Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/711 E. 2021/743 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/370
KARAR NO : 2021/706

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
K. YAZIM TARİHİ : 05/11/2021

Mahkememizde görülen Menfi Tespit-İstirdat-Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Asıl davada davacılar dava dilekçesi ile; Müvekkilinin 18.8.2008 tarihli protokol çerçevesinde düzenleyip protokoldeki akidi olan dava dışı müteahhit …’e teslim ettiği 10.11.2008 keşide, 4.1.2009 vade tarihli 365.000,00 TL bedelli bononun müteahhidin protokol kapsamında edimlerini ifa etmemesine karşın davalı …’ya ciro edilerek … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında takibe konu edildiğini, takip dayanağı bono üzerinde “18.8.2008 tarihli protokol çerçevesinde tahsil edileceği” hususunda şerh bulunmasına karşın Ankara … Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında bu husustaki şikayet taleplerinin reddedildiğini, Ankara … Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında verilen karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nce müvekkili yararına bozulmuş ise de, müvekkilinin bozmaya konu karar uyarınca devam eden icra takibinin baskısı altında davalı ile tarihsiz yeni bir protokol yapmak ve yeni protokol uyarınca toplam 440.000,00 TL tutarında çek ve senedi davalıya vermek ve bilahare verdiği senetlerden 15.6.2009 vade tarihli 40.000,00 TL bedelli ve 30.6.2009 vade tarihli 25.000,00 TL bedelli bonoları ödemek zorunda kaldığını, diğer çek ve senetlerin ise davalı tarafından … Müdürlüğü’nün …, … Müdürlüğü’nün … ve … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyalarında takip konusu yapıldığını belirterek; … Müdürlüğü’nün …, … Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyaları nedeniyle müvekkili …’ın davalıya borçlu bulunmadığının tesbiti ile çeklerin müvekkiline iadesine, … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası nedeniyle müvekkillerinin davalıya borçlu bulunmadıklarının tesbitine, 40.000,00 TL’nın 15.6.2009 tarihinden, 25.000,00 TL’nın 30.6.2009 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bozmadan sonra birleşen Mahkememizin 2020/494 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile; Dava dışı … İnş. Ltd. Şti. İle davalı … arasında yapılan sözleşmelerle taahhüt edilen işler neticesinde varılan mutabakat üzerine 10/10/2018 tanzim tarihli, 04/01/2009 vadeli 365.000,00 TL bedelli bir bononun … adına tanzim ve imza edilerek verildiğini, …’inde bu bonoyu müvekkiline ciro ederek devrettiğini, bononun vadesinde ödenmediğinden 28/04/2009 tarihinde … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe geçildiğini, takip sırasında borçlu ile mutabakat sağlanarak ödemeye yönelik çek ve senetlerin alındığını, bu anlaşmaya rağmen …’ın 17/06/2010 tarihinde Ankara … Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına şikayet yolu ile başvurarak takibin iptalini istediğini ve şikayetin kabulüne karar verildiğini, bu karar ile icra işleminin kendiliğinden durduğunu, bu arada çeklerin karşılıksız çıktığını, bunlardan dolayı da … Müdürlüğü’nün … Esas ve … Müdürlüğü’nün … ve … Esas sayılı dosyalarında icra takibi yapıldığını, İcra Hukuk Mahkemesi’ne şikayet davası açan borçlunun aynı zamanda … Ticaret Mahkemesi’ne müracaat ederek … Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açıldığını, davanın kabulüne karar verildiğini, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 18/07/2013 tarihli kararı ile bozulduğunu ancak mahkemenin direndiğini, bunun üzerine Hukuk Genel Kurulu’na gönderildiğini ve direnme kararının kaldırılması nedeni ile yargılamanın halen devam ettiğini, dosyada alınan bilirkişi raporuna göre 365.000,00 TL borcun yeniden muaccel hale geldiğini, 625.000,00 TL reeskont faizi tahakkuk edildiğini, böylece 07/09/2020 tarihi itibari ile alacak miktarının 990.000,00 TL olduğunu belirterek dava tarihinden itibaren ana paraya işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini ve bu dava dosyası ile mahkememizin 2017/370 Esas sayılı dava dosyasının birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesi ile; Zamanaşımının ve hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğunu, davacının belirttiği tarihsiz protokolün haciz sırasında düzenlenmediğini, takibin kesinleşmesinden sonra ve haciz ortamının dışında davacının istek ve iradesi ile şahitler huzurunda düzenlendiğini, kanundan doğan bir hakkın kullanılmasının baskı olarak değerlendirilemeyeceğini, davacının savcılık ifade tutanağında davalıya 365.000,00 TL borcu olduğunu bizzat ifade etmiş bulunduğunu, taraflar arasında imzalanan protokol ile önceki olayların hukuken sona erdirildiğini ve yeni bir süreç başlatıldığını, tarafların protokol ile kendilerine yüklenen edimleri yerine getirmek zorunda olduklarını, protokol uyarınca verilen çeklerin karşılıksız çıkması üzerine takiplerin başlatıldığını, davacının belirttiği icra mahkemesi kararının takip hukukuna yönelik olduğunu, ayrıca ödendiği belirtilen 40.000,00 TL’lık ve 25.000,00 TL’lık bonoların nakden ödenmiş olmadığını, arsa payı devri ve araç satışı suretiyle ödeme kararlaştırıldığını, aracın devrinin de gerçekleştirilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini ve tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Birleşen Mahkememizin 2020/494 Esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesi ile; Tarafların gerçek kişi olması ve tacir sıfatları bulunmamasına rağmen dava Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığından görev itirazında bulunduklarını, davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkilden olan alacağını tahsil etmek amacıyla son olarak … Müdürlüğünün … ve … E., … Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyaları ile takip başlatıldığını belirttiğini, Türk Borçlar Kanunun 154. Maddesi gereği para alacağı ve bundan kaynaklanan faiz alacağı 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup alacağın kabul anlamına gelmemekle birlikte zamanaşımına uğradığını, harcın eksik yatrıldığını, davacı tarafça Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dava dosyası ile devam eden menfi tespit yargılamasında, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2016 Tarih,…K. Sayılı kararı ile … ile … arasında tanzim edilen 18.08.2008 tarihli protokolde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğinin tespitinin gerektiğinin belirtildiğini, bu kapsamda son olarak oluşturulan bilirkişi raporuna göre dava dışı …’in 478.000,00-TL borçlu olduğunun belirlendiğini, 365.000,00-TLlik alacağın 478.000,00-TLden daha düşük olduğu, alacağın sabit olması nedeni ile 365.000,00-TL asıl alacak ve 625.000,00-TL olmak üzere toplam 990.000,00-TL üzerinden işbu davanın açıldığını,davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili ile dava dışı … arasında tanzim edilen gerek 13.08.2007 tarihli gerekse 18.08.2008 tarihli protokol ile belirlenen yükümlülük çerçevesinde müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve tarafların birbirini ibra ettiğini, ibra protokolünün de ekte sunulduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER: Tarafların delilleri toplanmış, bilirkişi raporu alınmıştır.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, davalının hamili bulunduğu dava konusu kambiyo senetlerinin daire alım satımı için dava dışı yükleniciye verilmiş bulunan bedelsiz senedin takibe konması suretiyle yaratılan icra baskısı altında düzenlendiği ve/veya ciro ettirildiği iddiasına dayalı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Birleşen dava ise, bonoya dayalı alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda … Esas, 2012/285 Karar sayılı ilam ile “ …. Dava konusu senetlerin 27/05/2009 keşide tarihli ve 30.7.2009, 30.8.2009 ve 30.9.2009 vade tarihli olması, dava konusu çeklerin de 30.8.2009 ve 30.9.2009 keşide tarihli olması, davanın da 11.12.2009 tarihinde açılmış bulunması itibariyle BK.nin 31. maddesi kapsamındaki hak düşürücü süre itirazı ve davanın menfi tespit davası olması, istirdada yönelik kısmı itibariyle de ödemelerden hemen sonra dava açılması nedeniyle zamanaşımı itirazları yerinde görülmemiştir. / Dava dışı … ile davacı arasında adiyen düzenlenmiş 18.8.2008 tarihli protokolden; …’in davacı …’e ait 2 parsel sayılı taşınmaz üzerine yaptığı inşaatın 4.kat ön cephesindeki dairesini davacı …’a sattığı, bu satışla ilgili olarak davacı …’ın müteahhit … emrine düzenlemiş bulunduğu 365.000,00 TL bedelli senedin müteahhide verildiği, senet üzerinde “18.8.2008 tarihli protokol çerçevesinde tahsil edileceği” hususunda meşruhat bulunduğu, bu senedin davalıya ciro edilerek davalı tarafından … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konu edildiği, sözkonusu takibin davacı tarafından Ankara … Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında şikayet yoluyla dava konusu edildiği, şikayet talebinin reddedildiği, fakat; Ankara … Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında verilen red kararının Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nce davacımız yararına bozulduğu, bozma kararında “18.8.2008 tarihli protokol çerçevesinde tahsil edileceği” meşruhatı nedeniyle takip dayanağı senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermemesi nedeniyle bono sayılamayacağı, belirtilen kaydın bu kaydı görerek senedi iktisap eden cirantayı da bağlayacağının belirtildiği, bilahare icra mahkemesinin bozmaya uyarak borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verdiği, bu kararın Yargıtay’ca onandığı anlaşılmıştır. / Bu dosyaya ilişkin Yargıtay kararında da saptandığı üzere; taraflar arasındaki ilişkinin başlangıcını teşkil eden 365.000,00 TL bedelli ilk senet kambiyo senedi vasfı taşımamaktadır. Sözkonusu senedin ciro yoluyla davalıya intikal etmesi davalıya bu senede dayanarak hak iddia etme yetkisini bahşetmez. Davalı o senedin meşru hamili değildir. / Dava konusu senetlerin ise; 10.11.2008 keşide, 4.1.2009 vade tarihli 365.000,00 TL bedelli bu bono ve 18.8.2008 tarihli protokol temel alınmak suretiyle düzenlendiği sabittir. Esasen dava konusu kambiyo senetlerinin alınıp verilmesi ile ilgili olarak düzenlenmiş bulunan tarihsiz protokolün başında “İşbu protokol … Müdürlüğünün 2009/6939 esas sayılı dosyası alacaklısı … ve borçlusu … arasında düzenlenmiştir” denilmekle dava konusu kambiyo senetlerinin yanlar arasında hangi temel ilişki nedeniyle alınıp verildiği sabittir. / Ne var ki; kambiyo senedi vasfı bulunmayan 365.000,00 TL bedelli senedin kambiyo takibine konu edildiği, icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmasına karşın şikayetin kabul edilmeyerek reddedildiği, bu şartlar altında devam eden icra takibi sırasında taraflar arasında tarihsiz bir protokol düzenlenerek o senedin yerine dava konusu olan yeni senetlerin düzenlenip verilmesinin kararlaştırıldığı ve verildiği bir vakıadır. / Bu vakıa ile ilgili olarak davacı yan bir de ceza hukuku yönünden müracaatta bulunmuştur. Bu müracaatla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı hazırlık evrakı getirtilmiştir. Davacı …’ın, davalı …’yı bedelsiz senedi kullanmaktan dolayı şikayeti ile ilgili olduğu, Ankara .. E. sayılı dosyasında bedelsiz senedi kullanmaktan.. dolayı davalı hakkında dava açıldığı anlaşılmıştır. 26.1.2012 tarihinde davalımız olan sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir. Karar temyiz edilmiş, fakat kesinleşmemiştir. Mahkumiyet kararındaki gerekçe; 365.000,00 TL bedelli ilk senedin yenileriyle değiştirilmesine karşın o senede dayalı takibe devam olunması nedeniyle bedelsiz senedin kullanılmış olmasıdır. Davamızın konusu olmayan ilk senedin yerine dava konusu olan yeni senetlerin verilmesi nedeniyle ilk senedin bedelsiz kalmasına karşın takibine devam edilmesi ile ilgilidir. Bir başka ifade ile dava konusu olan senetlerin bedelsizliği ile ilgili bir dava değildir. Bu nedenle sözü edilen ceza davası sonucu eldeki davanın sonucuna etkili olmadığından beklenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. / Çekişme; davacının yeni kambiyo senetlerini icra baskısı altında, serbest iradesine dayalı olmadan düzenleyip düzenlemediği, bu yönü ile sonradan düzenlenen kambiyo senetlerinin hukuken muteber olup olmadığı, bu senetlerden bir kısmı için sonradan yapılan ödemenin haksız bir ödeme niteliği taşıyıp taşımadığı hususlarındadır. / Önceki senetteki “18.8.2008 tarihli protokol çerçevesinde tahsil edileceği” meşruhatı Yargıtay bozma kararında da vurgulandığı üzere senedi ciro yoluyla iktisap eden davalı açısından da bağlayıcıdır. Bu itibarla önceki senedi 18.8.2008 tarihli protokol çerçevesinde tahsil etmesi gereken davalı protokol kapsamında alacağın muaccel olduğunu kanıtlamadan davacılardan alacak talebinde bulunamaz. / Davalı önceki senet yönünden talep edemeyeceği bir alacağı o senedin takibi aşamasında, icra tehdidi altında düzenlenen ve/veya ciro edilen dava konusu kambiyo senetlerine dayanarak da talep edemez. / BK’nun 30/2’nci maddesine göre bir hakkın veya kanuni selahiyetin isteneceği ve kullanılacağı tehdidi ile müzayakaya düçar olan kişinin yaptığı akid, tehdit eden için fahiş menfaatler temin etmiyorsa bu tehdit ikrahı muteber addolunmaz. Fakat fahiş menfaatler istihsali için tehdit olunan tarafın müzayaka halinde bulunmasından istifade olunmuş olursa bu korku nazara alınır.(bkz. Baki Kuru, Menfi Tesbit, s. 248). / Somut olayda; icra mahkemesi dosyasına ilişkin Yargıtay bozması ile sabit olduğu üzere davalının, kendisine karşı ileri sürülmesi mümkün def’ilerin sözkonusu olduğu bir alacağı devam eden icra takibinin baskısı altında güncelleyerek davacıya yeni bir protokol imzalatması fahiş bir menfaat istihsali olarak kabul edilmiştir. Davalının tartışmalı olan ve davacıdan isteyemeyeceği bir alacağının icra tehdidi altında kayıtsız şartsız ve hemen istenebilir hale dönüştürülmüş bulunması fahiş menfaat istihsali olarak nitelendirilmiştir. / Bu sebeplerle davacının, dava konusu kambiyo senetleri nedeniyle davalıya karşı sorumlu olmadığı, borçlu bulunmadığının tesbitini istemekte ve bu senetlerden sebepsiz yere ödemek durumunda kaldığı 40.000,00 TL’lık ve 25.000,00 TL’lık senetler nedeniyle istirdat talep etmekte haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. / Sözü edilen senet asılları davacıya iade edilmiş olup, davacı yanca senet asılları mahkememize sunulmuş olmakla bu keyfiyet sözkonusu senet bedellerinin ödendiğine karinedir. Davalı yanın usulünce ispatlanamayan aksine dair beyanlara bu nedenle iştirak edilmemiştir. / Davalı vekili savunmasında özellikle davacının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği 17.11.2009 tarihli ifadesindeki “ … benim şüpheliye 365.000,00 TL borcum vardır. Bunun karşılığında kendisine senet verdim…” sözlerine dayanmakta, bu beyanın emsal Yargıtay kararları uyarınca davacı için bağlayıcı olduğunu, ayrıca; davacının 18.8.2008 tarihli protokol uyarınca akidi …’i ibra ettiğini, bunun da senet uyarınca borçlu bulunduğunu gösterdiğini ileri sürmekte ise de, bu savunmaların dahi aşağıda açıklanacak nedenlerle geçerli olmadığı kabul edilmiştir. / 27.5.2009 tarihli ibraname başlıklı belgede davacı, akidi olan dava dışı yüklenici …’i ibra etmemekte, 2 parsele ait sözleşmelerin karşılıklı olarak iptal edildiğini belirtmektedir. Bu beyanlar …’in ibra edildiği anlamına değil, aksine … ile davacı arasındaki sözleşmenin iptal edildiği, dolayısıyla sözleşme uyarınca …’e verilmiş bulunan 365.000,00 TL lık senedin bedelsiz olduğu anlamına gelir. / Savcılık ifadesindeki ikrar olarak nitelenen beyana gelince; davacının, kambiyo senedi niteliği taşımadığı sonradan Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşecek olan 365.000,00 TL bedelli ilk senet hakkında icra mahkemesi nezdinde açtığı dava mahkemece yanılgıya dayalı olarak reddedilmiş ve reddedilen dava uyarınca davacı aleyhine davalı tarafından yürütülen icra takibi devam etmekte iken bir başka anlatımla bahse konu senet nedeniyle geçekte borçlu olmadığı halde hukuken borçlu kabul edildiği bir aşamada kendisini savcılıktaki ifadesinde 365.000,00 borçlu olarak ifade etmesi gerçek bir borç ikrarı olarak kabul edilemez. Temadi eden maddi vakıaların ifadeyi alan muhatabınca daha kolay anlaşılabilmesini teminen sarf edilmiş bir ifade niteliğindedir. Bu itibarla sözkonusu savcılık ifadesine bir borç ikrarı olarak itibar edilememiş, aşağıda gösterildiği şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.” gerekçesiyle “Davanın kabulüne; … Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ve dayanağı kambiyo senedi, … Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ve dayanağı kambiyo senedi için davacı …’ın davalıya borçlu bulunmadığının tesbitine, … Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ve dayanağı kambiyo senetleri için davacı …’ın ve davacı …’ün davalıya borçlu bulunmadığının tesbitine, 65.000,00 TL’nın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bu tutarın 40.000,00 TL’na 15.6.2009, 25.000,00 TL’na 30.6.2009 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına” karar verilmiştir.
Mahkemece verilen karar, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin …Karar sayılı ilamıyla “…. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. / 2-Davacılar, 18.08.2008 tarihli protokolde kararlaştırılan edimlerin yerine getirilmediği halde senedin ciro edilerek davalıya verildiğini ve icraya konulduğunu, icra baskısı altında yeni protokol düzenlemek ve senet ile çekler vermek zorunda kaldıklarını oysa davalıya borçlarının olmadığını ileri sürerek borçlu olmadıklarının tespit edilmesini talep etmişlerdir. Davalı ise baskı olmadan, davacıların istek ve iradesiyle yeni protokol yapıldığını, davacı …’ın borcu olduğunu savcılık ifadesinde ikrar ettiğini ve imzalanan yeni protokolle önceki olayların sona erdiğini savunmuştur. Mahkemece, senet üzerinde “18.08.2008 tarihli protokol çerçevesinde tahsil edilecektir” ibaresinin yazılı olduğu, bu meşruhatın senedi ciro yoluyla tahsil eden davalı içinde bağlayıcı olduğu, davalının talep edemeyeceği senedi takibe koyarak icra baskısı altında yeni çek ve senetler aldığı ve davalının bu çek ile senetlere dayanarak talepte bulunamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı … ile dava dışı … arasında 18.08.2008 tarihli ve 18082008000A1 nolu bir protokol düzenlenmiştir. Bu protokole dayanarak borçlusu davacı … ve alacaklısı … olan 365.000.00 TL bedelli senet düzenlenmiş olup bu senedin üzerinde “18082008000A1 nolu protokole istinaden tahsil edilecektir” ibaresi yazılıdır. Bu senet lehtar … tarafından davalı …’ya ciro edilmiş ve davalı tarafından takibe konu edilmiştir. Davalı … tarafından başlatılan icra takibi devam ederken davacı … ve davalı bir araya gelerek tarihsiz yeni bir protokol imzalamış ve bu protokole istinaden çek ve senetler düzenlemişlerdir. Tarihsiz olarak düzenlenen protokole istinaden verilmiş olan çek ve senetler vadesinde ödenmediği için davalı tarafından icraya konulmuştur. Dava konusu tarihsiz protokole ilişkin olarak düzenlenen çek ve senetlerin 18.08.2008 tarihli protokol gereğince düzenlenen 365.000.00 TL tutarındaki senedin icraya konu edilmesi üzerine icra takibi devam ederken ve icra baskısı altında düzenlendiği tarafların ve mahkemenin kabulündedir. Buna rağmen 18.08.2008 tarihinde düzenlenen protokolün yerine getirilip getirilmediği, davacıların borçlu olup olmadığı ve düzenlenen senet mucibince borcun mevcudiyeti mahkeme tarafından araştırılmadan eksik incelemeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, 18.08.2008 tarihli protokolün içeriği ve hükümleri tartışılarak, protokolle taraflara yüklenen edimlerin yerine getirilip getirilmediği, tarafların protokole uyup uymadıkları ve davacıların borçlu olup olmadığı tespit edilmedir. Hal Böyle olunca; mahkemece, işin esasına girilip az yukarıda açıklanan hususlar araştırılarak ve 18.08.2008 tarihli protokole ilişkin taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, 2013/617 Esas, 2013/730 Karar sayılı ilam ile önceki kararda direnilmesine karar verilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2014/13-231 Esas, 2016/970 Karar sayılı ilamı ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda finans uzmanı, sözleşme uzmanı ve inşaat mühendisi bilirkişi heyetinden rapor alınmış, düzenlenen raporda sonuç olarak; Dava konusu 365.000,00 TL bedelli senedin, dava dışı … ve davacı arasında düzenlenmiş olan 18.08.2008 tarihli protokole bağlı olarak düzenlendiğini, protokol hükümlerinin yerine getirildiğini, şarta bağlı kambiyo senedi vasfı taşımayan senedin hukuken ve mevzuat açısından ciro edilemeyeceğini, icra takibi yapılamayacağını, protokol ve satış sözleşmesi gereği taraflar arasında düzenlenmiş olan çek ve senetler ödendiğini ve ve dava dışı …’ten teslim alındığını, sunulan belgeler incelendiğinde ve yapılan hesaplama sonucunda, düzenlenen protokol ve satış sözleşmesine göre davacının 18.000,00 TL noksan ödeme yaptığını, davacının Savcılığa verdiği ifadesine göre, 365.000,00 TL olan dava konusu senedin bedeli haciz baskısı ile yeni bir ödeme planına bağlandığını, ödeme planının dosyaya sunulduğunu, ödeme planı gereği davacı 15.06.2009 vadeli 40.000,00 TL bedelli bono ve 30.06.2009 vadeli 25.000,00 TL olmak üzere toplam 65.000,00 TL bono bedellerinin de ödendiğini ve belgelerinin dosyaya sunulduğunu, protokol gereği noksan ödendiği anlaşılan 18.000,00 TL’nin 65.000,00 TL’den düşülerek kalan 47.000,00 TL’nin davacıya iade edilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen birinci ek raporda sonuç olarak; Sunulan belgeler doğrultusunda protokol hükümlerinin yerine getirilmediğinin tespit edildiğini, yapılan hesaplama sonucu, düzenlenen protokol ve satış sözleşmesine göre davacının 478.000,00 TL noksan ödeme yaptığını, davacıya iade edilmesi gereken miktarın bulunmadığının tespit edildiğini, taraflar aksini iddia ediyor ise yapılan ödemelere ait belgelerin dosyaya sunmaları gerektiğini belirtmişlerdir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ikinci ek raporda sonuç olarak; Dava konusu 04.01.2009 vadeli 365.000,00 TL tutarındaki bono ile ilgili davacı ve davalı vekillerinin iddia ve beyanlarının birbiri ile örtüşmediğini, iddia ve beyanlara ilişkin somut belgeler sunulmadığını, taraflar aksini iddia ediyor ise yapılan ödemelere ait belgeleri dosyaya sunmaları gerektiğini belirtmişlerdir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen üçüncü ek raporda sonuç olarak; Dosyaya sunulan senetler değerlendirildiğinde, 18.08.2008 tarihinde … emrine düzenlenen, 15.10.2008 vadeli 235.000,00 TL, 15.10.2008 vadeli 265.000,00 TL, 28.08.2008 vadeli 25.000,00 TL senetlerin üzerine iptal yazılmış olup senetlerde borçlu …’ın imzasının bulunmadığı, ancak davacılar vekili tarafından senet bedellerinin elden ödendiğinin iddia edildiği, sunulan ibranamelerde taraflar birbirlerini ibra ettiğinden senet bedellerinin elden ödenmiş olabileceği görüş ve kanaatine varıldığı, takip konusu 365.000,00 TL senede karşılık ödemesi yapılan 15.06.2009 vadeli 40.000,00 TL bono, 30.06.2009 vadeli 25.000,00 TL bono bedelleri toplamı 65.000,00 TL dan noksan ödeme yapıldığı tespit edilen 18.000,00 TL düştükten sonra kalan 65.000,00 – 18.000,00 = 47.000,00 TL davacılara iade edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı, bozmadan önce toplanan deliller ile bozmadan sonra ibraz edilen bilgi-belgeler, alınan bilirkişi heyet raporu-ek raporları ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Özellikle bilirkişi heyetinden alınan üçüncü ek raporda tarafların tüm iddia ve savunmaları ile dosyaya sundukları tüm bilgi-belgeler değerlendirilmiş olmakla, üçüncü ek rapora itibar edilmiştir. Buna göre;
Satış sözleşmesi (1); El yazısı ile yazılmış olup, tarihi bulunmamaktadır. … parsel de … İnş.Taah.Tic.Ltd.Şti tarafından yapılan binada, 21, 22, 23 nolu dükkanların toplam 2.900.000,00 TL’na …’a satıldığı, satış şeklinin; …nolu depolu dükkan (şuan içinde … Cafe işletmeciliği ve malzemeleri ile birlikte) verildiği, tapusunun alınacağı, 2- …12 nolu depolu dükkan, 3-20.000,00 TL lık çek, 4- 400.000,00 TL lık senet (En geç 15 gün içinde ödeneceği), tapuların karşılıklı verileceği, kalan 1.260.000,00 TL 13 aya senet verilip, aylık ödemeler olarak ödeneceği belirtilmiştir. Emek’teki dükkan 1.100.000,00 TL, 5677/18 parsel 12 no dükkan 120.000,00 TL, Çek 20.000,00 TL, Senet 400.000,00 TL, Vadeli senet 260.000,00 TL, Toplam 2.900.000,00 TL, beyan edilmiş olup; Alan-Satan …, şahitler … ve …, Alan-Satan … tarafından imzalanmıştır. Toplam borcun 2.900.000,00 TL olduğu konusunda anlaşmaya varılmıştır.
Ek sözleşme; … tarafından 03.07.2008 tarihinde düzenlenmiş ve imzalanmış olan (tek taraflı) sözleşmede, “27938 ada 1 parsel de 13.08.2007 de tanzim edilen sözleşmede, 21, 22, 23 nolu dükkanların satışından dolayı belirtilen 2.900.000,00 TL’lik alış verişten, 960.000,00 TL kısmının kaldığı, 230.000,00 TL kısmı için çek alındığı, kalan bedelin 730.000,00 TL olduğu, kira bedelinin konuşulup yazılacağı, (hesaptan düşülecektir.)” denilmiştir. 2.900.000,00 TL toplam borçtan 960.000,00 TL bakiye kalmıştır.
Protokol (1); 18.08.2008 tarihinde davacı … ve Alacaklı … arasında düzenlenmiş olan 18082008000A1 sözleşme nolu protokolda, Konu:Alacaklı …’e toplam 915.000,00 TL borcu olan …’ın borcunu ödemesine ilişkin olduğu, Genel Şartlar: 1-Borçlu …’ın, 3.Şahıs …’e ait … parsel de bulunan taşınmazın 4.kat ön cephesindeki dairenin satışını alacaklı …’e 19.08.2008 tarihinde vermeyi, bu satış nedeniyle borcundan 235.000,00 TL düşülmesi hususunda anlaştıkları, 2-Borçlunun, protokolün tanziminden itibaren en geç 10 gün içinde alacaklıya 112.000,00 TL nakit ve tarihi 15.10.2008 den daha ilerde olmayan 68.000,00 TL tutarlı çek ile ödeme yapacağı, bu ödemelerle borçlunun borcundan 415.000,00 TL kısmını ödemiş olacağı, bu ödemeler yapıldığında alacaklının müteahhidi olduğu 27920 ada 2 parseldeki inşaat ruhsatı harcının sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren en geç 20 gün içinde alacaklı tarafından yatırılıp ödeme makbuzlarının suretinin borçluya teslim edileceği, harcın belirtilen sürede yatırılmaması halinde, alacaklının borçluya 100.000,00 TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, 3-Borçlunun bakiye 500.000,00 TL borcu için 15.10.2008 vadeli bonoyu, protokolün tanzimi ile alacaklıya teslim edeceği, bononun 235.000,00 TL bölümünün …parselde bulunan taşınmazın 4.kat arka cephedeki dairenin mülkiyetinin alacaklıya bononun vade tarihi olan 15.10.2008 tarihinde tapudan devri yapılarak ödeneceği, kalan 265.000,00 TL borcun 15.10.2008 tarihinde nakit olarak ödeneceği, bononun vadesinde ödenmemesi halinde, borçlunun alacaklıya 100.000,00 TL cezai şart ödeyeceği; … tarafından daha önce sözleşme ile …, …’e taahhüt edilen …parselde bağımsız bölümlerin kat irtifakı tapusunun, inşaat başladığında kat irtifakı kurularak belirtilen şahıslara sözleşme çerçevesinde verilebilecek duruma geldiğinde ve … dükkanda üzerinde bulunan, …Balgat şubesi tarafından konulan ipoteğin … tarafından kaldırılacağı, ipotek kalktıktan sonra borçlunun 500.000,00 TL bono bedelini az yukarda belirtildiği şekilde derhal ödeyeceği, bu ödeme ile borç bittiğinden kat irtifakı tapularının ilgililere devrinin yapılacağı, Kat irtifakı devirlerinin bu sözleşme ile hiçbir maddi ilgisinin olmadığı, 3.şahıslarla … arasında yapılan sözleşmelere borçlu önayak olduğundan itibari açıdan sözleşmeye bu hükmün konduğu, bu ödeme yapıldığında taraflar arasında borç alacak ilişkisinin kalmayacağı, hususlarına yer verilmiştir. Bakiye kalan 915.000,00 TL borcun ödeme planı hakkında protokol yapılmıştır.
Protokol (2); Alacaklı … … ve borçlu … arasında 18.08.2008 tarihinde düzenlenen ve imzalanan protokolde, Konu: Borçlunun, … Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile takibe konu borcunu alacaklıya ödemesine ilişkin18082008000A1 nolu 18.08.2008 tarihli sözleşme ile …, …’e karşı olan edimlerini yerine getirdiğinde, işlemler tamamlandığında, … …’in, …’dan bu dosyaya şamil olmak üzere hiçbir hak ve alacağının kalmayacağı, icra dosyası ile ilgili yapılacak işlemlerde herhangi bir harç miktarının borçludan talep edilmeyeceği beyan edilmiştir. Aynı tarihte düzenlenen diğer bir protokolde, … tarafından takip konusu borç ödendiğinde bu dosyaya ilişkin hiç bir hak ve alacağın kalmayacağı, icra dosyasına ilişkin işlemlerde borçludan harç tutarının talep edilmeyeceği belirtilmiştir.
Dava konusu senet; … emrine, 10.11.2008 tarihinde düzenlenmiş olan senedin vadesi 04.01.2009, bedeli rakamla 365.000,00 TL, yazı ile “üçyüzatmışbeş YTL”, Ödeyecek olan … yazılmış ve senet … tarafından imzalanmıştır. İmzanın üstünde “18082008000A1 nolu protokole istinaden tahsil edilecektir.” Şerhi düşülmüştür. Senet alacaklı … tarafından, borçlular … ve … aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … nolu dosyası ile 28.04.2009 tarihinde 365.000,00 TL asıl alacak, 24.600,00 TL G.Faizi (%27) olmak üzere toplam 389.600,00 TL üzerinden takip başlatılmıştır.
İbra protokolü; Borçlu …, Alacaklılar … … ve … arasında düzenlenen ve imzalan 27.05.2009 tarihli protokolde, Konu: Alacaklı … ile borçlu arasında 27938 ada 1 parselde kayıtlı 21,22 ve 23 nolu parseldeki taşınmazların satışına dair imzalanan 13.08.2007 tarihli sözleşmeden ve işbu sözleşmenin ifası amacıyla düzenlenen 28.02.2008 vadeli 1.260.000,00 TL bedelli kambiyo senedinden dolayı borçlardan tarafların karşılıklı olarak ibrasından ibarettir. Anlaşma şartları: 1-Borçlunun, alacaklı … ile 27938 ada 1 parselde kayıtlı 21,22 ve 23 nolu taşınmazların 2.900.000,00 TL bedelle satışına dair imzaladığı protokolden kaynaklanan borcunu tamamen ifa ettiği, 2-Borçlu tarafından, protokolden kaynaklanan her türlü yükümlülük protokol şartlarına uygun olarak yerine getirildiğinden, 27938 ada 1 parselde kayıtlı 21,22 ve 23 nolu taşınmazların satışından kaynaklanan borcunun kalmadığı, 3-Borç tamamen ifa edildiğinden, alacaklı … lehine düzenlenen 28.02.2008 vadeli 1.260.000,00 TL bedelli senedi, ciro yoluyla elinde bulunduran alacaklı … … tarafından borçlu hakkında … Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile başlatılan takipten dolayı takip alacaklısı … …’in her hangi bir hak ve alacağının kalmadığı, 4-Alacaklıların, iş bu protokol konusu alacak ve icra dosyası nedeniyle borçluyu kayıtsız şartsız ibra ettikleri, 5-Borçlunun da alacaklıları ibra ettiği, 6-Borçlunun icra takibine konu senet aslını talep etmesi halinde, alacaklı cüzi bir tahsilat beyan ederek İİK m.144/2 bendi gereğince senet aslını icradan alıp borçluya teslim edeceği, bu işlemin gerektirdiği harcın borçlu tarafından karşılanacağı, aksi takdirde dosyanın alacaklı tarafından takipsiz bırakılacağı, 7-Alacaklı … …’in icra takip dosyasından gayrimenkuller üzerine konulan hacizleri fek edeceği belirtilmiştir. Böylece toplam 2.900.000,00 TL borcun tamamen ifa edildiği belirtilmiştir.
İbraname; 27.05.2009 tarihinde düzenlenmiş olan belgede, “iş bu ibraname gereğince 27920 ada 2 parsele dair sözleşmeler karşılıklı anlaşma suretiyle iptal edilmiştir.” Denilmekte olup belgede …, …, … ve ilhan Yüksek’in taraf olarak, …’nın şahit olarak imzaları bulunmaktadır. Dava konusu 27938 ada 2 parselde bulunan taşınmazla ilgili olduğundan, bu ibranamenin dava konusu ile ilgisi bulunmamaktadır. 27.05.2009 tarihinde düzenlenmiş olan ibra protokolü ve İbraname ile taraflar 2.900.000,00 TL borcun ifa edildiği konusunda mutabık kalmışlardır.
İade ve feragat belgesi; 27.05.2009 tarihli belgede, “Borçusu … olan tanzim ve vade tarihi bulunmayan 400.000,00 TL lık bono iade edilecek ve borçlusu … olan İcra dosyası alacağının tamamından feragat edilmiştir.” Denilmekte olup Belge, … ve iade ve feragat edenler …, …, İlhan Yüksek tarafından imzalanmıştır. Satış sözleşmesinin 4.maddesindeki bononun da iade edilmesi konusunda mutabakata varılmıştır.
Belirtilen belgeler değerlendirilerek yapılan hesaplamada;18.08.2008 tarihinde … emrine düzenlenen, borçlu … tarafından imzalanmış olan, *15.10.2008 vadeli 235.000,00 TL bedelli ve 265.000,00 TL bedelli senetlerin (Toplam 500.000,00 TL) ödendiği ve üzerine iptal yazıldığı, * …’e vekaleten A.Serdar … tarafından düzenlenmiş olan 19.08.2008 tarihli yazıda, …’dan alınan 19.08.2008 vadeli 235.000,00 TL bedelli ve 28.08.2008 vadeli 87.000,00 TL bedelli, senetlere karşılık alacağını aldığı, senetlerin geçerliliğinin kalmadığının beyan edildiği, *28.08.2008 vadeli 25.000,00 TL bedelli senet ödenmiş ve üzerine iptal yazılmış olduğu, protokolde tarihi 15.10.2008 den daha ileride olmayan 68.000,00 TL bedelli çek ile ödeme yapacağının beyan edildiği Ancak 68.000,00 TL bedelli çekin düzenlendiği ve ödendiğine ilişkin belge sunulmadığı,18.08.2008 tarih 18082008000A1 nolu protokol gereği, davacı … 915.000,00 TL olan borcunu; 15.10.2008 vadeli 235.000,00 TL, 15.10.2008 vadeli 265.000,00 TL, 19.08.2008 vadeli 235.000,00 TL, 28.08.2008 vadeli 87.000,00 TL, 28.08.2008 vadeli 25.000,00 TL olmak üzere toplam 847.000,00 TL ödediği, … tarafından 22 numaralı dükkan üzerindeki ipotek kaldırılmadığından, sözleşmede yer alan yükümlülüklerin sona ermesi ve 22 nolu dükkan üzerindeki ipoteğin kaldırılması amacıyla Davacı … tarafından 23.10.2008 tarihinde 20.000,00 TL,(İlgili banka tarafından teyit edilmiştir.) 17.11.2008 tarihinde 20.000,00 TL( İlgili banka tarafından teyit edilmiştir ) ve 02.12.2008 tarihinde 10.000,00 TL (Dekont ibraz edilmiştir.) ve iki farklı işlemle 20.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL ödeme yaptığı ve 18082008000A1 numaralı protokol kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirdiği, başka her hangi bir yükümlülüğünün kalmadığının beyan edildiği, ancak 02.12.2008 tarihinde …’ın hesabına 10.000,00 TL yatırılmış olduğu, aynı gün 02.12.2008 tarihinde …’ın hesabından … İnş.Ltd.Şti nin kredi borcuna mahsuben aktarılmış olduğu, … tarafından Deniş … İnş.şirketinin kredi borcuna 60.000,00 TL değil 50.000,00 TL yatırılmış olduğu belirlenmiştir.
Böylece sunulan belgelerden …’ın, …’e olan 915.000,00 TL borcundan 847.000,00 + 50.000,00 = 897.000,00 TL ödenmiş olup, 18.000,00 borcu kalmış olduğu, takip konusu 365.000,00 TL senede karşılık ödemesi yapılan 15.06.2009 vadeli 40.000,00 TL bono, 30.06.2009 vadeli 25.000,00 TL bono bedelleri toplamı 65.000,00 TL’nin davacılara iade edilmesi gerektiği, kalan 18.000,00 TL düştüğünde davacılara iade edilmesi gereken tutarın 65.000,00 – 18.000,00 = 47.000,00 TL olduğu, protokolde tarihi 15.10.2008 den daha ileride olmayan 68.000,00 TL bedelli çek ile ödeme yapılacağının beyan edilmiş olduğu, ancak 68.000,00 TL bedelli çekin düzenlendiği ve ödendiğine ilişkin belge sunulmadığı, davacı … tarafından 23.10.2008 tarihinde 20.000,00 TL,(İlgili banka tarafından teyit edilmiştir.) 17.11.2008 tarihinde 20.000,00 TL( İlgili banka tarafından teyit edilmiştir ) ve 02.12.2008 tarihinde 10.000,00 TL (Dekont ibraz edilmiştir.) ve iki farklı işlemle 20.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL ödeme yaptığı ve 18082008000A1 numaralı protokol kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirdiği, başka her hangi bir yükümlülüğünün kalmadığının beyan edildiği, 02.12.2008 tarihinde …’ın hesabına 10.000,00 TL yatırılmış olduğu, aynı gün 02.12.2008 tarihinde …’ın hesabından … İnş.Ltd.Şti nin kredi borcuna mahsuben aktarılmış olduğu, … tarafından Deniş … İnş.şirketinin kredi borcuna 60.000,00 TL değil 50.000,00 TL yatırıldığı, alacaklı … lehine düzenlenen 28.02.2008 vadeli 1.260.000,00 TL bedelli senedin, … …’e ciro edildiği, Alacaklı A.Serdar … tarafından … Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile başlatılan takipten dolayı takip alacaklısı … …’in her hangi bir hak ve alacağının kalmadığının, 27.05.2009 tarihli protokolde 3.maddede yazılı olduğu, Protokollerin ve protokollere bağlı ibranamelerin birbiri ile ilişkili olduğu, sunulan ibranamelerin değerlendirilmesi sonucu davacılar … ve …’ün borcunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda belirtilen nedenlerle, asıl dosya yönünden; Senetlerin üzerine iptal yazılmış olup senetlerde borçlu …’ın imzasının bulunmadığı, ancak davacılar vekili tarafından senet bedellerinin elden ödendiğinin iddia edildiği, sunulan ibranamelerde taraflar birbirlerini ibra ettiğinden senet bedellerinin ödenmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiği, davacı …’ın edimlerini yerine getirdiği, takip konusu 365.000,00 TL senede karşılık ödemesi yapılan 15.06.2009 vadeli 40.000,00 TL bono, 30.06.2009 vadeli 25.000,00 TL bono bedelleri toplamı 65.000,00 TL dan noksan ödeme yapıldığı tespit edilen 18.000,00 TL düştükten sonra kalan 65.000,00 – 18.000,00 = 47.000,00 TL davacılara iade edilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile; … Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ve dayanağı kambiyo senedi, … Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ve dayanağı kambiyo senedi için davacı …’ın davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, … Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ve dayanağı kambiyo senetleri için davacı …’ın ve davacı …’ün davalıya borçlu bulunmadığının tespitine; 47.000,00 TL’nın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, (bu tutarın 40.000,00 TL’na 15.6.2009, 7.000,00 TL’na 30.6.2009 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına), fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dosya yönünden; Yukarıda belirtildiği gibi davalı …’ın sözleşme ve protokole bağlı edimlerini yerine getirdiği ve davacı tarafa borcunun kalmadığı anlaşıldığından birleşen Mahkememizin 2020/494 Esas sayılı dosyasında davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
… Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ve dayanağı kambiyo senedi, … Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ve dayanağı kambiyo senedi için davacı …’ın davalıya borçlu bulunmadığının tesbitine, … Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ve dayanağı kambiyo senetleri için davacı …’ın ve davacı …’ün davalıya borçlu bulunmadığının tespitine; 47.000,00 TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (bu tutarın 40.000,00 TL’na 15.6.2009, 7.000,00 TL’na 30.6.2009 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına), fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alınması gereken 3.210,57 TL harçtan peşin alınan 5.940,00 TL harcın mahsubu ile eksik 2.729,43 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacılar tarafından peşin yatırılan 5.960,00 TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 7.974,30 TL yargılama giderinden 877,17 TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 4.642,10 TL yargılama giderinden 4.131,47 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 6.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 35.960,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
2-Birleşen Mahkememizin 2020/494 Esas sayılı dosyasında; Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 1.690,68 TL harçtan mahsubu ile fazla 1.631,38 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 66.550,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtaya başvurmak suretiyle temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2021

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]