Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/345 E. 2022/217 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/345 Esas – 2022/217
T.C.

2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2021/345
KARAR NO : 2022/217

DAVA : Marka Tescilinden Doğan Haklara Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Ticaret Unvanından Terkin ile İlan
DAVA TARİHİ : 07/12/2021
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Marka Tescilinden Doğan Haklara Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Ticaret Unvanından Terkin ile İlan istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle, müvekkili şirketin, 02.05.1972 tarihinde …İnşaat ve San. A.Ş. unvanı ile kurulmuş, 09.05.1972 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde bu kuruluş ilan edilmiş olduğunu, davalı şirketin ise, … Dış Ticaret Ltd. Şti ünvanı ile İstanbul Ticaret Sicilinde kuruluş tescilinin yayınlamış; daha sonra ticaret ünvanını 29.05.2015 ticaret sicil ilanı ile … İnşaat ve Dış Ticaret Ltd. Şti olarak değiştirmiş; 19.07.2017 tarihli 9370 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ilanı İstanbul’dan … Ticaret Sicil Müdürlüğüne naklinin ve adres değişikliğinin gerçekleştirilerek … sicil numarasına kayıt yapılmış, 28.10.2019 tarih ve 9939 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ilanı ile pay devrinin yapıldığı, müdür/yetkileri ile unvanının …ASFALT YOL İNŞAAT NAKLİYAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ olarak değiştirildiğinin öğrenilmiş olduğunu, tescilli markasının, mal ve hizmet sınıflandırma listesinin 35, 37, 42 ve 44. sınıflarında korunduğunu, 37. sınıfın İnşaat hizmetleri, inşaat araç gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetlerini de içerdiğini, 42. sınıfın ise mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarım hizmetlerini de kapsadığını, kuruluşundan bu yana, müvekkili şirket almış olduğu ihaleler ile birçok baraj, hidroelektrik santral, sulama ve kanalizasyon tesisleri, hava alanları, yollar, köprüler vb. inşaat işlerinin proje ve inşaatını başarıyla tamamlamış olduğunu, şirketin temel faaliyet alanlarının, çeşitli endüstriyel tesisler ile altyapı yatırımları proje ve mühendislik hizmetleri, baraj, havaalanı, termik santral, vb., altyapılar ile endüstriyel tesislerin tüm inşaat, imalat ve montaj işlerinin yapımı, her türlü altyapı inşaatı, her tür çelik yapı inşaat işlerinin planlama, projelendirme, imalat ve montaj işleri olduğunu, müvekkili şirketin ayrıca organik bağ içerisinde bulunduğu “…” ibareli birçok firmasının (…Otoyol Yatırım Ve İşletme Anonim Şirketi, …Servis Hizmetleri Ve Ticaret Anonim Şirketi, …Ulaşım İşletme ve Bakım Anonim Şirketi vb) bulunduğunu, … sayılı “…şekil” markası dışında … sayılı “…şirketler grubu group of companies”, …sayılı “…ulaşım işletme ve bakım a.ş.”, 2021/076809 sayılı “…filo kiralama makina inşaat ltd. şti.”, 2021/076810 sayılı “…otoyol yatırım ve işletme a.ş.”, … sayılı “…servis hizmetleri ve ticaret a.ş.” gibi markalarla faaliyetlerine devam ettiğini, davalı şirketin 28.10.2019 tarih ve 9939 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ilanı ile unvanının …ASFALT YOL İNŞAAT NAKLİYAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ olarak değiştirildiğini, söz konusu unvanın kullanımının durumun müvekkili şirketinin korunan haklarına ve unvanına müdahale edildiği gibi iltibas yoluyla haksız rekabet de oluşturulduğunu,
• Daha önce benzer tesciller yaptıran ve haksız rekabetten yararlanma gayesi ile hareket eden başkaca şirketlerle ilgili … Fikri Haklar ve Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılan davaların müvekkili şirket lehine sonuçlanmış ve davalıların ticaret unvanlarından …ibarelerinin silinmesine ve kararın gazetelerde yayınlanmasına karar verilmiş, bir kısım davalarda talepleri üzerine tazminatlara hükmedilmiş, kararlar Bölge Adliye Mahkemeleri ve Yargıtay nezdinde onanarak kesinleşmiş, haklılıklarının yargı kararları ile de tescil edilmiş olduğunu, SMK’nın ilgili hükümlerine göre tescilli bir markanın sahibinin, izni alınmadan markanın aynı olan bir işaretin tescil kapsamındaki aynı mal veya hizmetlerle ilgili olarak kullanılmasının önlenmesini talep etme yetkisine sahip olduğunu, yine marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk üzerinde işaret ile tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali olan herhangi bir işaretin kullanılmasının marka sahibinin iznine bağlı olduğunu, davalı şirketin “…” unvanının kullanımı için müvekkili şirketten izin almadığını beyan ederek markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine ve durdurulmasına, davalı şirket ticaret unvanından “…” ibaresinin silinmesi ile hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından ileri sürülen sebepler ile somut olayın nitelik ve nicelikleri birbiri ile irtibatlandırılamayacak derece farklılıklar içerdiğini, öncelikle müvekkili şirketin kullandığı isim “TİCARET UNVANI” olarak Ticaret Sicil Müdürlüğünün onayı ile kullanıldığını, müvekkili şirketin işletme konusu ile davacının işletme konularının birbirinden farklılıklar içerdiğini, ticaret sicil kaydında müvekkilinin faaliyet alanı ile davacının TÜRKPATENT’de kayıtlı markasında iştigal konularının yazılı olduğunu, işletme konuları birbirinden farklı olan şirketler arasında karışıklığa neden olacak herhangi bir iltibas durumunun mevcut olmadığını, müvekkili şirketin LTD.ŞTİ olmasına rağmen ihtar eden şirketin A.Ş olarak faaliyet gösterdiğini, davacı tarafından ileri sürülen nedenler “MARKA” ile ilgili hukuki düzenlemeler olmasına rağmen dava dilekçesinde marka konusunda uyuşmazlığın bulunmadığının belirtilmiş olduğunu, ticaret unvanının özellikle tüzel kişiler bakımından, gerçek kişilerdeki ismin yerini tuttuğunu, temelde farklı işlevleri olan iki işaret arasında, hatta bu işaretlerin ait olduğu işletmeler arasında karışıklığa, haksız bir yararın sağlanmasına yol açabilecek, yanıltıcı olabilecek, markanın itibarına zarar verebilecek nitelikte olmasının gerektiğini, mezkur davada sayılan şartların sağlanmadığını, tescil ve ilân edilen ticaret unvanını kullanma hakkının sadece sahibine ait olduğunu, (TK m. 50). tescilli bir ticaret unvanının yasal mevzuata uygun olarak kullanılmasının, başkasının marka hakkını ihlâl etmeyeceği gibi haksız rekabet de oluşturmayacağını, müvekkili şirketin “…” adını ticaret unvanı olarak kullandığı “MARKA” olarak kesinlikle kullanmadığı, herhangi bir tabela veya reklam aracı olarak “…” adını kullanmadığı, markasal olarak hiçbir kullanımının olmadığı, buna dair internet sitesi dahi oluşturulmadığını ifade ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın açılmasını müteakip davaya katılan tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını ve bilirkişi raporu alınmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Davacı ve davalı arasındaki uyuşmazlık, davalı tarafından davacı marka hakkına tecavüz edilip edilmediği, kullanımların ticaret unvanına tecavüz teşkil edip etmediği, …ibaresinin terkini şartlarının oluşup oluşmadığı, oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
DEĞERLENDİRMELER:
Ticaret Unvanının Korunması Bakımından;
Davacı Şirketin Ticaret Sicil Kayıt Bilgilerinde Yer Alan İştigal Alanları ile Davalı Şirketin Ticari Sicil Kayıt Bilgilerinde Yer Alan Faaliyet Alanlarının Aynı veya Benzer Olup Olmadığı;
Davacı …İNŞAAT TİCARET VE SANAYİ A.Ş. Bakımından;
15.10.2012 tarihli ticaret sicil gazetesine göre, davacı …İNŞAAT TİCARET VE SANAYİ A.Ş.’nin ticaret sicil kayıt bilgilerinde yer alan iştigal alanları aşağıda listelenmiştir;
a) Şirket yol, köprü, baraj, liman, okul, hasathane ve demiryolu gibi bayındırlık tesisleri ile sınai ve turistik tesislerin inşaat taahhüdü ve özel kanunlarda belirtilen esas ve şartlar dahilinde Toplu ve sosyal konut müteahhitliği yapabilir.
b) Her nevi madeni eşya sanayi tesisleri inşaatı yapmak
c) Her nevi çelik konstrüksiyon, madeni eşya, makine, teçhizat ve malzeme imali, inşaatı, alımı, satımı, ithalat, ihracat ve konu ile ilgili ticari muamelelerde bulunmak
d) Yapmakta olduğu ve yapacağı inşaat işleri ile ilgili Etüd, proje ve teknik müşavirlik işleri, rantabilite etüdleri yapmak
e) Yukarıda yazılı işlerle dahili ve harici mümessillik
f) Her nevi deniz vasıtası ve malzemesi inşaatı, ithali ve ticareti
g) Yapmakta olduğu ve yapacağı İnşaat işlerinde kullanmak üzere taş kum ve çakıl ocakları açmak
h) Şirketin iştigal konusu ile ilgili her ticari sınai, zirai ve mali maksatlarla, kurulmuş ve kurulacak yerli ve yabancı hakiki ve hükmi şahıs ve şirketlerin sermayelerine iştirak etmek, bunlar tarafından ihraç olunacak hisse senetlerini ve tahvilleri satın almak, bu ihraçlarda iştirak taahhütlerinde bulunmak, bunları satmak, devir ve temlik etmek, rehin ve teminat olarak kullanmak, rehin veya teminat vermek, yukarıda bahsedilen şirketlerle ynei şirketler kurmak
i) Şirketin maksadının husulü için her türlü gayrimenkulleri ve bunlara müteallik her türlü ayni hakları iktisap etmek lüzumlu gayri menkul ve tesisleri satın almak, iktisap edeceği arsa ve arazi parçaları üzerinde inşa etmek veya ettirmek, kiralamak, kiraya vermek, satmak, başkalarına ait gayrimenkuller üzerinde ipotek vaz ve feketmek, şirketin işleri için şirket gayrimenkulleri üzerinde ipotek vaz ve fekki işlemlerini kabul etmek ve yapmak ve şirket namına ve başka gerçek veya tüzel kişiler namına açılacak her türlü krediye veya teminat mektubu karşılığı taşınmaz, taşınır malları dilediği bedel ve şartlarla teminat olarak rehin ve ipotek verebilir, fek edebilir.

m) Her nevi boru hattı, pompa istasyonu, tank çiftliği ve sair akaryakıt tesisleri inşa ve monte etmek.
Davalı …ASFALT YOL İNŞAAT NAKLİYAT SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. Bakımından;
29.04.2015 tarihli ticaret sicil gazetesine göre, davalı …ASFALT YOL İNŞAAT NAKLİYAT SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.’nin (… İNŞAAT VE DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ.) ticaret sicil kayıt bilgilerinde yer alan iştigal alanları aşağıda listelenmiştir;
A) Niteliği her ne olursa olsun her türlü inşaat taahhüt işleri, konut, işyeri, ticarethane, ticaret merkezleri, alışveriş merkezleri inşaatlarını yapmak, bu işleri kısmen veya tamamen bir başkasına yaptırmak, satmak, kendi hesabına arazi ve arsalar almak, bunlar üzerinde veya başkalarına ait arsalar ve araziler üzerinde kat karşılığı binalar yapmak, gelir hasılat paylaşımı kriterleri ile inşaat işleri yürütmek, yürütülmesini sağlamak,
B) Yurt içinde ve yurt dışında her türlü resmi ve özel sektöre ait inşaat taahhüt ve montaj işleri yapmak ve müstakil konut, iş hanları, fabrikalar, yollar, baraj ve göletler, limanlar, köprüler, alt üst geçitler, tüp geçitler, raylı hatlar, park ve bahçe düzenlemeleri ve turistik tesisler, tatil köyleri, otel, motel, eğitim binaları, pansiyonlar, spor salonları, stadyumlar, yurtlar, her nitelik ve nicelikte yapılar inşa etmek ve gerektiğinde bunlardan gelir getirici yöntemler ile faydalanmak, kiraya vermek
C) Türkiye sınırları içinde veya yabancı ülkelerde, resmi ve/veya özel kurum ve kuruluşlar tarafından kapalı zarf, açık artırım, eksiltme, teklif alma pazarlık usulü ile ihaleye çıkarılacak her türlü inşaat işlerini anahtar teslimi taahhüt etmek, kat karşılığı mesken ve işyerleri inşaatları yapmak, bu mesken ve işyerlerinin tadilat ve montaj işleri, peyzaj ve çevre düzenlemelerini yapmak
D) Türkiye Cumhuriyeti Devleti bakanlıklarının ve bakanlığa bağlı resmi kuruluşların, kamu iktisadi teşebbüsleri, iktisadi devlet teşekkülleri, kamu iktisadi kuruluşları, kamu bütçeli daireler, mahalli idareler, belediyeler, yapı kooperatifleri, özel sektör kuruluşları tarafından yurt içinde ve yurt dışında ihaleye çıkarılan inşaat, elektrik, tesisat, yol, su, kanalizasyon, doğalgaz, altyapı, üstyapı, dekorasyon, restorasyon, tadilat, hafriyat ve nakliye vb. her türlü işlerinin sıfırdan inşası veya kısmen veya tamamen yeniden inşaası veya onarımı ihalelerine katılmak, teklif vermek, ihale şirkette kalırsa ihale sözleşmesi gereği işi yapmak ve teslim almak,
E) Prefabrik, çelik konstrüksiyon şeklinde inşaat ve meskenler yapmak, yaptırmak ve bunları satmak, kiraya vermek, tarihi yapılar ve/veya inşaat bilimi yönüyle hassas niteliğe sahip yapıları elden geçirmek, dokusuna uygun ve tarihi şeklini koruyacak inşaii tasarruflarda bulunmak
F) Tarihi yapılar ve/veya inşaat bilimi yönüyle hassas niteliğe sahip yapıları elden geçirmek, dokusuna uygun ve tarihi şeklini koruyacak inşaii tasarruflarda bulunmak, her türlü havuz, gölet, sulama kanalları, kanalizasyon inşaatı ve arıtma işlemleri yapmak, yaptırmak
G) Niteliği ve niceliği her ne olursa olsun her türlü dekorasyon işleri, tamirat ve boya işleri yapmak, yaptırmak, her türlü mimarlık hizmetleri vermek, şehir ve imar planları hazırlamak, uygulamalarını yapmak, yaptırmak
H) Her türlü mühendislik hizmetleri vermek, proje ve uygulamalarını yapmak, yeni projeler geliştirmek, geliştirilmesini sağlamak, dekorasyon ile ilgili spor salonlarının saha çizimi, boya, parke ve cam, cila, duvar kağıdı, halıfleks, asma tavan, kartonpiyer, fayans, kalebodur, su ve elektrik tesisatı, çatı tadilat işleri yapmak
I) Her türlü bina, büro, tesis ve yapılar ile peyzaj mimarisi ve çevre düzenlemesi alanında mimarlık, mühendislik, teknik müşavirlik hizmetleri olarak plan, proje, teknik hesaplar, danışmanlık, etüd, araştırma, tasarım fizibileteler yapmak, bununla ilgili hizmet grupları oluşturmak ve işletmek
J) Vurum (halihazır) kadastro, yer altı maden ocakları, deniz gibi, tünel ve baraj, yol, su, kanalizasyon, boru hattı gibi şerit haritalarını yapmak, parselasyon planlarını yapmak, ıslah imar planlarının yapımı ve uygulama işlemlerini yapmak
K) Her türlü inşaat malzemesi ve her türlü iş makinaları, parçaları ve yedeklerini almak, satmak, ihalelerine girmak, ticaret, ithalat ve ihracatını yapmak
L) Şirket ahşap, yarı ahşap ve betonarme toplu konut, özel konut, her türlü devlet inşaatları yapabilir, kendi adına yapmış olduğu inşaatları pazarlayabilir
M) Konusuyla ilgili her türlü dengeleme, hesaplama, yazım ve çizim işlerini yapmak, yaptırmak
N) İnşaatın her noktasında kullanılabilecek demirinden betonuna, çimentodan çatı kaplamasına, doğramasından elektrik sistemine, su tesisatından kalorifer tesisatına en geniş anlamıyşa her türlü malzemenin perakende ve toptan alım satımını yapmak
O) İnşaat İşleri ile ilgili eğitimler, seminerler, konferanslar düzenlemek, müşavirlik, danışmanlık hizmeti vermek, bu alanlarda bültenler dergiler yayaınlamak
P) Yapı endüstrisinde kullanılan malzemelerin ticaretini, montajını, ithalat ve ihracatını yapmak, konusuyla ilgili her türlü taşeronluk, mümessillik, temsilcilik yapmak
Q) Her türlü çevre düzenlemesi, çevre temziliği, kent temizliği, kent düzenlemesi işlerini yapmak ve yaptırmak

Tarafların ticari faaliyetleri arasında benzerlik taşıyan faaliyetler, yukarıda listeler halinde belirtilmiştir.
Davacılara Ait Ticaret Unvanları ile Davalıya Ait Ticaret Unvanı Arasında Görsel, İşitsel ve Kavramsal Olarak Benzerlik Bulunup Bulunmadığı:
Davacının ticaret unvanı, …İNŞAAT TİCARET VE SANAYİ A.Ş. olup, davalının ticaret unvanı …ASFALT YOL İNŞAAT NAKLİYAT SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.’dir.
Davacı Unvanı …İNŞAAT TİCARET VE SANAYİ A.Ş.
Davalı Unvanı …ASFALT YOL İNŞAAT NAKLİYAT SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
Ticaret unvanı “çekirdek” ve “ek” olmak üzere iki kısımdan oluşur. Ticaret unvanında “çekirdek” kısmı zorunlu olmasına rağmen, “ek” kullanılması kural olarak zorunlu değildir. Bununla birlikte, ticaret unvanı, “çekirdek” yanında “ek” de ihtiva ediyorsa bir bütün hâlinde korunur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2019/282, K. 2019/852, T. 4.7.2019)
Ticaret unvanlarının karıştırılma (iltibas) ihtimali bakımından yapılan değerlendirmede öncelikle ticaret unvanlarının çekirdek ve ek kısımlarının bir bütün hâlinde gözetilmesi gereklidir. Ayrıca buna ilave olarak unvanlar arasında karıştırılma (iltibas) ihtimalinden bahsedebilmek için, esas itibariyle ticari işletmelerin faaliyet konularının aynı veya benzer olması gerekmektedir. Zira ticaret unvanlarının bağlı olduğu işletmelerin faaliyet konularının birbirinden farklılaştığı oranda, aynı ya da benzer unvanlar arasındaki karıştırılma (iltibas) ihtimali de azalmaktadır. Dolayısıyla faaliyet konuları değişik olduğu için farklı müşteri çevresine hitap eden işletmelerin aynı ya da benzer unvanlarının karıştırılma ihtimali az olmakla birlikte tamamen ortadan kalkmamaktadır. Başka bir deyişle ticaret unvanlarının ayırt edici “ek” unsurları aynı olmakla birlikte faaliyet konuları farklı ise unvanlar arasında kural olarak iltibas oluşmasa da tanınmış bir ticaret unvanının “ek” kısmının aynısının ve benzerinin farklı bir faaliyet konusu ile birlikte ticaret unvanı olarak tescili hâlinde karıştırılma ihtimalinin varlığının kabul edilmesi gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. … )
Ticaret unvanlarında, “ek” kullanılması bir zorunluluk olmamakla birlikte, bu unsur, taraflara ait ticaret unvanlarının birbirinden ayırt edilmesine hizmet etmektedir.
Somut uyuşmazlık bakımından incelendiğinde, davacıya ait ticaret unvanının “ek” unsurunun “…” ibaresi olduğu, davalının ticaret unvanının da benzer şekilde “ek” unsurunun ise “…” ibaresi olduğu, tarafların ticaret unvanlarına ayırt edicilik sağlaması gereken ticaret unvanının “ek” kısmı “…” ibaresinden oluşmaktadır. Tarafların ticaret unvanlarının “ek” unsurunun “…” ibaresini içerdiği, bir diğer deyişle aynı ibareden oluştuğu gözetildiğinde, tarafların ticaret unvanları arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak ayniyet oluştuğu,
Aralarında 6102 Sayılı TTK m.52 Anlamında İltibas Tehlikesi Bulunup Bulunmadığı Bakımından Değerlendirme
Taraflara ait ticaret unvanlarının ayırt edici nitelik taşıyan kısımlarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak ayniyet taşıdığı, bununla birlikte davalıya ait ticaret sicil kaydında yukarıda belirtilen faaliyetlerinin, davacıya ait ticaret sicil kayıtlarında yer alan yukarıda belirtilen faaliyetler ile benzer olduğu, bu nedenle aralarında karıştırılma ihtimali bulunduğu,
Sessiz Kalma Yolu ile Hak Kaybı Koşulunun Oluşup Oluşmadığı:
Davalıya ait dava konusu ticaret unvanının, unvan değişikliğine giderek …ASFALT YOL İNŞAAT NAKLİYAT SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.’nin tür değişikliğine gidilerek 22.04.2015 tarihinde tescil edilmiştir. Dava 07.12.2021 tarihinde açılmıştır. Tescil tarihi ile dava tarihi arasında yaklaşık 7 yıla yakın bir süre bulunmaktadır.
Yargıtay Hukuk genel Kurulu’nun … … … tarihli kararında; “Sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesi ticaret unvanları yönünden açılacak davalarda da söz konusudur. Gerçekten aynı veya benzer bir ticari ad ve işaretin başka bir kişi tarafından ticaret unvanında kullanılması hâlinde önceki hak sahibinin dava açarak bu unvanın terkinini veya değiştirilmesini talep etmesi mümkündür. Ancak bu hakkın kullanılması imkânının önceki hak sahibine sınırlandırılmaksızın tanınması bazı hâllerde haksız sonuçlar doğurabilmektedir. Zira iyi niyetli olarak ticaret unvanını tescil ettirmiş ve kullanmaya başlamış olan tacirin, para ve emek sarf ederek bu unvan altında yatırımlar yapması, ancak önceki hak sahibinin bu durumdan haberdar olmasına rağmen uzun süre sessiz kaldıktan sonra dava açması “dava hakkının kötüye kullanılması” olarak nitelendirilmelidir. Keza sonraki ticaret unvanının bilinmesi veya devam eden tecavüze karşı uzun süre sessiz kalındıktan sonra dava açılması, hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilebilecektir.” ifadesiyle, ticaret unvanı terkini davalarında da sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkelerinin uygulanacağı ifade edilmiştir.
Ticaret unvanları ticaret siciline tescil edilerek, ticaret sicil gazetesinde yayınlanmaktadır. Dolayısıyla, önceki hak sahibinin tescilden haberdar olmadığını ileri sürmesi mümkün değildir.
“…marka hükümsüzlük davalarında sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesinin uygulanabilmesi için beş yıllık sürenin geçmiş olması gerekmektedir. Ancak ticaret unvanı yönünden mevzuatta bir süre belirlemesi bulunmadığından TMK’nin 2. maddesi de gözetilmek suretiyle her somut olayın özellikleri dikkate alınarak sürenin belirlenmesi gerekmektedir.” (Yargıtay Hukuk genel Kurulu’nun E. 2017/11-27 K. 2020/225 T. 26.02.2020 tarihli kararı)
Davacıya ait ticaret unvanının tescil tarihi ile dava tarihi arasındaki 7 yıla yakın bir sürenin sessiz kalma yoluyla hak kaybı oluşması için yeterli olduğu,
Davacıya Ait Markanın Korunması Bakımından Değerlendirme
Davacı vekilinin talepleri kapsamında uyuşmazlıkta öncelikle davalının davacının markasından doğan haklara tecavüz teşkil edip etmediği ve “…” ibaresinin davalı ticaret unvanından terkinine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı irdelendiğinde,
Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller” başlığını taşıyan 29 uncu maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller aşağıdaki gibi düzenlenmiştir:
“Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek”
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29/1(a) maddesinin atıf yaptığı 7. maddesinin 2. fıkrasına göre, marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7. maddesinin 3. fıkrasında ise marka hakkı sahibinin yasaklayabileceği bazı hallere (haksız kullanım şekillerine) yer verilmiştir. Buna göre, aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
Diğer taraftan, Türk Ticaret Kanunu’nun “Unvanına tecavüz edilen kimsenin hakları” başlıklı 52. maddesi ise “Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.” hükmünü amirdir.
Bilindiği üzere, ticaret unvanı bir taciri diğer tacirlerden ayırt etmeyi sağlarken, marka ise bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini diğer bir teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlamaktadır. Daha önce tescil edilmiş bir markanın varlığı karşısında marka ile aynı veya benzer ibareler içeren bir ticaret unvanının markasal olarak kullanılması marka hakkına tecavüz teşkil edebilir. Ticaret unvanı veya unvanda yer alan bir kelime, ticaret sicilinde yazılı halinden farklı olarak mal veya hizmetle bağlantılı şekilde kullanılır ve bu kullanıma artık markasal değer atfedilirse, bu durumda marka hakkına tecavüzden bahsedilebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bir kararında, mevcut bir markanın başkası tarafından ticaret unvanı olarak tescil edilmesinde, unvanın tescili tarihinde, seçilen ibarenin serbest olmadığının belirgin olduğu, oysa unvanın tescili sırasında, bu ibarenin serbest olması, yani üçüncü şahsın ibare üzerinde hukuken ileri sürebileceği bir hakkının bulunmaması gerektiği ifade edilmiş ve öncelik hakkına vurgu yapılmıştır. Bu ifadelerden anlaşıldığı üzere, Hukuk Genel Kurulu, kararını, “öncelik ilkesine” dayandırmıştır. Buradan çıkan sonuç: Aynı işaret farklı kişiler tarafından farklı ayırt edici işaretlere konu edilirse, bu durumda işareti ilk önce kullanan, tanıtan ve/veya tescil ettirene öncelik tanınacaktır.
Davacıya Ait Redde Mesnet Marka
Davacıya ait markada “…” ibaresinin esas unsur olduğu, davalıya ait ticaret unvanının esas unsurunun da ek unsur konumundaki “…” ibaresi olduğu,
Dava konusu ticaret unvanının esas unsuru ile davacı markaları işitsel, görsel ve kavramsal olarak karşılaştırıldığında, dava konusu ticaret unvanı ile davacı markalarının esas unsurlarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak aynı veya çok benzer olması nedeniyle dava konusu ticaret unvanı ile davacıya ait marka arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak karıştırılmaya yol açacak derecede benzerlik bulunduğu,
Dava Konusu Ticaret Unvanının Faaliyet Alanları ile Davacıya Ait Markaların Kapsamındaki Emtianın Benzer Olup Olmadığı:
Dava konusu ticaret unvanının faaliyet alanları ile davacıya ait redde mesnet markanın kapsamlarındaki benzer/ilişkili hizmetlerin bulunduğu,
Dava konusu ticaret unvanının faaliyet alanlarından ve yukarıda belirtilen faaliyetlerin davacının 2005/11000 sayılı markalarının kapsamındaki bir kısım hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap ettiği, benzer ihtiyaçları karşıladığı, bazılarının birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet oldukları, dağıtım kanallarının ortak olduğu hususları dikkate alındığında, belirtilen faaliyet alanlarının söz konusu markalardaki belirtilen hizmetlerle aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı,
Karıştırılma İhtimali;
Sonuç olarak, davacıya ait markalar ile davalıya ait ticaret unvanının esas unsurlarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak ayniyet derecesinde benzerlik taşıdığı, davacıya ait markanın kapsamında yer alan hizmetler ile davalının ticaret sicil kayıtlarında yer alan ve yukarıda belirtilen faaliyetler arasında aynılık/benzerlik/ilişkililik oluştuğu, buna göre; tüketicinin taraf markalarını/ticaret unvanını aynı/benzer/ilişkili hizmetler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, önceden bildiği ve tanıdığı davacıya ait marka ile davalının ticaret unvanını birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin bulunması, ortalama tüketicilerin davacı markasından edindiği izlenimi davalı unvanına aktarabilecek olması, tüketicinin karşı karşıya kaldığı marka ve unvanın aynı iktisadî veya idarî kaynağa ait olduğu yanılgısına düşebilecek olması karşısında, markaların birbiri ile karıştırılma tehlikesi bulunması nedeniyle, somut olay bakımından davacıya ait marka ile davalıya ait ticaret unvanı arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu,
Tüm dosya kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda;
A) TİCARET UNVANI KORUNMASI BAKIMINDAN
Davalı tarafın ticari sicil kayıtlarında yer alan faaliyetlerinin davacı tarafın ticari sicil kayıtlarında yer alan faaliyetler ile benzer olduğu, davacının ticaret unvanı ile davalının ticaret unvanı arasında iltibas tehlikesi oluşturacak derecede görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğu ve aralarında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, ancak davacıya ait ticaret unvanının tescil tarihi ile dava tarihi arasındaki 7 yıla yakın bir sürenin geçmiş olmasının sessiz kalma yoluyla hak kaybı oluşması için yeterli olduğu,
B) MARKALARIN KORUNMASI BAKIMINDAN
1) Dava konusu ticaret unvanının faaliyet alanlarındaki bir kısım faaliyetlerin davacının 2005 11000 sayılı markasının kapsamındaki bir kısım hizmetlerin aynı/ aynı tür/ benzer/ilişkili olarak yer aldığı, davacıya ait 2005 11000 sayılı marka ile davalının ticaret unvanı arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğu, dolayısıyla 2005 11000 sayılı markanın kapsamındaki benzerliği belirtilen hizmetler bakımından karıştırılma ihtimali bulunduğu, ancak davacının markasının tescil tarihi ile dava tarihi arasındaki 7 yıla yakın bir sürenin sessiz kalma yoluyla hak kaybı oluşması için yeterli olduğu kanaatinde ulaşılmış olup açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
Davanın reddine,
Alınması gereken 80,70.-TL harçtan, peşin alınan 59,30.-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40.-TL maktu ilâm harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davalı şirket kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00.-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı şirketin yapmış olduğu bir gider olmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı vekilinin yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.23.06.2022

Kâtip Hâkim…
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır