Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/100 E. 2022/138 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİKARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2022/100
Karar No : 2022/138

Hakim : … …
Katip : … …

Davacı : …

Vekili : Av. … – …
Davalı : …
….
Vekili : Av……
Dava : Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 13/10/2017
Karar Tarihi : 19/04/2022
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 19/04/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sektöründe tanınmış ve yüksek itibar sahibi olduğunu, 1935 yılında kurulduğunu, davanın gerekçesini teşkil eden “…” ibareli markasını kuruluşundan beri aralıksız şekilde kullandığını, “…” ibaresini pek çok ulusal ve uluslararası mercide tescil ettirdiğini, dava konusu 2016/88012 işlem numaralı ve “…” ibareli marka da müvekkili markasının tanınmışlığı, prestiji ve itibarından haksız yarar sağlayabilmek amacıyla ve tamamen kötü niyetli şekilde tescil edildiğini, “…” ibaresinin, müvekkili şirketin birçok ülkede tescil ettirdiği tanınmış nitelikteki markası olduğunu ve müvekkili şirketin “…” ibaresi üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, “…” ibareli markalarını Avrupa Birliği, İsviçre, Norveç ve Türkiye’de yaygın şekilde kullandığını, aslen gıda taşımacılığı ve gıdalar ile bağlantılı ürünlere yönelik lojistik hizmetlerinin verilmesi alanında çalıştığını, alanında Almanya’nın en büyük şirketi olduğunu, bu doğrultuda müvekkilinin ve “…” markasının dünya çapında büyük bir tanınmışlığa sahip olduğunu, bu tanınmışlığın Paris Sözleşmesi tahtında korunduğunun açık olduğunu, 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesi uyarınca dava konusu markanın hükümsüz kılınması gerektiğini, dava konusu markanın sahibinin kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin uzun yıllar üzerinde emek ve para harcayarak tercih edilirliğini son derece yükselttiği “…” ibareli markasına ayırt edilemeyecek derecede benzer olan davaya konu “…” ibareli markanın başvurusunu yapan şirket tarafından taşımacılık, nakliyat ve lojistik hizmetlerinin verilmesi amacıyla kurulduğunu, dava konusu markanın sahibi olan şirketin Suudi Arabistan menşeli olduğunu, %51’lik ortağın tamamı Suudi Arabistan Hükümetine ait bir posta şirketi olan Saudi Post şirketi ve %49’luk ortağın lojistik alanında uzman bir diğer Arap şirket olan … olduğunu, Avrupa’nın en büyük lojistik şirketlerinden biri olan müvekkilinden bihaber olmalarının tam anlamıyla olanaksız olduğunu, böyle bir marka başvurusunun da iyi niyetli sayılamayacağını, 6769 sayılı SMK’nın 6/9 maddesi ve Medeni Kanun’un 2. maddesi tahtında kötü niyetli şekilde yapılmış addedilmesi gerektiğini, dava konusu markanın sahibi olan şirketin sınırsız seçme özgürlüğü olmasına rağmen müvekkilinin “…” ibareli markasına ayırt edilemeyecek derecede benzediği açık olan “…” ibareli marka için başvuru yapıp tescil almasının ancak ve ancak kötü niyetle açıklanabileceğini, müvekkili şirkete ait 2017/68615 işlem numaralı “…” ibareli markayla, çekişmeli 2016/88012 işlem numaralı “…” ibareli markanın ayırt edilemeyecek ve iltibasa yol açacak derecede benzer olduğunu, müvekkilinin “…” ibareli markalarını sayısız ülkede tescil ettirdiğini, müvekkilinin aynı şekilde Türkiye’de de “…” ibareli bir markanın tescili için başvuru yaptığını, müvekkili markasının koruma tarihinin dava konusu markanın koruma tarihinden yaklaşık 3 (üç) ay öncesi olduğunu, davaya konu markadaki “…” ibaresinin Türkçede “hızlı, süratli” anlamına gelmekte olduğunu, 6769 sayılı SMK’nın 5/l/(c) maddesi tahtında vasıf, kalite ve özellik belirttiği ve dolayısıyla tanımlayıcı nitelikte olduğunun çok açık olduğunu, davaya konu markanın, müvekkilinin davaya gerekçe markasındaki “G” harfinin “Q” harfine dönüştürülmesi ile yaratıldığının çok açık olduğunu, “G” ve “Q” harfleri hem görsel, hem de işitsel bakımdan birbirlerine çok benzediğini, ayrıca “Q” harfinin “NAQEL” ibaresi içinde kullanıldığında, bu ibarenin telaffuzu “nakel” şeklinde olduğunu, dolayısıyla davaya konu markayı gören ortalama tüketiciler tarafından “Q” harfinin “K” olarak okunacağını, “G” ve “K” harflerinin ise telaffuzunun Türkçede son derece benzer olduğunu, müvekkili şirkete ait 2017/68615 işlem numaralı “…” İbareli markayla çekişmeli 2016/88012 işlem numaralı “…” ibareli markanın aynı ve son derece benzer mal ve hizmetleri kapsadığını, müvekkili markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olan davalı markasının tescilinin haksız rekabet teşkil ettiğini beyan ederek davalı şirket adına 39. sınıf yönünden tescil edilmiş 2016/88012 işlem numaralı ve “…” ibareli markanın benzerlik, haksız rekabet ve kötü niyet nedenlerine dayalı olarak 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1, 6/4, 6/5 ve 6/9, 6102 sayılı TTK.’nm 54, 55 ve 56 ve 4721 sayılı TMK.’nın 2 ve 3. maddeleri delaletiyle ve SMK’nın 25/1 maddesi gereğince hükümsüzlüğüne ve marka sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 19/04/2022 tarihli dilekçesinde, müvekkili talebi ve tarafların dava konusu hukuki ihtilaf üzerinde anlaşmış olması sebebiyle davadan ve bu dava ile ilgili tüm taleplerimizden feragat ettiklerini, tarafların karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama masrafı talebi bulunmadığını, feragat nedeniyle hüküm kurulmasını talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili 19/04/2022 tarihli dilekçesinde, davacı vekilinin 19.04.2022 tarihli feragat dilekçesinde beyan ettiği üzere, tarafların hukuki ihtilaf üzerinde anlaşmış olması sebebiyle, herhangi bir vekalet ücreti yahut yargılama giderine hükmedilmeksizin davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesine ilişkin muvafakatlerinin bulunduğunu, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE :
Dava; davalının 2016/88012 işlem numaralı ve “…” ibareli markasının davacı markalarına iltibas teşkil etmesinden ötürü davalı markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkini istemine ilişkindir.
Davacı ve davalı vekili 19/04/2022 tarihli dilekçelerinde, müvekkillerinin aralarında sulh olduklarını ve tüm uyuşmazlık konularında anlaştıklarını beyan ederek, davanın konusuz kalması sebebiyle davadan feragat ettiklerini belirtmiştir.
Dosya tetkik edilmiş, davacı ve davalı vekilinin 19/04/2022 tarihli dilekçeleri ile sulh olduklarını, karşılıklı yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ederek, davanın konusuz kaldığını ve davadan feragat ettiklerini ifade ettiklerinden feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmesi icap etmiştir.
H Ü K Ü M :
Feragat Nedeniyle davanın reddine,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan peşin alınan 31,40.-TL harcın mahsubu ile, kalan 49,30.-TL maktu ilâm harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacının yapmış olduğu giderlerin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Taraflar arasında vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davalıların yapmış olduğu bir gider bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.19/04/2022

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır