Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/886 E. 2023/396 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/886
KARAR NO : 2023/396

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2015
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
K.YAZIM TARİHİ : 12/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … sayılı yerde bulunan … Tic. Ltd. Şti.’nde 18.06.2015 tarihinde faili meçhul şahslarca iş yerine girilerek iş yerinde bulunan kasa çalınmış olup, …. seri numaralı 24 adet davacı/takip alacaklısı şirkete ait boş çekin çalınmış olması, boş çeklerin doldurulması suretiyle piyasaya tedavüle çıkarılması ve dava konusu çekin de iş bu çeklerden olması, hırsızlık fiili sonucu hukuka aykırı olarak elde edilen 13.10.2015 keşide tarihli …. Hırd. Met. Elek. İnş. Malz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. lehine düzenlendiğini,, keşidecisi … Ve … San. Tic. Ltd. Şti. gözüken …. seri numaralı çekin haksız … tarafından bedel kısmı doldurularak ve davacı/takip borçlusunun imzası atılarak ciro edilmesi, bedeli tahsil için … Bankası/… Şubesi’ne verilen çek hakkında, … Bankası tarafından …. E. sayılı dosyasında 26.10.2015 tarihinde kambiyo senedine özgü haciz yoluyla takip başlatılması, lehdar hanesine ….hırd. Met. Elek. İnş. Malz. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin yazılmış olmasına rağmen ve ilk ciranta olan ….hırd. Met. Elek. İnş. Malz. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin yedinde bulunduğu çekin, basiretli tacir sıfatını haiz olması ve ticari teamüller gereği eline geçen çekin akıbetini araştırma yükümlülüğünün bulunması gereği, dava konusu çekin hırsızlık sonucu elde edildiğini bilmek zorunda olmasına rağmen çeki tedavüle çıkarması, lehdar hanesine …. Hırd. Met. Elek. İnş. Malz. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin aynı zamanda … E. sayılı dosyasında 23.10.2015 tarihinde başlatılan takibin dayanağı olan muhattap bankasının …. olduğunu, … numaralı, 02.10.2015 keşide tarihli 27.500,00 TL bedelli çekte de lehtar olarak gösterilmesi ve keşide tarihinde bankaya ibraz edilen çekin arkasına 02.10.2015 tarihinde ”Bu çekin keşidecisinin imzası uyuşmadığından hiç bir işlemi yapılamamıştır.” kaydının düşülmesi, ikinci ciranta …-… ‘ın da çeklerin çalındığına ilişkin banka kaydı olmasına rağmen ve ticari teamül gereği bankaca önceden çekle ilgili harici sorgu yapılarak alınması konusunda ticari özen göstermesi gerektiği halde, bunu göstermediği ve ikinci ciranta olarak çeki yedine almış olması, … İnş. Elekt. Elektr. Tic. İth.ihr. A.Ş.’nin de yine ticari teamül gereği bankaca önceden çekle ilgili harici sorgu yapılarak alınması konusunda ticari özen göstermesi gerektiği halde, bunu göstermediği ve üçüncü ciranta olarak çeki yedine almış olması, sahte resmi belge olduğu hususu çek arkasına şerh edildikten sonra … Bankası A.Ş. tarafından 26.10.2015 tarihinde takibe konulmuş olması, imzası kendisinden doğmayan davacı/takip borçlusuna karşı bunu bilen davalı/takip alacaklısı tarafından hukuka, hakkaniyete aykırı olarak takip başlatılması, bankanın çeki teslim alırken (kredi teminatı veya hangi sebeple olursa olsun) çekin sıhhatine ilişkin araştırma yapmak yükümlülüğünün olması, bu yükümlülüğün ihlali suretiyle icra takibine başlanmış olması, Takip konusu çekin keşide tarihinin 13.10.2015 olarak gösterilmesi ve ciro zincirinde 4 adet şirketin isminin yer aldığı cironun gün içerisinde yapılarak bankaya ibrazın da Ticaret mantığına ve gerçeğe aykırı olarak aynı gün yani 13.10.2015 tarihinde yapılması, çekin son cirantasının Bedeli Tahsil İçin … Bankası A.Ş. olması ve çek arkasına düşülen “İş bu çekin keşideci imzası tutmadığı bankası tarafından bildirildiğinden çek hakkında herhangi bir işlem yapılmamıştır. ” şerhinin 13.10.2015 tarihinde yine … Bankası A.Ş tarafından yapılması, takip alacaklısının yine … Bankası A.Ş olması, takip dayanağı çekin çalıntı çek olduğunu bildiği halde takip alacaklısının takibe başlaması hukuka aykırı olduğunu, imza ve borçtan sorumlu olamaycaklarından borçlu bulunmadıklarının tespiti ve davacı/takip borçlusu ile davalı takip alacaklısı arasında menfi hukuki ilişkinin tespiti, başlatılan icra takibinin iptali, ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına, mümkün olmaz ise İcra kasasındaki paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulmasına, çalıntı olan çekin arkasına 13.10.2015 tarihinde “İş bu çekin keşideci imzası tutmadığı bankası tarafından bildirildiğinden çek hakkında herhangi bir işlem yapılmamıştır. ” şeklinde şerh bulunduğu halde 26.10.2015 tarihinde takip başlatılması, takip borçlusunun 09.11.2015 tarihinde 18.06.2015 tarihli polis tutanağını yazı ekinde icra dairesine sunmuş olmasına rağmen takibin devam ediyor olması ve takip borçlusunun menkul ve gayrımenkul malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczine ilişkin taleplerin yapılabilir durumda olması ve bunun takip alacaklısını zarara uğratacağı sabit olduğundan takip tutarının %100’ü miktarında (% 20’sinden aşağı olmamak üzere) kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesi, tazminata takip tarihinden itibaren karşılıklılık ve hakkaniyet gereği takip borçlusundan talep edilen yıllık %10.5 miktarında faiz faiz işletilmesine, vekalet ücretinin davalıdan tahsiline, 6100 sayılı kanunun 330,332 vd maddeleri kapsamında; yargılama giderleri ile avukatlık ücretlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dışı… A.Ş. İle müvekkili banka arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, kredi ilişkisi gereği, kullanmış olduğu kredinin ödenmemesi üzerine, kredinin geri dönüşümünde kullanılmak üzere müvekkili bankaya verdiği çeke dayalı olarak …. Esas sayılı dosyası üzerinden davacı … ve … San. Tic. Ltd. Şti. Aleyhine 26.10.2015 tarihinde icra takibi başlatıldığını, ayrıca dava dışı borçlu… A.Ş. Hakkında da …. takip sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile icra takibine geçildiğini, takibi ve davacının davasına konu çekin… A.Ş.’nin kredinin geri dönüşünde kullanılmak üzere 13.10.2015 tarihinde müvekkili bankaya teslim edildiğini, ciro yoluyla müvekkili bankaya geçen çekin zaman aşımı süresi içerisinde icra takibine koyma zorunluluğu olduğunu, gerçek durumun da ortaya çıkması ve yargıya intikali için yine icra takibine geçilmesi gerektiğini, cirantadan ciro yoluyla kendisine geçen bir kambiyo senedinin keşidece tarafından imzalanıp imzalanmadığı hususunda müvekkili bankanın bir kusuru ve dolayısıyla sorumluluğunun olmayacağını, bu yüzden müvekkili bankanın kötü niyetinden bahsedilemeyeceğini, açıklanan ve resen göz önünde alınacak nedenlerle öncelikle davacının tedbir talebinin reddi ile haksız ve kötü niyetli davanın reddine, davacı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
…. Soruşturma Dosyası
19.06.2015 tarihinde …. ‘ne yazılan bilgilendirme yazısı
09.11.2015 tarihinde …. E. sayılı dosyasına yazılan bilgilendirme yazısı
…. E. sayılı takip dosyası
…. E. sayılı takip dosyası
… E, sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Bankası A.Ş., borçluların … ve … San. Tic. Ltd. Şti., … Hırd. Met. Elek. İnş. Malz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. İle … – … olduğu; 40.010.57TL alacak için 27/10/2015 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu … ve … San. Tic. Ltd. Şti.’ne 09/11/2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
…. ’nın 15/03/2023 tarihli raporunda;Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; inceleme konusu çekin ön yüzündeki keşideci imzası ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlık; davacı taraf hesabından keşide edilen çekteki imzaya inkar ettiğinden imzanın davacı tarafa ait olup olmadığı, davalı bankanın imza inkarında bulunan çeki takibe konduğundan sorumluğu olup olmadığı, yargılama sürecinde davacı taraf çekin lehtarı ve cirantasının davaya dahil etmesini talep etmekle talebin mevzuata uygun olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
… …’nun 16.04.2019 tarih, …. sayılı ve 30.11.2021 tarih, … Karar sayılı kararlarında belirtildiği üzere, Davalı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (….).
Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine (davasına) etkisi, hukukumuzda (mülga) 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 53. maddesinde (6098 sayılı … (TBK) m.74) düzenlenmiş olup; hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır.
Bu ilke, ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını; aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise, kişi ilişkilerinin Medeni Hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını; öngörmesi esasına dayanmaktadır.
818 sayılı BK’nın “Ceza Hukuku ile Medeni Hukuk Arasında Münasebet” başlıklı 53. maddesinde: “Hâkim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat karariyle de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hâkimini takyit etmez.” hükmü yer almaktadır (6098 sayılı TBK’nın 74. maddesi hükmü de aynı yönde bir düzenlemeyi içermektedir.).
Ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Gerek öğretide ve gerekse …’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hâkiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (…. 10.1.975 tarihli, …. ; 23.1.1985 tarihli, … .; 27.04.2011 tarihli, … .; 03.04.2013 tarihli, … . sayılı kararları).
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir.
Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Herhangi bir belgedeki imza veya yazının olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve gerekli donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakların mahkemenin ve …’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduğunun fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.
6102 sayılı …’nun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir
Çek, 6102 sayılı TTK’nın üçüncü kitabı ile 5941 sayılı Çek Kanunu ve bu Kanun uyarınca çıkarılan tebliğlerle düzenlenen bir kıymetli evraktır. 6102 sayılı TTK’nın 670 vd. düzenlemelerine göre çek de poliçe ve bono gibi bir kambiyo senedidir. 6102 sayılı TTK’nın üçüncü kitabında 780-823. maddeleri arasında düzenlenen çeke 818. maddenin yaptığı atıflar çerçevesinde poliçeye ilişkin hükümlerin uygulanması kabul edilmiştir (….).
Çek, 6102 sayılı TTK’da tanımlanmamıştır. Çeke ait hükümler göz önüne tutularak çek şöyle tarif edilebilir: Çek, Kanun’un öngördüğü belirli şekil şartlarına bağlı, soyut ve kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi konusunda sadece bankalar üzerine düzenlenebilen, kıymetli evraktan sayılan özel bir havaledir (….).
Bu havalenin yazılı şekilde yapılması, belli şekil şartlarını içermesi ve kayıtsız şartsız bir ödeme yetkisi biçiminde olması gerekir. Çek düzenleyen, muhataba belirli bir bedeli lehtara ödeme, lehtara da tahsil yetkisi veren bir kambiyo senedidir. Çek bir ödeme aracıdır. Ancak poliçe ve bonodaki gibi kredi işlevine haiz değildir. Ticarî hayatta yaygın olarak ileri tarihli çek düzenlenerek çekin kredi veya teminat aracı olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu kullanım şeklinin dahi çekin ödeme aracı olma özelliğini ortadan kaldıramayacağı unutulmamalıdır. Çek muhatap banka tarafından görüldüğünde meşru … olan kişiye nakden ödenir.
6102 sayılı …’nun 757/1. maddesine göre, iradesi dışında çek elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatap bankayı çeki ödemekten menedilmesini isteyebilir. Aynı Kanun’un 759. maddesi uyarınca, çeki eline geçiren kişi bilinmiyorsa, çekin iptaline karar verilmesi istenebilir. İptal isteminde bulunan kişi, çek elinde iken zıyaa uğradığını inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak ve senedin bir suretini ibraz etmek veya senedin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlüdür.
6102 sayılı …’nun 687. maddesine göre, çekten dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’îleri başvuran yetkili hamile karşı ileri süremez. Ancak …, çeki iktisap ederken çekin keşidecinin rızası dışında elinden çıktığını ya da çekin karşılığının daha önce çeki elinde bulunduran kişiye keşideci tarafından ödendiğini bile bile keşidecinin zararına hareket etmiş olması durumunda keşideci hamile karşı kötü niyet def’înde bulunabilir.
Mübrez deliller ve tüm dosya kapsamına göre; somut olayda … E, sayılı icra dosyasında alacaklının davalı … Bankası A.Ş., borçluların … ve … San. Tic. Ltd. Şti., … Hırd. Met. Elek. İnş. Malz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. İle … – … olduğu; 40.010.57TL alacak için 27/10/2015 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu … ve … San. Tic. Ltd. Şti.’ne 09/11/2015 tarihinde tebliğ edildiği davacının takip konusu olan çeke ilişkin sahtecilik iddiası bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, …. ‘nin 15/03/2023 raporunda; davaya konu çekte davacıya atfedilen imzaların davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği belirtilmiştir. Bu durumda sahtelik nedeniyle davacıya karşı hükümsüz olan çekten davacının davalıya karşı borcunun bulunmadığı anlaşılmakla davacının … Esas sayılı icra takip dosyasına dayanak 13/10/2015 düzenleme, 36.250,00 TL bedelli çekten dolayı davalı (temlik edene ve temlik alana) borçlu olmadığının tespitine karar vermek bankanın çeki iktisap ederken çekin keşidecinin rızası dışında elinden çıktığını ya da çekin karşılığının daha önce çeki elinde bulunduran kişiye keşideci tarafından ödendiğini bile bile keşidecinin zararına hareket etmiş olduğu kanıtlanamadığından tazminat isteminin reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davacının …. Esas sayılı icra takip dosyasına dayanak 13/10/2015 düzenleme, 36.250,00 TL bedelli çekten dolayı davalı (temlik edene ve temlik alana) BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE
3-Mahkememizce 11/12/2015 tarihli ara kararla icra takibinin durdurulması hususunda ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşılmakla tedbir talebi hususunda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Davacının kötü niyet tazminat isteminin, davalı icra takibinde haksız olsa da kötüniyeti tespit edilemediğinden reddine,
6-Davalının tazminat isteminin yasal koşulları oluşmadığından reddine,
7-Alınması gereken 2.476,23TL harçtan peşin alınan 619,06TL’nin mahsubu ile eksik 1.857,17TL harcın davalıdan (temlik alandan) alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan toplam 650,86 TL harcın davalıdan (temlik alandan) alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan davetiye ve müzekkere tebligat gideri:1.325,65,00TL yargılama giderinin davalıdan (temlik alandan) alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan (temlik alandan) alınarak davacıya verilmesine,
11-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile …. Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/05/2023

Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]