Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/111 E. 2022/179 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/111 Esas – 2022/179

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
… MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/111
KARAR NO : 2022/179

DAVA : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 22/04/2015
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/05/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkilinin “… ibareli, 35/1-5+6.sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, … kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni’nde ilân olunduğunu, bunun üzerine tanınmışlık ve iltibas vakıasına dayanarak başvurunun reddi istemi ile itirazda bulunduklarını, itirazlarının önce Markalar ve nihai olarak YİDK tarafından 2015/M-938 sayılı kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurunun tescilinin müvekkilinin “… Telekom Fiber” esas ve ayırt edici unsurlu markası ile iltibasa sebebiyet vereceğini, kaldı ki anılan işaretin vasıf bildirici ve yanıltıcı olduğunu ifade ederek, YİDK kararının iptaline ve davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili cevabında özetle; tescilli markalarla başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının tespitinde işaret ve markanın görsel, sescil ve anlamsal unsurları itibariyle bütünsel olarak analiz edilmeleri gerektiğini, başvuru ile redde mesnet alınmaya çalışılan markanın kapsamlarında yer alan ve kalan ürün ve hizmetler itibariyle ortalama düzeydeki tüketicilerin davacı markalarıyla başvuru konusu işareti karıştırmasının mümkün olmadığını, bütünsel olarak başvuru konusu işaretle davacı markaları arasında belirgin farklılık bulunduğunu, kapsamların da aynı tür ürün ve hizmetleri içermediğini, işaretin tanımlayıcı ve yanıltıcı olmadığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirketin yargılamaya katılımı olmamıştır.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını ve bilirkişi raporu alınmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacının “… Telekom Fiber” ibareli markası karşısında, davalının … ibareli marka tescil başvurusunun tescil edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce “D a v a n ı n Kısmen Kabulüne” karar verilmiştir.
Kararı davacı şirket ve davalı kurum vekilleri istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 10.07.2020 gün ve E:2019/269, K.2020/620 sayılı ilamıyla davacı ve davalı TPMK vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı Kurum vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 1… sayılı ilamıyla
“Davacının itirazına mesnet markası “… Telekom Fiber”, davalı başvurusu ise “… ” ibaresinden oluşmaktadır. Markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b. maddesi uyarınca karıştırılma ihtimalinin varlığı değerlendirilirken, markaların birbirlerine olan görsel, sescil ve kavramsal benzerlikleri yanında, markaya konu unsurların ayırt edicilik gücü de dikkate alınmalıdır. Bu anlamda, markalarda yer alan ve tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden kimsenin tekeline verilemeyecek olan tanımlayıcı ibareler karşılaştırmada dikkate alınamaz. Tanımlayıcı olmamakla birlikte tanımlayıcılığa yakın olan ibareler yönünden ise koruma düzeyinin düşük tutulması gerekir.
Somut olayda, kararı sadece davalı TPMK temyiz ettiğinden YİDK kararının iptali istemi bakımından yapılan değerlendirmede; “… ”sözcüklerine telmih ve temas eden bir sözcük olduğu, bu tür teknolojide verilerin bir noktadan çok uzak noktalara bile ışık sinyalleriyle hızlı ve sağlıklı şekilde iletiminin sağlandığı yeni bir teknolojinin adı olduğu; başka ibarelerle birlikte tescili mümkün ise de KHK’nın 7/1-c-d maddeleri uyarınca “fiber” ibaresinin bir çok mal ve hizmetler yönünden tanımlayıcı olabileceği ve tek başına marka olarak kullanım tekeli kimselere bırakılamayacak işaretlerden olduğu, bu bağlamda, davalı şirketin marka başvurusunda bulunan ve veri iletişimini esas alan veya bizzat “fiberin” hammaddesi olabileceği malların perakendeciliği ve mağazacılığı hizmetleri yönünden “fiber” ibaresinin tanımlayıcı ya da ayırt edicilik gücünün zayıf olduğu, davalı TPMK yararına davalı başvurusuna konu markadaki “…” ekinin dizilim, yazım biçimi bakımından davacının itiraz gerekçesi markasıyla karıştırılma ihtimalini önleyecek derecede markaya ayırt edicilik kattığı dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekirken hatalı değerlendirme sonucu karar verilmesi doğru görülmemiş ve YİDK kararının iptali istemi yönünden davalı TPMK yararına bozmayı gerektirmiştir.” biçiminde mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur ,
Neticede usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamı ve tüm dosya kapsamından hükümsüzlük istemi yönünden dosyanın temyiz edilmediği ve bu hususun kesinleştiği, Yidk kararının iptali yönünden davalı TPMK yararına davalı başvurusuna konu markadaki “…” ekinin dizilim, yazım biçimi bakımından davacının itiraz gerekçesi markasıyla karıştırılma ihtimalini önleyecek derecede markaya ayırt edicilik kattığı dolayısıyla taraf markaları arasında karıştırma ihtimali olmadığı ve YİDK kararının bu anlamda yerinde olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M :
Davanın Reddine,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 27,50.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 53,20.-TL maktu ilâm harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davalı kurum kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı kuruma verilmesine,
Davacının yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı kurumun yapmış olduğu istinaf, temyiz harç ve posta giderinden ibaret toplam 286,10.-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı kuruma verilmesine,
Davalı şirketin yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı … Patent vekillerinin yüzlerine karşı, diğer davalı şirketin vekil veya temsilcisinin yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.26.05.2022