Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/52 E. 2022/290 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/52 Esas – 2022/290
T.C.

2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/52
KARAR NO : 2022/290

DAVA : Marka YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 14/02/2022
KARAR TARİHİ : 28/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/09/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, davalının … sayılı başvurusuna karşı itiraz ettiklerini, itirazlarının 10.12.2021 tarihinde verilen … E. nezdinde ikame edilmiş bir davalarının daha olduğunu, müvekkili şirketin başlıca amacı ve faaliyet konusunun Kanun hükümleri ve ilgili mevzuat çerçevesinde, sermaye piyasası araçlarının, kambiyo ve kıymetli madenler ile kıymetli taşların ve Sermaye Piyasası Kurulunca uygun görülen diğer sözleşmelerin, belgelerin ve kıymetlerin serbest rekabet şartları altında kolay ve güvenli bir şekilde, şeffaf, etkin, rekabetçi, dürüst ve istikrarlı bir ortamda alınıp satılabilmesini sağlamak, bunlara ilişkin alım-satım emirlerini sonuçlandıracak şekilde bir araya getirmek veya bu emirlerin bir araya gelmesini kolaylaştırmak ve oluşan fiyatları tespit ve ilan etmek üzere piyasalar, pazarlar, platformlar ve sistemler ile teşkilatlanmış diğer pazar yerleri oluşturmak, kurmak ve geliştirmek, bunları ve başka borsaları veyahut borsaların piyasalarını yönetmek ve/veya işletmek olduğunu, Borsa İstanbul’un altın, GÜMÜŞ, platin ve paladyumun serbest rekabet şartları altında kolay ve güvenli bir şekilde, şeffaf, etkin, rekabetçi, dürüst ve istikrarlı bir ortamda alınıp satılabilmesini sağlamak, bunlara ilişkin alım-satım emirlerini sonuçlandıracak şekilde bir araya getirmek veya bu emirlerin bir araya gelmesini kolaylaştırmak ve oluşan fiyatları tespit ve ilan etmek üzere piyasalar, pazarlar, platformlar ve sistemler ile teşkilatlanmış diğer pazar yerleri oluşturmak, kurmak ve geliştirmek, bunları ve başka borsaları veyahut borsaların piyasalarını yönetmek ve/veya işletmek ile yetkilendirildiğini, bu konudaki tek yetkili olduğunu, “İGB İstanbul Gümüş Borsası” markası altında hizmet verilebilmesi için en başta Cumhurbaşkanının izni ile kurulmuş ve Sermaye Piyasası Kurulu tarafından faaliyetine izin verilmiş bir borsanın varlığının gerekeceğini, “İGB İstanbul Gümüş Borsası” markası adı altında sunulacak mal veya hizmetlerin tüketicileri/(özellikle küçük yatırımcılar olmak üzere) yatırımcıları yanıltacak ve bu marka, kanunla kurulmuş olan Borsa İstanbul’u iştiraki/birimi/temsilcisi gibi algılanma tehlikesi yaratacak olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, başvuru sahibinin adresi Konya olarak gözüktüğünü, buna rağmen İstanbul ibaresinin markada tercih edilmiş olunmasının bilinçli bir şekilde müvekkilinin markalarından yararlanma amacı taşıdığını, dava konusu markanın tescilinin davalı lehine haksız rekabete sebebiyet vereceğini, dava konusu markanın müvekkilinin önceki tarihli markaları ile de benzer olduğunu, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak fark olduğunu, “gümüş” ibaresinin markaya ayırt edicilik katmadığını, müvekkili markalarının tanınmış marka olduğunu beyan ederek … sayılı YİDK kararının iptalini ve dava konusu… sayılı markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesi ile özetle; verilen YİDK kararının yerinde olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava dilekçesi davalı şahısa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak davalı şahıs yasal süresi içerisinde davanın esasına cevap vermediği gibi dava dosyasına bilahare herhangi bir savunma da sunmamıştır.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında YİDK kararının yerinde olup olmadığı, Hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Emtia ve Marka İşaretleri Bakımından Benzerlik Değerlendirmesi
Benzerlik değerlendirmesinin ilk koşulu markaların tescilli oldukları sınıfların birbirine benzerliğidir. Markaların tescilli oldukları veya tescili talep edilen mal ve hizmetlerin benzerliğine kanaat getirilmesi halinde, ikinci şart olan markaların benzerliğine geçilir. Eğer her iki koşul da gerçekleşmiş ise markalar arasında iltibas olduğuna karar verilecektir.
Markalar arasındaki benzerlik incelenirken,
* Markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları,
* Görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlik,
* Çağrıştırma,
* Bir bütün olarak markaların uyandırdığı toplu kanaat,
* Malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu,
* Markayı taşıyan mal veya hizmetin değeri ve alıcının bu mal ve hizmeti almaya ayırdığı zaman kriterleri ele alınmalıdır.
Dava konusu… sayılı ve … ” ibareli markanın “36.sınıf: Dijital para, sanal para, kripto para, dijital ve blok zinciri (blockchain) varlıkları, dijitalleştirilmiş varlıklar, dijital jetonlar, kripto jetonlar ve hizmet jetonları alım satım aracılığı hizmetleri.Sigorta hizmetleri.Finansal ve parasal hizmetler.Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri.Gümrük müşavirliği hizmetleri.”ni kapsadığı,
Dava konusu markanın kapsamında yer alan dava konusu “36.sınıf: Dijital para, sanal para, kripto para, dijital ve blok zinciri (blockchain) varlıkları, dijitalleştirilmiş varlıklar, dijital jetonlar, kripto jetonlar ve hizmet jetonları alım satım aracılığı hizmetleri.Sigorta hizmetleri.Finansal ve parasal hizmetler.” hizmetlerinin davacıya ait… sayılı ve “…ibareli markaların kapsamında aynı/aynı tür olarak yer aldığı,
Dava konusu markanın kapsamında yer alan “36.sınıf: Dijital para, sanal para, kripto para, dijital ve blok zinciri (blockchain) varlıkları, dijitalleştirilmiş varlıklar, dijital jetonlar, kripto jetonlar ve hizmet jetonları alım satım aracılığı hizmetleri.Sigorta hizmetleri.Finansal ve parasal hizmetler.”nin davacıya ait 2017/05188 B… ibareli markanın kapsamındaki 36. Sınıfa ait mallarla ilişkili olduğu, zira söz konusu malların belirtilen hizmetlerde kullanıldığı,
Sonuç olarak, dava konusu markanın kapsamındaki dava konusu bir kısım mal ve hizmetlerin davacının… bareli markaların kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldıkları,
İŞARETLERİN BENZER OLUP OLMADIĞI;
Markaların karıştırılma ihtimalinden söz edilebilmesi için yukarıda da belirtildiği üzere emtiaların/hizmetlerin aynı/benzer olması yanında markayı oluşturan ibarelerin de aynı/benzer olması koşulu bulunmaktadır.
İki işaret arasında karıştırılma ihtimali, iki şekilde ortaya çıkabilecektir. Bunlardan birincisi, tescil talebine konu markanın tescilli veya tescili için daha önce başvurulmuş markaya benzerliği nedeniyle önceki markanın aynısı ya da benzeri marka zannedilmesi ve bu sebeple satın alınmak istenen ürün dışında bir ürünün satın alınmasına sebebiyet verilmesidir. İkinci ihtimal ise, tüketicinin iki marka arasındaki farklılıklar nedeniyle her iki markanın aynı marka olmadığını anlamasına rağmen, iki markanın aynı işletmeye, başka bir ifadeyle aynı iktisadi – idari kaynağa ait olduğunu sanmasına sebebiyet verilmesidir. Bu durumda da tüketici, gerçekte almak istemeyebileceği bir ürünü, salt güvendiği önceki markayla irtibatlı sandığı için sonraki markayı alabilecektir. Böylece, önceki tescilli veya tescil talebine konu edilmiş markayı taşıyan ürünler için tüketici nezdinde tesis edilen güvenden haksız olarak yararlanma sonucu doğabileceğinden, karıştırılma ihtimali gerçekleşmiş olacaktır.
Benzerlik ve karıştırılma ihtimaline dayalı değerlendirmelerde kural olarak orta seviyedeki tüketiciler dikkate alınacak olup; malın hitap ettiği ortalama bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıklık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimali bulunması, benzerlik ve iltibas bulunduğunun kabulü için yeterli bulunmaktadır. Ancak tüketici kitlesinin dikkat ve özen düzeyinin mal ve hizmet sınıflarına bağlı olarak değişkenlik göstermesi de mümkündür.
Markalar karşılaştırılırken görsel, sesçil (fonetik) ve kavramsal (semantik) açılardan taraf markalarını oluşturan işaretlerin benzer olup olmadıkları hususunun bütünsel bir bakış açısıyla ele alınması ve yine markalar kapsamındaki mallar/hizmetler yönünden markaların benzer olup olmadıkları konularının bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde tespit edilebilir bir durumdur.
Buna göre işaretler arasında görsel benzerlik karşılaştırması yapılırken markalara konu yazı ve işaretlerin konumlandırılma şekilleri ile harf sırası, yazım karakterleri gibi göze çarpan özellikleri dikkate alınmalıdır. Sesçil benzerlikte esas alınması gereken husus ise markaların ortalama tüketici kitlesi tarafından kendi lisanlarındaki okunuş şekli olup, markaların başlangıç kısımlarının fonetik açıdan benzer sesler çıkarılarak okunup okunmadığı dikkate alınmalıdır. Markaların kavramsal açıdan benzerliklerinin karşılaştırılmasında da, markalara konu sözcüklerin tescil kapsamındaki ortalama tüketici kitlesinin bakış açışı ve o sözcüklere kendi lisanlarında bir anlam verip veremeyecekleri hususu dikkate alınmalıdır.
Bu genel ilkeler doğrultusunda dava konusu marka incelendiğinde … şeklindeki başvurunun “İGB” harfleri ve bu harflerin altında yazılmış “Istanbul Gümüş Borsası” ibarelerinden oluştuğu, bununla birlikte “İGB” şeklinde bu kelimelerin baş harfleri ile oluşturulmuş bir harf dizilimi ile birlikte kullanılmasının da markaya bir ayırt edicilik katmadığı, tüketiciler tarafından sanki davacı markasının devamı gibi algılanabilceği, dava konusu markada yer alan tali unsurların, dava konusu markayı ortalama tüketici nezdinde davacı markalarından farklılaştırmayacağı, örneğin dava konusu markada yer alan … kelimelerini içerecek şekilde oluşturulan “İGB İstanbul Gümüş Borsası” marka başvurusunun davacı Borsa İstanbul’un kurumsal kimliğini taşıyormuş gibi görüneceği,
Dava konusu İGB İstanbul Gümüş Borsası markasının, davacının itiraza dayanak markaları ile iltibas derecesinde benzerlik teşkil ettiği, zira borsa işlemi yapan yatırımcıların çok çeşitli ekonomik tabaka veya sosyal statüye sahip olabildiği, yatırımcıların, “İ… ibareli olduğu, markalarda kullanılan kelimelere bakıldığında davacının dayanak markalarında esas unsur olarak “İstanbul Borsası” ibaresinin kullanıldığı, itiraza konu markada ise “İstanbul Gümüş Borsası” ibaresiyle birlikte işbu kelimelerin baş harflerinden oluşan “İGB” harflerinin kullanıldığı, kullanılan “igb” harflerinin herhangi bir ayırt ediciliğinin bulunmadığı ve davalı markasına ayırt edicilik katmadığı, davaya konu markanın davacının dayanak markaları ile birebir aynı ibareleri kullandığı, kelimenin ortasında kullanılan “gümüş” ibaresinin görsel olarak farklılık yaratmadığı, nihayetinde “gümüş” ibaresinin bir cins ismi olduğu, bilirkişi raporunun aksine “İGB” ibaresinin markaya ayırt edicilik kazandırmadığı, yalnızca… kelimelerinin kısaltmasını gösterdiği, dolayısıyla tüketicinin/yatırımcının bu markayı davacı markaları ile karıştırabileceği,
TANINMIŞLIK DÜZEYİ ;
6769 s. SMK 6/5 maddesine bakıldığında “Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.” düzenlemesine yer verildiği görülmektedir. Söz konusu düzenleme ile birlikte önceki markanın tanınmış olması halinde aynı veya benzer mal ve hizmet gruplarının yanı sıra farklı mal ve hizmetlerde de korunabileceği hüküm altına alınmıştır.
Söz konusu tescil engeli kapsamında, koruma elde edilebilmesi için önceki tarihli markanın tanınmış olması, önceki tarihli marka ile sonraki tarihli başvurunun aynı veya benzer olması ve düzenlemede öngörülen üç şarttan birinin gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu nedenle, markanın tanınmışlığı ve anılan şartlardan en az birinin varlığı söz konusu tescil engelinin ortaya çıkması açısından bir zorunluluktur.
Markanın tanınmışlığı nedeniyle haksız yarar sağlanmasının esasen, tanınmış markanın sahip olduğu imajın devri suretiyle gerçekleşebileceği kabul edilmektedir. Bu şekilde imaj devrinden söz edilebilmesi için haksız yarar sağladığı iddia edilen marka ile tanınmış markanın tescil edildiği mal veya hizmetler arasında bir bağlantı kurulması ihtimali aranmaktadır.
Markanın itibarına zarar verilmesi kavramı markanın tanınmışlığından haksız yararlanılması kavramı ile yakın bağlantılı olup bu iki şartın çoğu kez örtüştüğü kabul edilmektedir. Genel ayrım olarak, tanınmış markadan haksız yararlanmanın, kullanan açısından ekonomik açıdan bir artışı ifade etmesine rağmen, itibarına zarar vermenin marka sahibinin ekonomik açıdan zarar görmesini ifade ettiği hususu vurgulanmaktadır. Markanın itibarına zarar verilmesi genellikle tanınmış markanın olumsuz imaj yükletilmesi tehlikesiyle karşılaştığı durumlara ilişkin olup bu hususun tanınmış marka sahibi tarafından ispatlanması gerekir.
Markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesinin(sulandırılma)tanınmış markanın aynısının veya benzerinin kullanıldığı her durumda söz konusu olacağı sonucuna varılması söz konusu değildir. Ayırt edici karakterin zedelenmesinin, sonraki tarihli marka ile tanınmış marka arasında düşünsel bir bağın mevcut olması ve bu durumun tanınmış markanın reklam değerini tehlikeye düşürmesi halinde söz konusu olabileceği kabul edilmektedir. Ayrıca markaların ilgili olduğu mal ve hizmetler birbirine ne kadar yakınsa ayırt edici karakterin zedelenmesinin de o kadar olası olduğu vurgulanmaktadır. Tanınmış markanın aynısının veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kullanılması halinde markanın ayırt edici karakterinin zarar görmesi olasılığı artmakta, markalar arasındaki benzerlik azaldıkça, bu tehlike de azalmaktadır.
Yukarıda da belirtildiği üzere bu hallerden her birisinin aynı anda mevcudiyeti mecbur olmayıp bunlardan herhangi birisinin varlığının maddenin uygulanabilirliği açısından yeterli olduğu kabul edilmektedir.
Somut uyuşmazlıkta davacı yanın, davaya dayanak yaptığı markalarının tanınırlığını göstermeye elverişli delillerin dosya kapsamında mevcut olmadığı, davacı yanın “BİST” markasının tanınmış marka olduğu hususunda Kurum tarafından verilmiş önceki tarihli kararlara dayalı ileri sürdüğü tanınmışlık iddiasının, uyuşmazlık konusu markalar açısından da davacı lehine mutlak bir tanınmışlık değerlendirmesine tek başına emsal teşkil etmeyeceği,
6769 s. SMK 6/9 maddesinde ise “Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Buna göre bir marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olarak değerlendirebilmesi için, başvuru anında, markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılmak istenildiğinin ispatlanması gerekmektedir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.
Somut uyuşmazlıkta ise davacı iddialarının temelinin, davalının Konya ilinde olduğu halde “istanbul” ibaresine markasında yer vermesi ve mevzuat hükümlerini bilmediği hususundaki iddiaları yer almakta ise de davalının “İĞB İstanbul Gümüş Borsası”ibaresini kendisine marka olarak tescil ettirme çabası içerisinde hareket etmesinin tek başına bir kötü niyet göstergesi olarak değerlendirilemeyeceği,
Davacının başvurunun hukuka, kanuna, kamu yararına aykırı olduğu yönündekı ıtırazlarının temelini, müvekkilinin 30/12/2012 tarihli 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile kurulmuş ve Kanunun 138 inci maddesi uyarınca 03/04/2012 tarihinde esas sözleşmesinin ticaret siciline tescili ile faaliyete geçmiş olması ve Borsa İstanbul işletmesinin “altın, gümüş, platin ve paladyum” gibi kıymetli madenlerin alınıp satılabilmesini sağlamak, bunlara ilişkin alım-satım emirlerini sonuçlandıracak şekilde bir araya getirmek veya bu emirlerin bir araya gelmesini kolaylaştırmak ve oluşan fiyatları tespit ve ilan etmek üzere piyasalar, pazarlar, platformlar ve sistemler ile teşkilatlanmış diğer pazar yerleri oluşturmak, kurmak ve geliştirmek, bunları ve başka borsaları veyahut borsaların piyasalarını yönetmek ve/veya işletmek” ile yetkilendirilmiş tek firma olması, kıymetli madenler borsalarının kurulabilmesi ve borsacılık faaliyetlerinde bulunulabilmesi için gerekli olan şartlar mevzuat ile açık şekilde belirlendiği, … markası adı altında sunulacak mal veya hizmetlerin tüketicileri/(özellikle küçük yatırımcılar olmak üzere) yatırımcıları yanıltacak ve bu marka, kanunla kurulmuş olan Borsa İstanbul’u iştiraki/birimi/temsilcisi gibi algılanma tehlikesi yaratacak olduğu hususları yer almaktadır.
Davacının bahsi geçen iddiaları temel anlamda 6769 s. SMK m. 5/1-ı düzenlemesinde yer alan “Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı işaretler.” kapsamındaki mutlak ret nedenleri çerçevesinde değerlendirilebilecek iddialardır.
Davacının 24.06.2022 tarihli dilekçesi ile birlikte davalıya ait 2020/90222 sayılı 14, 35 ve 40. Sınıf mal ve hizmetlerde başvuru konusu edilmiş sayılı diğer markası ile ilgili olarak Sermaye Piyasası Kurulu tarafından TÜRKPATENT’e sunulan 31.01.2022 tarihli 3. kişi görüşü sonucunda “borsa” ibaresinin piyasa katılımcıları ve vatandaşlar bakımından yanıltıcı olabileceği ve kullanılmasının uygun olmayacağı nedeniyle 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 5/1-(ı) bendi uyarınca reddedilmesi talebiyle bildirdiği görüşün, TÜRKPATENT tarafından yapılan değerlendirme neticesinde, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 5/1-(ı) bendi gereğince başvurunun reddedilmesine karar verildiğinin belirtildiği işbu dava konusu markanın da 3. Kişi görüşü sonucunda nihai olarak reddine karar verildiği, yapılan değerlendirmelerde ise dava konusu markanın SMK m. 5/1-(ı) başta olmak üzere herhangi bir mutlak ret nedenine dayalı olarak reddi koşullarının mahkememizce de oluştuğu,
Netice itibariyle,
Dava konusu markanın kapsamında yer alan dava konusu “36.sınıf: … markaları arasında marka işaretleri bakımından karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde işitsel, görsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunması nedeniyle karıştırılma ihtimalinin bulunduğu,
“borsa” ibaresinin piyasa katılımcıları ve vatandaşlar bakımından yanıltıcı olabileceği ve kullanılmasının uygun olmayacağı , 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 5/1-(ı) bendi uyarınca reddedilmesi gerektiği, Türk Patent Kurumunun sonradan verdiği ret kararının yerinde olduğu,
Davacı markalarının tanınmış marka olmadığı, davalının yeni bir marka tescil başvurusu bulunması eyleminin kötü niyetli bir eylem olarak değerlendirilemeyeceği, kurum kararının yukarıda belirtilen sebeplerden dolayı hukuka uygun olmadığı ve iptali koşullarının oluştuğu, dava konusu markanın tescil sürecinin henüz tamamlanmadığı anlaşılmış olup davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın kabulüne,
TÜRKPATENT YİDK nın 10.12.2021 tarihli … tarihli kararının iptaline,
Dava konusu marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
Alınması gereken 80,70.-TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.587,9‬0.-TL
yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davalı kurum vekilinin yüzüne karşı davacı vekili ve diğer davalının yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.28.09.2022

Kâtip Hâkim …
e-imzalı e-imzalı

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 172,90.-TL
Bilirkişi Ücreti :2.300,00.-TL
G.A : 115,00.-TL-
TOPLAM :2.587,9‬0.-TL