Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/32 E. 2022/262 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/32 Esas – 2022/262

T.C.

2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/32
KARAR NO : 2022/262

DAVA : Marka YİDK Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 26/01/2022
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/09/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka YİDK Kararının İptali istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkilinin “…. Koleji” ibareli markanın tescili için davalı TÜRKPATENT nezdinde dosyalamış olduğu 2020/65189 sayılı marka başvurusunun, diğer davalı firmanın …. sayılı markasına dayalı olarak dosyaladığı itirazlar üzerine reddedilmesinin haksız ve hukuka aykırı bir işlem olduğunu, zira taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal açılardan ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığını, taraf markalarında ortak olan “…” ibaresinin “… ” anlamının halk nezdinde iyi bilindiğini, dolayısıyla bu ibarenin ayırt edici niteliği zayıf bir ibare olduğunu ve herkes tarafından markasal hüviyette kullanılabileceğini, zaten de müvekkilinin markasında esas unsurun ilk anda göze çarpacak şekilde tasarlanmış olan “…” ibaresi olduğunu, müvekkilinin “… Koleji” markasının 1998 yılından beri kullanılarak İstanbul’da tanınan bir marka haline geldiğini, hal bu iken taraf markalarında ortak olan “…” ibaresinden hareketle markaların benzediğinin ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğunun söylenmesinin yerinde ve doğru olmadığını, taraf markalarından “…” ibaresi dışında kalan başkaca şekil ve kelime unsurlarının da bulunduğunu ve bunların mevcudiyetinin işaretleri farklı kılmaya yettiğini iddia ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın 25.11.2021 tarihli ve … sayılı kararının iptalini ve 2020/65189 sayılı markanın tesciline karar verilmesini
talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesi ile özetle; taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal düzeyde birbirleriyle karıştırılma ihtimali doğuracak derecede benzer olduğunu, davacının marka başvurusunun reddedildiği emtialar açısından, taraf markalarının aynı veya ilişkili emtialarda kullanılacağını, markalarda en ön planda olan ibarelerin ortak olmasının markaları benzer kıldığını, tüketicilerin markaların aynı işletmeye ait olduğunu düşüneceklerini, aksi düşünülse dahi işletmeler arasında ekonomik/idari bağlantı olduğu kanısına kapılacaklarını, yani somut olayda karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, marka tescili idari bir işlem olduğundan ve sadece TÜRKPATENT’in görev alanına girdiğinden, davacının huzurdaki davada markasının tesciline karar verilmesini talep edemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle ;huzurdaki davanın iki aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından usulden reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin 1995 yılından bu yana eğitim sektöründe hizmet veren bir firma olduğunu, müvekkilinin bu hizmetlerinde kullandığı “…” markasının davacı tarafından aynı hizmetlerde markasal hüviyette kullanılmasının haksız ve hukuka aykırı olacağını, zira uyuşmazlık konusu olan “…” markasının uyuşmazlığa konu olan mal ve hizmetler açısından müvekkili ile özdeşleştiğini, taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzer olduğunu, bu markalarda esas unsurun “…” ibaresi olduğunu ve bu ibarenin ortak olduğunu, davacının markasında geçen diğer kelime unsurlarının markanın ayırt ediciliğine katkısı olamayacağını, davacının müvekkilinin tescilli ve tanınmış “…” markasının bilinirliğinden haksız biçimde faydalanmaya çalıştığını, davacının markasının tescil edilmesi halinde müvekkilinin ticari itibarının zedeleneceğini ve müvekkilinin yatırımlarının riske gireceğini, bu sebeplerle dava konusu edilen YİDK kararının yerinde ve doğru olduğunu ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında Marka Yidk Kararının yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
İşlem dosyasının tetkikinde :
TÜRKPATENT Hukuk Müşavirliği’nin 27.01.2022 ve 28.01.2022 tarihli yazıları ekinde davacı adına 2020/65189 kod numarasıyla işlem gören markaya ilişkin başvuru dosyasının onaylı örneği ile davalı firmanın 2018 05902 sayılı tescilli markasının sicil kaydı örneği dava dosyasına girdiği,
2020/65189 numaralı marka tescil başvurusu dosyası içeriğinin örneği incelendiğinde; davacı firmanın 18.06.2020 tarihinde 16, 38 ve 41. Sınıflara giren mal ve hizmetlerde kullanılmak üzere dosyaladığı görselli marka başvurusunun tescil edilmek üzere 27.10.2020 tarihli ve 359 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde ilanı üzerine davalı firmanın SMK m. 6/1, m. 6/3 ve m. 6/5 hükümlerine ve 2018 05902 sayılı markasına dayalı olarak itiraz ettiği, davalının itirazının Markalar Dairesi Başkanlığının … sayılı kararı ile, SMK m. 6/1 hükmü açısından kabul edilerek davacının dava konusu edilen marka başvurusunun bütünüyle reddedildiği, bunun üzerine davacının itiraz ettiği, ancak bu itirazın TÜRKPATENT’in Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun huzurda dava konusu edilen 25.11.2021 tarihli ve 2021-M-10048 sayılı kararı ile nihai olarak reddedildiği, dava konusu edilen bu YİDK kararında özetle ; “….Kurul, işbu başvuru ile itiraza gerekçe olan ve detayları yukarıda belirtilen markanın, ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırma ihtimaline neden olacak şekilde benzer oldukları kanaatine varmış olup, ayrıca söz konusu markaların aynı/aynı tür malları kapsadıklarını da tespit ettiğinden, itirazın reddi gerekmiştir. İtirazın ve başvurunun reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” biçiminde karar verildiği, verilen kararın davacıya tebliğ edildiği ve yasal süresi içerisinde işbu davanın açıldığı belirlenmiştir.
DEĞERLENDİRMELER
Dava konusu … sayılı davacı markası incelendiğinde, “…. KOLEJİ+ŞEKİL” ibaresinden oluştuğu, marka kelime unsuru ve genel görünümü değiştirmeyen, standart, marka algısı yaratmayan renk ve şekil unsurundan oluştuğu, “söz görünümden yüksek sesle konuşur” ilkesi ve kelime unsurlarının markadaki kullanımı ve konumlandırılışı dikkate alındığında, marka algısının kelime unsuru üzerinde şekilleneceği,
kelime unsuru yakından incelendiğinde, …. KOLEJİ ibaresinden oluştuğu, markada en üstte yer alan ilk kelime unsuru …ibaresi olduğu, okumanın soldan sağa doğru yapıldığı ve vurgunun baş kısımda olacağı gerçeği göz önüne alındığında, markanın ilk okunan baskın ve ayırt edici unsurunun …ibaresi olduğu, ibarenin markanın esas unsuru olduğu, bu ibarenin redde mesnet davalı markalarında da aynen ve esas unsur olarak yer aldığı, davalı markasında …ibaresinden sonra gelmek üzere “… KOLEJİ” ibaresine yer verildiği, söz konusu ibarenin tasviri anlama sahip olduğu, markadaki …ibaresinin okunmasını ve algılanmasını engellemediği, … KOLEJİ ibaresi gerek ayrı ayrı gerekse bir araya getirilmiş şekilleriyle tasviri anlama sahip yaygın kullanımı olan genel adlandırmalardan olduğu, herhangi bir sınıf yönünden ayırt edicilikleri olmadığı, özellikle 41. Sınıftaki hizmetler ve bu hizmetlerin verilmesiyle doğrudan ilgili 16. Sınıftaki mallar yönünden söz konusu ibarelerin ayırt ediciliği bulunmadığı, davacı tarafın marka seçme konusunda çok geniş bir özgürlüğü varken, davalı markasının esas unsurunu kendi markasında esas unsur olarak kullandığı, markaların benzer olmasının yanı sıra davacı markası, davalı markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetlerle aynı/aynı türden ilişkili mal ve hizmetlerde tescil edilmek istendiği,
Redde mesnet marka incelendiğinde, “…+ŞEKİL” ibaresinden oluştuğu, söz görünümden yüksek sesle konuşur ilkesi ve kelime unsurunun markadaki kullanımı ve konumlandırılışı göz önüne alındığında, redde mesnet markada “…” ibaresinin baskın ve ayırt edici esas unsur olarak kullanıldığı, markada büyük harflerle …ibaresine yer verildiği, ibarenin markada esas unsur olarak yer aldığı, redde mesnet markanın esas unsuru olan …ibaresinin davacı markasında da aynen ve esas unsur olarak yer aldığı, esas unsurlar arasındaki bu ayniyetin markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal düzeyde benzerlik kurulmasına neden olduğu, tüm bu değerlendirmeler kapsamında, markaların benzer oldukları ve davacıya benzer emtialarda söz konusu ibarenin verilmesinin iltibasa neden olacağı, öte yandan bilindiği üzere, markanın esas unsurunu oluşturan sözcüğün, sonraki markada farklı büyüklükte olması veya farklı yazı biçimi ile ifade edilmesi ya da başka bir renk içinde verilmesi, markalar arasındaki ayniyeti ortadan kaldırmayacağı, incelemede, markalar arasındaki bu üst düzey benzerliğin dikkate alınması gerektiği, davacı markasının bu haliyle, davalının markasına yakınlaşma çabası içerisinde olduğu, bu haliyle markanın, iltibas ve haksız yararlanmaya neden olacağı, davacı markasının, redde mesnet markanın serisi ve devamı olarak algılanacağı, iki markayı her zaman yan yana karşılaştırma imkânı olmayan ortalama tüketici kitlesinin, davalı markasının etkisi ve akılda bıraktığı imajı nedeniyle davacı markasına yöneleceği ve davacı markasının bu durumdan haksız yarar sağlayacağı, böyle bir kullanımın söz konusu sınıflarda tescil edilemeyeceği, markalar arasındaki üst düzey benzerlik ve mallar arasındaki ayniyet/ilişki göz önüne alındığında iltibas ihtimalinin bulunduğu, açıklanan bu nedenle kurum tarafından verilmiş olan kararın tüm yönleriyle hukuk uygun olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın Reddine,
Alınması gereken 80,70.-TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacının yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı Türk Patent’in yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı şirketin yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı Türk Patent ile diğer davalı şirket vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.15.09.2022