Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/839 E. 2021/703 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2013/839
KARAR NO : 2021/703

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 23/12/2013
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
K. YAZIM TARİHİ : 05/11/2021

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Dava dışı işçiler …’a Ankara … Mahkemesinin … (seri) Esas numaralı dosyaları üzerinden alınan kararlar üzerine, Ankara … Müdürlüğünün … vd . Esasa sayılı dosyaları üzerinden başlatılan ilamlı icra takiplerinde toplam 325.324,74 TL ödeme yapıldığını belirterek, bu ödemenin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı … İlaçlama … Ltd. Şti. ve davalı … … A.Ş vekili cevap dilekçesi ile özetle; Yetki, görev, zamanaşımı ve husumet itirazında bulunmuş, yapılan ödemeden sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
ÖN İNCELEME: Mahkememizde yapılan ön inceleme duruşmasında yargı hakkı, görev ve yetki hususları, dava ve taraf ehliyetleri, dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, Mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve dava şartlarının tamam olduğu anlaşılmış; tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiş; taraflar sulhe teşvik edilmiş, ön inceleme duruşmasında hazır bulunan taraf vekilleri sulh olmalarının mümkün olmadığını belirtmiştir.
DELİLLER: Davacı vekili tarafından taraflar arasında imzalanan sözleşme suretleri, rücuen tazminata konu işçi alacaklarına esas bilgi ve belgeler ile yapılan ödemelere ilişkin bilgi ve belgeler ibraz edilmiş, Ankara … Mahkemesinin … (seri) Esas numaralı dosyaları ile Ankara … Müdürlüğünün …. vd . Esas sayılı dosyaları ile işçilere ait SGK kayıtları getirtilmiştir.
Mahkememizce ilk olarak alınan hesap bilirkişisi düzenlediği raporunda sonuç olarak; Dosyada dava dışı …’ın hizmet dökümü bulunmadığından davalıların sorumluluk tutarlarının hesaplanamadığı, dava dışı …’ün davalı Şirketlerin çalışanı olmadığından davalılarının sorumluluklarının bulunmadığı, davacı … Telekominükasyon A.Ş.’nin, davalılardan … İlaçlama Ltd. Şti.’ye 16.337,58 TL’yi, … Ankara Eğitim A.Ş.’ye 7.536,53 TL’yi, … İlaçlama-… Mühendislik Adi Ortaklığı’na 17.804,43 TL’yi ve … İlaçlama Ltd. Şti.’ye 229.756,94 TL’yi rücu edebileceği belirtilmiştir. Bilirkişi ek raporunda ise sonuç olarak; Dava dışı … … açısından hesaplama yapılmış ve bu hesaplamada eklenerek davacı … Telekominükasyon A.Ş.’nin, davalılardan … Temizlik Ltd. Şti.’ye 280,52 TL, … İlaçlama Ltd. Şti.’ye 18.935,61 TL’yi, … Ankara Eğitim A.Ş.’ye 29.733,55 TL’yi, … İlaçlama-… Mühendislik Adi Ortaklığı’na 17.804,43 TL’yi ve … İlaçlama Ltd. Şti.’ye 230.295,56 TL’yi rücu edebileceğini belirtmiştir.
Mahkememizce ikinci olarak alınan hesap bilirkişisi düzenlediği rapor-ek raporunda sonuç olarak; Bilirkişi Kök Raporu tarihinden sonra davacı tarafça Mahkemeye yeni sunulan Hizmet Alım Sözleşmeleri dikkate alınarak yeniden yapılan hesaplamalar dışında, tarafların diğer itirazlarının bilirkişi kök raporundaki tespitleri değiştirici nitelikte olmadığı; Davacı asıl işveren ….’nin, dava dışı işçilere icra yoluyla ödediği kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla mesai ücreti tutarı kapsamında her bir alt işverenin kendi dönemiyle sınırlı olarak ve imzalanan hizmet alım sözleşmesi hükümlerine göre; davalı alt işverenler … Temizlik Ltd. Şti.’den 3.806,49 TL’yi, … İlaçlama Ltd. Şti.’den (Eski Unvanı :… Otomotiv Ltd. Şti.) 32.321,13 TL’yi; … Ankara Eğitim A.Ş.’den 5.141,90 TL’yi, … Müşavirlik-… Otomotiv Ortak Girişim’den (… Otomotiv Şirketi Yeni Unvanı: … İlaç Ltd. Şti.) (Ortak Girişim bünyesindeki iki Şirket açısından mükerrerlik olmamak kaydıyla müşterek ve müteselsilen) 14.232,75 TL’yi, … Müşavirlik-… İlaç Ortak Girişim’den (Ortak Girişim bünyesindeki iki Şirket açısından mükerrerlik olmamak kaydıyla müşterek ve müteselsilen) 12.379,20 TL, … ilaç Ltd. Şti.’den (Eski Unvanı: … Otomotiv Ltd. Şti.) 72.504,47 TL’yi rücuen talep edebileceği; davacı asıl işveren ….’nin, dava dışı işçilere icra yoluyla ödediği ihbar tazminatı tutarı kapsamında; son davalı alt işverenler … Temizlik Ltd. Şti.’den 0,00 TL’yi, … İlaçlama Ltd. Şti.’den (Eski Unvanı :… Otomotiv Ltd. Şti.) 304,85 TL’yi, … Ankara Eğitim A.Ş.’den 1.459,94 TL’yi, … Müşavirlik-… Otomotiv Ortak Girişim’den (… Otomotiv Şirketi Yeni Unvanı: … İlaç Ltd. Şti.) (Ortak Girişim bünyesindeki iki Şirket açısından mükerrerlik olmamak kaydıyla müşterek ve müteselsilen) 0,00 TL’yi, … Müşavirlik-… İlaç Ortak Girişim’den (Ortak Girişim bünyesindeki iki Şirket açısından mükerrerlik olmamak kaydıyla müşterek ve müteselsilen) 1.289,77 TL’yi, … İlaç Ltd. Şti.’den (Eski Unvanı: … Otomotiv Ltd. Şti.) 12.132,57 TL’yi rücuen talep edebileceği; Buna göre, sonuçta, davacı asıl işveren ….’nin, dava dışı işçilere icra yoluyla ödediği kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla mesai ücreti olarak genel toplam tutarları kapsamında davalı alt işverenler … Temizlik Ltd.Şti.’den 3.806,49 TL’yi, … İlaçlama Ltd. Şti.’den (Eski Unvanı :… Otomotiv Ltd. Şti.) 32.625,49 TL’yi, … Ankara Eğitim A.Ş.’den 6.601,84 TL’yi, … Mühendislik-… Otomotiv Ortak Girişim’den (… Otomotiv Şirketi Yeni Unvanı: … İlaç Ltd. Şti.) 14.232,75 TL’yi (Ortak Girişim bünyesindeki iki Şirket açısından mükerrerlik olmamak kaydıyla müşterek ve müteselsilen), … Müşavirlik-… İlaç Ortak Girişim’den 13.668,97 TL’yi (Ortak Girişim bünyesindeki iki Şirket açısından mükerrerlik olmamak kaydıyla müşterek ve müteselsilen), … İlaç Ltd. Şti.’den (Eski Unvanı: … Otomotiv Ltd. Şti.) 84.637,04 TL’yi rücuen talep edebileceği; davalılara rücu edilebilecek miktarların genel toplamının 155.573,07 TL olduğu; her bir davalı Şirkete rücu edilebilecek miktarların aşağıdaki Tabloda toplu olarak gösterildiği; Davacı ….’nin, temerrüdün gerçekleştiği 20.12.2013 iş bu dava tarihinden itibaren yukarıda anılan davalı alt işverenlerin sorumlu oldukları miktarları üzerlerinden Mahkemece takdir edilecek faizi (yasal veya avans faizi) ile birlikte talep edebileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce üçüncü olarak alınan hesap bilirkişisi düzenlediği rapor-ek raporunda sonuç olarak; Yapılan inceleme ve hesaplamalar neticesinde, davacı kurumun dava dışı işçiler ….için yapmış olduğu toplam 325.324,74 TL ödemenin, davalı şirketlerden; … Tem. Malz. İml. Tic. ve Taah. Ltd. Şti. 3.102,94 TL; … İlaçlama Sağ. Hizm. İnş. El. Gıda. Bil. Tem. Hizm. Ltd. Şti. 41.502,15 TL; … ile birlikte olmak üzere toplam 258.248,73 TL; … (… İlaçlama Sağ. Hizm. İnş. El. Gıda. Bil. Tem. Hizm. Ltd. Şti. ile birlikte olmak üzere) 41.502,15 TL; … Ank. Eğt. Mot. Arç. Tic. İth. A.Ş. 10.163,55 TL; … İlaçlama Dez. Tem. Gıd. İnş. Tur. Ltd. Şti. 31.550,62 TL olmak üzere toplam 303.065,84 TL’sinden sorumlu oldukları belirtilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, davalı alt işveren firmaların işçisine, asıl işveren davacı tarafından ödenen işçilik alacağının rücuen tahsiline yönelik alacak davasıdır.
Her ne kadar davalı davalı … İlaçlama … Ltd. Şti. ve … … A.Ş vekili görev itirazında bulunmuş iseler de; Taraflar tacir olup, ticari işten kaynaklı davada mahkememizin görevli olduğu anlaşılmakla itiraz yerinde görülmemiştir.
Her ne kadar davalı davalı … İlaçlama … Ltd. Şti. ve … … A.Ş vekili yetki itirazında bulunmuş iseler de; Yapılan itirazlarda, davalı vekillerinin yetkili mahkemeyi açıkça belirtmediği, böylece itirazın geçersiz olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 19/2 maddesi gereğince davalıların mahkememizin yetkisine itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı davalı … İlaçlama … Ltd. Şti. ve … … A.Ş vekili pasif husumet itirazında bulunmuş iseler de; Taraflar arasında sözleşme bulunduğu ve ticari ilişki kapsamında davalıların taraf ehliyeti bulunduğu anlaşılmakla itiraz yerinde görülmemiştir.
Her ne kadar davalı davalı … İlaçlama … Ltd. Şti. ve … … A.Ş vekili zamanaşımı itirazında bulunmuş iseler de; Dava taraflar arasındaki sözleşmelere istinaden alacak davası olup, sözleşme tarihleri ve ödeme tarihine göre alacağın muaccel olduğu tarihler dikkate alındığında, TBK’nun 146.maddesine göre 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan zamanaşımı itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava dilekçesi, taraflar arasındaki sözleşmeler ve ekleri, işçilerin çalışmasına ve yapılan ödemeye ilişkin ibraz edilen bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Davacı vekilinin eldeki dava ile, davalı şirketlerin müvekkili şirketin Genel Müdürlük ve İl Müdürlüğü işyerlerinde ayrı sözleşme ve eki şartnameye göre temizlik, yemek servisi ve dağıtım hizmetlerini ihale ile yüklendiklerini, davalı firmalarca yapılan sözleşmeler gereğince müvekkili şirket işyerinde temizlik, yemek servis ve dağıtım hizmetleri ihale ile farklı dönemlerde yüklenen davalı firmalar çalışanlarından iş sözleşmesi feshedilen eski çalışanları tarafından kıdem, ihbar tazminatı ve yıllık izin vs. ücretlerinin tahsili talebiyle müvekkili şirket aleyhine Ankara Mahkemelerinde açılan davalarda, Mahkemelerce müvekkili şirket “asıl işveren kabul edilerek” aleyhine kararlar verildiğini ve söz konusu kararların Yargıtay’ca onanarak kesinleştiğini, Yargıtay kararlarının onanması üzerinde işçiler tarafından müvekkili şirket aleyhine icra takibine geçildiğini ve anılan icra müdürlüklerine müvekkili şirket tarafından toplam 325.324,74 TL ödeme yapıldığını belirterek taraflar arasındaki sözleşme hükümleri de dikkate alınarak ödenen bedellerden davalı alt işverenlerin sorumlu olduğu iddiası ile ödenen bedellerin rücuen tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davalılar … İlaçlama … Ltd. Şti. ve … … A.Ş vekili davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Somut olayda; taraflar arasında; Hizmet alımına ilişkin sözleşmeler bulunduğu, davalı tarafın çalıştırdığı işçilere ait işçi alacaklarının davacı şirket tarafından ödendiği konularında anlaşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmazlık; davacı tarafından ödenen işçi alacakları nedeni ile davalı firmaların sorumluluğunun olup olmadığı ve davacı kuruluş tarafından rücuen tahsilinin talep edilip edilemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Mahkememizce üçüncü olarak alınan hesap uzmanı bilirkişi rapor-ek raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli olduğu görülerek hükme esas alınmıştır. (Dosya kapsamına uygun düşmeyen bir ve ikinci bilirkişi raporuna itibar edilmemiştir).
Alınan üçüncü bilirkişi raporu-ek raporu diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde; Müteselsil borçlular arasındaki dış ilişki, Türk Borçlar Kanununun 61.maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu hükme göre, “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyetv erdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.”
Müteselsil sorumlular arasındaki iç ilişki ise TBK.nun 62. maddesinde yer almaktadır. Bu düzenlemeye göre ise, “Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.”
Buna göre alt işveren için sözleşmeden doğan sorumluluk söz konusu iken, asıl işveren için kanundan doğan bir sorumluluk bulunmaktadır. Gerçekten de asıl işveren ile alt işveren işçisi arasında bir iş sözleşmesi bulunmamasına rağmen, kanunun emredici hükmü gereği, asıl işverenin bu işçilere karşı müteselsil sorumluluğu söz konusudur. Bu doğrultuda asıl işveren alt işveren işçisinin kendi işçisi olmadığını, bu nedenle öncelikle alt işverenin sorumlu tutulması gerektiğini veya alt işverenin maddi gücünün yerinde olduğunu İleri sürerek sorumluluktan kurtulamaz. Aynı şekilde asıl işveren, alt işverene olan bütün borçlarını ödediğini, alt işverenin bu ödemelerle işçisinin ücret ve diğer haklarını karşılayabileceğini belirterek de sorumluluktan kurtulamaz.
TBK.nun 168. maddesi; “Diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur.” hükmünü taşımaktadır. Bu düzenlemeyle, işçinin alacağını öderken, iç ilişkide kendine düşecek olandan fazlasını ödemek zorunda kalan asıl işverene, alt işverene başvurabilmesini sağlayacak ve halefiyetle güçlendirilmiş bir rücu hakkı sağlanmaktadır. Asıl işverenin buradaki rücu hakkı doğrudan kendisinde doğmaktadır. Bu, halefiyetin bir sonucu olarak görülmemelidir. Halefiyet sadece, asıl işverenin alt işverene yönelik rücu hakkını güçlendirecek ek imkânlar sağlamaktadır. İşçiye zarar veren eyleme katkı sağlayan birden fazla alt işveren olduğunda, bu işverenlere yönelik rücu miktarı, ortaya çıkan zarardan kendilerine düşen payı aşamaz. O sebeple asıl işveren, rücu edeceği halefiyetin miktarını belirlerken, rücu edeceği alt işverenin kusur oranına dikkat etmelidir.
Nitekim Türk Borçlar Kanunu bu konuya açıklık getirmiş, 167. maddesinde; “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.” düzenlemesi getirilmiştir.
Müteselsil borç ilişkilerinde, alacaklı karşısında birden fazla borçlu bulunur ve borçlulardan her biri borcun tümünden sorumlu sayılır. Müteselsil sorumluların buradaki sorumluluğu şahsidir. Bu şahsi sorumluluğa rağmen müteselsil borç, özelliğinin bir gereği olarak, borçlulardan birinin ifası halinde sona erer. Esasen asıl borcun ifa edilmesi, teknik anlamda alacaklıyı tatmin etse de borcun sona ermesi olarak görülmez. Buna göre müteselsil borçta ifa, asıl alacağın ortadan kalkması değil, rücu hakkına sahip borçluya geçmesi sonucunu doğurur. O sebeple asıl borcu ödeyen müteselsil borçlu, alacaklının halefi olarak diğer borçlulara müracaat (rücu) edebilir. Ancak söz konusu rücua konu olan borç müteselsil nitelik taşımadığından, her borçlu kendine düşen kısmı ödeyerek sorumluluktan kurtulabilir. Burada sözleşmeden değil, kanundan doğan bir halefiyet söz konusudur. Ancak, alacaklı ve ödemede bulunan borçlu isterlerse, daha önce yaptıkları bir sözleşme ile halefiyeti ortadan kaldırabilirler. Kanunda bunu önleyen bir hükme yer verilmemiştir. Rücu hakkına sahip birden çok borçlunun mevcut olması halinde ise, rücu alacağı bunlar arasında teselsül ilkesine göre değil, her birinin rücu payına göre belirlenir.
Yargıtay içtihatları da dikkate alındığında; Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Dava dışı işçinin davalı şirketlerin işçisi olduğu ve davacı kurum ile davalı şirketler arasında alt-asıl işverenlik ilişkisi bulunduğu, yargı kararları ile kabul edilmektedir.
Öte yandan taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin bir kısmında işçilerin alacak ve tazminatlarından davalı şirketlerin sorumlu olduğuna ilişkin hüküm bulunmamaktadır. Davacı ile davalı arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmeleri ve eki olduğu kabul edilen teknik şartnamenin hükümleri incelendiğinde, davacı kurumun çalıştırılacak işçiler ile ilgili işe başlama, çalışma koşulları, denetleme, mali haklarının ödenmesi ile ilgili denetim ve kontrolü tamamen elinde bulundurduğu, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinde, işçilerin iş akitlerinden doğacak davaya konu alacağın hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğu hususunda düzenleme bulunduğu görülmektedir.
Bu itibarla sözleşme ve eki ihale dokümanlarında açık düzenleme bulunan dönemler yönünden 100, diğer dönemler bakımından 450 sorumluluk esası ile hesaplama yapılmıştır.
Yargıtayın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, işyeri devri halinde; Kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 Sayılı Kanunun 14/2 nci maddesinde devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı İş Kanununun 6 ncı maddesinde sözü edilen devreden işveren için 2 yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Yıllık izin ücreti ve ihbar tazminatından son işveren, fazla mesai ücretinden ise çalıştırdıkları döneme tekabül eden kısmı kadarıyla sorumludurlar.
İş mahkemeleri dosyaları kapsamında davacı tarafından icra dosyaları da dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda ; Davacı kurumun dava dışı işçiler … için yapmış olduğu toplam 325.324,74 TL ödemenin, davalı şirketlerden; … Tem. Malz. İml. Tic. ve Taah. Ltd. Şti. 3.102,94 TL; … İlaçlama Sağ. Hizm. İnş. El. Gıda. Bil. Tem. Hizm. Ltd. Şti. 41.502,15 TL; … ile birlikte olmak üzere toplam 258.248,73 TL; … (… İlaçlama Sağ. Hizm. İnş. El. Gıda. Bil. Tem. Hizm. Ltd. Şti. ile birlikte olmak üzere) 41.502,15 TL; … Ank. Eğt. Mot. Arç. Tic. İth. A.Ş. 10.163,55 TL; … İlaçlama Dez. Tem. Gıd. İnş. Tur. Ltd. Şti. 31.550,62 TL olmak üzere toplam 303.065,84 TL’sinden sorumlu oldukları kanaatine varılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Davacının yaptığı toplam 303.065,84 TL ödemeyi davalılardan rücuen talep edilebileceği anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile; 3.102,94 TL’nin davalı …. Tem. … Ltd. Şti.’den; 216.746,58 TL’nin davalı … İlaçlama … Ltd. Şti.’nden; 41.502,15 TL’nin davalılar … İlaçlama … Ltd. Şti. Ve … Müş. … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen; 10.163,55 TL’nin davalı … … A.Ş’den; 31.550,62 TL’nin davalı … İlaçlama … Ltd.Şti.’nden alınarak davacıya verilmesine, alacaklara dava tarihinden itibaren T.C Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizinin işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
3.102,94 TL’nin davalı …. Tem. … Ltd. Şti.’den; 216.746,58 TL’nin davalı … İlaçlama … Ltd. Şti.’nden; 41.502,15 TL’nin davalılar … İlaçlama … Ltd. Şti. Ve … Müş. … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen; 10.163,55 TL’nin davalı … … A.Ş’den; 31.550,62 TL’nin davalı … İlaçlama … Ltd.Şti.’nden alınarak davacıya verilmesine, alacaklara dava tarihinden itibaren T.C Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizinin işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alınması gereken 20.702,43 TL harçtan peşin alınan 5.555,75 TL harcın mahsubu ile eksik 15.146,68 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından peşin yatırılan 5.583,80 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 9.390,95 TL yargılama giderinin 8.733,58 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
Davalı … İlaçlama … Ltd. Şti. Tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinden gösterilen toplam 8,00 TL yargılama giderinin 0,56 TL’sinin davacıdan alınarak davalı … İlaçlama… Ltd. Şti.’e verilmesine, kalan kısmın bu davalı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 29.664,61 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar … İlaçlama … Ltd. Şti. ve … … A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … İlaçlama … Ltd. Şti. ve … … A.Ş’ye verilmesine,
Dair; Davacı vekili ile davalı … şirketi vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2021

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]