Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/1 E. 2022/296 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1 Esas – 2022/296
T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2022/1
KARAR NO : 2022/296

HAKİM :…
KATİP :…

DAVACI : ..
T.C. KİMLİK NUMARASI …
VEKİLİ : Av..
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : 2- …….
VEKİLLERİ : Av….

DAVA : Marka … Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 03/01/2022
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan marka … kararının iptali, istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, … plast” markasının 1986 yılından beri 05. sınıfta müvekkili adına tescilli olduğunu, markanın … ….. tarafından kullanıldığını, …’ın 1983 yılında kurulduğunu, yara bantları, elastik bandaj ve flaster gibi ürünlerin üretimini gerçekleştirdiğini, müvekkili tarafından yapılan …. başvuru numaralı “… plast” ibareli marka başvurusunun yayımına davalı şirket tarafından itiraz edildiğini, itiraz üzerine tescil başvurusunun reddine karar verildiğini, ret kararına karşı müvekkili tarafından itiraz edildiğini, itirazın … tarafından reddedildiğini, “… plast” ibareli markanın ilk olarak …. tescil numarası ile 31.12.1986 tarihinde 05. sınıfta tescil edildiğini, dava sonra …. tescil numarası ile 28.06.1989 tarihinde 05. sınıfta tescil edildiğini ve müvekkili tarafından kullanıldığını, müvekkili markası ile davalı markalarının aynı mal ve hizmetleri kapsamadığını, taraf markaları arasında herhangi bir benzerlik ya da çağrışımın bulunmadığını, müvekkili markasının asli unsurunun “……” ibaresi olduğunu, davalı şirket markalarının müvekkili markası ile karıştırılma ihtimali olmadığını, davalı şirkete ait markaların “çay” ürünlerine işaret ettiğini, taraf markalarında tek ortak noktanın “…” ibaresi olduğunu, bu ibarenin müvekkili markasının asli unsuru olmadığını, davalı şirket markaları ile müvekkili markasının ortalama tüketicide bırakacağı izlenimin farklı olacağını, müvekkilinin “……. markasını ilk tescil ettiren olduğunu ve 1989 yılından beri kullandığını, müvekkili markasının esas unsurunun “… plast” olduğunu, markada yan unsur olarak “tıbbi bez flaster” eklentisinin kullanıldığını, davalı şirket markası ile müvekkili markasını taşıyan ürünlerin birlikte satılmadıklarını, tüketicilerin ürün ve hizmetleri karıştırmasının söz konusu olmayacağını, ürünlerin müşteri çevresinin de aynı olmadığını beyanla müvekkilinin marka başvurusunun tescil işlemlerinin tamamlanmasına, … Kurumu …’nın… sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesi ile özetle; … kararıyla, asli ayırt edici ve ortak kelime unsuru “…” olan dava konusu başvuru ile itiraz markaları arasında mevcut olan benzerlikle başvuru markasında yer alan mallarla itiraz gerekçesi markalarda yer alan mallar arasındaki benzerliğin birlikte değerlendirilmesi neticesinde 6769 sayılı SMK 6/1’deki koşulların gerçekleşmiş olduğu sonucuna varıldığını, dava konusu marka kapsamında yer alan 05. sınıf emtianın tamamının davalı şirket markalarında aynen yer aldığını, dava konusu markanın “…” ibaresinden oluştuğunu, davacı markasında “…” ibaresinin baskın bir şekilde ilk okunan ve algılanan unsur olduğunu ve ön plana çıkarıldığını, taraf markalarının görsel ve işitsel düzeyde benzer olduğunu, davacı markasına eklenen “plast” ibaresinin markayı davalı markalarından farklılaştırmaya yetmediğini, …. ibaresinin ayırt edici niteliği haiz olmadığını, markada tali unsur olarak konumlandırıldığını, markaların genel izlenim itibariyle benzerlik arz ettiğinden tüketicilerin markalar altında sunulan mal veya hizmetlerin en azından birbiri ile bağlantılı işletmelerden geldiğini düşünebileceklerini, davacı tarafın markanın tescil işlemlerinin tamamlanmasına karar verilmesini mahkemeden talep etmesinin yersiz olduğunu, müvekkili …’in idari süreçte münhasıran yetkili olduğunu, aksi durumun hukuken fonksiyon gaspına neden olacağını, … kararının hukuka uygun olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle ; müvekkili şirkete ait “…” ve “…” asli unsurlu seri markalar olduğunu, müvekkiline ait “…” ibareli markanın….. sayı ile tanınmış marka olarak kabul edildiğini, davacının .. başvuru numaralı “… plast” ibareli marka başvurusunun yayımına müvekkili şirket tarafından itiraz edildiğini, itirazın kabul edildiğini, karara karşı davacı itirazının reddedildiğini, müvekkili şirketin 1978 yılında faaliyetlerine başladığını, “…” ibaresinin ilgili sektörde müvekkili şirket tarafından uzun yıllardır kullanıldığını ve ciddi yatırımlar yapıldığını, maddi ve manevi emek harcandığını, müvekkili şirketin “…” ibaresi ile özdeşleştiğini ve ibarenin kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığını, müvekkili şirketin ticaret unvanında da “…” ibaresinin çok uzun yıllardır kullanıldığını, müvekkili şirket markasının 1992 yılından itibaren aktif olarak kullanıldığını, markanın özellikle gıda sektörünün….. sınıflarda ve bu ürünlerin tüketiciye sunulduğu 35. sınıfta dahil olmak üzere bir tanınmışlığa üne ve marufiyete sahip tescilli bir marka olduğunu, müvekkili şirketin “…” markası üzerinde üstün ve öncelik hakkının mevcut olduğunu, dava konusu marka ile müvekkili şirkete ait markaların görünüş, renk, okunuş ve telaffuz açısından birebir aynı olduğunu, markaların aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olduklarını, dava konusu markada “…” ibaresinin sonuna yan unsur olarak “plast” ibaresi eklendiğini, “plast” ibaresinin markanın esas unsuru olan “…” kelimesini tanımlamak/vurgulamak amaçlı kullanıldığını ve herhangi bir ayırt edicilik vasfı bulunmadığını, müvekkili şirket markaları ile davacı markasının esas unsurlarının aynı olduğunu, davacı markasında “…” ibaresinin ön plana çıkarıldığını, “… plast” ibaresinin bir bütün olarak düşünülmesi halinde dahi müvekkili şirkete ait markalar ile aynı/ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, markanın görsel ve işitsel anlamda müvekkili markasını çağrıştırdığını, müvekkili şirkete ait markaların 05. sınıf da dahil olmak üzere birçok sınıfta tescilli olduğunu, dava konusu markanın aynı şekilde 05. sınıfta tescil başvurusuna konu edildiğini, tüketici nezdinde davacı markasının müvekkili şirketin bir alt veya yan markası olarak algılanacağını, markaların aynı mal ve hizmet noktalarında, yan yana ve aynı hizmetlerde kullanılması ve kullanılacak olmasının karışıklığa meydan vereceğini, bu durumun davacının sebepsiz zenginleşmesine ve haksız rekabete yol açacağını, davacı marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket markasının tanınmış marka olduğunu, müvekkili şirketin dünya genelinde çay pazarında önemli bir yer edindiğini, hem yurt içi hem de yurt dışında faaliyetleri olduğunu, 25 ülke ile ticari ilişkisi bulunduğunu, müvekkili şirketin “…” markasının yazılı ve görsel basında adından sıkça söz ettiren bir marka olduğunu, “…” markasının ….kapsamında olan tanınmış ve bilinen markalardan biri olduğunu, davacı markasında yer alan “plast” ibaresinin Türkçe bir anlamı bulunmadığını, ibarenin Google çeviride İsveççe olarak algılandığını ve “plastik” anlamına geldiğini, ibarenin anlamsal olarak da markaya ayırt edicilik vasfı kazandırmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.

GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında … kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DEĞERLENDİRMELER
Dava Konusu Marka ile Davalının Redde Mesnet Kabul Edilen Markaları Arasında İlişkilendirilme İhtimalinin Bulunup Bulunmadığı Bakımından Değerlendirme
Marka tescilinde nispi ret nedenleri arasında düzenlenen karıştırılma ihtimali uyarınca; tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği,
Markaların, karıştırılma ihtimaline dayalı tescil engelinden veya hükümsüzlük nedeninden söz edebilmek için aşağıdaki unsurların tamamının kümülatif olarak varlığı gerektiği, bu koşullardan herhangi birinin sağlanmamış olması halinde diğerlerinin varlığı değerlendirme konusu nispi tescil engelinin varlığını kabul için yeterli olmayacağı:
Dava konusu marka ile iddialara mesnet markaların kapsamında, aynı veya benzer mal ve hizmetler bulunuyor olması.
Dava konusu marka ile iddialara mesnet markaların aynı veya benzer olması.
Dava konusu markalar ile iddialara mesnet markalar arasında, ilişkilendirilme ihtimali de dâhil olmak üzere, halk nezdinde karıştırılma (iltibas) ihtimali bulunması.
Emtiaların Aynı/Benzer Olup Olmadığı
… kararında, dava konusu marka başvurusunun, davacıya ait….sayılı markalar ile de benzer olduğu ifade edilmişse de işbu markalar, müddet/geçersiz durumda olduğu,
Dava konusu marka kapsamında yer alan tüm emtialar bakımından taraf markaları arasında “emtiaların aynı veya benzer olması” şartının sağlandığı,
İşaretlerin Benzer Olup Olmadığı ve İltibas/Karıştırılma İhtimalinin Bulunup Bulunmadığı
Markaların emtia/hizmetlerinin aynı/benzer olduğu tespiti yapıldıktan sonra bakılması gereken ikinci kriter işaretlerin benzer olup olmadığı olduğu, iki markanın benzer olup olmadığı değerlendirilirken; markalar arasında görsel, işitsel veya kavramsal düzeyde ortaya çıkan benzerlik veya yakınlık dikkate alınması gerektiği, görsel, işitsel veya kavramsal benzerliğin derecesi konusundaki değerlendirmeyi malların niteliğini ve malların piyasaya sunum yöntemlerini dikkate alarak yapmak yerinde olacağı, ilgili tüketicinin markaları doğrudan karşılaştırma imkânının bulunmadığı, markaların karşılaştırmasını zihninde muhafaza ettiği tam (eksiksiz) olmayan imaja göre yaptığı dikkat edilmesi gerektiği, görsel benzerlik, kelime veya şekil markalarının görünüm olarak benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkacağı, görsel benzerliğin tespiti, markaların benzer markalar olarak değerlendirilmeleri için, tek başına yeterli olarak kabul edilebileceği,
Dava konusu marka başvurusu, kırmızı bir arka plan üzerine yazılmış “……” ibaresinden oluştuğu, marka kapsamında herhangi bir şekil unsuru bulunmamaktadır. “…” kelimesi standart bir yazı karakteri ve büyük harflerle yazılmış iken, …” ibaresi küçük harflerle ve italik olarak yazıldığı, “…” ibaresi, yazıldığı gibi okunmakta ve ….” şeklinde telaffuz edildiği,
…” ibaresi, Yunan alfabesinin ikinci harfidir. …’de bilinen dillerden olmamakla birlikte, “…” ibaresi yaygın olarak kullanılan bir ibare olduğu, bir çeşit virüsü de simgeleyen “…” ibaresi, ortalama bir tüketici, “…” ibaresinin orijinal bir kelime olmadığını bilebilecek durumda olduğu, internette yapılan araştırmada,…” ibaresinin …” ibaresi ile birlikte sıklıkla kullanılan bir ibare olduğu,
….” ibaresinin, ayırt edici niteliği bulunmayan, ilgili sektörde sıklıkla ayırt edici bir ibare ile birlikte yazılan ve genelde … ibaresi ile kullanılan bir ibare olduğu tespit edildiği, sektör için ayırt edici niteliği düşük bir ibare olan “plast” ibaresinin markaya yeterli ayırt edicilik sağlamaktan uzak olduğu, dolayısıyla, davacıya ait dava konusu marka başvurusunun marka algısı yaratan, esas unsur niteliği taşıyan unsurunun “…” ibaresi olduğu,
Davalıya ait redde mesnet kabul edilen markalar ise, “…” ibaresini ortak olarak içermekte ve genel olarak “…” ibaresinden sonra konumlandırılmış ikincil kelime unsurlarından oluştuğu, davalıya ait markalardan sadece biri, sadece “…” ibaresinden oluştuğu, davalıya ait markaların bir kısmı kelime markası iken, bir kısmı ise bir ambalaj görselini içeren karma nitelikte markalar olduğu, davalı markalarında “…” ibaresinden sonra gelecek şekilde konumlandırılmış “tea, erken hasat, tea karadeniz yüksek tepeler, karadeniz, mayıs çayı, kızıl dem, çay güneşi, vital, ala kahve evi, bemilta, tea fusion, welltea reform, life, çay aşkı, soğuk dem, çay uzmanı” gibi tali unsurlu kelimeler bulunduğu,
Taraf markaları arasındaki uyuşmazlık “…” kelimesinin ortaklığından kaynaklanmakta olup, markalar kapsamındaki diğer şekil ve kelime unsurlarının ayırt edici niteliğinin düşük olduğu gözetildiğinde, taraf markaları arasında “…” kelimesinin ortaklığından kaynaklı olarak düşük seviyede görsel ve işitsel benzerlik olduğu,
Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus; ortalama düzeydeki halk nezdinde bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurulması olduğu, hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmesi gerektiği, burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından umumi intiba olmasa bile halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmesi gerektiği, tüketicinin iki işaret arasında doğrudan ya da kaynakları bakımından idari – iktisadi bir ilişki kurma yanılgısına düşmesi iltibas ihtimalinin kabulü için yeterli olacağı,
Karıştırılma olasılığının değerlendirmesi, inceleme konusu markaların görsel, işitsel veya kavramsal benzerliği bakımından, markaların ayırt edici ve baskın unsurları özellikle göz önüne alınarak, markaların bütünsel olarak ortaya çıkardıkları izlenim esasında yapılması gerektiği, inceleme konusu malların veya hizmetlerin ortalama tüketicilerinin markaları algılayış biçimi, karıştırılma olasılığına yönelik genel değerlendirmede belirleyici rol oynadığı,
Markalar arasındaki görsel, işitsel veya kavramsal benzerlikler bütün olarak karşılaştırılmalıdır. Karşılaştırma, genel izlenim esas alınarak, özellikle markaların ayırt edici ve baskın unsurları ve davanın koşullarıyla ilgili tüm faktörleri dikkate alarak global olarak yapılması gerektiği,
Karıştırılma ihtimali değerlendirilirken araştırılması gereken bir diğer husus da hedef tüketici kitlesi olduğu, tüketici kitlesi, her bir mal ve hizmet türü için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, markalar arasındaki karıştırılma ihtimalinin tespitinde kural olarak ortalama tüketiciler dikkate alınacak olup; doktrinde kabul edilen kritere göre malın hitap ettiği makul düzeyde bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıklık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimali bulunması, benzerlik ve iltibas bulunduğunun kabulü için yeterli olduğu, yukarıdaki hususlar dâhilinde somut olayda, “….” olarak işaretlenen ve işbu davanın konusunu oluşturan ürünler, 05. Sınıf emtialar olduğu, taraf markaları davaya konu 5/1 ve 5/3 altsınıfta bulunan “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı radyoaktif kimyasal maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç): diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri.” emtiaları, doktorlar, veterinerler, eczacılar ve diş hekimlerine hitap eden emtialar olup, söz konusu uzman kimselerin bilinç düzeyi dikkate alınarak iltibas değerlendirmesi yapılması gerektiği, buna karşılık bu emtialar haricinde kalan emtiaların ise, salt ihtisas sahibi bilinç düzeyi yüksek kimselere hitap etmedikleri, içerisinde farklı sosyo-ekonomik toplumsal kesimlerden gelen bireylerin oluşturduğu halk kesimine de hitap ettikleri, ilgili tüketicinin makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı olduğu,
Taraf markalarının “…” ibaresini ortak olarak içermelerinden kaynaklı aralarında belirli bir seviyede benzerlik bulunduğu, taraf markalarının esaslı unsuru ya da esaslı unsurlarından birinin “…” ibaresi olduğu, aynı zamanda taraf markalarının aynı/aynı tür emtialar içerdiği kabul edilmekle birlikte, 5. sınıf emtianın bir kısmının yüksek bilinç düzeyine hitap ettiği, bir kısım emtianın ise ortalama tüketicisinin ise makul düzeyde bilgi ve dikkat düzeyine sahip olduğu, dava konusu 05/01 ve 05/03 alt sınıfında yer alan ürünlerin gündelik ihtiyaçlara yönelik kısa sürede karar verilerek satın alınan ürünler olmadığı, bu nedenle ilgili tüketicinin bilgi düzeyi dahilinde tüketicilerin farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlayabilmelerinin mümkün olduğu, dolayısıyla 05/01 ve 05/03 alt sınıfında yer alan emtialar bakımından taraf markaları arasında karıştırılma ve iltibas ihtimali şartlarının oluşmadığı, diğer emtialar bakımından ise taraf markaları arasında karıştırılma ve iltibas ihtimali şartlarının oluştuğu,
Davacının Önceki Tarihli Tescilli Markalarına Binaen Müktesep Hakkının Bulunup Bulunmadığı
Davacı yanın iddiaları kapsamında davacı adına kayıtlı önceki tarihli markalarının, dava konusu başvuruya müktesep hak oluşturup oluşturmadığı :
Yargıtay kararlarında kazanılmış hak sağlayan önceki markaların belirlenmesi yönünden bazı ölçütler getirilmiş ve getirilen bu kriterler güncel kararlarda da geçerliliğini koruduğu, buna göre;
Öncelikle kazanılmış hak sağlayan markanın tescilli olması, müktesep hak teşkil eden markanın tescilli olarak uzun süre kullanılması, bir başka deyişle kullanım ve tescilinin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkmış olması gerektiği,
İkinci olarak bu markaya dayalı olarak yapılan sonraki başvuruda kazanılmış hak sağlayan markanın asli unsuru muhafaza edilerek, işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle oluşturulması gerektiği, zira önceki markanın asli unsuru dahi değişmiş ise bu artık yeni bir marka başvurusu olacağından önceki markanın zaman içindeki değişikliklere uyarlanması için yapılmış bir başvuru olduğu kabul edilemeyeceği,
Son olarak sonraki başvurunun, önceki markanın kapsadığı mal/hizmet ile aynı veya aynı tür emtiaları içermesi, kapsamını genişletme yoluna gitmemesi zorunlu olduğu,
Dava konusu marka başvurusu, 31.01.2020 tarihinde tescil başvurusuna konu edildiği, davacı taraf, içerisinde “…” ibaresini içeren markaların da yer aldığı 62 adet markayı, dava dışı …. firmasından, …. yevmiye numaralı devir sözleşmesi ile devir aldığı,
Davacının davaya konu marka başvurusu “…“ ibaresinden oluşmakta iken, önceki tarihli markaları ”…” ibaresini içeren ibarelerden oluştuğu, davacının önceki tarihli markaları ile dava konusu marka görsel olarak ayniyet derecesinde benzer olmamakla birlikte, davacının önceki tarihli markalarının esas unsuru olan “…” ibaresi, sonraki tarihli dava konusu markada korunduğu,
Davacı taraf, markaların kullanımını gösterir şekilde, marka işlem dosyasına, faturalar, sertifikalar, ürün fotoğraflarını içerir internet sitesi görselleri, ürün tanıtım belgeleri, ürün görselleri, fuar görselleri sunmuştur. Davacı taraf, “…” esas unsurlu markalarını ve özellikle “……” ibaresini, “tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri” emtiası bakımından kullandığı,
Davacı tarafa ait önceki tarihli markaların tescil tarihi üzerinden 5 yıl geçmiş olup, markalar hükümsüzlük tehdidi altında olmadığı,
….. 25.6.2019 tarihli kararında; “… marka sahibinin kazanılmış haklar ilkesinden hareketle önceki markanın asli unsurunu muhafaza ederek markasını gençleştirmesi ve yeni seri marka yaratma hakkı bulunmaktadır. Ancak, söz konusu haktan yararlanılabilmesi için önceki markanın hükümsüzlük tehdidi altında bulunmaması ve markanın söz konusu mal ve hizmetlerde kullanılıyor olması, ayrıca, yeni marka başvurusu ile başkaları adına tescilli markalara da yanaşılmaması gerekmektedir…” şeklinde ifade ile kazanılmış hak için önceki tarihli markanın kullanılması şartını getirmiştir. Davacının, dava konusu markayı, “tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri” emtiası bakımından kullandığı, dosyaya sunduğu,
Davacı yanın önceki tarihli markalarına ve markayı fiilen kullanımına istinaden “tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri” emtiası bakımından binaen kazanılmış hakkının bulunduğu,
Dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan tüm emtialar bakımından, taraf markaları arasında sınıfsal ayniyet bulunduğu, davacıya ait dava konusu marka başvurusu ile davalıya ait markaların benzer olduğu,
Dava konusu marka kapsamında yer alan “05/01: İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı radyoaktif kimyasal maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. 05.03: Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç): diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri.” emtiaları bakımından taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, bu emtialar bakımından dava konusu … kararının yerinde olmadığı,
Dava konusu marka kapsamında yer alan “05/02: Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. 05/04: Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. 05/05: Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. 05/06: İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. 05/07: Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” bakımından ise taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu, bu emtialar bakımından dava konusu … kararının yerinde olduğu, fakat; davacı başvuru sahibinin önceki tarihli markaları nedeniyle “tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri” emtiası bakımından kazanılmış hak sahibi olduğu ve “05/01: İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı radyoaktif kimyasal maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. 05.03: Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç): diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri.”ne ek olarak “tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri” emtiası bakımından da dava konusu … kararının yerinde olmadığı sonuçlarına ulaşılmış davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın kısmen kabulüne,
Davaya konu T…sayılı kararının 5/1 “insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı radyoaktif kimyasal maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler” 5/3 “diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç), diş dolgu maddeleri , diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri” 5/4 “tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri ” bakımından iptaline,
Alınması gereken 80,70.-TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın kısmen reddolunması ve davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirmeleri sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 15.000,00.-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davanın kabul ret oranının takdiren %50 olarak kabulüne,
Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 80,70.-TL ilâm harcının tamamının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,      
Davacının bunun dışında yapmış olduğu aşağıda dökümü yazılı 2.612,7‬0.-TL

yargılama giderinin %50’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,   
Davalı şirketin yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı kurumun yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı kurum ve davalı şirket vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde…. Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.29.09.2022

Katip
e-imzalıdır.

Hakim….
e-imzalı

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 92,20.-TL
Bilirkişi Ücreti :2.300,00.-TL
G.A : 220,50.-TL-
TOPLAM :2.612,7‬0.-TL