Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/108 E. 2023/30 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/108 Esas – 2023/30
T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/108
KARAR NO : 2023/30

HAKİM :…
KATİP :…

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALILAR : 1-…

T.C Kimlik No:…
2- …

T.C Kimlik No:…
3- …

T.C Kimlik No:…
4- …
VEKİLİ : …
DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 24/03/2022
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/01/2023
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli) istemli davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, 18/12/2021 tarihinde, davalının resmi internet sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden… ve … bağlantılarında görülebilecek “…” şeklinde manipülatif haber yaptıklarını, bu haber ile … ülkesine satıldığı algısının yaratılmaya çalışıldığını, müvekkilinin hak ve çıkarlarının ihlal edildiğini, ticari itibar ve saygınlığının sarsıldığını, yapılan haber üzerine … tarafından duyuru yapıldığını, yine müvekkilinin yönetim kurulu başkanı tarafından da haberlerin gerçek dışı olduğunu belirten açıklama yapıldığını, kamuoyuna servis edilen yanıltıcı ve gerçek dışı haberin haksız eylem niteliğinde olduğunu, bu eylem kapsamında gerçekleşen tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve buna bağlı olarak uğranılan zararın tazmini talebinde bulunduklarını, dava konusu spekülatif haber ve bu haberin sosyal medya hesaplarından paylaşılması eyleminin, müvekkilinin maddi e manevi zararı ile itibar kaybına neden olduğunu, hem marka hakkına hem de haksız rekabet hükümlerine dayanarak maddi ve manevi tazminat ile itibar tazminatı talebinde bulunduklarını, marka hakkına tecavüz sebebiyle marka imajının zarara uğradığını, hisselerin olumsuz etkilendiğini, herhangi bir şirketin yabancı bir ülkeye satıldığı haberi ile … satıldığı haberinin etkisinin aynı olmayacağını, dava konusu haberin o hafta içinde top tweet olduğunu ve haberin altına sayısız olumsuz yorum yapıldığını, müvekkiline ait markanın özel … sayı ile tanınmış marka olarak tescil edildiğini, bu konuda bir çok halk oylaması ve anket bulunduğunu, eylemin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, Karalama veya kötüleme içeren beyanların ilgili işletmeyi hedef alır biçimde yapılması halinde haksız rekabetten bahsedileceğini, şirket ortakları arasında yabancı kişi veya tüzel kişiler var diye
şirket ürünlerinin “gayri milli” olarak vasıflandırılmasının bu duruma örnek olarak verilebileceğini, söz konusu haberin, basın ve ifade özgürlüğü kapsamında olmadığını, müvekkilinin kişilik haklarından sayılan ticari itibarı ile ekonomik geleceğine zarar verildiğini, … hisselerini, marka değerini, ticari itibarını ve marka hakkını olumsuz yönde etkileyen söz konusu eylemin 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 107. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında suç tipi olarak düzenlendiğini, ayrıca SPK’nın 104. maddesi dayanak alınarak hazırlanan VI-104.1 sayılı Piyasa Bozucu Eylemler Tebliği uyarınca da vaki eylemin hukuka aykırı olduğunu, SMK’nın 151. maddesi kapsamında davalıların haksız fiili sebebiyle fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 500.000 TL talep ettiklerini, yoksun kalınan kazancın, SMK’nın 151/2-a maddesi kapsamında sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı hak sahibinin elde edeceği muhtemel gelire göre hesap edilmesini talep ettiklerini, SMK’nın 151/4. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verilmesini, SMK’nın 149/1-ç ve 150. maddeleri kapsamında 500.000.-TL maddi tazminat talebinin yanında 1.000.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, ayrıca SMK’nın 150/2 maddesi kapsamında ayrıca 500.000 TL itibar tazminatına hükmedilmesi ile mahkeme tarafından davalı tarafından gerçekleşen haksız eylemin marka hakkına tecavüz niteliğini taşımadığı kanaatine varılırsa taleplerin Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu kapsamındaki haksız fiil ve/veya haksız rekabet hükümleri kapsamında değerlendirilerek tazminata hükmedilmesi ile SMK’nın 149/1-g maddesi kapsamında, hükmün ilanı ile “Sınai Mülkiyet Kanunu’na göre marka hakkına tecavüzün ve Türk Borçlar Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu kapsamında haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, haksız fiil sebebiyle maddi zararımızı fiili kayıp ve yoksun kalınan kazanç şeklinde 500.000,00 TL’nin tazminini, yoksun kalınan kazançları açısından ise, SMK 151/2-a maddesi kapsamında sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edeceği muhtemel gelire göre hesaplanmasına, ayrıca somut olayın koşulları dikkate alındığında, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 151/4.maddesi kapsamında kazancın hesaplanmasına hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 149/1-ç ve 150. maddeleri kapsamında 500.000,00 TL maddi tazminat taleplerinin yanında 1.000.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, zarar miktarı bilirkişi incelemesi ile tespit edildiğinde taleplerini ve hesaplama yöntemini ıslah etmek hakları saklı kalmak koşulu ile uyuşmazlığa konu haksız fiili sebebiyle maddi zararlarını fiili kayıp ye yoksun kalınan kazanç şeklinde Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 150/2 maddesi (kapsamında 500.000,00 TL itibar tazminatına hükmedilmesine, yoksun kalınan kazançları açısından ise, SMK 151/2-a maddesi kapsamında sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edeceği muhtemel gelire göre hesaplanmasına, ayrıca somut olayın koşulları dikkate alındığında, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 151/4. maddesi kapsamında kazancın hesaplanmasına hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine, kabul anlamına gelmemekle birlikte mahkemece, davalı tarafından gerçekleşen haksız eylemin marka hakkına tecavüz niteliğini taşımadığı kanaatine varır ise maddi, manevi ve itibar tazminatı taleplerinin Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu kapsamındaki haksız fiil ve/veya haksız rekabet hükümleri kapsamında değerlendirilerek tazminata hükmedilmesine, tazminat talepleri bakımından haksız eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tazminine hükmedilmesine, davalılar aleyhine karar verilmesi halinde mahkeme kararının masrafları tecavüz edenler tarafından karşılanmak üzere ilgililere tebliğ edilmesi ve ülkemizdeki en yüksek iki tirajlı iki gazetede kamuya ilan yolu ile duyurulması ile kararın davalının eylemlerinin konu olduğu internet sitesinde ilanına hükmedilmesine” karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalılar …, …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle: içerik sağlayıcının … olduğunu, diğer davalılar yönünden husumet yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, marka hakkına tecavüz fiillerinin 6769 sayılı SMK’nın 29. maddesinde sıralandığını, davacı tarafından, marka hakkına tecavüz fiillerinin varlığının ispatlanamadığını, bu sebeple yasanın 149. ve 150. maddelerinde gösterilen taleplerin ileri sürülemeyeceğini, haksız rekabet açısından, kötülemenin olup olmadığının araştırılmasının gerektiğini, yayında … Katarlılar’a satıldığı iddiasının bulunmadığını, haberin bir bütün olarak değerlendirilmesinin gerektiğini, yayında, … marka başvurusunun haberleştirildiğini, müvekkilinin, gerçeği araştırma yükümlülüğünü eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, yayında bir soru önergesinin haberleştirildiğini, müvekkilinin, üçüncü kişilerin fiillerinden sorumlu tutulamayacağını, objektif bir şekilde, marka
başvurusu ve bir milletvekilinin verdiği soru önergesinin haber olarak sunulduğunu, … ile ilgili haberlerde üstün kamu yararı bulunduğunu ifade ederek “davanın reddine” karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip davaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, … Mahkemesi’nin …. Sayılı Dosyası celp edilerek incelenmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını ve bilirkişi raporları alınmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iddiaları karşısında, davalılarca davacının marka hakkına tecavüz edilip edilmediği, davalıların fiillerinin haksız fiil ve haksız rekabet teşkil edip etmediği, davacının tecavüzünün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, kaldırılması, maddi ve manevi tazminat ile itibar tazminatı taleplerinin yerinde olup olmadığı noktaların toplanmaktadır.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRMELER
Marka Hakkına Tecavüz İddiası
Davacının marka hakkına tecavüz iddiasında bulunduğu bu kapsamda özel … sayılı tanınmış markasına dayandığı görülmüştür.
6769 sayılı SMK’nın, “Marka Hakkına Tecavüz Sayılan Fiiller” başlıklı 29. maddesi:
“Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller
Madde 29- (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç̧ etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş̧ hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.” hükmünü amirdir.
Yukarıda sunulduğu üzere kanun koyucu, 29. maddenin 1. fıkrasının (a) bendinde, kanunun 7. maddesinde sayılan biçimlerde kullanımın da marka hakkına tecavüz anlamına geleceğini belirtmiş olup; bu noktada madde yollamasıyla 7. maddeye de değinmek zarureti bulunmaktadır. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları” başlıklı 7. maddesinin 2. fıkrası ise:
“Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları
Madde 7- (2) Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması halinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.” hükmünü amirdir.
Görüleceği üzere marka hakkına tecavüz eyleminden bahsedebilmek için, markanın yahut benzerinin, aynı/benzer sınıflarda kullanılmasının gerektiği,
vaki kullanımda davalılarca “…” markası altında herhangi bir mal yahut hizmet sunulması/teklif edilmesi faaliyetinin gerçekleşmediği, haber metni içerisinde davacıya ait olduğu değerlendirilen binada yer alan markanın yer aldığı,
davalıların “…” markası altında herhangi bir mal yahut hizmet sunmadığı, alan adı vb. kullanımlarının bulunmadığı, haber metni içerisinde yazı ile ve görsel olarak “…” markasının paylaşılmasının, 6769 sayılı SMK’nın 7 ve 29. maddeleri anlamında marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilemeyeceği,
Haksız Rekabet ve Haksız Fiil İddiası
İnceleme konusu dosyada, davacının ayrıca haksız rekabet iddialarında bulunduğu görülmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54. maddesi uyarınca, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
TTK’nın 54. maddesinin 2. fıkrası, “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükmünü havidir.
Aynı kanunun 55. maddesinde, haksız rekabet halleri sınırlı sayı ilkesine bağlı olmaksızın haksız rekabet hallerinin başlıcaları düzenlenmiş olup, 55/1(a) bendinin 1. hükmü uyarınca, “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” fiilleri haksız rekabet olarak sayılmaktadır.
Dosya kapsamında haksız rekabet hususlarında derdestlik itirazında bulunulduğu, itiraz üzerine … Mahkemesi’nin …Sayılı Dosyası’nın celp edildiği, dosya incelendiğinde, davacısının ve davalıların aynı olduğu, dava konusunun da davalılar tarafından …” nın Katara satıldığı yönünde yapıldığı iddia edilen yalan haber nedeni ile doğan maddi ve manevi zararın tazminine ilişkin olup aynı vakıaya dayanıldığı, işbu dosyada da haksız rekabete ilişkin taleplerin aynı nitelikte olduğu dolayısıyla aynı vakıaya dayanılarak hem Ticaret mahkemesinde hem de mahkememizde haksız rekabete dayalı madde ve manevi tazminat davası açıldığından davalının derdestlik itirazının yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Netice itibariyle,
Davalıların “…” markası altında herhangi bir mal yahut hizmet sunmadığı, alan adı vb. kullanımlarının bulunmadığı görülmekle, haber metni içerisinde yazı ile ve görsel olarak “…” markasının paylaşılmasının, 6769 sayılı SMK’nın 7 ve 29. maddeleri anlamında marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilemeyeceği kanaatlerine ulaşıldığından davacı vekilinin tecavüzün tespiti, önlenmesi, kaldırılması, tecavüze dayalı maddi ve manevi tazminat ile itibar tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddi ile davacı vekilinin haksız rekabete ilişkin taleplerinin de daha önce açılmış olan … Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının bulunduğu anlaşıldığından davacı vekilinin haksız rekabet nedeniyle açtığı davanın da derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
1-Davacı vekilinin tecavüzün tespiti, önlenmesi, kaldırılması, tecavüze dayalı maddi ve manevi tazminat ile itibar tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine,
Peşin alınan 34.155,00.-TL harçtan, alınması gereken 179,90.-TL harcın mahsubu ile kalanın istek halinde davacıya iadesine,
Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı vekilinin haksız rekabet nedeniyle açtığı davanın derdestlik nedeniyle reddine,
3-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
4-Dair, davacı vekili ve davalılar vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.26.01.2023

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır