Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/64 E. 2022/420 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/64 Esas – 2022/420
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2022/64
Karar No : 2022/420

Hakim …
Katip ..

Davacı …
Vekili : Av. …
Davalılar : 1-..
Vekili : Av. …
2-…

Vekili : Av. …

Dava : Marka İle İlgili … Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 22/02/2022
Karar Tarihi : 22/12/2022
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 22/12/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili … Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; davalı şahsın …. numara tahtında diğer davalı … nezdinde işlem gören “…’s Studio” markasının davacı adına başta…. m şekil” markası olmak üzere, tescilli tüm …”li markalar ile ayırt edilemeyecek kadar benzer bir marka olduğunu, bu markanın davacının markalarının esas unsurunun tamamını içerdiğini, işarette geçen diğer unsur olan “studio” ibaresinin herkesin kullanımına açık bir kelime olması nedeniyle işarete markasal hüviyette ayırt edicilik katmadığını, ayrıca dava konusu edilen markanın davacının tescilli markaları ile aynı veya benzer emtialar yönünden tescili başvurusunun yapıldığını, zira davacının… sayılı markasının dava konusu edilen markanın kapsamına alınmak istenilen 41. Sınıftaki hizmetler yönünden tescilli olduğunu, bu sebeplerle taraf markalarının karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğunu, ayrıca davacının “…” markasının tanınmış bir marka olduğunu, bu tanınmışlığın …. tarafından da kabul edilerek…. sayı ile sicile şerh edilmiş olduğunu, davalı şahsın dava konusu edilen markayı kullanması halinde davacının markalarının tanınmışlığından kaynaklı olarak ekstra bir avantaj sağlayacağını, ayrıca davacının tanınmış markalarının itibarını düşürebileceğini, davacının seri markalarının bir tanesi şeklinde algılanacağından halkı yanıltabileceğini, nitekim davalı …. markalarına dayalı olarak dava dışı kişi ve kuruluşların “…. markalarına karşı dosyaladığı itirazları kabul edegeldiğini ve bu markalar arasında, somut uyuşmazlıktaki gibi, 41. Sınıfa giren hizmetleri kapsayan markaların dahi bulunduğunu, zira ….’in 33 ila 41. Sınıfa giren emtiaların ilişkili olduğuna dair verdiği emsal kararların da bulunduğunu, ..” ibaresinin davacının ticaret unvanının esas unsuru olması nedeniyle de davacı adına korunması gerektiğini, davalının böyle bir marka tescil ettirmek isteyerek davacının tanınmış …. markasının şöhretinden yararlanma kötü niyetini açıkça ortaya koyduğunu ifade ederek, … …’nın 07/02/2022 tarih ve … sayılı kararının … sayılı markanın 41. Sınıfa giren hizmetler yönünden iptaline,…. sayılı….” ibareli markanın tescil edilmesi halinde 41. Sınıfa giren hizmetler yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı …. vekili cevaplarında özetle; dava konusu edilen işlemde bahsi geçen markaların ortalama tüketici nezdinde karıştırılmaya sebebiyet verebilecek derecede benzemediğini, genel izlenim itibariyle taraf markalarının görsel, kavramsal ve fonetik olarak birbirlerinden farklı olduğunu, bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle karıştırılabilecek ölçüde benzer markalar olmadıklarını, davacının …. sayılı markasını tescilli olduğu haliyle ciddi biçimde kullandığını ispat edemediğinden bu markanın SMK m. 6/1 hükmü kapsamındaki incelemeye dahil edilemeyeceğini, davacının geriye kalan markaları özelinde taraf markalarının birbirlerinden farklı emtialarda kullanılacağını, davacının tanınmışlık ve kötü niyet iddialarının da somut delillerle ispatlanamadığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şahıs vekili cevaplarında özetle; davayı kabul ettiğini, bu beyanını ilk duruşmadan önce sunmuş olması nedeniyle yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini beyan ve talep etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, … kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ve terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının tanınmışlık ve kötü niyet itirazlarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının …. ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Dava konusu davalının….” ibareli marka için 04/08/2020 tarihinde 41.Sınıf mal/hizmetleri kaplayacak şekilde tescili için başvuruda bulunduğu, başvurunun yayımlanmasına karar verildiği, davacı şirketin SMK m. 6/1, m. 6/4, m. 6/5, m. 6/6 ve m. 6/9 hükümlerine ve….. sayılı tescilli markalarına dayalı olarak itiraz ettiği, davalı şahsın bu itiraz üzerine davacının …. sayılı markasının tescilli olduğu 41. Sınıfa giren hizmetlerde kullanıldığının ispatını talep ettiği, davacının bu talep üzerine … sayılı”…” görselli markasını kullandığına dair “…” markası altında çok sayıda alkollü içki satışına ilişkin 2021 tarihli 5 adet fatura örneğini, “…” markası altında yapılan tanıtım faaliyetlerinin ve yayınlanan broşürlerin 11 sayfalık görsellerini, “…” markasına ilişkin basında çıkmış, 2010-2018 tarihleri aralığında yayınlandığı tespit edilebilen görselleri içeren 10 sayfalık haber örneğini marka işlem dosyasına sunduğu, bunun üzerine …. Başkanlığının 07.07.2021 tarihli ve …. sayılı kararı ile, davacının itirazlarını mesnet alınan tüm markalar ve gerekçeler açısından reddettiği, bu meyanda davacının itirazlarına mesnet aldığı … sayılı markanın ciddi biçimde kullanıldığının ispat edilememiş olması nedeniyle bu markanın SMK m. 6/1 hükmü kapsamındaki incelemeye dahil edilmediğinin belirtildiği, bunun üzerine davacının aynı markalara ve gerekçelere dayalı olarak itirazını yinelediği ve bu itirazın da …. …’nın 07/02/2022 tarih ve….sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davalı şahsın tescil ettirmek istediği marka ile davacının davasına/itirazlarına mesnet aldığı tescilli markaları oluşturan unsurların birebir aynı olmadığı gözetildiğinde, markaların ayniyetinden söz edilemeyeceği;
Davacının markaları, “…….” görselli markalar hariç, şekil unsurundan yoksun, kelime markası özelliği baskın olan işaretlerdir; işaretlerde “…” ibaresi, bazen tek başına, bazen de markasal hüviyette ayırt ediciliği bulunmayan “brendi”, “…, “cin” gibi cins isimlerle veya “….gibi yaygın olarak bilinen coğrafi yer adlarıyla bir arada, siyah renkli düz yazı karakterindeki büyük harflerle aynı puntolarda yazılmıştır. Davacının “…” ibaresini tek kelime unsuru olarak ihtiva eden “…” görselli markasının sol başında “M” harfinden tasarlanmış basit şekil unsurunun da, işarette geçen “…” kelime unsurunun önüne geçerek baskın bir biçimde algılandığı; zira; böyle basit şekil unsurları yanında baskın kelime unsurları ihtiva eden markalarda “söz görünümden daha yüksek sesle konuşur”. Ayrıca; potansiyel müşteriler somut olaydaki gibi kelime ve şekil içeren karma markalarda kelime unsuruna diğer unsurlara göre daha fazla önem vereceklerdir. Davacının “…….” görselli markalarında ise, işaretlerin genel tertip tarzları ve görünümleri itibariyle, şekil kompozisyonunun geri planda kaldığının söylenemeyeceği; dolayısıyla, davacının kelime markaları ile “…” görselli markasında esas unsurun, “…” ibaresi olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu edilen marka da, renk ve şekil unsurlarından yoksun bir kelime makrasıdır; işarette “…’s” ve “Studio” ibareli, düz yazım karakterindeki siyah renkli harflerle ve aynı puntolarda ayrı olarak yazılmıştır. Yazım özelliklerinin aynı olması nedeniyle, dava konusu edilen markada geçen bu kelimeler bütünleşik olarak, yani bir kelime öbeği hüviyetinde algılanmaktadır ve bir bütün olarak markanın esas unsurudur.
Taraf markalarının esas unsurlarında geçen “…” ibaresinin ortaklığından hareketle markaların benzer olduğunun söylenmemesinin mümkün olup olmadığı, huzurdaki uyuşmazlığın özünü teşkil etmektedir. “…” ibaresinin karşılaştırılan markalarda, markasal hüviyette ayırt ediciliği olmayan kelimelerle tamlama oluşturacak şekilde kullanılmış ve bu tamlamalarda başta yer alan kelime şeklinde konuşlandırılmış olması da, markalarda ortak olan bir diğer özelliktir. Nitekim; ortalama bir tüketici, dilbilgisi kurallarından kaynaklı olarak markaların başlangıç seslerini oluşturan ibarelere normal şartlarda daha fazla dikkat etmekte olup, tüketiciler markaların başlangıçlarında yer alan ilk unsurlara, soldan sağa okuma alışkanlığı nedeniyle, daha fazla odaklanmaktadırlar. Dolayısıyla; taraf markalarının “…” ile başlayan ve bu ibare dışında markasal hüviyette ayırt edici ibareler/unsurlar ihtiva etmeyen özellikteki kelime öbeklerinden oluşturulmuş olması, markaları görsel açıdan benzer kılmaktadır. Ancak; taraf markalarında ortak olan ….kökenli “…” ibaresi de, ….de “şarap” anlamına gelmektedir ve bu yerleşik anlamı itibariyle, bu ibarenin de, bilhassa davacının markalarının tescilli olduğu 33. Sınıfa giren alkollü içecekler açısından, markasal hüviyette somut ayırt ediciliğinin düşüklüğünden bahsedilebilmektedir. Böyle, ayırt edici niteliği zayıf olan ibareleri marka olarak seçen kişilerin bunun sonuçlarına katlanmak yani o tanıtma işaretinin bazı tedbirler alınmak ve ilaveler yapılmak suretiyle hafifçe değiştirilmiş şeklinin başkaları tarafından kullanılmasına tahammül etmek zorunda olduğu, böyle ibareleri içeren markalarda ayırt ediciliği düşük olan örtüşen bileşenlerden ziyade diğer unsurlara yönelmek gerektiği yönünde doktrinde ve Yargıtay Kararları’nda yerleşmiş bir görüş bulunmaktadır. Bununla birlikte; zayıf/ayırt edici niteliği düşük ibareleri ihtiva eden markaların da, zamanla reklam ve yaygın kullanım yoluyla daha yüksek bir ayırt ediciliğe ulaşabileceği, hem öğreti hem Yargıtay tarafından kabul edilmektedir. Buna özellikle, zayıf unsurlardan oluşan markaların seri marka olarak ve yaygın şekilde kullanıldığı durumlarda rastlanmaktadır. Böyle durumlarda her ne kadar marka zayıf bir unsur içermekteyse de, herhangi bir zayıf markanın aksine koruma kapsamının genişlediği kabul edilmektedir. Dava konusu somut olayda da, davacının dava ve marka işlem dosyalarına sunmuş olduğu belge ve delillerden,…. sayı tahtında “tanınmış marka” statüsüne alındığı anlaşılan “…” markasının, alkollü içecekler sektöründe uzun yıllara sarih ve Türkiye genelinde yaygın kullanım neticesinde bilinir hale geldiği anlaşıldığından, “…” ibaresini ihtiva eden davacı markalarının kullanım sonucunda belirli bir ayırt edicilik kazanmış olduğu, koruma kapsamının arttığı, davacının “…”li markalarıyla “seri marka” yarattığı ve bunun sonucunda da dava konusu benzerliğin/ortaklığın dikkat çekici hale geldiği, davalının markasının, davacının markalarının serisinin bir devamı olarak algılanabilecek nitelikte bir türemeye sahip olduğu ve alt marka algısı yaratmaya uygun nitelikte olduğu; bu benzerliğin, potansiyel müşterilerin daha önce denedikleri markaların hafızalarında kalan kısımlarına dayanarak tekrar marka tercihi yaptıkları ve bu nedenle de markalardaki farklı unsurlardan ziyade ortak unsurlara odaklanacakları gerçeği gözetildiğinde, davacının “…”li markalarını görmüş ve tanımış olan bir tüketicinin, davalının “…’s Studio” ibareli markasıyla karşılaştığında bu markaları benzer bulmasının ihtimal dahilinde olduğu;
Bu meyanda; markaların fonetik/duyusal/işitsel olarak, taraf markasında ortak olan, kelime öbeklerinin başlangıç kısmında yer alan ve aynı biçimde okunan “…” ibarelerinin varlığının, markaları kulakta bıraktıkları “tını” itibariyle işitsel açıdan bir derecede yakınlaştırdığı; taraf markalarında geçen bu ibarenin, yukarıda yerleşik/bilinen anlamından dolayı, markaların tüketici zihninde yarattığı algının farklılaştığının da söylenmesinin mümkün olmadığı;
Neticede; somut olayda, davacının…. görselli markaları haricinde, karşılaştırılan işaretlerin görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzediği kanaatine varılmıştır.
Davalı taraf, …. nezdinde dosyaladığı karşı görüşlerde, davacının itirazlarına mesnet aldığı markalardan, davalının markasının kapsamına alınmak istenilen 41. Sınıftaki hizmetlerde tescilli tek marka olan …. sayılı “…” görselli markanın 41. Sınıfa giren hizmetlerde kullanıldığının ispatlanmasını talep etmiştir. Zira; 6769 sayılı SMK, tescilli marka hakkı sahibine markasını ciddi olarak kullanma yükümlülüğü getirmiş, 556 sayılı KHK’nın yürürlükte olduğu dönem boyunca doktrine ve …içtihatlarına yerleşmiş olan “marka sahibinin markasını Türkiye’de ve ciddi olarak kullanma yükümlülüğü”nü 9/1-2, 19/2, 25/7 ve 29/2 maddelerinde açıkça ve lafzen de ifade ederek, tartışmasız bir biçimde marka hukukumuza yerleştirmiş, şartları varsa; daha önceki bir tarihte tescil edilmiş olmakla beraber piyasada kullanılmayan markaların, salt tescilli olmaları nedeniyle yeni başvuruların tescil edilmesini engelleme ya da sonraki tescilleri hükümsüz kıldırma, bir diğer tabir ile “marka çöplüğü yaratma” imkanı ortadan kaldırılmıştır. Böylece kullanılmayan tescilli markaların yeni girişimcilere engel olmalarının önüne geçilmiştir. Yine bu sayede tescilli markaların piyasada daha etkin ve aktif olarak kullanılmaları teşvik edilmiştir.
Mevzuatta geçen “ciddi biçimde kullanım”ın ne olduğu mevzuatın lafzında açıklanmamış ise de… tarafından yayımlanan 2017 tarihli “Kullanımın İspatı Kılavuzu”nda bu kavramla, “markadan işlevlerine uygun bir tarzda yarar elde edecek, yani üzerinde kullanıldığı malın veya hizmetin piyasada tanınmasını ve diğer işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayrılmasını sağlayacak şekilde ve yoğunlukta piyasada veya piyasaya hitap eden, piyasayı etkileyen yerlerde kullanılması”nın kastedildiği anlaşılmaktadır. Bu kavramla sembolik bir kullanımın ötesine geçen bir kullanım arandığı görülmektedir.
Ciddi kullanımın kanıtlanması için kesin bir ölçüt koymak mümkün olmamakla birlikte markanın rekabete uygun ve en azından potansiyel olarak marka sahibinin faaliyette bulunduğu pazar ilişkilerini etkileyecek ölçüde ve iç pazarda yer elde edebilecek seviyede kullanılması gerekir. Beklenen davranış, anılan markaların tescilli olduğu sınıflardaki kullanımını şüpheye yer bırakmayacak şekilde kurallara uygun, düzenli, aralıksız ya da kanundaki ifadesiyle “ciddi” kullanımını kanıtlamasıdır.
Davacının … kararı iptali talepli davasında kullanmama def’inin dinlenebilmesi için, SMK m. 19/2 hükmüne göre, davacının itirazlarına mesnet aldığı markaların davalının dava konusu edilen markasının başvuru tarihinden en az 5 yıl süreyle tescilli olmaları gerekir. Davacının kullanım ispatı talebine muhatap 2004/31198 sayılı markasının tescil tarihi 30.04.2008 olduğundan ve bu tarih, davalının markasının başvuru tarihi olan 04.08.2020 tarihinden geriye dönük beş yıl hesaplandığında ulaşılan 04.08.2015 tarihinden önce olduğundan, davalının kullanım ispatı talebinin bu marka yönünden süre açısından dinlenebilir olduğu;
Davacının… sayılı görselli markasının; Davacı tarafından, 41. Sınıfa giren hizmetlerde, … sınırları içerisinde, Ciddi bir şekilde, Markasal hüviyette, 04.08.2015-04.08.2020 tarihleri aralığında ve Tesciline uygun olarak kullandığının ispat edilip edilemediği;
Davacının marka işlem dosyasına sunmuş olduğu görsellerden; davacının “…” görselli markasını, tesciline uygun olarak, Türkiye’de, söz konusu dönem aralığında “alkollü içecekler”de markasal hüviyette ve ciddi bir şekilde kullandığı; ancak, davacı taraf, bu markasını, uyuşmazlık konusu olan 41. Sınıftaki hizmetlerde kullandığına dair marka işlem dosyasına herhangi bir delil sunulmadığı; dolayısıyla davacının …. sayılı markasının, “alkollü içecekler” dışında kalan ve 41. Sınıfa giren hizmetler açısından SMK m. 6/1 hükmü kapsamındaki korumadan yararlanamayacağı anlaşılmıştır.
Davacının, davalının markasının kapsamına alınmak istenilen 41. Sınıfa giren hizmetler yönünden tescilli tek markası, …. sayılı markadır ve … işlemleri esnasında kullanmama def’ine muhatap olmuş olan bu markanın da, 41. Sınıfa giren hizmetlerde ciddi biçimde kullanılıyor olduğu ispat olunamamıştır. Ancak, huzurdaki davada kullanmama def’i ileri sürülmemiş olduğundan, davacının bu markası, hükümsüzlük talepli dava açısından korunmaktadır ve dava konusu edilen markanın kapsamına alınmak istenilen tüm hizmetler açısından bu marka özelinde, somut uyuşmazlıkta emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleştiği; ancak, davacının davasına/itirazlarına mesnet aldığı diğer markalarının tescilli olduğu, 33. Sınıftaki alkollü içecekler ve…. sayılı markasının kapsamına giren, 05, 29, 30, 32, 33, 35 ve 43. Sınıflardaki mal ve hizmetler ile, dava konusu markanın kapsamına alınmak istenilen 41. Sınıftaki hizmetlerin benzer/türdeş olduklarının söylenemeyeceği; zira, bunlar benzer alıcı çevresine hitap etmez, benzer ihtiyaçları gidermezler, servis kanalları da birbirleriyle alakasızdır, birbirlerini tamamlayıcı nitelikleri ve birbirleri yerine ikame imkanları yoktur, aralarında ham madde/yarı mamul/mamul ilişkisi bulunmaz ve benzer markaları bu farklı mal ve hizmetlerde kullanılırken gören tüketicilerin, markalar arasında veya marka sahibi işletmeler arasında bir bağlantı kurması mümkün değildir.
Neticede; markalar arasında, davalının…. işlem dosyasına sunmuş olduğu kullanmama def’i gözetildiğinde, … kararının iptali talepli dava açısından emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleşmediği, hükümsüzlük talepli dava açısından ise…. sayılı marka özelinde bu şartın gerçekleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Taraf markalarınının kapsamına giren emtiaların hitap ettiği ortalama tüketicinin seviyesi de, markaların karıştırılması ihtimalinde önem arz etmektedir. Ortalama tüketicinin dikkat düzeyi, mal ve/veya hizmetlerin türüne göre değişebilmektedir. Eğer söz konusu olan mal ve/veya hizmet, kitlesel tüketim mal veya hizmetleri ise, ortalama tüketici makul derecede iyi bilgilendirilmiş ve bu derecede tedbirli, dikkatli kimsedir. Söz gelimi çiklet, çikolata, bisküvi gibi fiyat bakımından ucuz ürünlerin satın alınmasında tüketiciden beklenen dikkat düzeyi düşük olacaktır. Aynı şekilde, nispeten uygun fiyatla satılan, satın almadan önce uzun bir araştırma ve inceleme aşamasından geçmeyen, yani ucuz ve risk faktörü düşük ürünlerin alınması sırasında gösterilen özenin düşüklüğü, markalar arasında daha açık farklılıklar bulunmasını gerektirir. Yani, “ortalama tüketici”nin seviyesi, ilgili mal ve/veya hizmetlerin hangi tüketici kitlesine hitap ettiğinin tespit edilmesiyle bulunur. Mal/hizmetlerin günlük tüketim niteliği, hızlı alım satıma konu olması, ucuz olması ve önceki markanın hafızada bıraktığı izin tüketicinin tercihinde önemli etken olması gibi faktörler, ilgili “ortalama tüketici”nin seviyesinin belirlenmesinde önem arz eder. Örneğin, söz konusu mal/hizmet, toplumun sadece bir kesimini ilgilendiren, teknik veya özel bir mal/hizmet ise, bu kesimin eğitim ve bilgi düzeyi dikkate alınacaktır. Ya da örneğin, sadece eczanelerde ve reçeteli olarak satılan ilaçlar, doğrudan insan sağlığını ilgilendirdiğinden, hayati öneme sahip oldukları için bu gibi ürünleri satın alacak olan kimseler daha dikkatli olacaklardır. Ayrıca bu tür ürünler genellikle tıp doktorları ve eczacılar tarafından önerilip kullanıldığından, ve dahi bir kısmının da reçete ile satışları zorunlu olduğundan, gösterilen dikkat ve kullanılan mesleki bilgi seçici olacaktır.
Davalının markasının kapsamına alınmak istenilen 41. Sınıftaki hizmetlerin hitap ettiği ortalama alıcı kitlesinin bilinç/dikkat/özen/seçicilik seviyesine bakıldığında; bu alıcıların söz konusu hizmetleri satın alma kararını verdikleri süreçte daha uzun vakit geçirdiği, muhtelif bilgi kaynaklarından bilgi sağlayarak/makul süreli bir araştırma yaparak yanlış/eksik/kalitesiz hizmet alma riskini azaltmaya çalıştığı, yani bir süre düşünüp değerlendirerek daha çok zahmete ve gayrete katlanarak satın alma kararını verdiği gerçekleri gözetildiğinde, söz konusu alıcı kitlesinin bu hizmetleri satın alırken sahip olduğu seçicilik/algı/dikkat/özen seviyesinin düşük olmadığı kanaatine varılmıştır.
Karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkışında mal ve hizmetler arasındaki daha az bir benzerliğin markalar arasındaki daha yüksek bir benzerlik düzeyi ile dengelenebileceği kabul edilmektedir. Somut olay açısından bakıldığında; davacının …sayılı karma markaları hariç, taraf markalarının “…” ile başlayan ve bu ibare dışında markasal hüviyette ayırt edici ibareler/unsurlar ihtiva etmeyen özellikteki kelime öbeklerinden oluşturulmuş olmasının, markaları görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzer kıldığı;
Davacının “…li markalarının kullanım sonucunda belirli bir ayırt edicilik kazanmış olduğu, koruma kapsamlarının arttığı, davacının “…”li markalarıyla “seri marka” yarattığı ve bunun sonucunda da dava konusu benzerliğin/ortaklığın dikkat çekici hale geldiğinden, davalının markasının, davacının markalarının serisinin bir devamı olarak algılanabilecek nitelikte bir türemeye sahip olduğu ve alt marka algısı yaratmaya uygun nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu benzerliğin; potansiyel müşterilerin daha önce denedikleri markaların hafızalarında kalan kısımlarına dayanarak tekrar marka tercihi yaptıkları ve bu nedenle de markalardaki farklı unsurlardan ziyade ortak unsurlara odaklanacakları gerçeği gözetildiğinde, davacının ….”li markalarını görmüş ve tanımış olan bir tüketicinin, davalının “…’s Studio” kelime markasıyla karşılaştığında bu markaları “benzer bulması” ihtimalini doğuracağı; ayrıca, davacının 2004/31198 sayılı markasının özelinde, somut uyuşmazlıkta emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliği şartının da gerçekleştiği, ancak bu markanın .. işlem dosyasına sunulan kullanım ispatı talebi karşısında, tescilli olduğu 41. Sınıftaki hizmetlerde ciddi biçimde kullanıldığı ispat edilememiş olduğundan, … kararının iptali talepli davada bu markanın SMK m. 6/1 hükmü kapsamındaki değerlendirmeye dahil edilemeyeceği; davacının itirazlarına/davasına mesnet aldığı diğer markalarının tescilli olduğu emtiaların ise, dava konusu edilen markanın tescil edilmek istendiği, hitap ettikleri ortalama alıcı kitlesinin bilgi/bilinç/dikkat/özen seviyesi düşük olmayan 41. Sınıftaki hizmetlerle aynı/benzer/türdeş emtialar yönünden tescilli olmadığı, yani bu markalar özelinde somut uyuşmazlıkta markalar arasında karıştırılma ihtimalinin olduğundan bahsedilemeyeceği; ancak, işbu davada kullanmama def’i ileri sürülmemiş olduğundan, hükümsüzlük talepli dava açısından, davacının…. sayılı markası özelinde, karşılaştırılan markalar hem görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzer olduğundan, hem de aynı/benzer hizmetlerde kullanılacak olduklarından, somut uyuşmazlıkta bu markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, ilgili alıcıların bu markalar altında sunulan hizmetlerin aynı şirketten veya ekonomik olarak bağlantılı şirketlerden geldiği düşüncesine kapılma tehlikesinin ve karıştırma/ yanılma ihtimalinin bulunduğu, alıcıların iki farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlayamayabilecekleri, her iki markanın sahibi arasında idari/işletmesel bir bağlantı bulunduğunu veya ortak bir çalışma içine girdiklerini düşünmelerinin ihtimal dahilinde olduğu;
Neticede; taraf markaları arasında görsel, işitsel, kavramsal açılardan benzerlik olmasına rağmen, davalının ….nezdinde ileri sürdüğü kullanmama def’i göz önüne alındığında, … kararının iptali talepli dava açısından, karşılaştırılan markalar arasında iltibas tehlikesinin/karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, hükümsüzlük talepli davada bu def’i ileri sürülmemiş olduğundan, davacının…. sayılı markası özelinde, dava konusu edilen markanın kapsamına giren tüm hizmetler yönünden, markalar arasında iltibas tehlikesinin/karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının dava/marka işlem dosyasına sunduğu belge ve delillerden, “….” markasının davacı tarafından alkollü içecek sektöründe yoğun tanıtım faaliyetleri ile istikrarlı bir şekilde uzun yıllardır kullanıldığı ve tanıtıldığı, bu sektördeki bilinirliğinin….sayılı kayıt ile teyit edildiği görülmekte ise de, somut olayda SMK m. 6/5 hükmü gereğince tanınmış marka korumasından yararlanılabilmesi için, davalının başvuruya konu markasının, davacının markalarının bu tanınmışlığından haksız yarar sağlaması, tanınmış markanın itibarına zarar vermesi ve ayırt ediciliğini zedelemesi durumlarından birinin oluşmuş olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta karşılaştırılan markalar benzer bulunmuş ise de, davalı tarafın dava konusu markasını, 41. Sınıfa giren eğitim, etkinlik, basın ve yayıncılık ile ilintili hizmetlerde tescil ettirmek istediği, bu hizmetlerin ilgili olduğu sektörlerin davacının markalarının kullanıldığı ve tanındığı sektörden bir hayli farklı olduğu fiili gerçekleri göz önüne alındığında ve davacının SMK 6/5 maddesi hükmünde sayılan şartların gerçekleşme ihtimaline dair herhangi bir delil sunmamış olduğu gözetildiğinde, somut olayda, SMK m. 6/5 hükmünün uygulanması şartlarının oluşmadığı; taraf markalarının benziyor olması ve hatta davacının markasının “sektörel tanınmış” olması, SMK 6/5 maddesi hükmünde sayılan şartların “otomatikman” gerçekleştiği veya gerçekleşebileceği anlamına gelmeyeceği anlaşılmıştır.
Tanınmışlığın varlığı koşulu sağlanmışsa, inceleme, önceki/tanınmış markanın zarar görecek şekilde etkilenmesi koşulu ile devam etmelidir. Bu koşulun gerçekleşme ihtimali, haklı sebeplerle ve mantıklı argumanlarla ortaya konulmalıdır, öyle, ki; davalının markasının tescil edilmesi halinde, hayatın olağan akışı içinde SMK 6/5 maddesinde sayılan durumların ortaya çıkmasının gerçekten olası olduğu yönünde bir kanaat hâsıl olmalıdır.
Davacının tanınmışlığa dayalı iddialarının, dava konusu edilen markanın tesciline/hükmüne bir engelinin/etkisinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacının SMK m. 6/6 hükmü kapsamında ….”li ticaret unvanından kaynaklanan bir hakka dayanabilmesi için, herşeyden önce, bu ticaret unvanı altında, dava konusu edilen markanın tescili kapsamında yer alan 41. Sınıftaki hizmetlerle de iştigal ettiğini ispat edebilmesi gerekir. Davacının dava/marka işlem dosyasına sunmuş olduğu belge, beyan ve deliller arasında bu hususta herhangi bir emare yoktur . Bu yüzden, yani; davacının ticaret unvanının himayesinin, sadece faaliyet gösterdiği alanlara ait mal ve hizmetler açısından yapılması gerektiğinden, davacının bu madde hükmüne dayalı hak iddiasının da dava konusu markanın tesciline/hükmüne bir engelinin/etkisinin olamayacağı kanaatine varılmıştır.
Davalının “…” işaretini kendisine marka olarak seçerken spekülasyon, yedekleme, şantaj vs. gibi amaçlarla veya davacının markaları ve faaliyetleriyle haksız rekabet doğuracak eylemlere giriştiği hususlarında dava/itiraz dosyalarına herhangi bir delil sunulmamış olduğundan, sırf markaların benziyor olmasının kötü niyetin tespiti için yeterli olmadığı, dava konusu edilen marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığının ispat olunamadığı kanaatine varılmıştır.
Neticede; dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Dava konusu davalının …. sayılı marka başvurusu ile davacı markası arasında, görsel, işitsel ve kavramsal benzerlikler bulunduğu, davacının sadece …. sayılı markası özelinde, karşılaştırılan markalar arasında emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleştiği, davacının diğer markaları açısından bu şartın gerçekleşmemiş olduğu, dava konusu edilen markanın kapsamına alınmak istenilen 41. Sınıftaki hizmetlerin hitap ettiği ortalama alıcı kitlesinin bilinç/dikkat/özen/algı/seçicilik seviyesinin düşük olmadığı, davalı şahsın …. işlem dosyasına sunmuş olduğu kullanım ispatı talebine uygun olarak davacının.. sayılı markasını, tescilli olduğu 41. Sınıftaki hizmetler açısından kullandığını ispat edebilecek yeterli nitelikte, nicelikte ve içerikte delilin marka işlem dosyasına sunulmamış olduğu, dolayısıyla davacının bu markasının, … kararının iptali talepli dava açısından, SMK m. 6/1 hükmü kapsamına dahil edilemeyeeceği, … kararının iptali talepli dava yönünden; markalar arasında, karıştırılma ihtimalinin/iltibas tehlikesinin bulunmadığı, Hükümsüzlük talepli dava yönünden; davacının…sayılı markası özelinde, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin/iltibas tehlikesinin bulunduğu, davacının diğer markaları açısından ise bulunmadığı, davacının “tanınmış marka” ve “ticaret unvanına dayalı hak” iddialarının davalının … sayılı markasının hükmüne/tesciline bir etkisinin/engelinin olamayacağı, kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı, … kararının yerinde olduğu ve iptali koşullarının oluşmadığı, davaya konu markanın tescil edilmediği, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
….sayılı kararının iptali talebi yönünden açılan davanın reddine,
Davalı Meliha Dinler’e açılan dava yönünden; davaya konu 2020/88234 sayılı marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
Alınması gereken harç peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Davalı kurum ve davalı şahıs kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.22.12.2022

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır