Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/99 E. 2021/185 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/99
KARAR NO : 2021/185

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : 1- ….
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : 2- … -… …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Marka YİDK Kararlarının İptali
DAVA TARİHİ : 31/08/2020
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26.05.2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan YİDK Kararının İptali istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkilinin “…” markalarını çok uzun süredir kullanmakta olduğunu, yine ürün içeriğinin geliştirilerek “… forte” şeklinde de piyasaya sürüldüğünü, müvekkilinin gerek dünyada gerekse de Türkiye’de tescilli markalarının olduğunu, 95/003862 sayılı markasının yanı sıra 2019/100569 sayılı markasının da mevcut olduğunu, müvekkilinin markasını 1972 yılından beri pek çok ülkede tescil ettirdiğini, davalı yanın kötü niyetli olarak müvekkili markalarını tescil ettirmeye çalıştığını, 2019/13652 sayılı “as sinopret” ve 2019/10482 sayılı “…” markalarının açıkça müvekkili markaları ile benzer olduğu gibi yine aynı malları kapsadığını, kurum nezdindeki itirazlarının kısmen kabul edilmiş olduğunu, markalardaki sair unsurların markaları farklılaştırmadığını, markaların görsel olarak benzer olduklarını, yine işitsel olarak da yüksek düzeyli benzerlik bulunduğunu, reddedilmeyen malların da müvekkili markaları kapsamındaki mallar ile benzer olduğunu, müvekkili markalarının herhangi bir etken maddeyi çağrıştırmadığı gibi dünya genelinde de tanınmış olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, hatta müvekkili markalarının birebir aynısını dahi başvuru konusu ettiğini, ayrıca davalının müvekkilinin kullanım biçimini dahi taklit ettiğini, müvekkilinin tanıtım görsellerini dahi kullandığını beyan ederek 2019/10482 sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğünü ve 2020-M-3256 sayılı YİDK kararının ise iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı Türk Patent vekili cevabında özetle; kurum kararının yerinde olduğunu ifade ederek davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Almanya’da faaliyet gösterdiğini, taraf faaliyetlerine konu ürünlerin farklı olduğunu, müvekkilinin tıbbi ve veterinerlik amaçlı ilaç üretmediğini, davacı markalarının tanınmış olmadığını, müvekkili markası ile davacıya ait markanın farklı olduklarını, müvekkili markasının başlangıç kısmında “as” sesinin yer aldığını, ayrıca yine “o-u” harfleri ve “forte” kelimesi açısından farklılaştıklarını, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında YİDK kararının yerinde olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Dava konusu ibaresinin 05. Sınıf mallarda tescili amacıyla 04.02.2019 tarihinde gerçekleştirildiği görülen 2019/10482 sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.04.2019 tarih ve 322 sayılı bültende ilan olunduğu,
Anılan ilana karşı davacı yanın 95/003862 sayılı markasına dayalı olarak itirazda bulunduğu, işbu itiraz sonucunda Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 04.11.2019 tarihli kararı sonucunda başvurudan 05. Sınıftaki “insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler” mallarının çıkartılmasına karar verildiği,
Söz konusu karara karşı davacı tarafça bir kez daha itiraz edildiği ve başvurunun kül halinde reddinin talep olunduğu görülmüş ise de 04.05.2020 tarih ve 2020-M-3256 sayılı karar neticesinde davacı itirazlarının reddine karar verildiği,
İşbu davanın YİDK kararının iptali istemi açısından mahkememizin 17.03.2021 tarihli celsesinde 2020/254 esas sayılı davadan tefrik edildiği anlaşılmıştır.
İşlem dosyasının tetkikinde; yargılama konusu YİDK kararının 04.05.2021 tarihinde tesis edildiği, kararın itiraz sahibi vekiline 07.05.2020 tarihinde tebliğ edildiği gözlemlenmiştir.
Türk Patent Enstitüsü’nün Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki 5000 sayılı Kanunun, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kenar başlıklı 10. maddesine göre; “Sınaî mülkiyet haklarının tescil işlemleri ile ilgili Enstitünün almış olduğu kararlara karşı başvuru sahipleri veya üçüncü kişiler tarafından yapılacak itirazların incelenmesi ve değerlendirilmesi işlemleri Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunca yürütülür. …Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararları Enstitünün nihai kararıdır. Bu kararlara karşı ilgili mahkemede dava açılabilir.”
556 sayılı KHK’nın 53.maddesi uyarınca da “Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun, 47 nci ila 52 nci maddelerde belirtilen itiraz işlemleri ile ilgili kesinleşen kararlarına karşı, kesinleşen kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde, yetkili mahkemede dava açılabilir.”
İki aylık süre dava açabilmek için hak düşürücü niteliktedir.
YİDK tarafından tesis edilen 2020/M-3256 sayılı kararı davacı muterize 07.05.2020 tarihinde tebliğ olunduğu anlaşılmaktadır.
Şu hâle göre, yasal iki aylık dava açma süresi 07.07.2020 tarihinde son bulmaktadır. Oysa iki ay olan yasal sürenin dolmasını müteakip 31.08.2020 tarihinde işbu davanın açıldığı saptanmıştır.
Dolayısıyla YİDK kararının iptali istemiyle açılan davanın, süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Neticede dosya incelendiğinde davanın tebliğden itibaren iki aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Yidk İptali Yönünden Açılan Davanın Reddine,
Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Davalı kurum ile şirket kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davalı kurumun yapmış olduğu bir gider olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı şirketin yapmış olduğu bir gider olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı vekili ve davalı kurum ile davalı şirket vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.26.05.2021

Kâtip Hâkim … ✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır