Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/175 E. 2023/35 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/175 Esas – 2023/35
T.C.

2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2022/175
Karar No : 2023/35

Hakim : …
Katip : …

Davacı : …
Vekili : …
Davalılar : 1-…
Vekili : …
2-…
Dava : Marka İle İlgili … Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 09/05/2022
Karar Tarihi : 26/01/2023
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 30/01/2023
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili … Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; müvekkili şirketin temellerinin 1953 yılında atıldığını, birçok sektörde faaliyet gösterdiğini, dünyanın 100’den fazla ülkesine ihracat gerçekleştirdiğini, müvekkili ve markalarının yalnızca ülkemizde değil tüm dünyada tanınmış olduğunu, müvekkili şirketin … nezdinde … numaralı “…+…” markasının tanınmış marka olarak korunduğunu, müvekkili şirket markasının tanınmış olduğunun mahkeme kararı ile de kabul edildiğini, müvekkili şirket markalarının dava konusu marka kapsamındaki sınıflar da dahil olmak üzere pek çok ürün ve hizmet üzerinde tescilli olduğunu, “…” markalarının tek ve gerçek hak sahibinin müvekkili şirket olduğunu, davalı tarafından 2010 yılında aynı marka ibaresi ile başvuruda bulunulduğunu, … başvuru numaralı bu başvuruya da müvekkili şirket tarafından itiraz edildiğini, itiraz üzerine davalı şirket marka başvurusunun reddedildiğini, davalı tarafından 10 sene sonra müvekkilinin dayanak markaları ile birebir aynı mal ve hizmet sektöründe müvekkili markalarında yer alan … unsuru kullanılarak ve taklit edilerek marka başvurusu yapıldığını, davalının marka başvurusuna müvekkili şirket tarafından itiraz edildiğini, itirazın … kabul edildiğini, karar karşı davalı şirketin itiraz ettiğini, … …’nın … sayılı kararı ile davalı itirazının kabulüne karar verildiğini, …’nın değerlendirmelerini yalnızca müvekkiline ait …. sayılı … markaları esas alarak yaptığını, ancak yayıma itiraz dilekçesinde birebir davalı tarafından kullanıldığı şekilde dünyayı simgeleyen bir daire şekli, bu daireyi ortalar şekilde yerleştirilmiş her iki uzun ve kısa kenarı içe doğru kavisli dikdörtgen çerçeve (… şekli), çerçeve içinde kelime unsurundan oluşan markalara da yer verildiğini, bu markaların incelemede dikkate alınmadığını, …. verilen karar sonucu yalnızca 3 dayanak … markası yönünden benzerlik görülmesinin hatalı olduğunu, …’nın yönetmelik gereğince bu hatayı re’sen düzeltmesi gerektiğini, buna rağmen …’nın sadece 3 dayanak marka yönünden inceleme yapmasının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, davalı marka başvurusunun müvekkili şirket markaları ile iltibas yaratacak derecede benzer olduğunu, müvekkili şirket markalarının … unsuru, soyutlama tekniği ile oluşturulmuş, yaratıcı içeriği zengin ve özel olarak hazırlanmış bir grafik çalışma sonucu ortaya çıktığını ve ayırt ediciliğinin çok yüksek olduğunu, dava konusu markanın müvekkili şirket markasındaki … unsuru birebir taklit edilmek suretiyle oluşturulduğunu, sırf incelemeden geçmek amacıyla içine farklı ibareler yerleştirildiğini, ancak bu durumun markaları farklı kılmadığını, dava konusu markada kullanılan “…” ibaresinin müvekkili şirket seri markalarında yer alan ve müvekkili yönünden tanınmışlık ve ayırt ediciliği yüksek “…” ibaresi ile aynı olduğunu, davalının kötü niyet ve müvekkili markasının tanınmışlığından yararlanma niyeti ile birebir aynı görseli kullanmayı tercih ettiğini, dava konusu markanın kapsamındaki ürün ve hizmetler ile müvekkili markalarının tescil kapsamındaki ürünlerin aynı olduğunu, ortalama tüketicilerin markaları karıştıracağını veya bağlantılı olduğunu düşüneceklerini, müvekkili şirketin gerçek hak sahibi olduğu “…+…” ve … markalarını 1989 yılından bu yana yoğun olarak kullandığını ve ciddi yatırımlarda bulunduğunu, bu yatırımlar sayesinde markaların yüksek tanınmış marka konumuna eriştiğini, davalı şirketin marka başvurusunda kötü niyetli olduğunu, itiraza konu markanın SMK 6/6 maddesi hükmüne de aykırılık içerdiğini, müvekkili markasını oluşturan şekillerin özgün grafik bir çalışmanın sonucu olduğundan aynı zamanda 5846 sayılı … kapsamında eser niteliğinde olduğunu, bu sebeple müvekkili şirketin eser sahipliğinden doğan hakları da kullanmaya yetkili olduğunu ifade ederek, … …’nın 04/03/2022 tarih ve … sayılı kararının iptaline, … sayı ve “…” ibareli marka başvurusu tescil edilmişse hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevaplarında özetle; davacı tarafça itiraza mesnet markaların tamamına ilişkin inceleme yapılmadığı ve eksik inceleme sonucu karar tesis edildiğinin belirtildiğini, esasen müvekkili Kurum MDB tarafından yapılan inceleme sonucu, başvuru markasının, itiraza mesnet üç marka ile benzerliği olduğu, diğer markalar ile benzerliği olmadığı kanaatine varıldığını, bu karara karşı davacı tarafça süresi içerisinde itiraz edilmediğinden kararın davacı yönünden kesinleştiğini, yönetmelik gereği …’nın itirazları incelerken taleple ve gerekçeyle bağlı olduğunu, yapılan incelemede … sayılı … markaları göz önüne alınarak karar verildiğini, dava konusu marka başvurusu ile davacıya ait markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, taraf markalarının orta düzeydeki tüketici tarafından benzer olarak algılanması ve karıştırışma ihtimalinin doğmasının mümkün olmadığını, başvuru konusu marka ile itiraz konusu markaların tertip tarzı, yazım stilleri, ihtiva ettikleri farklı …, renk ve kelime unsurlarının markalar arasında karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırdığını, başvuru markasında esas unsur olarak “…” ibaresinin yer aldığını, itiraza mesnet davacı markalarının kelime unsuru ihtiva etmediğini, münhasıran figüratif … unsurundan ibaret olduğunu, … tarafından davacının SMK 6/5 maddesine ilişkin itirazının reddine karar verildiğini, davacı şirket tarafından karara itiraz edilmediğinden kararın davacı yönünden kesinleştiğini, markalar benzer olmadığından tanınmışlık hususunun davaya etkili olmadığını, ayrıca SMK 6/5 maddesinde belirtilen risklerin varlığının davacı tarafından ispat edilemediğini, davacı şirketin Kurum nezdinde yapılan itiraz aşamasında SMK 6/6 maddesinin itiraz gerekçesi olarak ileri sürülmediğini, SMK 6/6 maddesi hükmünde aranan koşulların mevcut olmadığını, … tarafından davacının SMK 6/9 maddesine ilişkin itirazının reddine karar verildiğini, davacı şirket tarafından karara itiraz edilmediğinden kararın davacı yönünden kesinleştiğini, davacının kötü niyete ilişkin iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, … kararının usule ve hukuka uygun olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirkete usulüne göre tebligat yapılmasına karşın, yargılamaya bir katılımı olmadığından cevabına rastlanmamıştır.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, hükümsüzlük ve terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, … kararının yerinde olup olmadığı, davacının tanınmışlık, kötü niyet ve 6769 sayılı kanunun 6/6 kapsamındaki itirazlarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının … sayılı “…” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Davaya konu … sayılı “…” ibareli marka için davalı tarafından 21/09/2020 tarihinde … sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde marka tescil başvurusunda bulunulduğu, başvurunun yayınına karar verildiği, ilana karşı davacının … sayılı “+…” ibareli birtakım markalarına dayanarak itirazda bulunduğu, itirazın kabulüne karar verildiği, kabul kararına karşı davalı şirketin itirazda bulunduğu, … …’nın 04/03/2022 tarih ve … sayılı kararı ile davacı itirazlarının kabulüne karar verilerek başvurunun reddi hakkındaki kararın kaldırılmasına karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka başvurusu, davacıya ait 3 adet marka ile benzer bulunarak, … kararı ile reddedildiği, işbu karara, sadece başvuru sahibinin itiraz ettiği, davacı şirketin itiraz etmediği, dolayısıyla … karar iptali davasının konusu, davalının başvurusu ile davacıya ait … sayılı markaların 6769 sayılı SMK madde 6/1 kapsamında karıştırılma ihtimali olup olmadığıdır.
… karar iptali davası bakımından; dava konusu marka kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetlerin, davacıya ait … sayılı markalar kapsamında yer alan mal ve hizmetler ile aynı/aynı tür olduğu;
Hükümsüzlük davası bakımından; dava konusu marka kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetlerin, davacıya ait markalar kapsamında yer alan mal ve hizmetler ile aynı/aynı tür olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu marka başvurusu, “…” kelime unsuru ile bir adet … renkli … şekli ve … şeklinin üzerine çizilen ve kelime unsurunu çerçeveleyen … renkli bir … unsurundan oluşmaktadır. “…” ibaresi, hem şeklin üzerine hem de altına yazılmıştır. “…” ibaresi, ayırt edici niteliği yüksek olmayan, ibareyi oluşturan tüm unsurların anlamlı kelimeler olduğu bir ibaredir. Zira “…” ibaresi, “Anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan kapatma aleti”, “…” ibaresi ise “Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler, yeryüzü” anlamına gelen bir ibaredir. “…” ibaresi, dava konusu markanın emtia kapsamında bakıldığında tanımlayıcı bir ibaredir. Tanımlayıcı bir ibareye “…” ibaresi getirilerek, bir tamlama oluşturulmuştur. Bu tamlama şekli, oldukça sık kullanılan bir tamlamadır. Çeşitli sektörlerde “…” gibi örnekler mevcuttur. İşbu davaya konu uyuşmazlık bakımından, kelime unsuru kadar, … unsuru da oldukça ön planda olup, dava konusu marka, bir bütün olarak, tüm … ve kelime unsurları ile birlikte, marka algısı yaratmaktadır.
Davacıya ait markalar ise, genel olarak bir daire şekli üzerinde, “…” ibaresinin yer aldığı markalardır. Davacı markalarında da, elips/dikdörtgen özellik taşıyan “…” ibaresini çerçeveleyen bir şekle yer verilmiştir. Bu …, ayrıca marka olarak da tescil edilmiş olup, davacı taraf, her iki uzun ve kısa kenarı içe doğru kavisli dikdörtgen şeklin …, … hallerini ayrı ayrı marka olarak tescil ettirmiştir. Davacı markalarının bazıları tamamen …, bazıları ise tamamen siyah renk ile oluşturulmuştur. Davacıya ait iki markada ise, … bir arka plan üzerine … renk ile yazılmış “…” ibaresine yer verilmiştir. Davacı markalarının tamamında yer alan “…” ibaresi, davacının hem ticaret unvanının esas unsuru, hem de çok sayıda markasında yer alan bir ibare olup, “…” emtiası bakımından tanınmış bir markadır. Davacı markalarının da esas unsurunu, markaların bir bütün olarak, tamamı oluşturmaktadır. Herhangi bir kelime ya da … unsuru ön plana çıkarılmamıştır.
… karar iptali davası bakımından: Davacıya ait markalar ile dava konusu …+… ibareli marka karşılaştırıldığında; taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olmadığı kanaatine varılmıştır. Zira davacıya ait marka … unsurundan oluşmakta olup, dava konusu marka ise hem kelime hem … unsurlarını barındıran karma nitelikte bir markadır. Bu hususlar gözetildiğinde, taraf markaları arasında görsel benzerlik bulunmadığı; davacı markalarının … unsurundan oluşması nedeniyle, markalar arasında işitsel ve kavramsal benzerlik de bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük davası bakımından: Davacıya ait markalar ile dava konusu marka karşılaştırıldığında, taraflar farklı kelime unsurlarını içermekte ise de, markaların … unsuru benzerdir. Her iki taraf markası da, bir daire/… şekli üzerinde her iki uzun ve kısa kenarı içe doğru kavisli dikdörtgen şeklini içermektedir. Bu husus çerçevesinde, taraf markaları görsel olarak benzer olduğu; taraf markaları farklı kelime unsurlarını içermeleri nedeniyle, işitsel ve kavramsal olarak farklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus; ortalama düzeydeki halk nezdinde bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurulmasıdır. Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “…” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından … olmasa bile halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir. Tüketicinin iki işaret arasında doğrudan ya da kaynakları bakımından idari – iktisadi bir ilişki kurma yanılgısına düşmesi iltibas ihtimalinin kabulü için yeterli olacaktır. Karıştırılma olasılığının değerlendirmesi, inceleme konusu markaların görsel, işitsel veya kavramsal benzerliği bakımından, markaların ayırt edici ve baskın unsurları özellikle göz önüne alınarak, markaların bütünsel olarak ortaya çıkardıkları izlenim esasında yapılmalıdır. İnceleme konusu malların veya hizmetlerin ortalama tüketicilerinin markaları algılayış biçimi, karıştırılma olasılığına yönelik genel değerlendirmede belirleyici rol oynar. Markalar arasındaki görsel, işitsel veya kavramsal benzerlikler bütün olarak karşılaştırılmalıdır. Karşılaştırma, genel izlenim esas alınarak, özellikle markaların ayırt edici ve baskın unsurları ve davanın koşullarıyla ilgili tüm faktörleri dikkate alarak global olarak yapılmalıdır. Karıştırılma ihtimali değerlendirilirken araştırılması gereken bir diğer husus da hedef tüketici kitlesidir. Tüketici kitlesi, her bir mal ve hizmet türü için ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Markalar arasındaki karıştırılma ihtimalinin tespitinde kural olarak ortalama tüketiciler dikkate alınması gerektiği; doktrinde kabul edilen kritere göre malın hitap ettiği makul düzeyde bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıklık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimali bulunması, benzerlik ve iltibas bulunduğunun kabulü için yeterli bulunmaktadır.
Somut olayda, dava konusu markanın kapsamını oluşturan … Sınıf mal ve hizmetler, günlük kullanıma tabi olmayan, belirli bir düzeyde uzmanlık gerektiren mal ve hizmetlerden olup, ilgili tüketicinin dikkat seviyesi ve bilinç düzeyi yüksektir. Bu emtialar yönünden, ortalama tüketici/alıcı kitlesinin bilinç/dikkat/özen seviyesinin yüksek olabileceği ve iltibas değerlendirmesinde dikkat düzeyi ortalamanın üzerinde olan ilgili tüketici kesiminin dikkate alınabileceği;
Neticede; dava konusu marka kapsamında yer alan … sınıfta yer alan mal ve hizmetler, davacıya ait markalar kapsamında yer alan emtialar ile ayniyet taşıdığı, davacının … karar iptali davası bakımından itiraza mesnet markaları ile dava konusu markanın görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olmadığı, bu nedenle … karar iptali davası bakımından karıştırılma ihtimali koşullarının oluşmadığı; fakat hükümsüzlük davası bakımından, davacının gerekçe markaları ile dava konusu markanın görsel olarak benzer olduğu, davacı markasının “…” emtiası bakımından tanınmış bir marka olduğu hususu da gözetildiğinde dava konusu markanın davacı markalarını çağrıştırdığı, markaların bütünsel olarak ilişkilendirilebilir olduğu, tüketicinin taraf markalarını aynı/aynı tür ya da benzer ürünler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlayabilmelerinin mümkün olmadığı, taraf markalarının birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin bulunması nedeniyle, hükümsüzlük davası bakımından markaların karıştırılması/ilişkilendirilmesi ihtimaline dayalı olan nispi tescil engeline ilişkin şartların oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Tanınmış markalar sadece tescil kapsamındaki aynı tür mal ve hizmetler yönünden değil, ayrıca farklı türden mal ve hizmetler yönünden de sahibine koruma sağlar. Tanınmış markalara sağlanan koruma önlemleri sayesinde, sonraki markanın tescili yoluyla marka sahibinin, tanınmış markanın itibarına ve ayırt edicilik düzeyine zarar verme, bu markadan imaj transfer etme ve böylelikle haksız yarar sağlama çabalarının önüne geçilmek istenmiştir. Böylece, önceki ve tanınmış nitelikteki markanın ayırt edicilik karakterine ve tanınmışlığına zarar verebilecek, tüketicinin daha önce tanınmış markayı gördüğünde, refleks halinde tek bir işletmeyi algısında canlandıracakken, yeni durum nedeniyle eskiden olduğu gibi kişilerin aklına sadece tek bir ticari işletme gelmeyecektir. Bunun sonucunda ise, büyük emek, çaba, zaman ve masrafla tanınmış hale getirilen markanın ayırt edicilik gücü zaafa uğratılmış olabilecektir.
Davacı şirket, dava aşamasında dosyaya tanınmışlığın ispatı amacıyla, davacı şirket adına kayıtlı tasarımlar, davacı şirket adına kayıtlı faydalı model ve patentler, …’nın 2011 tarihli kararı: Kararda, davacı markalarının “hırdavatçı eşyaları/kapı kilitleri” emtialarında bilinir olduğu ifade edildiği, 2021 tarihli haberler : Dava konusu markanın başvuru tarihinden sonraya ilişkin olduğu, … adresinden alınan şirket tanıtım sayfası ve Davacı şirketin ticaret sicil kaydının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı şirket, “… ” markasının tanınmış marka olarak sicile kayıtlı olduğunu ifade ettiği; … kayıtlarından “… ” ibaresi için … sayı ile tanınmış marka tescili için 04.10.2004 tarihinde başvurusunun yapıldığı, bu başvurunun kabul edildiği anlaşılmıştır.
İşbu dava bakımından, davacı şirket, dava konusu markanın başvuru tarihi olan 21.09.2020 tarihinde, itiraza mesnet gösterdiği markanın tanınmış olduğunu ispatlamalıdır. 2004 yılında “…” markasının tanınmış olduğu kabul edilse dahi, tanınmışlığın sabit bir olgu kabul edilmesi, bir kere tanınmış kabul edilen markanın bir daha tanınmışlığının ispatlanmasının gerekmeyeceğinin kabulü hayatın olağan akışına aykırıdır. Tanınmışlığın sürüp sürmediğinin her somut olay bazında ayrıca incelenmesi gerektiği; her ne kadar “…” markasının, ilgili tüketici nezdinde “…” emtiası bakımından tanınmış olduğu kanaatine varılmış ise de, sadece sunulan belgeler üzerinden bakıldığında, dava konusu markanın başvuru tarihi itibariyle markanın tanınmışlığını ispatlamaya yetmediği, dava konusu markanın başvuru tarihinde, davacı markasının tanınmış olduğunu gösterir yeterli belge ve bilginin dosya kapsamında mevcut olmadığı kanaatine varılmıştır.
6769 sayılı SMK’nın 6/6 maddesine göre; “Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.” Bu hüküm aynı zamanda bir hükümsüzlük sebebidir. Bu maddeden anlaşılabileceği üzere başkasına ait ticaret unvanı, işletme adı, endüstriyel tasarım tescili gibi sınaî hak sahiplerinin ve telif hakkı gibi fikri hak sahiplerinin, bu hak konularının bir başkası tarafından izinsiz olarak tescili taleplerine itirazda bulunarak tescili engellemeleri veya tescil gerçekleşmiş ise hükümsüzlüğünü talep etmeleri mümkündür. Bu halde, dava konusu marka tescillerinin davacıya ait telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi halinde, başvurunun önceki hak kapsamında kalıp kalmadığıdır.
Davacıya Ait Markanın Eser Olup Olmadığı ve Davacıya Ait Eserin, Dava Konusu Marka Başvurusunda Kullanılıp Kullanılmadığı: Davacıya ait markalarda yer alan … unsuru, dava konusu marka başvurusunda aynen kullanılmadığı; davacıya ait markalarda, bir daire yer almakta iken, dava konusu markada bir … şekline yer verildiği; her ne kadar bu çizimler arasında benzerlik bulunmakta ise de, davacıya ait çizimin aynen, dava konusu markada kullanımı söz konusu olmadığından, somut olayda 6769 sayılı SMK madde 6/6 koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacının Kötüniyet İddiaları: 6769 sayılı SMK’nın 6/9 maddesine göre; “Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” Bu maddenin açık hükmünden anlaşılacağı üzere; kötü niyetle yapılan marka başvurularının tescili mümkün değildir. Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Tescil başvurusunda bulunan kişinin kötü niyetli olduğuna emare teşkil edebilecek olgu ve olayların varlığı, kötü niyetli marka başvurusunun kabulü için yeterli sayılmaktadır. Buna karşılık başvuru sahibinin, hakkını kötüye kullanma niyeti taşıması veya başkalarını engelleme amacına sahip olması gibi sübjektif durumlar kural olarak tespit edilmeye çalışılmamalıdır. Zaten kişinin içsel durumunu ifade eden sübjektif unsurlara doğrudan ulaşmak veya nüfuz etmek mümkün de değildir. Ancak, somut olayda başvuru sahibinin içsel durumunu ifade eden bilme, kast, niyet gibi hususların anlaşılabileceği veya ortaya çıkarılabileceğine dair ciddi belirtilerin varlığı halinde, bunlar araştırılarak, kötü niyetli tescilin varlığı sonucuna ulaşmada yardımcı unsur olarak kullanılabilir.
Somut olayda; sadece dava konusu marka başvurusunun yapılmış olmasından yola çıkarak davalının kötüniyetli olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, 6769 sayılı SMK madde 6/9 koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Neticede; dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
… KARAR İPTALİ DAVASI BAKIMINDAN; Dava konusu davalının … sayılı “…” ibareli marka başvuru kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetlerin, davacı markalarında yer alan emtialar ile ayniyet taşıdığı, davalıya ait dava konusu marka başvurusu ile davacıya ait … sayılı markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, … kararının iptali koşullarının oluşmadığı,
HÜKÜMSÜZLÜK DAVASI BAKIMINDAN; Dava konusu davalının … sayılı “…” ibareli marka başvuru kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetlerin, davacı markalarında yer alan emtialar ile ayniyet taşıdığı, davalıya ait dava konusu marka başvurusu ile davacıya ait markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu, “…” markasının, ilgili tüketici nezdinde “…” emtiası bakımından tanınmış olduğu ve bununla birlikte, sadece sunulan belgeler üzerinden, dava konusu markanın başvuru tarihi itibariyle, davacı markasının tanınmışlığının ispatlanamadığı, davacıya ait markalara konu çizimin, dava konusu marka başvurusunda aynen kullanılmadığı, bu nedenle, 6769 sayılı SMK madde 6/6 koşullarının somut olayda bulunmadığı, karıştırılma ihtimalinin varlığı nedeniyle, dava konusu markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu, kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı anlaşıldığından bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın Kısmen Kabulüne,
… …’nın … sayılı kararının iptali talebinin REDDİNE,
Davaya konu … sayılı markanın tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen …’e gönderilmesine,
Alınması gereken 179,90.-TL harçtan, peşin alınan 80,70.-TL harcın mahsubuyla, eksik kalan 99,20.-TL harcın davalı şirketten alınarak hazineye irad kaydına,
Davacının kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
Davanın … kararın iptali yönünden reddolunması, davalı kurumun kendilerini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 15.000,00.-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı kuruma verilmesine,
Davanın kabul red oranının takdiren %50 olarak belirlenmesine,
Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 80,70.-TL ilâm harcının tamamının davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
Davacının bunun dışında yapmış olduğu aşağıda dökümü yazılı 3.493,40.-TL yargılama giderinin %50’sinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
Davalıların yapmış olduğu bir gider bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı kurum vekillerinin yüzlerine karşı, davalı şirketin yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.26/01/2023

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır
MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 172,90.-TL
Bilirkişi Ücreti : 3.100,00.-TL
P.P : 220,50.-TL
TOPLAM : 3.493,40.-TL