Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/378 E. 2022/345 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/378 Esas – 2022/345
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2021/378
Karar No : 2022/345

Hakim …
Katip …

Davacı …
..
Davalılar …
Vekili : Av.

Vekili : Av. ..
Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali
Dava Tarihi : 30/12/2021
Karar Tarihi : 27/10/2022
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 27/10/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili … Kararının İptali istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı dilekçelerinde özetle; müvekkilleri firmanın…. sayılı başvurusuna davalı şirket tarafından itiraz edildiğini, itiraz nedeninin 6769 sayılı kanunun 6/1 no.lu benzerlik/karıştırılma maddesine dayandırdığını,…. itiraz kapsamında müvekkilleri firmanın markasındaki sadece 24. sınıfa ait emtianın 6/1 hükmünce benzer bulunduğunu ve müvekkillerinin başvuru kapsamından 24. Sınıfta yer alan bir kısım malların çıkarılmasına karar verildiğini, ….sayılı kararı ile itirazı nihai olarak reddettiğini, gerek … 30.11.2020 tarihli kararı ve gerekse 02.11.2021 tarihli …. kararının, SMK uygulaması ve…. içtihatlarına aykırı bir durum oluşmasına sebebiyet verdiğini, 02.11.2021 tarih ve ….kararının iptali gerektiğini, kısmi redde uğrayan müvekkilleri markası ile kısmi redde mesnet gösterilen markanın 6/1 anlamında benzer olmadığını, “… köklerinin işitsel ve görsel olarak iltibas oluşturmalarının mümkün olmadığını, müvekkillerinin markasında şekil unsurunun öne çıktığını, müvekkilleri firmanın müşteri kitlesinin ortalama tüketici değil, yatırımcılar ve kurumsal alıcılar olduğunu, müvekkillerinin markasının kendi unvanı olduğunu, “editeks” ibaresinin de firmanın tek ortağı ve imza yetkilisi …. soyadından kaynaklandığını, kısmi redde mesnet gösterilen “etiteks” markasının, SMK anlamında zayıf bir marka olduğunu, “eti-” ön ekinin 24. sınıfta birçok markada bulunan bir ön ek olduğunu, “teks” ibaresinin ise ayırt ediciliği bulunmayan bir ilave olduğunu, birlikte davalıya ait olan “etiteks” markasının esasen zayıf bir marka olduğunu, Yargıtay’ın işbu dava konusu markalar ile benzer özellikleri havi marka ihtilaflarında, markaların aralarında iltibas bulunmadığına ilişkin birçok emsal kararı bulunduğunu ifade ederek, … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı…. vekili cevaplarında özetle; dava konusu … başvuru numaralı davacı markası incelendiğinde başvurunun “editeks dış ticaret a.ş” ibaresinden oluştuğunun görüldüğünü, dava konusu marka ile davalıya ait kısmi redde mesnet “..” markası incelendiğinde; markaların görsel yönden benzer olmakla birlikte özellikle işitsel yönden yüksek düzeyde benzer olduğunu, başvuru markasında ver alan malların itiraza mesnet marka kapsamında bulunan mallarla aynı/aynı tür olduğu ve aralarında iltibas ihtimalinin bulunduğunu, başvurunun asli unsurunun … olduğunu, şekli unsurla “….” ibaresinin tali unsur olarak konumlandırıldığını, .. ibaresinin ayırt edici niteliğinin haiz olmadığını, yani “…” ibaresinin yaratmış olduğu benzerliği ortadan kaldıracak güçte ve nitelikte olmadığını, karşılaştırılan markaların birbirlerine yakın, benzer olan “…ibareleri olması ve markaların genel görünüm itibariyle görsel açıdan benzer olduğu, görsel açıdan ortaya çıkan bu yakın benzerlik, duyusal/fonetik/işitsel açılardan bakıldığında daha da yüksek bir benzerliğe sebep verdiği kısaca başvuru ile ret gerekçesi markanın asli unsurlarını oluşturan “… ibareleri ortak harfler içeren ve görünüm ve telaffuz itibariyle benzer ibareler olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevaplarında özetle; taraf markaları arasında farklılık arz eden tek kısmın, müvekkilleri markasının ikinci sırasında yer alan “t” halinin başvuruda “d” harfi ile değiştirilmesi olduğunu, geriye kalan harflerin … şeklinde her iki markada da birebir aynı olduğunu, orta düzey dikkate sahip bir tüketicinin hem görsel düzeyde yazım biçimleri açısından bu iki ibareyi benzer faaliyet alanında kullanıldığında karıştırmama ihtimalinin olmadığını, bu durumun iyi niyetli olmamakla birlikte hem kurumu hem de tüketiciyi yanıltıcı bir hamle olduğunun açık olduğunu, müvekkilleri şirketin tescilli markası ile itiraz edilen şirket tarafından kullanılan markanın görsel, anlamsal ve fonetik özellikleri nedeniyle tüketiciler nezdinde iltibasa sebebiyet verebilecek mahiyette olduğunun açık olduğunu, söz konusu markanın müvekkilleri şirket markasından örnek alınarak oluşturulduğunu, markaların aynı görünüm ve telaffuza sahip olduğunu, tüketicilerin gözünde ve kulağında aynı etkiyi bıraktığını,…” şeklindeki markanın orijinalliğinin çok yüksek olduğunu, sıradan olmadığını, belli bir anlamı olan ve günlük dilde de kullanılan bir sözcük olmadığının ortada olduğunu, bu nedenle muhatabın bu markaya tesadüfen bulma imkanının olmadığını, açıkça müvekkilleri markasından ötürü markanın bilinilirlik düzeyi ve itibarından yararlanma maksatlı kullandığının kabul edilmesi gerektiğini, birebir aynı olan davacı başvurusunun aynı emtiada olmasının haksız yarar sağlama ve itibara zarar verme gibi sonuçlar doğuracağından reddi gerektiğini, dava konusu marka başvurusunun sözcük unsurunun davacının ticaret unvanı olmasının somut uyuşmazlık bakımından hiçbir hukuki önemi olmayıp aksine müvekkilleri şirketin daha eski tarihli ticaret unvanı ve ticaret unvanını da sözcük unsuru olarak kabul eden markasının, davacı başvurusu bakımından diğer bir red sebebi olduğunu, itirazları doğrultusunda marka başvurusunun reddedilen emtia sınıfı göz önünde bulundurulduğunda bu ürünlerin alıcısının ortalama bir tüketici olacağı ve bu ürünlerin muhtemel fiyatları nedeniyle detaylı bir inceleme yapılmadan alınabileceği düşünüldüğünde; dava dilekçesindeki davacı müşterilerinin yatırımcılar ve kurumsal alıcılar olduğu” yönündeki beyanlarının hiçbir önemi bulunmadığını, dava konusu markanın tescil başvurusu bakımından davacı şirketin kurucusunun soyadından esinlenildiği iddiasının da hukuki bir önemi olmadığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik olup olmadığı, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, … kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davacının .. sayılı…..” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Davaya konu … sayılı “editeks dış ticaret a.ş.” ibareli marka için davacı tarafından 25/02/2020 tarihinde 07.(13), 22.(05), 23.(01), 23.(01), 24.(01-05), 25.(01-03).sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde marka tescil başvurusunda bulunulduğu, başvurunun ilanına karar verildiği, ilana karşı davalı şirket tarafından …sayılı “etiteks” ibareli markalarına dayanarak itirazda bulunduğu, itirazın kısmen kabulüne karar verildiği, kısmen kabul kararına karşı davacının itirazda bulunduğu,… 02/11/2021 tarih ve …. sayılı kararı ile davacının itirazının reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Aynılık veya benzerlik incelemesinde;
İlk olarak; ikinci markanın, birinci markanın kullanıldığı ürün ya da hizmet ile aynı ya da aynı tür (türdeş) ürün ya da hizmet için kullanılıyor olup olmadığının tespiti gerekmekte,
İkinci olarak da sonraki markanın, önceki marka ile tamamen aynı veya benzer olup olmadığının tespiti gerekmektedir.
Karıştırılma değerlendirmesinde bütünsellik ilkesi esastır. Markalar arasında benzerliğin olup olmadığına, markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki dikkate alınarak karar verilir. İltibasın / karıştırılmanın fiilen gerçekleşmiş olmasına gerek yoktur. Sadece iltibas ihtimalinin varlığı yeterlidir.
Markalar arasındaki benzerliğin, tüketicileri, satın almayı düşündükleri mal/hizmet yerine bir başka mal/hizmet almak durumunda bırakması kadar, tüketicilerin iki farklı marka karşısında bulunduklarını anlamalarına rağmen bu markaların aynı kişiye ait olduğunu sanmaları ya da bu malları/hizmetleri üreten/yapan işletmeler arasında idari ekonomik açıdan bir ilişkinin bulunduğu düşüncesine kapılmaları da iltibas ihtimali kapsamında sayılmalıdır. Markaların esas unsurlarının aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen, iltibasa yol açabilir.
Karıştırılma, markaya konu işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Halkın karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde bağlantı kurabilmesi iltibas için yeterlidir. İşitsel, görsel veya kavramsal benzerliklerden bir ya da birkaçının önemi ön plana çıkabilir. Örneğin, şekil markalarında doğal olarak görsel benzerlik önem taşıdığı kabul edilmelidir. Şekil ve sözcük bileşimi ile oluşturulan markalarda ise, “söz görünümden daha yüksek sesle konuşur” ilkesi kabul edilmekte, genellikle sözcük baskın ve ayırt edici unsur olarak dikkate alınmaktadır . Marka kapsamındaki mal veya hizmetin türü de bu konuda ağırlık kazanabilir; Somut olaya göre değişmekle birlikte, giyim ürünlerinde görünüm, lokanta hizmetlerinde işitsel benzerlik daha önemli role sahiptir. Yine özellikle, sözcüğün önceki markadan kısmen veya önemli bir bölümü itibariyle alınması ya da değiştirilmesi suretiyle kullanılması durumlarında, sadece işitsel benzerlik karıştırılma ihtimali için yeterli olabilir. Sözcük markalarında vurgunun hangi hecede ya da (birden fazla sözcük olması halinde) hangi sözcükte olduğu da değerlendirilmelidir. Bu husus sözcüğün hangi dilde olduğuna göre de değişebilir. Görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik karşılaştırmasında özellikle önceki markanın tercih edilmesinin arkasında yatan fikrin gözden uzak tutulmamasında yarar vardır. Aynı düşünce başvuruya konu markanın seçilmesinde de etkili ise, bu durum vurgunun ya da baskın unsurun görsel veya işitsel öğelerden birinde hatta bir sözcüğün tek bir hece veya harf gurubunda ortaya çıkmasını sağlayabilir.
Mal ve hizmetlerin benzerliğinde ortalama alıcı kitlesi, son kullanıcıları, malın satın alınmasına ayrılan zaman, satışa sunulma kanalları ve biçimi, birinin diğerini ikame etmesi gibi faktörler etkili olacağı kabul edilmelidir.
Benzer mal ve hizmetler ifadesi, ortalama tüketicilerce aynı (veya ilişkili) kaynaktan geldikleri varsayımıyla karıştırılma ihtimalinin konusu olabilecek mal ve hizmetleri içermektedir. Bu çerçevede, aynı (veya ilişkili) kaynaktan geldikleri varsayılabilecek ilişkili mal ve hizmetler de benzer mal ve hizmet tanımlamasının içeriğine girmektedir.
Mal / hizmetlerin benzerliği veya ilişkilendirilebilir niteliği aşağıdaki durumlarda ortaya çıkabilir: Mal ve hizmetlerin kullanım amacı ve alanlarının benzerliği, Mal ve hizmetlerin kullanıcılarının benzerliği, Malların fiziksel görünümünün benzerliği, Mal ve hizmetlerin ticari pazara ulaşmasında kullanılan satış yollarının benzerliği, Mal ve hizmetlerin birbirleriyle rekabet eder nitelikte bulunmasından kaynaklanan benzerlik, Mal ve hizmetlerin birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olmasından kaynaklanan benzerlik, Malların mağazalarda aynı reyonda veya rafta bulunmasından kaynaklanan benzerlik.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu markanın başvuruya konu malları ile davalı şirketin itirazına mesnet markasının kapsadığı mallar karşılaştırıldığında, dava konusu marka kapsamında aynı/aynı tür ve benzer mal ve hizmetler ile birlikte, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) bakımından yapılan değerlendirmede, davaya konu markanın 24. sınıfta yer alan mallarının, davalı şirketin markasında yer alan mallar ile aynı, aynı tür olduğu;
Somut olayda, çekişmeli olan sınıfların, genel olarak tekstil ürünleri olduğu, söz konusu sınıflarda yer alan malların müşterilerinin / alıcı kitlesinin veya son tüketicilerinin farklı yaş aralıklarında, çok farklı eğitim seviyesinden, çok çeşitli kesimden olabileceği; genel olarak halkın belli bir kesimini değil, geneline hitap edecek genişlikte ürünler olduğu; bu ürünlerin bazıları günlük kullanıma konu olabilmekte, bazılarının kullanımları ise daha seyrek olabilmektedir.
Bu doğrultuda, ortalama bir tüketici seviyesinin tespit edilmesi, markaların karıştırılması ihtimalinin değerlendirilmesinde önem arz edecektir. Ortalama tüketicinin dikkat düzeyi, mal ve/veya hizmetlerin türüne göre değişebilmektedir. Dolayısıyla bu noktadan hareketle, “ortalama tüketicinin” seviyesi, ilgili mal ve/veya hizmetlerin hangi tüketici kitlesine hitap ettiğinin tespit edilmesiyle bulunacaktır.
Davacının benzer kabul edilen ortalama tüketici / hedef alıcı kitlesinin bilinç / dikkat / özen seviyesine bakıldığında; 24. sınıfta yer alan, genel olarak tekstil ürünlerini içeren mallar açısından, ilgili emtianın büyük bir kısmının günlük hayatta herkesin her zaman ihtiyaç duyacağı türden emtialar olması nedeniyle hitap ettiği ortalama tüketici kitlesinin bilinç / dikkat / özen / bilgi seviyesinin görece düşük olduğu, satın alma aşamasında ise gerekli zamanı harcadıkları, bazı durumlarda birden fazla kaynaktan araştırma yaptıkları, karar vermede geçen sürenin hızlı tüketime konu ürünler karşısında nispeten fazla olduğu anlaşılmıştır.
Diğer taraftan, dikkat edilmesi gereken husus; marka hukukunda karıştırılma ihtimalinin varlığı, 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca, tescile konu edilen mal ve hizmetler ile bu mal ve hizmetlerin sunulduğu “halk” nezdinde olmalıdır. Bir markanın diğer marka ile karıştırılma ya da iki marka arasında ilişki bulunduğu ihtimali, malın ve/veya hizmetin hitap ettiği uzman ya da satıcı nezdinde değil, halk nezdinde araştırılmalıdır.
Dolayısıyla, markaların hitap ettiği tüketici ya da kullanıcı dikkate alınmak suretiyle, markaların bu kişiler nezdinde karıştırılıp karıştırılmayacağının değerlendirilmesi gerekir. Yasada geçen “halk” tabiri amaca uygun şekilde “markayı taşıyan ürünlerin nihai tüketici kitlesi” olarak anlaşılmalıdır. Benzerlikte görüşüne başvurulacak kişi markalı ürünün yöneldiği hedef kitleye mensup/makul derecede bilgilendirilmiş, makul derecede dikkatli ve makul derecede ihtiyatla değerlendirme yeteneğine sahip kişinin değerlendirmesidir.
Bu yönde genel kabul görmüş ve kararlarda da sıklıkta atıf yapılan değerlendirmeden birisi de; İlgili tüketici belirlenirken “ortalama tüketicinin dikkat düzeyinin mal veya hizmetlerin kategorisine göre çeşitlilik gösterdiği de akılda tutulmalıdır” …
Taraf markalarının kelime ve şekil unsuru içerdikleri, davaya konu markada “editeks dış ticaret a.ş.” ibaresinin ve şeklin, davalı şirket markasında “etiteks” ibaresinin yer aldığı; taraf markalarının anlamlarına bakıldığında, davaya konu “editeks dış ticaret a.ş.” markasında yer alan “editeks” ibaresinin bilinen ve güncel diller içerisinde yapılan aramada belli bir anlamı olmadığı, davalı yan markası ile ortak kabul edilen “etiteks” ibaresinin de türetilmek sureti ile oluşturulmuş olduğu, benzer kabul edilen “editeks” / “etiteks” ibarelerinin anlamlarının olmadığı, davaya konu markada yer alan “dış ticaret a.ş.” ibaresinin ise ticaret unvanına ait uzantı olduğu, gerek marka hukukunda gerek TTK kapsamında “dış ticaret” ve “a.ş. – anonim şirket” ibarelerinin yan unsur / tali unsur olarak kabul edildiği, bu hali ile ayırt ediciliklerinin olmadığı, taraf markalarında anlamsal olarak farklı kabul edilen “editeks” / “etiteks” ibarelerinin esas unsurlar olduğu, öne çıktıkları; davacı yan davalı şirket markasının zayıf marka olduğu, “eti” ve “teks” ibarelerinin ayrı zayıf marka olmalarından dolayı benzerlik incelemesinde dikkate alınması gerektiği beyan edilmekle, zayıf marka açısından yapmış olduğu değerlendirmede; kural, ayırt edici gücü zayıf olsa da, minimum tescil edilebilirlik şartını yerine getiren kelime unsurlarının tescil edilmesinin olağan olduğu, buna karşın söz konusu durumun, bu markaların koruma kapsamlarının geniş olduğu anlamına gelmediği, bu tip markaların sınırlı koruma kapsamından yararlanması gerektiği şeklindedir.
Söz konu markalar türetilirken, “…. şeklinde hareket edilmesi halinde, “-….” ibaresinin tescili talep edilen sınıfta kullanılan “tekstil” kelimesinin kısaltması olarak sıklıkla kullanıldığı, bu hali ile belli bir ayırt ediciliğinin bulunmadığı, diğer taraftan, belli bir hayal gücü kullanılmak sureti ile yaratılan “editeks” / “etiteks” markalarının ise ayırt edicilik gücü olmayan “-teks” ibaresinden farklı olarak ayırt edicilik gücüne ulaştığı, anlamlarının da olmadığı, türetilmek sureti ile oluşturulduğu, zayıf markalar olarak kabul edilmeyeceği;
Sesçil açından, taraf markalarının yazıldığı gibi okunması halinde esas unsur olan ibarelerin, ….” şeklinde okunacağı, Türkçe “d” ve “t” harflerinin okunuşlarının birbirlerine yakın olduğu, bazı durumlarda (örneğin, ünsüz benzeşmesi gibi) “d” harfinin “t” harfine dönüştüğü, bu hali taraf markalarında yer alan esas unsurların yüksek düzeyde benzer olduğu, davaya konu markada yer alan “dış ticaret a.ş.” ibaresi ile bu yükseklik derecesinin biraz azaldığı, görsel olarak yapılan karşılaştırmada ise taraf markalarının kelime ve şekil unsurları içerdiği, davaya konu markada yer alan beyaz zeminin altta ve üstte siyah şeritler ile sınırlandırıldığı, şekil ve ibarenin iki ayrı satırda kompozisyon edildiği, turuncu ve lacivert tonlarda ilk olarak şeklin yer aldığı, şeklin sağında, aynı renk tonlarında “edi” ve “teks” olarak renksel ayrım içeren ibareyi, altında ise çok küçük yazı karakteri ile “dış ticaret a.ş.” ibaresini içerdiği, davalı şirket markasının kelime markası olduğu, beyaz zemin üzerine, siyah tonlarda, tek satıra gelecek şekilde büyük ve çentiksiz harfler kullanılmak sureti ile “etiteks” ibaresini içerdiği, taraf markalarında da görsel olarak öne çıkan unsurun kelime unsurları olduğu, “editeks” / “etiteks” ibarelerinin benzer oldukları, bu hali ile taraf markalarının gerek okunuş gerek de görsel olarak yüksek düzeyde bir benzerlik içerdikleri, her ne kadar davacı markasının şekil ile birlikte kompoze edildikleri görülmüşse de markasında yer alan şekil unsurunun ön plana çıkamadığı, kelime unsuru yanında ayırt ediciliklerinin düşük olduğu, bu hali ile taraf markalarında yer alan küçük farklılıkların markaları birbirlerinden ayırmaya yetmediği, taraf markaları arasında benzerlik bulunduğu anlaşılmıştır.
Karşılaştırma konusu markaların kapsamındaki malların aynı/aynı tür olması, iltibası artıran bir husus olarak değerlendirilmektedir. Marka işaretlerinin kapsamındaki mal ve hizmetler arasındaki ayniyet veya benzerlik arttıkça, marka işaretleri arasındaki düşük derecedeki benzerliğe rağmen, markalar arasındaki benzerlikler ön plana çıkarak markalar arasında iltibas tehlikesi artmaktadır. Nasıl ki bir mıknatısın iki ayrı kutbu birbirine belli uzaklıkta iken çekim etkisi oluyorsa ve fakat yakınlaştırdığınız zaman çekme eğilimine giriyorsa, markalar arasındaki mal ve hizmetler ile marka işareti benzeşmesi de böyledir.
İşaretler arasındaki benzerlik değerlendirmesi, markanın türüne, yani şekil markası, sözcük markası, ses markası veya bunların karması olup olmamasına göre birçok farklı faktör açısından yapılacak değerlendirmeye bağlı olarak tespit edilebilmektedir. Benzerliğin tespiti, markanın türüne göre farklı unsurları esas almayı da gerektirebilmektedir. Somut olayda, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden, tüketici işlemi ya da tüketiciye yönelik uygulamaların her aşamasında taraf markaları arasındaki görsel, işitsel ve kavramsal benzerlikler ile bütünsel algıda oluşan benzerlik nedeniyle ortalama tüketici/alıcı kitlesinde taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı görmesi halinde bile bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanma ve yanılgı yaşama tehlikesinin mümkün olabileceği ifade edilebilir. Öyle ki sadece sıradan tüketicinin değil daha bilinçli tüketicinin de “editeks” / “etiteks” esas unsurlu markaları arasındaki yüksek görsel ve işitsel benzerlik nedeniyle ve işaretlerin bütünsel algı itibariyle birbirleriyle ilişkilendirilebilirliği karşısında yanılgı yaşamasının mümkün olabileceği ve taraf markalarının iltibasa yol açabilecek düzeyde benzer oldukları; diğer bir deyiş ile, taraf markalarının görsel, işitsel ve/veya anlamsal açıdan benzer olması, markaların bütünsel algısı bakımından ilgili tüketici nezdinde ilişkilendirilme tehlikesini gündeme getirmektedir. Bu bağlamda markaların aynı/aynı tür veya benzer mal veya hizmetlerde kullanılmaları halinde halkın bu markalar arasında bağlantı kurması mümkündür.
Somut olayda, ortalama tüketici karşısında ortaya çıkacak karıştırılma olasılığı açısından hitap edilen/hedeflenen tüketici kesimi için, potansiyel alıcı veya kullanıcı kitlesi, bu kimselerin eğitim ve mesleki bilgi düzeyi, malı satın alırken gösterecekleri dikkat ve özenin derecesi ve satın alma kararı verirken harcayacakları süre dikkate almıştır.
Neticede, dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Davaya konu…. sayılı markanın, tescili talep edilen 24. sınıfta yer alan “Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Bebekler için kundak örtüleri. Kampçılar için uyku tulumları.” malları ile davalı yanın…. sayılı markasında yer alan malların aynı / aynı tür olduğu, davaya konu 2020/23604 sayılı davacı şirket markası ile davalı şirketin itiraza dayanak …. sayılı markası arasında 6769 s. SMK’nun 6/1. maddesi kapsamında ilişkilendirme ihtimali dâhil karıştırılma ihtimali bulunduğu, …. kararının yerinde olduğu ve iptali şartlarının oluşmadığı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın Reddine,
Alınması gereken 80,70.-TL maktu harçtan peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,

Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Davalı şirket ve davalı kurum kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 15.000,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davalıların yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.27.10.2022

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır