Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/803 E. 2021/458 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/803 Esas
KARAR NO : 2021/458

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/10/2015
KARŞI DAVA TARİHİ : 08/12/2015
KARAR TARİHİ : 15/06/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 14/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 22/05/2013 tarihli “Bantlı Isıl İşlem Fırını, Sertleştirme Banyosu ve Bantlı Meneviş Fırını” imal edilmesi konusunda sözleşme yapıldığını, iş bedelinin 700.000,00 TL+KDV olarak belirlendiğini, bedelin %50’si olan 350.000,00 TL’nin sipariş avansı olarak peşin, 15/08/2013 tarihinde 50.000,00 TL, 15/09/2013 tarihinde 25.000,00 TL ödeme yapılması ve bakiyenin iş bitiminde teslim sırasında faturaya müteakip ödenmesinin kararlaştırıldığını, teslimin 2013 yılı ekim başı olarak kararlaştırıldığını, davalının 28/05/2013 ve 03/06/2013 tarihinde kararlaştırılan avans ödemesini yapması üzerine imalata başladıklarını, ancak davalının sözleşme dışı taleplerinin olması nedeni ile bir kısım değişiklikler ve ek işler yapılarak teslimin 02/12/2013 tarihinde tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, teslim sonrası ürünün müvekkili çalışanlarında montajının yapılarak hazır hale getirildiğini ancak davalının sözleşme gereği düzenlenen ve gönderilen faturayı haksız olarak iade ettiğini iddia ederek eser sözleşmesinden kaynaklı şimdilik 50.000,00 TL alacağın temerrüt tarihi olan 17/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı-karşı davalı 25/03/2014 tarihli dilekçesi ile bedel arttırım talebinde bulunmuş, 215.502,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; sözleşme konusu makinelerin leasing sözleşmesi kapsamında alındığını, davacının sözleşmeye aykırı olarak makineleri ilk kez 02/12/2013 tarihinde müvekkilinin işyerine getirip montajına başladığını, ancak 28/01/2014 tarihine kadar makinelerin tekniğe aykırı imal edilmesi nedeni ile montajının mümkün olmadığını ve deneme dahi yapılmadığını, davacının teslim tutanağı düzenlenmeden makineleri bırakıp gittiğini, usulüne uygun bir teslim yapılmadığını, ürünün ayıplı olduğunu, davacının talebi üzerine … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … d.iş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, kendilerinin talebi üzerine 24/10/2014 tarihli Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü tarafından hazırlanan raporda bu durumun tespit edildiğini, faturanın finansal kiralama şirketi tarafından iade edilmesinden sonra davacının müvekkili adına düzenlediği faturayı tebliğ ettiğini, ancak açıklanan nedenlerle müvekkili tarafından faturanın iade edildiğini savunarak davanın reddini istemiş, karşı davasında kapasite düşüklüğü ve fazla yakıt tüketimi nedeni ile müvekkilin uğrayacağı kazanç kaybının şimdilik 9.000,00 TL’sinin, geç teslim ve çalıştırılamaması nedeni ile uğradığı şimdilik 1.000,00 TL’sinin ve geç teslim nedeni ile sözleşmede belirlenen cezai şartın şimdilik 1.000,00 TL’sinin karşı dava tarihinden işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili 22/04/2021 tarihli dilekçesi ile bedel arttırım talebinde bulunmuş, cezai şart alacağı olan 17.700,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, fatura ve irsaliyeler, sözleşme, ihtarnameler, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … d.iş sayılı dosyası, 24/10/2014 tarihli Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü tarafından hazırlanan rapor dosya arasına alınmıştır.
Mali müşavir, makine mühendisi ve hukuk bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyeti 05/06/2017 tarihli raporunda özetle, ayıplı ve kusurlu imalatların giderilmesi için davalı tarafından yapılan 81.000,00 TL, %15 eksik kapasite nedeni ile 123.900,00 TL, gecikme cezası bedeli KDV dahil 17.700,00 TL ile yapılan ödemelerin tenzili halinde davacının 253.300,00 TL talep edebileceği, karşı davacının sözleşmeyi feshetmeyerek seçimlik hakkını kullandığı ve imalatı kabul ettiğine göre üretim ve kazanç kaybı talep edemeyeceği,geç teslim nedeni ile kazanç kaybı talep edilebileceği ancak bunun hesaplanması için dosyada mevcut veri bulunmadığını bildirmişlerdir. Tarafların itirazı üzerine alınan 20/04/2018 tarihli ek raporda özetle, bilirkişiler kök rapordaki beyanlarını tekrar etmişlerdir.
Taraf itirazları üzerine yeni bir bilirkişi heyetinden alınan 17/12/2018 tarihli raporda özetle, 81.100,00 TL ayıp indirimi, 123.900,00 TL %15’lik kapasite düşüklüğü indirimi ve yapılan ödme dikkate alındığında davacının 271.000,00 TL talep edebileceğini, karşı dava yönünden kapasite düşüklüğü ve fazla yakıt tüketimine dayalı kazanç kaybı nedeni ile indirim talep edilebileceğinden yeniden tahsil hükmü kurulaması halinde mükerrerlik oluşacağını, ayıplı ifa ve geç teslim nedeni ile üretim ve kazanç kaybı yönünden davacının 81100,00 TL indirim talep edebileceğinden yeniden tahsil hükmü kurulaması halinde mükerrerlik oluşacağını, cezai şart bedelinin ise 15.000,00 TL hesaplandığını bildirmişlerdir. Taraf itirazları üzerine düzenlenen 20/06/2019 tarihli ek raporda özetle, bilirkişiler kök rapordaki beyanlarını tekrar etmişlerdir.
Raporlar arasında çelişki oluşması üzerine yeni bir heyetten alınan 30/12/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle, 165.200,00 TL eksik imalat tutarı ve 95.698,00 TL oranım bedelinin yapılan ödeme ile birlikte mahsubu halinde davacının 215.502,00 TL talep edebileceğini, karşı dava yönünden KDV dahil 17.700,00 TL cezai şartın talep edilebileceğini bildirmiştir. Taraf itirazları üzerine alınan 14/09/2020 tarihli ek raporda özetle, bilirkişiler kök rapordaki beyanlarını tekrar etmişlerdir. Rapor önceki raporlarla hesaplamalar yönünden benzerlik gösterip her iki raporu da değerlendirdiğinden bu rapora itibar edilerek hükme esas alınmıştır.
Davalı-karşı davacı tanığı … mahkememizdeki ifadesinde, “2020 yılından bu yana davalı şirkette üretim ve planlama sorumlusu olarak çalışıyorum, fırının satışı ile ilgili bir bilgim yoktur, ancak 500 kilo kapasite ile çalışması konusunda anlaşılmasına rağmen şu anda yalnız 350 kilo civarında çalışmaktadır, ayrıca elektrik tüketimi de belirtilenden fazladır, zaten müvekkil şirket dava konusu fırından istedikleri verimi alamadıkları için yeni bir fırın almıştır, zorunlu durumlarda kullanılmaktadır,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı-karşı davacı tanığı … mahkememizdeki ifadesinde, “Davalı şirket ile 2011 yılından bu yana kimya mühendisi olarak kalite müdürlüğü görevi yapıyorum, fırın ilk başta bize bütün halinde geldi ancak montajının 10 gün süreceğini bildirdiler, bir ay kadar çalıştırmayı denediler ancak yeterli verimi alamadık, kapasitenin 500 kg olması gerekirken 300-350 kg civarında çıkıyordu, bu bir ayın sonunda kapasiteye uygun çalışmamasına rağmen davacının elemanları gelmeyi bıraktılar, bantlarda kayma oluyordu, dişlilerde üst üste vardır, rulolar kısa geliyordu, bizi üniversiteden hocalar çağırdık, kapasitenin 300 kg olduğunu tespit ettiler, bildiğim kadarıyla davacının elemanlarının gittiği bir aydan sonra davacıda ne iş yaptığını bilmediğim …isimli kişiyi arayarak durumdan haberdar edildi ancak gelmeyeceğiz demediler, bizde gelmelerini bekledik, hocalar geldiğinde yine haber verdik tespitte hazır olmalarını istedik, gelmediler, fatura geldiğinde gelmeyeceklerini anladık, bizden cihazın teslimi için ek süre isteyip istemediklerini hatırlamayorum, neden geciktiğini de hatırlamiyorum , ürünler hemen iade edilebilecek kadar küçük değildir, kurulması için beton atıldı, tuğlaları örüldü, iade edilmek yerine davacı ile birlikte çalışarak tamirinin yapılması yoluna gitmek istedik, yeni aldığımız fırında da ilk kurulduğunda hatalar oldu ancak aramızda sorunlarımızı çözdük, davacı taraf gelmeyince kendimiz düzeltmeye çalıştık ancak verim alamadık,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı-karşı davacı tanığı … mahkememizdeki ifadesinde, “Ben davalıda mekanik ustası olarak çalışırım, 2013 yılının Aralık ayının başında malzemeleri gönderdiler, bir gün sonrada kendileri geldiler, 10-15 günlük işimiz var dediler ancak iki aya yakın çalıştılar, en son tamburlara müdahele ederek bantların kaymasını engellediler, bir saat kadar çalıştı ancak sonrasında yine çalışmadı o gün nasılsa çalışıyor diye bırakıp gittiler ertesi gün de gelmediler, firma temsilcisi davacıyı aradığında biz izmirdeyiz gelemeyiz makine çalışıyor dediler ancak herhangi bir teslim yapılmadı, çünkü analiz, kontrol yapılarak teslim edilmesi gerekirdi, yapmadılar, 3-4 ay kadar gelmediler, bizde Gazi Üniversitesinden hocaları çağırdık, onlar neden çalışmadığını tespit ettiler, biz o zaman davacıya haber vermiştik gelmemişlerdi sonrasında mahkeme ile birlikte keşfe geldiler, biz davacılar bırakıp gittikten sonra 3-4 ay kadar bekledik hocaları sonra çağırdık, sonrasında biz kendimiz tamir etmeye çalıştık ancak tamburları değiştirmemize, ek imalatlar yapmamıza rağmen fırın sürekli çalışmadı, demiryolları için üretim yapıyorduk, fırınımız nedeni ile geç teslim yapıyorduk, bizim de ihalelerimiz olduğu için iki yıl sonra yeni bir makine aldık, firma temsilcisi, muhasebecisi, genel müdürü, sekreteri sürekli davacıyı telefonla arayarak çağırdı, bu süreçte bende ne zaman geleceklerini soruyordum, her seferinde davacının şu gün geleceği bu gün geleceği diye söylediğini aktarıyorlardı, firmanın ismi değişikti ancak 35 yıldır aynı patronla çalışıyorum, makinenin ağırlığı 30 tondur bu nedenle iade etmek yerine tamir etmeye çalıştık,” şeklinde beyanda bulunmuştur. Her ne kadar davacı-karşı davalı tanık beyanlarını kabul etmemiş ise de tanıkların yalan beyanda bulunduklarına ilişkin bir delil dosyada bulunmadığından sadece davalı çalışanı olmaları bu yönde kesin delil oluşturmayacağından tanık beyanlarına itibar edilmiştir.
DEĞERLENDİRME:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin bakiye kısmının tahsili ile karşı dava, ayıplı ve geç teslim nedeni ile kazanç kaybı ve geç teslim nedeni ile cezai şart istemine ilişkindir.
Taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu, işin teslim süresinin sözleşme ile belirlendiği, davacı tarafça sözleşme bedeli olan 750.000,00 TL’nin 350.000,00 TL’sinin ödenip bakiye kısmının ödenmediği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, eserin davacı tarafça tam ve eksiksiz olarak, zamanında teslim edilip edilmediği, davalının bakiye iş bedelinin ödemesi gerekip gerekmediği, malın ayıplı ve geç teslim edilmiş olması halinde karşı davacının bundan doğan kazanç kaybı ve cezai şart bedelini talep edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Davalı-karşı davacı her ne kadar finansal kiralama yolu ile alınmış olması nedeni ile fatura nedeni ile sorumlu olmadıklarını savunmuş ise de, eser sözleşmesi taraflar arasında düzenlenmiş ve ödeme hükümleri sözleşme gereği belirlenmiş olduğundan, finansal kiralama sözleşmesi de dosyaya ibraz edilmediğinden bu yöndeki savunmaya itibar edilmemiştir.
Sözleşme gereği belirlenen teslim tarihi Ekim 2013’tür. Davacının da kabulünde olduğu üzere eser davalı işyerine 02/12/2013 tarihinde getirilmiştir. Her ne kadar davacı, davalının talepleri üzerine ek imalat ve değişiklikler yapılması nedeni ile geç teslimde bulunulduğunu iddia etmiş ise de, bu yönde ispata elverişli bir delil sunamadığından bu savunmasına itibar edilmeyerek geç teslimin sübut bulduğu kanaatine varılmıştır.
Teslim tarihi taraflar arasında uyuşmazlık bulunan noktalardan biridir. Davalı-karşı davacı usulüne uygun bir teslim yapılmadığını iddia etmektedir. Buna ilişkin herhangi bir teslim tutanağı taraflarca ibraz edilmemiştir. Yine yukarıda açıklandığı üzere itibar edilen tanık beyanları ile de eserin montajı tamamlanmadan davalı iş yerine bırakıldığı anlaşılmıştır. Geçerli bir teslim bulunmadığı gibi ayıp ihbarının her şekilde yapılabileceği ve tanık anlatımları gözetildiğinde sözlü ayıp ihbarının süresinde yapıldığı değerlendirilmiştir. Bu nedenle davalının ayıba dayalı savunmalarına itibar etmek gerekmiştir. Ancak tanık anlatımları ile davalı-karşı davacı tarafından tutulan tutanaklardan anlaşıldığı üzere, eserin kendilerince tamir edilmeye çalışılıp kullanılmaya başlanması nedeni ile davalı-karşı davacının malı en geç makine mühendisleri tarafından düzenlenen 24/10/2014 tarihli rapor tarihi itibari ile teslim aldığı değerlendirilmiştir. Bu tarihten sonra dava tarihine kadar geç teslimden kaynaklanan herhangi bir talebin davacı-karşı davalıya iletildiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulamamıştır. Bu durumda geç teslime ilişkin herhangi bir ihtirazi kaydı bulunmadığından karşı davacının geç teslimden kaynaklanan taleplerinin dinlenemeyeceği kanaatine varılmıştır. Bu nedenle geç teslimden kaynaklanan kazanç kaybı ve cezai şart taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafından yaptırılan tespit neticesinde düzenlenen bilirkişi raporu, davalı tarafça dosyaya sunulan rapor ile mahkememizde aldırılan bilirkişi raporları ile makinenin ayıplı olduğu sabittir. Her ne kadar davacı yetkisiz müdahale nedeni ile ayıbın doğduğunu iddia etmiş ise de, tespit tarihi, davalı çalışanları tarafından tutulan tutanaklar ve anık anlatımları ile davacının bu yönde ispata elverişli delil sunamamış olması gözetilerek bu savunmaya itibar edilmemiştir.
Malın ayıplı teslimi nedeni ile bilirkişilerce ayıp nedeni ile indirim oranları hesaplanmış, davalı tarafından tamire ilişkin yapılacak masraflar da belirlenmiştir. Raporlar genel olarak birbiri ile aynı doğrultuda olmakla birlikte hesaplamalarda farklılıklar bulunmaktadır. Son bilirkişi heyetinin ayıp oranını %20 olarak belirleyerek bu miktar üzerinden hesaplama yapması ve kar kaybının nefaset dikkate alınarak hesaplanması karşısında, dosyada mevcut tespit ve davalı tarafça sunulan rapor da gözetilerek ayıbın büyüklüğü ve tespiti hususunda birden fazla çelişkili değerlendirme yapılması karşısında son rapora itibar edilmiş ve malın tamiri ile kullanılması göz önüne alınarak ayıp ve kusurun eserin kabule zorlanamayacak ölçüde kusurlu veya sözleşmeye aykırı olmadığının kabulü ile eserin değerindeki eksiklik oranında bedelde indirim bilirkişi raporunda belirlendiği şekilde indirim yapılarak davacının bakiye iş bedeli yönünden davasını bedel arttırım dilekçesi de gözetilerek kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yine malın ayıplı olması, geçerli bir teslimin bulunmaması da gözetilerek TBK’nın 475. maddesi uyarınca ayıpta yüklenicinin kusurlu olduğu kabul edilerek iş sahibinin ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararın giderilmesini de isteyebileceği değerlendirilmiş, her ne kadar asıl davada ayıp nedeni ile bedel indirimi yapılırken bilirkişilerce belirlenen bu miktar dikkate alınmış ise de, karşı davanın ayrı bir dava olması ve tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde hüküm kurulabilecek olması nedeni ile karşı davacının ayıp nedeni ile kazanç kaybı talebinin talebi ile bağlı kalınarak kabulüne, davalı karşı davacı daha önce temerrüde düşürülmediğinden avans faizine hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan gerekçelerle asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Asıl davanın kabulü ile,
215.502,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 17/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl davada alınması gereken 14.720,94 TL harçtan peşin alınan 853,88 TL ile 2.850,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 11.017,06 TL harcın davalı-karşı davacıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
Asıl davada karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 23.535,14 TL nisbi vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl davada davacı tarafından yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 7.997,50 TL yargılama gideri ile davacı tarafça peşin ve bedel arttırımı ile yatırılan 3.703,88 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karşı davanın kısmen kabulü ile,
9.000,00 TL ayıplı teslim nedeni ile kazanç kaybının (asıl davadaki ürün bedelinden yapılan indirim ile tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ile) karşı dava tarihi olan 08/12/2015 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte karşı davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Karşı davada alınması gereken 614,79 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL ile 285,19 TL’nin mahsubu ile bakiye 158,82 TL harcın davacı-karşı davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
Karşı davada karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 4.080,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
Karşı davada karşı davacı tarafından yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 6.504,50 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 2.113,37 TL’si ile karşı davacı tarafça peşin ve bedel arttırımı ile yatırılan 455,97 TL harcın davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; taraf vekillerin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/06/2021

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]