Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/89 E. 2021/411 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2021/89
Karar No : 2021/411

Hakim : … …
Katip : … …

Davacı : ….
Davalı : …
Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali
Dava Tarihi : 23/03/2021
Karar Tarihi : 23/12/2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 23/12/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; müvekkilinin 2020/60120 sayısı ile gerçekleştirdiği “…” ibareli başvurusunun 35. Sınıf açısından reddedildiğini, verilen ret kararının yerinde olmadığını, 5/1-b ve 5/-1c maddelerin koşullarının somut olayda meydana gelmediğini, müvekkili markasının bir bütün olarak değerlendirildiğinde renk, şekil ve sair unsurların bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş bir bütün olduğunu, doğrudan tanımlayıcı bir niteliğinin bulunmadığını, tüketicinin bu markayı herhangi bir emtia ile ilişkilendiremeyeceğini, markayı meydana getiren unsurların ayrı ayrı ya da bütün olarak tanımlayıcılığına engel bir durumunun olmadığını, bu ibareler ile tescil edilmiş çok sayıda markanın halihazırda mevcut olduğunu, daha evvel “…”, “…. ” gibi markaların tescil edilmiş markalar olduklarını ifade ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevabında özetle; davacının 2020/60120 sayılı marka başvurusunun “…” ibaresinden oluştuğunu, ibarenin standart düz ve sıradan bir yazı stiliyle davacının dava dilekçesinde belirtiğinin aksine herhangi bir şekil veya renk unsuru içermeden siyah renkte harfler kullanılarak kaleme alındığını, ibarenin tescil edilmek istendiği 35. Sınıf yönünden tanımlayıcı bir ibare olup, herhangi bir ayırt ediciliğinin de mevcut olmadığını, ibarenin “1” “… ” “…. ” hepsi aynı standartlıkta olan yazı ibarelerinin yan yana yazılmasıyla oluşturulduğunu, ancak ibarede özgün bir kullanım olmadığı sıradanlığın da ötesine geçilemediğini, işbu ibarenin ilgili sektörde ve ticari hayatta yaygın kullanımı olan tasviri ibareler olduğunu, böyle bir ibarenin tescil edilmek istendiği sınıf bakımından ayırt ediciliğinin bulunmadığını, marka algısı yaratmayan ve bir kimsenin tekeline bırakılamayacak olan bu 2020/60120 sayılı markanın özellikle tescil edilmek istendiği mallar göz önüne alındığında ayırt ediciliğinin bulunmadığını, davacı marka başvuru ibaresinin, ortalama tüketici kitlesi tarafından, doğrudan doğruya ve hiçbir zihni çabaya gerek kalmadan tasviri şekilde algılanması kaçınılmaz olduğunu, bu haliyle ibarenin, markanın temel fonksiyonlarından olan ayırt edicilik unsurunu yerine getiremediğini, bir ticari kaynağı işaret etmediği ve bir işletmeyi diğerinden köken olarak ayırt etmeyi sağlamadığını, böyle bir kullanımın, marka algısı yaratmadığını, “Hemen arayın/tıklayın gelsin, çabucak gelsin” gibi anlamları ifade etmesi itibariyle ve tescil edilmek istendiği hizmetler dikkate alındığında dava konusu markanın tanımlayıcı bir ibare olduğunu, münhasıran bir kişinin tekeline bırakılamayacağını, söz konusu ayırt ediciliği olmayan ve tanımlayıcı olan işbu ibarenin tek bir işletmenin tekeline verilemeyeceğinden verilmiş olan YİDK kararının tüm yönleriyle hukuka uygun olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalı arasındaki uyuşmazlık, başvuru markasının 6769 sayılı kanunun 5/1-b,c maddeleri uyarınca reddinin yerinde olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davacının 2020/60120 sayılı; “…” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Davaya konu 2020/60120 sayılı “…” ibareli marka için davacı tarafından 09/06/2020 tarihinde 35.Sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde başvuruda bulunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı (MDB) tarafından başvurunun SMK m. 5/1(b), (c) gerekçeleriyle reddine karar verildiği, davacının red kararına itirazda bulunduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu başvuru “1” rakamı ve “tıkla kapında” sözcükleri ile oluşturulmuş, herhangi bir figüratif unsur taşımayan, görsel stilizasyona sahip olmayan, düz harf karakterleri ile yaratılmış bir marka olduğu, markanın bütün halinde yarattığı kavramsal algı, tüketicinin satın almak istediği bir ürün ya da hizmete kolaklıyla erişimini sağlayabileceği ve satın aldığı ürün ya da hizmetin de hızlı bir şekilde kendisine ulaştırılacağı yönünde bir algı olduğu, zira “tek tıkla, bir tıkla, tıkla al” gibi ifadeler özellikle internet üzerinden ticari faaliyetlerin yoğunlaştığı son yıllarda, işletmelerce tercih edilen bir satış pazarlama yöntemi olup “bir tıkla kapında” anlamındaki dava konusu başvurunun da yine benzer mahiyette bir satış – pazarlama stratejisi sloganı gibi algılanacağı, başvuruda, davacı yanın iddialarının aksine herhangi bir görsel unsura ya da renk kombinasyonuna da yer verilmediği;
Her ne kadar slogan markalara, sıradan sözcük markalarından farklı bir kriter uygulanmaması gerekmekte ise de slogan markaları, birkaç sözcükten oluşan kısa cümlelerden ibaret olup bu markalar genellikle ürünlerin promosyonları için kullanıldıklarından bunların çoğu tüketiciler tarafından bir işletmenin ayırt edici işareti olarak algılanmayacağı, bu noktada önem teşkil eden husus tescil edilmek istenilen ibarenin, ibareyi ticaret hayatında markalaştırarak tekeline almak isteyen iktisadi kaynağı tereddütsüz bir şekilde işaret etmeye elverişli olmasıdır. Başka bir ifadeyle tüketici algısında, satın alınmak istenilen mal ve hizmetin iktisadi kaynağına yönelik bir algı yaratmaktan ziyade sıkça karşılaşılması mümkün olan bir slogan olarak nitelendirilmesi bir slogan algısı yaratacağı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu ibarenin bir bütün olarak hiçbir ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, ibareyi meydana getiren unsurların tek tek incelenmesinin değil, oluşan bütünün yarattığı algının önem teşkil ettiği, tüketicinin ilgili pazarda bu ibare ile karşılaştığında, anılan ibareyi bir pazarlama stratejisine yönelik işaret olarak algılama eğiliminin daha yüksek olacağı, işaretin bir bütün olarak herhangi bir iktisadi kaynağı işaret ederek mal ve hizmet ile iktisadi kaynak arasında bir aidiyet bağı kurmaya elverişli olmayacağı, 5/1-b maddesi koşullarının somut olayda tüm mal ve hizmetler açısından meydana geldiği;
Dava konusu “…” ibaresinin nihai anlamda sahip olduğu yukarıda açıklanan kavramsal karşılığı itibariyle, tüketicide yarattığı algının, tüketicinin satın aldığı mal ya da hizmete erişiminin çok basit, kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleşeceği ve bu mal veya hizmetlerde kolay bir şekilde istifade edeceği yönünde oluşacak olması nedeniyle bu ibare tüketici nezdinde yararlanacağı hizmetin türünü veya en temel özelliğin ifade eden nitelikte bir slogan olarak görüleceği, bu tür ibarelerin tamamı (istegelsin, getir, sahibinden, enmoda, biletal vs türevi markalar) herhangi bir ayırt edici görsel stilizasyon taşımadıkları sürece, zaman içerisinde yoğun ve aktif kullanım ile ayırt edici hale gelebilir ise de başlangıçta ayırt ediciliği bulunmayan işaretler olduğu, kaldı ki temel olarak tüketicinin satın alacağı herhangi bir mal veya hizmet açısından geçerli olacak bu algının yalnızca 35.05 alt grubundaki satış hizmetlerine konu malların satışı bakımından değil, tüketicinin satın almak suretiyle yararlanabileceği herhangi bir hizmet açısından da aynı doğrultuda olacağı, başka bir ifadeyle tüketicinin başvuru kapsamında 35. Sınıf 1-4 alt grubunda yer alan sair hizmetlerden yararlanmak isterken de “…” diye bir işaret ile karşılaştığında, yararlanacağı bu hizmetin çok hızlı bir şekilde kendisine sonuç doğuracağı, hizmetin doğrudan ayağına geleceği, bulunduğu ortamdan hizmete rahatlıkla erişebileceği yönünde bir izlenim edineceği, dolayısıyla bu anlamı itibariyle ilgili ibare, verilen hizmetin bir niteliğini ortaya koymaktan öte markasal bir algı yaratacak mahiyette olmadığı, neticede; dava konusu işaretin reddine karar verilen 35. Sınıf hizmetler açısından 5/1-c maddesi kapsamında da tescilinin mümkün olamayacağı anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Dava konusu 2020/60120 sayılı “…” ibareli davacı marka başvurusunun 35.sınıfta reddedilen hizmetler bakımından 5/1-b ve 5/1-c maddeleri kapsamında değerlendirilebilir bir işaret olduğu, YİDK kararının yerinde olduğu, …. kararının iptali şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n R e d d i n e,
1-Alınması gereken harç peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kurum kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı kuruma verilmesine,
4-Davalının yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine (HMK m.333),
Dair, davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.23/12/2021

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır