Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/692 E. 2021/795 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA … TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
… TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : 2021/795
DAVA :Ortaklıktan Çıkma
DAVA TARİHİ : 02/11/2015
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
K. YAZIM TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülen şirketten çıkma-çıkarılma davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin davalı şirketin %15 hisseli ortağı olduğunu, şirketin aile şirketi olduğunu, ancak şirketin kuruluşundan itibaren şirket müdürü olan …’ün şirket hesaplarını şahsi ve aile giderlerine kullandığını, şirket mal varlıklarını kendi üzerine devrettiğini, şirket faaliyet ve gelirleri gözetildiğinde aylık 10.000,00 TL olması gereken kar payının ortaklara sadece 1.500,00 TL olarak dağıtıldığını, davalı şirket adına kayıtlı bulunan ….Ankara adresindeki taşınmazın herhangi bir bedel ödenmeden kendisi adına devredilerek bireysel çıkarlarının ön plana çıktığını, şirket kayıt ve hesaplarının diğer ortaklarca incelenemediğini, şirket adına tek başına tüm kararların alındığını, müvekkilinin bu husustaki taleplerini Yenimahalle … Noterliği, … yevmiye numaralı ile ihtarname ile ihtar edildiğini, ancak davalı şirket ve … tarafından Ankara … Noterliği’nin 15.07.2015 tarihli cevabi ihtarnamesi ile bu hususların inkar ve red edildiğini, anlaşmazlık ve husumetin uzun süredir devam ettiğini, haklı nedenlerle müvekkilinin ortaklıktan çıkma şartlarının oluştuğunu, belirterek TTK 638/2. maddesinde yer alan tedbir düzenlemesi kapsamında davalı şirket adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerine tedbir konulması istemi ile birlikte, müvekkilinin haklı sebeplerle ortaklıktan çıkmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin hissesine düşen sermaye ödenmeyen kar payları için şimdilik 500,00 TL bedelin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dosyamız ile birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında dava dilekçesi ile özetle; Davalının 01.02.1995 tarihinde kurulan davacı şirketin 120.000,00 TL sermaye ile kurucu ortaklarından olduğunu, müvekkili şirketin aile şirketi olduğunu, davalının fiil ve hareketleriyle şirkete maddi ve manevi olarak zarar verdiğini, uzun süreden beri şirketle fiili bağlantısının kesildiğini, davalının şirketin yapacağı anlaşmaları engellemeye çalıştığını, kendi menfaatlerini şirket çıkarlarının önüne koyduğunu ve bu şekilde şirketi zarara uğrattığını, ortaklığın çekilmez hal aldığını belirterek davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına, davalıya ait payın bedeli karşılığında şirkete devredilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirket müdürü …’ün de davacı gibi şirkette %15 oranında hissesinin bulunduğunu, şirketin kuruluşundan bu yana bilfiil başında olduğundan ve gelişimi için büyük çabası olduğundan şirketin müdürü konumunda bulunduğunu, davacı tarafından iddia edilen hususların diğer ortaklar tarafından iddia edilmediğini ve yasal yollara başvurmadıklarını, dolayısı ile iddia edilen hususların gerçekleri yansıtmadığını, davacı tarafından müvekkili şirkete iddia edilen hususları içeren ihtarname de düzenlendiğini, bu hususların müvekkili tarafından birer birer çürütüldüğünü, iş bu davanın müvekkiline tebliğ olunmaması sebebiyle açılmış olduğundan haberdar olunmaması neticesinde taraflarınca Ankara … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile, davacının hukuka aykırı davranışları ve müvekkili şirketi zarara uğrattığından dolayı “ortaklıktan çıkarılma” istemli dava açıldığını, davacının şirketin düzen ve işleyişinde sorunlara sebep olduğunu, haksız kazanç sağlama gayesinde olduğunu, kendisini şirket müdürü gibi göstererek ticaret yapabilme gayesi ile haksız rekabet eylemlerinde bulunmak suretiyle bağımlılık yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davacının şirketteki görevinin üretim atölyesindeki işçilerin denetimi ve gözetimi olmasına rağmen davacı yanın işçilerin yanında bir ortağa yakışmayacak gayrı ahlaki hal ve davranışlarda bulunduğunu, işin yavaşlamasına sebep olduğunu, bir süre sonrada şirketle fiili bağlantısının tamamen koptuğunu, iddia edilenin aksine davacının diğer ortaklardan çok daha fazla şirket hesabından harcama yaptığını, tüm giderleri ve kredi kartları ödemelerinin şirket hesabından gerçekleştirildiğinin anlaşılabileceğini, şirket muhasebesine kredi kartlarının ödenmesi talimatı veren bir kişinin ticari hesap defterlerini inceleyememesi ifadesinin abesle iştigal olduğunu, …’ün çocuklarını özel okula göndermesi hususunda tüm ortaklardan icazet almış olduğunu, ayrıca şirket arabasını eşine tahsis etmediğini, elzem durumlarda ve nadiren geçici olarak kullanımına izin verdiğini, bu tür sebeplerle davacının haksız iddialarına dayanak arayışı içerisinde olduğunu belirterek, davacının bizzat kendisinin bağımlılık yükümlülüğünü ihlal etmesi, şirketin yönetim işlerinde şirkete ihanet etmiş olması, diğer ortaklara yapılan suçlamalar, tutum ve davranışlar neticesinde birlikte çalışma imkanının ortadan kalkması, davranışlarının şirket faaliyetine sekte vuracak ve ızrar edecek karşılıklı güveni ortadan kaldıracak nitelikte olması, yapılan toplantı davetlerine icabet edilmemesi ile verilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmemesi sebepleri ile davalının haklı sebeplerle ortaklıktan çıkarılmasına, davalıya ait payın bedeli karşılığında şirkete devredilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin şirket aleyhine Ankara … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında müvekkilinin ortaklıktan çıkması ve ortaklık hissesine düşen sermaye ve kar payının tahsili amacıyla 01.10.2015 tarihinde dava açılmış olduğunu, bu davanın halen derdest olduğunu, her iki dava arasında bağlantı bulunduğunu, davacı tarafın bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, öncelikle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi halde açılan bu davanın daha önce açılan dava dosyası ile birleştirilmesine ve esastan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER: Tarafların delilleri toplanmış, davalı şirkete ait gayrimenkul, araç ve banka kayıtları getirtilmiş, taraf tanıkları dinlenmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce alınan SMMM, makine mühendisi, emlakçı, elektrik mühendisi, menkul değ. uzmanı bilirkişilerden oluşturulan bilirkişi heyeti raporunda sonuç olarak; Mahkemece davacının ortaklıktan çıkma talebinin haklı görülmesi halinde heyetçe dosya kapsamı ve yerinde incelemeler neticesinde davacının hisse oranına göre çıkma payı nın 514.369,60 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
Bilirkişi heyeti ek raporunda; Mahkemece davacının ortaklıktan çıkma talebinin haklı görülmesi halinde heyetçe dosya kapsamı ve yerinde incelemeler neticesinde davacının hisse oranına göre çıkma payının 787.536,69 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
Davacı vekili 12/10/2021 tarihli talep artırım dilekçesi ile; Taleplerinin 787.036,69 TL artırılarak toplamda 787.536,69 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava ve birleşen dava, haklı nedenle limited şirketten çıkma ve çıkma payı alacağının tahsilin istemine; birleşen dava ise şirketten çıkarılma istemine yöneliktir.
Davalı vekili, her ne kadar asıl dosya yönünden, talep artırıma karşı zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de; Davacının faal şirkette çıkma payı alacağında zamanaşımının söz konusu olmayacağı, şirketin ödenmeyen kar payının da olmadığı, davacının da çıkma payını talep ettiği anlaşılmakla itiraz yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce alınan SMMM, makine mühendisi, emlakçı, elektrik mühendisi, menkul değ. uzmanı bilirkişilerden oluşturulan bilirkişi heyeti rapor-ek raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli, gerekçeli ve hüküm vermeye elverişli olduğu görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava ve birleşen davada dava dilekçeleri, cevap dilekçeleri, getirtilen kayıtlar, dinlenen taraf tanıklarının beyanları, bilirkişi heyeti raporu-ek raporu ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında;Dava, haklı sebeplerden dolayı limited şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi, birleşen dava ise davalının şirketten çıkarılması istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın davacı tarafın davalı şirket ortaklığından çıkma isteminin haklı nedenlere dayanıp dayanmadığı, çıkma ve çıkarılma koşullarının oluşup oluşmadığı, şirket ortağı davacının çıkma payı alacağının bulunup bulunmadığı hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
TTK’nun 638. Maddesinde; “(1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” hükmü öngörülmüştür.
TTK’nun 640. Maddesinde; “(1) Şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceği sebepler öngörülebilir. (2) Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir. (3) Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli saklıdır.” hükmü öngörülmüştür.
Limited ve anonim şirketlerde, şirketin haklı sebeplerle feshi ve şirket ortaklığından çıkma için haklı sebep teşkil edecek nedenlerin hangi haller olduğu hususu Türk Ticaret Kanununda sayılmamış olup, doktrinde ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin emsal içtihatlarında “şirketin kötü yönetilmesi ve ortaklar arasında ciddi anlaşmazlıklar bulunması,” “şirketin kuruluş gayesini gerçekleştirmesinin imkansız olması,” “şirket varlıklarının yanlış kullanılması veya israf edilmesi,” “azınlığa karşı fiili veya manevi güç baskı uygulanması,” “azınlığın meşru taleplerinin devamlı olarak reddedilmesi” ve pay sahiplerinin şirketteki hareket kabiliyetinin ortadan kalkması, şirketin feshi açısından haklı sebep olarak örnek olarak sayılmıştır.
Somut olaya gelince, her ne kadar haklı sebep tespiti bilirkişilerce yapılmamış ise de; davacı ortağın asıl davada çıkma talep ettiği, birleşen davada ise şirketin çıkarılma talep ettiği, şirketin yönetimi ile ilgili taraflar arasında ciddi anlaşmazlık olduğu, tarafların ortaklığı devam etme arzularının bulunmadığı, tarafların iddia ve savunmaları, tanık beyanları ile dosya kapsamına göre taraflar arasında güven ilişkisinin kalmadığı, her iki tarafın da davacının şirket ortaklığının sona ermesi hususunda hem fikir oldukları, taraflardan ortaklığın devamını sürdürmelerinin beklenemeyeceği, böylece asıl dava yönünden TTK’nun 638.maddesinde düzenlenen haklı sebeplerin varlığının bulunduğu kanaatine varılmıştır. Davacının karar tarihine en yakın tarihte yapılan hesaplama sonucunda düzenlenen bilirkişi heyeti ek raporuna göre davacının talep edebileceği çıkma payı alacağının 787.536,69 TL olduğu, çıkma payı alacaklarına hükmün kesinleşme tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, alacağın ticari olduğu dikkate alındığında avans faizi talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Asıl dava yönünden; Davanın kabulü ile; Davacının davalı şirketten çıkmasına izin verilmesine; 787.536,69 TL çıkma payı alacağının kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava yönünden; Asıl davada çıkma kararı verilmekle, birleşen davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (taraflar arasındaki güven ilişkisinin kalmadığı da dikkate alındığında davacı şirketin de çıkarılma talebinde haklı olduğu görülerek davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir).
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Asıl davada; Davanın KABULÜ İLE,
Davacının davalı şirketten çıkmasına izin verilmesine,
787.536,69 TL çıkma payı alacağının kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 53.796,63 TL harçtan, peşin alınan 27,70 TL harç ile 13.440,62 TL ıslah harcı toplamı olan 13.468,32 TL harcın mahsubu ile eksik 40.328,31 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından peşin yatırılan 59,50 TL harç ile 13.440,62 TL ıslah harcı toplamı olan 13.500,12 harç ve davacı tarafından yapılan ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 7.723,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince … TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında; Asıl davada çıkma kararı verilmekle, birleşen davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile eksik 31,60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından peşin yatırılan 59,50 TL harç ve davacı tarafından yapılan ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 6.485,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2021

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]