Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/55 E. 2022/86 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/55
KARAR NO : 2022/86

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … -… …
VEKİLİ : Av. … …
DAVA : FSEK Sözleşmeye Aykırılığın Tespiti ile Cezai Şart Alacağının Tazmini
DAVA TARİHİ : 24/02/2021
KARAR TARİHİ : 10/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan FSEK Sözleşmeye Aykırılığın Tespiti ile Cezai Şart Alacağının Tazmini istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle; müvekkili şirketin 15 yılı aşkın süredir Tıpta Uzmanlık Sınavı’na (…) yönelik soru kitapları yayımlayan, … ile ilgili bilimsel toplantı, konferans, seminer ve eğitimler sunan, … ‘la ilgili mevzuatın oluşmasına önemli katkılar sağlayan bir kuruluş olduğunu, davalı … ile müvekkili arasında, Eylül 2018-Eylül 2021 tarihleri arasında üç yıl geçerli olacak biçimde, ETİK BİLDİRGE isimli, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümleri uyarınca mali hakları müvekkile ait eserlerin müvekkilinin belirlediği yer ve zamanda seminer, konferans ve eğitim verme formatlarında temsil etme (FSEK m.24) taahhüdünü içeren bir sözleşme yapıldığını, davalının, sözleşme süresi içerisinde sadece davacı kurum bünyesinde konferans, seminer ve eğitim vermek suretiyle temsil yapmayı; başka bir kurumda veya kendi ad ve hesabına fiziki ortamlarda yahut dijital ortamlarda (facebook vs.) …’a veya benzer sınavlara hazırlamaya yönelik temsil faaliyetinde bulunmamayı borçlandığını, davalının sözleşmenin 16. Maddesi uyarınca sözleşmeyle borçlandığı yükümlülüklere aykırı davranması halinde 100.000.-TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, Hatta davalının Branş Moderatörleri Sözleşmesi başlıklı sözleşme ile de sözleşmenin bitim tarihinden itibaren 3 yıl süreyle müvekkili ile aynı sektörde faaliyette bulunan başka bir kurumda eğitmen, yazar, editör, danışman sıfatlarıyla aynı konularda konferans, seminer ve ders vermemeyi borçlandığını, müvekkilinin sözleşmeden doğan tüm borçlarını yerine getirdiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin, tam iki tarafa borç yükleyen ve sürekli nitelikte bir sözleşme olduğunu, gerek yapma ve gerekse yapmama edimlerinin ifa edilmemesi halinde cezai şart kararlaştırılmasının hukuka uygun olduğunu, sözleşme gereği davalının, Eylül 2018 tarihinden itibaren sözleşmeden doğan yapma ve yapmama edimlerini yerine getirdiğini, ancak davalının 2020 yılı Eylül ayı başında kendisiyle sürekli temas kuran müvekkili şirket çalışanı …’nin kullandığı şirket telefonuna mesaj göndererek, eşinin muhalefeti bulunduğu gerekçesiyle Eylül 2020-EyüI 2021 dönemi için davacı şirkette konferans veya ders verme şeklindeki temsil görevini yapmayacağını bildirdiğini, ayrıca davalının bunun ardından intagramda “…” ve “…” adlı sosyal medya hesaplarında müvekkili ile yaptığı sözleşme kapsamında yapmama ile yükümlendiği … ile ilgili paylaşım ve temsillerini umuma iletmeye başladığını ve sözleşmeden doğan borçlarına aykırı davrandığını, bunun üzerine davalıya ihtarname keşide edildiğini, müvekkili şirket bünyesinde sözleşmeyle üstlendiği edimlerini yerine getirmek istemesi halinde kapılarının açık olduğu; bunun haricinde başka bir kurumda ders anlatma, sosyal medya ortamında … ile ilgili temsilleri umuma iletme gibi sözleşmeye aykırılıklara son vermesi gerektiği, aksi halde cezai şartın tahsili ve doğan zararların tazmini istemiyle yasal yollara başvurulacağının ihtar olunduğu, ancak davalının, Ankara …NoterIiğinden gönderdiği cevabi İhtarnamesiyle Farmakoloji Konu ve Soru İsimli eseri hazırladığını, bunun için kendisine ödeme yapılmadığını iddia ettiğini, fakat yapmama eylemine aykırı olarak sözleşmeye aykırılığa son verme istemlerini yerine getirmediğini, davalının yapmama borcuna aykırılık oluşturan eylemlerine halen devam ettiğini iddia ve beyan ederek davalının edime aykırılık oluşturan fiilleri nedeniyle şimdilik 40.000,00.-TL Cezai Şartın davalıdan tahsiline; davalının eylemlerinin sözleşmeden doğan yapma ve yapmama borçlarına ve sözleşmeye aykırılık oluşturduğunun tespitine; sözleşmeye aykırılık oluşturan davacı bünyesi dışında …’la ilgili konferans, seminer ve ders verme şeklindeki anılan eylemleri yapmamaya mahkum edilmesine; karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili dilekçeleriyle özetle; davacının talep ettiği tüm alacakların zamanaşımına uğradığını, cezai şart alacağının kısmi olarak talep edilebilmesinin olanaksız olduğunu, davacı tarafından sunulmuş olan etik bildirge adlı sözleşmenin geçersiz olduğunu, karşılıklılık ilkesi gözetilmeden yapılan, herhangi bir maddi hüküm içermeyen ve hak ile yükümlülükler arasında denge oluşturmayan sözleşme nedeniyle müvekkilinden cezai şart tazminatı talep edilmesinin olanaksız olduğunu, ayrıca anılan sözleşmenin, müvekkilinin hazırladığı ve hali hazırda tüm telif hakları müvekkiline ait olan “Farmakoloji konu anlatımlı kitap ve Farmakoloji Soru Bankası” kitaplarının telif hakları açısından da herhangi bir hukuki geçerliğinin bulunmadığını, davacının, uyuşmazlık konusu eserin mali haklarının kendilerinde olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu,
5846 Sayılı kanunun 52.maddesinde “Mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır” denilerek mali hakların devri için bir sözleşmenin yapılması halinde devir edilen tüm hakların tek tek gösterilmesi gerektiğinin hüküm altına alındığını, Yargıtay …H.D.’nin 2015/11146 E. 2016/5454 K. 15.05.2016 tarihli kararında (EK-3) “Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davacı ile davalı arasında dava konusu kitapların basım ve yayınlanması, çoğaltılması konusunda 5846 sayılı yasanın 52. maddesi kapsamında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davacının …. Farmakoloji kitabı hariç dava konusu diğer eserler yönünden tek başına eser sahibi olduğu, Farmakoloji …, …. Farmakoloji adlı ve birlikte eser sahibi olduğu ….. Farmakoloji adlı eserle ilgili olarak eser sahipliğinden kaynaklanan mali haklarının çoğaltma ve yayma haklarının devredildiği veya mali hakların sadece kullanım ruhsatının verildiğine dair yazılı bir anlaşmanın mevcut olmadığı….
…tıpta uzmanlık sınavları ile ilgili hazırlanan eser içinde telif oranının %10 oranında olmasının makul olduğu, davacının eser sahibi olduğu Farmakoloji … adlı eserin 2011 yılında izinsiz basılması çoğaltılıp yayınlanması nedeniyle çoğaltma-yayma gibi mail haklarının ihlal edildiği… gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir… Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA” şeklinde karar verildiğini,
Müvekkili ile davacı arasında akdedilen sözleşme ve eki olan etik bildirgede müvekkilinin eser sahibi olduğu kitapların mali haklarının ayrı ayrı belirlendiği ve devredildiğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığından yapılan sözleşme ve ekinin geçersiz olduğunu,
Müvekkilinin sosyal medya hesabı açtığı ve sözleşmeyi ihlal ettiği iddialarının gerçek dışı olduğunu, Halihazırda geçerli bir sözleşme bulunmadığından müvekkilinin herhangi bir “yapma” ve “yapmama” borcu olmadığını, ayrıca, sosyal medya hesabı açmak ve kullanmanın Anayasal bir özgürlük olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip davaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, bilirkişi raporu alınmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalı arasındaki uyuşmazlık, davalının sözleşmeye aykırı olarak hareket edip etmediği, cezai şart alacağının doğup doğmadığı, alacak miktarının ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
DEĞERLENDİRMELER;
Sözleşmenin incelenmesinde; “Etik Bildirge” isimli sözleşmenin 2018 Eylül-2021 Eylül tarihlerini kapsadığı, sözleşmenin 20 sayfadan oluştuğu, 16,17,18,19,20. Sayfalarının eğitmen adı ve imza sütunlarından oluştuğu, ilk 15 sayfasının imzasız olduğu, sözleşmenin 16. Maddesinde dava konusu cezai şarta ilişkin hükmün bulunduğu,
Dosyaya sunulan CD’ler içerisinde davalının “…” ve “…” isimli sosyal medya hesaplarından yapmış olduğu paylaşımlara ilişkin ekran görüntüleri ve video kayıtlarının bulunduğu, davalının söz konusu sosyal medya hesaplarında … sınavlarına hazırlık amacıyla kendisinin soru çözümleri ve konu anlatımı yaptığı görselleri paylaştığı, videolardan birinde tahtaya kendi cep telefonu numarasını yazarak … sınavına hazırlanan öğrencilere ders vermek üzere kendisine ulaşılması için çağrı yaptığı tespit edilmiş olup; davalının kendi ismi ve görüntüsüyle yapmış olduğu paylaşımların dava konusu Etik Bildirge Başlıklı sözleşmenin 16. Maddesine aykırılık oluşturduğu,
Bilirkişilerce 24.01.2022 tarihi itibariyle … ve … isimli sosyal medya hesapları incelendiğinde; bu hesapların herkese açık (public) hesaplar olduğu, … isimli hesapta dosya kapsamına sunulan video ve soru çözümlerine ilişkin görüntülerin halen yayında ve erişilebilir olduğu, bu videoların yayınlanma tarihlerinin taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olduğu tarihlere rastladığı tespit edilmiştir.
Sözleşme özgürlüğü, hukukumuzda temel bir ilke olarak benimsenmiştir. Öyle ki, BK’nın 19/1. (TBK’nın 26.) maddesi ile bir sözleşmenin konusunun yasanın gösterdiği sınırlar içinde özgürce saptanabileceği hükme bağlanmış, öte yandan Anayasa’nın 48/1. maddesi ile de “Herkesin sözleşme hürriyetine sahip olduğu” apaçık vurgulanmıştır (KARAHASAN, Mustafa Reşit: …e., S.226).
Sözleşme özgürlüğü kesin olmayıp sınırlar, BK’nın 19/1. (TBK’nın 27/1.) maddesi ile genel olarak belirlenmiştir. Anayasa’nın 13. maddesiyle de genel sınırlamaların getirilmesinin yanı sıra özel sınırlamaların da öngörülebileceği hükme bağlanmıştır. Buna göre, sözleşmenin konusu (içeriği) olanaksız olmamalı, hukuka ya da ahlâka, kanunun emredici hükümlerine, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı bulunmamalıdır. Bu gibi nedenlerin bulunması halinde, sözleşme geçersiz hale gelir. Taraflar, serbest iradeleri ile oluşturulan, kendilerine yüklenen hak ve borçların duraksamaya yer vermeyecek biçimde sözleşmede saptanan koşulların uygulanmasında olduğu gibi; sona erdirilmesinde de, kural olarak aynı hak ve irade serbestisine sahiptirler.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK)’nun 52. maddesine göre, mali hakların devri sözleşmesinin ve buna ilişkin tasarrufların yazılı olması şarttır. Anılan hükmün emredici nitelikte bir hüküm olduğu maddede yer alan “şarttır” ifadesinden anlaşılmaktadır. Bu nedenle taraflar, aksine bir anlaşma yaparak, yazılı şartı bertaraf edemezler. Aksi takdirde mali hakkın devri sözleşmesi ve lisans sözleşmesi mutlak butlanla sakat olur (TEKİNAY, Selahattin Sulhi /AKMAN, Sermet/BURCUOĞLU, Haluk/ALTOP, Atilla: Borçlar Hukuku Genel Hükümler,. Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 6. Bası, İstanbul, 1988, S. 102). Bu maddede belirtilen şekil şartı bir ispat şartı olmayıp geçerlilik şartıdır.
Yazılı şartın geçerlilik şartı olmasının amacı, eser sahibinin haklarını korumak, onu haklarını devrederken daha dikkatli düşünmeye sevk etmektir. Yazılı şeklin adi yazılı şekilde mi yoksa noterce düzenleme şeklinde mi yapılacağı belirtilmediğinden adi yazılı şekilde yapılması yeterlidir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme yapılmamışsa, sözleşmenin geçersizliği taraflarca ileri sürülebileceği gibi, anılan geçersizlik hakim tarafından da re’sen göz önüne alınmalıdır (ERDİL; Engin: İçtihatlı ve Gerekçeli Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Şerhi, Kanunlar, Yönetmelikler, Tüzükler, Tebliğler, Bakanlar Kurulu Kararları, Uluslararası Anlaşmalar, Beta Yayınevi, 1. Bası, Nisan 2005, İstanbul, S. 451). (Hukuk Genel Kurulu 2013/2353 E. , 2015/2333 K.)
Cezai şart öğretide, mevcut borcun ifa edilmemesi veya eksik ifası halinde ödenmesi gereken mali değeri haiz ayrı bir edim olarak tanımlanmıştır (Tunçomağ, Kenan: Türk Hukukunda Cezai Şart, İstanbul 1963).
Cezai şart borçlunun, asıl borcunu ilerde, hiç veya gereği gibi ifa etmediği takdirde alacaklıya karşı ifa etmeyi önceden taahhüt ettiği edime denir. Bu nedenle cezai şart, asıl borca bağlı olarak ve ancak bu borcun ihlali ile doğabilecek olan fer’i bir edimdir. Borçlu cezai şart ödemeyi taahhüt etmişse, artık alacaklı herhangi bir zarara uğradığını iddia etmek veya zararının şümulünü ispat etmek zorunda kalmadan, tazminat elde etmek imkanını bulacaktır. Zira cezai şart borcun ihlali halinde verilmesi gereken, önceden kararlaştırılmış kesin miktarlı (maktu) bir tazminattır. Cezai şartın kararlaştırılabilmesi için asıl borcun mahiyeti önemli değildir; bir verme borcu kadar, yapma veya yapmama borçlarında da cezai şart kararlaştırılabilir (Tekinay Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 7. Bası, İstanbul 1993, s. 341-343).
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2015/5279E, 2018/7681K sayılı kararında; birden çok sayfadan oluşan yazılı sözleşmelerde metin, içerik, anlam ve devam eden maddelerin bir bütün taşıması kaydıyla tüm sayfalarının taraflarca imzalanması zorunluluğu bulunmadığına hükmedilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde: taraflarca imzalanan ETİK BİLDİRGE başlıklı sözleşmenin metin, içerik ve anlam açısından bir bütünlük taşıdığı, noterde tasdik edilen sözleşme ile davalının imzaladığı sözleşmenin aynı sözleşme olduğu,
Sözleşmenin 16. Maddesinde “Eğitmenin …’a veya sınavlara hazırlamaya yönelik faaliyet gösteren başka bir Kurumda bilimsel toplantı ya da seminer adı altında görev yapamayacağı, ders anlatamayacağı, ya da kendilerinin bu tarz bir kurum kuramayacağı, ayrıca sanal ortamda (facebook grupları, sosyal medya uygulamaları, forum aktiviteleri.. vs) içinde bulunamayacağını, eğitmenin etik bildirge ile üstlendiği rekabet etmeme yükümlülüğüne ve bu bildirge ile üstlendiği diğer yükümlülüklere aykırı davranması halinde 100.000,00.-TL cezai şart ödemeyi taahhüt ettiğinin, tarafların serbest iradesiyle kararlaştırıldığı,
Dosyaya sunulan CD’ler içerisinde davalının “…” ve “…” isimli sosyal medya hesaplarından yapmış olduğu paylaşımlara ilişkin ekran görüntüleri ve video kayıtlarının bulunduğu, bu kayıtların davalı tarafça da inkar edilmediği,
Davalının söz konusu sosyal medya hesaplarında … sınavlarına hazırlık amacıyla kendisinin soru çözümleri ve konu anlatımı yaptığı görselleri paylaştığı, videolardan birinde tahtaya kendi cep telefonu numarasını yazarak … sınavına hazırlanan öğrencilere ders vermek üzere kendisine ulaşılması için çağrı yaptığı,
24.01.2022 tarihi itibariyle … ve … isimli sosyal medya hesapları incelendiğinde; bu hesapların herkese açık (public) hesaplar olduğu, … isimli hesapta yukarıda ekran görüntüleri yer alan video ve soru çözümlerine ilişkin görüntülerin halen yayında ve erişilebilir olduğu, bu videoların yayınlanma tarihlerinin taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olduğu tarihlere rastladığı tespit edilmiş olup; yapılan paylaşımların … sınavına hazırlanan kişilere ulaşmak ve yeni kursiyerler kazanmak amaçlı olduğu anlaşıldığından davalının kendi ismi ve görüntüsüyle yapmış olduğu paylaşımların dava konusu Etik Bildirge Başlıklı sözleşmenin 16. Maddesine aykırılık oluşturduğu, davacı şirketin cezai şart alacağını davalıdan talep edebileceği,
Davacı şirket ile davalılar arasında imzalanan ve noterce onaylanan sözleşmenin aynı olup Etik Bildirge isimli sözleşme ile sözleşmenin ihlali halinde cezai şart ödenmesinin kararlaştırıldığı,
Dosyaya sunulan davalının sosyal medya paylaşımlarına ilişkin görüntü ve kayıtların delil olarak KABULÜ ile ; söz konusu sosyal medya hesaplarında yapılan görüntü ve video paylaşımlarının … sınavına yönelik konu anlatım ve soru çözümlerine ilişkin olduğu, bu paylaşımların taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılık oluşturduğu,
Davacının sözleşmenin 16. Maddesi uyarınca davalıdan cezai şart alacağını talep edebileceği, buna göre 40.000,00.-TL cezai şart talebinin yerinde olduğu cezai şart alacağına 13.10.2020 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinin hukuka uygun olduğu sonuç ve kanaatine varılmış davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın kabulüne,
Davalının eylemlerinin sözleşmeden doğan yapma ve yapmama borçlarının sözleşmeye aykırılık oluşturduğunun tespitine,
40.000,00.-TL cezai şart alacağının 13.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
Alınması gereken 2.732,40.-TL harçtan peşin alınan 683,10-TL harcın mahsubu ile (40.000,00.-TLx%68,31=2.732,40)&(2.732,40-683,10=) bakiye 2.049,30.-TL eksik nispi ilâm harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,     
Davacının yapmış olduğu aşağıda dökümü yazılı 3.110,90.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,   
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.10.03.2022
Kâtip Hâkim … ✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır

MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 750,90.-TL
Bilirkişi Ücreti :2.250,00.-TL
P.P : 110,00.-TL
TOPLAM :3.110,90.-TL