Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1033 E. 2021/276 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/1033 Esas
KARAR NO : 2021/276

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2016
KARAR TARİHİ : 06/04/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 26/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/03/2016 tarihinde, davalının sigortalısı olan araç ile davacıya ait aracın karıştığı trafik kazasında müvekkilin sakat kaldığını, müvekkilinin kazanın oluşumunda kusursuz olduğunu, kazaya kusuru ile sebebiyle veren aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı şirket tarafından yapıldığını, maluliyet tazminatının ödenmesine ilişkin başvurusunun haksız olarak reddedildiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00 TL iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili yargılama sırasında dava değerini açıklayarak, 1.000,00 TL geçici, 2.000,00 TL daimi işgöremezlik tazminatı talep ettiğini bildirmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil şirket sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, tedavi taleplerinin teminat dahilinde olmadığı, davacının sürekli sakatlığının Adli Tıp Kurumu’ndan alınacak rapor ile tespit edilmesi gerektiğini, zararın hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle kusurlu yanın sigortacısından poliçe kapsamında zararın tazmini talebidir.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 17/07/2020 tarih 2019/40 esas 2020/40 karar sayılı ilamı ile 2918 sayılı Yasanın 90/1. cümlesindeki “…ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlara…” ve ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlara…” ile 92. maddesinin (i) fıkrasının Anayasaya aykırı olduğunu ve iptaline oy çokluğuyla karar verilmiştir.
Anayasanın 153. maddesinde, iptal kararlarının geriye yürümeyeceği düzenlenmiştir. İptal öncesi normlara dayalı kazanılan hukuki statülerin korunmasının, kamu düzeni ve hukuki güvenlik kaygıları içerdiği gibi Anayasaya aykırılığının yargısal denetim sonucu tespit edilmiş bir yasaya dayanılarak yapılan işlemlerin geçerli sayılması halinde telafisi güç zararlar da ortaya çıkabilecektir. Bu durumda bazı kararların, özellikle bireylerin temel hak ve özgürlüklerini etkileyen yasalara ilişkin iptal kararları geriye yürüyeceğini kabul etmek gerekir. Ayrıca, somut norm denetimi amacıyla başvurulan ve dosyaya uygulanması gereken iptal kararının benzer mahiyetteki derdest uyuşmazlıklara sirayet etmeyeceğini savunmak hakkaniyet ilkesine de aykırı olacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 13.07.2011 tarih 2011/4-421 Esas 2011/524 Karar sayılı ilamı). Bu durumda yeni genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmadığından yeni bir yasal değişiklik yapılıncaya kadar Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları dikkate alınarak yargılama yapılması gerekecektir. Ancak Yargıtay içtihatları ile belirlenen hesaplama yöntemleri emredici mahiyette olmadığından yargılama esnasında tarafların itiraz ve tutumlarına göre değerlendirme yapılması gerekecektir. Aksi durumda kesinleşmeyen tüm dosyaların yeniden ele alınması gerekecek, bu da usul ekonomisi ve adil ve hızlı yargılanma ilkelerine aykırı sonuçlar doğuracaktır. Tarafların talep etmemesi nedeni ile mevcut deliller doğrultusunda ve daha önce belirlenen hesaplama yöntemleri üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizin davaya bakmaya yetkili ve görevli olduğu değerlendirilmiş, davalı tarafın ilk itiraz ve dava şartı yokluğuna ilişkin itirazda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı nezdinde düzenlenen sigorta poliçesi ve hasar dosyası dosya arasına alınmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası UYAP sisteminden dosyamız arasına alınmıştır.
Davacının ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tedaviye ilişkin tüm evraklar, davacıya kaza nedeni ile ödeme yapılmasına ilişkin SGK yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 15/01/2018 tarihli maluliyete ilişkin raporda, Çalışma Gücü Yönetmeliği uyarınca yapılan değerlendirmede, davacının vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği, tedavi süresinin 3 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir. Davacının itirazı üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 31/08/2018 tarihli raporunda özetle, Çalışma Gücü Yönetmeliği uyarınca yapılan değerlendirmede, davacının %4 oranında çalışma gücünden kaybetmiş sayılacağı, tedavi süresinin 9 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir. Davacının tedavi evraklarının celbi üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 11/03/2019 tarihli ek raporunda özetle, Çalışma Gücü Yönetmeliği uyarınca yapılan değerlendirmede, davacının %4 oranında çalışma gücünden kaybetmiş sayılacağı, tedavi süresinin 9 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir. Raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulu’ndan alınan 31/10/2019 tarihli raporda özetle, Çalışma Gücü Yönetmeliği uyarınca yapılan değerlendirmede, davacının %4 oranında çalışma gücünden kaybetmiş sayılacağı, tedavi süresinin 3 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir. 04/06/2020 tarihli ek raporda, tedavi süresine ilişkin çelişki giderilmiştir. Raporun üst kurul tarafından düzenlenmiş olması ve son iki raporun aynı doğrultuda olması nedeni ile oluşa uygun bulunarak hükme esas alınmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere davacı tarafın talep etmemesi nedeni ile yeniden maluliyet raporu alınmamıştır.
Kusur oranının tespiti için rapor tanzimi talep edilmiş, Ankara Adli Tıp Kurumu’nun 03/08/2017 tarihli raporunda, tarafların kusurları ile kusur oranları değerlendirilmiş, davacının tam kusurlu olduğuna ilişkin kanaat bildirilmiş, raporun oluşa uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilerek mahkememizce itibar edilmiş, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu değerlendirilmiştir.
Aktüerya bilirkişisi 16/09/2020 tarihli raporunda davacının maddi zararını hesaplayarak, 39.738,94 TL sürekli, 3.977,07 TL geçici iş göremezlik tazminatı talep edebileceğini bildirmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin Genel Şartlara ilişkin iptal kararı üzerine aktüer bilirkişiden 01/02/2021 tarihli ek rapor alınmış, ek raporda özetle, davacının 54.888,07 TL sürekli, 3.977,07 TL geçici iş göremezlik tazminatı talep edebileceğini bildirmiş, dosyadaki verilere uygun olmakla ek rapora itibar edilmiştir.
Toplanan delillere göre davalının sigortalısı aracın da karıştığı trafik kazasında davacının yaralandığı, Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi tarafından tarafların kusurlu hareketlerinin ve kusur oranlarının belirlendiği, mahkememizce de belirlenen kusur oranlarının oluşa uygun olduğu değerlendirilmiş, davacının geçici tam iş görmezlik ve sürekli kısmi iş görmezlik (maluliyet) durumunun usulüne uygun raporla belirlendiği, bu rapora göre davacının talep edebileceği tazminat miktarının aktüer bilirkişi tarafından hükme esas alınan raporla belirlendiği, davacının bilirkişi raporuna göre talebini artırdığı, bu hali ile davalının ZMMS poliçesi kapsamında işletenle birlikte poliçe limitlerinde zarardan sorumlu olduğu ve davacının davasının sübut bulduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KABULÜ İLE,
3.977,07 TL geçici ve 54.888,07 TL daimi maluliyet tazminatının temerrüt tarihi olan 23/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 4.021,08 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 51,24 TL ile sonradan yatırılan 190,81 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.779.03 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat KAYDINA,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 8.452,47 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafça iş bu yargılama neticesinde yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı 1.276,08 TL, 3.314,00 TL ATK ücretinin toplamı 4.590,08 TL yargılama gideri ile davacı tarafça yatırılan 242.05 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/04/2021

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]