Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/362 E. 2022/201 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/362 Esas – 2022/201

T.C.

2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/362
KARAR NO : 2022/201

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2021
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Marka YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkilinin ülke çapında esas olarak eğitim, öğretim, yayın alanlarında faaliyet gösteren tanınmış bir firma olduğunu, tanınmış markalarının serisi olarak … sayılı “…” ibareli tescilli markaların da sahibi olduğunu, dava konusu edilen 2020/105952 başvuru sayılı markanın müvekkilinin bu tescilli/seri markalarıyla iltibas yaratacak derecede benzer bir marka olduğunu, dava konusu edilen markanın müvekkilinin seri markalarının devamı niteliğinde algılanması ihtimalinin yüksek olduğunu, davalı TÜRKPATENT’in üçüncü kişilerin dosyaladığı “…”lı marka başvurularına davacının yaptığı itirazları kabul ettiğini, huzurda dava konusu edilen kararın TÜRKPATENT’in yerleşik bu kararları ile de çeliştiğini, taraf markaların aynı/benzer emtialarda kullanılacağını, dava konusu edilen markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, zira söz konusu markada geçen diğer kelime unsuru olan “…” ibaresinin “tek/tekli” şeklindeki yerleşik anlamı nedeniyle markasal hüviyette ayırt ediciliğinin bulunmadığını, zaten de markanın bütünsel açıdan dahi müvekkilinin “…”lı markaları ile görsel, işitsel ve kavramsal açılardan ayırt edilemeyecek derecede benzediğini, davalı marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığını ileri sürerek, TÜRKPATENT YİDK’nın 12.11.2021 tarihli … sayılı kararının 09, 35 ve 41. Sınıflar yönünden iptaline ve … sayılı markanın 09, 35 ve 43. Sınıflar yönünden hükümsüzlüğünün tespiti ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı kurum vekili cevap dilekçesi ile özetle;
Davada karşılaştırılan markalar arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmasına ilişkin koşulun sağlanmadığını, markaların görsel, işitsel, kavramsal açılardan ve bıraktıkları toplu intiba yönünden farklı olduklarını, tüketicilerin dava konusu edilen markayı yapay parçalara bölerek içinden sadece “…” ibaresini seçip işareti bu şekilde algılamasının makul ve beklenebilir olmadığını, zaten de uyuşmazlık konusu olan “…” ibaresinin markasal hüviyette ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, yani davacının markalarının zayıf markalar olduğunu, bu nedenle çekişme konusu mal ve hizmetler açısından markalar arasında bir iltibas tehlikesinin bulunmadığını, davacının davalının kötü niyetli olduğu yönündeki iddialarını yeterli delille ispatlayamadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle ;
Müvekkilinin QNB Finansbank’ın kurum içi girişimcilik programı olan, markaları ve tüketicileri tek bir dijital platformda bir araya getirmeye yarayan “…” isimli uygulamanın geliştiricisi ve sahibi olduğunu, bu uygulama kapsamında kullanıcıların “… …” kazandıkları bir aşama olduğunu, müvekkilinin “…” uygulamasının 2020 yılının en iyi yazılımı ödülünü aldığını, müvekkilinin “…” ibaresini marka olarak kendi adına tescil ettirmek için TÜRKPATENT nezdinde bazı marka başvurularında bulunduğunu, huzurda dava konusu edilen markanın da bunlardan biri olduğunu, uyuşmazlık konusu olan “…” ibaresinin çekişme konusu mal ve hizmetler yönünden markasal hüviyette ayırt ediciliğinin zayıf olduğunu, zira bu ibarenin yerleşik ve yoğun bir biçimde kullanılan bir anlamı olduğunu, dolayısıyla markasal hüviyette tek bir kişinin kullanımına hasredilemeyeceğini, zaten de TÜRKPATENT nezdinde farklı kişi ve kuruluşlar adına tescilli onlarca “…” ibareli marka bulunduğunu, karşılaştırılan markalar ayırt ediciliği düşük bir unsuru ortak olarak içerdiklerinden karıştırılma olasılığı incelemesinin ortak olmayan unsurların markanın bütünsel olarak oluşturduğu izlenime etkisi açısından ele alınması gerektiğini, bu açıdan ise karşılaştırılan markaların görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzer olmadığını, müvekkilinin “…”lu markalarının tanıtımına ciddi yatırımlar yaptığını ve bu markalara ayırt edicilik kazandırdığını, davacının itirazına/davasına mesnet aldığı markalarının kullanımının ispat edilmesi gerektiğini , davacının kötü niyet iddialarını da ispatlayamadığını, ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, davacı iddiaları karşısında başvuru markası ve mal/hizmetler ile itiraza mesnet markalar ve mal/hizmetler arasında benzerlik, karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı, hükümsüzlük ve terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının kötü niyet itirazının yerinde olup olmadığı, noktalarında toplanmaktadır.
DEĞERLENDİRMELER
Dava konusu YİDK’nın …
sayılı “hocam bi …”, “… güç sende artık”, “… eğitim seti”, “tam …
yayınları”, “tam … akademi”, “…”, “p + … plus serisi” ibareli markalar ile
karıştırılma ihtimali, kötüniyet, diğer gerekçelerle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca
reddedilmesi talebiyle yapılan itirazın incelendiği,

6769 s. Kanun’un 6(1) fıkrası “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş
veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal
veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte
başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma
ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” hükmünü içerdiği,

Yerleşik içtihada göre, halkın malların veya hizmetlerin aynı işletmeden veya ticari
olarak bağlantılı bir işletmeden geldiğine inanması riskinin karıştırılma olasılığını ortaya
çıkardığı, karıştırılma olasılığı, kamunun ilgili kesiminin ihtilafa konu markalar ve mallar
veya hizmetler hakkındaki algısı, markaların ve malların veya hizmetlerin benzerliğinin
karşılıklı bağımlılığı dahil olmak üzere inceleme konusu ihtilafa ilişkin tüm faktörler
dikkate alınarak, bütüncül olarak değerlendirilmesi gerektiği,
Karıştırılma olasılığına ilişkin bütüncül değerlendirme yapılırken, ihtilafın konusu
markaların görsel, işitsel veya kavramsal benzerliği, işaretlerin bütün olarak
oluşturdukları izlenim esasında incelenmesi gerektiği, ancak bu yapılırken işaretlerin ayırt edici
ve baskın unsurları özellikle dikkate alınması gerektiği, karıştırılma olasılığına ilişkin genel
değerlendirmede, malların veya hizmetlerin ortalama tüketicisinin markalara ilişkin algısı
belirleyici etkiye sahip olduğu, bu bağlamda, ortalama tüketicilerin markayı genellikle bütün
olarak algılayacağı ve markanın çeşitli detaylarına ilişkin kapsamlı bir analize girişmeyeceği,

Karıştırılma olasılığına ilişkin bütüncül değerlendirmede, ilgili malların veya
hizmetlerin ortalama tüketicisinin makul derecede bilgili, gözlemci ve ihtiyatlı varsayılacağı, bununla birlikte, ortalama tüketicilerin farklı markalar arasında doğrudan bir
karşılaştırma yapma şansına nadiren sahip olduğu, bunun yerine markaların zihninde
kalan tam olmayan imajını (hatırasını) esas aldığı faktörü dikkate alınmalıdır. Buna
ilaveten, ortalama tüketicilerin dikkat seviyesinin, ihtilafa konu malların veya hizmetlerin
niteliğine göre değiştiği de göz önünde bulundurulduğu,

Önceki tarihli markanın ayırt edici gücü arttıkça, karıştırılmanın ortaya çıkması
olasılığının da arttığı bu nedenle, ayırt edici gücü, tabiatı gereği veya piyasada sahip olduğu
bilinirlik (ün) nedeniyle, daha yüksek olan markaların, ayırt edici gücü düşük olan
markalara kıyasla daha geniş korumadan yararlanacağı, bu nedenle, karıştırılma
olasılığının varlığı araştırılırken önceki markanın ayırt edici gücü ve özellikle sahip olduğu
bilinirlik (ün) dikkate alınması gerektiği,

Karıştırılma ve ilişkilendirilme olasılığı gerekçeli itiraz belirtilen genel ilkeler esas
alınarak incelendiğinde, çekişme konusu markalarda yer alan “…” ibaresinin ayırt
edici gücünün görece düşük olması, markalarda yer alan diğer tüm unsurlarla birlikte
başvuru ile itiraz gerekçesi markaların birbirinden farklılaştığı hususları bir arada dikkate
alındığında, başvuru ile itiraz gerekçesi markaların görsel, işitsel ve bütün olarak ortaya
çıkan izlenim bakımlarından karıştırılabilecek derecede benzer bulunmadığından 6/1
gerekçeli itirazın reddi gerektiği, diğer taraftan, her marka özgünlük derecesi, tasarımı, tescile konu
mallar/hizmetlerin ve bu mal ve hizmetlerin tüketici grubunun özellikleri, markanın tescil
kapsamındaki mal/hizmetler üzerindeki ayırt edici niteliği gibi unsurlar açısından kendine
özgü özellikler taşıdığından ve ancak tüm bu unsurların birlikte değerlendirilmesi sonunda
tescil başvurusuna ilişkin karar oluşturulabildiğinden dilekçede başka marka
başvurularına ilişkin verilen kararların işbu itirazın değerlendirilmesinde dayanak
gösterilmesinin haklı bulunmadığı,

6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil
edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı
mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte
başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma
ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği hükme bağlanmış olup; m.6/1 anlamında
bir tescil engelinin mevcut olduğundan söz edebilmek için, markaların benzer olması,
kapsadıkları mal/hizmetlerin aynı/benzer olması ve iltibas yaratması koşullarının birlikte
gerçekleşmesi gerektiği,

Karıştırmada halkın istediği, arzu ettiği malı alacağı yerde gerek şekil, gerek yazılış ve
gerekse ambalajındaki benzerlikler sebebiyle gözde veya kulakta yanılma sonucu başka bir malı
alması söz konusu olduğu, bunun haricinde halk, iki marka arasında herhangi bir şekilde bağlantı
kuruyorsa karıştırma ihtimali olduğu, iltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında,
ilgili mal/hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeninin esas alındığı, önemli bir ilkenin de,
markanın bütünü itibarıyla nazara alınması gerektiği, yani, benzerliğin olup olmadığına, markanın
bütünü itibariyle bıraktığı etki dikkate alınarak karar verileceği, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi (Mülga 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi) anlamında
benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin varlığının tespitine ilişkin olarak doktrin ve yargı kararlarında
bazı temel ilkeler benimsenmiş durumdadır. Buna göre, markalar arasında benzerlik ve
karıştırılma ihtimali bulunup bulunmadığının tespitinde;
Markalar arası görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler,
Markaların birbirini çağrıştırma durumu,
Markaların bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat,
Malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu,
Markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman,
Markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları
dikkate alınmalıdır.

Davalı markası, “… …” ibarelerinden oluşmakta olup, “…ve
…” ibareleri ele alındığında bir bütün olarak davacının itiraza mesnet …
esas unsurlu markalarından farklıdır. Davacının itirazına mesnet bazı markalarının ,
“ŞEKİL”,
“ŞEKİL”,
“ŞEKİL”, ibarelerinden ve şekil unsurundan oluştuğu göz
önüne alındığında, başvuru markasının genel izleniminin farklı olduğu,

Ayrıca … ibaresi, davacının iptalini ve hükümsüzlüğünü talep ettiği 9, 35
ve 41. Sınıfta yer alan emtialar açısından zayıf marka olduğu, zayıf marka
seçen kişilerin zayıf marka korumasına katlanmaları gerektiği, nitekim
başvuru markasına eklenen …ibaresi, iş bu markaya yeterli ayırt ediciliği
sağlamış olup, başvuru markasını davacı markalarından yeterince farklılaştırdığı,
Taraf markaları arasında karıştırılacak derecede benzerlik
bulunmadığı için, SMK 6/1 maddesi uyarınca iltibas tehlikesi doğmayacağı, bu nedenle markaların kapsamlarında yer alan mal ve hizmet
benzerliği incelemesine ihtiyaç bulunmadığı, açıklanan hususlar muvacehesinde, davacı vekilinin iddialarının yerinde olmadığı, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından alınan 2021-M-9544 sayılı YİDK kararının usule ve hukuka uygun olduğu, 2020/105952 sayılı markanın 09, 35 ve 43. Sınıflar yönünden hükümsüzlüğü şartlarının oluşmadığı sonuçlarına ulaşılmış ve aşağıdaki şeklide hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M :
Davanın Reddine,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 59,30.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL maktu ilâm harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacının yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı Türk Patent’in yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı şirketin yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı Türk Patent ile diğer davalı şirket vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.16.06.2022

Kâtip Hâkim … ✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır