Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/37 E. 2021/415 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/37 Esas – 2021/415
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2021/37
Karar No : 2021/415

Hakim :….
Katip : ….

Davacı : ….
Vekili : Av……
Dava : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin
Dava Tarihi : 08/02/2021
Karar Tarihi : 30/12/2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 31/12/2021
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü İle Sicilden Terkin istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçelerinde özetle; davalı yanın 2019/84625 sayısı ile gerçekleştirdiği başvuruya karşı 2008/58273 ve 2010/84181 sayılı müvekkili markalarına dayalı olarak itirazda bulunduklarını, ancak itirazlarının reddine karar verildiğini, müvekkili firmanın gıda sektöründe faaliyet gösterdiğini, ilk restoranlarını 2006 yılında açtıklarını, 2008 yılında bir restoran daha açtıklarını, müvekkilinin tescilli “…” markalarını tescile uygun olarak kullandıklarını, davalının 2016/102897 başvuru numaralı 35/36/38/41/45/ sınıflarında tescilli “… ŞEKİL” ve 2016/73408 başvuru numaralı 35/36/38/41/45/ sınıflarında tescilli “…” ibareli markalarının mevcut olduğunu, bu markalara ilişkin Bakırköy …..FSHHM’de hükümsüzlük ve marka hakkına tecavüz davası açtıklarını, dava sonuçlanmamış ise de dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuyla davalının kullanımlarının davacı markasına tecavüz oluşturduğunun tespit edildiğini, davalının Bakırköy ….. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava devam ederken “…” ibareli marka için tescil başvurusunda bulunduğunu, bunun kötü niyetli bir başvuru olduğunu, davalıya ait 2019/84625 başvuru numaralı marka başvurusunun 06/ 08/ 09/ 14/ 16/ 18/ 20/ 21/ 24/ 25/ 26/ 27/ 28/ 32/ 35/ 36/ 38/ 40/ 41/ 42/ 45. Sınıfları kapsamakta olduğunu, davalının başvuru konusu ettiği sınıflar farklılık taşımakta ise de fiili kullanımlarının müvekkili markalarına tecavüz teşkil ettiğini, davalının m www.kisikates.com.tr alan adının da müvekkili markaları ile benzerlik gösterdiğini, davalının açıkça kötü niyetli olduğunu, davalının farklı sınıflarda yaptığı bu başvuru ile alan adını alarak kullanmaya başladığını, davalının “…” ibaresini internet sitesi üzerinden sattığı ürünlerde kullanmıyor olması yeni bir marka yaratma amacının bulunmadığını, 2019/168 Esas sayılı dava sonucunda verilecek hükmün sonuçlarından kurtulmaya çalıştığını gösterdiğini ifade ederek, YİDK kararının iptaline, … sayılı ve “…” ibareli marka başvurusu tescil edilmişse hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı TÜRKPATENT vekili cevaplarında özetle; verilen kurum kararının yerinde olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevaplarında özetle; taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, davacının itiraza mesnet markalarının “…’ ibaresinden oluştuğunu, müvekkil markalarının ise figüratif unsurları ile bir bütün olduğunu, değerlendirmenin bütün üzerinden yapılması gerektiğini, benzerlik değerlendirmesinin kelimelere bölünerek yapılamayacağını, kaldı ki benzerlik kabul edilse dahi taraf markalarının farklı sınıfları kapsamakta olduğunu, müvekkilinin “…” ibareli çok sayıda markasının olduğunu, “… ….”, “… … ”, “…” ve benzeri ibareli markalarının bulunduğunu, dolayısıyla müvekkilinin kötü niyetle itham edilemeyeceğini, davacının markaları 5 yıldan uzun süredir tescilli olduğundan kullanımlarının ispat edilmesi gerektiğini, müvekkilinin önceki markaları nedeniyle müktesep hak karinesinden yararlanması gerektiğini, davacının kötü niyet iddialarını kabul etmediklerini, davacının Bakırköy … .FSHHM’nin 2019/168E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile tecavüzün varlığının ispatlandığını iddia ettiği görülmekte ise de raporda yalnızca bazı tespitlere yer verildiğini, huzurdaki davanın konusu olan “…. ” ibareli başvurunun ve www.kisikatesdükkan.com.tr İnternet adresi üzerinden gerçekleştirilen kullanımların bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini, ilgili mahkemede verilecek kararın işbu davayı etkilemeyeceğini, davacı yanın gerçek hak sahipliği iddiasının yerinde olmadığını, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ve terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının kötü niyet iddiasının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Celp olunan tescil dosyaları kapsamından davalının 2019/84625 sayılı “…” ibareli marka başvuru sahibi olduğu beyan, tevsik ve müşahede olunmaktadır.
Davaya konu 2019/84625 sayılı “…” ibareli marka için davalı tarafından 09/09/2019 tarihinde 06, 08, 09, 14, 16, 18, 20, 21, 24, 25, 26, 27, 28, 32, 35, 36, 38, 40, 41, 42, 45.Sınıf mal/hizmetleri kapsayacak şekilde marka tescil başvurusunda bulunulduğu, başvurunun yayınına karar verildiği, ilana karşı davacının 2008/58273, 2010/84181 sayılı “…+şekil”, “…” ibareli birtakım markalarına dayanarak itirazda bulunduğu, itirazın reddine karar verildiği ve davacının yeniden red kararına karşı itirazda bulunduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın 09/12/2020 tarih ve 2020/M-10195 sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve bunun üzerine işbu davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu markanın TÜRKPATENT güncel sicil kaydında başvurunun tescil sürecinin 27.07.2021 tarihinde tamamlandığı;
Davacı taraf markaları kapsamında yalnızca 32. sınıfta yer alan genel olarak sular, maden suları, sodalar, alkollü içecekler grubunda “biralar” ve alkolsüz içecekler/meşrubatlar grubunda yer alan içecek ürünlerini kapsayan mallar ve bu malların satışına yönelik 35.05 alt grubundaki hizmetler itibariyle taraf markaları arasında bir benzerlikten bahsedilmesinin mümkün olduğu, zira davacı yanın dayanak markaları kapsamında 29 ve 30. Sınıftaki gıda ürünleri yer aldığı, davacı yan markalarında alan 30.sınıftaki “kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler, buzlu çaylar” şeklindeki mallar günümüz koşullarında diğer meşrubatlar, alkolsüz içecekler ile birlikte aynı raf, reyon ve dolaplarda satışa konu edilen, benzer ihtiyaçları karşılayan, benzer tüketici kitlelerine hitap eden içecek ürünleri olup tüketicye sunum ve satış noktaları aynı olan, birbirleri yerine tercih edilebilirliği bulunmalarından ötürü doğrudan rekabet içerisinde bulunan mallar olup bu emtialar bakımından taraf markaları kapsamlarının ortalama düzeyde benzer oldukları; bununla birlikte alkollü içecekler grubunda yer alan “Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar” açısından ise doğru olmayacağı, zira ilgili ürün grubu standart meşrubatlar grubunda yer almadığı gibi aynı marketlerde satılmakla birlikte satış rafları/dolapları da alkolsüz içeceklerden farklı olan, yasal düzenlemeler uyarınca hitap ettiği tüketici grubu yalnızca yetişkinler olan, tüketicinin yararlanma amacının alkolsüz meşrubatlardan farklı olduğu bir ürün grubu olduğu, dolayısıyla bu emtialar açısından taraf markaları arasında bir benzerlik bulunmadığı;
Bu bağlamda taraf markalarında temelde alkolsüz içecek/meşrubat grubunda yer alan mallar ve bu malların satışına dayalı hizmetler açısından oluştuğuna kanaat getirilen ortalama düzeydeki benzerlik ilişkisinin, tüketici nezdinde karıştırılma ihtimaline yol açabilmesi için karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik düzeyinin çok daha yüksek olması gerekmekte olup bu bağlamda karşılaştırılan işaretin özgünlüğü, orijinalliği ve en önemlisi ayırt edici gücünün niteliği önem teşkil edeceği anlaşılmıştır.
Markaların karıştırılma ihtimalinden söz edilebilmesi için emtiaların/hizmetlerin aynı/benzer olması yanında markayı oluşturan ibarelerin de aynı/benzer olması koşulu bulunmaktadır.
İki işaret arasında karıştırılma ihtimali iki şekilde ortaya çıkabilecektir. Bunlardan birincisi, tescil talebine konu markanın tescilli veya tescili için daha önce başvurulmuş markaya benzerliği nedeniyle önceki markanın aynısı ya da benzeri marka zannedilmesi ve bu sebeple satın alınmak istenen ürün dışında bir ürünün satın alınmasına sebebiyet verilmesidir. İkinci ihtimal ise, tüketicinin iki marka arasındaki farklılıklar nedeniyle her iki markanın aynı marka olmadığını anlamasına rağmen, iki markanın aynı işletmeye, başka bir ifadeyle aynı iktisadi – idari kaynağa ait olduğunu sanmasına sebebiyet verilmesidir. Bu durumda da tüketici, gerçekte almak istemeyebileceği bir ürünü, salt güvendiği önceki markayla irtibatlı sandığı için sonraki markayı alabilecektir. Böylece, önceki tescilli veya tescil talebine konu edilmiş markayı taşıyan ürünler için tüketici nezdinde tesis edilen güvenden haksız olarak yararlanma sonucu doğabileceğinden, karıştırılma ihtimali gerçekleşmiş olacaktır. Nitekim tüketiciler daha önce gördükleri, satın aldıkları mal veya hizmetin markasının, göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildikleri kadarıyla hafızalarında kalan özelliklerine dayanarak sonraki alışverişlerinde aynı veya benzer markayı taşıyan malı/hizmeti satın almayı tercih ederler.
Benzerlik ve karıştırılma ihtimaline dayalı değerlendirmelerde kural olarak orta seviyedeki tüketiciler dikkate alınacak olup; malın hitap ettiği ortalama bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıklık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimali bulunması, benzerlik ve iltibas bulunduğunun kabulü için yeterli bulunmaktadır. ABAD kararlarında da belirtildiği üzere; “ortalama alıcılar / kişiler”, çabuk aldanabilen kişiler olmadığı gibi aptal ya da budala da değildir . Mal/hizmetin alıcısı olarak dikkate alınacak olan bu kişiler; orta düzeyde zeka ve dikkate sahip olan, işareti/markayı anımsaması da sıradan olan kişilerdir. Ancak tüketici kitlesinin dikkat ve özen düzeyinin mal ve hizmet sınıflarına bağlı olarak değişkenlik göstermesi de mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta taraf markaları kapsamında benzerliği tespit olunan gıda ürünleri ve bu gıda ürünlerin satışına yönelik mağazacılık hizmetleri hemen her yaş, gelir, eğitim ve meslek grubundan tüketiciye hitap eden, kolay erişilebilir ve görece düşük fiyatlı olan, ilgili pazarda marka alternatifliliğinin yoğun olduğu, dolayısıyla tüketicinin çok sayıda ve birbirine benzer markaya maruz kalarak hafızasında bu markaların silik izlenimlerine dayalı olarak hareket etmek suretiyle tercihlerini somutlaştırdığı ürünler olup tüketicinin bu ürünleri satın alma deneyimlerindeki süre, dikkat ve özen göz önüne alındığında ortalama bir dikkat seviyesine sahip herhangi bir tüketicinin ilgili tüketici grubu içerisinde değerlendirilebileceği anlaşılmıştır.
Dava konusu marka “…” şeklinde üç sözcükten oluşan bir sözcük grubu markası olduğu, markanın “…” ve “dükkan” şeklinde algılanacağı, “dükkan” ibaresinin ticaret hayatında yaygın kullanımı bulunan ve herkesin eşit oranlı kullanımına açık bir sözcük olduğu gözetildiğinde markadaki asli ve hakim unsurun “…” ibarelerinden oluşan sözcük grubu olacağı, her bir kelimenin Türkçe ve tüketicinin anlamlarını bildiği, gündelik hayatta kullanılan kelimeler oldukları;
Davacı yanın itirazlarına dayanak markalarının ise “…” şeklinde “…” sözcüklerinin figüratif bir algı yaratacak şekilde kırmızı renkte yazılmış ve alttan bir çizgi ile bütünlük oluşturulmuş şeklinde oldukları, bu markalarda da esas unsurun doğrudan “…” ibaresi olduğu;
Her iki taraf markasının da birebir olarak “…” tamlamasını bir bütün olarak markalarının esas unsuru şeklinde içerdikleri, davacı markasının figüratif yazım biçiminin görsel anlamda dahi taraf markaları arasındaki benzerliği ortadan kaldırmadığı, taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak birebir aynı algıyı ilgili tüketicide yaratacakları, tüketicinin her iki markayı da doğrudan aynı iktisadi kaynağın olarak algılama ihtimalinin son derece yüksek olacağı; dava konusu markadaki “dükkan” ibaresi taraf markaları arasında somut bir farklılık meydana gelmesi adına yeterli ayırt ediciliği bulunan bir unsur olmadığı gibi “…” ibaresinin de uyuşmazlık konusu benzerliği tespit olunan mal ve hizmetler açısından ayırt edici gücü bulunan, kavramsal bir ilişki içerisinde olmayan, herkesin aklına ilk anda gelmesi mümkün olmayan nitelikte bir ibare olduğu;
Bu nedenle ortalama bir tüketicinin “…” markası altında satılan herhangi bir gıda, yiyecek ya da içecek ürününü satın aldığı, deneyimlediği, gördüğü ya da işittiği bir durumda, benzer mahiyetteki sair gıda ürünlerinden biri üzerinde yine bu markayı birebir şekilde gördüğünde ya da duyduğunda, aklında önceki tecrübe ettiği markadan kalan izlenime bağlı olarak sonraki markayı da aynı iktisadi – idari kaynağın piyasaya çıkardığı yeni ürününün adı olarak algılayacak olması kuvvetle muhtemel olacağı;
Zira gündelik yaşamda marka iletişiminin yoğun ve aşırı bilgilendirmesi sonucunda hedef kitlelerin satın alma davranışlarında geçmiş deneyimlerin satın almaya etkisi büyük olduğu, görsel iletişim bağlamında dava konusu markalar arasında ayırt edici vasfı yüksek “…” kelimesinden kaynaklı yüksek düzeyli oluşan benzerliğin tüketicinin aynı markalar karşısında olduğu algısını doğurabilecek nitelikte olduğu, bu durum sözel iletişim bağlamında da markaların birbirlerine ciddi şekilde yakınlığı/yaklaşması sonucunu doğurduğu, böyle bir durumda tüketicinin davalı yan markasını, davacı taraf markaları ile benzer olarak algılaması ve ‘yeni markanın’da davacıya ait olduğu/olabileceğini değerlendirmesinin kaçınılmaz olacağı;
Dolayısıyla taraf markaları kapsamındaki mal ve hizmetler arasındaki görece ortalama düzeydeki benzerlik ilişkisi, taraf markalarını oluşturan sözcük unsurları arasındaki son derece yüksek ilişki ile birlikte bakıldığında, tüketicinin söz konusu ürünlerde ayırt edici niteliği yüksek “…” markasını gördüğünde, taraf markalarını aynı iktisadi kaynağın markaları olduğunu düşünmesi ve buna göre tercihlerini şekillendirmesi kuvvetle muhtemel olacağı; başka bir ifadeyle, somut olaya özgü olarak, emtialar arasındaki düşük/ortalama düzeyli ilişkinin, işaretler arasındaki ayniyet düzeyindeki benzerlik ile birlikte, ilgili tüketici algısında, taraf markaları arasında, başvuruda yer alan 32.sınıftaki “Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri.” ve 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için ….. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri….. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” bakımından, ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açacak bir benzerliğin mevcut olduğu, dava konusu markadaki sair hiçbir mal ve hizmetin, davacı yanın sınırlı sayıdaki mal ve hizmet grubunda tescilli markaları ile benzerlik ilişkisi içerisinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilince, davalının marka tescil başvurusunda kötü niyetli olduğu iddialarında bulunduğu, davalı yanın en eskisi 2016/102897 sayılı ve 11.06.2019 tarihinde tescil edilmiş 35 / 36 / 38 / 41 / 45. Sınıflarda tescilli markası ile birlikte yine 16 / 35 / 38 / 41 / 45. Sınıftaki mal ve hizmetlerde tescilli 2016/73408 sayılı markasının mevcut olduğu, dolayısıyla davalının işbu dava konusu başvurudan önce de “…” ibareli muhtelif tescillerinin yine mevcut olduğu, dolayısıyla kötü niyet iddialarının yerinde olmadığı ve davacının kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Dava konusu 2019/84625 sayılı “…” ibareli davalı marka başvurusu kapsamında yer alan mal ve hizmetlerden yalnızca 32.sınıftaki “Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri..” ve 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için ….. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri….. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetleri bakımından taraf markaları arasında emtia benzerliğinin mevcut olduğu; başvuru konusu markada farklı sınırlarda yer alan sair mal ve hizmetler bakımından ise taraf markalarının tamamen farklı nitelikte mal ve hizmetleri kapsadıkları; bununla birlikte taraf markalarının esas unsurunu oluşturan “…” ibaresinin, uyuşmazlık konusu mallar bakımından ayırt edici niteliği bulunan bir ibare olması nedeniyle oluşan görsel, işitsel ve kavramsal benzerliğin, bu ibarenin her iki taraf markasında da birebir şekilde kullanılmasından kaynaklı olarak, benzer görülen emtialar arasındaki düşük düzeyli ilişkinin dahi tüketici nezdinde taraf markaları arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali oluşmasına yol açabileceği; kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı, YİDK kararının yerinde olmadığı, hükümsüzlük ve terkin koşullarının kısmen oluştuğu anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n K ı s m e n K a b u l ü n e,
1-TÜRKPATENT YİDK’nın 2020/M-10195 sayılı kararının 32.sınıftaki “Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri..” ve 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için ….. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri….. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetleri bakımından iptaline,
2-Yukarıda belirtilen mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
3-6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 51/4.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip resen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,
4-Alınması gereken harç peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın kısmen reddolunması, davalı kurum ve davalı şirket kendilerini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davanın kabul red oranının takdiren %50 olarak belirlenmesine,
8-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 59,30.-TL ilâm harcının tamamının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacının bunun dışında yapmış olduğu aşağıda dökümü yazılı 2.440,63.-TL yargılama giderinin %50’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalıların yapmış olduğu bir gider bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine (HMK m.333),
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.30.12.2021

Kâtip Hâkim ….
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır
MASRAF DÖKÜMÜ
İlk Masraf : 67,80.-TL
Bilirkişi Ücreti : 2.250,00.-TL
P.P : 122,83.-TL
TOPLAM : 2.440,63.-TL