Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2006/674 Esas – 2023/685
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2006/674
KARAR NO : 2023/685
BAŞKAN : ….
ÜYE : ….
ÜYE : …
KATİP : …
DAVACI :…
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : 1- ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 3- …
VEKİLİ : Av. …
Av. …
DAVA : Tasarrufun İptali
DAVA TARİHİ : 22/12/2006
KARAR TARİHİ : 05/10/2023
K.YAZIM TARİHİ : 03/11/2023
Mahkememizde görülen tasarrufun iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin davalılardan … A.Ş. aleyhine …. sayılı dosyasıyla icra takibine başlanıldığını, takibe konu borca itiraz üzerine …. Karar sayılı kararda takibin 1.336.406 YTL üzerinden devamına karar verildiğini, borçlunun bilinen adreslerine hacze gidildiğinde borca yeter miktarda haczedilecek mal varlığı olmadığının tespit edilerek tasarrufun iptali davası açmanın şekli koşullarının oluştuğunu, davalı … A.Ş.nin … …(…) numarasında kayıtlı …. hudutlarında bulunan maden ocağının işletme ruhsatının maliki iken bu maden sahasını …. iade etmek ve buna karşılık da takas suretiyle bir kısım maden sahalarının … karşılığı işletme hakkını alma hususunu teklif suretiyle … …. sunduğunu, … numaralı maden sahasından 19.000.000 ton kömür rezervinin … karşılığı çıkartılması ve … ne verilmesine ilişkin ön sözleşmenin taraflar arasında imzalandığını, sözleşme imzalanma aşamasında iken davalı … A.Ş. nin … numaralı maden sahasının işletme ruhsatını diğer davalı … A.Ş. ne devrettiğini, bunun üzerine … A.Ş. ile … … arasında 23.09.2004 tarihinde sözleşmenin imzalandığını, olayların akışı incelendiğinde her iki sözleşmenin de bir sözleşme ve tasarruf olduğunu, ruhsat sahasının devri ile bu sahanın … ne iadesi ile … sözleşmesinin devri işlemleri sonucu 15 gün gibi bir süre olmasının devrin gerçek ve karşılığı bulunan bir tasarrufu değil müvekkilini ızrar kastı ile mal kaçırmaya yönelik bir tasarruf olduğunu, davalı … A. Ş. nin kamu kurumu ile gerçek ve tüzel kişilere büyük ölçüde borcu olduğunu, Özel İnceleme Raporuna göre maden sahasındaki rezervin 433.000.000,00-$ olduğunu, … A. Ş. nin sahip olduğu … numaralı maden sahasına ait hakların … A. Ş. ye bedeli bilahare belirlenmek üzere devir kararı alınmış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, önce … A. Ş. İle … arasında takas olarak … karşılığı işletme hakkı devri sonra da diğer davalı … A. Ş. nin sözleşme imzalanmasının sağlandığını, yapılan işlemlerin alacaklıları zarara uğratma amacıyla yapıldığını ve bu durumdan … bilgi sahibi olduğunu, bu tasarruflar nedeniyle alacaklıların uğrayacakları zararlara neden olanlar içerisinde … kurumsal olarak ve sözleşmeyi imzalayanların bireysel olarak sorumlu olduğunu belirterek davalılardan …’ın sahibi bulunduğu … ruhsat numaralı maden sahasını diğer davalı … A.Ş. ne devri ve buna bağlı olarak … ile “… sözleşmesi” nin … A.Ş.ile imzalanması tasarruflarının müvekkili yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davanın müvekkili kurum yönünden husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davacının bu tür bir davayı ancak borçlu … ile üçüncü kişi konumundaki … A. Ş. ye karşı açabileceğini, müvekkili Kurum ile … sahasının kuruma devri karşılığı … sözleşmesi hazırlıklarının 2003 yılında başlamış olduğunu, … firması yetkililerinin ön sözleşme taslağının 27.08.2004 tarih …. sayılı müvekkil Kurum Yönetim Kurulu kararı ile kabul edildiğini, … firmasının 14.09.2004 tarihinde … nolu ruhsatını … Madenciliğe devrettiğini, devir sonrasında Kurum Yönetim Kurulunun 23.09.2004 tarih … sayılı kararı ile … sözleşmesinin … Anonim Şirketi ile yapıldığını, ön sözleşme taslağının taraflar arasında imzalanması gibi bir durumun söz konusu olmayıp ön sözleşmenin … Anonim Şirketi ile imzalandığını, sahadaki rezervin parasal değerinin şu an itibariyle değil kömürün tamamının rüçhan hakkı kullanılarak alınması halinde firmaya muhtemel ödenecek % 85 değeri ifade ettiğini, müvekkili kurumun herhangi birini zarara uğratma veya haklarını engelleme çabasında olmayıp kamu menfaatini koruduğunu, kurumun davalı şirketlerin kendi aralarında yaptığı devir ile ilgilenmediğini, ruhsat sahibi kim ise onun ile sözleşme imzalamış olduğunu, ayrıca müvekkili kurumun şirketlerin 3. kişilere olan borçlarını takip etmek gibi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde iddialarının gerçeğe uygun olmayıp haksız olduğunu ve bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini belirtmiştir.
Davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davanın zamanaşımı yönü ile reddi gerektiği, mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkili firmanın borca batık olmadığı için tasarrufun iptali davasının şartlarının olmadığını, sahanın devrinin müvekkili firma lehine olduğu için yapıldığını, taraflar arasındaki sıkıntının davacının alacağının takibe konu 150.000,00-TLnin 4 yıl gibi kısa bir sürede yapılan ödemelere rağmen 1.164.406,00-Tl ye ulaşması olduğunu, kendilerinin davacıya borçlarının bulunmadığını, müvekkili firmanın diğer davalı … Anonim Şirketine bir bedel karşılığı ruhsat devrini gerçekleştirdiğini ve … Anonim Şirketin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, devrin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Anonim Şirketi vekili ise; Cevap süresinin uzatılması talepli 13.003.2007 tarihli dilekçesinde, esasa cevap verme süresinin uzatılmasını taleple ayrıca, mahkemesinin yetkisine itiraz edilerek zamanaşımı itirazında bulunmuş olup, esasa yönelik cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER: Mahkememizce …. Esas sayılı takip dosyası, … ile … A.Ş. arasında imzalanan 04 Ekim 2004 tarih ve 39622 sayılı … sözleşmesi ve ekleri ile ek sözleşme ve devir sözleşmeleri, …. Esas sayılı dosyası, … sayılı dosyası getirtilmiştir.
Mahkememizce maden mühendisi, SMMM ve sözleşme-hesap uzmanından oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor alınmış, düzenlenen raporda sonuç olarak; Davalılar … A.Ş. ile … A.Ş. arasında gerçekleştirilen devir işleminin, borcun doğumundan sonra (31/07/2002) ve haciz tarihinden geriye dönük iki yıl içinde (17/06/2006) 15/09/2004 yapılmış olduğu, ticari işletmenin önemli bir kısmının devri niteliğinde değerlendirilen devir işlemleri ile ilgili olarak davalılar tarafından İİK 280 maddesindeki alacaklılar lehine getirilen karinenin aksine iş ve işlemlerin yapıldığına dair dosya kapsamında bir delile rastlanmadığı, apılan devir işlemi ile ilgili olarak taraflar arasında herhangi bir bedel kararlaştırılmadığı gibi bu yönde bir ödemenin bulunduğuna dair dosya kapsamında bir delile rastlanmadığı, davalılardan … A.Ş. ile … A.Ş. arasındaki işlemin bağışlama sayılıp sayılamayacağı, İİK nun İİK. m. 278/III-2 ve m. 280. uyarınca iptali gerekip gerekmeyeceği, davalılardan … A.Ş. ile … A.Ş. arasındaki tasarrufun iptali ile ilgili olarak İİK. nun 283/2 maddesine göre değerlendirme yapılmasının mahkemeye ait olduğu, dosyada … nin bilerek alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla hareket ettiğine dair delil bulunmadığı, davacının alacağının yargılama aşamasında ödenmiş olduğu belirtilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Her ne kadar davalı … vekili husumet itirazında bulunmuş ise de; Dava dilekçesinde davacının, davalı …’nin de diğer davalılar arasındaki işlemleri bildiği ve buna göre tasarrufla ilgili işlemlerden sorumluluğunun bulunduğunu iddia ettiği, iptali istenen tasarrufun davalı … ile yapılan sözleşmeye ilişkin olduğu, bu nedenlerle davacının iddiası ve dosya kapsamına göre davalının pasif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmakla itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı … … A.Ş ve … … A.Ş vekili yetki itirazında bulunmuş ise de; Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’nun 9/2.maddesine göre; “Davalı birden fazla ise, dava bunlardan birinin ikametgahı mahkemesinde açılır. Şu kadar ki, kanunda dava sebebine göre davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belli edilmiş ise, davaya o mahkemede bakılır. Ancak davanın, sırf davalılardan birini kendi mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı belirtiler veya başka delillerle anlaşılırsa mahkeme onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.”
HUMK’nun 22.maddesine göre ise ; “Mahkemenin salahiyeti intizamı amme esasına binaen tayin edilmemiş olan hallerde iki taraf bir veya müteaddit muayyen hususa müteallik ihtilaflarının salahiyettar olmayan mahal mahkemesinde görülmesini tahriren mukavele edebilirler. Bu halde işbu mahal mahkemesi o davaya bakmaktan imtina edemez.” düzenlemeleri yer almıştır.
… sözleşmesinde yetkili mahkemenin Ankara mahkemeleri olarak belirtildiği, davalı …’nin yerleşim yerinin …. olduğu dikkate alındığında, yukarıda belirtilen hükümlere göre davalıların yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı … … A.Ş ve … … A.Ş vekili zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de; Eldeki davada uygulanması gereken İİK’nun 280.maddesine göre zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu, davaya konu iptali istenen … sözleşmesinin imza tarihine göre 5 yıllık sürenin dolmadığı anlaşılmakla itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce alınan maden mühendisi, SMMM ve sözleşme-hesap oluşturulan bilirkişi heyeti raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli, gerekçeli ve hüküm vermeye elverişli olduğu görülerek hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi heyet raporu tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde; Tasarrufun iptali davalarında alacaklılar; Borçlunun yaptığı bağışlamalar ve ivazsız (karşılıksız) tasarrufları, (İİK. m. 278/I,II); Borçlunun bağışlama hükmünde sayılan tasarrufları (İİK. m. 278/III); Borçlunun aciz halinde iken yaptığı tasarrufları (İİK. m. 279); Borçlunun zarar verme kastı ile yaptığı hileli tasarruflar (İİK.mad.280) hakkında tasarrufun iptali davası açabilirler.
Tasarrufun iptali davaları için … da benimsenen dava şartları; usulüne uygun aciz vesikası sunulması, gerçek bir alacağın olması, icra takibinin kesinleşmesi ve alacağın iptale konu tasarruftan önce doğmuş olmasıdır.
… Esas sayılı takip dosyasına ait 17/06/2006 tarihli haciz tutanağında, borçluya ait birtakım malların haczedilmiş olduğu, tutanak içeriğinde ayrıca başka haczi kabil malın bulunmadığı tespit edildiğinden, 17/06/2006 tarihli haciz tutanağının iptal davası açmak için gerekli aciz belgesi niteliği taşıdığı kanaatine varılmıştır.
Davacının alacağının, 31/07/2002 tarihinde başlatılan, …. Esas sayılı takip dosyasına yapılan itiraz sonucu açılan …. 10.12.2020 tarih ve … sayılı ilamına dayanmakta olduğu, kararın … 22/09/2022 tarih ve …. sayılı ilamı ile onandığı ve bu şekilde kesinleşmiş olduğu; buna göre davacının alacağının mahkeme ilamı ile hükme bağlanan gerçek ve kesinleşmiş bir alacak olduğu anlaşılmıştır.
Davacı işbu dava ile ilk aşamada davalılar … A.Ş. ile … A.Ş. arasında gerçekleştirilen … …(…) numarasında kayıtlı …. hudutlarında bulunan maden ocağının işletme ruhsatının borçlu … A.Ş. tarafından davalı … A.Ş. ne devredilmesine ilişkin 15/09/2004 tarihli tasarruf işleminin iptalini talep etmiştir. Davacının alacağının dayanağını oluşturan icra takibinin başlangıç tarihinin 31/07/2002 tarihi olduğu dikkate alındığında, yapılan tasarrufun alacağın doğumundan sonra, itirazın iptali davası aşamasında gerçekleştirildiği anlaşıldığından, davacının, tasarrufun iptali davası açması için gerekli özel şartları taşıdığı belirlenmiştir.
Dosya kapsamına göre; davalı borçlu … A.Ş. nin, maliki olduğu ve fiilen işlettiği …. ruhsat nolu sahayı, 10/09/2004 tarih ve 2004/10 sayılı yönetim kurulu kararıyla, bütün hak ve yükümlülükleri ile birlikte … A.Ş. ne devredilmesi, devirden sonra devir bedelinin devir edilecek şirket yetkilileri ile birlikte ruhsat üzerindeki haciz ve diğer hukuki hakların durumu düşünülerek daha sonra karar altına alındığı, bu kararlar ışığında … gerekli devir işlemlerinin tescil edilmesine şeklinde karar alındığı, alınan karar gereğince 14/09/2004 tarihinde …nezdinde ruhsat devrinin gerçekleştirildiği ve akabinde 15/09/2004 tarihinde davalılar … A.Ş. ile … A.Ş. arasında, … …sicil kaydının … numarasında kayıtlı …. hudutlarında bulunan işletme ruhsatlı sahanın bütün hak ve yükümlülükleriyle birlikte eksiksiz olarak devir teslimi yapıldığı, buna dair tutanak düzenlendiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut … Esas sayılı dava dosyası içerisindeki 14.10.2009 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu maden sahasının 14/09/2004 tarihi itibariyle ticari değerinin 105.501.365,90 TL olarak hesaplandığı görülmüştür. Devir tarihi itibariyle ticari değeri 105.501.365,90 TL olan maden sahasının taraflar arasında hiçbir bedel öngörülmeksizin devredilmiş olması ve ayrıca dosya kapsamında davalı … A.Ş. tarafından borçlu … A.Ş. ye devir bedeli olarak ödenen herhangi bir bilgi-belge sunulmaması hususları dikkate alındığında, yapılan bu devir işleminin, İİK nun 278 maddesine göre iptale tabi olduğu kanaatine varılmıştır.
Ayrıca; İİK. nun 280/1 maddesine göre ” Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hâllerde iptâl edilebilir. Şu kadar ki, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflâs yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır.” Aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastiyle hareket ettiği kabul olunur. Bu karine, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiği veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebilir.” düzenlemesi öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hükümle, tacir olan borçlular yönünden özel bir durum öngörerek, bu halde, gerek borçlunun gerekse üçüncü kişinin alacaklılarına zarar verme kastını bildiklerini karine olarak kabul etmiştir. Karinenin çürütülebilmesi için ise, ikinci fıkrada özel şekil öngörülmüştür. Eldeki dosyada; borçlunun dava konusu maden sahası dışında başka bir işletmesi ve haczedilebilir bir malı olduğu yönünde bir iddiada bulunulmadığı gibi bu konuda bir delil de sunulmamıştır. 2004 yılında yaklaşık 105.501.365,90 TL değerindeki maden işletme sahasının borçlunun ticari işletmesinin önemli bir kısmını oluşturduğu görülmüştür. Dolayısıyla borçlunun ticari işletmesinin önemli bir kısmını devralan davalı … A.Ş. nin yasadaki karinenin aksi yönde bir iddia ve delil de sunmadığı dikkate alınarak, alacaklıları zarar verme kastıyla hareket ettiği ve tasarrufun iptale tabi olduğu kanaatine varılmıştır.
Aynı zamanda; alacaklının, somut olayda, … sayılı işletme ruhsatının davalı … A.Ş. tarafından diğer davalı … ye devredilmesine yönelik 06.10.2004 tarihli devir işlemine karşı herhangi bir iptal davası açmadığı, sadece … sözleşmesinin … A.Ş. ile imzalanması işleminin iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır. …nezdinde tutulan sicilde… sayılı işletme ruhsatının sahibinin davalı … olması, ruhsatın … ye devredilmesi işleminin iptali yönünde bir talebin bulunmaması hususları birlikte dikkate alındığında, … ile … A.Ş. arasında … sözleşmesi imzalanmasının ruhsat hukukuna uygun bir işlem olarak değerlendirilmiştir. Diğer taraftan dava konusu … sözleşmesinde,…. sayılı ruhsatın … ye devrine karşılık davalı … A.Ş. ne hukuku … de kalmak üzere …. ruhsat nolu sahalar içerisinde yer alan yaklaşık 19.000.000 ton kömür rezervinin …(kömür payı) karşılığında işlettirilmesi kararlaştırılmış olduğundan ve sözleşmenin 9. Maddesinde sözleşme bedeli 9.045.000 ABD doları olarak belirlendiğinden, … nin bilerek alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla hareket ettiğine dair delil bulunmadığı görülmüştür.
Yargılama sırasında; davalı … A.Ş. tarafından, davacının davasının dayanağını oluşturan …. esas sayılı takip dosya borcunun 29.11.2022 tarihinde ödeyerek, dosyanın infazen kapatıldığı anlaşılmıştır.
Taraf vekilleri Mahkememizin 04/05/2023 tarihli duruşmasında alınan imzalı beyanları ile; Davanın konusuz kaldığına karar verilmesi halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunduğunu belirtmişlerdir.
Yukarıda anlatıldığı üzere; davalılar … A.Ş. ile … A.Ş. arasında yapılan ruhsat devri işleminin iptale tabi olduğu, davacının dava tarihi itibariyle davasında, bu davalılar yönünden haklı olduğu belirlenmiştir. Davalı … yönünden ise, … nin bilerek alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla hareket ettiğine dair delil bulunmadığı, davacının bu davalı yönünden davasını ispat edemediği görülmüştür.
Dava, tasarrufun iptali davası olup, yukarıda belirtildiği gibi, Mahkememizce yapılan yargılama sırasında, davacı alacaklının alacağının davalı … … A.Ş yönünden ödendiği, böylece davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda belirtildiği gibi; Davacının dava tarihi itibariyle davalılar … A.Ş. ile … A.Ş. yönünden, davasında haklı olduğu anlaşılmakla, bu davalıların vekalet ücreti ve yargılama giderinden sorumlu tutulmasına; davalı … yönünden ise davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla davalı … lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 55.190,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 54.920,85 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davalı … yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından peşin yatırılan 55.202,90 TL harç ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 15.152,50 TL yargılama giderinin davalılar … … A.Ş ve … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 324.645,80 TL vekalet ücretinin davalılar … … A.Ş ve … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 324.645,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
Dair; Davacı, davalı … şirketi ve … vekilinin yüzüne karşı, davalı … şirketi vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2023
Başkan …
¸[e-imza]
Üye….
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip ….
¸[e-imza]