Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/202 E. 2022/265 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/202
KARAR NO : 2022/265

HAKİM : … …
KATİP : … …

D
DAVA : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 18/05/2017
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/09/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkilinin …ibareli 25 ve 35.sınıf ürün ve hizmetleri de içeren … sayılı tanınmış markaların sahibi olduğunu, markanın uzun yıllardan buyana kullanıldığını, davalının 10.12.2015 tarihinde “ö e özgür …shoes” ibareli, 25.sınıftaki ürünleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2015/101386 kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni’nde ilân olunduğunu, bunun üzerine tanınmışlık ve iltibas vakıasına dayanarak başvurunun reddi istemi ile itirazda bulunduklarını, itirazın önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından 2017/M-1608 sayılı kararla reddine karar verildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurunun tescilinin müvekkilinin …esas ve ayırt edici unsurlu markaları ile iltibasa sebebiyet vereceğini, onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını ifade ederek, YİDK kararının iptaline ve davalı markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT ve şahıs vekilleri cevaplarında özetle; tescilli markalarla başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının tespitinde işaret ve markanın görsel, sescil ve anlamsal unsurları itibariyle bütünsel olarak analiz edilmeleri gerektiğini, zarif anlamına gelen “…” ibaresinin günlük hayatta ve ticari yaşamda marka, ticaret unvanı ve işletme adı olarak sıkça kullanılan bir sözcük olduğunu, ayırt ediciliğinin düşük seviyede bulunduğunu, başvuru konusu işaretin yeterince farklı olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını ve bilirkişi raporu alınmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Mahkememizce davanın kabulüne, karar verilmiştir.
Kararı davalı Kurum vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay … sayılı kararıyla mahkememiz kararını;
“Dava, YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca karıştırılma ihtimalinin varlığı değerlendirilirken, markaların birbirlerine olan görsel, sescil ve kavramsal benzerlikleri yanında, markaya konu unsurların ayırt edicilik gücü de dikkate alınmalıdır.
Somut olayda; taraf markalarının ortak unsuru olan ”…” ibaresinin günlük kullanımı yaygın olan ibare olması nedeniyle markasal ayırt edici niteliğinin zayıf olduğundan, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede davalı …’nin… markasının davacının ”…” esas unsurlu markalarından farklı olduğu ve markalar arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerliğin bulunmadığı anlaşılmakta olup, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi ve davalı Kurumun istinaf başvurusunun esastan reddi isabetli olmamış olup, kararın davalı Kurum yararına bozulmasını gerekmiştir.” şeklinde karar vermiştir.
Mahkememizce bozma kararına uyulmuştur.
Neticede dosya incelendiğinde, usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamı ve tüm dosya kapsamından; taraf markalarının ortak unsuru olan ”…” ibaresinin günlük kullanımı yaygın olan ibare olması nedeniyle markasal ayırt edici niteliğinin zayıf olduğundan, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede davalı …’nin ‘… ” markasının davacının ”…” esas unsurlu markalarından farklı olduğu ve markalar arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerliğin bulunmadığı dava konusu TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının yerinde olduğu anlaşıldığından, biçimindeki gerekçe ile :
“D a v a n ı n Reddine” karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay… sayılı ilamıyla “1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, davalı marka başvurusu üzerine verilen davalı Kurum YİDK kararının iptali ve davalı markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince … karar numaralı karar ile YİDK kararının iptaline ve davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiş, karar her iki davalı tarafından istinaf edilmiş ise de, bölge adliye mahkemesince verilen istinaf istemlerinin esastan reddine ilişkin karar, yalnızca davalı Kurum tarafından temyiz edilmiş ve hükümsüzlüğe ilişkin karar kesinleşmiştir. Zira, Dairemizin yerleşik kararları gereği YİDK kararlarının iptaline ilişkin davalarda, TPMK ve marka yahut başvuru sahipleri zorunlu dava arkadaşı olup; hükümsüzlük davalarında ise husumet yalnızca marka sahibine düşmektedir.
Mahkemece kurulan son kararda dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü davası olarak nitelendirilip; hükümsüzlük istemine ilişkin talep kısmı açıkça belirtilmeksizin hükümsüzlük istemini de içine alacak şekilde davanın reddine karar verilmiş, buna bağlı olarak da her iki davalı için yargılama giderlerine hükmedilmiştir. Bu durumda mahkemece temyiz edilmeksizin kesinleşen hükümsüzlük davası yönünden karar içerisinde bir bütün oluşturacak biçimde karar verilmesi gerekirken her iki talebi kapsar biçimde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 numaralı bentte açıklanan ve re’sen tespit olunan nedenlerle kararın BOZULMASINA,” biçiminde mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamı doğrultusunda dosya tetkik edilmiş ;
Bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılamada yukarıda belirtilen gerekçelerle taraf markalarının ortak unsuru olan ”…” ibaresinin günlük kullanımı yaygın olan ibare olması nedeniyle markasal ayırt edici niteliğinin zayıf olduğundan, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede davalı …’nin ‘… … sayılı kararının yerinde olduğu anlaşıldığından, Türk Patent hakkında açılan davanın reddine , Hükümsüzlük yönünden dava kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
1-TÜRK PATENT YİDK nın 2…
2-Hükümsüzlük davası kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 31,40.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 49,30.-TL maktu ilâm harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacının yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı kurumun yapmış olduğu istinaf harç ve posta giderinden ibaret toplam (22.83+134)=156.83.TL+218.50.-TL=375,33‬ yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı kuruma verilmesine,
Davalı …’ın yapmış olduğu İstinaf giderlerinden ibaret (72+134)=206.00-TL’nin davacıdan alınarak …’a verilmesine,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı Türk Patent vekillerinin yüzlerine karşı, diğer davalı vekilinin yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.15.09.2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı