluşturulmasına ise oybirliğiyle karar verilmiştir. Bu kararda yasa, ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak; davacının dava açma hakkı bulunduğu iptali kabil kararlar yönünden, gündemin 7. maddesi dışındaki diğer gündem maddelerinde alınan kararlarda yasa, ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Ayrıca; Davacı tarafçından, genel kurulun ve alınan kararların yok hükmünde olduğu iddia edildiğinden, davacının muhalefet şerhi yazdırmadığı diğer gündem maddelerinde alınan kararlarda batıl bir yön olup olmadığı yönünden de değerlendirme yapılmış, buna göre; Gündemin bileşik 1-2 maddesi; açılış, saygı duruşu ve divan heyeti seçimi ve Gümrük Ve Ticaret bakanlığının 03.09.2015 tarihli yazısının tartışılmak üzere gündeme ilave edilmesine ilişkin olup, divan heyeti seçimi ve gündeme madde ilavesi oybirliğiyle alınmış olup, batıl bir yön bulunmamaktadır. Gündemin 8. maddesi; hiçbir ortağın faiz borcunun silinmemesine oybirliğiyle karar verilmiş olup, batıl bir yön bulunmamaktadır. Gündemin 10. maddesi; Kooperatif tüzüğünün 5. ve 17 maddelerinde yapılacak değişiklik ile ilgili bakanlıktan ön izin alınması çalışması yapmak üzere yönetim kuruluna oybirliğiyle yetki verilmiş, olup bu kararda da batıl bir yön bulunmamaktadır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Somut olayda, 27.03.2016 tarihli genel kurulunda alınan kararların iptali istenildiğinden dava da 21.04.2016 tarihinde açıldığından 1163 Sayılı Kooperatifler Yasası’nın 53. maddesi uyarınca davanın süresinde açıldığı, davacının genel kurul gündeminin 3, 4, bileşik 5-6, 7 ve 9 maddelerinde alınan kararlara karşı muhalefet şerhi yazdırması nedeniyle 1163 Sayılı Kanunun 53. maddesi uyarınca bu kararlar yönünden dava açma hakkının bulunduğu, yapılan incelemede; Gündemin 7. maddesinin yasaya ve ana sözleşmeye aykırı olduğu ve iptali gerektiği, davacının muhalefet şerhi yazdırdığı diğer gündem maddelerinde alınan kararlarda yasa, anasözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı bir yön bulunmadığı, yine alınan kararlarda batıl bir yön tespit edilemediği anlaşılmakla, Mahkememizin … Esas sayılı asıl dosyasında; davanın kısmen kabulü ile; Davalı kooperatifin 27/03/2016 tarihli olağan genel kurul toplantısının 7 no.lu kararının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden yapılan değerlendirmede; Davacının birleşen davayı açmadan önce, aynı konuda ve aynı taraflara ilişkin … Ticaret Mahkemesi’nin 09.05.2019 tarih ve … Esas sayılı davayı açmış olduğu, böylece aynın davanın daha önceden açılmış ve dava tarihi itibariyle halen görülmekte (derdest) olduğu anlaşılmıştır. Derdestliğe yönelik dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı ve derdestlik dava şartı olup Mahkemece res’en dikkate alınması gerektiğinden birleşen … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında; HMK’nun 114/1-ı ve 115/2. maddeleri gereğince derdestliğe yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Mahkememizin … Esas sayılı asıl dosyasında; Davanın KISMEN KABULÜ İLE; Davalı kooperatifin 27/03/2016 tarihli olağan genel kurul toplantısının 7 no.lu kararının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile eksik 36,10 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından peşin yatırılan 58,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 1.765,40 TL yargılama giderinden176,50 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Birleşen … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında; HMK’nun 114/1-ı ve 115/2. maddeleri gereğince derdestliğe yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Davacı asil …’ın yüzüne karşı, davalılar vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/02/2021

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]