Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/357 E. 2022/810 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2013/357
KARAR NO : 2022/810
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 28/08/2009
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
K. YAZIM TARİHİ : 18/11/2022

Mahkememizde görülen yöneticinin sorumluğuna dayalı tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi özetle; … İnş. A.Ş nin 23.02.2007 tarihli Olağan Genel Kurulu toplantısında şirket deneticisi olarak seçildiğini 09.05.2009 tarihli Olağan Genel Kurulunda tekrar seçildiğini, 27.12.2008 tarihli olağan genel kurul gündeminin 4/b maddesine göre azınlık iddialarının araştırılması için, azınlık talebine uygun olarak özel denetçi seçilmesine karar verildiği, genel kurulda seçilen özel denetçi Y.M.M …’ın raporunu sunduğunu, 09.05.2009 tarihli olağan genel kurul gündeminin 3. Maddesi ile özel denetçi raporunun müzakereye açıldığı, yapılan oylama sonucunda, yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılması teklifinin 38640 kabul oyuna karşılık 115920 ret oyu ile red edildiği, madde ile ilgili olarak %10 azınlığı oluşturan ortakların muhalefet şerhini içeren dilekçenin toplantı tutanağına eklendiğini, bu dilekçede özel denetçi raporunun yönetim kurulunun avukatlığını yapan bir rapor olduğunun iddia edildiği, azınlıkların ayrıca, kendisine noterden 27.06.2009 tarihinde ihtarname çekerek TTK 341 ve 359 uyarınca, yönetim kurulu aleyhine sorumluluk davası açmasının istendiği, 29.07.2009 tarihli cevabi ihtarnamede; TK 341. Maddesi uyarınca dava açılması talebinde bulunan muhatapların hisse senetlerinin şirkete rehnetmesi gerektiği, bu işlemin bugüne kadar gerçekleştirilmediği, bu nedenle dava açılamadığının belirtildiği, ancak rehin işleminin henüz tamamlanmadığını, rehin işleminin dava aşamasında esasa girilmezden önce de tamamlanmasının mümkün olacağı düşüncesi ile yasal sorumluluğu gereğince iş bu sorumluluk davasını açtığını, sorumluluk davası açılmasını isteyen azınlığın, hangi konularda yönetim kurulu üyelerinin sorumlu olduğu yönünde bir belirlemede bulunmadığından ve soyut olarak sorumluluk davası açılmasını talep ettiğinden, davalılar hangi hususlardan sorumlu tutulmaları gerektiği konusunda iş bu dilekçede bir açıklamada bulunamadığını, yapılacak yargılama sonucu davalı şirket yöneticilerini sorumluluğunun saptanması halinde, şirket zararının sorumlulardan tazminine karar verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Fer’i müdahiller …. ve … vekili müdahale dilekçeleri ile özetle; Müvekkillerin, … İnş. AŞ. Nin %10 payla “Azınlık hak sahibi” ortakları olduğunu, şirketin sermaye yapısının incelenmesinde; Üç paydaş gruptan oluştuğu, birinin 20 payla … AİLESİ (…, …, …) %10 payla yine … ailesinin sahibi olduğu … EKSPRES AŞ. (dolayısıyla … ailesinin şirketteki payının %80 olduğu) %10 payla … AİLESİ ve %10 payla … … olduğu, … ailesi üyelerinin 23.02.2007 tarihli genel kurulda tek başına yönetime geldikten sonra bilinçli ve kasıtlı biçimde diğer ortakların pay sahipliğinden … haklarını muhtel edebilmek için yasaya ana sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı eylemlerde bulunarak, şirketi zarara uğrattıkları, bu usulsüz işlemler nedeniyle 2007 yılından bu yana diğer azınlık hak sahipleri tarafından sayısız genel kurul iptal davalarının açıldığını ve davalı şirketin, azınlık haklarını zedeler nitelikteki bir çok kararın iptaline karar verildiği, buna karşın %80 oy hakimiyetine sahip … ailesinin, azınlık haklarını zedeler nitelikte kararlar almaya devam edildiğini, bu davanın amacının; yönetim kurulu üyesi olan davalıların 2007 yılı hesap döneminde yapmış oldukları işlemler nedeniyle şirketi uğrattıkları zararın TTK 341 hükümleri uyarınca tazmini talebi olduğunu, 09.05.2009 tarihli genel kurul toplantısında, yönetim kurulu üyeleri ve deneticileri hakkında TTK 341 maddesi uyarınca, şirket denetçisi olan …’e sorumluluk davası açılması için bir çok kez gönderilen ihtarnameler sonrasında, hatalı bir dava açtığını, davanın yürütülmesi için, şirkete tedbiren bir kayyum atanmasını, denetçi …’in, taraflı şekilde yasada belirlenen görevlerini yerine getirmeyerek görevini kötüye kullandığını, … hakkında, görevi kötüye kullanma ve ’ şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi verme suçlarından ötürü TCK 164-257 maddeleri gereğince … Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunun, …’in, 2005 yılında bir yıl süre için … Ekspres A.Ş nin denetçiliğine aylık 150 TL ücretle atandığını, … ailesinin başa gelmesinden sonra ise … İnş. A.Ş nin denetçiliğine geçmiş olup şimdiki aylık ücretinin 4.500 TL olduğunu, denetçi …’in; Şirket adına fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla belli bir alacak değeri belirtip onun üzerinden nispi harç yatırılarak dava açması gerekirken, harca esas değeri bile bildirmediğini, kendisine bir çok kez gönderilen ihtarnamelerle, şirketi zarara uğratan işlemler bildirilmişken, bunlardan habersiz gibi davrandığını, tüm davaların …’de açılmasına karşın, yetkisiz Ankara Mahkemelerinde dava açtığını, genel kurul kararı uyarınca hem yönetim kurulu üyeleri hem de denetçi aleyhine dava açılması gerekirken, yalnızca yönetim kurulu üyeleri aleyhine dava açıldığını, … ailesinin, genel kurulda hakkında sorumluluk davası açılmasına karar verilen …’i, 3 yıllığına yeniden denetçiliğe seçtiklerini, … İnş. A.Ş’nin merkezinin, kuruluşundan beri …’de olduğunu, bu nedenle bu davanın da … de görülmesi gerektiğini, ayrıca, kendileri tarafından … aleyhine sorumluluk davası açılabilmesi için … …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasıyla ‘’ kayyum tayini ‘’ talebinde bulunulduğunu, bu nedenle bu davanın, … …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/692 sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmesini, pay rehininin tamamlandığını, 27.12.2008 tarihli genel kurulda özel denetçi atanmasına karar verildiğini, özel denetçi raporunun da yanlı düzenlenmesi nedeniyle, denetçi ve yönetim kurulu ibra edildiğinden, bu genel kurul kararının iptali için … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2009/473 esas ile iptal davası açtıklarını, Yönetim kurulunca şirketi zarara sokan işlemlerin: …parseldeki arsanın satışından KDV usulsüzlüğü nedeniyle 700.000 TL zarara uğratıldığını şöyle ki; 20.04.2007 tarihli 2007/8 sayılı yönetim kurulu kararıyla, sözü edilen arsanın satıldığı ancak arsanın KDV den muaf olarak yapıldığı oysa işlemin KDV ye tabi olduğu hususunda yönetim kurulunun, şirketin muhasebe elemanlarından … tarafından uyarıldığını, hatanın ortaya çıkması üzerine, şirketin 700.000 TL civarında ceza ödemek durumunda kaldığını, 2-20.04.2007/8 sayılı yönetim kurulu kararında bu arsanın satışıyla, … Kemalpaşa Sütçüler’deki her 19 parselde bulunan arsanın inşaat projesi finansmanı için kullanılacağının beyan edildiği, oysa, elde edilen parayla, … Eks. A.Ş ile birlikte ½ şer payla ortak arsa alındığı, buna karşın …’deki inşaatın ise kredi kullanılarak bitirildiği, böylece 2007 hesap yılı sonu itibariyle 2 trilyonun üstünde kredi borcuna sokulduğu, 3. Yönetim Kurulu’nun, … Ekspres A.Ş ile ortak asra alıp, bu arsayı bedelsiz olarak … Ekspres A.Ş’nin kullanımına tahsis ederek, şirketi 2.500.000 TL zarara uğrattığını, … Ekspres A.Ş’nin ortaklık yapısının şu şekilde olduğu, … %46.85 ( Davalı Yönetim Kurulu üyesi ) … %46.85 ( Davalı Yönetim Kurulu üyesi ) … %0.50 ( Davalı Yönetim Kurulu üyesi ) … %1.00 ( …’ın eşi ) … %48.00 (…’ın damadı); Görüldüğü üzere, … Ekspres A.Ş’nin %94 ünün, … İnş. A.Ş’nin Yönetim Kurulu üyelerine ait olduğunu, durum böyleyken, 20.06.2007 tarihinde, … … ve ortağına ait 11.000 m2 büyüklüğündeki arsanın toplam 5.000.000 TL bedelle, … Ekspres ile ½ hisseli olarak satın alındığını ve satış bedelinin yarısı olan 2.500.000 TL nin … İnş. kasasından satılarak ödendiğini, ödenen bu paraya karşılık, herhangi bir yatırım dönüşünün de olmadığını, 4-… Ekspres A.Ş’ye kiralanan taşınmazlar hakkında, şirket denetçisine çekilen ihtarnamelerde, bu şirkete kiralanan tüm taşınmazlara ait tüm kira sözleşmelerinin, 31.12.2006 tarihinde sona erdiği, bu sözleşmelerin her birinin 5-10 yıllık süreler önce döviz üzerinden yapıldığı, dolayısıyla kurdaki düşüşler ve taşınmazların emsal değerlerinin artması gibi nedenlerle çok önceden emsallerinin altında kaldığı belirtilerek, 01.01.2007 tarihinden itibaren başlayacak yeni kira sözleşmesi hakkında bilgi istendiği ve … İnş. kaynaklarının, … Ekspres A.Ş’ye kullandırıldığına ilişkin şüpheler doğrultusunda gerekli incelemelerin yapılmasının istendiğini, zira bu şirkete kiralanan taşınmazların kira bedellerinin kurumlar vergisi kanunun 13. Maddesi gereğince ‘’ Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı ‘’ olarak nitelendirilebileceği ve bu şekilde … Ekspres A.Ş’ye örtülü kazanç sağlandığı kanısının uyandırılmasının bile, mali açıdan şirketi hukuki ve cezai sorunlarla baş başa bırakacağının Yönetim Kurula bildirildiği, buna karşın özel denetçi raporunda, bu konuda hiçbir yorum yapılmadığını, … Ekspres A.Ş’ye kiralanan taşınmazların kira bedellerinin güncellenmemesi nedeniyle şirketin uğradığı gelir kaybı tespit edilerek, davalılardan tahsili gerektiği, 5-Araç masrafları, personel giderleri, seyahat harcamaları, GSM faturaları, kredi kartı ödemeleri gibi … Ekspres A.Ş’ye ait olan masrafların, … İnş. A.Ş tarafından ödenmesinin sağlanarak, şirketi zarara uğrattıkları, şöyle ki; 5.1. Şirkete alınan lüks araçların, bu ailenin kendi kişisel ihtiyaçları için kullanıldığını, bu araçların şirket faaliyetleri için kullanılmadığı, … Ekspres A.Ş için, hatta şirketle hiç ilgisi olmayan yakınlarına kullandırttıklarına ilişkin şikayetler de bulunulmasına karşın, ‘’ özel denetçi raporunda bu araçların şirket faaliyetlerinde kullanılmak üzere ‘’ alındığının belirtildiği ancak, …’da faaliyeti olmayan bir şirketin, üç adet aracı o şehirde, şirket faaliyetinde kullanıyor olmasının şüpheli bir durum olduğunu, 5.2. … İnş.’ın, ağırlıklı olarak … bölgesinde faaliyet gösteren ve 2007 yılına kadar hiç yurt dışı masrafı olmayan bir şirket olduğu, … ailesinin yönetime gelmesinden sonra özellikle yurt içi ve yurt dışı harcamalarında 10 ayda 50.000 TL lik bir artışın oluştuğunu, … dışında ikamet eden iki yönetim kurulu üyesinin …’e gelip gitmeleri nedeniyle 10 ayda 50.000 TL seyahat masrafı yapmalarının, hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, 5.3. 23.02.2007 tarihinde, … ailesinin yönetime gelmesinden sonra hangi işçilerin … İnş. bordrolarına geçirildiğinin resmi bordrolarla sabit olduğunu, çalışanlardan … ve … hakkında hiçbir beyan olmadığını, … ve … için yönetimin ağzından kiracıların kendi güvenlik endişelerini raporda sunduğunu, oysa Bornova depoları ile ilgili kira sözleşmelerinde kiracının kendi güvenliğinden sorumlu olduğu ve bu iki personeli … Ekspres A.Ş adına bu görevlerini sürdürürken, … İnş. bordrolarına geçirildiklerinin açık olduğunu, 5….Öğrenildiği kadarıyla 2007 yılı içinde … İnş. bünyesinde mali müşavir, serbest muhasebeci, hukuk müşaviri, avukatlık büroları, şehir planlamacıları, mimar ve mühendisler gibi pek çok serbest meslek erbabı ve firma ile çalışma yapıldığı, bunların yoğunlukla … Ekspres A.Ş’ye hizmet verdikleri ve bedelinin … İnş. AŞ.’ye fatura edildiği yönünde önemli bulguların bulunduğunu, bu hususun, şirketin ticari defterleri üzerinde yapılacak bir incelemeyle görüleceğini, 5.5. Davalılardan …’ın damadı olan … Ekspres A.Ş’de çalışan …’in, 22.08.2007 tarihinde … İnş. da Genel Müdür olarak işe alındığı, fakat cep telefonunun 2007 Mayıs ayında ( daha göreve bile başlamadan) … İnş.’ın üstüne geçirildiğini, yine 0 533 401 13 71, 0 533 402 40 63 ve 0 532 213 38 12 numaralı hatların da … Ekspres A.Ş’den … İnş.’a aktarıldığını, keza …’ın kullandığı telefonun fatura ayrıntısının incelenmesi halinde, şirketle ilgisi olmayan yüklü miktarda kişisel kullanımların tespit edilebilmesinin, kuvvetle muhtemel bulunduğunu, 5.6. Özel denetçi raporunda, kredi kartlarının kullanımını ‘’ şirket sırrı ‘’ olarak göstererek, bu konuda bilgi vermekten kaçınıldığını, oysa bu kartların şirket amacı dışında, kişilerin kendi kişisel kullanımına yönelik olduğunun, kredi kartı ekstrelerinin incelenmesiyle mümkün bulunduğunu, 5.7. … İnş. kaynaklarından … Ekspres A.Ş’ye kullandırılması kapsamında … Ekspres A.Ş’in kullanmadığı hurda araçların … İnş.’ a satılmasının, … Ekspres A.Ş yüzünden bir çıkar sağlandığı anlamına geldiğini, bu hususların kayıtların incelenmesiyle belirlenebileceğini beyanla; 1-… İnş A.Ş için res’en kayyum tayin edilmesine, 2-Dosyanın … …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/692 sayılı dosyasıyla birleştirilerek, yargılamanın bu dosya üzerinden devamına, 3-Davanın kabulü ile, şirketin uğratıldığı zararın tespiti ile bedelin davalı yönetim kurulu üyeleri ve denetçiden genel kurul karar tarihi olan 09.05.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; 1.1. Uyuşmazlığın, … ailesinin %80 oy hakimiyetini kullanarak yönetime gelmesinden sonra ortaya çıktığına ilişkin davalı tarafın itiraz niteliğindeki bu beyanlarıyla çok sayıda dava açma gerekçelerini açıkladıklarını, 1.2. … ailesinin, …’in kendi ifadesiyle 40 yıldır şirket yönetiminde yönetim kurulu başkanı, murahhas üye, yönetim kurulu danışmanı, genel müdür, alış veriş merkezi müdürü olarak görev aldığını, 1.3. … ailesinin, %80 oy hakimiyetini kullandığını ileri sürdüğü … ailesinin oyları ile şirketin olanaklarını; ücret, araba, telefon vb. kullandıklarını, 1….Yine kendilerine ait olan arsayı önce yap-işlet-devret sözleşmesi ile kiraya verdiğini, daha sonra aynı arsaya yine … ailesinin oyları ile şirkete sattıklarını, 1.5. …’a ait arsa şirkete satılırken, arsanın satışından … harcın ½ payını …’a ödettiğini, ancak …’in kendisine ait arsayı şirkete satarken tapu harcının tamamını şirkete mal etmeye çalıştığını, 1.6. Uyuşmazlığın, … ailesinin yönetime gelmesinden sonra değil, çünkü … ailesinin her zaman yönetimde yer aldığını, %10 temsil ederek yönetim kurulu genel müdür murahhas üye, alışveriş merkezi müdürü olarak şirketten çok yüksek gelir elde eden … ailesinin saltanatına son verilmesiyle başladığını, 1.7 Ücret bordrolarında da görüleceği üzere; …’in net aylık 15.000 TL, …’in net aylık 12.000 TL, …’in net aylık 5.000 TL ücret aldığını, Maliye Bakanlığınca yapılan inceleme sonucu, Yönetim kurulu başkanı …’in sahte fatura kullandığının tespit edildiği, şirketin itibarı göz önüne alınarak, şirket adına salınan vergilerin tamamının ve uzlaşma sonucu cezaların ödendiğini, 1.8. …’in %50 payı kendisine ait olan … İnş. A.Ş ile … İnş A.Ş arasındaki hizmet ve mal alım satımlarında ibrenin hem … İnş A.Ş tarafında ağır bastığını göz ardı ettiğini, 1.9. …’in 100 dönümü aşan tarla niteliğindeki arazilerin alınması konusunda, … ailesini ikna ettiğini sonra bu arazilerin pazarlığını tek başına yaparak şirkete satın aldığını, bugün bu arazilerin tarımsal alan olarak ilan edilmesi nedeniyle, şirketin büyük oranda zarara uğratıldığını, 1.10. …’in kiraya verilen taşınmazlar için çok büyük tutarlara ulaşan onarım ve eklentiler yaptırdığını, kiracıların büyük beğenisi toplarken, şirketin büyük zarara uğradığını, 1.11. …’in yönetim de bulunduğu dönemde şirket muhasebe kayıtlarını incelemeye açık tutmamak için merkez şube, Ege serbest bölge şube, Park Bornova şube adı altında değişik şubeler oluşturarak, ayrı ayrı defter tasdik ettirdiğini, kayıtların bağımsız tutulmasını sağladığını, özellikle Park Bornova kayıtlarının gözden uzak tutulmasını sağladığını, 1.12. Tüm giderleri V.U.K Muhasebe uygulama Tebliğlerini de göz ardı ederek, “Kira Giderleri” adı altında bir hesapta topladığını, 1.13. Şirket Mali Müşaviri …’nın aynı zamanda şirket Denetçisi olarak görev yaptığını, bu kişiyi önerenin … olduğunu, 1.14. …’in … ailesinin, … İnş. kaynaklarını, … Ekspres’e kullandırdıklarını iddia ettiğini, ancak şirket kayıtlarının incelenmesinden de görüleceği üzere, her iki şirket arasında davacı … döneminde başlayan ve halen süren kiralama ilişkilerinin bulunduğunu, sözleşmelerin altında da …’in imzasının bulunduğunu, 1.15. Görüldüğü üzere, uyuşmazlığın aslında; %10 hisseyi temsil eden … ailesinin, %80 hisseyi temsil eden … ailesinin iyi niyetini, güvenini ve oy desteğini alarak, kendi itirafı ile 40 yıl idare ederek sürdürdüğü saltanatın son bulmasından … kin ve husumetten oluştuğunu, 1.16. Genel kurulca atanan Y.M.M … tarafından düzenlenen 10.04.2009 tarihli raporda, 01.01.2007-31.12.2007 dönemine ilişkin olarak, 2007 yıl faaliyet raporuyla ilgili olmak üzere azınlık ortaklarının iddialarının araştırılarak hazırlanan raporda, davacıların iddialarının tamamen dayanaksız olduğu yönetim kurulunu bir suiistimalinin bulunmadığını belirttiği, 1.17. Denetçinin, yönetim kurulu üyesi olmadığını, şirket işlemlerinde tasarruf yetkisi olmadığından, arsa satışı nedeniyle suç isnat edilemeyeceği gibi şirketin, 700.000 TL zarara uğratıldığı iddiasının tamamıyla gerçek dışı olduğunu, satıştan elde edilen hasılatın, şirketin banka hesaplarına aktarılarak, şirketin devam eden yatırımlarında kullanıldığını, 1.18. Ankara’da alınan arsanın 2007 yılında … Ekspres A.Ş’nin kullanımına terk edildiği iddiasının da tümüyle gerçek dışı olduğunu, 1.19. Söz konusu arsanın değeri 5.000.000 TL olup, … Ekspres il ortak alındığını, … İnş.’ın finansal sıkıntıda olması nedeniyle, Ankara’daki inşaatın … Ekspres tarafından üstlenildiğini, bu konuda … İnş kayıtlarında bir harcama olmadığını, 1.20. Şirketin kredi borçlarının, G. … zamanından geldiğini, 1.21. Kira sözleşmelerinin yıllar önce yapıldığını, şu an tahliye edilmiş halen kiraya verilmemiş taşınmazların bulunduğunu, 1.22. Şirkete alınan lüks araçlar ile karşı yanın neyi ima etmek istediğinin anlaşılamadığını, zira kendisi ve ailesi yönetimde iken kendilerinin hizmetine sunulan araçlardan farklı araçlar mı alındığını, şirket araçların … Ekspress’e nasıl kullandırılabileceğini, 1.23. … ailesinin yönetimde iken çok yüksek ücretler aldığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizce 2009/537 Esas, 2010/594 Karar sayılı ilam ile görevsizlik kararı verilmiş, verilen karar Yargıtay 11. H.D’nin 2011/6981 Esas, 2012/13688 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, Mahkememizce bozma ilamına uyularak dosya yukarıdaki esasa kaydedilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
DELİLLER: Tarafların delilleri toplanmış, kooperatif kayıtları getirtilmiş, bilirkişilerden rapor alınmıştır.
2007 yılına ilişkin denetçi aleyhine açılacak sorumluluk davasının kayyum eliyle açılıp yürütülmesi talebiyle … …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/692 Esas, 2010/132 karar sayılı davada; … İnş. A.Ş’nin şirket denetçisi aleyhine TTK 341-359 gereğince sorumluluk davası açılması için res’en kayyum olarak Doç. Dr. …’ın atanmasına karar verildiği ve temyiz ve karar düzeltme aşamasından geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce ilk olarak Ticaret Hukuku öğretim üyesi ve muhasebe uzmanı bilirkişi heyetinden rapor alınmış, düzenlenen raporda sonuç olarak; Şirkette özellikle iki grup azınlığın, … ve … azınlık gruplarının bulunduğu, ancak bu hukuki durumun şirketin karar almasını güçleştirdiği, buna bağlı olarak hukuki anlamda davacının dava açma süreleri, özel denetçi ve kayyum atamalarında izlediği prosedürün hukuki olarak yerinde olduğu, davacının azınlık olması bakımından açtığı bu davanın yerinde olduğu, ancak diğer grup azınlığın da aynı haklara sahip olması sebebiyle hukuki anlamda bir sonuca ulaşmanın mümkün olmadığı, şirketin farklı gruplarda azınlıklara sahip olduğu anlaşılmakla, anılan şirkete kayyum atanmasının karar alma ve uygulama prosedürleri açısından yerinde olduğu, faaliyet raporları incelendiğinde şirket mal varlığında büyük bir değişimin olmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi heyeti ek raporunda sonuç olarak; Asıl raporda belirtildiği üzere somut olaya uygulanacak olan hükümlerin tespit olunduğu, buna bağlı olarak o tarihte yürürlükte olan Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin somut olay ile birlikte değerlendirildiği, müdahiller avukatlarının belirttiği üzere hâkim ortak ya da ortaklık kavramı Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümleri bakımından, somut olayın tarihi olan 28 Nisan 2010 göz önünde bulundurulduğunda, yürürlükte olan bir hüküm de olmadığı (Bu kavramlar 2012 yılında 6102 sayılı Kanun ile yürürlüğe girmiştir.), itiraz edilen konu kira bedelinin ne olacağı rayiç bedel ve enflasyon oranı dikkate alınarak 2007 yılına kadar yapılan hesaplamaların fahiş ve kabul edilemez olduğu iddia edildiği, kiralanan gayrimenkullerin ve kira bedellerinin tespitinin ise teknik bir incelemeyi gerektirdiği belirtilmiştir.
Talimat yoluyla alınan teknik bilirkişi raporuyla, taşınmazların değeri ve kira gelirleri tespit ettirilmiştir.
Mahkememizce ikinci olarak SMMM ve finans uzmanı bilirkişi heyetinden rapor alınmış, düzenlenen raporda sonuç olarak; Davacı konumundaki … İnş. A.Ş. nin 2007, 2008, 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait ticari defterlerinin noter açılış onaylarının usulünce yerine getirildiği, ancak; 2007 yılı yevmiye defteri dışında, noter kapanış onaylarının usulünce yerine getirilmediği, şirketin 2007 yılındaki aktif değerleri toplamının 26.545.914,93 TL olduğu, 174.754,49 TL lik finansman giderinin, aktif değerlerinin binde 6,5 oranına denk geldiği, buna karşılık 2007 yılında şirketin net karının 3.804.924,47 TL olduğu dikkate alındığında, finansman giderinin normal olduğu, davacı şirketin …’de bulunan taşınmazlardan müstakil olarak kiraya verilebilecek nitelikteki altı adet taşınmazın 2007 yılı rayiç bedellerine göre 148.302 TL ye kiraya verilebileceği, bunlardan sadece üç kiralanan için kısmen 14.020 TL tahsilat sağlandığı, kiraya verildiği halde yeterince tahsilatın sağlanmadığı ve de hiç kiraya verilmemek suretiyle oluşabilecek gelir kaybı/zararın 134.282 TL olabileceği, şirketin faaliyet raporlarına göre, büyük bir değişimin olmadığının gözlendiği, kiraya verilen taşınmazların büyük bölümünün … döneminde ve döviz cinsinden kiraya verildiği, 2007 yılı faaliyet dönemiyle ilgili olarak, teknik bilirkişiler raporuyla da tespit edildiği gibi, şirketin … Bornava’daki müstakil kiralanabilecek nitelikteki beş adet ve Kemalpaşa’da bir adet olmak üzere toplam altı adet taşınmazlarında, rayiçten düşük bedelle kiraya verilmesi ya da hiç verilmemek suretiyle kira değer kaybı toplam 134.282 TL olup, bu tutarı zarar kapsamında bulunduğu, davacı şirketin, davalı yönetim kurulu üyelerinden 2007 yılı faaliyet dönemiyle ilgili olarak, kira kaybından dolayı talep edilecekleri tutarın, dava tarihi 18.08.2009 itibariyle; 134.282 TL ana para, 7.281,07 TL faiz olmak üzere toplam 141.563,07 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi heyeti birinci ek raporunda sonuç olarak; 09.02.2021 tarihli ilk raporumuzda belirtilen görüşümüzde esas itibariyle bir değişiklik bulunmadığı, ancak raporumuzun 4.1.2.3 maddesindeki görüş doğrultusunda; 31.748,00 – 26.522,00= 5.226,00 TL ve 4.1.3.2 maddesindeki görüş doğrultusunda 7.261,00-7.082,00= 179,00 TL ki toplam 5.226,00+179,00= 5.405,00 TL’nin raporumuzda belirlenen ve toplam zarar miktarı olan 134.282,00 TL’den düşülmesi halinde, 134.282,00 – 5.405,00= 128.877,00 TL toplam zarara ulaşılabileceği, faiz hususuna gelince; Sayın Mahkemece de bir kısım davalının itirazında sözünü ettiği tutarların düşülerek zararın 128.877,00 TL olarak kabulü halinde faizin 6.988,00 TL olabileceği, böylece zararın; 128.877,00 TL anapara 6.988,00 TL faiz olmak üzere 135.865,00 TL olabileceği, zarar miktarının, 09.02.2021 tarihli raporumuzda belirtilen 134.822,00 TL anapara, 7.281,07 TL faiz ki toplam 141.563,07 TL mi, yoksa, 135.865,00 TL’mi (faizli bakiye) olabileceği konusundaki nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi heyeti ikinci ek raporunda sonuç olarak; Davacı şirkete ait …’de bulunan 6 adet taşınmazla ilgili olarak 2007 yılı için 134.282,00 TL kira gelirinden yoksun kalındığının teknik bilirkişilerce tespit edildiği, bir başka anlatımla; bu 6 taşınmazdan 148.302,00 TL, kira geliri elde edilebilecek isen sadece 14.000,00 TL kira geliri tahsil edilebildiği, kalan 134.282,00 TL’nin yoksun kalınan kira gelirini, dolayısıyla davacı şirketin zararını oluştuğu, raporlardan ve tüm dosya kapsamından; kiralamaya konu olabilecek taşınmazların bir kısmının kiraya verilmeyerek bir kısmının ise rayiç kira bedelinin çok altında bir bedelle kiraya verilmesi nedeniyle, davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin “Kusurlu” ve dolayısıyla “sorumlu” oldukları, davalı şirket yönetim kurulu üyeleri, 2007 yılında yönetimde olup, % 90 oranında paylarıyla hakim ortak konumunda olup davacı şirkete ait taşınmazları şirket yararına ve en iyi koşullarda, azami kar/gelir getirebilecek koşullarda kiraya verilmesi gerekmesine karşın, ya hiç kiraya verilmemesi ya da çok düşük bir bedelle kiraya verilmesi suretiyle zararın oluşmasına dahası artmasına neden oldukları, haklarında iş bu sorumluluk davası açılan ve şirket yönetim kurulu üyeleri olan ve de şirketin davaya konu 2007 yılı faaliyetlerine ilişkin olarak açılan bu davada davalıların eylemleri ile zarar arasında “uygun bir illiyet bağı” oluştuğu belirtilmiştir.
Davacı kayyımı 08/08/2014 tarihli talep açıklama dilekçesi ile; Şirketin gayrimenkullerin kira işlemleri, depoların bedelsiz kullanılması, araçların amacı dışında kullanılması, yönetim kurulunun şahsi giderlerini şirket masrafı olarak göstermeleri, arsa satışından kaynaklanan zararlardan kaynaklı şimdilik toplam 50.000,00 TL’nin(kira kaybı nedeniyle 20.000,00 TL) davalılardan müteselsilen dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini belirtmiş, nispi harç tamamlanmıştır.
Davacı kayyımı 22/07/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; Davalıların kusurlu davranışları nedeniyle şirketin uğradığı zarar olan 141.563,07-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, TTK’nun 553.maddesine göre, yöneticinin sorumluluğuna dayalı tazminat davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı eski TTK’nun 338.maddesi ve 6102 sayılı yeni TTK’nun 558.maddesi hükmüne göre yöneticinin ibrası kararına karşı aleyhe oy kullanan ortağın(denetçiye yetki veren ortağın) dava açma hakkının bulunduğu ve davanın süresinde bulunduğu görülmüştür.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ibraz edilen ve getirtilen bilgi-belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Dava, 2007 yılı olağan genel üyeleri hakkında sorumluluk davası açılması talebinin oy çokluğuyla reddedilmesi, ancak azınlık talebi doğrultusunda, şirket adına denetçi tarafından açılan sorumluluk davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı şirketin 27.12.2008 tarihli genel kurulunda azınlık iddialarının araştırılması yönünde özel denetçi atanmasına karar verildiğini, atanan özel denetçi raporunun 09.05.2009 tarihli olağan genel kurul toplantısında görüşülerek, sorumluluk davası açılması teklifinin reddedildiğini, %10 luk azlık pay sahiplerinin muhalefet şerhlerinin eklenildiğini belirterek davalı şirket yöneticilerinin sorumluluklarının tespitiyle, zararın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı kayyımı 08/08/2014 tarihli talep açıklama dilekçesi ile; Şirketin gayrimenkullerin kira işlemleri, depoların bedelsiz kullanılması, araçların amacı dışında kullanılması, yönetim kurulunun şahsi giderlerini şirket masrafı olarak göstermeleri, arsa satışından kaynaklanan zararlardan kaynaklı şimdilik toplam 50.000,00 TL’nin(kira kaybı nedeniyle 20.000,00 TL) davalılardan müteselsilen dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini belirtmiş; 22/07/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile de; Davalıların kusurlu davranışları nedeniyle şirketin uğradığı zarar olan 141.563,07-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Fer’i müdahil konumundaki … ailesi; Yönetim kurulu üyesi olan davalıların 2007 yılı hesap döneminde yapmış oldukları işlemler nedeniyle şirketi uğrattıkları zararın tazminini talep etmişlerdir.
Davalı konumundaki … ailesi ise; Uyuşmazlığın, … ailesinin yönetime gelmesinden sonra değil, çünkü … ailesinin her zaman yönetimde yer aldığını, %10 temsil ederek yönetim kurulu, genel müdür, murahhas üye, alışveriş merkezi müdürü olarak şirketten çok yüksek gelir elde eden … ailesinin saltanatına son verilmesiyle başladığı belirtilerek yersiz davanın reddi istenmiştir.
… İnş. A.Ş.’nin % 60 payının …. Eksp., % 30’unun … ailesine, % 10’unun da … ailesine, keza; …. Eksp. A.Ş.nin % 95,20’sinin de yine … Ailesine ait olup davalı … ailesinin, davacı şirkette hakim ortak durumunda olduğu görülmüştür.
Mahkememizce ikinci olarak alınan SMMM ve finans uzmanı bilirkişi heyeti raporu-ek raporlarının usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli, gerekçeli ve hüküm vermeye elverişli olduğu görülerek hükme esas alınmıştır.(ilk olarak alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun düşmediği ve hesaplama içermediği anlaşılmakla dikkate alınmamıştır).
Davalıların şirketi zarara uğratıp uğratmadıkları hususu değerlendirildiğinde; Davacı konumundaki … İnş. A.Ş. nin 2007, 2008, 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait ticari defterlerinin noter açılış onaylarının usulünce yerine getirildiği, ancak; 2007 yılı yevmiye defteri dışında, noter kapanış onaylarının usulünce yerine getirilmediği; Şirketin 2007 yılındaki aktif değerleri toplamının 26.545.914,93 TL olduğu, 174.754,49 TL lik finansman giderinin, aktif değerlerinin binde 6,5 oranına denk geldiği, buna karşılık 2007 yılında şirketin net karının 3.804.924,47 TL olduğu dikkate alındığında, finansman giderinin normal olduğu; Davacı şirketin …’de bulunan taşınmazlardan müstakil olarak kiraya verilebilecek nitelikteki altı adet taşınmazın 2007 yılı rayiç bedellerine göre 148.302 TL ye kiraya verilebileceği, bunlardan sadece üç kiralanan için kısmen 14.020 TL tahsilat sağlandığı, kiraya verildiği halde yeterince tahsilatın sağlanmadığı ve de hiç kiraya verilmemek suretiyle oluşabilecek gelir kaybı/zararın 134.282 TL olabileceği; Şirketin faaliyet raporlarına göre, büyük bir değişimin olmadığının gözlendiği; Kiraya verilen taşınmazların büyük bölümünün … döneminde ve döviz cinsinden kiraya verildiği; 2007 yılı faaliyet dönemiyle ilgili olarak, teknik bilirkişiler raporuyla da tespit edildiği gibi, şirketin … Bornava’daki müstakil kiralanabilecek nitelikteki beş adet ve Kemalpaşa’da bir adet olmak üzere toplam altı adet taşınmazlarında, rayiçten düşük bedelle kiraya verilmesi ya da hiç verilmemek suretiyle kira değer kaybı toplam 134.282 TL olup, bu tutarın zarar kapsamında bulunduğu; böylece davacı şirketin, davalı yönetim kurulu üyelerinden 2007 yılı faaliyet dönemiyle ilgili olarak, kira kaybından dolayı talep edilecekleri tutarın, dava tarihi 18.08.2009 itibariyle 134.282 TL olduğu; bunun dışında davalıların şirketi zarara uğratacak eylemlerinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluğunda kusurun ölçüsünün tespiti bakımından yönetim kurulu üyelerinin özen borcunu düzenleyen 6762 Sayılı T.T.K.nun 320.maddesinin atıf yaptığı ve adi şirket ortağının özen borcunu düzenleyen 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı B.K.) 528/2 maddesine bakılması gerekir. Anılan madde, şirket işlerini ücretle gören ortağın özen borcunun vekilin özen borcu hususundaki hükümlere tabi olduğunu düzenlemektedir. Vekilin özen borcunun düzenlendiği 818 sayılı BK.nun 390 maddesi ise işçinin sorumluluğuna ilişkin aynı kanunun 321.maddesine atıf yapmaktadır. Buna göre 818 Sayılı BK.nun 321 maddesi esas itibariyle objektif bir özen ölçüsü aramakla beraber bir yandan da bazı sübjektif unsurlara önem atfetmektedir.
Bu durumda 6762 Sayılı TTK.nun 320 maddesi, yönetim kurulu üyelerinin ücret alıp almadıkları ayrımı yapmaksızın 818 sayılı BK.nun 528/2 maddesine atıf yaptığı için yönetim kurulu üyelerinin özen borcu için ücret alıp almadıklarına bakılmaksızın aynı hususların benimsenmesi gereklidir. Buna göre; yönetim kurulu üyelerinin özen borcunun belirlenmesinde ölçü, ortalama bilgi ve yeteneğe sahip bir yöneticinin aynı şartlar altında seçeceği hareket tarzına uygun davranan bir yönetim kurulu üyesinin kendinden beklenen özeni göstermesidir. Özen ölçüsü aynı nitelikteki anonim şirket yöneticileri için aynıdır. Aynı nitelik ve büyüklükteki bir anonim şirket yöneticisinin aynı somut olayda göstermesi gereken özeni göstermeyen yönetim kurulu üyesi hem davranışlarında kusurlu sayılır hem de özen borcunu ihlal etmiş olur.
Alınan raporlar ve tüm dosya kapsamına göre; kiralamaya konu olabilecek taşınmazların bir kısmının kiraya verilmeyerek bir kısmının ise rayiç kira bedelinin çok altında bir bedelle kiraya verilmesi nedeniyle, davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin “Kusurlu” ve dolayısıyla “sorumlu” oldukları; Haklarında iş bu sorumluluk davası açılan ve şirket yönetim kurulu üyeleri olan ve de şirketin davaya konu 2007 yılı faaliyetlerine ilişkin olarak açılan bu davada davalıların eylemleri ile zarar arasında “uygun bir illiyet bağı” oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Zira; Davalı şirket yönetim kurulu üyeleri, 2007 yılında yönetimde olup, % 90 oranında paylarıyla hakim ortak konumunda olup davacı şirkete ait taşınmazları şirket yararına ve en iyi koşullarda, azami kar/gelir getirebilecek koşullarda kiraya verilmesi gerekmesine karşın, ya hiç kiraya verilmemesi ya da çok düşük bir bedelle kiraya verilmesi suretiyle zararın oluşmasına dahası artmasına neden oldukları değerlendirilmiştir.
Yukarıda da belirtildiği gibi; Davacı şirkete ait …’de bulunan 6 adet taşınmazla ilgili olarak 2007 yılı için 134.282,00 TL kira gelirinden yoksun kalındığı, bir başka anlatımla; bu 6 taşınmazdan 148.302,00 TL, kira geliri elde edilebilecek isen sadece 14.000,00 TL kira geliri tahsil edilebildiği, kalan 134.282,00 TL’nin yoksun kalınan kira geliri, dolayısıyla davacı şirketin zararını teşkil ettiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar kira kaybı nedeniyle oluşan zarar miktarı 134.282,00 TL olarak tespit edilmiş ise de; Davacı davasını ıslah etmiş, davalılar vekili de ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunmuş ve davacının taleplerine itiraz etmiştir. Davanın eski TTK 309 ve yeni TTK 560.maddelerine göre beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu, böylece ıslah tarihi olan 22/07/2022 tarihi itibariyle ıslah edilen kısmın ve faiz talebinin zamanaşımına uğradığı görülmüştür. (Davanın açıldığı tarih itibariyle 1086 sayılı HUMK’nun yürürlükte olduğu dikkate alındığında belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi de mümkün görülmemiştir).
Dava dilekçesinde değer bildirilmediği, ancak davacı kayyımının harcını yatırarak verdiği 08/08/2014 tarihli talep açıklama dilekçesi ile, kira kaybından oluşan zarara dayalı talebini 20.000,00 TL olarak açıkladığı görülmekle, davanın 20.000,00 TL olarak kabul edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Ayrıca, dava dilekçesi ile faiz talep edilmediğinden faize hükmedilmemiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Davanın kısmen kabulü ile, 20.000,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
20.000,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alınması gereken 1.366,20 TL harçtan peşin alınan 15,60 TL peşin harç ile 2.417,54 TL ıslah harcı toplamı olan 2.433,14 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.066,94 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından peşin yatırılan 33,70 TL harç ile 2.417,54 TL ıslah harcı toplamı olan 2.451,24 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 17.911,00 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 2.507,54 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 1.400,00 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.204,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, kalan kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 19.234,46 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair; Tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2022

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]