Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/295 E. 2022/373 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/295 Esas – 2022/373
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2022/295
Karar No : 2022/373

Hakim :….
Katip : …

Davacı : ….
Vekili : Av. ….
Davalı :…
Vekili : Av..
Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali
Dava Tarihi : 28/07/2022
Karar Tarihi : 24/11/2022
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 24/11/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Marka İle İlgili …. Kararının İptali istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle; …… başta olmak üzere, birçok ulusal gazete, televizyon, dergi ve radyo kanallarını bünyesinde barındıran ….’nin önde gelen medya kuruluşlarından biri olduğunu ve müvekkilininde bu grubun şirketlerinden olduğunu, müvekkilinin “…” ibaresi ile muhtelif sayıda tescilli ve işlem görmekte olan markaların sahibi olduğundan SMK 5/1-ç bendinin somut olayda uygulanamayacağını, 6769 sayılı SMK 5/1 (ç) bendinde “Marka, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler içermektedir.” hükmünün yer aldığını, hüküm gereğince daha önceki tarihli aynı veya ayırt edilemeyecek düzeyde benzer markalar bulunuyor ise işaretin tescil edilmesinin mümkün olmadığını, ancak davaya konu müvekkili markası bakımından SMK 5/1-ç bendine dayanarak kısmi ret kararı verilmesinin doğru olmadığını, zira müvekkilinin “…” ibaresini esas unsur olarak içeren muhtelif sayıda tescilli ve işlem görmekte olan markalarının bulunduğunu, müvekkiline ait markalarda “…” ibaresinin esas unsur olması bir yana birçok markada… “…” harfi bir şekil unsuru olarak yer aldığını, davaya konu marka da müvekkilinin tescilli ve işlem görmekte olan markaları ile benzer şekilde dizayn edildiğini, müvekkilinin tescilli ve işlem görmekte olan markalarında genel olarak turkuaz renginin kullanıldığını, ….“…” harfi yer aldığını ve böylece “…” ibaresine atıf yapıldığını, davaya konu müvekkili markasında da aynı şekilde turkuaz renk, Arapça “…” harfinin ve “…” ibaresinin yer aldığını, müvekkilin tescil edilen ve tescil kararı verilen markaları ile davaya konu markanın dizayn ediliş biçiminın aynı olduğunu, müvekkili markalarının belirli bir düzende seri marka oluşturacak şekilde tescillendiğini, üstelik müvekkiline ait tescilli ve işlem görmekte olan markalarının 35 ve 41. sınıflarda tescil edildiğini, davaya konu markadan kısmi ret kararı sonrasında çıkarılan 35 ve 41. sınıfta yer alan hizmetlerin müvekkilinin “…” esas unsurlu markalarında yer aldığını, müvekkilinin seri niteliğinde markalarında 35 ve 41. sınıf tescilli olduğundan davaya konu marka bakımından da ilgili hizmetlerin tescil edilmesi gerektiğini, aksi takdirde Kurum kararları arasında çelişki oluşacağını ve müvekkilinin kazanılmış hakkı nazara alınmamış olacağını, müvekkiline ait marka ile kısmi redde mesnet gösterilen markaların aynı veya ayırt edilemeyecek düzeyde benzerlik içermediğini, müvekkiline ait davaya konu marka ile kısmi redde mesnet gösterilen ….. tescil numaralı “…” ibareli marka ile…. tescil numaralı “… mağazaları” ibareli markaların SMK 5/1-ç bendi gereğince aynı veya ayırt edilemeyecek düzeyde benzerlik içermediğini, markalar arasında ayniyet olmadığını, ayırt edilemeyecek düzeyde benzerlikten bahsedebilmek için ise Marka İnceleme Kılavuzu’nda … görüşlerinden hareketle; şekil ve ibareden oluşan karma nitelikleri, Görünüş, yazılış ve düzenleniş biçimlerine göre bıraktıkları genel izlenimlerinin dikkate alınması gerektiğinin ifade edildiğini, redde mesnet gösterilen markalardan birinde düz yazı şeklinde siyah renk ile “…” kelimesinin yer aldığını, diğer markada ise üstte kalp biçiminde bir şekil unsuru, altında “… mağazaları” kelime grubunun yer aldığını, müvekkiline ait markada ise oldukça büyük bir şekil unsurunun yer aldığını, bu şekil unsuru ortasında yıldız bulunmakta ve bir bütün olarak çiçek biçimini andırmakta olduğunu, “…” ibaresinin ise altta çok daha küçük puntolar ile konumlandırıldığını, dolayısıyla karma yapıda bir marka söz konusu olduğunu, oldukça farklı unsurları içeren ve genel anlamda bakıldığında farklı olan markalar yönünden SMK 5/1-ç bendi uygulanamayacağını, örneğin; “dky inşaat” ve “dky” markalarının ….. tarafından yapılan incelemede benzer bulunmadığını, müvekkili markası ile kısmi redde mesnet gösterilen markalar bakımından ayniyet veya ayırt edilemeyecek düzeyde benzerlik olmadığından hatalı …. kararının iptalinin gerektiğini, “…”ın çeşitli unsurlar ile kullanılabilecek nitelikte bir ibare olduğunu, müvekkili markasında yer alan “…” ibaresi farklı esas ve tali unsurlar ile birlikte ticaret hayatında sıklıkla kullanılabilen bir ibare olduğunu, zira “…” ibaresi…’da bir harf olup güçlü nitelikte bir unsur olarak sayılamayacağını, …. nezdinde yapılan araştırma sonucunda “…” ibaresini içeren 82 adet kayıt bulunduğunu, markaların tıpkı müvekkilinin davaya konu markası gibi “…” ibaresi ile birlikte tali unsurlar içeren markalar olduğunu, listede yer alan markaların …. tescil numaralı “…” ibareli marka ile…. tescil numaralı “… mağazaları” ibareli markalar ile aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunmayarak ….. tarafından Resmi Marka Bülteni’nde yayınlandığını, bu durumda davaya konu markanın da aynı şekilde kapsadığı tüm emtia ve hizmetler bakımından kabul edilerek yayınlanmasının gerektiğini, davaya konu kararın hatalı ve çelişkili olduğunu ifade ederek, …. sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevabında özetle; davacı vekilinin iddialarının aksine, davacının başvuru konusu ….. sayılı “…” ibareli markası ile redde mesnet ….. sayılı “… MAĞAZLARI” ibareli markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 5/1(ç) maddesi anlamında ayırt edilemeyecek derecede benzerliğin bulunduğunu, 6769 sayılı SMK’nın 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde, “ Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler”in marka olarak tescil edilemeyeceği hükme bağlandığını, “Benzer” kavramı 6769 sayılı SMK’da tanımlanmadığını, fakat 6769 sayılı SMK’nın 7/2(b) hükmünden hareketle, “Bir işaretin tescilli marka ile arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil olmak üzere halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa, o işaret tescilli markanın benzeridir.” denebileceğini, karıştırmada halkın istediği, arzu ettiği malı alacağı yerde gerek şekil, gerek yazılış ve gerekse ambalajındaki benzerlikler sebebiyle gözde veya kulakta yanılma sonucu başka bir malı alması söz konusu olduğunu, bunun haricinde halkın, iki marka arasında herhangi bir şekilde bağlantı kuruyorsa karıştırmanın yine var olduğunu, 6769 sayılı SMK’nın 5/1(ç) hükmüne göre, tescil için başvurusu yapılan işaret, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil işlemi ….. tarafından resen yapıldığını, bu hükümün, markalar arasındaki benzerliğin, iltibasa yol açıp açmayacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olduğu halleri kapsadığını, başka bir anlatımla, burada iltibas tehlikesinin varlığı peşinen kabul edilmekte, iltibas tehlikesinin ispatına ihtiyaç duyulmadığını, bu sebeple, ayırt edilemeyecek derecede benzerlik madde 5 hükmü kapsamında yer almakta ve kamu menfaati gereğince TÜRKPATENT tarafından resen uygulanacak bir ret sebebi olarak kabul edilmekte olduğunu, Markalar arasındaki benzerliğin tespiti bakımından kısa da olsa bir inceleme yapılması gerekiyorsa, markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunun söylenemeyeceğini, markalar arasındaki yazı farkı, yazı stili ve formu, grafik düzeni ve renk unsurlarının farklı olmasının, markalar arasındaki ayırt edilemeyecek derecede benzerliği her zaman ortadan kaldıracağının söylenemeyeceğini, markaların gözde bıraktığı intiba farklı olmakla birlikte, markalar telaffuz bakımından ayırt edilemeyecek derecede benzerse, markalar da aynı şekilde benzer kabul edileceğini, ancak, kullanılan şekil veya benzer olmayan kelimelerle markaya farklılık kazandırılabildiğini, marka içerisinde kullanılan orijinal, tanımlayıcı olmayan, yer belirtmeyen tamamlayıcı unsurlar, markaları kural olarak ayırt edilemeyecek derecede benzer olmaktan kurtardığını, somut uyuşmazlıkta, dava konusu marka ile redde mesnet markaların telaffuz, biçim ve anlam itibarıyla birbirinin tıpatıp aynısı olduklarını, başvuru konusu marka ve redde mesnet markalarda esas ve belirleyici unsur; yazılış, okunuş ve anlam olarak birbirinin tıpatıp aynısı olan “…” ibaresi olduğunu, başvuru konusu marka ile redde mesnet marka arasındaki benzerliğin, iltibasa yol açıp açmayacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olduğu, davacı vekilinin, “… Radyo” ve “… Tv” ibareli markaları sebebiyle, müvekkilinin “…” ibaresi üzerinde müktesep hakkının mevcut olduğunu iddia etmekte ise de, davacı vekilinin müktesep hak hususundaki söz konusu iddiasının hukuka uygun olmadığını, Yargıtay’ın seri markalar ilişkin kökleşmiş kararları uyarınca, aynı veya benzer ibarenin mükerrer olarak farklı kişiler adına tescilli olması halinde; marka hakkı sahiplerinin diğerinin markasına yakınlaştırma ve benzeştirme (iltibas) amacı gütmeksizin seri markalar alabilecekleri ve bu durumun 556 sayılı KHK’nın 7/I(b) ve 8/I(b) maddelerine göre tescil engeli oluşturmayacağını kabul edildiğini, bir marka sahibinin önceden tescil ettirdiği markanın yeni versiyonlarını seri marka olarak tescil ettirme hakkının bulunduğu kabul ediliyor ise de böyle bir hakkın varlığı için; Marka sahibinin önceki markasının asli unsurunu yeni markada da aynen muhafazası, Redde mesnet markalara yanaşma ve onlarla iltibas oluşturma çabasına girmemesi, Önceki markanın artık çekişme konusu olmaktan çıkmış olması, Yeni markanın önceki markayla aynı tür mal ve hizmetleri içermesi gerektiğini, Yargıtay’ın seri markalara ilişkin yol gösterici türdeki kararları, mükerrer olarak tescilli marka sahiplerinin markalarını oluşturan işaret üzerindeki kazanılmış haklarının ve menfaatler dengesinin korunması amacına yönelik olup, bu markaları oluşturan temel işaretlerin, özellikleri bozulmaksızın ve diğer marka ile iltibas yaratmamak suretiyle seri markalara taşınması koşuluyla geçerli olabileceğini, ancak, yukarıda belirtilen şartların işbu davada oluşmadığını, müktesep hak teşkil ettiği belirtilen ….. başvuru no’lu … RADYO ibareli marka ve …. başvuru no’lu … TV ibareli markanın henüz tescilli olmadığını, …. sayılı “… RADYO” ibareli marka başvurusu, davacının işbu davaya konu markasından bile daha sonraki tarihte yapıldığını, ….. sayılı “… Tv” ibareli marka başvurusunun da, davacının huzurdaki dava konusu başvurusu ile aynı tarihli olduğunu, dolayısıyla, davacı vekilinin müktesep hakka dayanak yaptığı söz konusu markalar tescilli olarak uzun süredir kullanılmamakta olduğunu ve davacının söz konusu kullanım ve tescili taraflar arasında çekişme konusu olmaktan çıkmadığını, bu sebeple, davacıya ait “… radyo” ve “… Tv” ibareli markaların ….. sayılı marka başvurusu açısından kazanılmış hak olarak değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ….kararının hukuka uygun olduğu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalı arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ve mal/hizmetler ile redde mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında 6769 sayılı kanunun 5/1-ç maddesi anlamında aynılık, ayırt edilemeyecek kadar benzerlik olup olmadığı, …. kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davacının…. sayılı; “…” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Dava konusu davacının … sayılı “…” ibareli marka için 29/12/2020 tarihinde 16, 35, 38 ve 41. sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde başvuruda bulunduğu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (6769 sayılı SMK)’nun “Marka tescilinde mutlak ret nedenleri” başlıklı 5’inci maddesi kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmenin ardından,….. sayılı “… MAĞAZLARI” ibareli marka mesnet alınarak 6769 sayılı SMK’nın 5/I(ç) maddesi uyarınca başvurunun kısmen reddine, mal/hizmet listesinde yer alan 35 ve 41. sınıftaki hizmetlerin çıkartılmasına ve kalan mal/hizmetler için başvurunun 27.04.2021 tarih ve 371 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde ilan edilmesine karar verildiği, davacının ilana karşı itirazda bulunduğu, “….. başvuru numaralı ‘…’ ibareli başvurunun…. sayılı ‘…’, ‘… mağazaları’ ibareli marka ile aynılık veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlik gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 5/1-(ç) bendi uyarınca kısmen reddine yönelik Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı yapılan itiraz incelenmiştir. 6769 s. SMK’nın 5/1-(ç) bendi uyarınca, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler marka olarak tescil edilemez. Buna göre, bir işaretin 5/1-(ç) bendi kapsamında değerlendirilebilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunlardan birincisi, başvuruya konu marka ile önceden tescilli/başvurusu yapılmış markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması; ikincisi ise başvuruya konu marka ile önceden tescilli/başvurusu yapılmış markanın kapsamında aynı veya aynı tür mal / hizmetlerin bulunmasıdır. Bu hususlar çerçevesinde yapılan incelemede, işbu başvuru ile kısmen reddine gerekçe olarak gösterilen ….. sayılı ‘…’, ‘… mağazaları’ ibareli markaların redde konu hizmetler için ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca, kısmi ret kararına konu hizmetlerle aynı veya aynı türdeki hizmetlerin kısmi ret gerekçesi markaların kapsamında bulunduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla, başvuru hakkında 6769 s. SMK’nın 5/1-(ç) bendi uyarınca verilen kısmi ret kararı yerinde görülmüş ve başvuru sahibinin itirazının reddi gerekmiştir.” şeklinde gerekçe ile …. sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre;
Bir marka başvurusunun önceki tarihli marka ya da başvurudan kaynaklı olarak mutlak tescil engelinin bulunup bulunmadığı ile ilgili düzenleme; “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler” in tescil edilemeyeceği yönündedir.
İlgili düzenleme kapsamına “aynı” veya “aynı türdeki” mallar ve hizmetler ile “aynı” veya “ayırt edilemeyecek kadar benzer” olan markalar girmekte olup bu düzenleme ile daha önce tescil edilmiş veya başvurusu yapılmış bir markanın mükerrer tesciline engel olunması amaçlanmıştır. Nitekim “öncelik” ve “bir markanın tek bir sahibinin olması” ilkeleri marka hukukuna hâkim olan ilkelerdendir.
“Aynı marka”dan kasıt; karşılaştırılan markaların farksız, tıpa tıp olması, müşterileri nezdinde tamamen aynı şeyi ifade etmeleridir.
“Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik”te ise; karşılaştırılan markalar aynı olmamakla birlikte orta düzeyde bir alıcıda bıraktığı genel izlenimlerinin hemen hemen aynı olması söz konusudur. Başka bir ifadeyle markalar arasındaki farklılık o kadar önemsizdir ki müşteri nezdinde aynıymış gibi algılanırlar.
Dava konusu yapılan …. kararına gerekçe gösterilen düzenleme anlamında bir tescil engelinden söz edilebilmesi için sadece işaretler arasında aynılık veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunması yeterli olmayıp aynı zamanda mal veya hizmetlerin de aynı veya aynı türden olması gerekmektedir. Esasında söz konusu düzenlemede mal/hizmet ile işaretler arasındaki ilişkinin varlığı ile birlikte markaların karıştırılması, başkaca bir araştırmaya gerek kalmaksızın peşinen kabul edilmiş durumdadır.
Davacının başvuru markasının dava konusu …. kararı ile kısmen reddedildiği mal veya hizmetlerin tamamı, redde mesnet gösterilen önceki tarihli markaların kapsamındaki mal veya hizmetlerle aynı veya aynı tür olduğu anlaşılmıştır.
Aynı veya aynı tür mal veya hizmetler için daha önce tescil edilmiş veya tescili için başvurusu yapılmış bir markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzeri için başvuru yapılması durumunda, bu iki markanın tüketiciler tarafından ayırt edilmesi mümkün olmayacaktır. İşte bu nedenle düzenlenmiş olan 5/1(ç) bendi, bu durumdaki başvuruların reddedilmesi gerektiğini düzenleyerek meydana gelebilecek karışıklıkların önüne geçmeyi amaçlamaktadır.
Karşılaştırılan işaretler arasında tıpa tıp olma durumunun söz konusu olmaması nedeniyle aynılık bulunmadığı;
Davacının ava konusu“…” ibaresini esas unsur olarak içeren muhtelif sayıda tescilli ve işlem görmekte olan markalarının bulunduğu, davacıya ait markalarda “…” ibaresinin esas unsur olması bir yana birçok markada… “…” harfi bir şekil unsuru olarak yer aldığı, davaya konu marka da davacının tescilli ve işlem görmekte olan markaları ile benzer şekilde dizayn edildiği, davacının tescilli ve işlem görmekte olan markalarında genel olarak turkuaz renginin kullanıldığı, Arapça “…” harfi yer aldığı ve böylece “…” ibaresine atıf yapıldı, davaya konu davacı markasında da aynı şekilde turkuaz renk,… “…” harfinin ve “…” ibaresinin yer aldığı, davacı yanın tescil edilen ve tescil kararı verilen markaları ile davaya konu markanın dizayn ediliş biçiminın aynı olduğu;
Ayırt edilemeyecek düzeyde benzerlikten bahsedebilmek için ise Marka İnceleme Kılavuzu’nda Yargıtay görüşlerinden hareketle; şekil ve ibareden oluşan karma nitelikleri, görünüş, yazılış ve düzenleniş biçimlerine göre bıraktıkları genel izlenimlerinin dikkate alınması gerektiği ifade edildiği, redde mesnet gösterilen markalardan birinde düz yazı şeklinde siyah renk ile “…” kelimesinin yer aldığı, diğer markada ise üstte kalp biçiminde bir şekil unsuru, altında “… mağazaları” kelime grubunun yer aldığı, dava konusu markada ise oldukça büyük bir şekil unsurunun yer aldığı, bu şekil unsuru ortasında yıldız bulunduğu ve bir bütün olarak çiçek biçimini andırdığı, …” ibaresinin ise altta çok daha küçük puntolar ile konumlandırıldığı, dolayısıyla karma yapıda bir marka söz konusu olduğu, oldukça farklı unsurları içeren ve genel anlamda bakıldığında farklı olan markalar yönünden SMK 5/1-ç bendi uygulanamayacağı,
“…”ın çeşitli unsurlar ile kullanılabilecek nitelikte bir ibare olduğu, davacı yan markasında yer alan “…” ibaresi farklı esas ve tali unsurlar ile birlikte ticaret hayatında sıklıkla kullanılabilen bir ibare olduğu, zira “…” ibaresi…’da bir harf olup güçlü nitelikte bir unsur olarak sayılamayacağı, …. ibaresini içeren birçok kaydın mevcut bulunduğu, markaların davacı yanın davaya konu markası gibi “…” ibaresi ile birlikte tali unsurlar içeren markalar olduğu, …. tescil numaralı “…” ibareli marka ile…. tescil numaralı “… mağazaları” ibareli markalar ile aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunmayarak …. tarafından Resmi Marka Bülteni’nde yayınlandığı;
Karşılaştırma konusu işaretlerin ortak olarak içerdikleri “…” ibaresinin dışındaki unsurlar, markaların ayırt edilmesini sağlayacak işlevi haiz olduğu anlaşılmıştır.
Burada sözünü edilen “ayırt etme”, değerlendirme konusu mutlak tescil engeli bakımından aranan aynılık veya aynılığa son derece yakın olan benzerlikten uzaklaşma düzeyindedir. Çünkü değerlendirme konusu mutlak tescil engeli bakımından hiçbir özel dikkate veya karşılaştırmaya gerek kalmaksızın markaların ilgili tüketicide bıraktığı izlenimin aynılık veya aynılığa son derece yakın bir noktada olması gerekir ki; aranan karıştırılma ihtimali ortaya çıksın.
Neticede; karşılaştırılan işaretler arasında ayniyet bulunmadığı gibi ayırt edilemeyecek derecede benzerlik de bulunmadığı anlaşılmıştır.
Neticede; dosya incelendiğinde ve tüm dosya kapsamından;
Dava konusu davacının….” ibareli marka başvurusunun kısmen reddedildiği mal ve hizmetlerin tamamının redde mesnet alınan … tescil numaralı markaların kapsamındaki mallarla veya hizmetlerle aynı/aynı tür olduğu, başvuru markası ile redde mesnet alınan …. tescil numaralı markalar arasında karıştırılma ihtimalini ayrıca irdelemeye gerek kalmayacak düzeyde ayırt edilemeyecek derecede benzerlik ilişkisinin bulunmadığı,….kararının yerinde olmadığı, … kararının iptali şartlarının oluştuğu tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n K a b u l ü n e,
…. sayılı kararının iptaline,
Alınması gereken harç peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davacının kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 217,90.-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalının yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde ….. Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.24/11/2022

Kâtip Hâkim ….
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 172,90.-TL
P.P : 45,00.-TL
TOPLAM : 217,90.-TL