Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/91 E. 2021/310 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/91 Esas – 2021/310

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/91
KARAR NO : 2021/310

HAKİM :….
KATİP :….

DAVACI :….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : 1….
VEKİLİ : Av….
DAVALI : 2-….
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : Marka YİDK Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 22/03/2021
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/09/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka YİDK Kararının İptali istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkilinin 1980 yılından bu yana havlu, bornoz gibi kumaş ürünlerinde, dokuma ve örme alanlarında faaliyet gösterdiğini, 2014 yılından beri a … Deluxe a Soft Touch markasını tescilli olarak kullandığını, müvekkilinin 2019/74358 başvuru numarası ile “…” markasını 24. , 25. ve 35. Sınıf mal ve hizmetlerde tescili için başvuruda bulunduğunu, … sayılı YİDK Kararı, 24.01.2020 tarihli yazısında mal/hizmetler bakımından re’sen 6769 s. SMK’nın 5 1- (b) ve (c) bentleri uyarınca kısmen reddine, sınıf kodu 24 ve 35 olan tescil işlemlerin çıkarılmasına, kalan mal ve hizmetler için devam ettirilmesine karar verildiğini, davaya konu olan … Mağazacılık Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne ait ” …” ibareli marka ile müvekkili firmaya ait “…. ” markası birbirine benzemediği gibi karıştırma ihtimali de bulunmadığını, müvekkili markasının bileşke bir marka olarak ayırt edici olduğunu, “…. ” ifadesi tek başına bir kelime olarak değerlendirildiğinde tüketici üzerinde bıraktığı izlenim açısından “…” markası ile farklı olduğunu ve hiçbir ortak yönünün bulunmadığını, …” ile “…” markalarının, logolarının ve yazım karakterlerinin dahi birbirinden farklı olduğunu, müvekkili markasının özgün bir niteliğinin bulunduğunu, iddia ederek … sayılı YİDK kararının 24. ve 35. sınıf kapsamındaki kısmı ret kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesi ile özetle; verilen kurum kararının yerinde olduğunu, ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle ; Davacı yanın markasını 2014 yılından beri kullanımda olduğu yönündeki iddiaların yerinde olmadığını, müvekkilinin “…” markalarının tanınmış marka olduğunu, özel/01591sayı ile korunmakta olduğunu, muhtelif yargı kararları ile de bu durumun tespit edilmiş olduğunu, taraf markalarının benzer olduğunu, müvekkili şirketin tekstil ve perakende mağazacılık sektöründe elde ettiği tanınmışlık sayesinde “…”, “…. ” gibi ifadelerin doğrudan müvekkili şirket ile bağdaştırıldığını, davacının da “…” gibi bir marka içerisinde “…” ibaresi kullanmasının iltibasa yol açacağını ve ayrıca ortalama tüketici nezdinde tescil başvurusunda bulunulan markanın müvekkili şirkete ait seri bir marka olduğu veyahut müvekkili şirketin alt markası olarak değerlendirilebileceğini, müvekkili markalarının “…” asli unsuru etrafında oluşturulmuş seri markalardan meydana geldiğini, “…… ” gibi çok sayıda markasının bulunduğunu, müvekili şirket adına tescil edilmiş olan seri markaların 24. Ve 35. Sınıflarda tescilli olduğunu ve kullanıldığını, müvekkili markalarının tanınmış marka olduğunu, tescil ettirilmek istenen “…” ibaresinin Türkçe karşılığı “… … Dokunuşu, … … Dokunuş” anlamlarına geldiğini, bu haliyle markanın doğrudan müvekkili markalarını çağrıştırdığını, davaya konu edilen markanın tescil edilmesi halinde; ortalama bir tüketicinin dava konusu edilen markayı müvekkili şirkete ait seri marka olarak düşünecek olduğunu, davacının faaliyet alanının farklı olduğu iddiasının yerinde olmadığını, Ankara ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/94 E. sayılı dosyası üzerinden görülen davada davalıya ait “…” markasının müvekkili şirket markası ile iltibas tehlikesi teşkil ettiği gerekçesiyle mahkeme tarafından sicilden terkinine karar verildiğini, İstanbul ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/113 E. sayılı dosyası üzerinden görülen davada 2017/423 K. sayılı karar ile davalı şirket unvanından “…” ibaresinin terkinine karar verildiğini, Ankara ….. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2013/150 E. sayılı dosyası üzerinden görülen davada davalı şirkete ait “…” markasının müvekkili şirket markası ile iltibas tehlikesi teşkil ettiğine kanaat getirildiğini, bu kararların yüksek mahkemelerce de onandığını, ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında YİDK kararının yerinde olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
6769 s. SMK 5/1-B ve C MADDELERİ YÖNÜNDEN :
Mevzuatımızda 5/1-b maddesi kapsamında “Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler”in marka olarak tescil edilemeyeceklerini düzenlemektedir. Madde gerekçesi incelendiğinde, sicilde gösterilebilir olmasına rağmen mal ve hizmetler bakımından herhangi bir şekilde ayırt ediciliği bulunmayan, kaynak gösterme fonksiyonuna sahip olmayan dolayısıyla tüketiciler tarafından marka olarak algılanmayacak işaretlerin tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir.
Avrupa Adalet Divanı ve EUIPO ve üye ülkelerin ulusal mevzuatlarına göre bu maddenin yorumunda hareket noktası markanın esaslı fonksiyonu kavramıdır. Bir markanın reklam, garanti vs fonksiyonları da bulunmakla birlikte esaslı/asıl fonksiyonu, mal ve hizmetleri bir başkasının mal ve hizmetlerinden ayırt etmekten ibarettir. Dolayısıyla ürünün bir kişi veya firmaya ait olduğunu tanıtmaya imkan vermesi, yani ayırt edici gücünün olması gereklidir. Eğer ki işaret, ürünün aidiyeti hakkında tüketiciye bir bilgi veremiyor ise marka olarak tescil edilemez. Dolayısıyla ayırt edicilik fonksiyonu, işaretlerin genel ve temel bir özelliğidir.
“Bir markanın ayırt edici karaktere sahip olması için o markanın, tescili istenen ürünün belirli bir işletmeden kaynaklandığını belirler hale gelmiş ve böylece o ürünü diğer işletmelerin mallarından ayırır hale getirmiş olması gerekir. (C-144/06 P Henkel v OHIM [2007] and C-304/06 P Eurohypo v OHIM [2008]).”
Yargıtay kararlarında da, ayırt ediciliğin, markanın temel fonksiyonu olan kaynak gösterme fonksiyonunun sağlanıp sağlanmadığına bağlı olduğu ifade edilmektedir. Yargıtay 11. H.D.’nin 2005/1359 E., 2006/3136 K. sayılı kararında “556 sayılı KHK ile hüküm altına alınan tanım ve ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, ayırt edicilik fonksiyonu markanın en temel unsurudur. Çünkü, ayırt edicilik markanın üzerinde kullanıldığı bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini diğer teşebbüslerin mal ve hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlayan en önemli tescil şartıdır.” denilerek ayırt ediciliğin markanın en temel unsuru olduğuna dikkat çekilmiştir.
Yine mevzuatta yer alan bir diğer mutlak ret gerekçesi olan 5/1-c maddesi uyarınca ise “Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler” in marka olarak tescili mümkün değildir.
Bir işaretin bu kapsamda değerlendirilebilmesi için, mal veya hizmetin karakteristik bir özelliğini, vasfını, amacını hiçbir özel zihni çabaya mahal bırakmadan, mal veya hizmet ile olan sıkı ilişkisi sebebiyle derhal düşündürmesi ve akla getirmesi gerekmektedir. Bu bağlamda bir işaret, marka olarak kullanılacağı kavramın adına veya tanımına yakın olduğu oranda ayırt etmeyi sağlamaktan uzaklaşır. Kavramdan veya kavramın tanımından uzaklaştığı oranda ayırt edici nitelik kazanır. Örnek olarak; kapı kilidi için “kapı kilidi” veya “kilit” resminin ayırt edici niteliği bulunmamaktadır.
Nitekim doktrinde de kabul gördüğü üzere “Mal ile sadece uzaktan ilişkisi olan basit hatırlatmalar ve telmihler markaya tasviri bir karakter vermez. Eğer marka bir şeyin adını ihtiva ediyorsa, onun herkes tarafından kullanılabileceğinin kabulü için mal ile öyle bir fikri yakınlığı olmalıdır ki markanın tasviri karakteri özel bir zihni çaba harcanmaksızın anlaşılabilsin.
Görüleceği üzere işaretin, söz konusu mutlak ret nedeni kapsamında kalıp kalmadığının, başvuru kapsamındaki emtialar ile işaret arasındaki ilişki gözetilerek değerlendirilmesi gereken bir husus olduğu aşikardır. Zira işaretin, ilgili mal ya da hizmetin bir özelliğini ifade edip etmediği değerlendirilirken, başvuru kapsamındaki mallar / hizmetler esas alınmak durumundadır. Çünkü bir mal / hizmet için tanımlayıcı nitelikte olan bir kelime, başka bir mal / hizmet için tanımlayıcı olmayabilir. Örneğin; meyveler için nitelik belirten “taze” kelimesi elektronik cihazlar için; akaryakıt ürünleri için cins belirten “diesel” ibaresi pantolonlar için herhangi bir özellik belirtmemektedir.
Dolayısıyla bir işaretin ayırt edici olup olmadığı ya da cins, çeşit, vasıf bildirici mahiyet taşıyıp taşımadığı hususunun başvuru kapsamındaki emtialar bakımından topyekün bir şekilde ele alınarak incelenmesi doğru olmayıp her bir emtia bakımından ayrı ayrı değerlendirmede bulunulması gerekmektedir.
Bu ilkeler çerçevesinde uyuşmazlığa dönüldüğünde, başvuru konusu “şekil” ibaresinin, YİDK kararı neticesinde reddine karar verilen 24. Sınıf: “Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri. Kampçılar için uyku tulumları.” Ve 35. Sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için “Tekstil amaçlı büküm iplikleri; dikiş, nakış ve örgü iplikleri, tireler, esnek iplikler. Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular.Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri.Kampçılar için uyku tulumları” mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetleri açısından, kalır bir algı yaratıp yaratmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Söz konusu başvuru elips şeklinde mutat bir logonun içerisine stilize yazım biçimi ile yerleştirilmiş “…”, “delux” ve “a soft touch” şeklinde üç gruba ayrılabilecek sözcük unsurlarından ve bir pamuk çiçeği görselinden oluştuğu görülmektedir. “…” kelimesi İngilizce’den de dilimize “…” olarak geçmiş olan ve “pamuktan yapılmış bir tür kumaş” için kullanılan bir ibaredir. “delux” ibaresi ise aslen “deluxe” şeklinde bir yazım biçimine sahip olduğu “en yüksek standardın ifadesi, …, şatafatlı” gibi anlamları bulunan İngilizce kökenli bir kelimedir. Markada yer alan ve bu iki sözcük unsuruna nazaran daha küçük harf karakterleri ile ve logonun alt kısmında konumlandırılacak şekilde yazılmış “a soft touch” ibaresi ise “yumuşak bir dokunuş” anlamına gelen bir slogan mahiyetindedir.
“…” şeklindeki kelimeler, bu haliyle markanın esas unsurunu oluşturmakta olup markadaki sair sözcük unsurlarına nazaran daha büyük ve ön planda olacak şekilde yazılmışlardır. Bu iki ibarenin sahip oldukları bağımsız anlamlar itibariyle “şatafatlı, gösterişli, … … kumaş” gibi bir anlamı tüketiciye verebilir ise de tüketicinin bu şekildeki bir kombinasyonu taşıyan marka ile karşı karşıya kaldığında, markayı meydana getiren kelimelerin bağımsız anlamlarını değil, markayı oluşturan bütünün yarattığı algıyı öncelikli olarak zihninde algılayacağı,
Kaldı ki ülkemiz ortalama tüketicisinin “delux” şeklinde, İngilizce yazımı ile de birebir örtüşmeyen ve yaygın kullanılan bir sözcük olarak da nitelendirilemeyecek böylesi bir ibarenin anlamını derhal algılayabileceği dahi tereddütlü olup bu algıyı edinmesi durumunda da anılan ibare ile bir araya getirilmiş “…” sözcüğü arasında doğrudan kavramsal bir ilişki kurması beklenebilir değildir.
5/1-b ve c maddeleri kapsamında yapılan değerlendirmeler açısından, tüketicinin, karşı karşıya kaldığı ibarenin kavramsal karşılığı ile işaretin kullanılacağı mal veya hizmet arasında derhal ve tereddütsüz edineceği bir algıya sahip olması gerekmektedir. Bu algının dolaylı yollardan edinimi halinde artık söz konusu mutlak ret nedenleri kapsamında değerlendirilebilir bir işaretten bahsedilmesi mümkün değildir. Kaldı ki dava konusu markada ayrıca “a soft touch” şeklinde ayırt ediciliği güçlü olmamakla birlikte ayırt ediciliği bulunan sair sözcük unsurları da yer almakta olup her ne kadar anılan ibareler tali nitelikte yazılmış iseler de markanın bütünsel algısında yeri olan sözcüklerdir. Ortalama bir tüketicinin dava konusu markayı tüm unsurları ile birlikte ve bir bütün olarak algılayacağı düşünüldüğünde, bu şekildeki bir şekil + sözcük markasının 5/1-b ve 5/-1c maddeleri kapsamında değerlendirilebilir olmadığı,
Sonuç olarak iptali talep olunan YİDK kararına konu 24 ve 35. Sınıf mal ve hizmetler açısından, dava konusu “şekil” şeklindeki marka başvurusunun 5/1-b ve 5/1-c maddeleri kapsamında değerlendirilebilir nitelikte bir işaret olmadığı, anılan mal ve hizmetler açısından başvurunun mal ve hizmetleirn kaynağını işaret etmeye elverişli, bir bütün olarak ayırt edici gücü bulunan bir şekil ve sözcük markası olduğu, sonuçlarına ulaşılmış davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M :
Davanın kabulüne,
TÜRKPATENT YİDK’nın 24/01/2021 tarih ve 2021/M-222 sayılı kısmi red kararının iptaline,
Alınması gereken 59,30.-TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.465,10.-TL
yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.23.09.2021

Kâtip Hâkim ✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 127,10.-TL
Bilirkişi Ücreti :2.250,00.-TL
G.A : 88,00.-TL-
TOPLAM :2.465,10.-TL