Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/58 E. 2022/367 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/58 Esas – 2022/367
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA

Esas No : 2022/58
Karar No : 2022/367

Hakim :….
Katip : …

Davacı : ….

Vekili : Av….
Davalılar :…
Vekili : Av. ..
2…
..
Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 18/02/2022
Karar Tarihi : 23/11/2022
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 23/11/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili … Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; müvekkiline ait …markasının 1999 öncesinde tescilsiz kullanıldığını, 01.07.1999 tarihinde kurum nezdinde 35.sınıf emtia sınıfında kullanılmak üzere tescil edildiğini, bu sınıfın, süpermarket vb. alışveriş mağaza zincirlerinin kurulması, işletilmesi, organizasyonu, ürünlerin ve malların müşterilere elverişli bir şekilde sunulması ile ilgili hizmetleri içerdiğini, …markası ile adını duyuran müvekkili şirketin, şube tabelalarında 2006 yılından bu yana … nezdinde tescili “……” … tescil no) markasını kullandığını, müvekkilinin İstanbul, Kocaeli, Balıkesirbaşta olmak üzere toplam 5 ilde 193 şubesinin ve 4957 çalışanı bulunduğunu, 40’ı aşan mağazasının bulunduğunu ve sektörde tanınan bir diğer marketler zinciri olan ….ı bünyesine kattığını, müvekkilinin “…” ibaresini aktif ve yoğun bir biçimde kullandığını ve bu unsuru değiştirmeksizin çeşitli sınıflarda seri markalar yarattığını, müvekkilinin “….. markası ile şube çatısı altındaki yapılanmasının dışında daha geniş kitlelerce tanınmayı, her yerde – her kesime hizmet sunmayı amaçlayarak “happycenter.com.tr” ve “….com.tr” adresi üzerinden de sipariş aldığını ve bu siparişleri ….’nin her yerine ulaştırdığını, davalı tarafından “”…… diaper”” markasının tescili için 26.08.2020 tarihinde Kuruma başvuruda bulunulduğunu, müvekkili markaları ile büyük benzerlik taşıyan bu başvuruya karşı beyanda bulunularak markanın tesciline itiraz edildiğini, ancak ….sayılı kararı ile itirazın reddedildiğini, davalı şirket başvurusunun 35.sınıf için olduğunu ve müvekkiline ait markalar ile 35.sınıfta aynı olduğunu, aynı emtiada kullanılan ve “…” ibaresini içeren ürününün, tüketici tarafından ürünü daha önce denediği ve hafızasında yer etmiş müvekkili şirketin “private label” olarak adlandırılan ürünlerinden (…..biri olduğunu akla getireceğini ya da ekonomik olarak bağlantılı olan aynı grup şirketinden geldiğini düşünerek tercihte bulunacağını, müvekkilinin kelime markalarında “…” ibaresinin esas unsur olduğunu, davalı markasında, müvekkili markalarının esaslı ve güçlü unsuru olan “…” ibaresinin “”…… ….”” şeklinde kullanıldığını, fonetik olarak kelimenin ilk kısmında oluşan benzerlik ya da benzememe durumunun kelimenin son kısmına göre daha büyük önem taşıdığını, davalı markasında “…” ibaresinin ön planda olduğunu ve tüketicinin “…” ibaresine odaklanmasının sağlanmaya çalışıldığını, davalı markasında yer alan … ve diaper gibi sözcüklerin telaffuzu zor olduğundan ortalama tüketici nezdinde hem ifade ettiği anlamının hem de telaffuzunun kolaylığı itibariyle akılda kalan ve belirleyici olanın “…” ibaresi olduğunu, davalı markasındaki “…” ibaresinin müvekkili markalarında olduğu gibi aynı karakterde ve aynı harflerle yazıldığını, davalı markasında yer alan … ve diaper gibi sözcüklerin “…” ibaresinin etkisini azaltacak daha güçlü bir ibare ya da görsel olmadığını, bu nedenle markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunduğunu, …ibaresinin, müvekkilinin faaliyet gösterdiği ve tüm markalarını bu faaliyeti çerçevesinde kullandığı ”Mağazacılık Hizmetleri” açısından ayırt edici nitelikte olduğunu, davalının söz konusu markayı kullanması halinde tüketici nezdinde karıştırılacağını, müvekkilinin ulaştığı tanınmışlık düzeyinden ve iktisadi kaynaklarından haksız bir yarar sağlayacağını, davalı Kurumun, daha önce müvekkilinin tescilli markaları ile benzer olduğu gerekçe gösterilerek yapmış olduğu itirazı haklı gördüğünü ve başvuruyu reddettiğini, bu durumun davalı Kurum’un kararları arasında çelişki doğurduğunu ifade ederek, ……. sayılı kararının iptaline… sayılı “…… diaper” ibareli markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevaplarında özetle; dava konusu başvuru markası olan diğer davalı şirkete ait “…… diaper” ibareli marka ile itiraz gerekçesi markaların “…” ibaresini ortak olarak içerdiğini, ibarelerden herhangi birisinin düğerine göre ön plana çıkartılmadığını, başvuru markasını oluşturan ibarelerin, birlikte kavramsal bir bütün oluşturacak şekilde tertip edildiğini, başvuruya konu markanın bu kavramsal bütünlük dahilinde okunup algılanması sonucu, dava konusu markalar arasındaki belirgin görsel, işitsel ve kavramsal farklılıklar oluştuğunu, dava konusu markalarda ortak unsur olarak yer alan “…” ibaresinin ayırt edici niteliğinin değerlendirildiğinde mezkur ibarenin çok güçlü bir ibare olmadığını, düşük ayırt edici nitelikte olduğunu, davacı vekilinin iddialarının aksine, markaları gören ortalama tüketicilerin markaları karıştırma ya da aynı ekonomik olarak bağlantılı aynı şirketten geldiğini düşünmesinin, markalarının seri markası olarak yanılgıya düşmesi durumlarının söz konusu olamayacağını, markaların bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırılmaya yol açabilecek derecede benzer markalar olmadığını, Kurul kararının 6769 sayılı SMK’nun 6/5 maddesi yönünden de hukuka uygun olduğunu, bir markanın tanınırlığının, … tarafından belirlenmiş “Markaların Tanınmışlık Düzeyleri İle İlgili Esaslar Ve Uygulama Kriterleri” çerçevesinde somut delillerle ispat edilmesi gerektiğini, davacı yanın …ya sunulan itirazda tanınmış markaya dayalı beyanlarını tevsik edici delil sunmadığını, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan dava dilekçesinde müvekkili kurum tarafından başka marka başvuruları için verilen kararlarla, verlmiş olan bazı yargı kararlarının örnek gösterilerek işbu yargılamaya dayanak olması gerektiği iddiasının da haksız olduğunu, kurum kararının yerinde olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirkete usulüne göre tebligat yapılmasına karşın, yargılamaya bir katılımı olmadığından cevabına rastlanmamıştır.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, … kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ve terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının gerçek hak sahipliği ve tanınmışlık itirazının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının…. sayılı “…..” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Dava konusu davalının…. sayı ve “…… diaper” ibareli marka için 26/08/2020 tarihinde 35.sınıf: (35/01) Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. (35/02) Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. (35/03) İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. (35/04) Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. (35/05) Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için 01, 02, 03, 05, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34. Sınıflardaki malların bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) Sınıf mal/hizmetleri kaplayacak şekilde tescili için başvuruda bulunduğu, başvurunun yayımlanmasına karar verildiği, ilana karşı davacının ….. sayılı ……. ……… ibareli birtakım markalarına dayanarak itirazda bulunulduğu, … ….’nın 17/12/2021 tarih ve … sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1 maddesi uyarınca; “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” Bu madde ile getirilen düzenleme kapsamında, önceki markanın benzeri olan işaretler, sadece “aynı tür” mal ve hizmetler için değil, farklı sınıf ve alt gruplarda yer almakla beraber “benzer” mal ve hizmetler için de tescil edilemeyecek, tescil edilmişse hükümsüz kılınacaktır.
Dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan ve huzurdaki davada çekişme konusu olan hizmetlerin tamamı (35. sınıf) bakımından aynı/aynı tür ve benzer/ilişkili hizmetlerden oluşmaktadır.
Çekişme konusu olan 35. Sınıftaki “Reklamcılık, büro, iş idaresi ve açık arttırmaların düzenlenmesi hizmetleri” genellikle profesyonel işi ve meslek sahiplerine hitap eden hizmetlerdir. Dolayısıyla bu hizmetlerin tüketicilerin dikkat düzeyi orta ve üst seviyededir.
Çekişme konusu olan 35. Sınıftaki “mağazacılık, perakende satış hizmetleri” ise günlük hayatta her kesimden ve yaştan kişilere hitap eden ve ürün tedariki ve alım-satımı ihtiyacını karşılamaya yarayan hizmetlerdir. Bu hizmetlerin tüketicileri, içinde çocukların da yer aldığı, çok geniş bir kesimdir. Eğitim, kültür, sosyo ekonomik durum farkı olmaksızın pek çok yetişkin ve hatta çocuk, bu hizmetlerin kullanıcısı/tüketicisi durumunda olduğundan; bu hizmet tercih edilirken ilgili tüketicilerin göstereceği özen ve dikkatin ortalama düzeyde olacağı; dolayısıyla 35/05 alt grubundaki bu hizmetler bakımından orta seviyedeki tüketicilerin algısının ve iltibas eşiğinin dikkate alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
İltibas ihtimalinin araştırılmasında, markalar arasında benzerlik bulunup bulunmadığı hususunda markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki dikkate alınarak karar verilir. Marka farklı unsurlardan oluşmasına rağmen bütünü itibariyle bıraktığı etki, eski markayı çağrıştırabilir. Tam tersine, unsurlardaki benzerliğe rağmen markalar tamamen farklı etki bırakabilirler. Markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki esas olduğundan, parçalara bölünerek inceleme yapılması ve özellikle markaların tek başına ayrım gücü bulunmayan tasviri işaretlerden oluşan kısımlarının aynı veya benzer olup olmadıkları üzerinde durulmasına da gerek yoktur. Ancak bunlar, markanın genel görünümüne etkileri ölçüsünde incelemede dikkate alınabilirler. Buna karşılık markaların esas unsurlarının aynı veya benzer olması markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Bu nedenle, işaretlerin görsel, işitsel veya kavramsal benzerliğin derecesi konusundaki değerlendirmeyi malların niteliğini ve malların piyasaya sunum yöntemlerini dikkate alınmalı ve ilgili tüketicinin markaları doğrudan karşılaştırma imkânının bulunmadığı, markaların karşılaştırmasını zihninde muhafaza ettiği tam (eksiksiz) olmayan imaja göre yaptığı dikkate alınmalıdır.
….sayılı davalı marka başvurusu; yeşil zemin üzerine beyaz renkte iki satır halinde aynı boyutta yazılmış ve eşit şekilde vurgulanmış “……” ibaresi ile “…” kelimesinin yanındaki “bezinden asılmış gülen bebek figürü”nden ve “…” kelimesinin sağ üst köşesindeki “diaper” kelimesinden oluşmaktadır. ……,….’de “mutlu bakım” anlamına gelen bir söz bütünüdür. …. ise yine İngilizce’de “bebek bezi” demektir. Marka bütünü içinde vurgu ve ayırt edicilik …… ibaresine yüklenmiş olup, “diaper” (bebek bezi) ibaresi tali unsurdur. Bebek figürü ise …… ibaresi ile bütünsel bir kompozisyon oluşturan ve “mutlu bakımı” temsil eden ayırt edici bir şekildir.
İtiraza mesnet gösterilen ve çekişme konusu 35. Sınıfı kapsayan davacı markaları is…… şekil markalarıdır. Markaların bir kısmı münhasıran …kelimesinden oluşmaktayken; bir kısmı …kelimesine eklenmiş………” ibareleri ile türetilmiş seri markalardır. Yine markaların bir kısmında sarı gülen yüz sembolü yer almaktadır.
Taraf markalarında ortak unsur olarak yer alan …kelimesi İngilizce’de “mutlu, memnun, kutlu” anlamlarını haizdir. …kelimesinin 35. sınıftaki çekişme konusu hizmetleri doğrudan tanımlayan bir anlamı yoktur. Ancak bu ibarenin “mutlu, memnun” manasındaki sıfat kullanımı, ilgili mal ve hizmetin tüketicisinde “mutluluk” yahut “memnuniyet” yarattığını telmih ettiğinden, pek çok sektörde yaygın olarak kullanılmaktadır. Davalı marka başvurusunun yapıldığı 26.08.2020 tarihi itibariyle … nezdinde (tüm sınıflarda) kayıtlı olan 1158; 35. Sınıftaki çekişme konusu hizmetleri kapsayan 462 adet marka bulunması da, …ibaresinin zayıf işaret olarak farklı marka konseptleri dahilinde pek çok kişi/firma tarafından kullanıldığını tevsik etmektedir. Bu kapsamda “restoran, kafe” hizmetleri bakımından …ibaresinin düşük düzeyli ayırt edici bir marka olduğuna ilişkin …. değerlendirmesinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
…kelimesi sıfat olarak herkesin kullanımına açık olan, yoğun telmih içeren bir ibare olduğundan; bu ibare üzerinde davacı tekel hakkına sahip değildir. Yani, davacının, …kelimesinin gerçek anlamına referansla üçüncü kişiler tarafından kullanılmasına ve bu ibare ile farklı markalar türetilmesine katlanma mecburiyeti vardır.
Somut olayda, …ibaresinin “mutlu, memnun” anlamı ile tanımlayıcılık içeren bir sözcük/ sıfat olduğu akılda tutulmalı ve zayıf markalara ilişkin kriterler dikkate alınmalıdır. Zira bu ibareyi markasında kullanmayı seçen davacı, söz konusu ibarenin üçüncü kişilerce yeterli düzeyde farklılaşmış marka bütünleri dahilinde kullanılmasını engeleyemez. OHIM ve …uygulmaları da benzer yöndedir.
….’ne bağlı Marka Ofislerinin Avrupa Marka ve Tasarım Ağı yoluyla uygulanacak Uyumlaştırma Programı kapsamında işbirliğini sürdürme taahhütleri doğrultusunda, karıştırılma ihtimalinin (nispi ret nedenleri) incelenmesinde markaların ayırt edici olmayan/zayıf bileşenlerinin etkisine ilişkin ortak bir uygulama konusunda mutabakata varılmış olup, varılan bu mutabakat hükümlerine göre, markalar düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsuru paylaşıyorsa, karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde örtüşmeyen bileşenlerin markaların genel izlenimi üzerindeki etkisine odaklanılacaktır. Örtüşmeyen bileşenlerin benzerlikleri/farklılıkları ve ayırt edicilikleri ele alınacaktır. Düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsurun örtüşmesi, normalde kendiliğinden karıştırılma ihtimaline yol açmaz.
Gerek öğreti, gerekse….uygulamaları, markaların ayırt edicilik vasfı taşıyıp taşımadığına büyük önem atfetmektedir. Bu önem, markalardaki tanımlayıcı ve jenerik unsurların değerlendirme dışı bırakılacak olmasından ileri gelmektedir. Diğer bir değişle, “Markadaki ayırt edici olmayan unsurlar, karıştırma ihtimali bakımından dikkate alınmazlar.”
…. Mahkemesi …. birçok kararında, çok unsurlu markalar bakımından karıştırma ihtimalinin mevcut olup olmadığı konusundaki değerlendirmenin, jenerik ve tanımlayıcı unsurların bir yana bırakılarak, markaların ayırt edici unsurlarına göre yapılması gerektiğinin altını çizmektedir. “Ortalama müşteri karma markadaki tasviri kısmı ayırt edici, baskın bir unsur olarak değerlendirmez. Markanın özgün kısımları müşterinin daha fazla dikkatini çekecektir. (Parag…..
Avrupa Birliği’ne bağlı marka ofisleri tarafından 02.10.2014 tarihinde kabul edilen “Nispi Ret Nedenlerine İlişkin Ortak Uygulama Hakkında Ortak İletişim – Karıştırılma İhtimali (Ayırt edici olmayan/zayıf bileşenlerin etkisi)” konulu Ortak Uygulama Kılavuzu’nun 5.3 maddesinde “Ortak bileşenler düşük seviyede ayırt edicilik taşıyorsa, karıştırılma ihtimali üzerindeki etkisini belirlemek” başlığı altında şu değerlendirmeler yapılmıştır: Markalar düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsuru paylaşıyorsa, karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde örtüşmeyen bileşenlerin markaların genel izlenimi üzerindeki etkisine odaklanılacaktır. Örtüşmeyen bileşenlerin benzerlikleri/farklılıkları ve ayırt edicilikleri ele alınacaktır.
Düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsurun örtüşmesi, normalde kendiliğinden karıştırılma ihtimaline yol açmaz.
Ancak, şu durumlarda karıştırılma ihtimali olabilir: Diğer bileşenler daha düşük (ya da eşit derecede düşük) seviyede ayırt ediciliğe sahiptir veya belirgin olmayan görsel etkiye sahiptir ve markaların genel izlenimi benzerdir.
VEYA Markaların genel izlenimi son derece benzer ya da aynıdır.
Bu kapsamda, markalar arasında iltibas bulunup bulunmadığı belirlenirken, daha önce tescil edilmiş olan markanın başlangıçtaki ayırt edici gücü göz önüne alınır; bu etki zayıf ise, tescili istenen ikinci markada ufak bazı değişikliklerin yapılması yeterlidir. Şu halde, kural olarak, bir tanıtma işaretinin ayırt edici gücü ne kadar fazla ise, ona sağlanan koruma da o kadar kapsamlı ve geniş olacaktır. Bu çerçevede, bir ürünü belirtmek için zorunlu olan sözcükler (tanıtma işaretleri), jenerik sözcükler ve tasviri sözcükler, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu anlamında ayırt edici bir niteliğe sahip olmadıklarından marka olarak tescil edilemezler. Fakat bunları çağrıştıran sözcüklerin marka olarak tescil edilmesi mümkün olabilir. Ancak, böyle “zayıf” bir marka seçen kimse bunun sonuçlarına da katlanmak, yani o markanın, normalde iltibas teşkil edebilecek benzerlerinin başkası tarafından kullanılmasına tahammül etmek zorundadır. “Bir firmanın ayırt edici gücü olmayan, tanımlayıcı olan veya ayırt edici gücü düşük olan bir markayı seçerek, bu markayı piyasada kullanmakta serbest olduğu şüphesizdir. Bununla birlikte, söz konusu firmanın bunu yaparken, aynı veya benzer tanımlayıcı bileşenleri başka firmaların da kendisiyle eşit derecede kullanma hakkına sahip olduğunu kabul etmesi gerekir.”
Somut uyuşmazlıkta çekişme konusu olan 35. Sınıftaki hizmetler pek çok farklı kesimden kişinin tüketicisi olduğu hizmetlerdir. Bu hizmetleri satın alan tüketicilerin büyük bir kısmı için “…” kelimesi anlamını bildikleri ve farklı şekillerdeki kullanımına aşina oldukları bir ibaredir. Söz konusu tüketiciler için …. ibaresinin örtüşmesinin tek başına karıştırılmaya yol açmayacağı, yaygın piyasa kullanımı ile sabittir. Bir başka ifadeyle tüketiciler …. ibaresini içeren markalara alışkın oldukları için, bu tarz bir marka ile karşılaştıklarında, dikkatlerini markaların anlamına ve bütünsel imajına yöneltecekleri söylenebilir.
Taraf markalarının benzer olup olmadığı, karıştırmaya konu markalar arasında görsel bir benzerliğin bulunup bulunmadığıdır. Söz konusu benzerlik, taraf markalarını oluşturan harflerin, sözcüklerin, sloganların, resim, logo, grafik ve benzeri diğer şekli unsurların aynı ya da benzer olması şeklinde kendisini göstermektedir.
Somut olayda davalı markası ….”, çekişme konusu 35. Sınıfı kapsayan davacı markaları ise H….şekil markaları olup; farklı renkleri ve yazım stilleri ile genel marka kompozisyonları dikkate alındığında taraf markalarının görsel açıdan benzer olmadığı kanaatine varılmıştır.
Bilindiği üzere işaretler arasında kavramsal benzerlik bulunması da markanın tescil edilmesine engel hallerden biridir. Kavramsal benzerlik, tek tek sözcükler değil bir bütün halinde markaların tekabül ettikleri anlam bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Bazı hallerde markalardaki şekil unsuru birbirinden çok farklı olsa bile, sözcük unsurlarından dolayı ortaya çıkacak tüketici algısı nedeniyle kavramsal benzerliğe bağlı olarak karıştırılma ihtimali sabit görülebilir.
Somut olayda davalı markası ….”, çekişme konusu 35. Sınıfı kapsayan davacı markaları ise ise….” ibarelerinden oluşmaktadır. Markalarda ….kelimeleri ortak unsur olarak yer almakla birlikte, davacı markası “mutlu bakım”, davalı markaları ise “mutlu tatlı, mutlu, mutlu merkez, mutlu temizlik, mutlu biz, mutlu görüntüler, mutlu ödül, mutlu oyuncaklar, mutlu teknoloji, mutlu toptan” anlamlarına gelmektedir. Bu kapsamda taraf markaları arasında anlamsal ya da kavramsal açıdan herhangi bir benzerlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
İşitsel benzerlik, markaların telaffuzları nedeniyle kulakta bıraktıkları sesle ifade olunmaktadır. Bu başlık altında yapılacak inceleme özellikle ses ve sözcük markaları bakımından önem arz etmektedir. Zira kimi durumlarda bir marka görsel olarak bir diğerinden farklı olsa dahi tüketicinin kulağında kalan imaj yine de aynı/benzer olabilmektedir.
Dava konusu markalarda ortak ibare olan …. kelimesinin okunuşundan kaynaklı olarak düşük düzeyli de olsa işitsel açıdan benzerlik bulunduğu;
Taraf markaları arasında, ilgili tüketici kesimi nezdinde benzerlik kurulmasının mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır. Zira markaların görsel ve kavramsal farklılıkları, düşük düzeyli işitsel benzerliğe baskın gelmekte ve zayıf unsurlara ek ibarelerin yeterli farklılaşmayı sağladığı; zira ibarelerin bütünsel imajında özellikle anlamsal farkı bulunması sebebiyle markalar yeterli düzeyde uzaklaşıp farklılaşmıştır.
Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus; ortalama düzeydeki halk nezdinde bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurulmasıdır. Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından umumi intiba olmasa bile halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir. Tüketicinin iki işaret arasında doğrudan ya da kaynakları bakımından idari – iktisadi bir ilişki kurma yanılgısına düşmesi iltibas ihtimalinin kabulü için yeterli olacaktır. Karıştırılma olasılığının değerlendirmesi, inceleme konusu markaların görsel, işitsel veya kavramsal benzerliği bakımından, markaların ayırt edici ve baskın unsurları özellikle göz önüne alınarak, markaların bütünsel olarak ortaya çıkardıkları izlenim esasında yapılmalıdır. İnceleme konusu malların veya hizmetlerin ortalama tüketicilerinin markaları algılayış biçimi, karıştırılma olasılığına yönelik genel değerlendirmede belirleyici rol oynar. Bu bağlamda, ortalama tüketiciler markayı genellikle bütün olarak algılar ve markanın çeşitli detaylarını analize girişmez.
Neticede; markaların hitap ettiği tüketici kesimi “….” ibareli davalı markası ile 35. Sınıfı kapsayan ….. ibareli davacı markalarının farklı işletmelere ait, ilişkisiz markalar olduğunu anlayacak ve markalar arasında bağlantı kurmayacağı; zira …. ibaresi “mutlu, memnun” anlamı ile ticaret hayatında yaygın kullanılan telmih edici ibare/ zayıf bir unsur olduğu gibi, bu ibareyi içerecek şekilde yaratılan markalarda da, ilgili tüketicilerin, tek başına “…” kelimesini bağlamından kopararak iltibas değerlendirmesi yapma eğiliminde olmayacakları, anılan ibarenin yaratılmış, orijinal ya da özgün bir ibare olmadığı, bu nedenle tüketicinin markaları bir bütün olarak yorumlayacakları;
Somut olayda taraf markalarının 6769 sayılı SMK 6/1 maddesi anlamında iltibasa yol açacak kadar benzer olmadığı ve emtia benzerliğine rağmen aralarında karıştırma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK madde 6/5 gereğince; “Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.”
Belirtilenler ışığında tescile engel olduğu ileri sürülen markanın “tanınmışlık düzeyine ulaşmış” olmasının yanı sıra başvuru ile aynı/benzer olması ve tanınmışlık düzeyine ulaşmış markanın tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yarar sağlanması, markanın itibarına zarar verilmesi veya ayırt edici karakterinin zedelenmesi sonuçlarının doğabileceği hallerin bulunması gerekmektedir.
Davacı yan …. markasının tanınmış marka olduğunu ve “….” ibareli başvurunun tescili halinde, müvekkilinin markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlanacağını iddia etmiştir.
Tüm dosya kapsamında yer alan kesinleşmiş mahkeme kararları, markanın kullanım ve bilinirliğini tevsik eden sair belgeler ile tüm dosya kapsamından …. ibareli davacı markasının mağazacılık sektöründe, davalı marka başvuru tarihi itibariyle tanınmışlık düzeyine erişmiş marka olduğu; ancak somut olayda taraf markaları arasında işaret benzerliği bulunmadığından, SMK 6/5 maddesinde sayılan koşullar oluşmadığı, davacının ……r+şekil ibareli davacı markası tanınmış olmakla birlikte, işbu tanınmışlığın “….” ibareli davalı markası yönünden tescil engeli yaratmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili …. kararına itirazında 6769 SK 6/6 kapsamında gerçek hak sahipliği sebebine dayalı itirazda bulunmuş ise de markalar arasında karıştırma ihtimali bulunmadığı gibi gerçek hak sahipliğine ilişkin yeterli kanaate de ulaşılamadığından davalı markası yönünden tescil engeli oluşturmadığı kanaatine varılmıştır.
Neticede; dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Dava konusu davalının …. “…. ibareli markasının kapsadığı ve huzurdaki davada çekişme konusu olan 35. Sınıf bakımından taraf markalarının hizmet listeleri aynı/aynı tür hizmetleri kapsamakla birlikte, …. sayılı davalı marka başvurusu ile 35. Sınıfı kapsayan davacı markaları benzer olmadığından, markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında “karıştırılma ihtimali” ve tescil engeli bulunmadığı, davacının … ibareli markası tanınmış marka olmakla birlikte, somut olayda SMK 6/5 maddesinde sayılan koşulların gerçekleşmediği, davacı vekili …. kararına itirazında 6769 SK 6/6 kapsamında gerçek hak sahipliği sebebine dayalı itirazda bulunmuş ise de markalar arasında karıştırma ihtimali bulunmadığı gibi gerçek hak sahipliğine ilişkin yeterli kanaate de ulaşılamadığından davalı markası yönünden tescil engeli oluşturmadığı,…. kararının yerinde olduğu ve iptali koşullarının oluşmadığı, hükümsüzlük ile terkin koşullarının oluşmadığı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın Reddine,
Alınması gereken harç peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Davalı kurum kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı kuruma verilmesine,
Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı kurum vekillerinin yüzlerine karşı, davalı şirketin yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.23.11.2022

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır