Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/76 E. 2022/309 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/76
KARAR NO : 2022/309

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … ..
VEKİLİ : Av. …

DAVALI :….
DAVA : Marka Hükümsüzlüğü ile Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti
DAVA TARİHİ : 02/03/2022
KARAR TARİHİ : 06/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka Hükümsüzlüğü ile Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkilinin bir iktisadi devlet teşekkülü olduğunu, Kurum…. markasını tescil ettirdiğini ve aynı zamanda Mersin ilinde kullanmakta olduğunu, bahsi geçen işletmenin daha evvel müvekkilinin franchise işletmesi olduğunu, ancak aralarındaki sözleşmenin 17.12.2015 tarihinde sonlandırıldığını, ancak anılan firmanın aynı tabela ile faaliyetlerine devam ettiğini, bunun üzerine şüpheli firma yetkilisi hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalının kullandığı tabelanın müvekkilinin markalarını ihlal ettiğini, …” ifadesinin ülkemizde işaret ettiği kurumun işareti olduğunu, davalı firma yetkilisi … aleyhine …nezdinde …. sayısı ile görülen davada sanığın mahkumiyetine karar verildiğini, anılan ceza dosyasında savcılık aşamasında alınmış bilirkişi raporunda da marka tecavüzünün tespit edildiğini, davalı kullanımının ….” ibarelerinden oluştuğu gibi logonun da kullanıldığını, bu sayede resmi bir şube izlenimi yaratıldığını, davalının markası tescilli ise de bu tescilden farklı şekilde fiili anlamda kullandığını, davalı markasının kapsamında müvekkilinin markaları altında tescilli 29. Sınıf malların satışı hizmetlerinin yer aldığını, internet üzerinden…. parametreleri ile araştırma yapıldığında, davalının bilgilerinin çıktığını, halbuki davalının müvekkili kurum ile bir ilgisi kalmadığını, davalının kötü niyetli olduğunu, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, tüm Türkiye sathında “ET BALIK” ibaresi ile kastın direkt olarak müvekkilini işaret ettiğini, davalının “et balık” ve “ mağaza” ibarelerini işletmesinde kullandığını, bu durumun aynı zamanda müvekkili marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini beyan ederek 2017/24290 sayılı markanın hükümsüzlüğü ve davalı eylemlerinin tecavüz teşkil ettiğinin tespitini ve tecavüzün kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapılmasına karşın yargılamaya katılımı olmamıştır.
Davanın açılmasını müteakip davaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını ve bilirkişi raporları alınmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iddiaları karşısında, davalı markasının hükümsüzlüğü koşullarının oluşup oluşmadığı ile davalı eylemlerinin davacı marka hakkına tecavüz teşkil edip etmediği noktalarında toplanmaktadır.
DEĞERLENDİRMELER;
TARAF MARKALARI ARASINDA BENZERLİK VE İLTİBAS İHTİMALİ;
Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı veya benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı veya benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Dolayısıyla markalar arasındaki benzerlik değerlendirmesinin ilk koşulu; markaların tescilli oldukları sınıfların aynı olması veya birbirine benzer olmasıdır. Markaların tescilli oldukları veya tescili talep edilen mal veya hizmetlerin benzerliğine kanaat getirilmesi halinde, ikinci şart olan markaların benzerliğine geçilir. Görüldüğü üzere karıştırılma ihtimalinin varlığı için çifte benzerlik şartının gerçekleşmesi ve her iki benzerliğin de dikkate alındığı genel izlenim ve değerlendirmeye göre ilişkilendirilme ihtimali dâhil karıştırma ihtimalinin bulunduğu,
EMTİALARIN BENZERLİĞİ
Markalara ait mal veya hizmet listelerinde yer alan emtiaların “benzer” olup olmadığının değerlendirilmesinde, sınıflandırmaya ilişkin ulusal ve uluslararası düzenlemeler bağlayıcı kesin kurallar içermemektedirler.
Bu nedenle, inceleme konusu markaların emtia listelerindeki sınıf numaralandırması ile bağlı kalınmaksızın, karşılaştırılan emtia listelerinin “aynı veya benzer” mal veya hizmetlerden oluşup oluşmadığı incelenmelidir.
“Marka kapsamındaki mal ve hizmetlerin aynı veya benzer tür olup olmadığı hususunda 1957 yılında yapılmış olan “Uluslararası Nice Protokolü” kapsamında hazırlanan “Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ” hükümlerine ve bunun ekindeki sınıflara ve alt gruplara göre yapılan listenin dikkate alınması gerekmekle birlikte tek başına listenin bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu anlamda, ilişkilendirmenin varlığı için mal ve hizmetlerin tamamen aynı sınıfta veya aynı alt grupta yer alması gerekmez.
Zira asıl olan, işaretlerin, kapsamlarındaki mal veya hizmetler üzerinde tescilli bir marka olarak kullanılması durumunda, tüketici nezdinde karıştırılma ihtimaline yol açıp açmayacağıdır. Bu nedenle, mal ve hizmet sınıf ve alt gruplarında benzerlik araştırmasında piyasanın anlayışı, benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları giderip gidermediği, mal veya hizmetlerin birbiri yerine ikame edilebilme ve rekabet olanaklarının olup olmadığı, birinin diğerini tamamlama imkânı olup olmadığı, mal veya hizmetlerin dağıtım kanallarının ortak olması, aynı veya yan yana raflarda satışa arz edilip edilmediği kullanım yöntemleri, hedeflenen müşteri kesiminin aynı olup olmadığı hususlarının araştırılması gereklidir.
Davacının markaları spesifik olarak …. hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri.” mallarında ve yine “süt ürünleri, yenilebilir yağlar” emtialarında tescilli olup anılan gıda ürünleri ile davaya konu marka kapsamında yer alan 29. Sınıftaki “… ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri., Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar.” emtialarının aynı – aynı türdeki ürünler oldukları, bunun yanı sıra dava konusu marka kapsamında 29. Sınıfta bulunan bulyonlar, davacı tarafın et ve et ürünleri ile, ve 35.05 alt grubundaki satış hizmetlerinde de aynı emtiaların satışının gerçekleştirildiği, bunun yanı sıra özellikle beyaz et ürünleri ile doğrudan aynı satış noktalarında satışı yapılabilen, aynı dağıtım zincirine sahip, aynı üreticiler tarafından üretilebilen “Yumurtalar” malları ile yine süt ürünleri kategorisinde yer alan sütlü tatlılardan ana hammadesini süt olarak ihtiva eden “puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Dondurmalar” mallarının satışına özgülenen hizmetler açısından ise “süt ürünleri” emtiası bulunan ….numaralı davacı taraf markaları arasında düşük düzeyli benzerlik ilişkisi bulunduğu, zira uygulamada da kabul edildiği üzere mal üreten işletmenin kendi ürettiği malı kendi işletme bünyesine aynı isim altında satışa konu edeceği de karineten kabul edilmekte olunduğundan, üretilen mal ve aynı malların satışı hizmetleri arasında da (1-34 mal grubu ile 35.05 alt grubunda aynı malların satışına yönelik hizmetler) benzerlik ilişkisi bulunduğu kabul edilmektedir.
Bununla birlikte davacı markaları kapsamında 43. Sınıftaki hizmetler bulunmamakta ise de 43.01 alt grubunda yer alan “yiyecek – içecek sağlanması hizmetleri” ile davacı yanın önceki tarihli markalarında 29. Sınıfta yer alan bir kısım mallar arasında yine benzerlik bulunmaktadır. Her ne kadar 43.01. Sınıftaki emtialar yönünden amaç tüketiciye bir mal değil hizmet sunulması olup tüketicinin de bu yerlere gittiğindeki beklentisi, arzu ettiği markaya ilişkin bir ürünü satın almak değil, esasen sunum tarzında hizmet görmek ise de günümüzde özellikle yiyecek ve içecek servisi alanında, bu hizmeti veren işletmelerce verilen hizmetin bir parçası olarak kendi işletme markaları altında ürettikleri ürünlerin satışı da gerçekleştirilmekte ve bu işletmeler kendi hizmet markalarını taşıyan ambalajları, karton kutuları, karton bardakları kullanmak suretiyle tüketiciye al-götür servis şeklinde sunum sağlayabilmektedir. Bu durumda, genel olarak 29.sınıf gıda emtialarının, özellikle de et ürünlerinin şarküteri/kasap/Izgara hizmetini bir arada veren işletmelerin giderek yaygınlaştığı bir dönemde 43.01. gruptaki yiyecek ve içecek sağlanması hizmetinin bir parçası olarak tüketiciye sunulması mümkündür.
Hal böyleyken bahsi geçen mallar bakımından taraf markalarının benzer tüketici gruplarına hitap eden, benzer ihtiyaçları karşılayan birbirlerini tamamlayıcı nitelikte hayvansal gıdalar oldukları, bu ürünlerin çoğu zaman aynı satış noktalarından (özellikle kasap, şarküteri ürünlerinin satışının yapıldığı yerlerde) doğrudan temin edilebildiği ve birbiri ile doğrudan rekabet ilişkisi içerisinde olan gıda ürünleri oldukları,
Bununla birlikte dava konusu markada yer alan sair gıda ürünlerinin satışına yönelik hizmetler itibariyle, taraf markalarının salt gıda ürünü çatısı altındaki emtiaları kapsamalarından kaynaklı bir benzerlik ilişkisi içerisinde olmadığı, gıda ürünlerinin çok geniş bir ürün gamını kapsadığı, dolayısıyla her bir gıda ürünün birbiri ile doğrudan rekabet ilişkisi içerisinde olduğundan ve buna bağlı bir benzerlik ilişkisine yol açacağından bahsedilmesinin mümkün olmayacağı, kaldı ki davacı markalarının tamamının spesifik olarak belli bir ürün gamında tescilli olduğu, gıda ürünlerinin tamamı açısından bu kapsamda bir ilişki kurulabilmesi için benzerlik düzeyinin çok yüksek düzeyli (şekil, renk vs. kombinasyonları itibariyle) olmasının gerektiği,
Benzerliği tespit olunan bu emtialar arasındaki bu ilişkinin işaretler arasında iltibas ihtimali yaratıp yaratmadığı hususunun tespiti, işaretler yönünden bir değerlendirme yapılmaksızın mümkün olmadığından aşağıda markaları oluşturan işaretlerin de ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.
İŞARETLERİN BENZER OLUP OLMADIĞI ;
Markaların karıştırılma ihtimalinden söz edilebilmesi için yukarıda da belirtildiği üzere emtiaların/hizmetlerin aynı/benzer olması yanında markayı oluşturan ibarelerin de aynı/benzer olması koşulu bulunmaktadır.
İki işaret arasında karıştırılma ihtimali, iki şekilde ortaya çıkabilecektir. Bunlardan birincisi, tescil talebine konu markanın tescilli veya tescili için daha önce başvurulmuş markaya benzerliği nedeniyle önceki markanın aynısı ya da benzeri marka zannedilmesi ve bu sebeple satın alınmak istenen ürün dışında bir ürünün satın alınmasına sebebiyet verilmesidir. İkinci ihtimal ise, tüketicinin iki marka arasındaki farklılıklar nedeniyle her iki markanın aynı marka olmadığını anlamasına rağmen, iki markanın aynı işletmeye, başka bir ifadeyle aynı iktisadi – idari kaynağa ait olduğunu sanmasına sebebiyet verilmesidir. Bu durumda da tüketici, gerçekte almak istemeyebileceği bir ürünü, salt güvendiği önceki markayla irtibatlı sandığı için sonraki markayı alabilecektir. Böylece, önceki tescilli veya tescil talebine konu edilmiş markayı taşıyan ürünler için tüketici nezdinde tesis edilen güvenden haksız olarak yararlanma sonucu doğabileceğinden, karıştırılma ihtimali gerçekleşmiş olacaktır.
Benzerlik ve karıştırılma ihtimaline dayalı değerlendirmelerde kural olarak orta seviyedeki tüketiciler dikkate alınacak olup; malın hitap ettiği ortalama bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıklık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimali bulunması, benzerlik ve iltibas bulunduğunun kabulü için yeterli bulunmaktadır. Ancak tüketici kitlesinin dikkat ve özen düzeyinin mal ve hizmet sınıflarına bağlı olarak değişkenlik göstermesi de mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta taraf markaları arasında benzerliği tespit olunan 29. Sınıftaki gıda ürünleri ve bu ürünlerin satışına özgülenen satış hizmetler ile 43.01.alt grubundaki yiyecek- içecek sağlanması hizmetleri hemen her yaş, gelir, eğitim, meslek grubundan tüketiciye hitap eden, kolay erişilebilir, görece ucuz ve tüketicinin satın alım esnasında dikkatli şekilde incelemelerde bulunmaksızın çoğu kez anlık kararlar ile satın aldığı ürünler olup gıda ürünlerinin genel anlamdaki ilgili tüketicilerinin ortalama dikkat ve özen seviyesine sahip herhangi bir kimse olduğu kabul edilmektedir.
Benzerlik değerlendirmesine ilişkin bu genel tespitler çerçevesinde yapılması gereken temel değerlendirme, dava konusu marka ile davacı tarafa ait markalar arasında karıştırılmaya yol açabilecek düzeyde bir benzerliğin mevcut olup olmadığı ile ilgili olacaktır.
…. sayılı ilamında da belirtildiği üzere karıştırılma ihtimalinde ölçü bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halktır. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir. Hatta, markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir” denilmektedir. Dolayısıyla ilgili tüketicinin aldığı mal ya da hizmetin başka bir işletmeye ait olduğunu bildiği ve fakat güvendiği işletme ile malını/hizmetini aldığı işletmenin arasında ekonomik bir bağlantı bulunduğunu düşünmesi hali dahi “karıştırılma ihtimali” nin var olduğunun kabulü için yeterli olacaktır.
Markalar karşılaştırılırken görsel, sesçil (fonetik) ve kavramsal (semantik) açılardan taraf markalarını oluşturan işaretlerin benzer olup olmadıkları hususunun bütünsel bir bakış açısıyla ele alınması ve yine markalar kapsamındaki mallar/hizmetler yönünden markaların benzer olup olmadıkları konularının bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde tespit edilebilir bir durumdur.
Buna göre işaretler arasında görsel benzerlik karşılaştırması yapılırken markalara konu yazı ve işaretlerin konumlandırılma şekilleri ile harf sırası, yazım karakterleri gibi göze çarpan özellikleri dikkate alınmalıdır. Sesçil benzerlikte esas alınması gereken husus ise markaların ortalama tüketici kitlesi tarafından kendi lisanlarındaki okunuş şekli olup, markaların başlangıç kısımlarının fonetik açıdan benzer sesler çıkarılarak okunup okunmadığı dikkate alınmalıdır. Markaların kavramsal açıdan benzerliklerinin karşılaştırılmasında da, markalara konu sözcüklerin tescil kapsamındaki ortalama tüketici kitlesinin bakış açışı ve o sözcüklere kendi lisanlarında bir anlam verip veremeyecekleri hususu dikkate alınmalıdır.
Dava konusu marka incelendiğinde … unsurlu markanın şekil ve sözcük unsurlarından oluştuğu, markanın kırmızı renkte kare bir fon içerisine yerleştirilmiş beyaz renkli bir daireden oluştuğu, dairenin üst kısmında “… şeklinde kırmızı renkte harflerle yazılmış harf kombinasyonu yer aldığı, alt bölümünde ise mavi renkte yazılmış “et ve balık Yenişehir” ibarelerinin yer aldığı, dolayısıyla bahsi geçen harf kısaltması ile bu sözcük unsurlarının birbirleri ile doğrudan ilişkilendirileceği, …” harflerinin “… tamlamasındaki kelimelerin ilk harflerini işaret ettiği (ve bağlacı hariç) markanın orta bölümünde ise büyükbaş hayvan boynuzlarını çağrıştırır figüratif bir unsurun yer aldığı görülmektedir. Dava konusu marka bu haliyle tüketicilerce ilk anda…şeklinde algılanacak olup …” ibaresinin benzerliği tespit olunan bir kısım emtia açısından doğrudan jenerik nitelikte olduğu, genel anlamda ise gıda ürünleri açısından son derece düşük ayırt edicilikte bir tamlama olduğu, …” ibaresinin ise ülkemizde birçok ilde yer alan bir mahalle/ilçe adı olarak kullanıldığı, dolayısıyla tüketici nezdindeki algısının coğrafi bir yer adını işaret edecek nitelikte olacağı, bu haliyle markanın esas unsurunun ..” şeklindeki tamlamanın bütünü ve “….” kısaltması ile oluşturulduğu,
Davacının dayanak markaları ise …. ibarelerinin bir kısım markada esas unsur olduğu, bir kısım markada ise ….” kısaltması ile birlikte…. ibarelerinin yer aldığı, bir markasında ise tek başına “…” kısaltmasının mevcut olduğu, markaların bir bölümünün ambalaj görseli şeklinde olduğu, ambalaj şeklindeki görsellerde ….” gibi ibareler ön planda yer almakta ise de bu ibarelerin doğrudan bir gıda ürünün adı olmasından ötürü markalardaki asli unsurun … şeklindeki logo olarak tüketicilerce algılanacağı, yine davacı markalarının genelinde şekil unsuru olarak bir boğa kafasının kullanıldığı görülmekle birlikte özellikle …. şeklindeki markadaki şekil unsuru ile dava konusu markadaki şekil unsurunun ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, bununla birlikte davacının markalarından…. şeklinde salt kısaltmadan ibaret markası ile dava konusu marka arasında bir benzerlik ilişkisinin ise yer almadığı, bununla birlikte davacı….” şeklindeki esas unsurlara haiz markaları ile dava konusu marka arasında, ilgili tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimaline yol açabilecek bir benzerliğin mevcut olup olmadığının da değerlendirilmesinin gerektiği, bu kapsamda dava konusu markanın …., davacı markalarının ise …. ibarelerinden oluştuğu, her iki taraf markasında “…. ve “…” şeklindeki kısaltmaların son harfler itibari ile farklılaştığı ve fakat her iki kısaltmanın da kendinden sonra gelen sözcüklerin … ilk harfleri ile oluşturulduğu…. kısaltmaları son harfleri itibariyle birbirinden farklı iseler de bu kısaltmalar ile birlikte kullanılan…” tamlamasının kısaltma ile birlikte bütünsel olarak yarattığı algı, her ne kadar bu tamlama ayırt edici vasfı son derece zayıf nitelikte ise de, tüketicinin taraf markaları arasında bir ilişki kurması için yeterli olduğu, zira dava konusu marka, sahip olduğu genel mizanpaj ve oluşturulmuş sistematiği itibariyle, davacının, ülke çapında şubeleştiği anlaşılan iktisadi yapısında yer alan ve …” semti için seçilmiş/oluşturulmuş bir marka izlenimini tüketiciler nezdinde yaratabilecek unsurlar taşımakta olup oluşan bu nihai algıda davacı markalarının çok uzun yıllar boyunca bir kamu iktisadi teşekkülü olarak pek çok noktada faaliyet göstermesinden kaynaklı tüketiciler nezdinde sahip olduğu yerleşik algının (… gibi) mevcudiyetinin de etkili olacağı, bu nedenle tüketicinin … …” , (somut olayda..) vb. şekillerde oluşturulmuş markalar ile et, süt, yumurta ve şarküteri ürünlerinin satışına özgü hizmetlerde karşılaşması halinde, bu markaların her birinin davacı yanın çok uzun yıllara sair toplum nezdindeki yarattığı kamusal imajdan kaynaklı olarak davacı yana ait bir teşebbüs olduğu yönünde algı yaratmasının mümkün olacağı, kaldı ki yine taraf markalarında büyükbaş hayvan görselinden esinlenilerek oluşturulmuş logoların yer almasının da bu algıyı pekiştirme ihtimalinin bulunduğu, bu haliyle davacının başta …. markaları ile… şeklindeki dava konusu markanın, tüketiciler nezdinde iktisadi – idari anlamda bağlantılı markalar olarak algılanma ihtimalinin mevcut olacağı, kaldı ki yukarıda da değinildiği üzere davacı yanın…. markasındaki logo ile dava konusu…markasının merkez noktasında konumlandırılmış logonun neredeyse ayniyet düzeyinde benzer olduğu, dolayısıyla görsel anlamda da bu iki marka arasındaki benzerliğin çok yüksek olduğu, markaların birbirlerinin serisi şeklinde aynı iktisadi kaynakça oluşturulmuş marka izlenimi vermeye oldukça müsait oldukları,
Nitekim karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus ilgili tüketicinin algısı olup tüketicinin her iki markayı her zaman aynı anda görüp detaylarını karşılaştırabileceğinin düşünülmesi hayatın olağan akışına uygun düşmeyecektir. Tüketicinin daha önce satın aldığı bir mal veya hizmetin göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildiği kadar hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, sonraki aynı veya benzer mal/hizmetten yararlanmak isterken önceki markanın kendisinde yarattığı garanti fonksiyonundan yararlanmayı düşünerek hareket edeceği, dolayısıyla önceki markanın zihninde bıraktığı algıyı uyarabilecek düzeyde benzer sonraki bir marka ile karşı karşıya kalan tüketicinin, sonraki markayı da bu güven duygusuna dayanarak tercih etme eğilimi ile hareket edebileceği, bu doğrultuda davalı markalarını görmüş, duymuş, deneyimlemiş bir tüketicinin, dava konusu markayı gördüğünde, önceki algısında kalan deneyimleri doğrultusunda, davalı markaları ile ilişkilendirmesi beklenen olacaktır. Böyle bir durumda tüketicinin, dava konusu markayı da davalı tarafa ait olduğunu düşünerek hareket edebileceği ve bu durumun markaların iktisadi kaynaklarında bir yanılgının oluşması olarak değerlendirilebileceği aşikardır.
Dolayısıyla önceki tarihli davacı markalarını taşıyan mal veya hizmetler ile bir şekilde karşılaşmış, duymuş, görmüş, tecrübe etmiş ortalama bir tüketici, sonraki tarihli dava konusu markayla da benzerliği tespit olunan mal veya hizmetlerde karşı karşıya kaldığında, işaretler arasındaki bu benzerlik nedeniyle bir ilişki kuracağı ve markaları aynı iktisadi kaynağın yarattığı yeni bir marka olarak algılaması kuvvetle muhtemeldir. Zira taraf markaları arasında, bütünsel algıları birbirinden uzaklaştırmaya elverişli yeterli ayırt edici ek unsur yer almamakta olup tüketicilerin taraf markalarını her zaman yan yana görme ihtimali bulunmadığı gözetildiğinde, markalardaki görsel unsurlardan ziyade zihninde yer edinecek unsurun kelimesel ibareler olacağı, bu haliyle tüketiciler nezdinde taraf markalarının birbirleri ile ilişkilendirilme ihtimalinin bulunacağı,
Nihai olarak başvuru kapsamında yer alan 29. Sınıftaki “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri., bulyonlar. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar.” ; 35. Sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri., bulyonlar. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar.. Yumurtalar. puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.. Dondurmalar, mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” ve 43.sınıftaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” açısından taraf markaları arasındaki benzerlik düzeyinin, tüketicilerin işaretlerin her birinin aynı iktisadi kaynağa, başka bir ifadeyle davacı yana ait olduğu yönünde algı oluşturmaya yeterli nitelikte olduğu, davacının başta …. markaları olmak üzere … … ibarelerini bütün olarak içerir markalarını daha önceden deneyimlemiş ortalama dikkat ve seçicilik seviyesine sahip bir tüketicinin, dava konusu marka ile karşı karşıya kaldığında, bu markayı da … ibarelerinin bütününün yarattığı algıdan kaynaklı olarak davacı yan iktisadi kişiliği ile ilişkilendirebileceği, davacı yan markalarının çok uzun yıllardır ülkemizde bilinen ve kamu destekli olarak tüketiciye hizmet sunan niteliği itibariyle, çok yaygın bir tüketici grubu tarafından derhal ve tereddütsüz olarak bilinen bir marka olduğu, bu halde tüketicinin taraf markalarındaki farklılıkları algılasa dahi bütünsel izlenim itibariyle dava konusu markayı yeni ve fakat davacı yan işletmelerine bağlı bir marka olarak algılayarak tercih edebileceği, davacı yanın ülkemizde çok uzun yıllar boyunca fiili anlamdaki faaliyetleri ve yine çok eskiye dayanır markalarının varlığı ile elde ettiği kurumsal imaj nedeniyle, dava konusu markanın da bahsi geçen emtialarda tescilinin davacı markalarının yeni bir serisi olarak algılanabilecek sonuçlar doğurabileceği, karıştırılma ihtimalinin temelinde, makul orandaki ortalama tüketicilerin, bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde, herhangi bir sebeple bir bağlantı kurmasının yer aldığı, dolayısıyla tüketicinin bu bağlantıyı kurmasına neden olacak düzeyde taraf markaları arasında görsel, kavramsal ve işitsel benzerlik bulunuyor oluşu nedeniyle somut uyuşmazlıkta iltibas ihtimalinin mevcut olduğu,
MARKA HAKKINA TECAVÜZ İDDİALARI;
Markayı kullanma hakkı münhasıran sahibine aittir. Tescil edilmiş bir marka sahibi, marka üzerindeki bu münhasır hakkına dayanarak;
• Kendisinin izni alınmadan, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılmasını,
• Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını,
• Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılmasını engelleyebileceği uygulama kabul edilmektedir.
Mevzuatımızdaki düzenlemeye göre marka sahibinin izni olmaksızın, markayı kullanmak, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle taklit etmek, ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak eylemleri marka hakkına tecavüz sayılan fillerdendir.
Bu bağlamda öncelikle dosya içerisindeki deliller incelenerek, davalı yanca gerçekleştirildiği iddia edilen kullanımların, davacının tescilli markası kapsamında kalıp kalmadığıdır.
Yukarıda yer verilen ve davalı tarafça gerçekleştirildiği anlaşılan kullanım örnekleri incelendiğinde, davalının kırmızı ve beyaz et ürünleri satışı gerçekleştiren bir işletme ile faaliyet gösterdiği, dolayısıyla davalı faaliyetlerinin, davacı adına tescilli markalar kapsamında yer alan malların satışına yönelik benzer hizmetleri kapsadığı noktasında bir tereddüt bulunmamaktadır.
Dosya kapsamındaki delillerden davalı yan kullanımlarının ….” şeklinde olduğu bu kullanımlarda, davalının tescilli markasını içerir logoların tabelanın sağ ve sol kısımlarında kullanılmakla birlikte tabela hakim görselinin …” şeklinde kırmızı zemin üzerinde beyaz renklerle yazılmış sözcüklerden oluştuğu, bu mahiyetteki kullanımların, davalı işletmesinin doğrudan doğruya davacı yan kurumsal kimliği bünyesine dahil bir işletme olduğu yönünde algı oluşumuna neden olduğu, zira bu renk kombinasyonlarının dahi davacı yanın fiili anlamda işlettiği mağazalardaki kullanımlar ile de aynı olduğu, dolayısıyla davalı yanın mezkur kullanımlarının, davacı tescilli markalarından doğan hakları doğrudan ihlal ettiği, nihai olarak yukarıda hükümsüzlük değerlendirmelerinde yer verilen gerekçeler ile aynı doğrultuda gerekçeler ile, davacı yan iktisadi bütünlüğü çerçevesinde kalan bir işletme gibi algılanmaya yol açacağı, bu durumun ise davacı yan markalarından doğan hakların ihlali sonuçlarını doğuracağı sonuçlarına varılmıştır.
Netice itibariyle;
Davalı yana ait …. sayılı markası kapsamında yer alan 29. Sınıftaki “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri., bulyonlar. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar.” ; 35. Sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri., bulyonlar. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar.. Yumurtalar,. puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.. Dondurmalar,. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” ve 43.sınıftaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” açısından taraf markalarının kapsamlarının aynı/aynı tür/benzer/ilişkili oldukları,
Başvuruda yer alan sair emtialar ve hizmetler açısından ise taraf markalarının kapsamlarının benzer olmadıkları,
Davacının tüm emtialar için değil benzer emtialar için hükümsüzlük talebinde bulunduğu,
Benzerliği tespit olunan emtialar açısından taraf markaları arasındaki benzerliğin iktisadi – idari anlamda ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açacak nitelikte olduğu,
Davalının dosya kapsamında örneklenen kullanım biçimlerinin, davacı yan tescilli markalarından doğan hakların ihlali niteliğinde olduğu sonuç ve kanaatlerine ulaşılmış davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :
Davanın kabulüne,
Davalı kullanımlarının davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine,
Tecavüz teşkil eden tabela, afiş, flema, camekan etiketleri, reyon tabelası, mağaza içi görselleri, internet ve sosyal medyadaki kullanımlarının kaldırılmasına,
Kararın kesinleşmesinin müteakip karar özetinin masrafı davalıdan karşılanmak üzere ilanına,
Davaya konu …. sayılı markanın “29. Sınıf; et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile, her nevi işlenmiş et ürünleri, bulyonlar, hayvansal kaynaklı sütler, bitkisel kaynaklı sütler, süt ürünleri(tereyağ dahil) yenilebilir bitkisel yağlar, ” “35. Sınıf; müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için et, balık , kümes ve av hayvanlarının etleri ile hernevi işlenmiş et ürünleri, bulyonlar, hayvansal kaynaklı sütler, bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri,(terayağ dahil), yenilebilir bitkisel yağlar, yumurtalar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül, dondurmalar mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri, belirtilen hizmetler parekende toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloğ ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir”, “43. Sınıf, yiyecek ve içecek sağlanması” hizmetleri yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen Türk Patent’e gönderilmesine,
Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.996,90.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı vekili vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin vekil veya temsilcisinin yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde…Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.06.10.2022

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 172,90.-TL
Bilirkişi Ücreti :2.600,00.-TL
P.P : 224,00.-TL
TOPLAM :2.996,90.-TL