Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/78 E. 2021/181 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/78 Esas – 2021/181
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİKARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2021/78
Karar No : 2021/181

Hakim :……
Katip : ….

Davacı :….
Davalılar : …..

Dava : Marka İle İlgili … Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 30/07/2018
Karar Tarihi : 29/04/2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 05/05/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili … Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait “gittigidiyor” esas unsurlu markalar ile davalı yana ait markanın 35., 36., 38., 39, 41, 42. sınıflarda müşterek olduğunu, 6769 s. SMK madde 6/1 uyarınca markalar arasında iltibas ihtimali olduğunu, müvekkili şirketin, TÜRKPATENT nezdinde birçok tescilli markasının olduğunu; “gittigidiyor” esas unsuruna sahip 2012/57220, 2012/73156, 2017/16543, 2013/91523, 2014/46964, 2012/54214, 2004/04357, 2008/72956 sayılı tescilli markaların sahibi olduğunu ve bu markalar ile dava konusu markalar arasında emtia benzerliğinin mevcut olduğunu, dava konusu marka ile müvekkiline ait “gittigidiyor” esas unsurlu markalar arasında iltibas ihtimalinin mevcut olduğunu, her iki markanın da görsel, işitsel ve anlamsal olarak incelendiğinde iltibas ihtimalinin mevcut olduğunu, her ne kadar davalı markasında “gidiyorum” ibaresi müvekkili markalarında ise “gitti gidiyor” ibaresi yer alsa da bu basit ilavelerin markalar arasında ayırt ediciliği sağlayamadığını, müvekkili markasının tüm Türkiye çapında bilinen ve tanınan bir marka olduğu, çevrimiçi satın alma hizmetlerinde yer sağlayıcı olarak sektörünün lideri konumunda olması nedeniyle kullanım yoluyla kazandığı ayırt ediciliğin karıştırılma riskini artırmakta olduğunu ifade ederek, … kararının iptaline ve davalı markasının 35., 36., 38., 39, 41, 42. Sınıf hizmetler yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevabında özetle; dava konusu markanın bütünü itibariyle davacı markaları ile benzerlik teşkil etmediğini, davacı yana ait mesnet markalar ile davalı yana ait markaların karıştırılma ihtimali bulunmadığını, markalar arasındaki benzerlik değerlendirmesi yapılırken markaların bütünü itibariyle nazara alınması gerektiğini, bu bağlamda davacının mesnet markalarıyla dava konusu markanın herhangi bir benzerlik içermediğini, davacı yanın tanınmışlık iddiaları kapsamında 6/5 maddesindeki şartların oluşmadığını, kötüniyet iddialarının da ispata yeter şekilde ispatlanamadığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevabında özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, “gittigidiyor” ibaresi ile “ g gidiyorum.com” ibaresi arasında anlamsal farklılıkların olduğunu, müvekkiline ait marka ile davacı yan markaları arasında iltibas ihtimalinin mevcut olmadığını, her iki markanın da görsel, işitsel ve anlamsal olarak incelendiğinde iltibas ihtimalinin mevcut olmadığını, müvekkilinin faaliyet alanlarının “uçak yolcu bileti ve turistik amaçlı otel odaları satmak” olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :
Mahkememizce kabulüne karar verilmiştir. Davalı kurum vekili ve davalı şirket vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Ankara BAM 20.Hukuk Dairesi 05/02/2021 gün ve E:2019/1012, K:2021/124 sayılı kararıyla mahkememiz kararını; “Somut uyuşmazlıkta da, mahkemece, kısa kararda “…’nın 2018-M- 4680 sayılı kararının davacının itirazının reddi yönünden iptaline,” karar verildiği ve tefhim edildiği halde, gerekçeli kararda, 6769 sayılı SMK’nın ve 6/1 ve 6/5 maddesi çerçevesinde 35, 36, 38, 39, 41 ve 42. sınıf hizmetlerde dava konusu markanın iltibasa neden olabileceğine yer verildiği görülmektedir. Yani kısa kararda davacı tarafın talebi, davalının başvurusuna ve davacının bu başvuruya itirazına konu tüm sınıflar yönünden kabul edildiği halde gerekçe kısmında davalının başvurusu ile davacının itirazına mesnet markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın ve 6/1 ve 6/5 maddesi çerçevesinde 35, 36, 38, 39, 41 ve 42. sınıf hizmetlerde iltibas bulunduğu belirlenmiştir.
Bu husus, az yukarıda açıklanan kısa karar ile gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırıdır. O halde anılan İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, çelişki giderilecek şekilde yeniden bir karar verilmesi zorunlu olduğundan, usul ve yasaya aykırı olan hükmün kaldırılması gereklidir.
Her ne kadar bölge adliye mahkemeleri, hukuki denetimin yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak, tahkikat sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurabilir ya da yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, veyahut kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verebilirse de somut olayda, kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası çelişkili olduğundan, ortada hukuki ve maddi vakıa denetimine elverişli bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu nedenle HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” şeklinde karar vererek kararı kaldırmıştır.
Mahkememizce dosya yeni esasa kaydedilmiş ve yeniden yapılan yargılamada;
Toplanan delillere, benimsenen 28/03/2019 havale tarihli bilirkişi görüşlerine ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraf markaları 35., 36., 38. ve 42. Sınıfta bilirkişi raporunda altı çizili olarak gösterilen emtialar yönünden doğrudan benzerlik gösterdiği fakat, 39 ve 41. Sınıflardaki hizmetlerin davacı yanın dayanak markalarının herhangi birinin kapsamında bulunmadığı;
Davacıya ait olan ve emtia ortaklığı tespit olunan davaya mesnet markaların tamamının “gitti gidiyor” esas unsurunu içerdiği, markaları oluşturan ibarelerin “gitti gidiyor, GittiGidiyor, GİTTİ GİDİYOR BAY FIRSAT, gittigidiyor…, GittiGidiyor, gittigidiyor cadde, GittiGidiyorOutlet şeklinde olduğu, söz konusu markalarda çeşitli figüratif unsurlar ve ek sözcük unsurları olmakla birlikte her bir markada ön planda olan unsurun “gittigidiyor” ibaresi olduğu, davacı yanın “GİTTİ GİDİYOR” markalarının uzun yıllardır “e-ticaret” sektörünün ülkemizdeki öncülerinden biri olarak faaliyet gösterdiği ve yine dünyanın bu husustaki en bilinen markalarından “EBAY” markası çatısı altına girdiği, yoğun kullanım ve tanıtım çalışmaları ile gerek sektöründe gerekse de kendi sektörü ile ilişkili olmayan alanlarda dahi ülkemizin en tanınmış ve bilenen markalarından biri olduğu, tüm bunların yanı sıra “gitti gidiyor” ibarelerinin markasal nitelik itibariyle de özgün ve tüketicinin zihninde doğrudan yer eden güçlü bir slogan niteliğinde olduğu;
Dava konusu markada ise turuncu renkli hareket halinde bir insan figürüne ve insan figürünün elinde G harfinden bir valiz/çanta figürüne yer verildiği, markada sözcük unsuru olarak “gidiyorum.com” ibaresinin kullanıldığı, gerek marka oluşturuluşunda “gidiyorum” kelimesinin tek başına değil de davacı yan markalarının tanınmışlığının bulunduğu e-ticaret alanını çağrıştırır mahiyette “.com” uzantısı ile kullanılması gerekse de marka logosunda “G” harfine yer verilerek “ G Gidiyorum” algısının oluşturulması nedeniyle taraf markaları arasında görsel anlamda bir benzerlik/çağrışımı bulunduğu;
Yine her iki taraf markasında da ortak unsur olan “GİDİYOR” ibaresinin “git/gitmek” fiilinden türetildiği, dava konusu markadaki “GİDİYORUM” şeklindeki halin eylemin 1. Tekil kişi şimdiki zamanı bildiren çekimli hali olduğu, davacı markalarında ise eylemin 3. Tekil kişi şimdi zamanını bildiren çekimli hali olduğu, bu itibarla da taraf markaları arasında kavramsal bir benzerliğin tereddütsüz olarak bulunduğu;
Nitekim görsel ve kavramsal yönlerden işaretler arasında mevcut olan benzerliğin yine fonetik açıdan da var olduğu, her iki taraf markasında da “gidiyor” ve “gidiyorum” kelimelerinin yoğun benzerlik gösterdiği, her ne kadar davacı markaları bütün halinde “gitti gidiyor” ise de dava konusu markada “gidiyorum” ibaresinden önce gelen “G” harfinin, “gitti” kelimesinin kısaltması olarak markanın yeni bir versiyonu gibi algılanma ihtimalini kuvvetlendirdiği;
Neticede, taraf markalarının ortak oldukları 35, 36, 38 ve 42. Sınıf emtialarda işaretlerin birbirleri ile olan benzerliği de göz önüne alındığında, bu benzerliğin tüketici nezdinde iltibasa neden olabileceği, dava konusu markanın “g gidiyorum.com” şeklinde özellikle “.com” ibaresini de tescil başvurusuna dahil edilerek doğrudan internet üzerinden faaliyet göstermek için oluşturulmuş bir marka olduğu algısını verdiği ve bu haliyle de davacı markaları ile daha da yakınlaştığı, sonraki markanın tesciline izin verilmesi halinin, davacı yanın tanınmış markalarından imaj transfer etme ve böylelikle haksız yarar sağlama sonuçlarını doğurabileceği, zira dava konusu marka ile karşı karşıya kalan tüketicinin, davacı markaları ile benzer şekilde yaratılmış dava konusu markayı da davacı markalarının yeni bir serisi, devamı, hizmetinin adı olarak yorumlayabileceği, neticesinde 35, 36, 38 ve 42. Sınıf hizmetlerde taraf markaları arasında iltibas ihtimalinin mevcut olduğu;
Davacı vekilince davacı markalarının tanınmışlığına yönelik iddialarını … aşamasında da sunduğu ve dava aşamasında markalarına ait gazete haberlerinin, tv reklam anlaşmalarının, tescil belgelerinin ve sair bazı dokümanların sunulduğu, ayrıca davacının, “gittigidiyor” ibareli çok sayıda TÜRKPATENT nezdinde tescilli markasının da olduğuna ilişkin beyanları bulunduğu, bununla birlikte sunulan delillerin zımnında davacı yan markalarının e-ticaret sektöründe çok tanınmış marka statüsünde olduğu;
Dava konusu markadaki 39. Sınıf ve 41. Sınıfta yer alan hizmetlerin, günümüzde e-ticaret sitelerinin pek çoğu tarafından da gerçekleştirildiği (bilet satış, kültürel etkinlikler, sportif etkinlikler vs) göz önüne alındığında dava konusu markanın 6/1maddesi uyarınca davacı markaları ile benzer görülmeyen 39. Ve 41. sınıfta yer alan emtialar yönünden de tesciline izin verilmesi halinin, davacı yan markalarının sulanmasına neden olabileceği gibi davalı lehine de haksız menfaat elde edeceği sonuçlar doğurabilecek mahiyette olduğundan anılan 6/5 maddesinin şartlarının somut uyuşmazlıkta oluştuğu
Neticede dosya incelendiğinde, benimsenen 28/03/2019 havale tarihli bilirkişi görüşlerine ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu 2017/52138 sayılı marka ile davacı yana ait gerekçe markalar arasında, 6769 sayılı SMK’nın ve 6/1 maddesi çerçevesinde 35, 36, 38 ve 42. Sınıf hizmetler yönünden taraf markaları arasındaki benzerliğin iltibasa neden olabileceği, davacı yan markalarının ülkemizin en tanınan ticari markalarından biri olduğu, dolayısıyla bu tanınmışlığının, ortak emtia grubu bulunmayan emtialara da sirayet edebileceği, dolayısıyla 6/1 maddesi anlamında benzer görülmeyen 39 ve 41. Sınıf hizmetlerde de dava konusu markanın 6/5 maddeleri doğrultusunda iltibasa neden olabileceği, bu bakımdan TÜRKPATENT …’nın verilen 08.06.2018 tarih ve 2018/M-4680 sayılı kararının davacı yanca talep olunan tüm emtia grupları açısından iptali şartlarının ve dava konusu markanın da hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n K a b u l ü n e,
1-TÜRKPATENT … ‘nın 2018/M-4680 sayılı kararının 35, 36, 38, 39, 41 ve 42. Sınıflar açısından kısmen iptaline,
2-Davaya konu markanın 35, 36, 38, 39, 41 ve 42. Sınıflar açısından kısmen hükümsüzlüğüne,
3-6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,
4-Alınması gereken 59,30.-TL harçtan, peşin alınan 35,90.-TL harcın mahsubuyla, eksik kalan 23,40-TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.123,40.-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalıların yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı kurum taraf vekillerinin yüzlerine karşı, davalı şirket vekilinin yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.29.04.2021

Kâtip Hâkim 41072
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 77,00.-TL
Bilirkişi Ücreti : 1.800,00.-TL
P.P : 246.40.-TL
TOPLAM : 2.123,40.-TL