Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/3 E. 2022/263 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/3 Esas – 2022/263

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2022/3
KARAR NO : 2022/263

HAKİM..
KATİP….

DAVACI …
VEKİLİ : Av….
DAVALI : 1- … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- ……
VEKİLLERİ : Av….
DAVA : Marka … Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 04/01/2022
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/09/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka … Kararının İptali istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, 1983 yılında kurulmuş olan ….. yara bantları, elastik bandaj ve flaster gibi ürünlerin üretimini gerçekleştiren, 1983’de kurulmuş, bu alandaki ilk yerli üretici olduğunu, … Plast markasının 1986 yılından beri 5. sınıfta tescilli olup müvekkili adına … tarafından kullanıldığını, … sayı ve “betawhite” ibaresi ile gerçekleştirdikleri marka başvurusunun aslında daha önce de …. tescil numarası ile 09.12.2009 tarihinde 5. Ve 10. Sınıflarda tescil edilmiş olduğunu,….sayılı başvurunun da anılan markaya ilişkin yenileme başvurusu olduğunu, ancak davalı taraf itirazı sonucunda 05. Sınıf emtialar bakımından başvurunun reddolunduğunu, müvekkili markasının asli unsurunun “betawhite” ibaresi olduğunu, ret kararına dayanak gösterilen…. tescil numaralı “….. markası 35. ve 43. sınıflarda kullanılmakta, 2013/78185 tescil numaralı “… tea house” markası 35. ve 43. sınıflarda kullanılmakta,…tescil numaralı “… han kahvesi” markası 30., 35., ve 43. sınıflarda kullanılmakta,… tescil numaralı “… tea” markası 35. ve 43. sınıflarda kullanılmakta, … tescil numaralı “… tea club” markası 09., 16., 35., 36.,41. ve 45. sınıflarda kullanılmakta olduğunu, davalının markalarında “…” ibaresinin tek başına asli unsur olmadığını, müvekkilinin 2009 yılında ilk olarak tescili aldığı bu marka ile davalı markaları arasında hiçbir şekilde benzerlik olmadığını iddia ederek…… kararının iptaline karar verilmesini
talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesi ile özetle; verilen kurum kararının yerinde olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle ; davacı yanca gerçekleştirilen …. sayılı başvuruya yönelik itirazları sonucunda 05. Sınıf emtialar açısından başvurunun oy birliği ile reddolunduğunu, …” markasının müvekkili şirket tarafından uzun yıllardır kullanıldığını, müvekkilinin “…” markasını tanınır hale getirdiğini ve kendisi ile özdeşleştirdiğini, ….sayısı ile “…” markasının tanınmış markalar sicilinde de kayıtlı olduğunu, müvekkilinin markasını savunmaya çalıştığını, böylece tanınmış markasının sulandırılmasının önüne geçmek istediğini müvekkilinin bu ibare ile yarattığı çok sayıda seri markasının mevcut olduğunu, somut olayda da taraf markalarının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, “…” ibaresinin sonuna “white” eklenmesinin markaları farklılaştırmadığını, dava konusu markanın da ayırt edici unsurunun “…” olması nedeniyle müvekkili markaları ile benzer görülmesi gerektiğini, redde konu 05. Sınıf emtialarda müvekkili markalarının da tescilli olduğunu, bu halde markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, verilen … kararının yerinde olduğunu, başvurunun esasen kötü niyetle yapıldığını, dava konusu markanın tescilinin, müvekkili markalarının ayırt ediciliğine zarar verecek nitelikte olduğunu ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında Marka … Kararının yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
İşlem dosyası tetkik edildiğinde :
Dava konusu “….” ibaresinin 05 ve 10.sınıf emtialarda tescili amacıyla 31.01.2020 tarih ve …. sayısı ile gerçekleştirildiği görülen marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 27.03.2020 tarih ve 345 sayılı bültende ilan olunduğu,
Anılan ilana karşı davalı yanca itirazda bulunulduğu, ancak ….Başkanlığı’nın 29.10.2020 tarihli kararı neticesinde bu itirazların haklı bulunmayarak reddolunduğu,
Söz konusu karara karşı davalı yanca yeniden itirazda bulunulduğu, davacı itirazlarını inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararı neticesinde özetle;
….başvuru numaralı … ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki ….Başkanlığı kararına karşı, başvurunun….. sayılı markalar ile karıştırılma ihtimali,…sayılı tanınmış markanın varlığı ileri sürülerek tanınmışlık, eskiye dayalı kullanım ve kötü niyet gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
…yapılan değerlendirme sonucunda, başvurunun “…” ve “white” ibarelerinden oluştuğu, beyaz anlamına gelen “white” ibaresinin ayırt edici niteliğinin düşük olduğu dikkate alındığında işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların benzer olduğu, ayrıca başvurunun kapsamında yer alan 05. sınıfa ait mallarla itiraz gerekçesi markaların kapsamlarında bulunan mal/hizmetlerin aynı/benzer olduğu, bu bağlamda markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu, ayrıca, “…” markasının “çay” bakımından sahip olduğu bilinirlik düzeyi göz önüne alındığında “Betawhite” ibareli başvurunun “Sınıf 05: Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.”bakımından tescili halinde “…” markasının tanınmışlığından haksız yarar elde edilebileceği,
Başvurunun kapsamında kalan 10. sınıfa ait mallar bakımından ise, markalar arasında karıştırılma veya tanınmışlık nedeniyle ilişkilendirme ihtimali bulunmadığı düşünüldüğünden itirazın kısmen kabulü gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeler ile davalı taraf itirazlarının 05. Sınıfta yer alan “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” emtiaları ile sınırlı olacak şekilde kabulüne karar verildiği, anılan kararın davacıya tebliğ edildiği ve yasal süresi içerisinde işbu davanın açıldığı belirlenmiştir.
DEĞERLENDİRMELER
TARAF MARKALARI ARASINDA BENZERLİK VE İLTİBAS İHTİMALİ:
Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı veya benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı veya benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedileceği,
Dolayısıyla markalar arasındaki benzerlik değerlendirmesinin ilk koşulu; markaların tescilli oldukları sınıfların aynı olması veya birbirine benzer olması olduğu, markaların tescilli oldukları veya tescili talep edilen mal veya hizmetlerin benzerliğine kanaat getirilmesi halinde, ikinci şart olan markaların benzerliğine geçileceği, görüldüğü üzere karıştırılma ihtimalinin varlığı için çifte benzerlik şartının gerçekleşmesi ve her iki benzerliğin de dikkate alındığı genel izlenim ve değerlendirmeye göre ilişkilendirilme ihtimali dâhil karıştırma ihtimalinin bulunduğu kanaatine varılması gerektiği,
EMTİALARIN BENZERLİĞİ
Doktrinde de kabul gördüğü üzere, markalara ait mal veya hizmet listelerinde yer alan emtiaların “benzer” olup olmadığının değerlendirilmesinde, sınıflandırmaya ilişkin ulusal ve uluslararası düzenlemeler bağlayıcı kesin kurallar içermediği,
Bu nedenle, inceleme konusu markaların emtia listelerindeki sınıf numaralandırması ile bağlı kalınmaksızın, karşılaştırılan emtia listelerinin “aynı veya benzer” mal veya hizmetlerden oluşup oluşmadığının incelenmesi gerektiği,
Zira asıl olan, işaretlerin, kapsamlarındaki mal veya hizmetler üzerinde tescilli bir marka olarak kullanılması durumunda, tüketici nezdinde karıştırılma ihtimaline yol açıp açmayacağı olduğu, bu nedenle, mal ve hizmet sınıf ve alt gruplarında benzerlik araştırmasında piyasanın anlayışı, benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları giderip gidermediği, mal veya hizmetlerin birbiri yerine ikame edilebilme ve rekabet olanaklarının olup olmadığı, birinin diğerini tamamlama imkânı olup olmadığı, mal veya hizmetlerin dağıtım kanallarının ortak olması, aynı veya yan yana raflarda satışa arz edilip edilmediği kullanım yöntemleri, hedeflenen müşteri kesiminin aynı olup olmadığı hususlarının araştırılmasının gerektiği,
Davalı yan dayanak markalarının bir kısmının müddet konumunda olduğu, büyük bir kısmının 29 ve 30. Sınıf gıda ürünlerini ve özellikle “çay” emtialarını kapsadığı, yine uyuşmazlık konusu 05. Sınıf malları kapsar şekilde de tescillerinin mevcut olduğu,dava konusu marka kapsamında reddine karar verilen 05. Sınıf emtiaların tamamı, redde gerekçe davalı markaları kapsamında da yer almakta olup olağan şartlarda taraf markaları arasında doğrudan bir ticari rekabetin mevcut olacağı, markaların benzer tüketici ihtiyaçlarına yönelik, benzer satış noktaları ile tüketiciye sunulan, satım, sunum ve dağıtım biçimleri aynı türdeki mallar olduğu,
Benzerliği tespit olunan bu emtialar arasındaki bu ilişkinin işaretler arasında iltibas ihtimali yaratıp yaratmadığı hususunun tespiti, işaretler yönünden bir değerlendirme yapılmaksızın mümkün olmadığından aşağıda markaları oluşturan işaretlerin de ayrıca değerlendirilmesi gerektiği,
Markaların karıştırılma ihtimalinden söz edilebilmesi için yukarıda da belirtildiği üzere emtiaların/hizmetlerin aynı/benzer olması yanında markayı oluşturan ibarelerin de aynı/benzer olması koşulu bulunduğu,
İki işaret arasında karıştırılma ihtimali, iki şekilde ortaya çıkabileceği, bunlardan birincisi, tescil talebine konu markanın tescilli veya tescili için daha önce başvurulmuş markaya benzerliği nedeniyle önceki markanın aynısı ya da benzeri marka zannedilmesi ve bu sebeple satın alınmak istenen ürün dışında bir ürünün satın alınmasına sebebiyet verilmesi olduğu, ikinci ihtimal ise, tüketicinin iki marka arasındaki farklılıklar nedeniyle her iki markanın aynı marka olmadığını anlamasına rağmen, iki markanın aynı işletmeye, başka bir ifadeyle aynı iktisadi – idari kaynağa ait olduğunu sanmasına sebebiyet verilmesi olduğu, bu durumda da tüketici, gerçekte almak istemeyebileceği bir ürünü, salt güvendiği önceki markayla irtibatlı sandığı için sonraki markayı alabileceği, böylece, önceki tescilli veya tescil talebine konu edilmiş markayı taşıyan ürünler için tüketici nezdinde tesis edilen güvenden haksız olarak yararlanma sonucu doğabileceğinden, karıştırılma ihtimali gerçekleşmiş olacağı,
Benzerlik ve karıştırılma ihtimaline dayalı değerlendirmelerde kural olarak orta seviyedeki tüketiciler dikkate alınacak olup; malın hitap ettiği ortalama bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıklık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimali bulunması, benzerlik ve iltibas bulunduğunun kabulü için yeterli olduğu, ancak tüketici kitlesinin dikkat ve özen düzeyinin mal ve hizmet sınıflarına bağlı olarak değişkenlik göstermesinin mümkün olduğu,
Somut uyuşmazlıkta taraf markalarında benzerliği tespit olunan 05. Sınıftaki “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler. ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar. tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; bebek mamaları; Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri.” mallarının ilgili tüketicileri, söz konusu ürünlerin bir kısmının doğrudan tıbbi içerikli olmalarından kaynaklı genel anlamda profesyonel meslek mensupları olacakları, bir kısmının ise yardımcı gıda ürünü niteliğinde doğrudan ilaç olmamakla birlikte ilaç gibi sunum ve satış yöntemleri olan, nutrasötik olarak ifade edilen temel besleyici özelliklerinin yanı sıra sağlık yararları sağlayan ve fakat doğrudan ilaç olarak kabul edilmeyen ürünler oldukları, tüketicinin bu tür takviye gıda ürünlerini satın alırken çok daha kapsamlı bir araştırma yaparak daha üstün bir dikkat sarf edeceğini kabul etmenin yerinde olacağı, bu anlamda somut olayda ilgili tüketici kitlesinin dikkat, zeka ve seçicilik düzeyinin ortalamanın daha üstünde olacağı, bunun yanı sıra “Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları” emtialarının da hatalı kullanımları halinde kişi sağlığını tehdit edebilecek kimyasal/ilaç içerikli kullanıma konu edilebilir ürünler olmalarından kaynaklı yine tüketici kitlesinin niteliğinin dikkat ve bilinç düzeyinin yüksek olabileceği; benzerliği tespit olunan “Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler.” emtialarının ise nitelikleri itibariyle daha geniş tüketici gruplarına hitap eden, tüketicinin herhangi bir aracı kişiye ihtiyaç duymadan temin edebildiği ürünler olmalarından ötürü hitap ettikleri tüketicilerin bilinç/dikkat/özen seviyelerinin, doğrudan marketten bir gıda ürünü satın alan ortalama tüketici algısı ile eşdeğer olmayacağı ve fakat 05. Sınıfta yer alan diğer malların tüketicileri kadar da yüksek olmayacağı
Benzerlik değerlendirmesine ilişkin bu genel tespitler çerçevesinde yapılması gereken temel değerlendirme, dava konusu marka ile davalı yana ait “…” esas unsurlu markalar arasında karıştırılmaya yol açabilecek düzeyde bir benzerliğin mevcut olup olmadığı ile ilgili olacağı,
…. sayılı ilamında da belirtildiği üzere karıştırılma ihtimalinde ölçü bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğu, karıştırılma ihtimalinde önemli olan hususun, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma ihtimali olduğu, buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir. Hatta, markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir” denildiği, dolayısıyla ilgili tüketicinin aldığı mal ya da hizmetin başka bir işletmeye ait olduğunu bildiği ve fakat güvendiği işletme ile malını/hizmetini aldığı işletmenin arasında ekonomik bir bağlantı bulunduğunu düşünmesi hali dahi “karıştırılma ihtimali” nin var olduğunun kabulü için yeterli olacağı,
Markalar karşılaştırılırken görsel, sesçil (fonetik) ve kavramsal (semantik) açılardan taraf markalarını oluşturan işaretlerin benzer olup olmadıkları hususunun bütünsel bir bakış açısıyla ele alınması ve yine markalar kapsamındaki mallar/hizmetler yönünden markaların benzer olup olmadıkları konularının bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde tespit edilebileceği,
Buna göre işaretler arasında görsel benzerlik karşılaştırması yapılırken markalara konu yazı ve işaretlerin konumlandırılma şekilleri ile harf sırası, yazım karakterleri gibi göze çarpan özellikleri dikkate alınması gerektiği, sesçil benzerlikte esas alınması gereken husus ise markaların ortalama tüketici kitlesi tarafından kendi lisanlarındaki okunuş şekli olup, markaların başlangıç kısımlarının fonetik açıdan benzer sesler çıkarılarak okunup okunmadığının dikkate alınması gerektiği, markaların kavramsal açıdan benzerliklerinin karşılaştırılmasında da, markalara konu sözcüklerin tescil kapsamındaki ortalama tüketici kitlesinin bakış açışı ve o sözcüklere kendi lisanlarında bir anlam verip veremeyecekleri hususunun dikkate alınması gerektiği,
Dava konusu markanın “şekil” şeklinde türkuaz renkte tek bir sözcük olarak yazılmış “betawhite” ibaresinden oluştuğu, esasen bu kelimenin “…” ve “…” şeklindeki İngilizce kökenli sözcüklerin birleşik yazımı ile oluşturulmuş olunduğunun ilk anda fark edilebildiği, zira oluşan bütünün homojen bir sözcük yapısı oluşturmadığı, dolayısı ile her ne kadar marka bir bütün olarak “betawhite” şeklinde algılanacak ise de soldan sağa okuma ilkesi gereği ve “…” kelimesinin aşağıda bilahare açıklanacak yerleşik ve bilinen anlamı bulunan bir sözcük oluşu ile birlikte “white” ibaresinin “beyaz” rengin İngilizce karşılığı olmasından ötürü ayırt ediciliği zayıf anlamı itibariyle tüketicinin markanın başlangıç kısmına daha fazla önem atfedecek olduğu,
Davalı yana ait redde gerekçe markalar ise başta “şekil” olmak üzere “…+SÖZCÜK” veya şekil unsurları ile oluşturulan seri markalardan olduğu, davalı yanın “şekil”, “şekil”, “şekil”, “şekil” gibi markalarının yanı sıra dava konusu marka ile en çok benzeşen markalarından biri de “şekil” şeklinde dava konusu markadaki hem “…” hem “white” ibarelerini bir arada içerir nitelikteki markadan olduğu, davalı markalarının tamamında “…” ibaresinin esas unsur veyahut esas unsurlardan biri olarak kullanıldığı,
Bu çerçevede tespiti gereken husus dava konusu marka ile davalı yanın redde gerekçe markaları arasında, redde konu emtialarda yarattıkları algılar itibariyle birbirleri ile iktisadi anlamda ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açacak bir benzerlik taşıyıp taşımadıkları olduğu,
Kendisinden önce tescil edilmiş bir markadaki ibare ile birlikte kendi unsurlarını içerisinde barındıran birleşik bir markanın önceki marka ile iltibas oluşturup oluşturmadığına karar verilebilmesi için önceki markanın kendi başına uyuşmazlık konusu mal ve hizmetlerde bağımsız bir ayırt edici karakterinin olup olmadığının ve bu ibarenin sonraki markada da dominant bir etkiye sahip olmadığının incelenmesi gerektiği, zira önceki markanın tek ve baskın unsurunun, bir bütün olarak sonraki markada da yer alması halinde, işaretlerin kısmen aynı oldukları ve ilgili tüketicide bu doğrultuda bir etki bırakacağının kabul edildiği, keza yine bir markanın önceki markaya eklenmiş bir diğer kelimeden oluşması iki markanın benzer markalar olduğu yönünde bir gösterge olduğu, bununla birlikte ortak unsurun sonraki marka içerisindeki kullanımının niteliği ve tüketicinin bu kullanımdan edineceği algının da önemli olduğu,
Dava konusu markanın tek kelimeden oluşan bir sözcük markası olduğu, ülkemiz tüketicisi açısından dilbilgisi kurallarından kaynaklı olarak markaların başlangıç seslerini oluşturan ibarelere normal şartlarda daha fazla dikkat edilmekte olup tüketiciler markaların başlangıçlarında yer alan ilk unsurlara, soldan sağa okuma alışkanlığı nedeniyle, daha fazla odaklanmakta olduğu, bu anlamda tüketicinin dava konusu markayı telaffuz ederken “…” ibaresi daha ön planda olacağı temel renk isimlerinden birinin İngilizce karşılığı olan “white” ibaresinin bütünsel algıya etkisi nispeten çok daha zayıf olacağı, bu anlamda tüketicinin dava konusu marka ile karşılaştığında bu markanın “…” kök unsurundan türetilmiş bir ibare olduğunu algılaması kuvvetle muhtemel olduğu,
“…” kelimesi dilimizde de kullanılan ve öncül olarak “yunan alfabesinin ikinci harfi” şeklinde bir anlama sahip bir kelime olduğu gibi ülkemizde daha birçok alanda kullanılan bir kelime olduğu, örneğin tıp alanında da “sıklıkla bademciklere yerleşip hastalık yapan bir mikrop” adı olarak da bilinen bir virüsün adıyken, bilişim alanında bilgisayar teknolojilerinde ikincil yazılım sürümünün adı olara kullanıldığı, yine örneğin “… GLUKAN” olarak bilinen ekmek mayasından elde edilen ve bağışıklık sistemini güçlendiren doğal bir maddenin adı gibi anlamlara da sahip olduğu, dolayısıyla özellikle uyuşmazlık konusu emtialar açısından “…” ibaresi yaygın kullanımı bulunan bir kelime olarak karşımıza çıkmakta olup sicil kayıtlarında da uyuşmazlık konusu emtialarda bu ibareyi içerir şekilde çok sayıda marka tescilinin mevcut olduğu görülebildiği, özellikle 05. Sınıfta yer alan birçok emtiada, anılan ibarenin tıpta bilinen ve kullanılan anlamı itibariyle ayırt ediciliği son derece zayıf bir sözcük olduğu, bu çerçevede temel anlamda 05. Sınıftaki “tıbbi içerikli ve insan sağlığına” yönelik ürünlerin tamamı bakımından “…” ibaresinin ayırt edici vasfının son derece zayıf bir kavram olduğu, hatta “…” köküne haiz çok sayıda etken madde isminin dahi mevcut olduğu, dolayısıyla bu tür emtialarda tüketicinin “…” kelimesi kökünden türetilmiş markalar aşina olduğu ve bu ibareden oluşan markaların her birinin aynı iktisadi kaynağa ait olduğunu her koşulda düşünmeyeceği, dolayısıyla anılan emtialar açısından “…” ibaresinin, kimsenin tekelinde değerlendirilebilir bir kavram olarak görülmemesi gerektiği,
Ancak somut olayda dava konusu markada “…” kelime kökünden gerçekleştirilmiş bir türetim/yeni yaratım mevcut olmayıp dava konusu marka “…” sözcüğünün sonuna bilinen renk adlarından birinin İngilizce karşılığı olan“white” sözcüğünün tali nitelikte eklenmesi ile oluşturulduğu, bu haliyle markanın bütün olarak yarattığı algıda, “…” esas unsurlu markanın “white” versiyonu gibi bir anlamı tüketiciye vermenin ötesinde, yeni ve bağımsız bir kelime algısını oluşturma ihtimali son derece düşük görüldüğü, kaldı ki davalı yanın özellikle “şekil” şeklindeki önceki tarihli tescilli bir markasının da var olduğu gözetildiğinde, tüketicinin her iki markayı her zaman yan yana görme ihtimali bulunmayacağından “…” ve “….” ibarelerini bütün olarak içerir davalı markasının unsurlarından oluşmuş dava konusu markayı da davalı yanın önceki tarihli bu markası zannıyla tercih etme ve satın alma olasılığının oldukça yüksek olacağı, nitekim tüketicinin daha önce satın aldığı bir mal veya hizmetin göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildiği kadar hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, sonraki aynı veya benzer mal/hizmetten yararlanmak isterken önceki markanın kendisinde yarattığı garanti fonksiyonundan yararlanmayı düşünerek hareket edeceği, dolayısıyla önceki markanın zihninde bıraktığı algıyı uyarabilecek düzeyde benzer sonraki bir marka ile karşı karşıya kalan tüketicinin, sonraki markayı da bu güven duygusuna dayanarak tercih etme eğilimi ile hareket edebileceği,
Taraf markalarının figüratif unsurlar itibariyle benzerlik taşımamakla birlikte “…” ibaresini içermelerinden kaynaklı görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer oldukları, her ne kadar “…” kelime kökü kimsenin tekeline bırakılabilir işaretlerden değil ise de dava konusu markanın bu kökten asgari düzeyde uzaklaşarak, tüketiciye “…” kökünden türetilmiş yeni bir marka algısı vermeyi, yaratım bir işaret olduğu izlenimi sunmayı sağlayan bir kimliğe sahip olmadığı gibi, davalı yanın daha evvelki tarihlerde tescilli markalarının yeni bir serisi, versiyonu ve hatta özellikle …. sayılı “şekil” şeklindeki markasının doğrudan aslının güncellenmiş bir versiyonu izlenimini yaratmaya müsait olduğu, dolayısıyla tüketicilerin taraf markaları ile farklı zamanlarda karşı karşıya kaldığında, duyduğunda ya da markaları algıladığında dava konusu markayı, dava evvelden bildiği davacı yanın markası zannıyla tercih etme yanılgısı yaşayabileceği,
Redde konu emtiaların tamamının, davalı yanın önceki tarihli birçok markasında da yer aldığı, bu haliyle markalar arasında güçlü bir emtia benzerliğinin bulunduğu bir durumda, karşılaştırılan işaretlerin, “…” kelimesinin ayırt edici gücünün sınırlarına rağmen, birbirlerinden yeterli düzeyde ve somut olarak uzaklaşmayı başaramadığı, bu haliyle taraf markalarının iktisadi – idari anlamda aynı kaynakça piyasaya sürülmüş markalar gibi algılanabilecek oldukları, karıştırılma ihtimalinin temelinde, makul orandaki ortalama tüketicilerin, bu iki işaret arasında bir sebeple bir bağlantı kurmasının yer aldığı, taraf markaları arasındaki benzerliğin tüketicinin bu bağlantıyı kurmasına neden olacak düzeyde oluşu nedeniyle somut uyuşmazlıkta iltibas ihtimalinin mevcut olduğu,
DAVACININ ÖNCELİK HAKKI İTİRAZLARI:
Davacı yan dava konusu markanın aynısını daha evvel …. sayısı ile 19.11.2008 tarihinde 05 ve 10. Sınıf emtialarda tescil ettirdiği,
Bununla birlikte ilgili sicil kaydından da görülebileceği üzere başvurunun koruma süresi 2018 yılı içerisinde olmuş olup davacı başvuru sahibinin gerekli yenileme işlemlerinin süresinde yapmadığı, bu halde davacı yanın, dava konusu ibarenin bütünü üzerinden geçmişten gelen bir hakkının mevcut olduğu değerlendirebilir ise de (ki bu hususta da yine dosya kapsamında “betawhite” markasının ciddi markasal kullanıma konu edildiği hususunu gösterir yeterli delil mevcut değildir) dava konusu markanın başvuru tarihi itibariyle sicildeki üstün hakkını yitirdiği, dolayısıyla araya giren sair markaların mevcudiyeti karşısında, sicildeki durum itibariyle, koruma süresi bitmiş önceki markasına dayalı bir üstün hakkının artık mevcut olamayacağı,
Dava konusu…. sayılı başvuru kapsamında reddine karar verilen 05. Sınıf emtiaların, davalı yana ait önceki tarihli markalar kapsamında yer alan emtialar ile aynı, aynı tür ya da benzer mal ve hizmetler oldukları,
Taraf markaları arasında özellikle davalının…. sayılı “… tea whitea collection” markası başta olmak üzere sair “…” esas unsurlu seri markaları ile ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, davacının …. sayı ve “betawhite” ibaresinden oluşan markasının koruma süresinin 2018 yılı içerisinde dolduğu ve yenileme işleminin yapılmadığı, dolayısıyla davacının sicildeki kayıt durumu itibariyle, anılan ibare üzerindeki üstün hakkını yitirdiği,
Neticede usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından başvuru markası ve itiraza mesnet markalar arasında benzerlik ve karıştırma ihtimali bulunduğu ve … kararının yerinde olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın Reddine,
Alınması gereken 80,70.-TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacının yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı …’in yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı şirketin yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı … ile diğer davalı şirket vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde …nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.15.09.2022

Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı