Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/38 E. 2022/88 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/38 Esas – 2022/88
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2021/38
Karar No : 2022/88

Hakim :…
Katip : ….

Davacı :…
Vekili : …
Davalılar : …
Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 09/02/2021
Karar Tarihi : 10/03/2022
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 14/03/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; müvekkili şirketin 1970 yılından bu yana sektörde ticari faaliyetlerde bulunduğunu, 52 ülkede ürünlerini tüketicilere ulaştırdığını, Türkiye’de 43 mağazası ile 6 bin noktada tüketiciyle buluştuğunu, davalı şirketin… başvuru numaralı “… … el” ibareli marka başvurusuna müvekkili şirket tarafından yapılan itirazların TPMK YİDK tarafından … sayılı karar ile kısmen kabul kısmen reddedildiğini, müvekkili şirketin ticari faaliyetlerini 91/003841 kod numaralı “… porselen …” ibareli, 93/005440 kod numaralı “…” ibareli, … kod numaralı “…” ibareli tescilli markaları nezdinde sürdürdüğünü, dava konusu markanın ilk olarak müvekkili şirket tarafından ihdas edilen “…” ibareli markalar ile iltibas tehlikesi oluşturduğunu, İngilizce … kelime olan “…” ibaresinin dilimizde “…” anlamına geldiğini, dava konusu markanın müvekkili şirkete ait … tescil numaralı marka ile ayniyet derecesinde benzer olduğu tespit edilmiş iken sair markalar bakımından dava konusu YİDK kararında … açıklama ve tespit yapılmamış olmasının kabul edilemeyeceğini, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu, dava konusu marka başvurusunun müvekkili şirketin 2000 senesinden beri tescilli olan logosu ile ayniyet derecesinde benzer olduğunu, müvekkili şirketin 1991 yılından bu yana tescilli olarak kullandığı “…” ibaresinin sektörde müvekkili şirket tarafından meşhur ve maruf hale getirildiğini, dava konusu markanın müvekkili şirketin ticaret unvanı ve tanınmış seri markaları ile görsel, fonetik, anlamsal, okunuş ve işitsel olarak ayniyet derecesinde benzer olduğunu, dava konusu markanın müvekkili şirketin “…” ibareli markasının tescilli olduğu ve müvekkili şirket tarafından kullanılan emtia/hizmetler kapsamında başvuruya konu edildiğini, dava konusu markanın ayırt edici unsurunun “…” ibaresi olduğunu, müvekkili şirketin itiraza mesnet markalarının da ayırt edici ve esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, … kısım emtia ve hizmetler yönünden müvekkili şirket itirazlarının reddi yönündeki kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ifade ederek, YİDK kararının iptaline, 2019/73377 sayılı “… … el” ibareli marka tescil edilmişse hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevaplarında özetle; YİDK tarafından davacının … tescil numaralı markası ile başvuru konusu markanın işaret olarak benzer görüldüğünü, davacı itirazının kısmen kabul edildiğini, tescil kapsamında kalan diğer mal/hizmetlerin davacı markaları ile aynı/aynı tür mal/hizmetleri kapsamadıklarını, ilintili ya da ilişkili olmadıklarını, YİDK tarafından itiraza mesnet diğer markalar açısından Markalar Dairesi Başkanlığı kararının uygun olduğu sonucuna varıldığını ve bu suretle tüm itiraza mesnet markalar açısından … değerlendirme yapıldığını, dava konusu markanın mal/hizmet listesi açısından davacı markaları ile benzemediğini ve davacı markalarının tanınmış olduğu sektörde ilişkilendirilebilecek … mal ya da hizmet ihtiva etmediğini, taraf markaları birbirine benzemediğinden davacı tarafın tanınmışlık ve kötü niyet iddialarının yersiz olduğunu, davacı tarafın davalı başvurusunun kötü niyetli … başvuru olduğunu ispat edemediğini, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevaplarında özetle; taraf markalarının farklı kelimeler, farklı yazı stilleri ve şekiller içerdiğini, görsel ve şekil unsurları itibariyle markaların herhangi … benzerlik barındırmadığını, müvekkili şirket markasının asli unsurunun “…” ibaresi olduğunu, müvekkili şirketin TÜRKPATENT nezdinde tescilli “Birevim” markasının “…” ibaresinin belirgin şekilde başvuru konusu markada kullanıldığını, müvekkili şirket markasının genel görünüm, yazı, kelime, yazı stili, estetik, grafik, renk çeşidi ve dizaynı ile renk kompozisyonu şekli ve boyutları açısından davacı tarafın itiraza mesnet markalarından yeterince farklılaştığını, davanın yalnızca TÜRKPATENT’e yöneltilmesi gerekirken müvekkili şirkete husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, davanın husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı şirket ile müvekkili şirketin aynı sektörde faaliyet göstermediğini, davacının kötü niyet iddiasının haksız nitelikte olduğunu, davacı tarafın markalarının seri marka olduğuna dair iddiasını yerinde olmadığını, davacı tarafa ait “…”, “…” ve “… … porselen” ibareli markaların şekil ve kelime unsurları bakımından birbirinden bağımsız markalar olduğunu, müvekkili şirket markalarının tamamının “…” ibaresi ya da “1” rakamı ile birlikte “evim” ibaresinden oluşturulmuş özgün ve orijinal markalar olduğunu, dava konusu markanın da müvekkili şirkete ait diğer markalar ile bağlantı kurulması amaçlanarak düzenlendiğini, müvekkili şirket markasında “… el” ibaresinin ayrı ve küçük yazıldığını, “…” ibaresinin ise büyük yazılarak ön plana çıkartıldığını, müvekkili şirkete ait diğer tescilli markalar arasında yer alan “birinciel.com” ve “birincieldünyası” markaları ile müvekkili şirketin ticari unvanı olan “Birevim” ibaresindeki “…” ibaresinin hakim unsur olarak öne çıkarılmak istendiğinin rahatlıkla anlaşılacağını, müvekkili şirket markası ile davacı markaları arasında sınıfsal olarak benzerlik bulunmadığını, davacı markalarındaki “…” unsurunun emtianın karakteristik özelliği sebebiyle tanımlayıcı olduğunu ve kimsenin tekeline bırakılamayacağını, “…” ibaresinin ayırt ediciliği zayıf ve yaygın kullanılan … kelime olduğunu, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, davacı markasının tanınmış olduğuna dair herhangi … delil sunulmadığını, davacı tarafa ait “…” markasının Türkçe “…” kelimesini ifade ettiğinin toplumun büyük kesimi tarafından bilinmediğini, müvekkili şirketin finans şirketi olduğunu, faaliyet alanının konut, taşıt ve çatılı iş yeri edinimi için gerekli finansmanın sağlanması hususunda olduğunu, davacı şirket ile müvekkili şirketin sektörel faaliyet alanında hiçbir benzerlik bulunmadığını; davalı şirket vekili 08/11/2021 tarihli cevap dilekçesini ıslah ve beyan dilekçesinde özetle; davacı tarafın davaya dayanak … sayılı markalarının davaya dayanak mal ve hizmetler bakımından markasal olarak, pazar payı oluşturmaya elverişli nitelikte ciddi biçimde kullandığını ispatlaması gerektiğini, … sayılı markanın müvekkili markası ile benzer olmadığını ve hükümsüzlük gerekçesi oluşturmadığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ve terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının tanınmışlık ve kötü niyet itirazlarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının… sayılı “… … el” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Dava konusu, davalının… sayı ve “… … el” ibareli marka için 02/08/2019 tarihinde 14, 19, 35, 36.Sınıf mal/hizmetleri kaplayacak şekilde tescili için başvuruda bulunduğu, başvurunun yayımlanmasına karar verildiği, ilana karşı davacı tarafından 126813, …, … sayılı ve “… porselen …, …, …” ibareli markalarına dayanarak itirazda bulunulduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 09/12/2020 tarih ve … sayılı kararı ile itirazın kısmen kabulüne karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Markalar arasındaki iltibas değerlendirmesi, markaların kapsamında yer alan mallardan ve hizmetlerden bağımsız değildir. Markaların tescilli oldukları sınıflar veya hizmetler farklılaştıkça markalar arasındaki benzerliklerin iltibasa neden olma ihtimali azalacaktır. … başka anlatımla, markaların kapsadığı malların ve hizmetlerin farklılaşması neticesinde markayı oluşturan ibarelerin benzerliğine rağmen iltibas tehlikesi azalmakta; malların ve hizmetlerin aynı olması durumunda ise markaların arasındaki ortalama … benzerlik dahi iltibasa neden olacaktır.
Mal ve hizmetlerin aynılığı, ilke olarak mal ve hizmetlerin aynı şekilde yazılmış, ifade edilmiş olmasıdır. Benzer mal ve hizmetler ise, ortalama tüketicilerce aynı (veya ilişkili) kaynaktan geldikleri varsayımıyla karıştırılma ihtimalinin konusu olabilecek mal ve hizmetleri içermektedir. Benzer mal ve hizmet tanımlamasının içeriği, aynı tür mal ve hizmeti mutlak surette kapsamakla birlikte daha geniş … yaklaşımla benzer oldukları öngörülebilecek, tüketicilerce ilişkilendirilerek aynı kaynaktan geldikleri varsayılabilecek, aynı/benzer ihtiyaçların karşılanmasını sağlayacak mal ve hizmetleri de kapsamaktadır.
İlgili sektördeki malların niteliği, piyasaya sunuluş şekli, tüketici alışkanlıkları gibi somut olayı etkileyen ek şartların varlığı halinde hizmetlerle mallar arasında ilişkilendirilme ihtimali ortaya çıkabilmektedir.
Marka tescilinde nispi ret nedenleri arasında düzenlenen karıştırılma ihtimali uyarınca; tescil başvurusu yapılan … markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Markaların, karıştırılma ihtimaline dayalı tescil engelinden veya hükümsüzlük nedeninden söz edebilmek için aşağıdaki unsurların tamamının kümülatif olarak varlığı gerekir. Bu koşullardan herhangi birinin sağlanmamış olması halinde diğerlerinin varlığı değerlendirme konusu nispi tescil engelinin varlığını kabul için yeterli olmayacaktır: Dava konusu marka ile iddialara mesnet markaların kapsamında, aynı veya benzer mal ve hizmetler bulunuyor olması. Dava konusu marka ile iddialara mesnet markaların aynı veya benzer olması. Dava konusu markalar ile iddialara mesnet markalar arasında, ilişkilendirilme ihtimali de dâhil olmak üzere, halk nezdinde karıştırılma (iltibas) ihtimali bulunması.
Kanunda yer alan düzenlemeye göre yalnızca benzerlik ve karıştırılma ihtimali kapsamında yapılan itirazlarda (SMK m. 6/1), itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. Aynı talebin hükümsüzlüğe ilişkin taleplerde de ileri sürülmesi mümkündür. Bu durumda ise kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Dolayısıyla benzerlik ve karıştırılma ihtimaline dayalı ileri sürülen itiraz veya hükümsüzlük taleplerinde; uyuşmazlık konusu markanın başvuru tarihinde veya dava tarihinde, itiraza/hükümsüzlük talebine gerekçe olarak gösterilen markanın en az beş yıldır tescilli olması halinde, ilgili markanın tescil kapsamındaki emtialarda ciddi … biçimde kullanılıp kullanmadığını ispata davet müessesi düzenlenmiştir.
İtiraz sahibi tarafından sunulan delillerin itiraza konu markanın tescilli olduğu mal veya hizmetler bakımından kullanımın niteliği, yeri, zamanı, kapsamı ve markanın kullanım şekli hususlarına dair yeterli bilgiyi içermesi gerekir.
“Marka mevzuatında “ciddi biçimde kullanma” kavramına ilişkin açık … düzenleme yer almamasına rağmen, söz konusu kavramla; markadan işlevlerine uygun … tarzda yarar elde edecek, yani üzerinde kullanıldığı malın veya hizmetin piyasada tanınmasını ve diğer işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayrılmasını sağlayacak şekilde ve yoğunlukta piyasada veya piyasaya hitap eden, piyasayı etkileyen yerlerde kullanılması kastedilmektedir.”
Markaların emtia/hizmetlerinin aynı/benzer olduğu tespiti yapıldıktan sonra bakılması gereken ikinci kriter işaretlerin benzer olup olmadığıdır. İki markanın benzer olup olmadığı değerlendirilirken; markalar arasında görsel, işitsel veya kavramsal düzeyde ortaya çıkan benzerlik veya yakınlık dikkate alınmalıdır. Görsel, işitsel veya kavramsal benzerliğin derecesi konusundaki değerlendirmeyi malların niteliğini ve malların piyasaya sunum yöntemlerini dikkate alarak yapmak yerinde olacaktır. İlgili tüketicinin markaları doğrudan karşılaştırma imkânının bulunmadığı, markaların karşılaştırmasını zihninde muhafaza ettiği tam (eksiksiz) olmayan imaja göre yaptığı dikkat edilmelidir. Görsel benzerlik, kelime veya şekil markalarının görünüm olarak benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Görsel benzerliğin tespiti, markaların benzer markalar olarak değerlendirilmeleri için, tek başına yeterli olarak kabul edilebilir.

Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu/ek raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davaya konu marka başvurusu şekil, renk ve kelime unsurlarını … arada bulunduran karma nitelikte … marka olduğu, markanın şekil unsurunu “açık … istiridye kabuğu” ve içerisinde bulunan “…” şekli oluşturduğu, markanın kelime unsurunu oluşturan “… … el” kelimeleri ise “istiridye kabuğu”nun içerisine konumlandırıldığı, markanın kelime unsurlarında, her kelimenin alt alta yazıldığı ve puntolarının farklı olduğu, ilk kelime olan “…” kelimesinin en büyük punto ile “el” kelimesinin ise en küçük punto ile yazıldığı, “el” ibaresi, en altta ve en küçük punto ile yazılmış olup, markada dikkat çekmeyecek şekilde konumlandırıldığı;
Dava konusu markada yer alan tüm kelimeler farklı renk ve farklı yazı karakteri ile yazılmış olup, “…” ve “el” kelimelerinin yazımında kahverengi, “…” kelimesinin yazımında ise sarı renk kullanıldığı, … markada esas unsur, potansiyel müşteriler için ilk anda göze çarpıp hafızada yer eden unsur olup, dava konusu markanın esas unsurları “şekil” ve “…” kelimeleri olduğu, zira “el” kelimesi yazıldığı punto ve markadaki konumu itibariyle, dikkat çekmeyecek nitelik taşıdığı, “…” kelimesi, en büyük punto ile yazılmışsa da, … rakamı ifade etmek için kullanılan “…” ibaresi, marka vasfı taşımayan, nitelik belirten … unsur olduğu, bu nedenle markada ayırt edici nitelik taşımayan unsurlardan olduğu, “…” ibaresi ise Türk Dil Kurumu online sözlüğünde “İstiridye gibi bazı kavkılı deniz hayvanlarının içerisinde oluşan, değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi. Bu tanelerden yapılmış. Bu tanelerden oluşan takı. Yanlışlığı sebebiyle gülünç olan söz veya cümle.” olarak tanımlanmış olup, dava konusu markanın kapsamında yer alan mal ve hizmetler bakımından herhangi … anlam ifade etmediği, “…” kelimesi, anlamı olan, orijinal olmayan, … diğer deyişle davacı tarafça türetilmiş … marka olmamakla birlikte, taraf markalarında ayniyet/benzerlik taşıyan mal ve hizmetler ile ilişkilendirilebilecek/bağlantı kurulabilecek … kelime olmadığı, gerek uyuşmazlık konusu sınıflarda yer alan emtialar ile ilişkilendirilemeyecek … kelime olması nedeniyle, “…” ibaresi, ayırt ediciliği bulunan … ibare olduğu, dolayısıyla hem “…” şeklinin hem de “…” kelimesinin ayırt edici niteliğinin bulunduğu ve markanın esaslı unsurlarını oluşturduğu;
Davacıya ait markalar ise, “… porselen”, “… porselen … … kelimelerinden oluşan markalar olduğu, …sayılı marka kapsamında yer alan “… porselen” ibaresi, davacının aynı zamanda ticaret unvanının çekirdek unsuru olduğu, davacıya ait … sayılı markanın kelime unsurunu oluşturan “…” ibaresi, “…” kelimesinin İngilizce karşılığı olduğu;
Davacıya ait … sayılı markada yer alan “istiridye kabuğu” ve içerisinde yer alan “…” şekli, dava konusu markada aynen yer aldığı, aralarındaki farkın, davacıya ait markanın siyah-beyaz, dava konusu markanın ise renkli olarak oluşturulduğu, markada yer alan kelimelerin konumlandırılış şekli de aynı olup, kelimeler, istiridye kabuğunun içerisine yazıldığı, “…” ibaresi “…” anlamına gelmekte olup, tüketiciler İngilizce karşılığını bilmese dahi, markada yer alan “şekil” nedeniyle “…” kelimesi ile kolaylıkla ilişki kuracakları, dolayısıyla dava konusu markanın esas unsuru ile davacı markası arasında kavramsal olarak da benzerlik bulunduğu, dava konusu marka ile davacıya ait … sayılı marka, görsel ve kavramsal olarak yüksek seviyede benzerlik taşımakta olup, işaretler arasında işitsel olarak benzerlik bulunmadığı;
Davacıya ait …sayılı marka ise, her iki taraf markasında da “…” kelimesi yer almakta ise de “…” kelimesinin davacıya ait markadaki konumu, markada yer alan diğer ibarelere nazaran boyutu ve yine marka kapsamında yer alan diğer unsurların varlığı nedeniyle dikkat çekici olmaması nedeniyle esas unsur olarak yorumlanamayacağı, markadaki tüm unsurların aynı oranda ön planda olduğu; dolayısıyla taraf markaları … bütün olarak değerlendirildiğinde, dava konusu marka ile davacıya ait …sayılı marka arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunmadığı;
YİDK karar iptali davası ve hükümsüzlük davaları bakımından, “kullanmama def’i” ileri sürüldüğünden, davacının “kullanımını ispatladığı” marka, ancak kullanımı ispatlanan mal ve hizmetler açısından incelemeye tabi tutulması gerektiği;
Davacı tarafın dosyaya sunduğu deliller arasında 1999-2020 tarih aralığına ilişkin 63 adet fatura sunulmuş olup, faturalarda “…” markası yemek takımı için, “…” ibaresi ise çatal kaşık bıçak takımı için kullanıldığının tespit edildiği; ayrıca kullanımı gösterir, … sitelerindeki satış görselleri ve … kısım gazete haberleri sunulduğu; ayrıca sunulan belgeler arasında, … … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/56E. sayılı dosyada düzenlenen 07.03.2019 tarihli bilirkişi raporu dosyaya ibraz edildiği; raporda işbu davanın davacısının “…” markalarını kullandığı ifade edildiği;
Davacı tarafın sunduğu belgelerde, “çatal bıçak” emtiası bakımından “…” ibaresini kullanmakta ise de, davacının markaları arasında “…” ibareli marka bulunmadığı; … sayılı marka ile düz yazı şeklinde yazılan “…” ibaresi, bütünsel açıdan farklılaştırdığı; sonuç olarak, sunulan deliller ile sadece …sayılı marka ile … sayılı markanın kullanımının ispatlandığının tespit edildiği;
Davacıya ait …ve … sayılı markalar kapsamında yer alan ve kullanımı ispatlanan emtialar ile dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan mal ve hizmetler karşılaştırıldığında, taraf markaları arasında aynı ya da benzer mal ve hizmet bulunmadığı;
Dava konusu marka başvurusu, 14, 19, 35 ve 36. Sınıfta tescil edilmek üzere başvuruya konu edilmiş olup, davacıya ait markalar kapsamında olup, kullanımı ispatlanan “21. Sınıf: tabaklar, fincanlar” emtiası bulunduğu; dolayısıyla taraf markaları kapsamında sınıfsal olarak ayniyet bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sınıflandırma tebliği idari amaçlı olduğundan, farklı sınıflarda yer alan mal ve/veya hizmetlerin benzer olmadığı doğrudan söylenemeyeceği, benzerliğin kabulü için, mal ve/veya hizmetin doğası, kullanım amacı, satış ve dağıtım kanalları, tüketici kitlesi gibi birçok ayrıntının göz önünde bulundurulması gerektiği;
Taraf markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetler arasında mamul-hammadde ilişkisi bulunmadığı gibi, aralarında rekabet ilişkisi ya da birbiri yerine ikame edilebilirlik, satış ve dağıtım kanallarının ortaklığı da söz konusu olmadığı;
Neticede, davalının markasının kapsamına alınmak istenilen ve 14, 19, 35 ve 36. Sınıfa giren mal ve hizmetlerin tamamı açısından somut olayda taraf markaları arasında “emtiaların aynı veya benzer olması” şartının sağlanamadığı; dava konusu marka kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin tamamı açısından somut olayda taraf markaları arasında “emtiaların aynı veya benzer olması” şartının sağlanamadığı;
Gerek YİDK karar iptali davası bakımından gerekse hükümsüzlük davası bakımından, davalı başvuru sahibinin ileri sürdüğü “kullanmama def’i” gözetildiğinde, davacının kullanımını ispatladığı emtia ile dava konusu marka kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin benzer olmaması nedeniyle, aralarında karıştırılma ihtimali bulunmadığı anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça gerekçe gösterilen markalarının tanınmışlığın ispatına yönelik Türkiye’de gerçekleşen tanıtım faaliyetlerine ilişkin gerek itiraz aşamasında gerekse dava aşamasında dosyaya herhangi … belge, ilan, reklam harcaması, haber, dergi vb. tanıtım malzemesi sunulmadığı, sunulan belgelerin kullanıma ilişkin olduğu, tanınmışlığın değerlendirilebileceği herhangi … belgenin dosya kapsamında bulunmadığı, bu nedenle iddia edilen tanınmışlığın ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı … şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Tescil başvurusunda bulunan kişinin kötü niyetli olduğuna emare teşkil edebilecek olgu ve olayların varlığı, kötü niyetli marka başvurusunun kabulü için yeterli sayılmaktadır. Buna karşılık başvuru sahibinin, hakkını kötüye kullanma niyeti taşıması veya başkalarını engelleme amacına sahip olması gibi sübjektif durumlar kural olarak tespit edilmeye çalışılmamalıdır. Zaten kişinin içsel durumunu ifade eden sübjektif unsurlara doğrudan ulaşmak veya nüfuz etmek mümkün de değildir. Ancak, somut olayda başvuru sahibinin içsel durumunu ifade eden, kast, niyet gibi hususların anlaşılabileceği veya ortaya çıkarılabileceğine dair ciddi belirtilerin varlığı halinde, bunlar araştırılarak, kötü niyetli tescilin varlığı sonucuna ulaşmada yardımcı unsur olarak kullanılabilir.
Markanın aynısının veya benzerinin … başkası tarafından kullanıldığının bilinmesi halinde marka tescil başvurusunda bulunulması, markanın köken gösterme amacı dışında … amaçla tescil edilmesi, örneğin esasen kullanılması planlanmayan … markanın sırf … başka işletmenin piyasaya girmesinin engellenmesi amacıyla tescil ettirilmesi ya da tescil başvurusunda bulunanın rakipleri ile haksız rekabete girişme amacı gibi kriterler dikkate alınabilir.
Davalının kötü niyetli olup olmadığı hususunun belirlenmesinde genel geçer kriterler bulunmamakta, konunun her somut olay bazında değerlendirilmesi gerektiği, doktrine ve yerleşik içtihatlara göre; kötü niyetli tescilden söz edilebilmesi için başkasının markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanmayıp, yedekleme, marka ticareti yapmak amacına yönelik … davranışta bulunmak kötü niyet göstergesi kabul edilebileceği, somut olayda, davacının, davalının kötü niyetle hareket ettiğine dair iddialarının ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu/ek raporu ve tüm dosya kapsamından;
Davacının kullanımını ispat ettiği emtia ile dava konusu marka kapsamında kalan mal ve hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer olmadığı, davacıya ait … ve … sayılı markalar ile dava konusu markanın görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğu, buna karşın davacıya ait …sayılı marka ile dava konusu marka arasında benzerlik bulunmadığı, davalıya ait dava konusu marka başvurusu ile davacıya ait gerekçe markalar arasında sınıfsal benzerlik bulunmadığından aralarında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, davacı markasının tanınmışlığının ispatlanamadığı, kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı, YİDK kararının yerinde olduğu, YİDK kararının iptali şartlarının oluşmadığı, hükümsüzlük ve terkin koşullarının oluşmadığı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın reddine,
Alınması gereken 80,70.-TL maktu harçtan peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,

Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Davalı kurum ve davalı şirket kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davalıların yapmış olduğu … gider olmadığından bu konuda … karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine (HMK m.333),
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.10/03/2022

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır