Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/60 E. 2021/316 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/185
KARAR NO : 2021/315

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : 1-…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 2- … – …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVA :YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 28/10/2014
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili 28.10.2014 günlü dilekçesiyle özetle, müvekkilinin … ibareli 1, 5, 29, 30 ve 35.sınıf ürün ve hizmetleri içeren 1982/75048, 1994/7107, 2010/14418, 2011/56121, 2011/65287, 1986/94461, 1988/102465, 1988/102775, 1988/103850, 1990/8380, 1991/3029, 1992/209, 1992/9314, 1994/7107, 1994/7108, 1994/7109, 1994/8156, 1994/8157, 1994/8158, 1996/562, 1997/5295, 1997/18105, 1997/18106, 1999/13974, 1999/2512, 1999/13972, 2000/105622002/5506, 2006/24483, 2006/24747, 2007/26436, 2007/26437, 2009/21383, 2009/21388, 2009/41395, 2009/21396, 2010/14418, 2010/19832, 2010/55751, 2010/56003, 2010/60280, 2010/72061, 2010/85477, 2011/18562, 2011/21786, 2011/21788, 2011/56120, 2011/56121, 2011/56122, 2011/56123, 2011/65287, 2012/21551, 2012/33416, 2013/34982, 2013/34983, 2013/63622, 2013/67311 sayılı tanınmış markaların sahibi olduğunu, … ibaresi üzerinde önceye dayalı hak sahipliğinin bulunduğunu, kötüniyetli davalının 13.03.2013 tarihinde “…+…” ibareli, 29 ve 30.sınıftaki ürünleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2013/23120 kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni’nde ilân olunduğunu, bunun üzerine kötüniyet, önceye dayalı hak sahipliği, iltibas ve tanınmışlık vakıasına dayanarak başvurunun reddi istemi ile itirazda bulunduklarını, itirazlarının önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından … sayılı kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurunun tescilinin müvekkilinin … esas ve ayırt edici unsurlu markaları ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi, onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterini de zedeleyeceğini ifade ederek, YİDK kararının iptali ile davalı adına tescil edilen markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TPE ile şirket vekilleri cevaplarında özetle; tescilli markalarla başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının tespitinde işaret ve markanın görsel, sescil ve anlamsal unsurları itibariyle bütünsel olarak analiz edilmeleri gerektiğini, başvuru ile redde mesnet alınmaya çalışılan markaların kapsamlarında yer alan ürün ve hizmetler itibariyle ortalama düzeydeki tüketicilerin davacı markalarıyla başvuru konusu işareti karıştırmasının mümkün olmadığını, her iki kelimenin düzenleniş ve anlamsal farklılığının ilk bakışta farkedildiğini, yazım biçimi ve kullanılan logolar itibariyle ve bütünsel olarak başvuru konusu işaretle davacı markaları arasında belirgin farklılık bulunduğunu, davacı markalarının tanınmış olmasının da sonuca etkisinin bulunmadığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalıların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını ve bilirkişi raporunun alınmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2.maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacının “…” ibareli markaları karşısında, davalının “…+…” ibareli marka tescil başvurusunun tescil edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davacının … ibareli 1, 5, 29, 30 ve 35.sınıf ürün ve hizmetleri içeren 1982/75048, 1994/7107, 2010/14418, 2011/56121, 2011/65287, 1986/94461, 1988/102465, 1988/102775, 1988/103850, 1990/8380, 1991/3029, 1992/209, 1992/9314, 1994/7107, 1994/7108, 1994/7109, 1994/8156, 1994/8157, 1994/8158, 1996/562, 1997/5295, 1997/18105, 1997/18106, 1999/13974, 1999/2512, 1999/13972, 2000/105622002/5506, 2006/24483, 2006/24747, 2007/26436, 2007/26437, 2009/21383, 2009/21388, 2009/41395, 2009/21396, 2010/14418, 2010/19832, 2010/55751, 2010/56003, 2010/60280, 2010/72061, 2010/85477, 2011/18562, 2011/21786, 2011/21788, 2011/56120, 2011/56121, 2011/56122, 2011/56123, 2011/65287, 2012/21551, 2012/33416, 2013/34982, 2013/34983, 2013/63622, 2013/67311 sayılı markaların sahibi olduğu, davacının… ibareli markasının… ürünleriyle ilgili olarak belli bir tanınmışlığının bulunduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Öncelik hakkı prensibi gereği, davacının markalarından 13.03.2013 tarihinden sonra olanların ve … ibaresi içermeyenlerin incelemeye esas alınabilmesi mümkün değildir.
İşlem dosyasının tetkikinde; davalının 13.03.2013 tarihinde “…+…” ibareli, “29.sınıftaki Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 30.sınıftaki Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububat (tahıl) ve mamulleri. Pekmez” ürünlerini içeren marka tescil başvurusunda bulunduğu, 2013/23120 kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni’nde ilân olunduğu, bunun üzerine davacının yukarıda yazılı markalarıyla iltibas ve tanınmışlık ile kötüniyet ve önceye dayalı hak sahipliği vakıasına dayanarak başvurunun reddi istemi ile itirazda bulunduğu, itirazlarının önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından … sayılı kararla reddedildiği, red kararının 28.08.2014 tarihinde davacıya bildirildiği, başvurunun sicile marka olarak tescil edildiği ve yasal süre içerisinde iş bu davanın açıldığı belirlenmiştir.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi görüşlerine ve tüm dosya kapsamına göre; davacının markalarının … esas ve ayırt edici unsurlu olduğu, davalının 2013/23120 sayılı başvurusunun ise “…+…” ibareli olduğu, başvuru konusu … sözcüğünün özel bir yazım biçimiyle bir şekille birlikte olduğu, değişik biçimderenklendirilmiş bulunduğu, harflerin ise alışılmışın dışında bir şekilde olduğu, başvuru kapsamında yer alan 29 ve 30.sınıf ürünlerin davacı markalarının kapsamında yer aldığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları nazara alınarak münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin nazara alınarak belirlenmesi gerektiği; davacının … ibareli markasıyla davalının “…+…” ibareli başvurusu arasında görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, zira markaların bir bütün olarak korunabileceği, karşılaştırma esnasında tescilli marka ile başvuru konusu işaretin parçalara ayrılarak incelenmesinin ve iltibasın bulunup bulunmadığının mücerret bir parçaya bağlı olarak yapılmasının mümkün bulunmadığı; her iki kelimenin anlamsal bir ortaklığının bulunmadığı, davacı markasının … olarak okunacağı, bir kısmında bazı … ve ek sözcükler de olduğu, başvuru konusu işaretle biçimsel olarak zaten tamamen farklı oldukları, davacı markasının okunuşunun … şeklinde olduğu, başvuru konusu işaretin ise … hecesiyle başlayan okunuşunun… hecesi ile sonlandığı, ancak ortalama alıcıların bu işareti önce … sonra… şeklinde değil, bütün olarak … olarak okuyacağı, zira iki hecenin bir araya gelmesiyle oluşturulan işaretin hecelerin önceki anlamlarında ve verdiği mesajlardan farklı bir mesaj vermekte olduğu, birleşimden önceki halinden önemli derecede farklılaşmış olduğu, 29 ve 30.sınıf ürünlerden yararlanacak olanlar bakımından bu iki işaretin derhal ve hiç düşünmeden ilk bakışta ayırt edilebileceği, ikisi arasındaki görsel, sescil ve anlamsal farklılığının toplumun tüm kesimleri tarafından hemen algılanabileceği, başvuruda … değil, … ibaresinin bir şekille ve özgün bir kompozisyon ile birlikte yer aldığı, başvuru konusu işarette … ve… ibarelerinin özgün bir yazım biçimi, renklendirme ve kompozisyon olarak alışılagelmişin dışında biraraya getirilmiş olduğu, bu haliyle anlamsal, görsel ve sescil olarak iki işaret arasında derhal ve hiç düşünmeden algınabilecek farklılık yaratıldığı, farklılıkların her iki markadaki kelimelerin bütününde gerek okunuş ve anlamsal olarak, gerekse şekille birlikte görünüşte yeteri derecede farklılık yarattığı, özellikle görsel ve sescil farklılığın ilk bakışta anlaşılabilecek seviyede bulunduğu, yazım biçimlerinin özellikle ön planda ve farklı olduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu 29 ve 30.sınıf ürünler için ayırdığı satın alım süresi içinde, “…+…” ibareli işareti gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun … ibareli markadan farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, zira … ibaresinin … markasının verdiği imajı değil, daha çok medikal ve ilaç sektöründe kullanılan bir simgeyi hatırlattığı, bunun da kavramsal olarak farklılığı ön plana çıkardığı, bunun sonucunda … markasıyla sunulan ürün ve hizmetleri satın almak isterken “…+…” ibareli başvuru konusu işaretle sunulan ürünleri satın alma yahut hizmetlerden yararlanma biçiminde bir yanılgıya düşmeyeceği; aksinin hayatın olağan akışına ve normal hayat tecrübelerine de aykırı olacağı; esasen gerçekçi bir yaklaşım da olmayacağı; zira bu iki işareti karıştıracak olan kişilerin ortalama tüketici olarak nazara alınmasının olanaksız olduğu; zira 29 ve 30.sınıf ürün ve hizmetleri satın alacak kişilerin yetişkinlerden oluştuğu, aynı biçimde satın alınması için gerekli alım süresi gözetildiğinden yanılgının oluşmasının mümkün bulunmadığı, başvuru konusu işaret ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı; gerek bütünsel ve gerekse içerisinde bulunan unsurlar itibariyle başvuru konusu işaretin davacı markalarını sunan işletmeyle idarî ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme tarafından piyasaya sunulduğu biçimde bir algılama oluşturmasının mümkün olmadığı; davacının … değil … … ibareli markasının… sektörü için tanınmış olmasının da varılan bu sonucu değiştirmeyeceği, zira davalı işaretinin, davacı markasından görsel, sescil ve anlamsal olarak farklı olması, farklılığın kapsamındaki 29 ve 30.sınıf ürün ve hizmetlerin alıcı ve yararlanıcıları tarafından derhâl algılanabilecek durumda olması nedeniyle davalının başvurusunun tescilinin, davacıya ait… sektöründe belli bir tanınmışlık yahut bilinirlik elde etmiş markanın itibarınden haksız biçimde yararlanma sağlayabileceğinin düşünülmesinin olanaksız olduğu, çünkü, davacının reklâm gücünden haksız biçimde yararlanacağından ve bu şekilde mal ve hizmet satışlarını artıracağından söz edilemeceği, bu bağlamda davalının, davacı markasının tanınmışlığından istifade etmek suretiyle toplumun dikkatini çekmek ve onun temsil ettiği imaj ve güvenin, hiç bir masraf ve çaba harcanmadan kendi ürün veya hizmetlerine devrini sağlama olanağının bulunmadığı, … sektöründe bilinirliği kanıtlanmış olan davacı markasının gücünün ve etkileme alanının zayıflamasına asla neden olmayacağı, çünkü davalı başvurusunun konusu işaretin, davacı markalarından farklı ve ayırt ediciliği yüksek bir işaret olması sebebiyle davacı markasının, tüketici gözünde ürün veya hizmetin kaynağını belirtme fonksiyonunu zayıflatacağından söz edilebilmesinin olanaksız bulunduğu, aksini kabulün hayatın olağan akışına aykırı olacağı gibi, gerçekçi bir yaklaşım da olmayacağı, tescilli bir marka ile iltibas yaratmayan işaretin marka tescil başvurusunda bulunmanın kötüniyetli bir yaklaşım olarak değerlendirilemeyeceği, bir kelimenin marka olarak seçilip tescil ettirilmesinin, anılan kelime üzerinde marka sahibine tekel hakkı vermeyeceği, aksine, anılan kelimenin kullanıldığı mal ve hizmetler bakımından iltibas yaratabilecek derecede benzerlerinin kullanılmasını engelleme hakkını sağlayacağı, yargılama konusu vakıada böyle bir hâlin bulunmadığı kanısına varılmış, yargılama konusu tetkikatın tescil belgelerinde bulunan işaretin orijinal hâline göre gerçekleştirilmesinin gerekmesi ve tescilden sonra fiili kullanıma konu edilecek işaret ve ambalaj kompozisyonlarını içermemesi karşısında, davacı itirazlarının reddine dair kurum kararının hukuka uygun olduğu, … işaretinin iş bu davada renk, kompozisyon ve biçim olarak farklı şekilde düzenlendiği” biçimindeki gerekçe ile davanın reddine karar verildiği,
Kararı davacı taraf vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 02.12.2019 gün ve E:2019/921, K:2019/7694 sayılı kararıyla mahkememiz kararını onandığı,
Bunun üzerine yine davacı vekilinin karar düzeltme yoluna gittiği ve Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 25.03.2021 gün ve E:2020/1070, K:2021/2895 sayılı kararıyla mahkememiz kararını
“Dava, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca karıştırılma iddiasına dayalı olarak marka başvurusuna yapılan itirazın reddine dair TPMK YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
Davacının itiraza mesnet markaları “…”, davalının başvuru markası “…+…” unsurundan oluşmaktadır. Başvuru markası, itiraza mesnet markayı aynı harf sırası ile aynen kapsamakta olup, davalı başvuru markasında ”…” ibaresinin arkasına getirilen “to” eki ile marka yeni bir anlama kavuşmamakta, ayırtedicilik sağlamamaktadır.
Tescil kapsamlarındaki 29 ve 30. sınıf malların tüketicileri halkın geneli olup, dikkat düzeyi yüksek bilinçli kitleye hitap ettiği düşünülemez. Aynı rafta yan yana duran “…” markalı malları gördüğünde, her iki markayı taşıyan malları üreten firmalar arasında idari, ekonomik ya da işletmesel bir bağlantı bulunduğunu düşünme ihtimali yüksektir.
Markalar arasında KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca karıştırılma ihtimalinin meydana geleceğinin kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 02.12.2019 tarih 2019/921 Esas 2019/7694 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, kararın açıklanan bu gerekçe ile davacı yararına bozulmasına karar ver
Şeklindeki gerekçe ile bozmuştur.
Bozma kararına uyulmuştur.
Dosya incelendiğinde davacının itiraza mesnet markaları “…”, davalının başvuru markası “…+…” unsurundan oluşmaktadır. Başvuru markası, itiraza mesnet markayı aynı harf sırası ile aynen kapsamakta olup, davalı başvuru markasında ”…” ibaresinin arkasına getirilen “to” eki ile marka yeni bir anlama kavuşmamakta, ayırtedicilik sağlamamaktadır.
Tescil kapsamlarındaki 29 ve 30. sınıf malların tüketicileri halkın geneli olup, dikkat düzeyi yüksek bilinçli kitleye hitap ettiği düşünülemez. Aynı rafta yan yana duran “…” markalı malları gördüğünde, her iki markayı taşıyan malları üreten firmalar arasında idari, ekonomik ya da işletmesel bir bağlantı bulunduğunu düşünme ihtimali yüksektir.

Neticede usul ve yasaya uygun Yargıtay …. HD nin 25.03.2021 gün ve E:2020/1070, K:2021/2895 sayılı kararı, dosya içerisinde bulunan mal hizmetlerin benzerliğine ilişkin bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından mal ve hizmet benzerliği ve markaların benzerliği dikkate alındığında markalar arasında 556 sayılı KHK 8/1-b anlamında karıştırma ihtimali olduğu kanaatlerine ulaşılmış davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın kısmen kabulüne,
TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının 29. Sınıf “Süt ve Süt Ürünleri(tereyağı dahil), Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş, her türlü meyve ve sebzeler, Kuruyemişler, fındık ve fıstık ezmeleri, tahin, patates cipsleri” ve 30. Sınıftaki “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler, makarnalar, mantılar, erişteler, pastacılık ve fırıncılık mamülleri, tatlılar. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, mayalar, kabartma tozları, her türlü un, irmikler, nişastalar, toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri, şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler, dondurmalar, yenilebilir buzlar, hububat (tahıl) ve mamülleri, ” açısından iptaline,
Davaya konu markanın yukarda belirtilen mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,

Alınması gereken 59,30.-TL harçtan, peşin alınan 25,20.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 34,10.-TL maktu ilâm harcının davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davanın kısmen reddolunması ve davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davanın kabul ret oranının takdiren %50 olarak kabulüne,
Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 25,20.-TL ilâm harcının tamamının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,  
Davacının bunun dışında yapmış olduğu aşağıda dökümü yazılı 1.729,00.-TL
yargılama giderinin %50’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,   
Davalı kurumun yapmış olduğu yapmış olduğu bir gider bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
Diğer davalının yapmış olduğu bir gider bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı vekili, davalı kurum vekilli ile diğer davalı vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.29.09.2021

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 29,00.-TL
Bilirkişi Ücreti : 1.500,00.-TL
P.P : 200,00.-TL
TOPLAM : 1.729,00.-TL