Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/959 E. 2021/344 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2014/959 Esas – 2021/344
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/959
KARAR NO : 2021/344

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 05/06/2013
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
K. YAZIM TARİHİ : 21/05/2021

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Tüzel kişi olan davacının talebi ve bilgisi olmaksızın bankada hesap açma işlerine ait özel yetki içermeyen vekaletname ile davalılardan … Bankası …/… Şubesinde diğer davalı …’ın talebi ve banka personelinin kusuruyla 59727076 müşteri numarasıyla müvekkili şirket adına hesap açıldığını, kötü niyetli diğer davalılar …ve …’ın vekaletnameleri ile davacı şirket adına yaptıkları ihalelerin hakkedişleri usulsüz açılan bu hesaba ait IBAN’ın verilmesi suretiyle usulsüz açılan hesaba yüklü miktarlarda para akışı sağlandığını, usulsüz açılan bu hesaptan davacı şirketin haberi bulunmadığını, söz konusu usulsüz hesaba müvekkili davacı şirketin bilgisi dışında 954.847,87 TL’lik hakkediş bedeli gönderildiğinin öğrenildiğini, bu hesaptan davacı şirketin bilgisi ve talebi olmaksızın davalı … tarafından bazı özel ve tüzel kişilere havale yapılarak davacı şirketin paralarının üçüncü kişilerin hesaplarına aktarıldığını, aktarma işleminin ise davacı şirket kaşesi ve fax yolu ile bankaya gönderilmiş olan şirket temsilcisinin sahte imzasını içeren talimatlar ile banka personeli aracılığıyla yapıldığını, Kocaeli ve Bursa fax numaralı banka talimatlarının sunulduğunu, konuyla ilgili olarak görevini ihmal ve/veya suiistimal eden banka memurlarının da tespit edilmesi ve davalılar adına kamu adına dolandırıcılık suçu dosyası ile kovuşturulması talep edilmiş olup Bursa C.Başsavcılığının … Hz. soruşturmasının devam ettiğini, davacı şirket yetkilisinin ciddi sağlık sorunları nedeniyle yapılan yolsuzluğu farketmesinin zaman aldığını ve davalı banka hesaplarından davacı şirketin resmi hesabına 339.649,59 TL hakkediş bedelinin havale edildiğini, yetkisiz/usulsüz açılan hesaptan şirket yetkilisinin haberinin olması ile 18.12.2012 tarihinde …’ın hesapta kalan son parayı çekerek hesap işlemlerinin sona erdirildiğini, bahse konu usulsüz hesaptan davacı müvekkilinin talimatı dışında özel şahıslara havale işlemi yapıldığını, söz konusu hesaptan; …, …, …, …ve diğer üçüncü kişilere yüklü miktarlarda para transferleri yapıldığını, ayrıca …ve …’ın müvekkili şirket vekillik ilişkisi olduğunu ve …’ın şirket adına ödemeleri yapması için davacı şirket tarafından banka hesabına gönderilen ücretler ve adına yapılan havalelere ilişkin dekontların da sunulduğunu, müvekkilinin fazlaya ilişkin haklarının yanında ve maddi ve manevi tazminat hakları saklı tutularak, şimdilik 10.000,00 TL’lik kısmi tazminat ile müvekkilinin maddi zararının bilirkişi vasıtasıyla tespit edilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen haksız fiilin vukuundan itibaren ticari faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalılar …, … ve …vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacının müvekkillerine vermiş olduğu vekaletnameler incelendiğinde söz konusu inşaat yapım işleri ile ilgili ayrıntılı genel yetki verildiğinin görüleceğini, müvekkillerinin yetkisiz ve usulsüz bir ticari işlem gerçekleştirmediklerinin görüldüğünü, vekaletnamelere dayalı olarak banka hesabının açıldığını ve ihalesi alınan işlerin gerçekleştirilmesi için para transferleri yapıldığını, bir nevi aile şirketi olan davacı şirketin açtıkları bu dava ile kendi içlerinde bir tartışma ve anlaşamamanın verdiği bir durumun ortada olduğunu, davacı şirket ile müvekkilleri arasında ilgili ihalelerin alınıp ihalelerin gereği işlerin yapıldığını, müvekkillerinin tamamen davacı şirketin talimatı dahilinde gelen hakkedişleri gerek taşeron şirketlere gerekse de şirket çalışanlarına gönderdiklerinin görüleceğini, banka hesabının davacı şirketin isteği ve talimatı ile açıldığını, sahte olarak iddia edilen ödeme talimatlarının gerçek olduğunu ve bu paralar için firma yetkilileri tarafından inşaatta çalışan taşeron tedarikçi veya şantiye giderleri için kullanıldığını, ihale gereği alınan iş ile hakkedişlerin örtüştüğünü ve hatta hakkedişlerin miktarlarının yarı yarıya daha az olduğunu, müvekkillerine verilen genel vekaletnamelerden azledilmelerinden sonra hiçbir ticari harekette bulunulmadığını, işlerin çoğundan zarar edildiğini, ihalelerin % 10 kâr marjıyla yapıldığını ve kârların tamamının davacının hesabına geçirildiğini, müvekkillerine verilen vekaletnamelerde aynen ‘…makam ve mercilerden veya havale edilecek bankalardan tahakkuk etmiş ve edecek olan hakkedişleri talep edip almaya, ahzükabza, ibra etmeye, bu hususta gerekli evrak fiş, makbuz, çek ve belgeleri imzalamaya…’ şeklinde ibarelerinin yer aldığını, müvekkillerinin ne yetkisiz iş gördüklerini ne de sahih olmayan bir işlem gerçekleştirdiklerini, söz konusu hesaba ilişkin bütün hareketlerden baştan sona kadar şirket yetkililerinin haberi ve bilgilerinin bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı T.C. … Bankası Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesi ile özetle; Kısmi dava açılmasının mümkün olmadığını ve alacağın zamanaşımına uğradığını, somut olayda müvekkil bankanın da davalı olarak gösterilmesine sebep olan dava konusu işlemlerin dayanağını teşkil eden … 4. Noterliğince düzenlenen vekaletnameler doğrultusunda yapılan işlemlerin genel vekaletnamenin içeriğine ve işin niteliğine aykırılık teşkil etmediğini, şirket müdürü … tarafından düzenlenen vekaletname içeriğinde ‘…makam ve mercilerden veya havale edilecek bankalardan tahakkuk etmiş ve edecek olan hakkedişleri talep edip almaya, ahzükabza, ibra etmeye…’ şeklinde düzenlemelere yer verildiğini, bu kayıtlara istinaden vekile hakkedişleri hesaplardan çekme yetkisi verildiğini, burada amaçsal yorum yapılması ve vekaletname ile verilen yetkilerin hesap açmayı da kapsadığı sonucuna ulaşılması gerektiğini, davacı yanın mezkûr vekaletnameler doğrultusunda yapılan işlemlerin tamamına itiraz etmediğini, davacı şirketin yönetimsel sorunlarının faturasının bankalarına yöneltilmek istendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
ÖN İNCELEME: Mahkememizde yapılan ön inceleme duruşmasında yargı hakkı, görev ve yetki hususları, dava ve taraf ehliyetleri, dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, Mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve dava şartlarının tamam olduğu anlaşılmış; tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiş; taraflar sulhe teşvik edilmiş, ön inceleme duruşmasında hazır bulunan taraf vekilleri sulh olmalarının mümkün olmadığını belirtmişlerdir.
DELİLLER: Tarafların delilleri toplanmış, davalı bankadan sözleşme, davacı şirkete ait hesap kayıtları, ticaret sicil müdürlüğünden davacı şirket kayıtları getirtilmiştir. Davacı vekili tarafından; … adına banka hesabı açmaya özel yetki içermeyen vekaletname, banka hesabına gelen hak edişlerin listesi, bankaya verilen şirket kaşeli talimatlar, adına para havale edilen diğer vekiller …ve …’ın vekaletnameleri, şirket tarafından …adına yapılan banka ödemelerinin dekontları, şirket adına yapılan ihalelerin belgeleri, … ve …’a gönderilen havale belgeleri ibraz edilmiştir.
Mahkememizce ilk olarak bankacı-SMMM ve hesap uzmanı bilirkişi heyetinden rapor alınmış, düzenlenen rapor da sonuç olarak; İşbu davanın özünü davalı bankanın hesabın açılmasında gerekli özeni göstermemesi, diğer davalıların ise kendilerine verilen yetkiyi kötüye kullanarak davacı şirketi zarara uğratmış oldukları davalılardan …’a verilen vekaletname içeriğine göre davacı şirket adına … Bankası … Şubesi nezdinde davacı şirket adına vadesiz ticari mevduat hesabı açılmasının mümkün olmadığı, 59727076-5001 sayılı vadesiz ticari mevduat hesabının açılması işleminin usulsüz olduğu, hesabın açılmasında vekalet kapsamındaki yetkilerin aşıldığı, bankanın gerekli özeni göstermeyerek usulsüz hesap açılmasına sebep olduğu, söz konusu hesaptan şirket kaşesi altında şirket müdürü …’ın talimatıyla yapıldığı iddia olunan havalelerdeki imzanın adı geçene ait olması durumunda usulsüz açılan hesap ve yetkisiz yapılan işlemlere şirketin icazet verdiği kabul edilerek şirket adına yapılan bütün havalelerin geçerli ve hukuka uygun olacağı, bu durumda şirketin herhangi bir zararından bahsedilmesinin mümkün olmayacağı, buna karşılık söz konusu havalelerdeki imzaların …’a ait olmadığı tespit edildiği takdirde, şirkete havale edilenlerin dışında kalan havale tutarlarının usulsüz olduğu ve şirket zararını doğuracağı, bu şekilde tespit edilen 592.236,47 TL havale tutarının şirketin borçları veya menfaati için kullanılmadıkları takdirde belirtilen tutar kadar şirketin zarara uğrayacağı, bu zarardan davalı banka ile …’ın müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği, bir üst paragrafta belirtilen ihtimalde dosyada mevcut bilgi ve belgelerden 592.236,47 TL tutarın şirket borçları için kullanılıp kullanılmadığının anlaşılamadığı, davalılardan …’a yapılan bir havale bulunmadığı için adı geçenin sorumlu olmadığı, buna karşılık …’ın kendisine yapılan havale tutarları kadar sorumlu olması gerektiği, davanın özünü …’ın imzasıyla yaptığı iddia olunan havaleler oluşturduğu ve adı geçen tarafından bu havalelerde yer alan imzaların kendisine ait olmadığı ileri sürülerek ilgili cumhuriyet savcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunulduğu dikkate alınarak, takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere her bir havale talimatı altındaki imzanın …’a ait olup olmadığının belirlenmesini müteakip ilgililerin müterafik kusurlarıyla birlikte varsa gerçek zarar miktarının heyetimizce kesin ve sağlıklı biçimde belirlenmesinin mümkün olabileceği belirtilmiştir.
Grafoloji uzmanı da eklenerek düzenlenen ek raporda sonuç olarak; Davacı şirket müdürü … tarafından …’a … 4.Noterliği nezdinde verilmiş olan 12.02.2007 tarih ve 001519 yevmiye numaralı vekaletnamede bankada hesap açmaya yönelik özel yetki içermediği halde … tarafından davacı şirket adına T.C. … Bankası AŞ. … … Şubesi nezdinde …. numaralı vadesiz ticari mevduat hesabı açtırıldığı ve davalı banka tarafından da vekaletname uygun olmamasına rağmen hesabın açılarak bu hesaptan da şirket yetkilisine ait olmayan fax talimatlarıyla usulsüz para çekilmelerine sebebiyet verildiği, bu hesaptan davacı şirket yetkilisi …’ın gerek kendi imzası gerekse yetki verdiği üçüncü bir kişinin imzasını içermeyen toplam 30 adet tediye işlemiyle hesaptan usulsüz olarak çekilen toplam anapara tutarının 568.860,00 TL (553.860,00 TL + 15.000,00 TL) olup bu tutarın dava tarihine kadar işlemiş 76.328,77 TL (73.688,15 TL + 2.640,62 TL) faiziyle birlikte toplam tutarının 645.188,77 TL (568.860,00 TL + 76.328,77 TL) olarak bulunduğu, davacı bu alacağını aynı zamanda uygulanacak ticari faiziyle birlikte tahsilini talep ettiğinden dava tarihi (05.06.2013) itibariyle; Davalı banka ve davalılardan …’dan dava tarihi itibariyle oluşan ana para borç bakiyesine (553.860,00 TL) değişen oranda avans faizi uygulanmak ve dava tarihine kadar hesaplanmış faiz (73.688,15 TL) borca ilave edilmek, davalılardan …’tan ise dava tarihi itibariyle oluşan anapara borç bakiyesine (15.000,00 TL) değişen oranda avans faizi uygulanmak ve dava tarihine kadar hesaplanmış faiz (2.640,62 TL) borca ilave edilmek suretiyle alacağın tahsili mümkün iken davacı şirket vekili tarafından şimdilik kaydıyla borcun 10.000,00 TL’lik kısmi tazminat ile ilgili olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen faiziyle birlikte tahsili talebinde bulunulduğu, bu durumda 10.000,00 TL tutara dava tarihinden itibaren değişen oranda avans faizi uygulanmak suretiyle davalı borçlular Banka ve … ve …’dan tahsili gerektiği ancak davacı tarafından kalan alacağın tamamının tahsili talebinde bulunulması halinde alacağın tamamının tahsili talebiyle ilgili yapılacak sorumluluk tutarının tespiti sırasında 10.000,00 TL tutar ile ilgili tahsilat göz önünde tutularak mükerrer tahsilat yer verilmemesi gerektiği, 31 adet fax talimatındaki imzaların … ve …’ın eli ürünü olmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi heyeti 2. ek raporunda sonuç olarak; Davanın temelini teşkil eden maddi vakıanın gerçekleştiği tarihlerde davacı şirketin ödemelerini hangi banka vasıtasıyla ve hangi yollarla gerçekleştirdiğinin dava dosyasında yeterli bilgi ve belge olmaması nedeniyle incelemesinin yapılamadığı, davacı şirket adına açılan Ticari Mevduat Hesabı açılması ve açılan hesaptan faks talimatları ile yapılan para transferlerinde, davalı bankanın üzerine düşen dikkat ve özeni göstermediği, açılan Ticari Mevduat Hesabı sözleşmesinde taraf imzalarının bulunmadığı, dolayısıyla oluşan zarardan Davalı bankanın sorumlu olduğu, dosyaya sunulan belgeler ve yeniden yapılan incelemeler çerçevesinde tarafların itirazlarının yerinde olmadığı, 29.07.2016 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda yer alan görüş ve değerlendirmeleri hükümden düşürecek bir husus bulunmadığı belirtilmiş; Bankacı bilirkişi tarafından muhalefet şerhinde sonuç olarak; Davalı bankanın … Şubesinde, davacı şirket adına Ticari Mevduat Hesabı açılması aşamasında ve sonrasında da hesap hareketlerinden davacı şirket müdürlerinin bilmemesinin ya da fark etmemiş olmalarının mümkün olamayacağı, dava konusu hesabın açılması ve hesap hareketlerini davacı şirket müdürlerinin bilebilecek durumda oldukları kanaati oluştuğundan, davacının zararının olmadığı belirtilmiştir.
Talimatla alınan davacı defterlerini inceleyen SMMM bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davacıya ait 2012 dönem defterlerin 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 224 ve 225. maddeleri ile 6762 Sayılı eski T.T. Kanunun 66. Maddesi ve 6102 Sayılı – Yeni T.T.Kanunu’nun 64. Maddelerine göre açılış tasdiklerinin süresi içinde yaptırıldığı, ancak kapanış tasdikinin bulunmadığı, davacı şirket kayıtlarında davaya konu … Bankası … Şubesi …sayılı vadesiz ticari mevduat hesabına ilişkin her hangi bir hesap veya muhasebe kaydının bulunmadığı, yalnızca ‘’…” adına çalışan bir hesabın yer aldığı, dosya içeriğinde yer alan bilirkişi raporları ve tarafların itirazları ile hesaplamalar incelenmiş olup 30.05.2012 tarihinde 19.989,47 TL tutarlı …’a yapılan ödeme ile 18.12.2012 Tarihli 3.387,00 TL tutarlı davacı şirket hesabına şirket müdürü …’a yapılan ödemelerin toplam hesaplama (973.644,02 TL) içerisinde yer almasına karşın şirket için kullanılıp kullanılmadığına ilişkin hesaplamalara dâhil edilmediği tespit edilerek yapılan inceleme sonucu 19.989,47 TL tutarlı şirket için kullanılıp kullanılmadığının tespit edilemediği, bu nedenle ödemenin faiz hesaplamasına dâhil edileceği ve 3.387,00 TL’sinin ise ilgili kayıtların şirketle ilişkili olarak yapılan ödemeler içine dâhil edileceğini, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere talimat faksları fotokopilerinde bulunan imzaların …’ın eli ürünü olmadığı, davalı bankanın hesabın açılmasında gerekli özeni göstermediği, davalı banka ve davalılardan Mustafa Karamanın sorumlu olduğunun kabulü durumunda; banka ve davalılardan …’ın davacı şirkete hesaptan çekilen anapara tutarı kadar (573.849,77 TL) ile dava tarihine kadar bu tutara işlemiş faiz (77.294,61 TL) olmak üzere toplam 651.144,38 TL borçlu olacağı, hesaptan usulsüz olarak 15.000,00 TL havaleyi alan …’ın da davacı şirkete 15.000,00 TL anapara ve 2.640,62 TL faiz olmak üzere toplam 17.640,62 TL borçlu olacağı belirtilmiştir.
Grafoloji uzmanı tarafından düzenlenen ek raporda sonuç olarak; Tetkike verilen belgeler üzerinde talep edilen hususlar doğrultusunda, adli belge inceleme cihaz ve aletleri (stereo mikroskop, bilgisayar bağlantılı dijital mikroskop, detay çekim-kaydedici-büyütme-karşılaştırma sistemi) kullanılmak suretiyle, imza incelemesi için yeterli donanıma sahip ortamda grafolojik ve grafometrik yöntemlerle gerekli incelemeler yapılmış olup, tespit ve müşahedelerim ile hasıl olan kanaatim aşağıda olup bu raporun yukarıda ‘Tetkik konusu belgeler’ bölümündeki (2.sayfada) tabloda belirtilmiş olan toplam (31) adet talimat faksının fotokopisinde ‘… Yapı İnşaat Taah. Enerji Üretim Isıtma Soğutma ve Doğalgaz Sistemleri Turizm Tie. San.Ltd. Şti.’ adına atılı bulunan imzalar ile …’ın bu kez incelemeye verilen … 4.Noterliğince düzenlenmiş 26.03.2012 tarihli 003433 y. numaralı imza sirküleri aslındaki mukayese imzaları da karşılaştırmaya esas alınarak yeniden yapılan incelemede; 27.07.2016 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen kanaatini değiştirecek farklı bir bulgu saptanmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce ikinci olarak bankacı, SMMM ve hesap uzmanı bilirkişi heyetinden rapor alınmış, düzenlenen rapor da sonuç olarak; Davacı şirketin üstlendiği işler nedeni ile kendisine yapılan hakkediş ödemlerinin davalı banka nezdindeki hesaba gönderilmiş olması, bu hesaptan davacı şirketin başka bankalardaki hesaplarına para gönderilmesi, yine bu hesaptan davacı şirket ortaklarının fiili ve organik bağı olan aynı soyadlı kişilere para gönderilmiş olması, bu hesaptan davacı şirketin borçlu olduğu kişilere para gönderilmiş olması tespit edilmekle; Davacı şirketin söz konusu hesabı benimseyerek ticari faaliyetinde kullandığı, hesaptan yapılan bir kısım işlemlerin şirket amaç ve menfaati doğrultusunda olduğunun açık olduğu, bu suretle davacının yapılan işlemlere katlandığı, aynı yöntemle yapılan işlemlerin bir kısmının kabul edilip diğer bir kısmına itiraz edilmesinin çelişkili davranış olacağı sonucuna varıldığından davacının talep edebileceği alacağı olmadığı, gerçekte de, davacıya borçlu olan kurumların borcunu bu hesaba göndererek ödemiş olmaları, hesaptan yapılan bir kısım işlemlerin yine davacının başka bankalardaki kendi hesaplarına havale şeklinde olması, hesabına para gönderilen davalıların da davacıların ticari işlerini yürüten kimseler olması ve işlemlerin yapıldığı dönemde yüksek tutarlı işlemlere yapılış tarihinden uzun zaman geçtikten sonra itiraz edilmiş olması davacının söz konusu işlemlere örtülü onay verdiği belirtilmiştir.
Davacı vekili 02.09.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle; davalılardan 10.000,00 TL’nin müştereken ve müteselsilen tahsili olarak açtıkları davada, davalılardan … Bankası ve …’dan 627.548,15 TL’nin, davalılardan …’tan 17.640,62 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, davacı şirket adına usülsüz açıldığı iddia edilen banka hesabından yapılan işlemlere dayalı, alacak davasıdır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, sözleşme, banka kayıtları, ibraz edilen bilgi-belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Davacı şirketin adına vekaletname ile davalılardan … Bankası …/… Şubesinde diğer davalı …’ın talebi üzerine … müşteri numarasıyla hesap açıldığı, bu hesaptan işlem ve havaleler yapıldığı, davacı şirketin eldeki dava ile usulsüz ve davacı şirketin bilgisi dışında hesabın açıldığı ve havale işleminin yapıldığı iddiası ile eldeki davayı açtığı, davalılarca yapılan işlemlerde usulsüzlük bulunmadığı belirtilerek davanın reddinin istendiği analaşılmaktadır.
Mahkememizce alınan bankacı, SMMM ve hesap uzmanı bilirkişi heyetinden oluşturulan ikinci bilirkişi heyeti raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli oldukları görülerek hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasında; davacı şirket adına davalı banka şubesinde hesap açıldığı ve bu hesaptan işlem ve havaleler yapıldığı konularında anlaşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmazlık; açılan hesabın usulsüz olup olmadığı, bu bağlamda hesaptan yapılan işlemlerin davacının bilgisi dışında olup olmadığı ve davalıların sorumluluklarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Hükme esas alınan ikinci bilirkişi heyeti raporu diğer delillerle birlikte değerlendirilerek yapılan inceleme sonucunda; Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği mevduat sözleşmesidir. 5411 sayılı Bankacılık Kanununun tanımlar başlıklı 3.maddede tanımı “…yazılı ya da sözlü olarak veya herhangi bir şekilde halka duyurulmak suretiyle ivazsız veya bir ivaz karşılığında, istendiğinde ya da belli bir vadede geri ödenmek üzere kabul edilen para şeklinde…” yapılmıştır. Mevduatın banka tarafından ivazsız veya bir ivaz karşılığında, istendiğinde ya da belli vadede geri ödenmek zorunda olduğu dikkate alındığında bankanın bu borcunu usulüne uygun şekilde yerine getirmesi gerekmektedir.
Davalı banka, mevduatın mudinin bilgisi ve onayı dahilinde 3.kişiye ödendiği ve hesap hareketlerinden mudinin haberdar edildiği savunmuş olup bu savunmasını kapsamına göre ispat edememiştir. Hukukumuzda ağırlaştırılmış sorumluluk yükümlülüğü olan davalı banka objektif özen ve gözetim sorumluluğunu yerine getirmediği takdirde doğan zarardan ve emrinde çalışan yardımcı kişilerin işlemlerinden bu kapsamda sorumludur.
Hesaptan yapılan işlemlerin hesap sahibinin bilgisi dahilinde olduğunun ve hesabın davacı şirket talebi ile açıldığının ispat edilememesi nedeni ile davalı bankanın kusuru olmakla beraber davacının alacak talebinin bu hesaptan yapılan işlemlere ilişkin olduğu dikkate alındığında davacı şirketin hesabı benimsediği anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacı şirketin hesabından 3. kişilere yapılan ödemelerin davacı bilgisi, onayında ve davacının amaç ve menfaati için yapılıp yapılmadığının tespiti gerekmektedir.
Bankacılık uygulamasında, herhangi bir müşteri adına talebi olmadan hesap açılmasının banka nezdinde doğrudan doğruya ve tek başına zarar doğurmaya elverişli olmadığı kabul edilmektedir. Kural olarak banka hesaplarının açılışının müşterinin bilgi ve rızası dahilinde olması gerekmekle beraber, hesaptaki mevduatın sahibi dışında 3. kişilerce tasarrufuna engel olmak mevduatı hesap sahibine iade etmek esastır.
Bilirkişi raporunda tablo olarak gösterilen hesap hareketlerinin incelenmesinde; Davacıya borçlu olan kurumların borcunu bu hesaba göndererek ödemiş olmaları, hesaptan yapılan bir kısım işlemlerin yine davacının başka bankalardaki kendi hesaplarına havale şeklinde olması, hesabına para gönderilen davalıların da davacıların ticari işlerini yürüten kimseler olması ve işlemlerin yapıldığı dönemde yüksek tutarlı işlemlere yapılış tarihinden uzun zaman geçtikten sonra itiraz edilmiş olması hususları dikkate alındığında davacının söz konusu işlemlere örtülü onay verdiği kanaatine varılmıştır.
Böylece; Davacı şirketin üstlendiği işler nedeni ile kendisine yapılan hakediş ödemelerinin davalı banka nezdindeki hesaba gönderilmiş olması, bu hesaptan davacı şirketin başka bankalardaki hesaplarına para gönderilmesi, yine bu hesaptan davacı şirket ortaklarının fiili ve organik bağı olan aynı soyadlı kişilere para gönderilmiş olması, bu hesaptan davacı şirketin borçlu olduğu kişilere para gönderilmiş olması tespit edilmekle; Davacı şirketin söz konusu hesabı benimseyerek ticari faaliyetinde kullandığı, hesaptan yapılan bir kısım işlemlerin şirket amaç ve menfaati doğrultusunda olduğunun açık olduğu, bu suretle davacının yapılan işlemlere katlandığı, aynı yöntemle yapılan işlemlerin bir kısmının kabul edilip diğer bir kısmına itiraz edilmesinin çelişkili davranış olacağı, bu nedenlerle davacının talep edebileceği alacağı olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 170,80 TL harçtan mahsubu ile fazla 111,50 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 49.309,44 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/04/2021