Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/79 E. 2022/159 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. …2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİKARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2022/79
Karar No : 2022/159

Hâkim : … …
Kâtip : … …

Davacı : … – T.C. Kimlik no:…

Dava : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Dava Tarihi : 23/11/2020
Karar Tarihi : 28/04/2022
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 28/04/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle; müvekkilinin Türk Halk Müziği sanatçısı olduğunu ve davalı yan ile müvekkilinin … projesi kapsamında müvekkilinin yurt genelinde konserler ve belgesel çekimi yapıldığını, davalının projenin yapımcılığını üstlendiğini, taraflar arasında 01.12.2019 tarihli 235.000,00 TL bedelli sözleşme imzalandığını, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ancak davalı tarafın proje kapsamında devletten destek parası almasına rağmen müvekkiline ve projeye katılan diğer aşıklara ödeme yapmadığını, bu nedenle şimdilik 10.000,00.-TL sözleşmeden kaynaklı alacağın, sözleşmeden kaynaklı masrafları karşılamak için sattığı araç bedeli olarak şimdilik 1,00.-TL maddi tazminat ile olay nedeniyle duyduğu üzüntüden kaynaklı 50.000,00.-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilinin süresinde cevap dilekçesi sunmadığı, 29/09/2021 tarihli beyanlarında; müvekkili ile davacı taraf arasında imzalandığı iddia edilen sözleşmenin müvekkili tarafından imzalanmadığını, davacı ile hiçbir surette sözleşmesel bir ilişkiye girilmediğini, müvekkili ile davacı taraf arasında bu şekilde bir ilişkinin kurulmasının düşünüldüğünü ancak, daha sonra davacı tarafın tacir olmaması sebebiyle herhangi bir iş ilişkisi kurulmadığını, doğmamış bir ilişkiyi kanıtlamak için sunulmuş, tarafların imzasını taşımayan bir belgenin geçerli bir sözleşme olarak kabul edilmemesi gerektiğini, davacı tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen hizmetin müvekkiline … Yap. Yay. Tur. Tic. Ttd. Şti.
tarafından sunulduğunu ve müvekkiline buna ilişkin hizmet faturası kesildiğini, dava dilekçesi ekinde sunulmuş olan dekont ve makbuzların huzurdaki dava ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, ödeme dekontlarında herhangi bir açıklama bulunmamakla birlikte davacının aşıklar ile kişisel yakınlığı sebebiyle makbuzların muvazaalı olarak düzenlenmiş olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, davacının manevi tazminat talebine ilişkin olarak ise ekonomik olarak sıkıntı yaşaması ve aracını satmak zorunda kalmasının müvekkili ile ilişkilendirilmesine hukuken imkan bulunmadığını, son zamanlarda yaşanan pandemi ve ekonomik kriz koşullarında ülkemizde milyonlarca kişinin işinden, evinden ve arabasından olduğunu, bu nedenle müvekkilinden manevi tazminat talep edilmesinin kanuni dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde iddia ettiği hususlar dahilinde müvekkili tarafından davacının herhangi bir şekilde zarara uğratılmadığını, bu nedenle ödenmesi gereken maddi veya manevi herhangi bir tazminatın bulunmadığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :
Davacı tarafça… Mahkemesine davanın açıldığı;
… sayılı kararında özetle; davanın alacak istemine ilişkin olduğu, dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticarî davalar olduğu, TTK 5/1.maddesi gereği ticarî davalara bakmakla görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline geldiği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiği, somut olayda, davacı ve davalı gerçek kişi olup uyuşmazlık maddi ve manevi alacak istemine ilişkin olduğu, davacı ve davalının tacir olmadığı, davanın TTK’nda sayılan mutlak ve nispi ticari dava niteliği bulunmadığı, eldeki davada TTK m. 4/1 uyarınca; “her iki tarafın tacir olması” koşulu gerçekleşmediğinden ve eser sözleşmesinden kaynaklanan ihtilâflar mutlak ticarî davalardan olmadığı gerekçeleri ile TTK m.5 gereğince, mahkemenin görevsizliğine karar verildiği ve dosyanın …13. Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edildiği;
…. sayılı kararında özetle; davacı vekilinin talebinin davalı ile imzalanan sözleşme uyarınca alacağın tahsili, satılmak zorunda kalınan araç fiyat farkı bedeli ve manevi tazminat olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın davacının sözleşme uyarınca alacağı bulunup bulunmadığı, manevi zarar oluşup oluşmadığı hususlarında olup, sözleşmenin konusu 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında kaldığı, bu sebeple davanın Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinin görev alınına girdiği, mahkemenin görevsiz olduğu gerekçeleri ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Davacı ve davalı gerçek kişi olup, uyuşmazlık maddi ve manevi alacak istemine ilişkin olduğu, davacı ve davalının tacir olmadığı, davanın TTK’nda sayılan mutlak ve nispi ticari dava niteliği bulunmadığı, eldeki davada TTK m. 4/1 uyarınca; “her iki tarafın tacir olması” koşulu gerçekleşmediğinden mutlak ticarî davalardan olmadığı;
Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinin görevinin Sınai mülkiyet Kanunundan ve FSEK mevzuatından kaynaklanan davalar ile sınırlı olduğu, davacının marka tecavüzü, markaya dayalı haksız rekabet iddiası veya FSEK mevzuatından kaynaklanan bir talebinin olmadığı, davacı tarafından hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacak iddiası nedeniyle iş bu davanın açıldığı;
TTK m.5 gereğince Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu, dolayısıyla görev konusunda öncelikle karar verilmesi gerektiğinden, davanın görevsizlikle reddine ve her iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığı doğduğundan dosyanın uyuşmazlığın çözümü için …Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuşktur.
H ÜK Ü M :
Dava dilekçesinin görev yönünden usulden reddine,
Görevli mahkemenin… Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
Kanun yoluna başvurulmayarak kararın kesinleşmesi ve talep halinde, talep olmaz ise resen merci tayini için HMK 21/1-c ve 21/2 hükümleri gereğince dosyanın …Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
Yapılan harç ve yargılama giderleri konusunda görevli mahkeme tarafından karar verilmesine,
HMK’nun 323/1-ğ maddesine göre vekâlet ücreti yargılama giderlerinden sayıldığından; aynı Kanunun 331/2 maddesine göre görevsizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği anlaşılmakla, davalı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde …Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.28.04.2022

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır
✍e-imzalıdır