Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/252 E. 2022/610 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/252 Esas – 2022/610
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/252
KARAR NO : 2022/610

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/01/2016
KARAR TARİHİ : 06/07/2022
K.YAZIM TARİHİ : 19/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacılar karşı davalılar vekili Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesine 15/01/2016 tarihli dilekçesinde dava dilekçesinde özetle; … Taşımacılık Tur. Oto. Tic. İnş. San. Ltd. Şti. Ne ait …’ın sevk ve idaresindeki … plak sayılı servis aracı ile 13.05.2009 tarihinde, davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan, mülkiyeti davalı …’a ait ve kaza tarihini kapsar şekilde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen … plaka sayılı araç ile, … plaka sayılı aracın yapmış olduğu trafik kazası sonucu müvekkili … …’in hayati tehlike geçirecek ve maluliyet kaybına uğrayacak şekilde yaralandığını, olay tarihinde davacıların Çocuğu … …’in geçirdiği kazanın etkisi ile çok zor şartlar altında okuldan mezun olabildiğini, davacı vücudundaki kalıcı sakatlıklar nedeni ile askere dahi alınamadığını, kazanın oluşumunda davalı sürücü …’ın kusurlu olduğunu, bu konuda daha önce Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden dava açtıklarını, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkil … … için 4.000 TL maddi ve 60.000 TL manevi, … … için 20.000 TL manevi, … … … için 20.000 TL manevi, … … için 15.000 TL manevi ve … için 15.000 TL manevi tazminatın (davalı sigorta şirketinin sadece maddi tazminattan ve poliçe limiti ile sorumlu göz önünde tutularak) kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan birlikte tahsiline ve kazaya karışan … plaka sayılı aracın trafik kaydına ve varsa davalı asiller adına kayıtlı diğer araçların trafik kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın esasa girmeden, derdestlik itirazları doğrultusunda usulden reddi gerektiğini, davanın zamanaşımı itirazları dikkate alınarak reddi gerektiğini, davacının taleplerinin zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk poliçesi limitlerinde kaldığından müvekkili şirket nezdinde düzenlenen trafik poliçesinden müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun söz konusu olmadığını, davanın … plakalı aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Poliçesini düzenleyen sigorta şirketine, eğer Zorunlu Taşımacılık Poliçesi mevcut değilse Güvence Hesabı’na ihbar edilmesinin gerektiğini, davacının sürekli sakatlık durumunun Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, trafik sigortası genel şartlarına göre maluliyet oranın kesin olarak saptandığı tarihe kadar geçen süre içerisinde geçici iş göremezliğe ilişkin talepler poliçe kapsamında olmadığını, müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, buna ilişkin talepler bakımından SGK’nun sorumluluğunun bulunduğunu, geçici maluliyetten kaynaklı maddi tazminat talepleri bakımından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, manevi tazminat talepleri sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığından talebin reddi gerektiğini, davanın açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine yargılama giderlerine, faize ve vekalet ücretine hükmolunmamasını, derdestlik itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddini, zamanaşımı itirazları dikkate alınarak davanın reddini, haksız ve hukuku mesnetten yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı karşı davacı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; 13.05.2009 tarihinde meydana gelen kaza; dava dışı … yönetiminde olup, yine dava dışı olan … Taşımacılık Turz. Ltd. Şti.’ne ait olan otobüsün, davalı müvekkili … yönetimindeki araca, arkadan süratli bir şekilde çarpması neticesinde gerçekleştiğini, söz konusu elim kaza neticesinde davacı … ve diğer davacılar olan ailesi tarafından, maddi ve manevi yönlerden sıkıntılar çekildiği belirtilmiş ise de bu durumun ortaya çıkmasında davalı müvekkillerine atfedilebilecek herhangi bir kusur ve/veya sorumluluk bulunmadığını, müvekkili davalı olay sırasında göstermesi gereken azami dikkat ve özen esasına uygun olarak aracını kullanmış olup, asli kusuru ile kazanın yaşanmasına sebep olan dava dışı sürücü …’ olduğunu, olay sırasında aracın içerisinde bulunup, yaralanan ve/veya vefat eden yolcuların seyahat esnasında emniyet kemerlerini takmadıkları da tespit edilmiş olup, bu sebeple davacının da içinde bulunduğu mağdurlara tali kusur verildiğini, servis aracı olarak tahsis edilen ve kazaya karışan … firmasına ait araçta donanım olarak yolcu emniyet kemerinin olmaması, davalı müvekkillerin değil, dava dışı … taşıma şirketi, araç sürücü … ve Başkent Üniversitesi’nin sorumluluğunu gerektiren bir husus olduğunu, böyle bir durumda dahi davacılar yönünden var olan tali kusur, müvekkili davalılar yönünden geçerli olmaya devam edeceğini, davaya konu kazanın ölüm ve yaralanmalı olması sebebiyle, eylem ile ilgili olarak Ankara …Ağır Ceza Mahkemesi’nde … Esas sayılı dosya ile yargılama yapılmış olup, bu yargılama sırasında alman adli tıp raporlarında, müvekkilin kazanın oluşumunda kusursuz olduğunun belirlendiğini, ceza yargılamasındaki tanık beyanları ve kusura ilişkin adli tıp raporları ışığında müvekkili davalı …’ın beraatine karar verildiğini, dosyanın hali hazırda Yargıtay’da olup, temyiz incelemesinin devam etmekte olduğunu, ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporları ışığında tesis edilen beraat kararı müvekkilin olay nedeni ile hukuki sorumluluğunun olmadığını da ortaya koyduğunu, müvekkili …’ın bu süreç içinde yaşadığı yoğun stres sebebi ile kalp ameliyatı olduğu ve beyin kanaması geçirdiği, huzurunun bozulduğunu bu sebeple; davalı … hakkında araç sürücüsü fail, diğer davalı malik … hakkında ise gerçek işleten sıfatı ile açılmış olan maddi ve manevi tazminat davasını kabul etmediklerini, gerçekleşen kaza nedeni ile müvekkillere isnat edilecek herhangi bir kusur bulunmaması sebebiyle, asıl davanın tüm ferileri ile birlikte reddine, karşı davalarının kabulü ile davacıların davalı müvekkillerden her biri lehine 5.000,00 er TL manevi tazminatı (29/12/2016 tarihli dilekçede her bir davacı karşı davalı bakımından ve herbir davalı karşı davacı bakımından 1.000er TL olmak üzere) dava tarihi itibari ile işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen ödemeye mahkum edilmesini, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekâletin de davacılar karşı davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebidir.
Tarafların göstermiş oldukları delilleri toplanılmış; Nüfus kayıt örnekleri, Tarafların ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tedaviye ilişkin evraklar, SGK yazı cevabı, davalıya ait aracın mülkiyet durumuna ilişkin yazı cevabı, Trafik Tespit Tutanağı örneği, Sigorta Poliçe örneği, Adli Tıp Kurumundan maluliyet ve kusur raporları, bilirkişiden hesap raporu aldırılıp dosyamız arasına alınmıştır.
… plaka sayılı yolcu otobüsüne ilişkin 12/06/2008- 12/06/2009 tarihleri arasında aracın sigortalısının … Taş. Tur. Oto.Şirketi olduğuna dair ZMS Sigortası … Sigorta Poliçesi ibraz edilmiştir.
Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28/01/2016 tarih …karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememizin yukarıda esas sayısı ile tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 16/10/2009 tarih ve ….sayılı havalesi ile … hakkında alınan Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 26/10/2009 tarihli raporda; Kazanın, meskun mahal sınırları içerisindeki orta ayırıcı ile bölünmüş Dumlupınar Bulvarının genişliği 19m. olan Ümitköy Köprü yönüne gidiş platformunda gündüz saatlerinde meydana geldiğinin anlaşıldığını, herhangi bir fren izi tesbitinin yapılmamış olduğu yüzeyi asfalt kaplama yolda … yönetimindeki otobüsün çarpmadan sonra 46m. sola doğru savrulup buradaki ayırıcıya çarpıp 86m. ilerledikten sonra düzelip tekrar yola girerek 137m. ileride duruşa geçtiğinin tesbit edildiğinin görüldüğünü, T.K.T.T.’da, şoförlerden …’ın “arkadan çarpmakla” kural ihlalinde bulunduğu; …’ın ise kural ihlaline rastlanmadığının belirtildiğinin görüldüğünü, üzerinde, “olay yerinde çekilen fotoğraflar cd’sidir” yazan zarf içerisindeki cd’nin kırık olduğunun görüldüğü dosyada bulunan diğer veriler ile tanık …’nın ve … yönetimindeki otobüste bulunan öğrencilerden birkaçının çok hızlı seyreden içinde bulundukları servisin önüne durakta duran otobüsün arkasından seyreden otobüsün yönelmesiyle şoförün çarpmamak için sol tarafa doğrultu değiştirirken araca çarptığını belirttikleri ifadelerin yanında sola yönelmediğini belirten şoför … ile servisteki öğrencilerden birkaçının da bulundukları otobüsün bir anda önde seyir halinde olan otobüsün sol arka yan tarafına çarptığını belirttikleri ifadeler nedeniyle kazanın, arkadan çarpmakla mı, yoksa … yönetimindeki otobüsün doğrultu değiştirip önüne yöneldiğinde çarpmamak isteyen …’nin sola doğrultu değiştirirken otobüse çarpmasıyla mı meydana geldiği kanaatini tam olarak oluşturamayan heyetin, alternatifli olarak düzenlediği olayda savrularak sola doğru yatan … yönetimindeki otobüsün kırılan camından emniyet kemerleri takılı olmaması sebebiyle dışarı fırlayan ölen … ile yaralanan öğrencilerin her iki durumdu da tali kusurlu oldukları kanaatiyle değerlendirmeleri yaptığını, I.DURUM: Kaza, …’nin olay yerinde yönetimindeki otobüs ile önünde seyir halinde olan … yönetimindeki otobüse arkadan çarpması ile meydana gelmiş ise; Yönetimindeki okul servis otobüsündeki öğrenci-yolculara emniyet kemerlerini takma ikazını yapmadan seyre çıkıp, meskun mahal sınırları içerisinde olan bölünmüş yoldaki seyrini de, yola gereken dikktatini vermeden ve otobüse çarpma sonrası yönetimindeki otobüsün durana kadar izlemiş olduğu seyri dikkate alındığında, mahal şartlarının çok üzerinde sürdürüp olay yerinde sevk ve idare hatası ile önünde seyir halinde olan otobüsün sol arka köşesine çarpmış olduğu(KTK,Madde 84/d) olayda şoför …’ın dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı olan bu hareketleri yüzünden asli kusurlu olduğunu, bölünmüş yolda nizami seyrini sürdürürken olay yerinde arkasından çok hızlı seyreden otobüs tarafından çarpılmakla meydana gelen olaya karışmış olan şoför …’ın kural ihlali bulunmadığını, kazanın oluşumunda kusurları olmayan, ancak içerisinde bulundukları okul servis otobüsünde yolculukları sırasında kendi can güvenlikleri açısından emniyet kemerini takmaları gerekirken(KTK,Madde 78) takmamış olmaları sebebiyle bulundukları otobüsün önündeki otobüse çarptıktan sonra sola doğru savrulurken yan tarafı üzerine eğildiğinde kırılan camından dışarı fırladıklarında hayatını kaybeden … ile yaralanan diğer yolcuların da kurallara aykırı bu hareketleri yüzünden tali kusurlu olduklarını, II.DURUM: Kaza, olay yerinde sağ tarafta seyreden …’ın durakta duran otobüs nedeniyle sola doğru yöneldiğinde çarpışmayı engellemek isteyen …’nin sola doğru yönelirken otobüse çarptıktan sonra sola doğru savrulmasıyla meydana gelmiş ise; Otobüste bulunan yolcu-öğrencilerin ifadelerinin yanında çarpma sonrası içinde bulunan öğrenci-yolculara yolculuk sırasında emniyet kemeri takmaları ikazını yapmadığı yönetimindeki okul servisi otobüsün izlediği seyir de dikkate alındığında, hızın 50km/saat ile sınırlandırılmış olduğu meskun mahal sınırları içerisinde olan yoldaki seyrini, mahal şartlarının çok üzerinde sürdürerek geldiği olay yerinde, durakta duran otobüs nedeniyle yavaş hızı ile sola doğru yönelip kısmen şeridine girerek seyir güvenliğini bozan otobüse çarpmaktan sakınmak için mevcut yüksek hızı ile sola yöneldiğinde otobüse çarptıktan sonra sola doğru savrulap orta ayırıcıya çarpıp yarım olarak yan yattıktan sonra tekrar düzelip yola çıkarak durması ile sonuçlanan olayda şoför …’ın dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı olan bu hareketleri yüzünden tali kusurlu olduğunu, manevraları sırasında, karayolunu kullananlar için tehlike ve engel oluşturmamaya özen göstermek zorunda olan sürücüler, bulundukları şeritlerden doğrultu değiştirecek olduklarında, doğru seyreden araçların geçişlerini bekleyip emniyetli şartların sağlandığına emin olmak zorunda olduklarını, meydana gelen olayda ise yolun olay yeri kesiminde önünde durakta duran otobüs nedeniyle arkadan seyreden araçların olup-olmadığını gözetmeden yolda akan trafiğe uygun olmayan hızı ile sola doğru yöneldiğinde yaptığı bu hareket ile seyir güvenliğini bozduğu mahal şartlarına göre yüksek hızla seyreden otobüsün çarpışmadan sakınmak için mevcut yüksek hızı ile sola doğru manevra yaparken yönetimindeki otobüse sol arka kısımdan çarptıktan sonra sola doğru yönelip orta ayırıcıya çarpması akabinde yola girerek durması ile sonuçlanan olayda şoför …’ın dikkatsiz ve tedbirsiz davranmasının yanında, doğrultu değiştirme manevrasını da hatalı yapmasıyla(KTK,Madde 84/f) asli kusurlu olduğunu, kazanın oluşumunda kusurları olmayan,ancak içerisinde bulundukları okul servis otobüsünde yolculukları sırasında kendi can güvenlikleri açısından emniyet kemerini takmaları gerekirken(KTK,Madde 78) takmamış olmaları sebebiyle bulundukları otobüsün önündeki otobüse arkadan çarptıktan sonra sola doğru savrulurken yan tarafı üzerine eğildiğinde kırılan camından dışarı fırladıklarında hayatını kaybeden … ile yaralanan diğer yolcuların da kurallara aykırı bu hareketleri yüzünden tali kusurlu olduklarını, Yukarıdaki hususlar değerlendirildiğinde, olayda; I.DURUM’da; Şoför …’ın asli kusurlu olduğunu, Şoför …’ın kural ihlalinin olmadığını, ölen … ile yaralanan öğrencilerin tali kusurlu olduklarını, II.DURUM’da; Şoför …’ın tali kusurlu olduğunu, Şoför …’ın asli kusurlu olduğunu, ölen … ile yaralanan öğrencilerin tali kusurlu oldukları belirtilmiştir.
Ankara 18.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/208 Esas sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu İstanbul Adli Tıp Grup Başkanlığı İstanbul Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 06/02/2014 tarihli raporunda; Olayın meydana geldiği yerleşim yerindeki düz, bölünmüş, dört şeritli Dumlupınar Bulvarmın genişliği 19 m. Olduğunu, yol asfalt kaplama, yüzeyinin kuru olduğunu, şerit çizgisi, yaya kaldırımı olduğunu, vakitin gündüz, görüşün açık olduğunu, çarpışma noktası seyre göre sağdan 2. Şeritte olduğunu, fren izitespiti olmadığını, Eğe Genel Müdürlüğü 15.01.2010 tarihli yazısında, 5472 plakalı aracın Özel Servis aracı vasıflarında uygun olduğunun belirtildiğini, dosyalarda, emniyet kemerleri de görülen fotoğraflar ve CD’ler bulunduğunu, Ekte gönderilen Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/216 Esas nolu dosya, işbu dosya ile birleştirildiğini, ekte gönderilen ayni mahkemenin 2009/208 E. No.lu dosyadaki verilerde; 5472 plakalı araç şoförü …’ın orta şeritte giderkan önündeki minibüsün, belediye otobüsünü sollamak için, şeridine geçtiğini, yandan vurmak zoronda kaldığını, kurtarmak için sola kırıp röfüjlere çarpıp dengesini kaybottiğini, hızının 60-75 km. Olduğunu, ambulansa gittiğinde hazırlanan, kendisine sorulmadığı olay yeri tutanağını ve karakoldan gelip sordukları ön tutanağı da kabul etmediğini araçtakilerin kemer takmadığını, 0969 plakalı otobüs şoförü …’ın sollama yapmadığını, olsa sol taraftan darbe alacağını; örta şeritte gittiğini, araçtaki tanık M…., orta şeritte giderken, arkadan gelip gol arkadan vurduğunu, tanıklardan K…., 80-00 km. Hızla giderken, 30-40 m.önündeki … plakalı aracın önündeki gol arka yan tarafına ve orta röfüjle çarptığını, 5472 ‘nin önüne araç çıktığı için yola kırdığını, öndeki …plakalı aracın otobüsün arkasında yola birden çıktığını, çarpan 5472 piakalı otobüsteki … öndeki minibüsün birden şeritlerine gaçtiğini,…….Ağır Ceza’daki duruşmada, öndeki minibösün şeritlerine yavaş yavaş geldiğini, arkadan değil, yandan çarptığını, 5472 plakalı otobüsteki müşteki ve tanıklar, emniyet kemeri takmadıklarını, bir kısmı sağdan önlerine doğru sokulan araca çarptıklarını, beyan ettiklerini, Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesinin Savcılığa sunulan 26 Ekim 2009 va işbu mahkemeye sunulan 26.03.2010 ve (ek) 10….2010 tarihli raporları alternatifli olduğunu, Ankara …Ağır Ceza Mahkemesi 2009/417 Esas nolu dosyaya sunulan karayolları bilirkişilerinin 25.06.2010 tarihli raporunda, arkadan çarptığı 0969 plakalının sol ön kısımdan darbe almadığı gerekçeleriyle, …’ın asli ve tam kusurlu olduğunu, dlaya ilişkin Ankara …Ağır Ceza Mahkemesi 2009/417 Esas Nolu dosyasındaki 20.07.2010 tarihli kararında, sürücü … cezalandırılmış, sürücü …’ın beraat ettiğini, Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik ihtisas dairesi 07.03.2011 tarihli raporunda, tarafların kusur oranının tek ihtimalli kesin olarak tespit edilerek rapor tanzimi istendiği belirtilerek davalı sürücü …’ın % 25, davalı sürücü …’ın %50, ölen yolcu …’nın %25 oranlarında kusurlu olduğunu, 04/06/2012 tarihli raporda, …’ın %65, …’ın %35 oranlarında kusurlu olduğunu, yolcunun kusursuz olduğunu, dosyanın trafik İhtisas Dairesi bünyesinde oluşturulan 29.01.2014 tarihli Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonu’nda ele alındığını,, yapılan görüşmeler ve değerlendirmeler sonucu zabıt tutulduğunu, katılanların oy birliği ile ulaşılan kanaatte çarpan araç sürücüsü …’ın aracın bir kısim yolcular tanıklar ve özellikle arkadan gelen iki araç sürücüsünün birbiri ile uyumlu ve açık ifadelerinden anlaşıidığı gibi, sürücü …’a bölünmüş yolun sağ şeridinde seyrederken, olay yerinde önünde durakta duran otobüs nedeniyle arkadaki trafik akışını gözetmediğini, solundaki şeride girmiş, olay mahalli şartlarının üzerindeki hızla arka solundan gelen otobüsü sola manevra yapmaya zorladığını, yolunu kapatmış seyrini engellediğini, aracının sol yan kısmından darbe aldığını, bu son derecede tehlikeli yola yönelişi ile olayın başlamasına yol açmış ve ağırlıklı sebebini oluşturduğunu, bu bakımlardan dikkatsiz, özensiz ve kural dışı davranan …’ın olayda kusurlu olduğunu, şoför …’ın yönetiminden sorumlu olduğu otobüs ile çarpışma sonra gola savrulma, sürüklenme ve 137 m. İleride durma mesafelerinden ortaya çıktığı gibi yerleşim yeri hiz sınırının ve güvenli duniş ve olay yeri şartlarının üzerindeki hızi ile önüne sola yönelip şeridinde engel yaratan otobüse çarpmaktan kaçınmak için yüksek hızla sola manevra yaparken gerekli fren ve direksiyon kumandalarını sağlayamadığını, önündeki otobüsün söl yan kısmına çarpmış ve sürüklendiğini, bu bakımlardan dikkatsiz, özensiz ve kural dışı davtanan …’ın olayda kusurlu olduğunu, ölen yolcu …’nın okul servis aracında, emniyet kemerini takmadığını, içindeki otobüs çarpma sonucu sola doğru savrulurken kırılan camdan dişarı fırlamış, can güvenliğini koruyamamış, ölümüne katkıda bulunduğunu, bu bakımlardan dikkatsiz, özensiz vekural dışı davranatı …’nın olayda kusurlu olduğunu, yukarıdaki gerekçeler doğrultusunda, zikredilen 07,03.2011 tarihli bilirkişi raporundaki kusur dağılımıma uyulduğunu, ölenin kusurunun da belirtildiğini davalı sürücü …’ın %50 (yüzde elii) oranında kusurlu olduğunu, davalı sürücü …’ın %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğunu, Ölen yolcu …’nın % 25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Ankara 6.Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu İstanbul Adli Tıp Grup Başkanlığı İstanbul Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonu’nun 27/11/2014 tarihli raporunda; dosyada bulunan, bütün bilgi, belge, fotoğraf ve ifadeler 07/11/2014 tarihinde “” tarafından incelenip değerlendirildiğini, kazanın “Olay” bölümünde anlatıldığı gibi meydana geldiği ve 26/10/2009 tarihinde Kurumunuz Trafik İhtisas Dairesi Ankara Grup Başkanlığı tarafından düzenlenen alternatifli rapordaki I. durumda verilen kusur dağılımlarının ve 25/06/2010 tarihli bilirkişi heyeti raporunun, kazanın oluşumu ile daha uygun düştüğü kanaatine varıldığını, sürücü …’ın, yönetimindeki okul servis otobüsündeki öğrenci ve yolculara emniyet kemerlerini takma ikazını yapmadan seyre çıkmış, meskun mahal sınırları içerisinde olan bölünmüş yoldaki seyrine yola gereken dikkati vermeden ve çarpma sonrası sürüklenme mesafesi de dikkate alındığında mahal şartlarının çok üstünde sürdürdüğünün anlaşıldığını, ayrıca sürücü …’ın idaresindeki minibüsün kaza sonrası resimleri dikkatlice incelendiğinde, arka sol üst bölgede otobüsün sağ ayna tarafı ile çarpmış olduğu tahmin edilen bir çöküntü ve sol yan tarafında arkadan öne doğru ilerleyen çöküntü izleri görüldüğünü, bu verilerin sürücü …’ın sevk ve idare hatası ile önünde seyir halinde olan minibüsün sol arka köşesinden çarpmış olduğu olayda dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı olan hareketleri yüzünden asli kusurlu olduğu kanaatini oluşturduğunu, sürücü …’ın, bölünmüş yolda nizami olarak seyrini sürdürürken olay yerinde arkasından çok hızlı seyreden otobüs tarafından çarpılmakla meydana gelen olayda herhangi bir kural ihlali bulunmadığını, kazanın oluşumunda kusurları olmayan, ancak içerisinde bulundukları okul servis otobüsünde yolculukları sırasında kendi can güvenlikleri açısından emniyet kemeri takmaları gerekirken (KTK, Madde 78) takmamış olmaları sebebiyle bulundukları otobüsün önündeki minibüse arkadan çarptıktan sonra sola doğru savrulurken yan tarafı üzerine eğildiğinde kırılan camdan dışarı fırladıklarınında hayatını kaybeden ….ile yaralanan diğer yolcular, her biri kurallara aykırı hareketlerinden dolayı tali kusurlu bulunduğunu, sürücü …’ın asli derecede kusurlu, sürücü …’ın kusursuz, ölen yolcu Özgecen Turna ve yaralanan yolcuların her birinin kendi ölüm ve yaralanmalarında tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Ankara 18.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alınan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bölümleri Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 30/10/2014 tarihli raporda; MGN:1, (sağ el dominant olduğu için 1/5 değer düşülerek ve gerekli orantılama yapılarak hesaplandığında) sol koldaki sekel için VILcetvel ASN:12-B-a AAÖ:T olarak alındığında vücut genel çalışma gücünden Y 6,3 (yüzdealtıvirgülüçkuz) nispetinde kaybettiğinin anlaşıldığını … …’in yaralanmasının; vücut genel çalışma gücünden %6,3 (yüzdealtıvirgülüçkuz) oranında kaybettiğini, 6 (altı) ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı belirtilmiştir.
Ankara 18.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu İstanbul Adli Tıp Grup Başkanlığı İstanbul 3.Adli Tıp İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 07/12/2015 tarihli raporunda; Dosyaya ekli grafilerin incelenmesinde; 29.07.2015 tarihli grafide humerus suprakondiler kırığının kaynadığını, radius proksimalinde defektif görünüm olduğunu, dirsek ekleminde belirgin daralma izlendiğine göre; … …’ın 13.05.2009 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak %19,2 ( sol taraf)E cetveline göre: %14.3 ( yüzde ondörtnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, İyileşme süresinin (geçici iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Ankara 18.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu İstanbul Adli Tıp Grup Başkanlığı İstanbul Adli Tıp Genel Kurulu Dairesi’nin 23/03/2017 tarihli raporunda; 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve anestezi teknikeri olduğu bildirilmekle birlikte ilgili yönetmelikte anestezi teknikeri meslek grubu bulunmadığından, teknikerler kabul edilerek meslek grup numarası Grup 31 olduğu dikkate alındığında: %36.8 ( sol taraf) E cetveline göre: %30.2 (yüzdeotuznoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, İyileşme süresinin ( geçici iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğini, Kurullarının 07….2015 tarihli mütalaası ile oluşan farkın kurullarınca yapılan muayenede sol dirsekte ileri derecede hareket kısıtlılığı saptanmış olması ve meslek grubunun değişmesinden kaynaklandığı oy birliği ile mütalaa olunduğunun kayıtlı olduğunu, Uulaş … hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler Genel Kurulca tekrar değerlendirildiğinde; … …’in 13.05.2009 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı dirsek hareket kısıtlılığı arızası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve anestezi teknikeri olduğu bildirilmekle birlikte ilgili yönetmelikte anestezi teknikeri meslek grubu bulunmadığından, mesleği en yakın tekniker kabul edilerek meslek grup numarası Grup 31 olduğu dikkate alındığında:%36.8( sol taraf) E cetveline göre: %30.2 (yüzde otuz nokta iki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme süresinin ( iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Ankara 18.Asliye Hukuk Mahkemesince … Esas sayılı dosyasında bilirkişi heyetinden alınan 10/10/2017 tarihli aktüer raporda; Ankara 6.Ağır Ceza Mahkemesi 2009/417 E- 2010/306 K sayılı dosyasından alınan Alper Şirinoğlu, Tekin Nalbantoğlu ve İbrahim Karakoç’dan müteşekkil heyet tarafından düzenlenen 25.06.2010 tarihli Kusur Bilirkişi Heyet Raporu’na göre kazanın oluşumunda sanık …’ın %100 oranında kusurlu olduğunu, Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2012/21367 E-2013/12412 K sayılı ilamı ile dosyada mevcut çelişkilerin gerekirse Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan Rapor alınmak suretiyle giderilmesi gerektiğinden bahisle ceza mahkemesi kararının bozulduğunu, aracın emniyet kemeri olmadan üretildiği anlaşıldığından yolcu konumundaki davacıdan kusur indirimi yapılamayacağı anlaşıldığını, bu sebeple %100 kusur üzerinden hesaplama yapıldığını, TC Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu tarafından düzenlenmiş olan 13.04.2017 tarihli Rapor’da davacının söz konusu yaralanması sebebiyle %30,2 oranında meslekte çalışma gücünden kaybettiğini, iyileşme süresinin ise 4 ay olduğu tespit edildiğini, iş bu raporun hesaplamaya esas alındığını, davacının geçici iş göremezlik zararı 2.108,52 TL, maluliyetine bağlı maddi zararının (27.003.,38 + 161.307,39 + 29.004,97) 217.315,74 TL, davacın talep edebileceği SGK kapsamı dışındaki tedavi gideri toplamının 8.608,18 TL, … Sigorta A.Ş’nin sorumluluğunun kaza tarihindeki azami teminat limiti olan 150.000 TL ile sınırlı olduğu belirtilmiştir.
Ankara 18.Asliye Hukuk Mahkemesince … Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi heyetinden alınan 31/01/2018 tarihli ek raporda; Ankara 6.Ağır Ceza Mahkemesi 2009/417 E- 2010/306 K sayılı dosyasından alınan ….’dan müteşekkil heyet tarafından düzenlenen 25.06.2010 tarihli Kusur Bilirkişi Heyet Raporu’na göre kazanın oluşumunda sanık … %100 oranında kusurlu olduğunu, Yargıtay …Ceza Dairesi 2012/21367 E-2013/12412 K sayılı ilamı ile dosyada mevcut çelişkilerin gerekirse Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan Rapor alınmak suretiyle giderilmesi gerektiğinden bahisle ceza mahkemesi kararının bozulduğunu, aracın emniyet kemeri olmadan üretildiği anlaşıldığından yolcu konumundaki davacıdan kusur indirimi yapılmadığını, %100 kusur üzerinden hesaplama yapıldığını, TC Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu tarafından düzenlenmiş olan 13.04.2017 tarihli Rapor’da davacının söz konusu yaralanması sebebiyle %30,2 oranında meslekte çalışma gücünden kaybettiğini, iyileşme süresinin ise 4 ay olduğu tespit edildiğini, iş bu raporun hesaplamaya esas alındığını, davacının geçici iş göremezlik zararı 2.108,52 TL , maluliyetine bağlı maddi zararının 2018 yılı verileri ile birlikte 240.735,43 TL, davacın talep edebileceği SGK kapsamı dışındaki tedavi gideri toplamının Kök Rapor’dan sonra sunulan tedavi ve tedaviye bağlı ulaşım giderlerine ilişkin belgeler ile birlikte 9.424,08 TL. … Sigorta A.Ş’nin maluliyet ve geçici iş göremezlik zararından sorumluluğunun kaza tarihindeki azami sakatlık teminat limiti olan 150.000 TL ile sınırlı olduğunu, poliçede tedavi teminat limiti ise yine 150.000 TL olup hesaplanan tedavi zararı poliçe tedavi teminat limiti içerisinde kaldığı belirtilmiştir.
Ankara 18.Asliye Hukuk Mahkemesince … Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi heyetinden alınan 06/07/2018 tarihli 2. ek raporda; Ankara 6.Ağır Ceza Mahkemesi 2009/417 E- 2010/306 K sayılı dosyasından alınan Alper Şirinoğlu, Tekin Nalbantoğlu ve İbrahim Karakoç’dan müteşekkil heyet tarafından düzenlenen 25.06.2010 tarihli Kusur Bitirkişi Heyet Raporu’na göre kazanın oluşumunda sanık …’ın% 100 oranında kusurlu olduğunu, Yargıtay …Ceza Dairesi 2012/21367 E-2013/12412 K sayılı ilamı ile dosyada mevcut çelişkilerin gerekirse Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan Rapor alınmak suretiyle giderilmesi gerektiğinden bahisle ceza mahkemesi kararının bozulduğunu, aracın emniyet kemeri olmadan üretildiği anlaşıldığından yolcu konumundaki davacıdan kusur indirimi yapılmadığını, %100 kusur üzerinden hesaplama yapıldığını, TC Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu tarafından düzenlenmiş olan 13.04.2017 tarihli Rapor’da davacının söz konusu yaralanması sebebiyle %30,2 oranında meslekte çalışma gücünden kaybettiğini, iyileşme süresinin ise 4 ay olduğu tespit edildiğini, iş bu rapor hesaplamaya esas alındığını, davacının 2017 ücret bordrosuna göre geçici iş göremezlik zararı 4.512,24 TL, maluliyetine bağlı maddi zararının 482.074,36 TL, davacının net asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamaya göre geçici iş göremezlik zararının 2.108,52 TL, maluliyetine bağlı maddi zararının 240.735,43 TL, davacın talep edebileceği SGK kapsamı dışındaki tedavi gideri toplamı Kök Rapor’dan sonra sunulan tedavi ve tedaviye bağlı ulaşım giderlerine ilişkin belgeler ile birlikte 9.424,08 TL, … Sigorta A.Ş’nin maluliyet ve geçici iş göremezlik zararından sorumluluğunun kaza tarihindeki azami sakatlık teminat limiti olan 150.000 TL ile sınırlı olduğunu, poliçede tedavi teminat limiti ise yine 150.000 TL olup hesaplanan tedavi zararı poliçe tedavi teminat limiti içerisinde kaldığı belirtilmiştir.
Ankara 18.Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas 2019/524 Sayılı dosyasında davacıların … … …, … …, … …, … … olduğu, davalıların ise Başkent Üniversitesi Rektörlüğü, … Sigorta A.ş, … Taş. Tur. Oto. Tic. İnş. Ve San. Ltd.şti, … olduğu ve bu dava ile birleşen Birleşen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/513 Esas Sayılı Dosyasında, davacının … Davalıların Başkent Üniversitesi Rektörlüğü, … Taş. Tur. Oto. Tic. İnş. Ve San. Ltd.şti., … Ve İhbar Olunanın Güvence Hesabı olduğu,
Asıl davada davalılardan … Taş .Tur…Şti’ne ait ve … idaresindeki … plakalı otobüsün davalı Başkent Üniversitesi’ne servis hizmeti verdiği sırada 13/05/2009 tarihinde Hacettepe Köprüsü altında yakın takip ve aşırı hız sebebiyle aracın sağ ön kısmı ile aynı istikamete seyreden … plakalı aracın sol arka köşesine çarptığını, kazada müvekkili … …’in ağır şekilde yaralandığını ve sakat kaldığını, Ankara …Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/417 E.- 2010/306 K.sayılı ilamı ile sürücünün asli kusurunun sabit olması nedeniyle cezalandırılmasına karar verildiğini beyanla davacılar … … için 60.000,00 TL manevi, … … için 20.000,00 TL manevi, … … … için 20.000,00 TL manevi, … … 15.000,00 TL manevi tazminatın davacı … … için 4.000,00 TL (496.010,68 TL) maddi tazminatın’ davalılardan (sigorta şirketi yönünden sigorta limiti ile sınırlı) müştereken ve müteselsilen tahsili talep edildiği,Birleşen davada davalılardan … Taş .Tur…Şti’ne ait ve … idaresindeki … plakalı otobüsün davalı Başkent Üniversitesi’ne servis hizmeti verdiği sırada Hacettepe Köprüsü altında yakın takip ve aşırı hız sebebiyle aracın sağ ön kısmı ile aynı istikamete seyreden … idaresindeki … plakalı aracın sol arka köşesine çarparak ölümlü ve yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, kazada davacının kardeşi … …’in ağır şekilde yaralandığını ve beden gücü kaybına uğradığını, sakat kaldığını belirterek kardeşinin trafik kazası sonucu sakatlanıp başkalarının yardımına muhtaç gelmesinden duyduğu üzüntü sebebiyle 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Ankara 18.Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/11/2019 tarihli ve … Esas, 2019/524 sayılı kararı ile, davalı …’ın tam kusuru ile neden olduğu trafik kazasında davacı … … ağır şekilde yaralandığını, vücut çalışma gücünün %30,2’sini kaybettiğini, uzun süre tedavi görmüştür. Bu nedenle manevi tazminat isteme hakkı doğduğunu, d … …’in babası … … …, annesi … … ile kardeşleri … ve … …’in de yakınlarının ağır şekilde yaralanmasından dolayı derin üzüntü ve acı çektikleri ve bu davacıların da manevi tazminat isteme haklarının doğduğunun anlaşıldığını, olayın oluş şekli, kazada davalı sürücünün kusurunun ağırlığı, tarafların sosyal ekonomik durumu, davacıların yaşadıkları üzüntü, elem ve acının boyutu, haksız fiil tarihi ve hakkaniyet ilkesine göre asıl Davacı … …’in maddi tazminat isteminin kabulüne manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne birleşen davada davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ve davacı … … için 30.000,00 TL, davacı … … için 13.000,00 TL, davacı … … … için 13.000,00 TL, davacı … … için 8.000,00 TL ve davacı … için 8.000,00 TL manevi tazminata karar verildiği, her ne kadar bir kısım davalılar yetki itirazında bulunmuş iseler de, HMK’nun 16.maddesine göre haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği yada zararın meydana geldiği yer mahkemeleri yetkili olduğu, eldeki dava, zararın meydana geldiği yerde açıldığını, yetki itirazının yerinde olmadığı, diğer yandan TBK’nun 72.maddesine göre zamanaşımı itirazlarının da kabul edilmediği, kararın davalılar Başkent Üniversitesi ve … Sigorta A.Ş. tarafından istinaf üzerine dosyanın istinaf incelemesine gönderildiği, Mahkemenin 22/06/2022 tarihli cevabi yazısında dosyanın istinaf aşamasında olduğu için söz konusu kararın kesinleşmediğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
Ankara 6.Ağır Ceza Mahkemesinin 25/12/2014 tarih, … Esas 2014/456 Karar sayılı kararında; Maktulün …, Mağdurlar: Özge Kurumlu,aybala Emine Şahin, Murat Belek, Sevda Tiryaki, Ülker Buket Canseven, Banu Alpaslan, Naime Görkem Aygün, Kemal Kaan Delice, İsmail Selim Bakal, Kadriye Seda Demirörs, Burak Kasar Olduğu, Müştekinin Gülçin Türkay Katılanların Gökhan Bölge, Yüksel Turna,… …, Meltem Temelcan, Fatma Turna, Ceren Özbek, Burçin Gümüş, Elif Seda Gül, Orçun Kürüm, Sanıkların … ve … olarak belirtildiği, Sanık … ve … hakkında taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçundan açılan kamu davasında 20/07/2010 tarih, 2009/417 esas, 2010/306 karar sayılı ilamıyla … hakkında mahkumiyet, … hakkında beraat kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …Ceza Dairesinin 06/05/2013 tarih, 2012/21367 esas, 2013/12412 karar sayılı ilamıyla dosyaya ibraz edilen raporlar arasında çelişkiler olması, tanık ifadelerinin çelişkili olması sebebiyle verilen bozma kararı üzerine yapılan yargılamada, Yargıtay bozma ilamına göre tanıklar Barış Aydın, İsmet Bağcı, Kadir …, Banu Alparslan, Özge Kurumlu, Recep Ceviz, mağdurlar Murat Belek, … …’in beyanlarının alındığı, hüküm sonrasında sanık … müdafii tarafından Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasındaki 07/03/2011 tarihli rapor, adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesinin 04/06/2012 tarihli raporu, yargılama aşamasında adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesinden alınan 26/10/2009 tarihli rapor, 26/06/2010 tarihli karayolları fen heyetince düzenlenen bilirkişi raporu ve dosyadaki belgeler, dinlenen tanık beyanları, mağdur beyanları ile birlikte çelişkinin giderilmesi amacıyla adli tıp kurumu İstanbul trafik ihtisas dairesine dosyanın gönderilmesi üzerine adli tıp kurumunun 27/11/2014 tarihinde düzenlemiş olduğu rapora göre sürücü …’ın asli derecede kusurlu olduğunu, sürücü …’ın kusursuz olduğunu, ölen yolcu … ve yaralanan yolcuların her birinin ölüm ve yaralanmalarda tali kusurlarının olduğu belirtildiğini, her ne kadar bu rapora da itiraz edilmiş ise de Yargıtay bozma ilamına göre dosya yeniden rapor alınması için adli tıp kurumuna gönderilmiş olduğundan raporun usul ve yasaya uygun olması sebebiyle talebin reddine karar verildiğini, sanık …’ın adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesinin 27/11/2014 tarihli raporuna göre kusursuz olduğu belirtildiğinden beraatine, sanık …’ın asli kusurlu olduğu belirtildiğinden ölü ve yaralılar göz önüne alınarak TCK’nın 85/2, 53/6, 63 ve 62 maddeleri gereğince 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, karar verildiği, sanık … müdafinin temyizi üzerine hükmün Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2017/5157 Esas, 2019/762 Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verildiği ve kararın … yönünden beraat kararının da 17/01/2019 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacının yaralanmasında kazaya karıştığı belirtilen her iki aracın da … Sigorta nezdinde Zorunlu Trafik Sigortası poliçesi ile sigortalı olduğu, bu hususların tarafların kabulünde olduğu, olay nedeniyle sürücülerin kusurları, davacının zarar miktarı ve talep edebileceği miktar ile ayrıca davanın halen Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde derdest olup olmadığı hususlarının tümünün uyuşmazlık konusu olduğu, ayrıca karşı dava yönünden manevi tazminat talebi ile ilgili olarak davacıların haklı olup olmadığı ve talep edebileceği miktarın tümünün uyuşmazlık konusudur.
Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 29/01/2016 tarih, 2016/37 Esas, 2016/17 Karar sayılı kararı ile Davacılar …, … …, … …, … … …, … …, Davalılar … Sigorta, … Ve … olduğu, tazminat davasında, her ne kadar, davacı tarafça … plaka sayılı araç sürücüsü ve maliki davalı olarak gösterilmiş ise de, davalılar arasında HMK.nun 57. maddesinde düzenlenen ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu, ihtiyari dava arkadaşlarından biri hakkındaki davanın genel mahkemenin diğerleri hakkındaki davanın ise özel mahkemenin görevine girmesi halinde, dava ve usül ekonomisi hükümler ve çelişkili kararların çıkmaması yönünden, bu davalara özel görevli mahkemelerde bakılması gerektiği ve görev hususunun, mahkemece yargılamanın her aşamasında ve re’sen göz önünde tutulması gerektiği gerekçesine istinaden görevsizlik kararı ile dosya yukarıda esas sayısı ile mahkememize tevzi edilmiştir.
TBK 49 vd maddeleri düzenlemesine göre kusurlu ve hukuku aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Dava, davalı sigorta şirketinin ZMMS sigorta poliçesi ile sigortaladığı aracın sebebiyet verdiği yaralamalı kaza nedeni ile açılan maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir (2918 sayılı KTK m. 85,91,97, 109, 110 vd; TBK m. 53 vd).
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ZMMS sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Sigorta poliçesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar 6102 sayılı TTK m. 4 hükmünde yapılan açık düzenleme uyarınca, mutlak ticari dava sayılır. TTK m. 5 hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, bu davada Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir.
2918 sayılı KTK’da ZMMS sigortası ile ilgili ayrıntılı düzenleme yapılmıştır. Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz (8 iş günü) iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar (m. 99). Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar. Bedensel zarar meydana gelmesi durumunda daimi veya geçici iş göremezlik nedeni ile tazminat talep edilebilir (TBK m. 54, 55). Ayrıca yasal koşulların oluşması halinde kaza nedeniyle ölüm veya yaralanma halinde manevi tazminat talep edilebilir (TBK m. 56).
ZMMS sigorta poliçesinden kaynaklanan kaza sonucu meydana gelen zararlardan sigorta şirketi azami poliçe teminat limiti dahilinde, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında, gerçek zararın tazmini ile sınırlıdır (11 H.D. 09/06/2003, 2003/269 E, 2003/6111 K,).
Borçlar Kanunu 56. maddesi düzenlemesine göre de bedensel bütünlüğünü zedelenmesi durumunda zarar gören manevi tazminat isteyebilecektir.
Asıl dava bakımından Mahkememizin 29/03/2017 tarihli duruşmasında, davalı … Sigorta’nın derdestlik itirazının dava şartlarından olduğu ve öncelikle incelenmesi gerekmiş ancak Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasının incelenmesinde … Sigorta aleyhine … plaka sayılı araçla ilgili açıldığı, mahkememizde ise bu araç haricinde … plaka sayılı araçla ilgili de açıldığı, bu aracın Zorunlu Trafik Poliçesi ile ilgili de açıldığı ve diğer davalıların da farklı olduğu, davaların konusunun tümüyle aynı olmadığı, tam olarak derdestlik itirazını karşılamadığı görülmekle davalı sigorta şirketinin derdestlik itirazının reddine karar verilmiştir.
Dava ve talep, cevap, tedavi belgeleri, kaza tutanakları, ATK raporları, bilirkişi raporları toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
26/10/2009 tarihinde ATK Trafik İhtisas Dairesi Ankara Grup Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda olayın nasıl olduğu tam olarak anlaşılamadığı gerekçesi ile alternatifli rapor verildiği, bu durumda şüpheli sürücü …’ın şüpheli sürücü … idaresindeki araca arkadan çarpması kabulünde, … asli kusurlu … kusursuz bulunmuştur. II. Durumda …’ın kontrolsüz şerit değiştirmesi kabülünde, … tali kusurlu … Oranın asli kusurlu olduğu belirtildiği anlaşılmıştır.
25/06/2010 tarihli kusur bilirkişi heyeti raporunda şüpheli sürücü …’ın şüpheli sürücü … idaresindeki araca arkadan çarpması durumu kabul edilerek, … asli kusurlu, … kusursuz bulunmuştur.
07/03/2011 tarihinde ATK Trafik İhtisas Dairesi Ankara Grup Başkanlığı tarafından Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi için düzenlenen raporda … plakalı minibüsün resimleri incelendiğinde ilk verilen rapordaki 2. Senaryonun daha uygun olduğu kanaati bildirilmiştir.
04/06/2012 tarihinde İTÜ Bilirkişi heyeti tarafından İstanbul 1. Asliye Mahkemesi adına düzenlenen raporda da 2. ihtimal kabül edilerek %65 …, %35 … kusurlu bulunmuştur.
İstanbul Adli Tıp Grup Başkanlığı İstanbul Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 06/02/2014 tarihli raporunda; sürücü …’ın %50 (yüzde elii) oranında kusurlu olduğunu, davalı sürücü …’ın %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğunu, Ölen yolcu …’nın % 25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Ankara …Ağır Ceza Mahkemesi 20/07/2010 tarihli 2009/417 esas, 2010/306 karar sayılı ilamıyla … hakkında mahkumiyet, … hakkında beraat kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …Ceza Dairesinin 06/05/2013 tarih, 2012/21367 esas, 2013/12412 karar sayılı ilamıyla dosyaya ibraz edilen raporlar arasında çelişkileri gidermek üzere Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınması istenmiştir.
İstanbul Adli Tıp Grup Başkanlığı İstanbul Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın “Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonu”nca düzenlenen 27/11/2014 tarihli raporda Kazanın oluşumunda kusurları olmayan, ancak içerisinde bulundukları okul servis otobüsünde yolculukları sırasında kendi can güvenlikleri açısından emniyet kemeri takmaları gerekirken (KTK, Madde 78) takmamış olmaları sebebiyle bulundukları otobüsün önündeki minibüse arkadan çarptıktan sonra sola doğru savrulurken yan tarafı üzerine eğildiğinde kırılan camdan dışarı fırladıklarınında hayatını kaybeden Özgecen Turna ile yaralanan diğer yolcular, her biri kurallara aykırı hareketlerinden dolayı tali kusurlu Sürücü …’ın asli derecede kusurlu, Sürücü …’ın kusursuz, Ölen yolcu Özgecen Turna ve yaralanan yolcuların her birinin kendi ölüm ve yaralanmalarında tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Olaydaki kusur durumu bakımından davada (asıl ve karşı) İstanbul Adli Tıp Grup Başkanlığı İstanbul Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 7 kişilik Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonu’ndan mübrez raporda kusur oranları belirlemekle belirlenen bu kusur durumuna itibar edilmiştir.
Ankara 6.Ağır Ceza Mahkemesinin 25/12/2014 tarih, … Esas 2014/456 Karar sayılı kararında Adli tıp kurumu İstanbul trafik ihtisas dairesine dosyanın gönderilmesi üzerine adli tıp kurumunun 27/11/2014 tarihinde düzenlemiş olduğu rapora göre sürücü …’ın asli derecede kusurlu olduğu, sürücü …’ın kusursuz olduğu, ölen yolcu … ve yaralanan yolcuların her birinin ölüm ve yaralanmalarda tali kusurlarının olduğu belirtilmiş olduğu Her ne kadar bu rapora da itiraz edilmiş ise de Yargıtay bozma ilamına göre dosya yeniden rapor alınması için adli tıp kurumuna gönderilmiş olduğundan raporun usul ve yasaya uygun olması sebebiyle talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 28/03/2018 tarihli duruşmasının 2 sayılı ara karar gereğince Ankara …Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/417 Esas, 2010/306 Karar sayılı dosyasının …’ın kusuru ile ilgili sonucunun beklenmesine karar verildiği, Ankara 6.Ağır Ceza Mahkemesinin 25/12/2014 tarih, … Esas 2014/456 Karar sayılı Yargıtay denetiminden geçerek onandığı ve ilamın kesinleştiği anlaşılmakla davalı … hakkında verilen beraat hükmünün nazara alınması gerekmiş, Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki davaya ilişkin olarak mahkememizce derdestlik itirazının reddedildiği anlaşılmakla ve Ankara 6.Ağır Ceza Mahkemesinin 25/12/2014 tarih, … sayılı dosyasından davalı … hakkında kesinleşmiş beraat hükmü karşısında söz konusu dosya bekletici mesele yapılmamıştır.
22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da belirtildiği üzere manevi acı ve ızdırap duyduğu belirlenmesi gerektiği bu tespit yapıldığında olay tarihi, oluş biçimi, olayın özellikleri, ekonomik olgular, olaydaki kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın ağırlığı, tazminatın caydırıcılığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı ve yaşı, olay tarihi gibi özellikleri hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılığı nazara alınarak karar verilmelidir.
Asıl dava yönünden davalı 25/09/2019 tarihli duruşmada Davalı … sigorta A.Ş’nin davayı takip etmediğinden dosyanın asıl davada maddi tazminat davası yönünden davalı … Sigorta A.Ş yönünden HMK 150/2. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve yenilenmediği 17/02/2020 tarihli duruşmada taraflarca takip edilmeyen davanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davalı karşı davacı vekilince 22/03/2021 tarihinde yenileme dilekçesi verildiği, yenileme dilekçesine yenilenen duruşma gününün tüm taraflara tebliğe çıkarıldığı, ve her iki davanın yeniden görülmeye başlandığı, davacı vekiline e-tebligat usulü ile 18/04/2021 tarihinde, davalılardan … Sigorta vekiline 18/04/2021 tarihinde, davalı karşı davacı vekiline de 18/04/2021 tarihinde e-tebligat usulü ile tebliğ olduğundan, ancak asıl davadaki manevi tazminat davasında ve karşı davada … Sigorta A.Ş davalı olmadığı ve her ne kadar bu davalı yönünden dosya işlemdan kaldırılmış ise de yenileme dilekçesine nazaran asıl davada davalı taraf olarak gerekçeli karar başlığında gösterilmiştir.
Dosyadaki belgelerde ve UYAP ortamından 17/10/2019 tarihinde mübrez ….sayılı mirasçılık belgesine göre, davalı karşı davacı …’ın 12/07/2017 tarihinde vefatı üzerine, eşi …… ile çocukları … ve ….un mirasçı olduğu anlaşılmıştır. Davalı karşı davacının 14/04/2017 tarihli dilekçesi ile dahili dava dilekçesi ibraz ettiği anlaşılmış ve gerekçeli karar başlığında da zaten davalı karşı davacı olarak gösterilen … dışındaki söz konusu olan mirasçılar da dahili davalılar karşı dahili davacılar olarak gösterilmiştir.
Asıl dava yönünden davalı karşı davacı …’ın kusursuz olduğu anlaşılmakla TBK m. 50 Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesindeki araç işletenin sorumluluğu çerçevesinde değerlendirilerek kusursuz olduğu anlaşılmakla yargılamaya devam eden ve duruşmaya katılan davalı karşı davacı aracın işleteni maliki … mirasçıları dahili davalılar hakkında maddi ve manevi tazminat davasının reddine, davalı … Sigorta A.Ş hakkında maddi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Karşı dava yönünden, Mahkememizin 19/12/2016 tarihli celsenin 2 sayılı ara kararı gereğince -karşı dava dilekçesinde hangi davacı için ne miktar istediği anlaşılamadığından, talep ettiği miktarların dilekçe formatına uygun kimden ne kadar istediği, kimlerin davalı olarak belirttiği olarak dilekçe vermeleri için karşı dava açan … ve … vekiline bu hususta meşruatlı davetiye çıkarılmasına, 2 haftalık sürede dilekçe formatına uygun dilekçe vermesinin istenmesine, her bir davalıya karşın açıkça talep sonucu belli edilmediğinden HMK 119 md gereği davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine meşruatı verilerek davetiye çıkarılmasına, dilekçe verilince dilekçenin davalı gösterdiklerine gönderilmesine karar verildiği, 29/12/2016 tarihli dilekçe ile talep miktarlarının açıklandığı, Mahkememizin 29/03/2017 tarihli duruşmasında, davalı karşı davacı …’ın babası davalı karşı davacı …’ın vefat ettiğinin ve mirasçılık belgesinin ibraz edileceğinin belirtildiği, Mahkememizin 26/09/2018 tarihli duruşmasında davalı karşı davacı vekilinin katılmadığı, 25/09/2019 tarihinde davacı karşı davalı vekilinin duruşmaya katılmadığı, diğer taraf mazeret nedenleri ile duruşmaya devam edildiği, 25/09/2019 tarihli duruşmada asıl davada davalı … Sigorta A.Ş’nin davayı takip etmediğini belirtmesi nedeni ile bu davalı yönünden dosyanın HMK 150/2 maddesi gereği işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 17/02/2020 tarihli duruşmada da taraflarca takip edilmeyen davanın (tüm davaların) işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davalılar … ve … mirasçıları vekilinde 22/03/2021 tarihinde yenilendiği, tüm davalar yönünden yenilenen duruşma gününün tüm taraflara tebliğe çıkarıldığı bu bağlamda davacı vekiline e-tebligat usulü ile 18/04/2021 tarihinde, davalılardan … Sigorta vekiline 18/04/2021 tarihinde, davalı karşı davacı vekiline de 18/04/2021 tarihinde e-tebligat usulü ile tebliğ olduğu, asıl dava ve karşı davanın yargılamasına devam edildiği anlaşılmıştır.
Karşı davada manevi tazminat yönünden davalı … ve dahili davalıların (karşı davacıların) olay nedeni 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da belirtildiği üzere manevi acı ve ızdırap duyduklarının delillerle belirlenmesi gerektiği ancak davalı karşı davacılar tarafından bu husus ispatlanamadığı anlaşılmakla buna ilişkin olarak da karşı davanın reddine karar vermek ve açılan tüm davaların (maddi, manevi ve karşı dava) reddine ilişkin olarak aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın REDDİNE,
Asıl dava (maddi ve manevi tazminat talepleri) yönünden;
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 457,68 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 376,98 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı karşı davalı tarafa idaresine,
Asıl davada, maddi tazminat davası yönünden, davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca Hesaplanan ve takdir olanan 4.000,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
Asıl davada manevi tazminat davası yönünden davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/3. maddesi uyarınca Hesaplanan ve takdir olanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Karşı dava yönünden;
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 90,08 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı karşı davacı tarafa iadesine,
Karşı davada davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi m. 10/3 uyarınca Hesaplanan ve takdir olanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin karşı davacılardan alınarak karşı davalılara verilmesine,
Karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, Davacılar vekilinin ve davalı Türkiye Sigorta vekilinin yokluklarında, davalı … ve Gülşeref … vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/07/2022