Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/158 E. 2023/42 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/158 Esas – 2023/42
T.C.

2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/158
KARAR NO : 2023/42

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : -…

DAVALI : 2- …
VEKİLİ : …
DAVA : Marka… Kararının İptali ile Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 26/04/2022
KARAR TARİHİ : 09/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2023
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka… Kararının İptali ile Hükümsüzlük istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, … sayı ile “…” ibareli marka için davalı adına yapılan başvuruya, davacıya ait “….com, …, …, …” ibareli tescilli markalarına benzerlik ve tanınmışlık gerekçe ile itiraz ettiklerini, bu itirazlarının kabul edildiğini, davalının bu karara itirazlarının kabul edildiğini, bu durumun hukuka uygun olmadığını; dava konusu markanın iltibasa neden olacağını, davacı şirketin markasının da kelime markası olduğunu, davalı markası ile benzerlik değerlendirmesinin kelimeler üzerinden yapılması gerektiğini, dava konusu markanın kendilerine ait “… …, …” markaları gibi “…+…” kalıbı ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, “..” şeklinde seri markalarının da bulunduğunu, dava konusu markaya benzer markalar hakkında yapılmış itirazlarının kabul edildiğini, davalı markasının … Sınıfta tescil edilmek istenilmesinin iltibasa neden olacağını, müvekkilinin başta “…”, “…” olmak üzere “…+…” kalıbı ile oluşturduğu markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer “…” markasının tesciline izin verilmesi müvekkilinin emek ve zaman harcayarak itibar edindirdiği markalarının ayırt edici vasfının zedelenmesine neden olacağını ifade ederek, … …’nın … sayılı kararının iptali ile … sayılı … ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu markada bütün harflerin aynı yazı stiliyle, aynı büyüklükte ve birleşik olarak yazıldığını, tek bir kelime olarak kaleme alınıp, ön plana çıkarılan bir kısım bulunmadığını, okumanın soldan sağa doğru yapıldığı gerçeği göz önüne alındığında, markada ilk okunan vurguyu üzerinde taşıyan kısmın başta yer alan heceler olduğunu ve bu vurgulanan kısmın davacı markalarında yer almadığının görüleceğini, “… – …” şeklinde okunsa bile yine vurguyu üzerinde taşıyan ilk kelimenin tamamen farklı olduğunu, söz konusu kelimenin davacı markalarında yer almadığını, “…” ibaresinin bütün içerisinde, geri planda, yer yön göstermek için gerçek ve tasviri anlamıyla kullanıldığını, bütün olarak okunup algılanacak davalı markasında yer alan esas unsurun davacı markalarında yer alan esas unsurdan farklı olup kolaylıkla görülebildiğini, bu durumun markaları sadece görsel olarak değil, işitsel ve anlamsal düzeyde de birbirinden ayırdığını, “…” “…” ya da “…” ibarelerinin davacı tarafından yaratılmış fantezi ibareler olmadığını, tasviri anlama sahip, düşük ayırt ediciliği olan genel adlandırmalar olduğu göz önüne alındığında markaların oluşturduğu bütünsel algının öneminin ön plana çıkacağını, bütünsel incelemede markaların farklı olduğunu ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Türkiye’de farklı marka tescilleri bulunduğunu, … nezdinde de tescil başvurusu yaptığını, www…..com web alan adının kendilerine ait olduğunu, dava konusu markanın yayımına davacı itirazı hakkında verilen karara yönelik… itirazlarının kabul edilerek markalarının tescil edildiğini, markalar arasında iltibas ihtimali bulunmadığını, müvekkilinin davacı markalarından haberdar olmalarının kötü niyete ilişkin kanıt oluşturamayacağını, web sitesi tasarımlarının farklı olduğunu ve davacı markası ile karıştırılmaya yol açmayacağını, ihtilaflı markaların bütünü itibariyle bıraktıkları intiba esas olduğundan markaları parçalara bölerek inceleme yapılmasının doğru olmayacağını, markalar arasında tek ortak ibare olan ‘‘…’’ ibaresinin anonim ve ayırt ediciliği düşük bir ibare olduğunu ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip davaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını ve bilirkişi raporları alınmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iddiaları karşısında, … Kararının iptali ile davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
İşlem dosyasının tetkikinde; davalı şirket tarafından 26.11.2020 tarihinde … başvuru numarası ile “…” ibareli marka için … sınıfında yer alan hizmetler için marka başvurusunda bulunulduğu, söz konusu marka başvurusunun … ve Marka Kurumu tarafından kabul edilerek 368 Sayı ve 12.03.2021 tarihli Resmi Marka Bülteni’nde ilan edildiği, ilana yapılan itirazların nihai olarak … ve Marka Kurumu…’nın … sayılı kararı ile kabul edilerek, dava konusu marka hakkındaki ret kararının kaldırılmasına karar verildiği verilen kararın taraflara tebliğ edildiği ve yasal süresi içerisinde işbu davanın açıldığı belirlenmiştir.
DEĞERLENDİRMELER;
Taraf Markaları Arasında Karıştırılma İhtimali;
6769 sayılı SMK’nin 6/1 maddesi “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile … tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” hükmüne amirdir.
6769 sayılı SMK’nin 6/1 maddesi anlamında benzerlik değerlendirmesinin ilk koşulu markaların tescilli oldukları sınıfların birbirine benzerliğidir. Markaların tescilli oldukları veya tescili talep edilen mal ve hizmetlerin benzerliğine kanaat getirilmesi halinde, ikinci şart olan markaların benzerliğine geçilir. Eğer her iki koşul da gerçekleşmiş ise markalar arasında iltibas olduğuna karar verilecektir.
Markalar arasındaki benzerlik incelenirken,
* Markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları
* Görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlik,
* Çağrıştırma,
* Bir bütün olarak markaların uyandırdığı toplu kanaat,
* Malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu,
* Markayı taşıyan mal veya hizmetin değeri ve alıcının bu mal ve hizmeti almaya ayırdığı zaman
kriterleri ele alınmalıdır.
Yerleşik Yargıtay içtihatları ile sabit olduğu üzere; bir markanın bir başka marka ile benzer olup olmadığı müşterisi hafızasında bıraktığı imaja göre belirlenir. Bir marka, h,izmet veya malın, diğer bir marka, hizmet veya malla karşılaştırılarak benzerliği tespit edilirken marka, mal veya hizmete bütünsel bir açıdan yaklaşılmalı ve müşterileri nezdinde bıraktıkları izlenim dikkate alınmalıdır. Nitekim Yargıtay … HD’nin …. sayılı kararında; “…556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 8/1-b bendi uyarınca markaların iltibas yaratıp yaratmadıklarının belirlenmesinde, markaların kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının alıcısı olan ortalama düzeydeki … nezdinde karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığının tespiti gereklidir. Bunun için de işaretleri oluşturan harf, kelime, şekil gibi asıl ve yardımcı unsurların değerlendirilmesi zorunludur… Dairemizin bu konuda yerleşik içtihatları uyarınca asıl unsurun; bunların ayırt edici ve baskın unsurları unutulmaksızın markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin tümüne hâkim olan görünüş ve ayırt ediciliği vurgulayan imajda aranması gereklidir…” denmektedir.
İltibas, kanunlarda tanımlanmamış olmakla birlikte öğretide “bir markanın aynen veya benzerinin kullanılması suretiyle, alıcı zihninde gerek emtiaların (veya hizmetlerin), gerekse müteşebbisin kaynağı açısından yanlış kanaatler uyandırılması ve bunların aynı yerden piyasaya sürüldüklerinin düşündürülmesi, bu yönden çağrışımlar yapması” olarak tanımlanmıştır. Sadece alıcıların belirli bir mal veya hizmet yerine başka mal veya hizmeti almak istemeleri halinde değil; alıcıların mal veya hizmetlerin birbirinden farklı olduklarını anlamalarına rağmen, bunların kaynağının aynı işletme olduğuna veya malları satan yahut hizmetleri sunanlar arasında idari veya ekonomik bağlılık olduğuna inanmaları halinde de iltibas ihtimali vardır. Dolayısıyla, iltibas bulunduğunun kabulü için işaretin marka ile bağlantı kurulmasına ve düşünsel olarak markayı çağrıştırmasına elverişli olması gerektiği anlaşılmaktadır.
Tam bu hususta değinilmesi gereken önemli nokta ise Türk Hukukunda karıştırılma ihtimalinin varlığı 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca “…” nezdinde olmalıdır. Bir markanın diğer marka ile karıştırılma ya da iki marka arasında ilişki bulunduğu ihtimali, malın hitap ettiği uzman ya da satıcı nezdinde değil, … nezdinde araştırılmalıdır. Dolayısıyla, markaların hitap ettiği tüketici ya da kullanıcı dikkate alınmak suretiyle, markaların bu kişiler nezdinde karıştırılıp karıştırılmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir. Yasada geçen “…” tabiri amaca uygun şekilde “markayı taşıyan ürünlerin nihai tüketici kitlesi” olarak anlaşılmalıdır. Benzerlikte görüşüne başvurulacak kişi markalı ürünün yöneldiği hedef kitleye mensup/makul derecede bilgilendirilmiş, makul derecede dikkatli ve makul derecede ihtiyatla değerlendirme yeteneğine sahip kişinin değerlendirmesidir.
Karıştırılma ihtimaline ilişkin olarak … tarafından verilen çeşitli kararlarda yukarıda anılan ilkeleri de içerisine alacak şekilde ve somut olay da ışık tutacak mahiyette çeşitli açıklamalara yer verilmiştir.
“Ortalama tüketici markayı bütün olarak algılar, markanın çeşitli unsurlarını detaylara girerek analiz etmez. Ayrıca, ortalama tüketicinin nadiren farklı markalar arasında doğrudan karşılaştırma yapma şansının olduğu fakat zihninde tuttuğu yetersiz görüntüleri yerleştirdiği de dikkate alınmalıdır. Ortalama tüketicinin dikkat düzeyinin mal veya hizmetlerin kategorisine göre çeşitlilik gösterdiği de akılda tutulmalıdır.” …
“İlgili tüketici, söz konusu markalar arasındaki belirli farkları algılamaya muktedir olsa bile, yukarıda anılanlar ışığında ve markaların kapsamındaki malların ayniyeti karşısında, markalar arasında ciddi­­­­ bir bağlantı kurma olasılığı bulunmaktadır…. Sonuçta, tüketici, markaların zihnindeki yetersiz anımsamalarına istinaden, malların aynı veya ekonomik olarak bağlantılı işletmelere ait olduğunu sanabilecektir.” …
İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının tespitinde, mal ve hizmetlerin aynı veya benzer alıcı çevresine hitap edip etmediklerine ve aynı veya benzer ihtiyaçları gidermede kullanılıp kullanılmadıklarına; markaların kullanıldığı mal veya hizmetin ekonomik değerine; bunların hitap ettiği alıcı grubunun sosyal ve ekonomik düzeyine ve orta yetenekteki alıcıların markanın kullanılacağı mal veya hizmetleri aldıkları sırada sarf edecekleri dikkat ve özene de bakılır.
Emtiaların Aynı/Benzer/İlişkili Olup Olmadığı ve Tüketici Kitlesi
Dava konusu … sayılı ve “…” ibareli markanın dava konusu hizmetleri ile davacıya ait redde mesnet markaların kapsamlarında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı,
Tüketici Kitlesi:
Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır. … Sınıfta yer alan satış hizmetleri bakımından tüketicinin bilinç düzeyinin ne olduğu konusunda kesin bir sonuca varmak mümkün değildir. Çünkü örneğin teknoloji ürünlerinin satış hizmetlerinin tüketici kitlesinin bilinç düzeyi yüksek iken gıda sektöründeki bazı ürünlerin mesela çocukların alabileceği mallar düşünüldüğünde tüketici bilinç düzeyi nispeten daha düşüktür. Bununla birlikte … alt grupların ise günlük hayatta ihtiyaç duyulan ve profesyonel işletmeler tarafından tüketiciye sunulan nitelikteki muhasebe, iş yönetimi, reklamcılık, ithalat – ihracat vb. hizmetlere ilişkin olduğu, tüketicilerin bu hizmetlerden sık ve rutin olarak yararlanmadığı, çoğu zaman bir ön araştırma ile hizmeti sunacak olan işletmeyi belirlediği, bununla birlikte bu araştırmayı çoğu zaman bireysel bir şekilde yaptığından, her ne kadar bilinç/dikkat/bilgi ve özen düzeyi nispeten daha yüksek olacak ise de bu durumun ilgili tüketicinin hiçbir koşulda yanılgı yaşamayacağı gibi bir sonucu beraberinde getirmeyeceği, özellikle internet üzerinden tüketicinin yapmış olduğu araştırmalar sonucunda tercihlerini somutlaştırmak yönünde gerçekleştirdiği eylemlerinde, bilinç düzeyi ne kadar yüksek olursa olsun birbirine oldukça benzer işaretler ile karşı karşıya kaldığında yanılma ihtimalinin süregeleceği,
Tüketicinin dikkat ve bilinç seviyesi, markalar arasındaki iltibas riskini etkileyecek bir unsurdur. Dikkati düşük olan tüketici kitlesine yönelik emtiaların tescillendiği markalarda iltibas riskinin daha yüksek olacağı açıktır. Diğer yandan, tüketicinin bilinç ve dikkat seviyesi tek başına iltibas riskini oluşturan unsurlardan değildir. Marka işaretlerinin ne derece ayırt edici olduğu, markanın ne derece iltibas riski taşıdığı, markaların korunma düzeyinin ne aşamada değerlendirileceği de iltibas riskinin tespitinde önem taşımaktadır.
Marka İşaretlerinin Benzer Olup Olmadığı
Markalar arasında benzerlik incelemesinde temel ilke, her iki markanın ortalama tüketici üzerinde bıraktığı genel intibaa göre tüm faktörler bir arada gözetilerek “… değerlendirme” yapılması gerekmektedir. … değerlendirme gereği, markaların unsurları bölünerek, unsurlarına göre ayrı değerlendirme yapılması hatalı olacaktır. Bununla birlikte, inceleme sırasında markayı oluşturan jenerik, tanımlayıcı unsurların değerlendirme dışı bırakılmasına engel değildir. Dolayısıyla aslolan markaların bir bütün halinde bıraktıkları genel intibaa göre değerlendirme yapılmasıdır.
… kararlarından da izlenebileceği gibi, karıştırma olasılığının değerlendirmesi, aslında ileriye dönük bir tetkiktir. Bu tetkikte; “Markalar arasındaki görsel, işitsel veya kavramsal benzerlikler bütün olarak karşılaştırılmalıdır. Karşılaştırma, genel izlenim esas alınarak, özellikle markaların ayırt edici ve baskın unsurları” ve “davanın koşullarıyla ilgili tüm faktörleri dikkate alarak, … olarak yapılmalıdır”.
Bununla birlikte markalar esas ve yardımcı unsur olmak üzere iki unsurdan meydana geldiği asla göz ardı edilmemelidir. Markayı benzerlerinden ayırt etmeye yarayan markada diğer unsurlara göre daha ön planda olan unsur esas unsur iken; esas unsura göre nispeten arka planda olan, malın ve hizmetin temel özelliklerini veya sair özelliklerini belirten ve esas unsura bağlı ve onunla ilişki içinde bulunanlar yardımcı unsurdur. Markaları benzerlerinden ayıran en önemli unsur esas unsurlardır. Markanın ayırt ediciliği ve iltibasa sebebiyet verip vermediği gibi hususlar esas unsur nazara alınarak tespit edilir.
Benzerlik değerlendirmesine ilişkin bu genel tespitler çerçevesinde yapılması gereken temel değerlendirme, dava konusu marka ile davacı yanın redde gerekçe gösterdiği markalar arasında SMK md. 6/1 uyarınca karıştırılmaya yol açabilecek düzeyde bir benzerliğin mevcut olup olmadığı ile ilgili olacaktır.
Dava konusu “…” ibareli marka, beyaz zemin üzerine, siyah renkte, ilk harfi büyük, kalın harflerle “…” ibaresinin yer aldığı, herhangi bir figüratif unsurun yer almadığı kelime markasıdır.
Davacıya ait redde gerekçe “…” ibareli markada, … ibaresinin çatı marka olduğu, dolayısıyla esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, davacının diğer redde gerekçe markaları turuncu renkte “…” ibaresinin yanında ayırt edici niteliği zayıf, tanımlayıcı ibareler olan “efsaneler kulübü”, “…” “tek tıkla güvenli alışveriş”, “… moda”, “keşfet” ibarelerinin yer aldığı, dolayısıyla esas unsurlarının “…” olduğu,
İlgili tüketici kesimi:
Marka Hukukunda karıştırılma ihtimalinin varlığı “…” nezdinde olmalıdır. Bir markanın diğer marka ile karıştırılma ya da iki marka arasında ilişki bulunduğu ihtimali, malın hitap ettiği uzman ya da satıcı nezdinde değil, … nezdinde araştırılmalıdır. Dolayısıyla, markaların hitap ettiği tüketici ya da kullanıcı dikkate alınmak suretiyle, markaların bu kişiler nezdinde karıştırılıp karıştırılmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir. Yasada geçen “…” tabiri amaca uygun şekilde “markayı taşıyan ürünlerin nihai tüketici kitlesi” olarak anlaşılmalıdır” Benzerlikte görüşüne başvurulacak kişi markalı ürünün yöneldiği hedef kitleye mensup/makul derecede bilgilendirilmiş, makul derecede dikkatli ve makul derecede ihtiyatla değerlendirme yeteneğine sahip kişinin değerlendirmesidir.

İlgili tüketici kitlesi belirlenirken “ortalama tüketicinin dikkat düzeyinin mal veya hizmetlerin kategorisine göre çeşitlilik gösterdiği de akılda tutulmalıdır.”
Dava konusu olan hizmetlerinin ilgili tüketicisi, makul derecede bilgili, dikkatli ve gözlemci olarak kabul edilen ortalama tüketici olup; içinde özellikle profesyonel iş sahiplerinin yanı sıra sıradan kişilerin, nihai kullanıcıların da yer aldığı oldukça geniş bir kitledir. Eğitim, kültür, sosyo ekonomik durum farkı olmaksızın pek çok yetişkin bu hizmetlerin kullanıcısı/tüketicisi durumundadır. Dolayısıyla işbu hizmetler yönünden orta düzey tüketicilerin algısı esas alınmalıdır.
İşaretlerin aynı veya benzer olup olmadığı:
İltibas ihtimalinin araştırılmasında, markalar arasında benzerlik bulunup bulunmadığı hususunda markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki dikkate alınarak karar verilir. Marka farklı unsurlardan oluşmasına rağmen bütünü itibariyle bıraktığı etki, eski markayı çağrıştırabilir. Tam tersine, unsurlardaki benzerliğe rağmen markalar tamamen farklı etki bırakabilirler. Markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki esas olduğundan, parçalara bölünerek inceleme yapılması ve özellikle markaların tek başına ayrım gücü bulunmayan tasviri işaretlerden oluşan kısımlarının aynı veya benzer olup olmadıkları üzerinde durulmasına da gerek yoktur. Ancak bunlar, markanın genel görünümüne etkileri ölçüsünde incelemede dikkate alınabilirler. Buna karşılık markaların esas unsurlarının aynı veya benzer olması markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Bu nedenle, işaretlerin görsel, işitsel veya kavramsal benzerliğin derecesi konusundaki değerlendirmeyi malların niteliğini ve malların piyasaya sunum yöntemlerini dikkate alınmalı ve ilgili tüketicinin markaları doğrudan karşılaştırma imkânının bulunmadığı, markaların karşılaştırmasını zihninde muhafaza ettiği tam (eksiksiz) olmayan imaja göre yaptığı dikkate alınmalıdır.
… ibareli davalı marka başvurusu, şekil unsuru içermeyen bir kelime markasıdır, kavramsal olarak “… olan” ürünlerin “…” olduğuna ilişkin bir telmih içermektedir. Bu kapsamda marka bütününde … ibaresi … kelimesine yönelik tanımlama ve vurgu içermektedir. markada ayırt edicilik asıl olarak … ibaresine yüklenmiştir.
İtiraz ve hükümüsüzlüğe mesnet gösterilen davacı markalarının tümünün … ve … ibareleri etrafında türetilmiş seri markalardır.
Her iki taraf markalarında da ortak unsur olarak bulunan … kelimesi, … Güncel Türkçe Sözlük uyarınca “bu yerde” anlamını haizdir.
Bu bağlamda … Sınıftaki “…” hizmetleri bakımından … kelimesi, ayırt ediciliği haiz bir marka işaretidir. Zira … kelimesinin bu hizmetlerin doğasına ilişkin doğrudan telmih edici ya da çağrışım yaratıcı bir etkisi yoktur. Dolayısıyla asgari korumayı haiz bir marka işareti olduğu dikkate alınarak iltibas değerlendirmesi yapılmalıdır.
Taraf markaları arasında;
Görsel açıdan; ortak … kelimesinin her iki marka da vurgulu şekilde yazılıp ön plana çıkartılmasından kaynaklı, düşük düzeyli de olsa görsel benzerlik vardır.
İşitsel açıdan; … kelimesinin aynen telaffuzundan kaynaklı işitsel benzerlik mevcuttur.
Anlamsal açıdan ise; davacının … ve … ibareli markaları ile … ibareli davalı markası arasında anlamsal benzerlik olduğu, her iki markada da … kelimesinin anlam kaybına uğramadan, vurgulu şekilde kullanılmış olmasının bu benzerliği arttırdığı, Öyle ki davalı markasının, davacının … markalarının, … ürünler için oluşturulmuş seri markası imajı taşıdığı,
Dava konusu olgu pazarlama iletişimi bağlamında değerlendirildiğinde ise; görsel ve sözel iletişim bir bütündür. Gündelik yaşamda marka iletişiminin yoğun ve aşırı bilgilendirmesi sonucunda, hedef kitlelerin satın alma davranışlarında bilinirlik ve geçmiş deneyimlerin satın almaya etkisi büyüktür. Bilinenden/bilinmeyene, görünürden/görünür olmayana doğru akan bu ilişki markaların da karıştırılma ihtimalini yükseltmektedir.
Dava konusu marka ile davacının … ve/veya … ibareli markalarının pazarlama ve pazarlama iletişimi ile kazandığı “pazar derinliği” düşünüldüğünde, her iki markanın karıştırılma olasılığı artmaktadır. Zira “…” markasının hedef kitle ve pazarlarda edindiği zihinsel derinlik mevcut tüketicilerin zihin kütüphanesinde anlamlı/derinlikli/değerli bir yer edinmiştir. Pazarlamada örneği az da olsa böyle olgularla karşılaşmak mümkündür. Bazı kavramlar/kelimeler/imgeler ilk olmanın avantajıyla pazarda derinleşirler. “…” markası da geldiği bilinirlik derecesiyle buna örnektir. Dava konusunda baskın olan kavramın “…” kelimesi olması diğer tüm unsurları geri plana attığı/ikincil okuma derecesine düşürdüğü/bıraktığı, bu durumun karıştırma ihtimalini doğurduğu,
Tüm bunların yanı sıra, davacı markasının ayırt edici esaslı unsuru olan … ibaresinin, aynen davalı markasında kullanılması; bütünsel açıdan, davacı markası ile … ibareli davalı marka başvurusu arasında iltibas ve seri marka imajı yaratmaktadır.
Bu bağlamda markaların aynı/aynı tür veya benzer mal veya hizmetlerde kullanılmaları halinde halkın bu markalar arasında bağlantı kurması mümkündür. Davalının “…” ibareli markasını gören bir tüketici, bu markayı, davacının “…” ve/veya “…” ibareli markalarının serisi, alt markası yahut yeni bir versiyonu sanabilir. Tüketiciler bu bağlamda davacının … kelimesini esas alan yeni bir marka türettiğini yahut markanın kullanımı konusunda davalıya bir hak ve/veya lisans verildiğini düşünebilirler. Marka sahiplerinin ilişkilendirilmesi ve/veya işletmelerin birbirinin şubesi olduğunun düşünülmesi de bağlantı kurma ihtimali kapsamındadır.
Somut olayda, markalarda kullanılan şekillerin ve ek ibarelerin detaylarındaki farklılıkları hatırda tutamayacak olan orta düzeydeki tüketiciler nezdinde markalar arasında bir irtibat kurulması ve davalı markası ile aynı seri içinde bir marka olarak algılanması dolayısıyla karıştırma ihtimalinin bulunduğu, kaldı ki somut olayda, … kelimesinin her iki markada aynen yer alması benzerliği arttırdığı gibi, bu kelimenin … Sınıftaki çekişme konusu hizmetler için ayırt edici bir ibare olması da … kelimesine yönelik bir vurguyu güçlendirmektedir.
Çekişme konusu hizmetlerin tamamı bakımından, … ve/veya … ibareli davacı markaları ile dava konusu … markasının emtia listesi aynı/aynı tür hizmetlerden oluşmaktadır.
Karşılaştırma konusu markaların kapsamındaki malların aynı/aynı tür olması, iltibası artıran bir husus olarak değerlendirilmelidir. Zira marka işaretlerinin kapsamındaki mal ve hizmetler arasındaki ayniyet veya benzerlik arttıkça, marka işaretleri arasındaki düşük derecedeki benzerliğe rağmen, markalar arasındaki benzerlikler ön plana çıkarak markalar arasında iltibas tehlikesi artmaktadır. Nasıl ki bir mıknatısın iki ayrı kutbu birbirine belli uzaklıkta iken çekim etkisi oluyorsa ve fakat yakınlaştırdığınız zaman çekme eğilimine giriyorsa, markalar arasındaki mal ve hizmetler ile marka işareti benzeşmesi de böyledir.
Somut olayda taraf markalarının aynı ticari kaynağa referans veren bütünsel benzerlikleri dikkate alındığında, … Sınıftaki çekişme konusu hizmetler itibariyle ortalama tüketicilerce ilişkilendirilmeleri ve iltibas oluşması kuvvetle muhtemeldir. Zira markaların bütünsel olarak tüketici algısında yarattığı etki oldukça yakındır.
Açıklanan nedenlerle; … sayılı … ibareli davalı markası ile … ve … ibareli davacı markalarının benzer olduğu; davalı markasının kapsadığı çekişme konusu hizmetlerin tamamı bakımından hizmet listelerinin aynı/aynı tür ve benzer olduğu ve markalar arasında SMK m. 6/1 uyarınca karıştırılma ihtimali bulunduğu,
“Tanınmışlık” Değerlendirmesi:
Tüm dosya kapsamı itibariyle, davacının … markasının hem başvuru hem de dava tarihi itibariyle tanımış marka olduğu,
Somut olayda davalı markasının kapsadığı hizmetler, davacının … markasının tanınmış olduğu “online mağazacılık” hizmetleri ile aynı/aynı türden hizmetlerdir. Davalı markasının kapsadığı … sınıftaki “reklamcılık, büro, iş yönetimi, açık arttırma” hizmetleri ise, davacının online satış faaliyetleri ve tanınmış olduğu e-ticaret sektörü ile dolaylı da olsa benzer ve ilişkili hizmetlerdir. Dolayısıyla davalının markasını çekişme konusu olan … Sınıftaki hizmetlerde tescil ettirmesi durumunda, davacının tanınmış … markasının toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanması, markanın itibarına zarar verilmesi veya markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğması kuvvetle muhtemeldir.
Tüketiciler “…” üzerinde bilip tanıdıkları … markasının benzeri olan markasını … Sınıftaki çekişme konusu hizmetler üzerinde gördüklerinde, taraf markalarını büyük olasılıkla ilişkilendirecekler ve tanınmış … markasından edindikleri izlenimi davalı markasına nakledeceklerdir. Zira markalar arasında bu şekilde imaj transferine uygun düzeyde benzerlik vardır. Bu koşullarda, davalı markasının tanınmışlığının … Sınıftaki hizmetler bakımından SMK m. 6/5 anlamında haksız yarar sağlanmasına, imaj zedelenmesine, itibar kaybına ve markanın ayırt ediciliğinin zayıflamasına yol açabileceği,
Açıklanan nedenlerle; somut olayda, davacı markasının tanınmışlığı… Sınıftaki çekişme konusu tüm hizmetler bakımından 6769 sayılı SMK’nun 6/5 maddesi anlamında tescil engeli ve hükümsüzlük nedeni yaratmaktadır.
Tüm bunların yanı sıra, davacının “…” ibareli markasının “tanınmış marka” olması, somut olayda benzerlik ve iltibası arttıran bir unsur olarak kabul edilmelidir.
Netice itibariyle,
1- … sayılı … ibareli davalı marka başvurusu ile … ve/veya … ibareli davacı markaları arasında benzerlik ve davalı markasının kapsadığı tüm hizmetler bakımından 6769 s. SMK m. 6/1 anlamında karıştırılma ihtimali bulunduğu;
2- Davacının … ibareli markasının ülkemizde tanınmış marka olduğu ve SMK’nun 6/5 maddesinde sayılan koşulların somut olayda gerçekleştiği,
3-Dosya kapsamında sunulan delillerden davalının kötü niyetli olduğuna dair bir kanaate ulaşılamadığı, … …’nın … sayılı kararının iptali ile davalı adına tescilli … sayılı markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu sonuç ve kanaatlerine varılmış aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :
Davanın kabulüne,
… …’nın … sayılı kararının tüm mal ve hizmetler yönünden iptaline,
Davaya konu … sayılı markanın tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve reddine,

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen …’e gönderilmesine,
Alınması gereken 179,90.-TL harçtan peşin alınan 80,70.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 99,20.-TL maktu ilam harcının davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.963,40.-TL
yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.09.02.2023

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 172,90.-TL
Bilirkişi Ücreti :2.600,00.-TL
P.P : 190,50.-TL
TOPLAM :2.963,40.-TL