Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/899 E. 2022/454 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/899
KARAR NO : 2022/454

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/01/2013
KARAR TARİHİ : 06/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 27/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma ile davalı … arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili T…. Bankası Ostim Bulvar Şubesi’nin … İBAN nolu hesabından keşide edilen
1.1. 0012576 seri nolu 11.01.2012 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli,
1.2. 0012577 seri nolu 18.01.2012 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli,
1.3. 0012578 seri nolu 26.01.2012 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çekleri avans olarak … verildiğini, davalı … aldığı çeklere karşılık müvekkili herhangi bir mal veya hizmet vermemiş olup dava konusu çekler bedelsiz olduğunu, müvekkili tarafından …’ye verilen bedelsiz çekler … tarafından tahsil edildiğini, dava konusu çeklerin … tarafından tahsil edilmesi nedeniyle, …’nin dava konusu çekleri Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş Ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22/2.maddesine uygun olarak elinde bulundurup bulundurmadığının incelenmesi gerektiğini, …’nin mal veya hizmet satışına bağlı olarak doğacak alacağın temlik alınabilmesi için; diğer şartların yanında geçerli bir faktoring sözleşmesi, mal veya hizmet satışından kaynaklanan bir ticari ilişki bulunduğu ve temlike konu alacakların da bu ticari ilişki çerçevesinde doğduğunu ispatlayacak şekilde bütün belgelerin doğruluğunun ve tutarlılığının bir bütün halinde kontrol edilerek değerlendirmesi ve bunları BDDK’nın denetime uygun şekilde dökümante ederek eksiksiz olarak işlem dosyası oluşturması gerektiğini, davalı …, müvekkiline bir mal veya hizmet sunmadığından, davalı …Ş. elinde yasal gereklilik nedeniyle bulunması gerekli belgelerin olmadığını ayrıca, geçerli bir faktoring sözleşmesinin de mevcut olmadığını bu durum, davalının aslında temlik almaması gereken çekleri aldığı, iyiniyetli olmadığı ve dava konusu çekleri tahsile yetkili olmadığını, davalı …Ş.’nin geçersiz bir işlem yaptığının tespiti halinde, BDDK’ya ihbar yapılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle, davanın kabulü ile, müvekkilinin T…. Bankası Ostim Bulvar Şubesi’nin … İBAN nolu hesabından keşide edilen 0012576 seri nolu 11.01.2012 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli, 0012577 seri nolu 18.01.2012 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli ve 0012578 seri nolu 26.01.2012 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile müvekkil tarafından ödenmek zorunda kalınan toplam 150.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari (avans) faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı çek nedeni ile borçlu olmadıklarının tespitini talep ettiğini, dava genel hükümlere göre açılmış istirdat davası olduğunu, HMK’nun yetkiye ilişkin genel kuralı gereği huzurdaki davanın davalının ikametgahı mahkemesinde ikame olması gerektiğini, davalı müvekkili şirketin ticari faaliyet merkezi Şişli İstanbul adresi olduğunu, dava dilekçesi de irtibat bürosu niteliğindeki adrese Ankara İrtibat Bürosu çalışanlarına tebliğ edildiğini, esasa ilişkin olarak da davacı taraf müvekkili şirketin çekleri yasal belgeleri ile teslim almadığını, gerekli belgelerin ve faktoring sözleşmesinin olmadığının düşünüldüğünü beyan ettiğini, bu iddia yerinde olmayıp aksi ispatlanacağını, müvekkili şirket iyiniyetli meşru hamil olduğunu, kıymetli evrakın mücerretliği ilkesi gereği müvekkili şirket keşideci ile cirantalar arasındaki borcun doğuş sebebini araştırmak ve kanıtlamakla yükümlü olmadığını, davacı, müvekkili şirketin kötüniyetli olduğunu ve iktisapta ağır kusurlu olduğunu, bile bile borçlu zararına hareketle çeki iktisap ettiğini ispatlamak zorunda olduğunu, şahsi defilerin iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, tüm bu nedenlerle öncelikle yetki itirazlarının kabulünü bu mümkün olmaması halinde davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Gıda A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı, davaya konu 3 adet çekin müvekkil şirkete avans olarak verildiği iddia etmektedir. Sabit olduğu üzere, çek bir ödeme aracı olup, bir borcun ödenmesi amacıyla verildiği karine olarak kabul edilir. Aksini iddia eden davacı bu iddiasını yazılı belge ile ispatlamalıdır. Davacı söz konusu çekleri borcuna karşılık vermiş olup, iddia edilen gibi bir avans ilişkisi söz konusu değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, haksız açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Çek Fotokopileri,
-Davacı ve davalılara ait ticari defter ve bağlı kâğıtları,
-15/01/2014 tarihli Şabanaözü talimat mahkemesinden alınan bilirkişi raporu,
-05/02/2014 tarihli … talimat mahkemesinden alınan bilirkişi raporu,
-26/09/2014 tarihli mahkememizce alınan bilirkişi ön raporu,
-10/04/2015 ve 22/11/2016, 19/12/2018 tarihli İstanbul talimat mah alınan bilirkişi heyet raporları
-13/11/2019 tarihli İstanbul talimat mah alınan bilirkişi kurulu raporu,
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava; borçlu bulunulmadığı iddia edilen çeklerden dolayı davalıya yapılan ödemenin istirdatı istemine ilişkindir.
Dava konusu çeklerin keşide yerine ve muhatap bankanın bulunduğu yere göre davacı ile davalı Zetaş arasındaki sözleşmenin ifa yerinin Ankara olduğu ve davada birden fazla davalı bulunduğu anlaşılmakla davalı … Factoring Hizmetleri A.Ş.nin yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı … Gıda..A.Ş..hakkında … 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin (ilk iflas kararı Yargıtay 23.HD tarafından bozulmuş- … 4.ATM’nin 21/11/2013 tarih ve 2013/11 E, 2013/340) 05/10/2018 tarih ve 2017/625 E, 2018/997 K sayılı ilamı ile iflasına Kararı verilmiş ve bu karar Yargıtay 6.HD incelemesinden geçerek16/11/2021 tarihinde kesinleşmiştir. Davalı … Gıda.. A.Ş.’nin iflasının kesinleşmesi üzerine, aleyhinde açılan iş bu dava 25/04/2022 tarihli duruşmada alınan ara kararı ile tefrik edilmiş ve yargılamaya tefrik edilen mahkememizin 2022/299 ESAS sayılı dosyası üzerinden devam edilmektedir.
Davalı … Gıda AŞ.nin ticari defterleri üzerinde … talimat mahkemesince resen seçilen mali müşavir … aracılığı ile inceleme yapılmak sureti ile bilirkişi tarafından hazırlanan 05/02/2014 tarihli Bilirkişi Raporu özetle; “…Davalı şirketin 2011 yılına ait 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/147 Esas sayılı dosyası ekinde incelediğim yasal defterlerinin açılış tasdiklerinin ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun yaptırılmamış olması sebebiyle H.M.K.222.maddesi gereğince sahibi lehine kesin delil vasfına haiz olmadığı, davalı şirketin 2012 yılına ait tarafıma sunulan yasal defterlerinin açılış tasdiklerinin ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun yaptırılmış olması sebebiyle H.M.K.222.maddesi gereğince sahibi lehine kesin delil vasfına haiz olduğu, dava konusu edilen çeklerin davalı yanın yasal defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak 03.10.2011 tarihli 284605 nolu 200.217,35 TL bedelli faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı, davacı ifadesine göre dava konusu çeklerin davacı tarafından davalıya avans olarak verildiği, ancak karşılığında mal teslimi yapılmadığını, davalının da aldığı çekleri davalı … firmasına verdiği ve tahsil ettiği, davalı … firmasına göre davalının davacıya düzenlediği bu sebeple alacaklı olduğunu beyan etmiş olduğu 03.10.2011 tarihli 284605 no.lu 200.217,35 TL bedelli faturayı vermesi üzerine çekin alındığının ifade edildiği, ancak davalı kayıtlarına göre genelde mal satanın davacı olduğu, faturanın seri numarasına (284605) bakıldığında davalıya ait fatura olduğu, ancak bahse konu faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı, dava konusu edilen davacının davalıya verdiği çeklerin davalının yasal defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak aynı vadeli aynı tutarda davalının davacıya kendi çeklerini verdiği…” bildirilmiştir.
Davacı … UN Ltd.Şti.nin ticari defterleri üzerinde Şabanözü talimat mahkemesince resen seçilen mali müşavir …. aracılığı ile inceleme yapılmak sureti ile bilirkişi tarafından hazırlanan 15/01/2014 tarihli Bilirkişi Raporu özetle; “… Davacı … Un San. Yem Nak. Mak. Gıda İnş. Petrol ve Tic. Ltd, Şti ne ait ticari defter belge ve kayıtlar üzerinde yaptığım inceleme neticesinde; davacı … Un San. Ltd.’nin 25.05.2013 tarihi itibarıyla Davalı … Gıda Nakliyat A.Ş.’den 490.730,31 TL alacaklı olduğu, dava konusu çeklere ilişkin olarak ; 21.10.2011 tarihinde 3 adet 50.000,00 TL olarak toplam 150.000,00 TL’lik çek Davalı … Gıda A.Ş. hesabına borç kaydedilerek 4102 madde numarası ile davacı şirket yevmiye defterine işlenmiştir. Yine aynı çeklere ilişkin olarak 11.01.2012 tarihinde 89 yevmiye numarası ile 50.000,00 TL’lik, 18.01.2012 tarihinde 162 yevmiye numarası ile 50.000,00 TL’lik, 26.01.2012 tarihinde 261 yevmiye numarası ile 50.000,00 TL’lik olmak üzere toplam 150.000,00 TL çekin … Bankası Ostim Şubesinden ödendiği kayıtlarda görülmüştür. 21.10.2011 tarihinde düzenlenmiş olan bu çeklere ilişkin olarak Davacı … Un İnş. Petrol ve Tic. Ltd. Şti’nin defter kayıt ve belgeleri ile birlikte vergi dairesine vermiş olduğu KDV beyannameleri ve BA-BS formları üzerinden yapılan incelemeler neticesinde Davalı … Gıda A.Ş. tarafından Davacı … Un San. Ltd. Kesilmiş herhangi bir faturaya kayıtlarda rastlanmadığı…” bildirilmiştir.
Davalı …nin ticari defterleri üzerinde İstanbul talimat mahkemesince resen seçilen mali müşavir…. aracılığı ile inceleme yapılmak sureti ile bilirkişi heyteti tarafından hazırlanan 10/04/2015 tarihli Bilirkişi heyet raporunda özetle; “…Davalı … Anonim şirketinin 2011-2012-2013 yıllarına ait ticari defterlerinin TTK’na göre lehine delil teşkil ettiği, ancak takdirin mahkemeye ait olacağı, Davalı … aş ile diğer davalı … gıda sanayi aş arasında faktoring hizmetleri sözleşmesi bulunduğu, sözleşme gereği davalı … aş diğer davalı … AŞ ne dava konusu davacı … Un AŞ tarafından keşide edilerek verilen 3 adet çekin de dahil olduğu toplam 671.629,70 TL tutarlı 22 adet çeki ciro ederek verdiği karşılığında faktoring hizmet bedeli ve masraflar düşülerek 611.000,00 TL tutarı banka havalesi edildiği tespit edilmiştir. Davalı şirket … AŞ tarafından davacı … un AŞ ne 03.10.2011 tarih 284605 nolu KDV dahil 200.217,35-TL tutarında kestiği açık faturanın diğer davalı … aş ne ait ticari defterlerinde muhasebe kaydının yapılı olduğu tespit edilmiştir. Davalı factoring şirketinin çekleri usulüne uygun iktisap ettiği, Davacının diğer davalı … A.Ş’ne karşı sahip olduğu defileri davalı … şirketine karşı ileri süremeyeceği, dava konusu çeklerin bedelsiz kalmasından dolayı davacının dava konusu çeklerden dolayı davalı … A.Ş’ne borçlu olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını…” bildirilmişlerdir.
Bu son heyet raporuna karşı davacı itirazlarının değerlendirilmesi için ek raporlar alınmış 22.11.2016 tarihli bilirkişi ek-1 raporunda özetle; “..Davacının 687/2 hükmüne ilişkin beyanatına gelecek olursak, bu hükümde anılan alacağın temliki davacının anladığı anlamdan çok farklı bir içeriğe sahiptir. Çekler’de uygulanacak TTK m. 681/2 uyarınca “emre yazılı değildir” veya aynı anlamı içeren bir kayıt poliçe (çeke) konulursa poliçe (çek) alacağın temliki yoluyla devrolunur ve devir alacağın temlikinin sonuçlarını doğurur. Yani poliçe (çek) nama yazılı olarak düzenlenirse alacağın temliki yoluyla devredilir. İşte TTK m. 687/2’de bahsedilen alacağın temliki, poliçenin (çekin) emre olarak değil de, TTK m. 681/2 uyarınca nama olarak düzenlenmesi durumunu saklı tutar. Davaya konu olan çekler ise nama yazılı olarak düzenlenmemiş olduklarından somut olayın TTK 687/2 ile herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır.
Davacının beyaz ciroya ilişkin açıklamalarına gelince, mahkemeniz Bilirkişi heyetimize vermiş olduğu görevlerden bir tanesi de davalı Factoring Firmasının dava konusu çekleri usulüne uygun şekilde devralıp almadığının incelenmesidir. Haliyle incelenmesi gereken kambiyo senedi olan çekin TTK’nın kambiyo senetlerine uygun olarak devralınıp alınmadığıdır ki, bu husus kök raporumuzda TTK’nın ciro, beyaz ciro vs.’e ilişkin hükümleri çerçevesinde incelenmiştir. Dolayısıyla olması gerektiği gibi Mahkemenizin verdiği görev kapsamında KANUN’a göre bir inceleme yapılmış ve davalı Factoring Firması’nın meşru hamil olduğu sonucuna varılmıştır. Takdir Sayın Mahkemenize aittir.
Yeni Faktoring Kanunu’nun geriye yürüyüp yürümeyeceği konusunda ise herhalde Bursa 4, Asliye Ticaret Mahkemesi Bilirkişi Heyetimiz gibi zorlama (!) bir yorumda bulunmuş olacak ki dosyada bulunan kararıyla Faktoring Kanunu’nun kanunun yürürlüğünden önceki tarihte meydana gelen olaylara uygulanacağı sonucuna varmış ve üstelik bu kararı 19. HD. l9.HD 19.03.2014 tarihli 2013/10101 E. 2014/5319 K. sayılı kararıyla onanmıştır. Ancak ne var ki, karar düzeltme talebi doğrultusunda19 HD., 08.12.2014 tarih ve 2014/ 14640 E. 2014/17549 K. Sayılı kararıyla Bursa 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bu kararını bozmuştur….” şeklinde rapor düzenlendiği, görüldü.
Bu son heyet raporuna karşı davacı itirazlarının değerlendirilmesi için ek raporlar alınmış 18.12.2018 tarihli bilirkişi ek-2 raporunda özetle; “…Davacı şirketin kök ve ek raporlara yapmış olduğu mali yönden itirazlarında davacı şirket vekilinin vermiş olduğu itiraz dilekçesinde (03.10.2011 tarih 284605 seri numaralı 200.217,35-TL) bedelli irsaliyeli fatura olarak kesilmiş olması, nedeni Yeni VUK ilgili maddelerine göre yeniden irsaliye kesilmesi mecburiyeti olmadığı, şayet fatura tek başına kesilip, irsaliye sonradan düzenlenmesi durumunda Yargıtay malın teslim edildiği ile ilgili olarak sevk irsaliyesinin ibrazını talep ettiği, ancak bu durumda dahi, malın teslim edildiği ile ilgili sevk irsaliyelerini imzalayan kişinin o iş yerinde sigortalı olarak çalışıp, çalışmadığının sorulması ve ispat edilmesini zorunlu kıldıklarını bu konu ile ilgi takdir mahkemenize ait olduğu.
Dava konusu dosyaya ibraz edilen 12 adet açık İrsaliyeli faturalardan (9 adedinin daha evvel yazılı olan seri numaralarının üzerine 285000 seri numarası vurulduğu, 3 adedi üzerine 284417- 284597-284605 Seri numaraları yazılı olarak tanzim edilip kesildiği, dava konusu 12 adet açık irsaliyeli faturaların tarafların ticari defterlerine muhasebe kaydı yapılmış olduğu tespit edildiği bu yönden gelir kaybının olmadığı tespit edilmiştir. Sıra numarası atlanarak düzenlenen faturalarda, fatura geçersiz sayılmayıp, fatura düzenlemesinde şekil şartlarına uymadığı için usulsüzlük cezasının kesilmesini gerektirir. Bu konu ile ilgili takdir mahkemenize ait olduğu
Hukuki yeniden değerleme, Yapılan inceleme ve araştırma sonucunda gerek BDDK düzenlemelerinde gerekse Yargı içtihatlarında faktoring şirketine yapılan cironun tam ciro olması gerektiğine ilişkin herhangi bir düzenleme ya da yargı kararına rastlanmadığı, davacı bu konuya ilişkin de herhangi bir yargı kararı ya da BDDK düzenlemesini dilekçesinde ve ekinde sunmadığı, dava konusu kesilen sevk irsaliyeli faturada da kök ve ek raporda tespit edildiği gibi teslim alan ve teslim eden kısımlarda bir ad ve imzanın bulunmadığı tespit edilmiş olmasına rağmen kesilen dava konusu sevk irsaliyeli faturanın tarafların ticari defterlerinde muhasebe kaydı bulunduğu, yani ticari defterlerine kaydedildiği; bu durum karşısında teslim alanın imzasının bulunmamasına rağmen faturanın ticari defterlere geçirilmiş olmasının faturanın teslim alındığını gösterip göstermediği ve malın teslim alınıp alınmadığı ile ilgili takdirin mahkemeye ait olduğunu..” bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin yeninden bilirkişi raporu alınması yönündeki talebi mahkememizce kabul edilip İstanbul talimat mahkemesince resen seçilen mali müşavir …. aracılığı ile inceleme yapılmak sureti ile bilirkişi heyteti tarafından hazırlanan 01/11/2019 tarihli Bilirkişi heyet raporunda özetle; “…Davacı yanın, rapor içerisinde detayları açıklanan olgular çerçevesinde, davalı … şirketince faktöring hizmetine konu edilen çeklerin, diğer davalı …’a “avans” niteliğinde verilen çekler olduğu yönündeki iddialarının gerçeği yansıtmadığı, nitekim çeklerin verildiği tarihte aynı miktarda çekin davalı …’tan alınmış olması nedeni ile davacı yanın halen …’a borçlu durumda olduğu,
Davacı yanın, davalı faktöring şirketi tarafından temlik alınan faturaların tarih ve seri numaraları arasında tutarsızlık bunduğu yönündeki iddialarının şeklen doğru olduğu anlaşılmakla birlikte, yine rapor içerisinde detayları ile açıklanan olgular nedeni ile söz konusu tutarsızlıkların, “vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyeti esastır” karinesinden hareketle, faturaların yok hükmünde sayılmasına sebebiyet vermeyeceği, kaldı ki davacı yanın davalı …’a ait muavin hesap ekstresinin incelenmesinde, aynı tutarsızlığın, davalı …’tan aldığı faturalar yönünden kendi kayıtlarında da mevcut olduğu,
Tüm bunlarla birlikte davacı yanın, iddialarına dayanak göstermiş olduğu BDDK genelgelerinde yer verilen şartlar dikkate alındığında, davalı faktöring şirketinin özellikle, Faktöring hizmetine konu edilen faturanın “irsaliyeli fatura” olmasına dayalı olarak, “teslim alan” ve “teslim eden” bölümlerinde imzaların bulunması zorunluluğu varken bu hususu gözden kaçırarak, fatura muteviyatı ürünlerin muhataba teslim edilip edilmediğini, dolayısıyla faturanın gerçek bir ticari alış verişe dayalı olarak düzenlenip düzenlenmediğini sorgulamamış olması ile aynı alacak bildirim formu ile tek seferde temlik alınan faturaların tarihleri ve seri numaralı arasındaki tutarsızlığı da gözden kaçırarak, faturaların muvazaalı olarak düzenlenmiş olma ihtimalini değerlendirmemiş olması hususunun, davalı faktöring şirketinin asli kusuru olduğu anlamına gelip gelmeyeceği yönündeki takdirin mahkemeye ait olacağı,
Diğer yandan davacı ve davalı …’ın birbirleri ile yapmış oldukları ticari faaliyetler ile bu faaliyetler çerçevesindeki ödeme/tahsilat işlemlerinin bir kısmının muvazaalı olduğu kanaatini oluşturan ticari defter kayıtlarının varlığı karşısında, bu işlemlerin gerçekten muvazaalı olup olmadığı yönünde tekrar inceleme yaptırılması ve var ise dahi bu muvazaalı işlemlerin huzurdaki davanın konusu olup olmadığı ya da sonucuna etki edip etmeyeceği yönündeki hukuki tavsifin mahkemeye ait olduğunu…”” bildirmişlerdir.
Toplanan delillere göre; Dava borçlu bulunulmadığı iddia edilen çeklerden dolayı davalıya yapılan ödemenin istirdatı istemine ilişkindir.
Davalı … A.Ş. defterleri üzerinde önceki bilirkişilerce yapılan incelemede, dava konusu çeklerin davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu; buna karşın, 03.10.2011 tarih 284605 nolu KDV dahil 200.217,35 TL bedelli faturanın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı; davalı kayıtlarına göre mal satanın davacı olduğu; faturanın seri numarasına (284605) bakıldığında davalıya ait fatura olduğu; ancak bahse konu faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı, dava konusu edilen davanın davalıya verdiği çeklerin davalının yasal defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak aynı vadeli aynı tutarda davalının davacıya kendi çeklerini verdiği de tespit edilmiştir.
Davacı ticari defterleri üzerinde önceki bilirkişilerce yapılan incelemede davacının (… Un Sanayi A.Ş), davalı (… Gıda Sanayı A.Ş.) den 25.05.2013 tarihi itibariyle 490.730,31 TL alacaklı olduğu, 21 .10.2011 tarihinde düzenlenmiş çeklerle ilgili olarak davacı … Un Sanayi A.Ş. ne ait ticari defter, belgelerinde BA-BS ve KDV belgelerinde davalı … Gıda Sanayi AŞ tarafından davacı şirkete kesilmiş her hangi bir fatura kayıtlarına rastlanılmadığının tespit edildiği,
Her iki şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan bu bilirkişi incelemeleri birlikte değerlendirildiğinde, davalı … tarafından davacıya herhangi bir mal satışının gerçekleşmediği; bir diğer ifadeyle, dava konusu çeklerin bir mal satışı sebebiyle davacı tarafından davalı …’a verildiği yönünde herhangi bir bilgi ve bulgunun dava dosyası ve tarafların ticari defterlerinden tespit edilemediği dolayısıyla, dava konusu çeklerin bedelsiz olduğu,
Lider Faktoring A.Ş’nin çekleri usulüne uygun olarak iktisap edip etmediği konusunda yapılan değerlendirmede ise; 6762 sayılı TTK m. 730/4’un yapmış olduğu yollamayla çekler hakkında da uygulanacak olan 6762 sayılı TTK m. 598/1 uyarınca Bir poliçeyi elinde bulunduran kimse, son ciro beyaz ciro olsa dahi kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde salahiyetli hamil sayılır (6102 sayılı TTK m. 818/d yollamasıyla TTK m. 686/1). Dava konusu çeklerin arka yüzleri incelendiğinde davalılardan … A.Ş’nin cirosunun altında …’un beyaz cirosu yer almaktadır. Yukarıda belirtilen yasa maddeleri uyarınca davalılardan … A.Ş dava konusu çekleri ciro ederek …’a devretmiştir. Daha sonra davalı finansal kiralama şirketi bu çekleri … A.Ş.’den devralmıştır. Bu durumda incelenmesi gereken … A.Ş’nin meşru hamil olup olmadığıdır. Yukarıda belirtildiği üzere, 6762 sayılı TTK m. 598/1 (6102 sayılı TTK m. 686/1) uyarınca çeki elinde bulunduran son ciro beyaz ciro olsa dahi meşru hamil sayılır.
Yine 6762 sayılı TTK m. 596 (6102 sayılı TTKK m. 684) uyarınca poliçeyi beyaz ciro ile devralan kimse tekrar beyaz ciro ile poliçeyi (çeki) devredebilir. Aynı madde uyarınca beyaz ciro ile poliçeyi (çeki) devralan kimsenin elindeki olanaklardan biri de beyaz ciro ile devraldığı poliçeyi (çeki) tekrar ciro etmeksizin bir başka kimseye vermesidir. Bu son durumda poliçe (çek) tıpkı bir hamiline senet gibi zilyetliğin geçirilmesiyle devredilmiş olur.
Somut olayda da … A.Ş’den beyaz ciro ile çekleri devralan …, beyaz ciro yaparak çekleri … A.Ş.’ye devretmiştir. … A.Ş.’nin de bu çekleri ciro etmeksizin davalı faktorting şirketine devrettiği anlaşılmaktadır. Sonuç olarak davalı … şirketi dava konusu çekleri meşru hamil olan davalı … A.Ş’den devralmıştır.
Dava konusu çeklerin davalı … Şirketi tarafından iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan FİNANSAL KİRALAMA, FAKTORİNG VE FİNANSMAN ŞİRKETLERİNİN KURULUŞ VE FAALİYET ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK (Yönetmelik) m. 22/2 uyarınca faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler.
Davalı … Şirketi ticari defterleri üzerinde yukarıda yapılan incelemelerde davalı … A.Ş tarafından davacı … Un A.Ş’ne 03.10.2011 tarih 284605 nolu KDV dahil 200.217,00 TL tutarında açık fatura kesildiği, kesilen açık fatura altında davalı … AŞ derkenarı olan (İş Bu faturadan doğan alacağımıza karşılık 150.000,00 TL kısmını davalı …ile yapılan sözleşme gereği davalı Zeytaşa) ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.
Görüldüğü üzere davalı … şirketi dava konusu çekleri davalı … A.Ş’nin davacıya kestiği fatura karşılığı devralmıştır. Söz konusu faturanın davalı …’ın ticari defterlerinde yer almaması faktoring şirketinin Yönetmelik’ten kaynaklanan yükümlülüğünü ihlal ettiği anlamına gelmemektedir. Zira, Yönetmelik m. 22/2 faktoring şirketlerine müşterilerinin ticari defterlerini inceleme yükümlülüğü getirmemektedir. Faktoring şirketleri açısından devraldıkları kambiyo senetlerinin faturaya dayanıp dayanamadığını incelemesi yeterlidir; zira madde de “veya” ibaresi kullanılmıştır. Fauranın bulunmaması halinde kambiyo senedinin düzenlenmesinin sebebi olan alacağın başka belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.
Davacının avans konusu defileri davalı … Şirketine karşı ileri sürüp süremeyeceği hususunda yapılan değerlendirme ise; 6762 sayılı TTK m. 730 yollamasıyla çekler hakkında da uygulanacak olan 6762 sayılı TTK m. 599/1 (6102 sayılı TTK m. 818 yollamasıyla 6102 sayılı TTK m. 687/1) “Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez, meğer ki, hamil, poliçeyi iktisabederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun”.
Hal böyle olmasına rağmen Yargıtay, faktoring şirketlerinin kambiyo senedine dayanan alacakların devralınması halinde alacağın temliki hükümleri uyarınca senet borçlusunun, sahip olduğu def’ileri faktoring şirketine karşı da ileri sürebileceği yönünde kararlar vermiştir. Yargıtay’ın yapmış olduğu bu yoruma karşı, 13.12.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu (Faktroing K.) m. 9/3 ile “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri hâlinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğerki, faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun” hükmü getirilmiştir.
Görüldüğü üzere Faktoring K. Yargıtay’ın yorumuna karşı 6762 sayılı TTK m. 599 (6102 sayılı TTK m. 687) hükmünün hemen hemen aynısını Faktoring K’na derçetme, tekrarlama ihtiyacı duyulmuştur. Buna göre, kambiyo senedi borçlusu, senedin düzenlenmesine neden olan alt ilişkiden kaynaklanan def’ileri faktoring şirketine karşı ileri süremeyecektir; meğer ki faktoring Şirketi bile bile borçlu aleyhine hareket etmiş olsun.
Somut olay bakımından da davacı, dava konusu çeklerin davalı … A.Ş’ye avans olarak verildiği yönündeki defisini davalı … şirketine ileri süremeyecektir. Dava konusu somut olayda, davalı factoring şirketinin davacı aleyhine bile bile hareket ettiğine ilişkin herhangi bir bulguya rastlanmamıştır.
Burada üzerinde durulması gereken bir diğer hususta, davalı … şirketinin çekleri devralmasından sonra yürürlüğe giren Faktoring K.’unun somut olayda uygulanıp uygulanmayacağıdır. Kanunların geriye yürümezliği ilkesi kanun ve diğer yazılı mevzuat açısından geçerli olan bir kuraldır. Yargıtay yorumları bu kuralın kapsamı dahilinde değildir. Faktoring K.’dan önce vürürlükte olan Yönetmelik’te de 6762 sayılı TTK m. 599 hükmünün uygulanmayacağına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamasına rağmen Yargıtay yorum yolu ile uygulanmayacağı yönünde görüş bildirmişti. Dolayısıyla, Faktoring K. öncesinde de mevzuatta Faktoring K.’dan farklı bir mevzuat düzenlemesi bulunmamaktaydı. Bir diğer ifade ile, Faktoring K. m. 9/3 olmasaydı dahi 6102 sayılı TTK m. 687’deki kural (6762 sayılı TTK m. 599/1) faktoring şirketleri hakkında da uygulanması gerekecekti.
Sonuç olarak, davalı … AŞ ile diğer davalı … Gıda Sanayi AŞ arasında faktoring hizmetleri sözleşmesi bulunduğu, sözleşme gereği davalı … diğer davalı … AŞ ‘ne dava konusu davacı … Un AŞ tarafından keşide edilerek verilen 3 adet çekin de dahil olduğu toplam 671.629,70-TL tutarlı 22 adet çeki ciro ederek verdiği karşılığında faktoring hizmet bedeli ve masraflar düşülerek 611.000,00-TL tutarı banka havalesi edildiği, davalı şirket … AŞ tarafından davacı … un AŞ’ne 03.10.2011 tarih 284605 nolu KDV dahil 200.217,35-TL tutarında kestiği açık faturanın diğer davalı … AŞ’ne ait ticari defterlerinde muhasebe kaydının yapılı olduğu davalı factoring şirketinin çekleri usulüne uygun iktisap ettiği, davacının diğer davalı … A.Ş’ne karşı sahip olduğu defileri davalı … şirketine karşı ileri süremeyeceği, dava konusu çeklerin bedelsiz kalmasından dolayı davacının dava konusu çeklerden dolayı davalı … A.Ş’ne borçlu olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından davalı … AŞ’ye karşı açılan istirdat davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın Reddine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 2.561,65 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 2.480,95 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 18.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …ye verilmesine,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06.06.2022
Katip … Hakim …
¸[e-imzalıdır] ¸[e-imzalıdır]